Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm

Buram Buram Türkiye'm Gitmesek de, görmesek de o yer bizim yerimizdir...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 10.10.2011, 17:18   #11
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Gökçeada




Gökçeada (Çanakkale)
Fotoğraf: Yıldırım Güngör

Türkiye’nin en büyük adası Gökçeada’nın yüzölçümü 289.5 kilometrekare, kıyılarının uzunluğu ise 95 kilometre. Gökçeada’nın doğudan batıya uzunluğu 30 kilometre, kuzeyden güneye eni ise yaklaşık 13 kilometre. Ada Çanakkale’ye 32, Kabatepe Limanı’na 14 deniz mili uzaklıkta.

Dünyanın en sulak dördüncü adası Gökçeada Homeros’un İlyada destanında “İmbros” adıyla geçer. Türkiye’nin en büyük adası Gökçeada’ya hangi yönden gelinirse gelinsin önce Çanakkale ya da Eceabat yakınındaki Kabatepe’ye uğramak gerekiyor. Bu iki nokta adaya giden feribotların hareket yeri.

Zeytinli Barajı sayesinde adada içme ve kullanma bakımından su sıkıntısı yaşanmıyor. İkinci Dünya Savaşı’na dek Türk bürokratlarla Rumların yaşadığı ada, şimdi büyük ölçüde terk edilmiş. Bin bir çeşit şarabın, kekik suyunun, zeytinin ve zeytinyağının üretildiği, balkonları ve kapı önlerini rengârenk sardunyaların süslediği zamanlar soluk fotoğrafl arda rengini yitirmeye yüz tutalı çok oluyor. Ancak yine de Rumların yaşamayı sürdürdüğü köylerde onlara özgü mimari doku görülebiliyor ve geleneksel yaşamlarına tanıklık edilebiliyor. Örneğin adanın ortasındaki Ağridya’da (Tepeköy) birkaç hane Rum var. Maalesef genç Rum nüfus da Türkiye’nin hemen her yerinde olduğu gibi ekmeğinin peşinde anakentlere ya da başka ülkelere yöneldiği için yalnızca yaşlı Rumlar kalmış adada.



Gökçeada (Çanakkale)
Fotoğraf: Yıldırım Güngör

Gökçeada'da Uğurlu yakınlarındaki İnceburun (Avlaka Burnu) Türkiye’nin en batı noktası. Ada, kumsalları, köyleri, otantik kahvehaneleri, dibek kahvesi ve tertemiz koylarıyla ziyaretçilerini hayal kırıklığına uğratmıyor.

Ada merkezinden güneydoğuya doğru gidildiğinde bahçeleri ve kumsallarıyla Kefalos’a (Aydıncık) varılır. Aşağısında kalan Kastro (Kaleköy) yeni mimarinin baskın olduğu bir köy. Merkeze 4 kilometre uzaklıktaki Kaleköy çay bahçeleri, restoranları, balıkçı limanıyla eşsiz bir manzara sunuyor. Osmanlı devrinde ilçe merkezi olan Kaleköy’deki Venedik Kalesi’nden günümüze sadece duvar kalıntıları ulaşmış. Adanın eski köylerinden Eski Bademli ise merkezden kuzeye çıkan 4 kilometrelik dik tepenin yamacında; daracık sokaklarında pembe zakkumlar ve eski Rum evleriyle ünlü. Pansiyonların yoğunlukta olduğu Yeni Bademli ise merkeze 3.5 kilometre. Adanın 3.5 kilometre batısında, adını köyü süsleyen zeytin ağaçlarından alan Zeytinli, eski adıyla Ayii Th eodori köyü bulunuyor. Sokaklarında gezmenin tatlı yorgunluğu otantik kahvelerinde atılabilir.



Madamın Kahvesi’nde ya da hemen yanındaki kahvede oturup adaya özgü, taşta dövülen dibek kahvesini yudumlamanın tadına doyum olmaz. Adanın en yüksek konumunda kurulmuş Tepeköy’de Yorgo Barba’nın tavernasında balık yiyip ev şarabı da içilebilir.

Adanın en sakin yerlerinden merkeze 14 kilometre uzaklıktaki Dereköy (Shinudi) bir zamanların en kalabalık köylerindendi. Eskiden 1900 konutu, iki sineması, görkemli okulu, dışarıdan gelip gideniyle ülkenin en büyük köyü sayılırmış. Oysa şimdi bomboş sokaklarında sessizlik hâkim.



Gökçeada (Çanakkale)
Fotoğraf: Yıldırım Güngör

Deniz tutkunları için Uğurlu’nun sahili en ideal nokta; merkeze 16 kilometre. Adada ağustos şenlik ayı; Eorti Dispenagies Meryem Ana Günleri ağustosta yapılıyor.
Ada merkezinde ise Osmanlı mimarisi özellikleri taşıyan Fatih ve Merkez camileri görmeye değer.

Çanakkale iline bağlı olan Gökçeada’ya ulaşım, Gelibolu Yarımadası’nda bulunan Kabatepe Limanı’ndan kalkan arabalı vapurlar ile sağlanıyor. İstanbul- Kabatepe arası 333 kilometre. Çanakkale’nin Ankara’ya uzaklığı 650, İzmir’e 330, Bursa’ya ise 280 kilometre.
Çanakkale’den Gökçeada’ya Nisan 2009’dan itibaren deniz otobüsü seferleri yapılıyor.




Gökçeada (Çanakkale)
Fotoğraf: Yıldırım Güngör

Ada merkezinde küçük oteller bulmak mümkün. Yeni Bademli ve Uğurlu köylerinde ev pansiyonlar var.



Gökçeada (Çanakkale)
Fotoğraf: Yıldırım Güngör

Ada merkezinde et ve sulu yemek yapan pek çok restoran bulmanız mümkün. En iyi balık lokantaları ise Kaleköy’ün sahil kesiminde. Ayrıca bir iki yıldır kurulan Yörük çadırlarında gözleme yiyip, çay ve nargile içebilir.



Gökçeada (Çanakkale)
Fotoğraf: Yıldırım Güngör

Adanın hemen her yerinden denize girmek mümkün. Aydıncık (Kefalos) sahili rüzgâr sörfüne uygun. Yıldız Koyu TÜDAV’a tahsil edilip, Türkiye’nin ilk sultı milli parkı olarak ilan edilmiştir. Kaleköy sahilinden tekne kiralayarak Kaşkaval Burnu’ndaki Peynir Kayalıkları görülebilir. Gizli Liman, Marmaros Koyu, Laz Koyu ve Kuzu Liman adanın denize girilebilen başlıca sahilleri. Arabayla adanın çevresinde dolaşırken denize girecek başka sahiller keşfetmeniz de mümkün. Marmaros Şelalesi de ziyaret listenizde yer almalı.

  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.10.2011, 20:10   #12
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Bozcaada




Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Sanem Yazıcıoğlu

Antikçağ kaynaklarında Tenedos adıyla anılan Bozcaada, 36 kilometrekarelik yüzölçümüyle Türkiye’nin Gökçeada ve Marmara Adası’ndan sonra üçüncü büyük adası. Kıyıdan altı kilometre açıkta bulunan adanın Çanakkale Boğazı’na uzaklığı 19 kilometre. Yerleşik nüfusu 2 bin kadar olan Bozcaada, en canlı döneminde dört, beş bin kişiyi ağırlıyor.



Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Sinan Çakmak

Bozcaada, Çanakkale Boğazı’na geçiş yolundaki konumu nedeniyle tarih boyunca önemli bir askeri üs oldu. İonia, Pers ve Delos Birliği egemenliklerinin ardından İÖ 63’te Roma işgaline uğradı. Aydınoğlu Umur Bey’in sekiz gemilik donanması 1328’de adayı yağmala dı. Ada 14. yüzyılda boş kaldı. II. Mehmet (Fatih) zamanında donanma ikmal üssü olarak kullanılmaya başlanan ada kesin olarak 1479’da Osmanlı topraklarına katıldı. Venedikliler 1656’da adayı ele geçirdiyse de 1657’de geri alındı Rus işgali sırasında (1807) yıkılan kalesini (Yeni Kale) II. Mahmut 1842’de yeniden yaptırdı.



Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Sinan Çakmak

“Adayı anlatabilmek için öncelikle çok eskilere gitmek lazım. Örneğin Troia Savaşı’nın kaderinin Ayazma Plajı’nda çizildiğinin tahta atı Troia’da bırakan Yunan donanmasının burada saklandığının, Odysseus ve arkadaşlarının karşı kıyıdan yükselecek olan dumanlı işareti burada beklediklerinin, Troia’nın cayır cayır yanışı nın en iyi Bozcaada’dan seyredildiğinin bilinmesi gerekir.

“Savaşlara yataklık etmek, demek ki ta o zamanlarda Bozcaada’nın kaderine yazılmıştı. Çanakkale Savaşı’nda da, tıpkı 3 bin yıl öncesinde olduğu gibi Anadolu’ya saldıran donanmanın üssü olarak kullanılmıştı. Çanakkale’yi geçmek isteyen İngiliz ve Fransız savaş gemileri de, 18 Mart 1915 sabahı Bozcaada’nın koylarından yola çıkmışlardı. Ve aynı günün akşamı, birçok kayıp verdikten sonra, yaralı gemilerle gerisin geri adaya dönmüşlerdi” diye yazmıştı Atlas yazarlarından Mehmet Yaşin.



Balkan Savaşı sırasında Yunanistan işgaline uğrayan ada, Çanakkale Savaşları sırasında İtilaf Devletleri deniz üssü olarak kullandı. Bozcaada 21 Eylül 1923’te Lozan Antlaşması’yla Türkiye topraklarına katıldı. Bugün Çanakkale’ye bağlı ilçe konumundaki adada halkın geçim uğraşları arasında bağcılık, şarapçılık, turizm ve balıkçılık sayılabilir. Adanın sofralık çavuşüzümü dünyaca ünlü. Şaraplık siyah kuntra üzümü ise adadaki şarap fabrikalarında işleniyor.



Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Sinan Çakmak

Bozcaada Kalesi (Eski Kale) ve 1842 yılında yapılan Yeni Kale, Polente Feneri, 1657’de yapılan Köprülü Mehmet Paşa Camii, Alabey Camii adanın tarihi zenginlikleri arasında. Venedikliler zamanında yapılan ve sonraları birçok kez onarılan Eski Kale, yeni düzenlemesiyle açık hava ve etnografya müzesi olarak ziyarete açık. Bozcaadalıların Yeni Kale dedikleri diğer kale kalıntısı ise tepede yer alır. Antik nekropol alanı gezilecek bir diğer yer. Venediklilerden kalan kilise ise adanın Hıristiyan cemaatine hâlâ hizmet veriyor. Adanın batı köşesinde yer alan Polente Deniz Feneri de görülmesi gereken zarif bir yapı.



Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Ali ihsan Gökçen

Bozcaada çevresinde Karayer Adaları adıyla anılan irili ufaklı birçok adacık kümelenir: Yıldız, Tavşan, Presa, Orak, Yılan, Fener, Taş, Kaşık, Gökçe ve Sıçancık. Her yıl 26 Temmuz’da düzenlenen “Ayazma Panayırı” adalı Rum ailelerin yaşattığı bir etkinlik; uzak ülkelere yerleşmiş adalı Rumların katılımıyla renkleniyor. Bugün sayıları çok az kalmış da olsa adayı hiçbir zaman terk etmemiş adalı Rumların yüzü bağbozumunun da dayanılmaz çağrısıyla adaya dönenlerle biraz gülüyor.



Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Ali ihsan Gökçen

Adanın yeşil yüzü arkada kaldığından, adaya giden arabalı vapura binilen Yükyeri İskelesi’nden Bozcaada’ya bakanların kurak görünüm karşısındaki şaşkınlığı vapurun adaya yaklaşmasıyla daha da artar. Bu bir Bozcaada klasiğidir. Bozcaada’ya yolu düşmüş herkesin adaya dair ilk gözlemidir; adaya varılıp da üzüm bağları, çamların süslediği ormanlar görüldükten sonra ise şaşkınlık yön değiştirerek yeşil bir anıya dönüşür.



Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Sinan Çakmak

Adaya mimari ayrıcalık kazandıran özelliğiyse Türkiye’nin en iyi durumdaki tarihi kalelerinden birine sahip olması. Limanın yanı başında, denize sıfır Bozcaada Kalesi özellikle gece aydınlatmasıyla, adayı benzerleri arasında özel bir konuma taşır. Gündüz kalenin burçlarından limanı seyredenler, limandaki lokantalarda vakitlice yerlerini alıp demlenirken akşam ışıklarını giyiniveren kale seyrinden alamazlar gözlerini. Bu da “boz” adanın bir başka sürprizidir.



Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Ali ihsan Gökçen

Ada elektriğini karşıladığı gibi dışarıya da satan rüzgâr santralının seyir terasından santralın rüzgârgülleri ve savrulan kumlar arasında günbatımı, anakaraya bakan balkonlardan gündoğumu seyri birbiriyle yarışır güzellikte sürprizleridir adanın. Öte yandan Bozcaada hiç köylü değildir; yani Türkiye’nin köyü olmayan tek ilçesidir!

Bu satırların yazarının Bozcaada’ya yolunun düşmesi 2000’li yılların başına rastlar. Adaya yolu ilk kez düşen her konuk gibi bütün tuzaklarına düşmüştür onun. Peşi peşine dört gidişinde de bile isteye yaşamıştır ada şaşkınlığını. En şaşırdığı şeyse ilk gidişiyle son gidişi arasındaki fi yat farkı olmuştur. Zira 2000’li yılların ortalarına gelindiğinde limandaki lokantaların hemen hepsi İstanbullu işletmecilerin eline geçmiş; fiyatlar akşam ışıklarının masal nesnesine dönüştürdüğü kale seyrinin, ayaklarınızı yalayan dalga çisentilerinin ve suda sallanan sandallardan tabağınızdaki balığı kollayan kedilerle söyleşmenin tüm tadını kaçıracak denli yükselmiştir.

Kıyıları falezler nedeniyle dik ve kayalık adada, kumsallarla kaplı birçok küçük koy bulunuyor.

Ada merkezinden kısa minibüs yolculuğuyla ulaşılan Ayazma Koyu sarı kumu ve duru deniziyle ünlü. Biraz ilerisindeki daha küçük ve sakin Sulubahçe ile Habbele koyları bu sakinliği biraz da Ayazma’ya borçlu. Tuzburnu ise adanın en sakin plajı. İdeal bir yürüyüş parkuru sunan Çamlık bölgesinden günbatımını izlemek için rüzgâr enerjisinden elektrik üretilen yel değirmenlerine geçilebilir. Bir kitap önerisi: Bir zamanlar Atlas’ta da yazmış olan genç kuşağın öne çıkan yazarlarından Sema Kaygusuz’un Yere Düşen Dualar adlı romanının öyküsü Bozcaada’da geçiyor. Doğan Kitap’ın 2006’da yayımladığı romanı ada ziyaretiniz sırasında okumak adada geçireceğiniz günlere ilginç bir boyut katacaktır.



Bozcaada (Çanakkale)
Fotoğraf: Ali ihsan Gökçen

Bozcaada’ya feribotlar Ezine’deki Geyikli’ye bağlı Yükyeri Feribot İskelesi’nden kalkıyor. Yaklaşık yarım saatte Bozcaada’ya ulaşılıyor. İstanbul’dan Ezine’ye ulaşmak için öncelikle Çanakkale’ye gelmek gerekiyor. İstanbul’dan Tekirdağ- Malkara-Keşan güzergâhı takip edilerek, Gelibolu’dan Lapseki’ye ya da Eceabat’tan direkt Çanakkale’ye geçilebiliyor. İstanbul’dan hızlı feribotla Bandırma’ya, buradan da Lapseki üzerinden yaklaşık 3 saatte Geyikli’ye ulaşabiliyorsunuz. Ankara’dan Eskişehir-Bursa-Çanakkale yolu üzerinden 703 kilometrelik yolla Geyikli’ye ulaşılıyor. İzmir’den Edremit-Ezine güzergâhı takip edilerek 310 kilometre sonra Geyikli’ye varılıyor.

Adayı gezmenin en keyifli yolu özel araç. Böylece istediğiniz koyda mola verebilirsiniz. Araçsız gelen ziyaretçiler kalenin önünden kalkan minibüsleri kullanabilir. Adada motosiklet ve bisiklet kiralamak mümkün.

Adada organize kamp yeri bulunmuyor. Kendi imkânlarıyla kamp yapacakların jandarmadan izin alması gerekiyor.
Restoranları liman kıyısında ve Ayazma Plajı’nda bulabilirsiniz. Taze deniz ürünlerini ada şarabıyla birlikte tadabilirsiniz.



Adanın balık haline sabah erken saatte uğrarsanız, ada çevresinde tutulan balıklardan istediğinizi taze taze alma fırsatı bulursunuz. Adalıların melanur veya melanuryu dediği, kayalıklarda yuvalanan balığı deneyin. Önceden sipariş verdiğinizde limandaki lokantalar istediğiniz balığı hazır ediyor.




Şarap ve Bağbozumu Turları

Bozcaada topraklarının yaklaşık üçte birini kaplayan bağlarda sofralık ve şaraplık üzüm yetiştiriliyor. Adada dört büyük şarap fabrikası yanında bağ evlerinde üretim yapan küçük imalathaneler de var. Şarap fabrikalarının ada merkezinde tadarak alışveriş yapabileceğiniz satış mağazaları mevcut. Ayrıca şarap fabrikaları yaz boyunca şarap yapımıyla ilgili bilgilerin verildiği turlar da düzenliyor. Bozcaada Belediyesi tarafından düzenlenen Bozcaada Kültür Sanat ve Bağbozumu Festivali Ağustos ayında yapılıyor.


  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.10.2011, 22:31   #13
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Ayvalık Adaları




Ayvalık Adaları (Balıkesir)
Fotoğraf: Sinan Çakmak

Yuvarlak bir sofraya benzer lav birikintisinden başka bir şey olmayan Şeytan Sofrası’ndan adalar manzaralı günbatımı kuşkusuz Ayvalık’a yolu düşmüş hemen herkesin yaşadığı bir deneyimdir. Sofranın bulunduğu tepede demir kafes içindeki “şeytanın ayak izi” ise günbatımının büyüsüne mistik bir boyut katma hevesinde.

Balıkesir’e bağlı Ayvalık ilçesinin kuzey ve kuzeybatı kıyılarında bulunan çok sayıdaki adanın en büyüğü Patriça’nın, yani Cunda’nın yeni adı Alibey Adası. Bu adayla birlikte Ayvalık adalarının tümüne Yund Adaları da denir. Adalar toplam 28.5 kilometrelik kıyı uzunluğuna ve 23.3 kilometrekare yüzölçümüne sahip.


Tavuk Adası (Balıkesir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın

Ayvalık’ta Alibey Adası dışında 23 ada vardır. Kimisi bitki örtüsünden yoksun, kimisi seyrek bitki örtüsüne sahip adaların 22 tanesi Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın sınırları içinde kalıyor. Deniz ekosistemini ve 22 adayı içine alan tabiat parkı 17 bin 950 hektar alana yayılıyor. Tabiat parkı alanının dışında kalan iki adayla birlikte bölgede toplam 24 ada var. Bu adaların adları şöyle: Alibey (Cunda), Çıplak, Yumurta (Küçük İyosta), Güneş (İyosta), Karaada (Akvaryum), Pınar (Kılavuz, Masko), Yellice (Poyraz, İncirli), Küçük Maden, Maden, Taşlı, Tavuk, Güvercin, Hasır, Karaada (Kamış), Balık (Büyük Karaada, Tavşan), Kız, Yumurta (Topan), Çiçek, Taş, Göz (Kalamopulo), Lale (Dolap, Soğan), Yuvarlak, Kayabaşı, Yelken (Ayiy Alo). Bunlardan Çiçek ve Kayabaşı, tabiat parkının sınırları dışında kalan adalar.



Ayvalık, 24 adasının çevresindeki 40’tan fazla dalış noktası ile Ege’nin en hareketli dalış merkezlerinden biri. Sualtı flora ve faunasının çok zengin olduğu resifler bölgenin diğer avantajı. Çıplak Ada, 9,417 metre çevre uzunluğuna sahip.

Yumurta (Küçük İyosta), Adası 926 metre çevre uzunluğuna sahip.

Güneş (İyosta) Adası, 3,519 metre çevre uzunluğuna sahip. Ada, içleri mercanla dolu birçok girinti barındırmasıyla, müren ve orfozlarıyla ünlü.

Karaada (Akvaryum Adası) 2,778 metre çevre uzunluğuna sahip.


Güvercin Adası (Balıkesir)
Fotoğraf: Sanel Gülsöken

Pınar (Kılavuz, Masko) Adası 4,074 metre çevre uzunluğuna sahip.

Yellice (Poyraz, İncirli) Adası 3,704 metre çevre uzunluğuna sahip. Küçük Maden Adası 1,852 metre çevre uzunluğuna sahip.

Maden Adası 11,297 metre çevre uzunluğuna sahip. Ada, batısındaki kanala yakın bölgede yer alan “Kerbela Taşları”yla ünlü. Burası bölgenin, 30 metrelerden başlayıp 60 metrelere uzanan bir başka önemli resifi. Taşlı Ada 370 metre çevre uzunluğuna sahip.

Tavuk Adası 463 metre çevre uzunluğuna sahip.

Ada 17. yüzyıldan kalma Aya Yuanna Manastırı’yla tanınıyor.

Güvercin (Kızlar Manastırı) Adası 370 metre çevre uzunluğuna sahip. Eskiden Psifi ismiyle de anılan adanın uzunluğu 210, en geniş yeri 51 metre. Ada 18. yüzyıldan kalma Aya Yorgi Meryem Ana Manastırı’yla turistlerden büyük ilgi görüyor.

Hasır Adası 1,852 metre çevre uzunluğuna sahip. Karaada (Kamış Adası) 1,297 metre çevre uzunluğuna sahip.

Balık (Büyük Karaada, Tavşan) Adası 2,778 metre çevre uzunluğuna sahip. Kız Adası 1,668 metre çevre uzunluğuna sahip. Adanın 1 mil kuzeydoğusundaki “Deli Mehmet Taşları” diye adlandırılan sığlık bölge ilginç fl orasıyla sualtı camiasının tercih ettiği yerlerden. 19 metre derinlikte başlayan taşların doğu yönünde, gargonya adı verilen iri yapraklı bitkilerle örülü alan Türkiye’de dalış yapan her balıkadamın görmesi isteyeceği güzellikte.

Yumurta (Topan) Adası 741 metre çevre uzunluğuna sahip.

Çiçek Adası 2,685 metre çevre uzunluğuna sahip. Taş Ada 370 metre çevre uzunluğuna sahip. Göz (Kalamopulo) Lale (Dolap, Soğan) Adası 3,334 metre çevre uzunluğuna sahip. Ada Evangelistra Manastırı’yla turistlerin ilgisini çekiyor.


Hasır Adası (Balıkesir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın

Yuvarlak Ada Ayvalık adalarının tipik bir örneği. Çevresi kayalık, akıntılı ve dip bölgesi canlı. Ara suda dolaşan rengârenk denizanalarına burada da rastlanabilir. Kayabaşı Adası, Yelken (Ayiy Alo) Adası.



Ada Turları

Ayvalık adalarına tur yapan çok sayıda şirket mevcut. Günübirlik ada turları Ayvalık meydanının hemen karşısında sıralanan teknelerle yapılıyor. Tekneler yolcu durumuna göre genellikle saat 11:00- 11:30 arasında hareket edip, akşamüzeri saat 17:30-18:00 arasında geri dönüyor. Hafta sonları tekneler çok kalabalık olacağından önceden rezervasyon yaptırmak gerekebilir. Ayvalık’tan hareket eden tur tekneleri Tavuk Adası’ndan geçerek Karaada, Yellice Adası ve Pınar Adası’nın koylarında yüzme molası veriyor. Dönüşte Cunda merkezinde yarım saat demirleyen tekneler adayı gezme fırsatı da tanıyor. Hava şartları uygunsa bazı firmalar Maden Adası’na kadar uzanan tur da organize ediyor.

  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.10.2011, 22:51   #14
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Alibey (Cunda) Adası




Alibey Adası (Balıkesir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın

Çevre uzunluğu 44,818 metre olan Alibey Adası sonradan yapılan köprüyle karaya bağlandığından bugün bir yarımada görünümünde. Adanın Ayvalık’tan bakıldığında solundaki boğaza Dalyan Boğazı, sağındakine de Dolap Boğazı adı veriliyor. Ayvalık merkezine karayolu ile 8 kilometre uzaklıktaki adaya Ayvalık’tan hem dolmuş hem de tekne seferleri yapılıyor. Çevresi doğal plajlarla kaplı ada, balık lokantaları ile ünlü.



Alibey Adası (Balıkesir)
Fotoğraf: Hakan Öge

Ada merkezinde sıralanmış balık lokantalarında Ege’nin ünlü papalinası, sayısız deniz ürünü, mezeleri ve zeytinyağlı ot yemekleri ile akşam mönülerinin tadına doyum olmaz.

Adanın yüksek kesimlerinden boğazların, adaların, iç içe girmiş koyların güzelliği seyre değer. Adada çok sayıda kilise ve manastır bulunuyor. Kiliselerin en büyüğü Taksiyarhis Kilisesi 18. yüzyılda 1300 metrekarelik alana kurulmuştur. Büyük çanı Bergama Müzesi’nde sergileniyor. 1873 yılında inşa edilen kilise ile işlemeli sarmısaktaşlarıyla dikkati çeken Aşağı Çeşme’nin bulunduğu eski mahalle adanın Hıristiyanlarla Müslümanların birlikte yaşadığı ilk mahallesiydi. Kilise içteki mermer işçiliği, dini konuları içeren tavan süslemeleri, İsa’nın doğumundan ölümüne kadar anlatıldığı resimleri, balık derisi üzerine yapılmış azize portreleri ile halen bozulmamış en dikkate değer yapı.



Cunda Adası (Balıkesir)
Fotoğraf: Erdem Yavaşca

Ayios Dimitri Manastırı 1795 tarihlidir. Aslında bir burun olduğu halde “Tımarhane Adası” diye ünlenen mevkideki Ayia

Paroskevi Manastırı mucizeleriyle ünlü. Buraya “Tımarhane Adası” denmesinin bir nedeni coğrafi algı yanılmasıysa öbür nedeni bu manastırın psikolojik rahatsızlıklara iyi geldiği inancıdır. Panaya Kilisesi, Ayos Pandeleymonas, Ayos Yannis günümüzde sadece kalıntıları duran kiliseler.

Adanın kuzeyinde yer alan Ayışığı Manastırı’na Birinci ve İkinci köyleri geçildikten sonra 45 dakikalık yürüyüşle ulaşılır. Leka Manastırı ise Dalyan Boğazı’ndan çıkışta sağda yer alır.



Cunda Adası (Balıkesir)
Fotoğraf: Sinan Çakmak

Ada Ayvalık’a karayolu ile bağlı. Ayvalık meydandaki otobüs duraklarından Cunda’ya üzerinde Alibey Adası yazılı otobüsler her yarım saatte hareket ediyor. Denizyolunu tercih etmek isteyenler adaya yine meydandaki iskeleden her saat başı hareket eden motorları kullanabilir.

Ayvalık yemekleri zeytinyağında pişirilmesiyle ünlü. İlçedeki restoranların mönülerinde zeytinyağlı dolma, kuzu etiyle yapılan marasa, arapsaçı, denizbörülcesi, turpotu, radika, istifno, kabak çiçeği dolması, fava, lor tatlısı gibi zengin seçenekler var. Cunda Adası’nda en ünlü yemek hamsiden bile küçük olan “papalina”.




Kalem Adası



Kalem Adası (İzmir)
Fotoğraf: Oliviera Resort

İzmir’in Dikili ilçesinde, Garip Adası ile Bademli köyü kıyıları arasında 480 bin metrekare alanıyla Kalem Adası son zamanlarda “Türkiye’nin Maldiv’i” olarak ünlendi. Üzerine yapılan butik otelle Kalem Adası olarak ünlenen ada haritalarda geçmiyor.

Antik dönem tarihçisi Strabon’un Ege’deki Aiolis bölgesinde bulunan Arginussi adıyla andığı üç küçük ada grubu içindeki Kalem Adası İÖ 1200 yıllarına uzanan tarihi izler taşıyor. Arginussia üçlüsünün öbür ikisi; Garip ve Güvercin adaları. Adalar haritalarda Garip Adaları adıyla anılıyor. Kalem Adası anakaranın yalnızca 450 metre açığında, Yunanistan’ın Midilli Adası’na uzaklığı ise 13 deniz mili.


Kalem Adası (İzmir)
Fotoğraf: Engin Aydeniz

Uzun kumsalıyla (450 metre) göz dolduran Garip Adası’na Kalem’den yüzerek geçmek mümkün. Kalem Adası, üzerinde taş işçiliğiyle yükselen, şato görünümüyle yaklaşık 35 bin metrekare alana yayılan butik otel yapılmasıyla duyuldu. Turizmin doğayla buluşmasının az rastlanır örneklerinden biriydi bu.

Otelden çevreye uzanan taş yollar bir yanda Bademli’nin türkuvaz sularına, öte yanda Midilli’nin Egeli dünyasını yansıtan manzaralara açılıyor. İnce kumlu sahilleri, zengin sualtı dünyası, zeytin ağaçları ve türkuvaz sularında kızıl günbatımıyla Kalem Adası, eşine az rastlanır bir tatil seçeneği oluşturuyor.

Kalem Adası’nda sadece bir konaklama tesisi mevcut. İşletme müşterilerini Bademli köyü sahilinden özel tekneyle adaya ulaştırıyor. Tesis günübirlik ziyaretçi de kabul ediyor. Ancak önceden telefonla arayıp, rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Otel dolu olduğu zaman günübirlik ziyaretçi kabul edilemiyor.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.10.2011, 23:14   #15
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Foça Adaları




Foça Adaları (İzmir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın

Hayırsız (Atatürk), Metalik, Orak, Pide, Fener (Oğlak), Eşek, İncir adalarında fokların yanı sıra pek çok kuş türü barınıyor.

Antikçağdan bu yana ününe ün katan Siren Kayalıkları Foça açıklarındaki adaların en büyüğü olan Orak Adası’nın güneybatısında. Bu kayalıklarda fokların barındığı; biri sualtında, beşi karada olmak üzere toplam altı mağara var. Zaten Foça adının dönüştüğü antik “Phokaia” sözcüğünden de anlaşılıyor buranın fok yurdu olduğu. Akdeniz foklarının barınağı olduğu için adada kayalıklara çıkmak, yüzmek ve avlanmak yasak. Diğer adalarda ise yalnızca olta balıkçığına izin var.

Homeros’un “Yolunu şaşıran gemilerin çarptıkları kayalıklar” dediği Siren Kayalıkları tarihin babası Homeros’tan bu yana pekçok yazara, şaire, ressama, sinemacıya esin verdi. Yazarınız da bu kayalıklarda yaşadığına inanılan su perisi Sirenlerle ilgili söylenceye “Kırkından Sonra” başlıklı şiirinde gönderme yapmıştı; “Deli dalgaların karnında dikbaşlı sereninden korsan bir gülüş kalsın/ Sirenler alsın seni kaptan, denizkızlarının dilinde şarkın kalsın”.


Siren Kayalıkları Orak Adası (İzmir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın

Sirenlerin çağrısının etkisi antikçağda o denli güçlüdür ki Homeros’un Odysseia adlı destanında anlattığı bir öykü bunun kanıtıdır. Şöyle ki; Odysseius, Sirenlerin büyülü ezgisinin davetine kapılıp gemiyi terk etmelerini önlemek için tüm savaşçılarının kulaklarını balmumuyla tıkamış, kendisini de gemi direğine sımsıkı bağlatmıştır. Odysseius Sirenlerin sesini duymuş mudur bilinmez ama ötekilerin kulaklarını tıkarken kendini bağlatmayı seçmesi söylencenin etkisiyle içinde uyanan merakı gösteriyor olsa gerek. Homeros’a göre Odysseius’a bu aklı veren ise Tanrıça Kirke’dir. Tanrıça ile konuşabildiğine göre Sirenleri de duymuş olsa gerek!

Hayırsız Ada’ya güneyden yaklaşılırken beliren siluetin Atatürk’e benzetilmesinden dolayı Atatürk Adası da deniyor.

Adalara ve Foça çevresindeki pek çok koya Foça’dan tekne turlarıyla gidilebiliyor.



Tekne Turları

Foça merkezinden Foça Tur Kooperatifi ’nin ve özel firmaların işlettiği teknelerle Foça çevresindeki adalara günübirlik turlar düzenleniyor. Tekneler genellikle saat 11:00’de hareket edip akşamüzeri saat 17:00 gibi Foça’ya geri dönüyor.


Hayırsız Ada (İzmir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın

Foça Deniz Koruma Alanı ilan edilen bölgede adalara çıkış izni verilmiyor. Tekneler 200 metre açıkta demirleyip yüzme molası veriyor. Tur boyunca Siren Kayalıkları, Orak Adası, Eşek Adası, Tavşan Adası, Kosova Plajı, Fransız Tatil Köyü, Club Med ve Hanedan Otel’in açıklarında yüzülebiliyor.

  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.10.2011, 23:28   #16
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

İzmir Adaları




Karantina Adası (İzmir)
Fotoğraf: FatmaOrhan Durgut

İzmir aslında ada zengini illerimizden. Ama üzerinde yerleşim olan adası yok denebilir. Tüm Türkiye’nin adalar listesinde ilk dörde giren Uzunada’nın askeri bölge olması belki bunda etkilidir. Belirtmeden geçemeyeceğim bir nokta da Karantina Adası’nın haritalarda anakaranın uzantısn gibi gösterilmesi. Oysa ada anakaraya daracık bir karayoluyla bağlanıyor. Bu yol haritalarda neden bu denli kalın görünüyor, anlaşılır gibi değil.



Karada (İzmir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın





Uzunada

Kösten Adası da denen ada İzmir Körfezi girişinde, Foça’nın güneybatı kıyıları ile Karaburun Yarımadası arasındaki ada 25.39 kilometrekarelik yüzölçümüyle İzmir Körfezi adalarının en büyüğü; Gökçeada, Marmara Adası ve Bozcaada’dan sonra dördüncü büyük adamız. En yüksek yeri 176 metreyle Uzunada Tepesi.

Antikçağda Drymussa adıyla anılan Uzunada, ilkçağdan beri İzmir Körfezi’ne giriş çıkışın denetlendiği ileri karakol işlevi gördü. Bugün de körfez ve kıyıları koruma amaçlı tesisleriyle askeri alan konumunda.


Adanın adı 12 Eylül 1980 darbesinin ardından Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in sürgün adası olarak duyulmuştu. Körfezde dağlık topografyasıyla göze çarpan ada askeri bölge olduğundan sivillere kapalı. Ancak güneyinde bulunan irili ufaklı birkaç ada ziyaret edilebiliyor. Bunlardan ismi bilinenler; Zafer, Nergis, Hekim, Körtaş Adaları, Akçaada, Arap Adaları, Yassıca, İncirli, Yolluca, Çiçek Adaları, Pınarlı Ada, Karantina Adası, Yılan Adası.


Yassıca Adası (İzmir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın




Karaada

Eşek Adası olarak ünlenen Karaada’nın yüzölçümü 7 kilometrekare. Çeşme Limanı’na 7, Dalyan’a 4 deniz mili uzaklıktaki adada yabankeçisi, tavşan ve yabandomuzu da barınıyor. Adada belirgin sayıda keklik ve sülün var. Karaada, 1994 yılında yaban hayatını koruma sahası olarak tescil edildi. Ada ayrıca tavşancıl kartalı, adamartısı, puhu, yelkovankuşu ve boz yelkovankuşu türleri için de önemli bir üreme ve konaklama alanı.

Eskiden Rumların yaşadığı adada kilise kalıntısının yanı sıra birkaç eski taş ev görülebilir.

Adanın Bandırma Koyu ile Mercan Geçidi’ndeki iki koy ada ziyaretçilerinin yüzmek için tercih ettiği koylar arasında. Adanın kuzeydoğusundaki Nadin Mağarası da adaya yolu düşenlerin ziyerat ettiği, ilgi gören bir nokta. Yaz sezonunda haziran ayından itibaren Çeşme’den Karaada’ya günlük tekne turları düzenleniyor.



Yassıca Adası (İzmir)
Fotoğraf: Yunus Emre Aydın



Karantina Adası

Urla kıyılarının yaklaşık 100 metre açığındaki Karantina Adası 320 dönüm alana yayılıyor. Ada, adını Fransızların 1865 yılında yaptığı karantina tesislerinden aldı. Ada 1955 yılında karayoluyla Urla’ya bağlandı. Aslında bu adanın karaya ilk bağlanışı değil; bazı kaynaklarda adanın Büyük İskender zamanında karaya bir yolla bağlandığı geçer. Öte yandan adada antik Klazomenai kentinin kazıları sürüyor. Karantina Adası antik metinlere göre İÖ 5. yüzyılda Pers istilasından kaçan Klazomenaililerin saklandıkları yerdir.

Bugün adada kurulu Urla Devlet Hastanesi ve Sağlık Bakanlığı’nın dinlenme tesislerinin yanı sıra otel de var.



Yassıca (Alman) Ada

İzmirlilerin yaz sezonunda kolaylıkla ulaşabildiği Yassıca Ada’ya Denizcilik İşletmeleri’nin tarifeli vapur seferi var. Ada yolcuları gerek Konak İskelesi’nden, gerekse Karşıyaka İskelesi’nden düzenli seferlerle Yassıca Ada’ya gidebiliyor. Yassıca Ada’da ziyaretçilerin yararlanabileceği kumsallar ve restoranlar var. Adada İstanbul adalarında olduğu gibi motorlu taşıt bulunmadığı gibi devamlı bir yerleşim de yok.

Ada iskelesinde özel teknelerin de yararlanıp hizmet alabileceği bir bölüm bulunuyor. Yassıca Ada’da haziran ayında başlayan yaz sezonu, eylül ayına kadar devam ediyor. Adayı sezonda ziyaret eden kişi sayısının günde bini geçtiği tahmin ediliyor.

Adaya İzmir, Urla ve Çeşmealtı’ndan denizyoluyla ulaşım mevcut. Urla ve Çeşmealtı’ndan özel gezi tekneleriyle seferler var. Adada İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tesisleri yaz dönemi boyunca açık.
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.10.2011, 00:23   #17
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Bodrum Adaları




Çatalada (Muğla)
Fotoğraf: Saner Gülsöken

Dünyanın sayılı sualtı müzelerinden birini barındıran Bodrum, bütün güzellikleri yanında sualtı turizminde de Türkiye’nin dışarıya açılan penceresidir.

Bugün Bodrum Yarımadası çevresindeki adaların adları varsa bunun başlıca dayanaklarından biridir “mavi yolculuk”… Bodrum’dan güneydoğuya uzanan Gökova Körfezi’nin adalarıyla, koylarıyla keşfi Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) ve Azra Erhat’a borçlu olduğumuz bir maceradır.



Çavuş Adası (Muğla)
Fotoğraf: Saner Gülsöken

Bodrum’dan demir alan teknedekiler, Gökova’ya doğru ilerlerken mavi ile yeşilin uyumuna, duru suların altındaki büyüye kapılırlar. Mavi yolculuk öyle bir gelir kapısı oldu ki, yat turizminin Bodrum için önemi bir yana, Bodrum’da yüzlerce yıldır süren tekne üretimi de yeni bir milat yaşadı.

Mavi yolculuğun güzergâhı içinde nereler yok ki!

Bodrum’dan kiralanan tekne veya bir turla Gökova, Knidos, Palamutbükü, Mesudiye, Datça, Bozburun, Çiftlik, Kumlubük, Turunç, Marmaris, Ekincik, Göcek, 12 Adalar, Hamamkoyu, Katrancı, Fethiye, Ölüdeniz, Kıdrak, Patara, Kalkan ve Kaş koyları…

Bodrum Yarımadası’nın adalarına topluca bir göz atmak gerekirse kuzeyinde; Güvercinlik karşısında Salih Adası, Torba kuzeyinde İkiz Adalar, Göltürkbükü açığında Küçükada ve Büyükada, Gündoğan açıklarında (kuzey yönü) Küçük Tavşan Adası (eski kilise kalıntısı var) ve Fener Adası…

Yarımadanın kuzeybatısında; Yalıkavak civarında Kızıl Ada ve Çatal Ada (Turgutreis’teki ile karışmasın)…

Yarımadanın batısında; Yalıkavak ile Gümüşlük arasında Küçükkiremit ve Büyükkiremit adaları, Gümüşlük’te Tavşan Adası, açıklarında Çavuş Adası, Turgutreis açıklarında Çatal Ada, Yassıada, Topan Ada, Sarıot Adası, Tüllüce Adası… Güneyde; Çelebi Adası, Görecek Adası, Karada…



Kargı Adası (Muğla)
Fotoğraf: Saner Gülsöken

Güneybatıda; Gökova’ya doğru sırasıyla Kıstak Adası, Orak Adası, Alakışla (Kise) Bükü açıklarında Yıldız Adası…

Salih Adası Bodrum’a 25 kilometre uzaklıkta, yeşil ve mavinin iç içe geçtiği harika güzelliğe sahip Güvercinlik Koyu’nun tam karşısındadır.

Tavşan Adası, Gümüşlük Koyu’ndan yürüyerek geçilebilmesiyle ünlü. Ada ile kıyı arasındaki bağlantı “kral yolu” diye anılıyor. Zira adaya yürüyerek geçilmesini sağlayan antik batık şehir kalıntılarıdır. Gümüşlük, yarımadanın en eski yerleşimlerinden biridir. Tavşan Adası’nı karaya bağlayan eski limanın kalıntıları da yer yer görülebiliyor. Duru denizi ve balığı ile ünlü Gümüşlük ve ada ayrıca bitki örtüsün zenginliğiyle dikkat çekiyor.




Çelebi Adası (Muğla)
Fotoğraf: Saner Gülsöken

Kargı ve Köçek adalarının 20–30 metre derinlikleri, sualtı fotoğrafçılığı için uygun irili ufaklı pek çok canlı barındırır. Köçek Adası yolunda bulunan 19 metre derinlikteki resif, dalınması gereken bir nokta. Bur resifte avlanma yapılmadığı zamanlar her türlü canlı görülebilmekte.

Çelebi Adası Ortakent açıklarında, Bodrum ve Ortakent’ten kalkan günlük tur teknelerinin uğrak noktalarından. Çelebi Adası’nda martı kolonileri vardır, ada tavşanlarıyla da dikkat çeker. Adaya otlatmak amacıyla büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar bırakılır. İlk yağmurlarda yeşerir, ilkbahar sonunda rengi neredeyse bir anda sarıya döner.

Bodrum’un en güzel dalış noktalarından biri de Kargı Adası’ndadır. Ama akıntı vardır, deneyimli dalgıçların dalmasına izin verilir.

Turgutreis açıklarındaki Çatal Ada’da da dalış noktası var. Ada Turgutreis’ten kalkan günübirlik tekne turlarının güzergâhı içinde.
Bodrum’un 16 kilometre doğusunda yer alan Orak Adası temiz, duru suları ve zengin sualtı yaşamıyla ünlü. Bodrum’un doğusunda derinliği, mağaraları, rengârenk süngerleri ve 100 metreyi geçen doğu duvarıyla bir dalış cenneti. Sığ yerlerindeki taş oluşumları da ayrı bir zenginliği adanın.

Orak Adası, Kargıcıkbükü’nün karşısında boylu boyunca uzanıyor. Bodrum’dan 2 saatte ulaşılan Orak Adası teknecilerin sevdiği bir uğrak noktası olduğundan sezonda biraz kalabalık. Kayalık ve dikenli çalılarla kaplı adada dolaşmak pek ilgi çekmiyor. Gerçi sığ yerlerinde zümrüt rengi, derinlik arttıkça laciverde dönüşen denizinde yüzmenin keyfi nden çevreyle ilgilenmeye de zaman kalmıyor. Orak Adası’nda teknelerin sığınacağı iki koy var; ilki adanın doğusunda, ikicisi ise kuzeyinde.

Dalma meraklılarının çok sevdiği bu adanın yamaçları zeytinlik. Adanın doğu ve kuzey limanları rüzgâra göre korunaklı ve demirlemeye uygun. Duru, pırıl pırıl denizi ve akvaryum benzeri koylarıyla yüzme ve dalma meraklılarının tercih ettiği noktalardan biri. Orak Adası’nda yerleşim yok.

Karaada da Bodrum Körfezi’nde kıyının 4 mil açığında günübirlik ya da gecelemeli tekne gezilerinin uğrak yerlerinden biri. Karaada’nın tepeleri, adındaki “kara” sıfatına karşın yeşil makiliklerle kaplı. Karaada’ya eskilerde keçi, eşek ve inekler bırakılırmış, otlasın diye.



Tavşan Adası ( Muğla)
Fotoğraf: Saner Gülsöken

Ortaçağa kadar Arkos adı ile Yunanlılar tarafından yönetilen ada, daha sonra Bodrum kenti ile birlikte Rodos Şövalyeleri’nin eline geçti.

Ada, çevresiyle birlikte XVI. yüzyılda Osmanlı’nın denetimine girdi. Uluslararası anlaşmalar gereğince 1919 yılında İtalya’ya bırakılan ada, Türkiye-İtalya sözleşmesiyle 1932 yılında yeniden Türkiye’ye verildi.

Karaada’da kıyıdan patikayla ulaşılan bir manastır ve güzel bir kaplıca var. Kaplıcanın suyu ortalama 29-32 derece sıcaklıkta. Belediyeye ait otelimsi yerler çalıştırılmıyor. Günlük turlar buraya ve güneyindeki Poyraz Limanı’na uğruyor. Karaada’nın arka tarafında 8 kadar dalış noktası var. Adanın Bodrum’a bakan tarafındaki mağara, içinde kaynayan termal su ve çamurunun cilt hastalıklarına iyi gelmesi nedeniyle ilgi görüyor. Rivayet odur ki Kleopatra güzelliğini bu çamura borçludur. Ada Burnu ile Karaada arsındaki küçük adanın adı ise Görecek.

Rivayete göre İkinci Dünya Savaşı’nda, Kos’tan tekneyle gelen 5 kişilik bir aile önce Karaada’ya bırakılıyor. Aile Bodrum’dan görülsün diye ateş yakınca neredeyse tüm ada yanıyormuş.


Topan Ada (Muğla)
Fotoğraf: Saner Gülsöken

Bodrum’un liman bölgesinde sıralanan teknelerle günübirlik ada turuna çıkılabiliyor. Ortakent’ten de tekne turları yapılıyor. Tekneler Görecek Adası’nın Akvaryum adıyla anılan plajını, Karaada’yı, Çelebi Adası’nı ve birkaç küçük adayı daha ziyaret ediyor.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.10.2011, 00:34   #18
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Sedir Adası




Sedir Adası (Muğla)
Fotoğraf: Fatih Özenbaş

Gökova Körfezi’ndeki Sedir Adası’nın yanı başında Orta ve Küçük adlarıyla anılan iki küçük adacık daha var.

Antik Kedrai kentinin kalıntılarını barındıran Sedir Adası’nın kuzey yamacındaki at nalı planlı antik tiyatronun yanı sıra Roma ve Bizans devirlerinden birçok tarihi kalıntı görülebiliyor. Düzgün kesme taştan çok sayıda kule, sur duvarları, Apollon Tapınağı ve onun yerinde sonradan yapılan kilise, hâlâ ayakta duran iyi korunmuş tiyatro ve izleri görülebilen agora ile oldukça zengin arkeolojik veriler sunan Sedir Adası’nda antik liman kalıntıları da görülebiliyor. Ada arkeolojik ve doğal sit statüleriyle koruma altında.



Sedir Adası’nın jeolojik süreçlerin ürünü kalker damlacıklarından oluşan altın rengi kumları ateşe tutulduğunda yanıyor.

Hırsı ve entrikaları ve güzelliğiyle ünlü, antikçağın en renkli simalarından Kleopatra’nın adıyla anılan Kleopatra Koyu’yla ada dünya çapında üne sahip. Hatta antik kraliçenin adı o kadar öne çıkıyor ki yalnız koy değil adaya da Kleopatra Adası denmesine neden oluyor.

Sedir Adası’ndaki muhteşem Kleopatra Koyu’nun eşsiz kumlarının sevgilisi Antonius tarafından Kleopatra’yı memnun etmek için Mısır’dan getirilerek koya serpildiği rivayet edilir. Bu değerli kumlar konukların üzerinde gitmesin diye plajdan ayrılırken duş yapmak zorunlu. Tabii bu koruma titizliği, koyun eşsiz kumunu çevredeki otellerin motorlarla plajlarına taşıdığı yıllar düşünülünce kara mizah öğesi oluyor.
Sürgün gittiği Bodrum’da doğayla bütünleşmiş, doğadan kendine ikinci bir doğa, hatta bir dünya yaratmış Halikarnas Balıkçısı, gerçek adıyla Cevat Şakir Kabaağaçlı ve arkadaşları Azra Erhat ile Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun başlattığı mavi yolculuk bugün bir turizm sektörüne dönüştü neredeyse. Sedir Adası’nın ilk mavi konuklarından kalma bir andacı vardır; Eyuboğlu ve arkadaşlarının kayaya yaptıkları el izleri bugün hâlâ görülebiliyor.

Muğla’nın Akyaka beldesinden ve Marmaris’in Çamlı köyünden kalkan teknelerle ulaşılan adada yazları hizmet veren bir restoran var.
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.10.2011, 13:52   #19
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Fethiye Adaları




ZeytinŞeytanYassıcaTopan Adaları (Muğla)
Fotoğraf: Turgut Tarhan

Kimileri isimsiz birçok adayı, dantel gibi koylarla türkuvaz sularda buluşturan bölgenin “mavi yolculuk” tarihinde ayrı bir yeri var. Mavi yolculuğun öncülerinden ressam ve şair Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun 1973’te kayaya bezediği balık resmi ve yanı başında Azra Erhat’ın çakıl taşlarıyla yaptığı uçurtma mozaiği “Oniki Adalar” turunun görülmeden geçilmez klasiği. İki sanatçının ürünüyle taçlanan Taşyaka içindeki Bedri Rahmi Koyu, aynı zamanda bölgenin en güzel koylarından biri.



Deliktaş Adası Kızılada (Muğla)
Fotoğraf: Turgut Tarhan

Fethiye Közfezi’nde tekne turizmi yapanların “Oniki Adalar” olarak isimlendirdiği adaları iki gruba ayırmak, adaların körfezdeki kümelenmesi açısından daha yerinde olacak. Öyle ki Körfezin kuzey-kuzeybatı kısmında, Göcek Koyu ile Kapıdağı Yarımadası arasında konumlanan adalar grubu için Göcek adaları adlandırması da kullanılıyor. Göcek ve adaları 1988 yılında özel koruma alanı ilan edildi.



Fethiye Körfezi’nin en büyüğü yaklaşık 4 kilometrekarelik yüzölçümüyle Tersane Adası. Ada ve Tersane Koyu’nun adı, bölgenin Osmanlı döneminde gemilerin bakım yeri ve tersane olarak kullanılmış olmasına dayanır. Kıyıdaki suyun içinde tersane altyapısına ait izler hâlâ görülebiliyor. I. Dünya Savaşı sırasında da Osmanlılar burayı geçici ikmal deposu olarak kullanmışlardı. 1923-24 yılındaki mübadele döneminde burada yaşayan Rum nüfusun Rodos’a göç ettiği biliniyor.

Körfezin ikinci büyüğü 1 kilometrekareyi aşan yüzölçümüyle Domuz Adası; üçüncü büyüğü ise Göcek Adası’dır. Göcek Adası’nın güney tarafındaki “Kurt Burnu” dalış noktasıdır.



Gemiler Adası (Muğla)
Fotoğraf: Turgut Tarhan

Adını adada yaşayan çok sayıdaki domuzdan alan Domuz Adası’nda insan yerleşimine dair veriler Bizans devrine kadar gidiyor. Adanın kuzeybatıya uzanan kısmı Martı Burnu diye anılıyor. Palmiyeleriyle tuzlu su içinde bir vaha görünümündeki Domuz Adası, kuzeydoğusundaki koy içinde bulunan, Türk basınının öncülerinden Simavi ailesinin yerleşkesiyle de tanınır.

Fethiye Körfezi’nin ismi bilinen öteki adaları; Peksimet Adası, Yassıca Adalar, Kızıl Ada, Yılanlı Ada, Baba Ada, Katrancık Adası, Deliktaş (Delikli) Adaları, Zeytin (Şövalye) Adası, Şeytanlı Ada, Karacaören Adası ve Gemiler (Gemile de deniyor) Adası.




Göcek Adası (Muğla)
Fotoğraf: Turgut Tarhan

Fethiye körfezi’ni kapatan Zeytin Adası’na, Rodos Şövalyeleri’ne dayandırılarak Şövalye Adası da deniyor. Adanın yüzölçümü yaklaşık 1 kilometrekare. Meğri Adası, Fethiye Adası adlarıyla da anılan Zeytin Adası, bölgeyi çevreleyen adalar içinde, üzerinde yerleşim bulunan tek ada.

Makri ya da Meğri adı kimi kaynaklara göre İS. 8-9. yüzyılda bölgede yaşayan piskopos Markianes’ten geliyor.



Şovalye Adası (Muğla)
Fotoğraf: Turgut Tarhan

İki küçük tepeden oluşan adada antik yerleşim daha çok Zeytinli Tepe’nin kuzey ve güney yamaçları ile iki tepe arasındaki düzlükte toplanır. Zeytinli Tepe’nin kuzey yamacında bir metre kalınlığa yaklaşan sur duvarı kalıntısı günümüze ulaşabilmiş durumda. Adada İS 6. yüzyıla tarihlenen kiliseye ait duvar kalıntı görülebiliyor.


Domuz Adası (Muğla)
Fotoğraf: Hakan Öge

1970’li yıllarda imara açılan Zeytin Adası, idari açıdan Fethiye’nin 1. Karagözler Mahallesi’ne bağlı bir yerleşim. Ada özel çevre koruma planı dahilinde birinci ve üçüncü derece tarihi ve doğal sit alanı. Üzerinde yazlık ev niteliğinde yerleşimler ve otel bulunan Zeytin Adası’na yerli turistlerden daha çok yabancılar ilgi gösteriyor. Özellikle ulusal basınlarının adaya gösterdiği ilgi nedeniyle İngilizler tarafından tanınıyor.

Atlas okurları anımsayacaktır; derginin ekspedisyon yazarlarından Gökhan Türe 2004 yılında Göcek Koyu- Kapıdağı Yarımadası arasını kıyı boyunca kanoyla dolaşmış; birbirinden güzel koylara gire çıka kürek çekerek Kapıdağı Yarımadası’na kadar inmiş, rotası üstündeki adalara da uğrayarak başladığı yere, Göcek köyüne dönmüştü. Türe’nin bu deneyiminden birkaç cümle aktaralım:



Tersane Adası (Muğla)
Fotoğraf: Hakan Öge

“Göcek koylarını ve adalarını gezmenin en iyi zamanı hiç şüphesiz yatların ve tekne trafi ğinin en az olduğu zaman. Bu işi kanolarla yapmak için nisan ortaları ve ekim sonu ideal haftalar olarak tanımlanabilir. Başlangıç ve bitiş olarak kalabalık pazar günlerinden sakının ya da bu günleri ıssız yerlerde kamplayarak geçirin... Göcek koylarında her zaman en önemli sorun içme suyu. Batı-güney rotasında en son su kaynağı bulabileceğiniz koy Bedri Rahmi. Bundan sonra ancak yıkanmak için sarnıç veya kuyu suları bulabilirsiniz. Geziye başlamadan önce acil durumlarda ikmal veya tahliye için Göcek Limanı’nda bir tekneciyle anlaşıp yola koyulmak iyi bir güvenlik önlemi olacaktır” diyor Atlas yazarı Gökhan Türe.

Fethiye iskelesinden her gün düzenlenen günübirlik “Oniki Adalar” turu Zeytin (Şövalye) Adası’ndan başlayarak Fethiye Körfezi’nin batı ve kuzeybatısındaki Karanlıkiçi olarak adlandırılan adalar topluluğunu kapsıyor. Fethiye’den adalara düzenlenen tekne turlarının en popüler uğrak noktası Gemiler Adası Fethiye’ye yaklaşık 9 kilometre uzaklıkta. Aya Nikola adıyla da bilinen Gemiler Adası üzerinde bir ortaçağ kentinin kalıntıları görülebiliyor. Ada İS 5. yüzyıldan itibaren dinsel bir yerleşim olarak önemli bir konuma geldi. Ticaret ve seyahat gemilerinin uğrak yeri olması da adaya bir hac merkezi niteliği kazandırdı. Adada en çok ilgi gören arkeolojik kalıntılar arasında Erken Hıristiyanlık ve Bizans devirlerine ait yapı kalıntıları ile deniz kıyısındaki sarnıç sayılabilir.

1990 yılından bu yana bir Japon ekip tarafından yüzey araştırması yapılan ada ve çevresinde 11 kilise tespit edildi. Bunlardan dördü Gemiler, biri Karacaören Adası’nda, diğerleri ise Ölüdeniz ve Karaören Koyu civarında. Gemiler Adası ve çevresi, Hıristiyanlar için çok önemli bir merkez olarak görülüyor. Adadaki dini yapılar dışında barınak olarak kullanılan evler de bulunuyor. Adanın kayalık olması nedeniyle, kilise ve evlerin temelleri kaya içine oyulmuş olup, deniz dibinde de kalıntılar devam etmektedir.

Fethiye ve Göcek’ten, Fethiye Körfezi’nde yer alan adalara günübirlik ya da konaklamalı tekne ve yat turları düzenleniyor. Tur boyunca Yassıca Adalar, Hamam Koyu, Kurşunlu Koyu, Yavansu, Bedri Rahmi Koyu, Tersane Adası, Göbün Koyu, Boynuzbükü, Göcek Adası, Domuz Adası, Zeytin Adası, Kızıl Ada’ya uğranıyor. Göcek Limanı’ndan da hareket eden günübirlik tekne turları genellikle Fethiye’dekilerle aynı rotayı takip ediyor.

Fethiye ve Göcek’ten adalara deniz kanosu turu yapılmıyor. Ancak Kaş’tan Fethiye Körfezi’ndeki adalara Göcek hareketli konaklamalı bir haftalık kano turu düzenleniyor. Kayaköy’den de adalara istendiğinde kano turu yapılabiliyor.

Fethiye Adaları’ndan sadece Zeytin (Şövalye) Adası’nda konaklama olanağı var.
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.10.2011, 13:57   #20
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türkiye'nin Adaları

Kekova (Geyikova) Adası




Kekova Adası (Antalya)
Fotoğraf: Gökhan Tan

Ada her ne kadar basit tanımıyla “dört yanı sularla çevrili kara parçası” ise de birçok örnek bu tanımın sınırlarını zorlar niteliktedir.

Elinizdeki kitapçığı hazırlarken İstanbul Boğazı’nın Marmara girişinde suda yüzen bir biblo görünümüyle Kızkulesi’nin oturduğu kaya parçasını ada tanımına sokmakta zorlandığımız gibi Galatasaray Adası’nın “dubalar üstüne kurulduğu” yanlış bilgisiyle de karşılaştık.

Nitekim her ikisi de bu kitapçığın sonundaki listeye 1:100 000 ölçekli haritalarda görünmedikleri için giremedi. Bir de anakarayla bağlantısı gözle görülür biçimde zamanla sualtında kalmış kara parçaları vardır. Adeta jöleye hapsedilmiş pasta süslemeleri gibi görünen birbirinden ilginç arkeolojik nesneleriyle Kekova çevresi konuklarına ilginç bir deneyim yaşatıyor. Kekova Adası, kıyıdan birkaç deniz mili açıktaki dar ve uzun coğrafi yapısından dolayı Kale (Demre, Simena) ile Üçağız (Teimioussa) köyü arasında yer alan bütün körfeze adını veriyor; ada, körfez ve anakaranın kıyılarını kapsayan bir tanımlamadır Kekova. Bir zamanlar yoğun keklik barındırması nedeniyle keklik adası anlamında Kakava-Kekyova denilen ada şimdiki haritalarda Geyikova adıyla geçiyor.

Kaş ile Demre arasında yer alan Kekova kıyı şeridini eşsiz kılan en belirgin özellik; deniz seviyesinin antikçağdan bu yana sürekli yükselmesiyle arkeolojik kalıntıların sualtında kalması. Öte yandan bu mimari öğelerin su yüzeyinden çıplak gözle rahatlıkla görülebilmesi. Kimi yerlerde su seviyesinin hemen altında başlayan kalıntıları, kayaya oyulmuş gizemli odacıkları, merdivenleri ve duvarlarıyla çevreyi keşfetmenin tek aracının deniz kanosu olduğunu belirtmeliyiz. Bunun için deniz kanosu turları düzenleyen birkaç acente ve kano merkezinin bulunduğu Kaş’a uğramak gerekli. Kaş’ta günlük, haftalık turlar düzenleyen profesyonel kuruluşlar var.



Kekova Adası’nın kuzey kıyılarındaki “batık şehir” (antik ismiyle Dolikhiste) yüzemeseler ve dalamalarsa da suyun üstünden bakan ziyaretçileri bile büyülüyor. Hele de deniz durgunsa meraklı gözler, gezi teknelerinin altındaki camlı bölmeden antik şehrin sualtındaki izlerini açık seçik görebiliyor.

Kekova Adası ve çevresindeki kıyıları kapsayan 260 kilometrekarelik özel bölge söz konusu eşsiz niteliğinden ötürü “Kekova Özel Çevre Koruma Alanı” ilan edilerek korma altına alındı.

Kekova Adası’nın güney ucuyla Sıçak Yarımadası arasında yer alan iki küçük ada; Karaada ve Toprak Ada adlarıyla anılır. Kekova Adası’nın kuzeyinde Gökkaya Koyu’nun girişindeki iki küçük adanın adları ise Kişneli ve Aşırlı. Aşırlı Adası korsanların ve Akdeniz foklarının saklanmak için kullandıkları mağarasıyla tanınıyor. Sıçak Yarımadası’nın güney ucunda ise İçada yer alır.

Kekova gezisine katılmak isteyenlerin iki seçeneği var. Birincisi Fethiye-Kaş yolunu izleyerek Kaş’ı 17 kilometre geçtikten sonraki sapaktan Kekova’ya ulaşmak. İkincisi seçenek ise Antalya’yı Kaş’a bağlayan kıyı yollarını izleyerek Demre (antik Myra, şimdilerdeki adıyla Kale) Kaş yolu üzerindeki antik Sura harabeleri yakınındaki ayrımdan (7 kilometre) sonra Kapaklı köyü güzergâhından Üçağız köyüne ulaşmak.



Kekova Adası (Antalya)
Fotoğraf: Fatih Özen

Türkiye’nin Akdeniz kıyısındaki en büyük adası Kekova (Geyikova), Üçağız ve Kale yerleşim birimleriyle beraber anılıyor. Kaleköy’e, kara ya da deniz yoluyla, direkt ulaşım mevcut değil. Ulaşım Kaş Limanı’ndan tekne kiralayarak sağlanıyor ya da Kaş Garajı’ndan kalkan araçlarla Demre’ye gidilip oradan tekne kiralamak da mümkün. Kekova-Demre arası 20 kilometre.

Üçağız, Kaş’a 34 km. Gökkaya ve Karalos koylarına Üçağız’dan kiralanan teknelerle ulaşılıyor. Aynı şekilde Kekova’ya ve batık şehre de Üçağız’dan kalkan tekne turlarıyla gidiliyor.

Kaş’ın Hidayet Koyu yakınlarında Ekim 2006’da kurulan sualtı arkeoloji parkı var. Körfezin içinde 70 kadar dalış noktası mevcut. Dalgıçları sualtının zenginliği kadar batıklar da bu bölgeye çekiyor.

Deniz Kanosu: Kaş’ın en popüler deniz sporlarından biri. Kekova bölgesinde kano turunda 5 ayrı antik yerleşim görmeniz mümkün. Günlük, haftalık ve konaklamalı kano turları da yapılıyor.

  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
adaları, bütün, tüm adaları, türkiye'nin, türkiyenin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:31.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.