Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Nasreddin Hoca Fıkraları
Hekim Hoca
İlkeli, seviyeli, edepli, onurlu olan, hazır soruya hazır cevap veren Nasrettin Hoca'ya bir sohbet esnasında köylüler sorarlar;
- Hocam siz hekimlikten de anlar mısınız ?
Hoca : Anlarım tabi, der.
Köylüler : Hocam öyleyse bir hususta bize bir nasihatiniz, bir tavsiyeniz, bir vasiyetiniz olur mu? derler.
Hoca: Tabi der.
Ayaklarınızı sıcak tutun, başınızı serin,
Düşünmeyin derin derin,
Birde kendinize iş bulun, Gerisi Allah kerim. der...
Tabut
Bir gün kabristana cenaze götüren ve tabutu omuzlarında taşıyan cemaatin kendi aralarında tartışmaları sonucu Hocaya;
-Hocam, bu tabutun sağında mı, solunda mı, önünde mi, yoksa arkasında mı, neresinde bulunalım, neresinde bulunmak daha sevaptır diye sorduklarında
Hoca:
-Ey Cemaat! Allah Aşkına tabutun içinde bulunmayın da neresinde bulunursanız bulunun” der.
Esegin Sözü
Adamin biri Hoca'dan esegini ister fakat evde olmadigini söyledigi sirada ahirdan anirma sesini duyunca:
- "Askolsun Hocam bunca yillik komsuyuz. Bak iste sesi geliyor." Hoca hemen cevabi yapistirir:
- "Ne yani simdi kirk yillik komsuna degil de kilkuyruk esegin sözüne mi inaniyorsun?!" der.
Ben Uyuyorum
Bir gün Nasreddin Hoca sehire gelip, bir arkadasiyla birlikte handa kalmis. Gece yarisi arkadasi sormus:
- "Hocam, uyudunuz mu?"
- "Buyurun bir sey mi var?"
- "Biraz borç para isteyeyim demistim." Nasreddin Hoca hemen horlamaya baslayip:
- "Ben uyuyorum!"
Ayin Degeri
Nasreddin Hoca bir gün pazarda dolasirken adamin biri yanina yaklasip:
- "Hocaefendi bu gün ay kaça geldi?" demis.
Hoca da adama:
- "Valla bilmiyorum. Bugünlerde hiç ay alip satmadim."
Davetiye
Nasreddin Hoca'nin komsusu evlenirken Hoca'dan davetiye dagitmasini istemis. Hoca sehirde kendini begenmis olarak ün kazanan bir zenginin davetiyesini vermeye gitmis.Hoca'yi gören zengin sinirinden :
- "Davetiyeleri dagitmaya iyi bir insan bulamamislar mi?" demis. Nasreddin Hoca :
- "Iyi insanlar da vardi, ama onlar iyi insanlarin davetiyelerini vermeye gitti," diyecevap vermis
Benden Yana misin? Ayidan Yana mi?
Nasreddin Hoca bir gün yolda yürürken yanina bir adam yaklasiyor ve söyle diyor;
- "Hocam, simdi bir ayi gelse ne yaparsin?" Nasreddin Hoca hemen yerden iki tas alir ve bunlarla kendimi savunurum, diyor. Adam tekrar soruyor;
- "Diyelim ki tas yok o zaman ne yapacaksin? Hoca bu sefer;
- "Kaçarim," diyor. Adam da;
- "Ayi senden hizli kosar ve seni yakalar, o zaman ne yapacaksin? Hoca;
- "Agaca çikarim, diyor. Adam tekrar;
- "Ayi da agaca çikar, o zaman ne yapacaksin?" Hoca artik dayanamaz ve söyle der;
- "Bre hain, bre hain sen benden yana misin yoksa ayidan yana misin?"
Çaresi
Nasreddin Hoca pazara giderken mahalleden sakaci biri yanina gelip:
- "Efendim aksam uyurken fare agzima kaçti. Bunun çaresi nedir?" Nasreddin Hoca:
- "Çaresi kolay acikmis bir kediyi yutun!" demis.
Kardeslik
Bir gün Nasreddin Hoca esegi ile giderken bir komsusuna rastlamis. Adam Hocayla alay edip :
- "Hocam, iki kardes nereye gidiyorsunuz?" diye sormus. Nasreddin Hoca:
- "Evet efendim, kardesiniz 'canim sikildi bir ahbabin evine götürün' dedi de onu sizin eve götürüyorum. Size rastladik yolumuz kisaldi"
Halep Oradaysa Arsin Burada
Palavracinin biri basina topladigi üç bes cahile karsi övünüp duruyormus:
- "Iste ben güçlü ve maharetli bir adamim. Evet ben Halep'te bulundugum siralarda altmis arsin uzaga atlamis bir kimseyim!.." Nasreddin Hocada bu sirada oradan geçiyormus. Palavracinin yanina yaklasip :
- "Yaa demek sen altmis arsin atlarsin. Haydi atla da görelim." Adam hik mik etmis.
- "Ama ben Halep'te atladim." demis Hoca kizmis :
- "Canim Halep oradaysa arsin burada."
Tasradan Haberler
Adamin biri gezdigi yerlerdeki olaylari anlatmaktadir; su baskinlari, yanginlar, kudurmus köpekler, cinayetler.... Hoca bir süre dinledikten sonra sözünü keser:
- "Tas üstünde tas kalmazdi dolassaydin hala tasrada".
Cimri
Bencil bir adam çaya düsmüs. Baslamis çirpinmaya.Hemen kosup köylüler. "Elini ver, elini ver" diye bagirmislar. Ama adam elini uzatmamis. Tam göz göre göre boguluyormus ki !Hoca seslenmis:
- "Yahu! o vermeyi bilmez. 'Elimi al' diye bagirsaniza"
Tavuklar Arasinda Bir Horoz
Hoca'nin ahbaplari toplanip, Hoca'ya bir oyun oynamaya karar vermisler. Her seyi önceden hazirladiklari gibi yapmak için de anlasmislar. Bu sirada Hoca olacaklardan habersiz bir sekilde dostlarini görünce sevinmis; "Çok sükür, sohbet edecek birkaç dost var" deyip tesbihini sallaya sallaya yanlarina gitmis. Dostlari:
- "Hoca Efendi, Hoca Efendi, temizlik imandan gelir. Biz hamama gidiyoruz, sen de gelir misin?" dediklerinde Hoca, "Tabii gelirim, hemen gidelim" deyip onlara katilmis. Hamamin önüne gelmisler:
- "Iste, bu civarin en güzel hamami... Ne dersiniz Hoca Efendi, girelim mi?" diye sormuslar. Hoca da "Hay hay!" deyip kabul etmis. Hamamda güzel güzel yikandiktan sonra, havadan sudan konusurlarken biri:
- "Bir teklifim var. Hepimiz yumurtlayalim. Kim yumurtlayamazsa hamam paralarini o ödesin" demis. Biraz sonra hepsi, "Git git gidaaak... Git git gidaaak..." diye gidaklamaya baslamislar. Sonra da daha önce sakladiklari yumurtalari birer birer çikarip ortaya koymuslar. Hoca bir oyuna geldigini hemen anlamis. Içinden "simdi gösteririm ben size" diyerek "Kukurikuuuuuu, kukurikuuu!" diye ötmeye baslamis. Dostlari hayretler içinde:
- "Hoca Efendi, aklini mi oynattin. Neden durmadan ötüp duruyorsun?.." diye sormuslar. Hoca da:
- "Be yumurtacilar, bu kadar tavuga bir de horoz lâzim degil mi?" diye cevap vermis.
Subasinin Esegi
Esegi kaybolan Subasi, ates püskürmüs: Halk zoraki aramaya baslamis.
- "Hocam, böyle türkü söyleyerek ne yapiyorsun" diyen komsusuna Hoca:
- "Subasinin kaybolan esegini ariyorum!" demis.
Tamam da Hocam ''hiç türkü söyleye söyleye eşek aranır mı? demiş.
Hoca'da '' eee! ne yaparsın, el elin eşeğini türkü söyleye söyleye ararmış" demiş.
Perde
- "Hadi bir seyler çal da dinleyelim" diye Hoca'nin eline sazi tuttururlar! Bir eliniperdeye basip digerini asagi bir yukari teller üzerinde rasgele vurunca,
- "Aman Hoca demisler, ustalar böyle mi çalar? Perdeler üzerinde usulüyle gezinmek gerek ..." Hoca:
- "Onlar perdeyi bulamazlar, aramak için gezinip dururlar. Ben buldum iste. Niçin bosu bosuna gezinip durayim,"
Önsezi
Hoca ormana gitmis. Oturmus bir dalin üstüne, baslamis kesmeye. Asagidan geçen bir yolcu Hoca'ya seslenmis:
- "Insan oturdugu dali keser mi ? Simdi düseceksin." Hoca adama aldirmamis; isine devam etmis. Az sonra dal kirilmis. Hoca, cumburlop düsmüs. Düstügü yerden perisan seslenmis:
- "Düsecegimi bildin ne zaman ölecegimi de söyle bari."
Herkese Kiyamet
Nasreddin Hoca'nin bir danasi varmis. Bir grup uyanik bu danayi bogazlatmak için aralarinda anlasirlar. Hoca'nin yanina giderek,
- "Haberin var mi, yarin degil öbür gün kiyamet kopacak...biz bir araya gelip eglenecegiz, seni de meclisimize isteriz" derler. Hoca "bas üstüne" deyip cemiyete dahil olur. Adamlar, "Hoca danayi da götürelim" derler. Hoca da kabul eder. Seyir yerine vardiklari zaman Hoca'ya :
- "Nasil olsa öbür gün kiyamet kopacak, gel bu danayi kesip yiyelim" derler. Hoca da aldanip kabul edince, dana kesilir. Ates yakilip kazan kurulur. Uyaniklar Hocayi atesin basinda birakip oyuna dalar ve biten odun ihtiyacinda oyun bahanesiyle cevapsiz birakinca Hoca bunlarin elbiselerini atar kazanin altina odun yerine yakar. Uyaniklar, Hoca'ya çikisirlar. Hoca'da,
- "Nasil olsa öbür gün kiyamet kopacak" diyerek onlari teselli eder. Ikna edemeyince de kendisine yapilanin iç yüzünü anlar,
- "Masallah kiyamet yalniz bizim dananin basina mi kopsun, cümle ile beraberiz"
Yoksulun Mali
Hoca'yi bir sölene davet etmisler. Sofraya oturulunca, Hoca agzindaki sakizi çikarip burnunun ucuna yapistirmis. Bunu görenler:
- "Sakizi koyacak baska yer bulamadin mi?
- "Ne olur ne olmaz, yoksulun mali gözünün önünde gerek.
Ye Kürküm
Hoca bir ziyafete katilir fakat kalabaliktan bir türlü kendisiyle ilgilenen olmaz. Gel zaman ayni adam bir baska ziyafette yine hocayi çagirir fakat hoca bu defa kollari ve yakalari süslü kürkünü giymistir. Daha salona girer girmez ayakta karsilanip bas köseye oturtulunca hoca tebessüm eden bir yüzle kürküne bakar ve:
- "Ye kürküm ye" der
Kazan Dogurdu
Hoca komsusundan ödünç aldigi kazani iade ederken içine bir tencere koyar ve kazan dogurdu diyerek verir. Halinden memnun komsu ikinci kez kazani aldiginda aradan uzun zaman geçmesine ragmen gelmeyince evine gittigi hocadan "senin kazan öldü cevabini alinca":
- "Olur mu hocam hiç kazan ölür mü?" der, Hoca'da
- "Dogurduguna inandin da öldügüne niye inanmazsin be adam!
Heybe
Hoca, bir köye konuk olmus. Birkaç gün sonra Hoca'nin heybesi kaybolmus. Köy agalarina, "bana bakin" demis, "heybemi bulursaniz bulun, yoksa ben yapacagimi bilirim." Agalari bir telastir almis, köylüleri sikistirmislar, nihayet heybe bulunmus. Agalardan biri merak edip
- "Hocam heybe bulunmasaydi ne yapacaktin bize?" Hoca cevap vermis:
- "Size yapacagim bir sey yoktu. Evde eski bir kilim vardi, onu bozup heybe yapacaktim."
Aliskanlik
Bir gün Hoca'nin komsularindan birisi Hoca'ya neden daima soruyu zit bir soruyla cevapladigini sorar. Hoca da,
- "Af edersiniz bu benim aliskanligimdir da!"
Mazeret
Komsunun biri Hoca'dan ip ister. Hoca
içeri girip çikar,
- "Ipe un serilmis", der. Komsu hayretle basini sallar:
- "Öyle mi Hoca! Nasil olur da ipe un serilir?" Hoca buna karsilik söyle cevap verir:
- "Ben onu ödünç vermek istemedikçe her sey mümkün!"
Kendim Sandim
Hoca, bir gün, bir münasebetle birisiyle konusur, uzun müddet dertlesir. Adamcagiz giderken Hoca:
- "Bagisla, taniyamadim, kimdin sen?" der. Adam:
- "Amma yaptin Hoca, tanimiyordun da bunca vakittir ne diye uzun uzun konustun benimle?" Hoca der ki:
- "Baktim, kavugun kavuguma benziyor, kaftanin kaftanima, seni kendim sandim."
Yalniz Agzini Açti
Geveze bir adam bir defasinda bir toplantida konustugunda, Hoca sik sik esner. Toplantiya katilanlarin hepsi de evlerine dönerler. Geveze adam Hoca'ya: "Hoca! Hoca! Siz agzinizi hiç açmadiniz" der. Hoca da hemen söyle cevap verir:
- "Ne yapmaliydim yani? Agzimi öyle açtim ki, az kalsin agzim parçalanacakti."
Bu Keçi mi Yoksa Fil Miydi?
Hoca'nin pek güzel, hasari bir kuzusu varmis. Komsusu, ikide birde:
- "Hoca ne olur, su kuzuyu kes de bize bir ziyafet çek" Hoca:
"O kuzu benim eglencem" der.. Adam, Hoca'ya muziplik olsun diye bir gün kuzuyu keser. Hoca'yi da davet edip bir ziyafet çeker, sonradan da isi anlatir. Hoca, bu duruma çok üzülür. Komsusunun bir tiftik keçisi varmis. O da onu tutup keser ve afiyetle yer. Komsusu, keçisinin kaybolduguna yanar yakilir, her mecliste, "tüyü söyle uzundu, boyu böyle güzeldi" diye devamli keçisinden bahsetmeye baslar. Bir yil geçer, her sohbette keçi bahsi bir türlü tükenmez. Nihayet bir gün her seyden bezmis olan Hoca, dayanamaz ve ogluna söyle der:
- "Deli gönül diyor ki, çikar su keçinin postunu ortaya da keçi miydi, fil miydi, görsün herkes!"
Gecelik Kavuğu
Hoca, bir akrabasina gece yatisina gitmis. Nihayet yatma vakti gelince, kendisine ayrilan odaya girip soyunmus. Sira gecelik kavugu giymege gelmis. Hoca, kavugu basina geçirir geçirmez bogulacak gibi olmus. Kavuk, adamakilli bol ve uzun oldugundan Hoca'nin boynuna geçivermis. Ne yaptiysa kavugu basina uyduramayan Hoca, mendilini çikarip kavugu ortasindan sikica baglamis ve basinda durabilecek bir duruma getirmis. Sabahleyin ev sahibi kavugu görünce:
- "Hocam, kavugu bogmussun!.." demis. Hoca da:
- "Birader, ben onu bogmasaydim, o beni bogacakti!..."
Hoca ve Çaylak
Hoca bir gün ciger almis, evine gidiyordu. Bir çaylak geldi, elinden cigeri kapip gitti. Baska bir gün Hoca sokakta giderken elinde ciger bulunan bir adama rastladi, hemen davrandi ve adamin elinden cigeri kapti, yüksek bir tasin üstüne çikip oturdu. Adamcagiz sordu:
- "Bre Hoca nedir bu yaptigin?" Hoca su cevabi verdi:
- "Kendimi denemek için ben çaylak oldum!"
Mum Atesi
Koyu bir sohbet sirasinda Hoca soguk kistan hiç rahatsiz olmadigini hatta geceleri evde isinmak için ates bile yakmadigini söyler. Fakat kimse buna inanmaz. En sonunda iddiaya tutusurlar. Sayet Hoca ates olmadan köyün meydaninda sabaha kadar beklerse ona yemek ismarlayacaklar, yok eger bekleyemezse Hoca hepsine evinde bir aksam yemege davet edecektir. Hoca sabaha kadar meydanda bekler, sabah olunca iddiayi kazandigindan bahisle yemegi isteyince birisi itiraz eder:
- "Olmaz Hoca efendi ben gördüm, 300 metre ilerideki evde bir mum yanmaktaydi. Bu nedenle bahsi kaybettin." Hoca ne kadar direndiyse de adamlarla basa çikamaz ve mecburen bir aksam yemege Hocanin evine cümbür cemaat dolusurlar. Hoca ise yemegi hazirlamak için mutfaga geçer fakat onca zaman geçmesine ragmen bir türlü yemegin gelmedigini gören davetliler sonunda mutfaga gelince bir de ne görsünler. Hoca tavandan astigi kocaman bir kazanin altina koymus bir mum ve kaynamasini beklemiyor mu! Hep bir agizdan:
- "Ilahi Hocam! Hiç koca kazanla yemek mum atesiyle kaynar mi?" derler. Hoca hemen tasi gedigine koyar:
- "300 metreden bir adami isitan mum alevi 3 santimden bir kazani neden isitmasin!?"
Kafasini Unutmasin
Aksehir'in zenginlerinden birinin kösküne ziyarete gelen Hoca'yi kapida karsilayan hizmetçi efendisinin evde olmadigi konusunda diretince Hoca:
- "Efendine söyle bir daha evden çikarkenpencerenin kenarinda kafasini unutmasin!"
|