Antalya Oyuncak Müzesi | Kaleiçi - Yat Limanı

[@LaLe]

Antalya Oyuncak Müzesi | Kaleiçi - Yat Limanı

Antalya’nın Oyuncak Müzesi 23 Nisan 2011’de açıldı. Bunun haberini daha önce de forumda paylaşmış ve altına da not düşmüştüm ‘’Lale’ye yol göründü’’ diye

O yol bana dün göründü arkadaşlar ve ben havanın da güzelliğinden faydalanarak, okul çıkışı 2 arkadaşımla Kaleiçi’nin yolunu tuttum. Dere demedim, tepe demedim elimde fotoğraf makinem burnumun gösterdiği istikamete ilerledim. Aslında inanın çok yoruldum. O merdivenler, dik yokuşlu yollar sıcakta çekilir mi sanıyorsunuz? Çekilir, çekilir... Eğer güzel birşey içinse inanın çekilir...

Neyse konumuza dönelim. Yukarıda da dediğim gibi Antalya Büyük Şehir Belediyesi tarafından yaptırılan Oyuncak Müzesi 8 – 9 ay gibi çok kısa bir sürede tamamlanarak, 23 Nisan’da Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Akaydın’ın bir konuşmasıyla açıldı.

Müze’nin kurucusu ve danışmanlığını yapan Şair ve Yazar Sunay Akın "Bir ülkede demokrasi ve demokrasinin değerleri güçlensin isteniyorsa, o ülkenin sığınacağı bir tek yer vardır, müzeler" diyerek, güzel de bir konuşma yaptı.

Kaleiçi Yat Limanına indiğiniz zaman, tarihi İskele Camii’nin biraz ilerisinde yer alıyor Oyuncak Müzesi. Tek katlı, fazla büyük olmayan, Kaleiçi’nin mimarisini yansıtan güzel bir yapı içine kurulmuş.

Müzeye daha girmeden hemen sağ tarafında demir parmaklıklar arkasında Red Kit, köpeği Rintintin ve Daltonlar sizi karşılıyor. Müzenin ön tarafında ise Keloğlan ve Temel Reis hoş geldiniz der gibi yol gösteriyor.

Müzenin girişinde sol tarafta kalan gişeden biletinizi aldıktan sonra, sağ tarafta turnikeden geçerek, sizi orada bekleyen Nasrettin Hoca ve Eşeği ile müze gezisine başlıyorsunuz. Oyuncaklar camekânlar arkasına yerleştirilmiş ve hepsinin hangi ülkeden geldiği, kaç yapılmış olduğu önlerindeki etiketlerde belirtilmiş.

Müzede 1860’lı yıllardan 1990’lı yıllara kadar uzanan döneme ait 3 bin tane antika değerinde oyuncak yer alıyormuş. Müzede; Dünyadan ve Türkiye’den toplanmış birçok değerli oyuncak var.

Girişten sonra oyuncakların sergilendiği 3 bölüm var. Sonrasında ise avluya açılan bir kapı ve oradan diğer bölüme giriliyor. Avluda Kül Kedisi ve Balkabağından arabası ile Şirinler sizi karşılıyor. Ayrıca avludan müzeye girmeden dışarıdan gördüğünüz Daltonlar ve Red Kit’i arka plandan görüyorsunuz.

İkinci bölümde Micky Mousue'un sizi karşıladığı geniş bir alanda sergilenen oyuncaklardan sonra, çıkışa yakın bir yerde biraz oturup dinlenmeniz için bir köşe yapılmış. Çıkmadan önce ziyaretçi defterine bir şeyler yazmayı da sakın ihmal etmeyin derim…

İyi gezmeler…

Not: Hava çok güneşliydi ve fotoğraf makinemin ekranına yansıyan resimleri göremiyordum. Bu sebepten birçok fotoğrafın bulanık olduğunu fark etmedim. Daha sonra tekrar gidip fotoğraf çekeceğim.

[@Banemin]

Bizim için girdiğin bu zahmetler karşısında sana bayağı bir borçlanıyoruz.

Hakkını nasıl ödeyecek Adminler bilemem gayri.


Çok güzel ve teferruatlı bir konu olmuş.


Teşekkürler LaLe...

[@ReaL]

Yine çalışıp çabalayıp, gözlem ve çekmiş olduğun fotoğraflarını bizimle paylaştığın için kucak dolusu teşekkürler, ellerine sağlık LaLe..

Oyuncak müzesi çocuklar için değil de büyükler için olmalı... Düşünsenize oraya bir çocuk gitse, o oyuncaklardan bir tanesini gözüne kestirip istemez mi? Para ile alınamayacağına göre, garibim çocuk, salya sümük ağlaya ağlaya müzeyi terkeder... Sustur susturabilirsen..

[@LaLe]

Çocuklar oradan oyuncak alınamayacak bilinciyle götürülüyor oraya Sayın ReaL.

Siz şimdiki çocukların harika olduğunu bilmiyormusunuz?


Büyükler geçmişte oynadıkları veya geçmişten tanıdıkları oyuncakları görürken, çocuklar da anne ve babasının zamanında ne tür oyuncaklarla oynadığını görüp, teknolojiden ne kadar uzak oyuncaklar olduğunu görünce şaşırıyorlardır.

[@OkyanusunKalbi]

Resimler çok güzel. Bence hiç de bulanık değil, gayet güzel çekmişsin. Eline sağlık Lale.


Çocuk olarak kalmak vardı. Ne güzel dert yok tasa yok. Sınırsız oyuncak yuppi.Valla kendimi bebek gibi hissettim. Oturup oynayasım geldi..

Anneee oyuncak istiyoruuuumm beeenn banane bananeee..

[@ReaL]

Herkes kendine bir oyuncak seçsin...

Ben seçtim bile... İçindekileri atarım... Boş oyuncak arabayı severim ben...

Bu arabaya küçük bir plaka yaparım.. (Sürekli yaptığım plaka da 35 EA 035 olurdu... ) Bir de paslanmaz galvanizli tel takarım, elime yakın yere yine telden bir direksiyon.. Direksiyonun yakınına, sözde vites olan bir uzantı ve ucuna püsküller.. Dünyalar benim olurdu...

[@Banemin]

Lale senden bir ricam olacak ya!..

Yolun buraya bir daha düşerse lütfen benim için oranın müdürlüğüne veya yetkilisine şu alttaki tabelayı şikayet eder misin?

Müzenin kapısında "çalışma saatleri" diye bir tabela görmek orayı ticarethane gibi algılamama neden oluyor. Çok itici...

"Ziyaret saatleri" olarak değiştirilmesini istiyorum. Çalışan, açılış ve kapanış saatlerini "Çalışma saatleri" olarak düşünebilir ama ben oranın ziyaretçisi olmak istiyorum. Müşterisi değil...

Lütfen...

[@Öykü]

Emeğinize sağlık olsun. Teşekkürler lale.

[@Canan]

Lale'cigim, o kadar emek vermissin ki cok güzel hazirlamissin ellereine saglik. Adeta müzeyi gezip gördüm. Müzeyi ziyarete gidenler, gecmise bir yolculuk yapar ister istemez.

Not:Acik oldugu saatleri calisma saatleri diye yazmalari tuhaf. Banemin'e katiliyorum.

[@Pitsy]

Demek bu oyuncaklar eskiymiş.
Yahu benim hiç böyle oyuncaklarım olmadıki.
Şimdi bu oyuncak ev benim elimde olsa hiç kazık kadar olduğuma bakmam oynarım valla.
Elerine makinana sağlık Lalem süper olmuş valla.

Hatırladığım tek oyuncağım eskimiş sarı bir yorgan yüzünden annemin yaptığı cin ali kıvamında bir bez bebekti.
Ben şimdi oğluma kocaman akülü jip alıcam.