Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Marmara


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 31.01.2011, 00:19   #11
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Suna Kıraç Yalısı / Vaniköy







Yusuf Paşa Yalısı / Vaniköy







Adile Sultan Sarayı / Kandilli




1856 yılında Sarkis Balyan tarafından Sultan Abdülmecit için kız kardeşi Adile Sultan'a bir armağan olarak yapılmıştır. 1916'dan itibaren Kandilli Kız Lisesi olarak kullanılmış, 1986 yılında yangında harap olmuştur.

Sarayın restorasyonu Sabancı ailesinin katkılarıyla tamamlanmıştır ve 28 Haziran 2007 tarihinde yeniden hizmete açılmıştır.

  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 00:26   #12
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Edip Efendi Yalısı / Kandilli



Boğaz'ın en dar, akıntının en hızlı olduğu noktalardan birinde yer alan Edip Efendi yalısı, Osmanlı'da çok saygı duyulan bir hükümet görevlisinin adını taşıyor. Kandilli'deki yalı, sahibi Uğur Mengenecioğlu dolayısıyla, Özal döneminde bir rüşvet olayıyla gündeme gelmişti. Romance of the Bosphorus kitabıyla geçmiş yüzyılda Boğaziçi'ndeki hayatı anlatan Dorina Lady Neave bu yalıda yaşamıştı.
İslâm Ansiklopedisi ile Gümrük Rehberi Mecmuası'nın kayıtları başlangıç için ayrılıyor, sonra birleşiyor. İslâm Ansiklopedisi (fas. 53, 1967) tapu kayıtlarını esas aldığını belirterek şöyle yazıyor: "Tapu kayıtlarından ilk sahibinin Muammer Paşa olduğu, ondan Kani Paşa'ya geçtiği, Kani Paşa'dan da (Edip Efendi'nin torunu Asaf Bey'in verdiği bilgiye göre) 1887 tarihinde Edip Efendi tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır."1888 yılında ölen Edip Efendi “Sicilli Osmai'ye göre" nizamsever muhasiplerdendir. Çeşitli defterdarIıklarda ve nazırlıklarda bulunmuştur. İyi yaşamasını bilen, çelebi ve zevk sahibi Edip Efendi Akıntıburnu’ndaki yalıyı, o dönemin rahat, sade ve güzel eşyasıyla döşemiş, fakat burada ancak bir sene kadar yaşayabilmiştir.

Edip Efendi yalıyı aldıktan sonra mimarî karakteri bozulmaksızın esaslı bir tamirden geçirmiştir."

Ahmet Esat, Gümrük Rehberi Mecmuası'nın (Mart/1948 tarihli sayısındaki) makalesinde Yalının H.1166 (M. 1753) de vefat eden Divitdâr Mehmet Emin Paşa tarafından yaptırıldığını, yine aynı mecmua nüshasında Edip Efendi'nin torunu Asaf Muammer, dedesinin bu yalıyı 1844 yılında Kani Paşa veresesinden 1500 altına satın aldığını yazmaktadır. “Edip Efendi ile aynı devirde Maliye Nazırlığı ve Rüsumat Emanetinde bulunan ve maliye mesleğinden yetişmiş olan; Kani Paşa ile Edip Efendi'nin dostlukları vardı."



Hadi Semi Bey Yalısı / Kandilli




Manford Evi olarak da geçen 1800'lü yıllardan kalma yalı, İngilizler'in işgalinden sonra Licardopulos isimli bir Yunanlı armatör tarafından satın alındı. Avukat Hadi Bey Selanik'teki Türk malları ile yalıyı takas ederek binanın sahibi oldu. Yalılara özgü aşı (bordo) boyaya sahip bina geçtiğimiz yıllarda yapılan restorasyondan sonra Boğaziçi'nin en güzel yalılarından biri haline geldi.
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 00:33   #13
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Hekimbaşı (Salih Efendi) Yalısı / Kandilli



Hekimbaşı lakabıyla şöhret bulan Salih Efendi, XIX. Yüzyıl boyunca üzerinde durulmaya layık fen ve idare adamlarımızdandır. İleri görüşleri ve bilimsel düşünen kafasıyla örnek olacak yetenekleri taşırdı. Sultan II.Mahmut zamanında açılan Tıbbiye Mektebi'nin ilk mezunlarındandır. Tophane'de 1816 da doğmuş, 18 Mart 1895 e kadar Sertabibi Sultani, Mektebi Tıbbiye Reisliği, Valide Kethüdalığı, muallimlik Maarif müsteşarlığı yapmıştır. 89 yaşında Anadoluhisarı'ndaki bu yalısında ölmüştür.

Nebatat (botanik) bilginlerindendi. Yalısının bahçesiyle, kendisine ait tepelerin sırtlarındaki bağ ve arazide her çeşit çiçekleri, bitkileri ve nadide meyveleri yetiştirirdi. Karanfil ve güle çok meraklı idi. Aşıladığı bir gül "Hekimbaşı Gülü"diye meşhur olmuştur. Mevsiminde yalıyı, özellikle karanfillerle bir gelin odası gibi süslerdi.

Boğaziçi'nde özgün yapısını ve orijinal eşyalarını koruyan nadir yalılarından biri burası. Yalıda halen 1905 yılında ölen Salih Efendi'nin akrabaları yaşamakta.


Kıbrıslı Yalısı / Kandilli




Üç değişik sultana sadrazamlık yapmış olan Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa önemli bir devlet adamıydı. Eski Küçüksu plajının hemen yanında yer alan 64 metrelik rıhtıma sahip yalı, 1840'tan beri aynı ailenin mülkiyetinde. Iraklı Kral Faysal, Şair Yahya Kemal yalıda kalmış isimlerden bazıları. 1980'li yıllarda Araplara mal satma furyasında eskiden yalının korusu olan Sevda Tepesi de el değiştirmişti. Paşa'nın İngiliz asıllı karısı 1872'de Harem'de Otuz Yıl isimli bir kitap yayınladı.

Boğaziçi’nin en geniş cepheli yalısıdır. Göksu’dan Kandilli’ye doğru giderken, Küçüksu Çayırı’nın karşısında, yatay yapılanmayla kıyıya yayılan bu yalı, 18. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş. İlk sahibi, Sultan 3. Selim’in sadrazamlarından Mehmet İzzet Paşa’ymış. İzzet Paşa’dan oğullarına, onlardan da 19. yüzyılın parlak devlet adamlarından Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa’ya intikal etmiş. O zamandan beri de hep aynı ailenin elinde kalmış.

Birbirine bitişik üç ev gibi duran Kıbrıslılar Yalısı, büyük bir yazlık divanhane, yani salon olarak plânlanmış.

Yalı, Mehmet Emin Paşa zamanında da, torunları zamanında da Boğaziçi’nin en meşhur yalılarından olmuş. Siyaset ve edebiyat dünyasından ünlü isimlerin uğrak yeriymiş. Yahya Kemal, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay buranın müdavimlerindenmiş.

  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 00:41   #14
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Abut Efendi Yalısı / Kandilli




Ostrorog ve Kıbrıslı yalıları arasında kalan ve bir zamanlar Ekrem Bora ve Güngör Bayrak'ın başrollerinde oynadığı Gümüş, şimdilerde ise Tolga sayışman’ın başrolünde oynadığı Lale Devri adlı TV dizisine ev sahipliği yapan Abud Efendi Yalısı, 1900'lerin başında Abud Efendi tarafından satın alınmıştı. İstanbul'daki sarayların ve önemli binaların büyük bir kısmına imza atmış Ermeni Balyan ailesinden Garabet çizmişti planlarını. Abud Efendi'nin kızı, İstanbul sosyetesinin 1920'lerde önemli fertlerinden biri olan Belkıs'ın dillere destan düğünü de bu binada yapılmıştı.

Altunizade'lerden (Üsküdar'ın Kısıklı'sına giderken, Koşuyolu Caddesi başında cami, hamam, dükkanlar ve konak yaptırmış olan, Abdülmecid devri ticaret ve devlet adamlarından İsmail Fasa ailesinin lâkabı ) Necip Bey (Necip Bey, İsmail Fasa'nın oğlu ve Tuna Baltacıoğlu'nun da babasıdır.) kendisi için, Dolmabahçe Sarayının planından esinlenerek, mimar Karabet Amira Balyan'a bu yalıyı inşa ettirmiştir.

Necip Bey'den, Baron Vandoeuvre, ondan da Mehmet Abut Efendi ( Sultan II. Hamid devrinde. Ticaret Odası, Harbiye Nezareti Mubayaa Komisyonu ve Şirketi Hayriye reisliklerinde bulunmuştur) eşine hediye olarak satın almıştır.


Kont Ostrorog Yalısı / Kandilli



Abud Efendi yalısına komşu olan Kont Ostrorog Yalısı Boğaziçi'ndeki en güzel ve tarihi binalardan biri. İslam hukuku konusunda uzman olan Polonya doğumlu Leon Ostrorog, Osmanlı İmparatorluğu'na danışmanlık yapmıştı. Galata bankerlerinden olan Lorando'ların kızı Jeanne ile evlenen kontun misafirleri arasındaki çok sayıda ünlü isim vardı ve bunlardan biri de Pierre Loti'ydi. Yalıda şu an Rahmi Koç yaşıyor.
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 00:48   #15
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Rıza Bey Yalısı / Kandilli



Sultan 2.Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır. Doktor Osman Yargıcı tarafından restore edilmiştir.



Bahriyeli Sedat Bey Yalısı / Kandilli




Batılıların Sweet Waters of Asia (Asya'nın Tatlı Suları) dedikleri Göksu deresi eski adı Güzelce olan Anadoluhisarı'ndan Boğaziçi'ne dökülüyor. Bu bölgedeki en güzel yalılardan biri de neo barok tarzda inşa edilmiş olan Bahriyeli Sedat Bey Yalısı. Yalıyı Sedat Bey'in dedesi Mustafa Reşit Paşa yaptırmış. Bahçesinde bulunan ağaç dolayısıyla Manolya Yalısı olarak da biliniyor.

  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 00:59   #16
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Zarif Mustafa Yalısı / Anadoluhisarı




Zarif Mustafa Paşa torunlarından birinin elinde bulunan ve kendi el yazısı ile yazmış olduğu- hatıratında, yalıyı 1848 senesinde aldığını zikretmektedir. Demek ki Paşa, yalının ilksahibi değildir; fakat kimden aldığı da kaydedilmemiştir. Yakınlarının söylediğine göre: Paşa yalıyı, II.Mahmut'un (1784-1839) Kahvecibaşı'lık hizmetinde bulunmuş olan Kani Mustafa Bey'den (Enderun'dan yetişmiş, Sarıkçıbaşılıktan ikinci Deftereminliğe kadar bir çok devlet memurluklarında bulunmuş 1849'da ölmüştür) almış. Ancak Kani Bey'de yalının üçüncü sahibi imiş.

"Meşruta" veya "Amcazade Yalısı" ile birbirine benzer kısımları çoktur. Yanındaki, Ferruh Efendi Yalısı'na Yunan şilebinin çarpması ile harem kısmı üzerine yıkılması, burayı oturulmaz hale getirmiştir. (Sonra da yıkılmıştır.)

Bugün için, koca yalıdan sağlam olarak Esat Bey Yalısı diye bilinen Selâmlık kısmı kalmıştır. Devlet Şûrası azalarından olan Esat Bey, Zarif Mustafa Paşanın torunudur.

Yapılar, zamanla iki ayrı yalı durumuna gelmiş olduğundan, ayrı ayrı bahsedilmesi icap etmektedir. Vaziyet planında da görüleceği gibi, bugün, Zarif Paşa yalıları gurubundan sadece Selâmlık bölümü ile, çok değişmiş olarak "Mehtabiye" den bir kısmı kalmıştır. (Bu mehtabiye'den kalan, sol taraftaki kısım, III.sınıf olarak tescil edilmişti. 1977'de içi yenilenmiştir.) Bordürler tamamen iki yalıda da aynıdır. Panolardaki tezyinat esası da birdir; aynı ekolün devamı olduğunda şüphe yoktur.

I.Dünya Harbi senelerinde yalının ortasından bir kısmı yıktırıldığı için, 1938'de) bu büyük bina ayrı ayrı üç yalı halinde bulunmaktadır.

Tezyinatlı odanın bulunduğu kısım herhalde binanın en eski parçasıdır.

Diğer kısımları belki de, Kani Mustafa Bey yahut da ondan evvelki sahipleri ilâve ettirmişlerdir. Zira tezyinatlı oda ile, diğer kısımlar arasında farklar bulunmaktadır. Zarif Paşa'nın erkek torunları, yalının odalarını özelliklerine göre isimlendirmişlerdir: "Ocaklı Oda", ve tezyinatlı kısıma da "Yaldızlı Oda" demişlerdir. Yaldızlı odaya girildiği zaman, insan kendisini bol ışıklı bir yerde; denizden aksedip odaya dolan ziya huzmeleri arasında, duvarlardaki ve tavandaki rengârek çiçekli ve meyveli tezyinatın ve altın yaldızlı kısımlarının parıldamasından hâsıl olan tatlı bir renk armonisi içinde hisseder. Bu odada 6,60m.boy ve 2,05m.eninde ve altı parçadan meydana gelen fevkalâde bir pano bulunmaktadır. Odanın iki yan duvarlarında da bu panodan ayrı tezyinatta ve üzerlerinde ayet veya diğer yazılar için kitabe yerleri bulunan başka bir tahta tezyinatı da vardır. Buradaki çiçek guruplarının sadeliği, bordürdeki ahengi nadir bir güzelliktedir. Tavan, ortada güneş, etrafında sekizer köşeli yıldızlarla ve halkâr (Halkâriye dair: Dr.S.Ünver, Arkitekt Mecmuası. 10/11, 1938 ) tezyinatlı çifte bordürü ile odanın güzelliğini tamamlamaktadır.

Balkan Harbinde boş bulunan haremin selâmlık kısmına asker konulduğundan bu kısım harap olmuş, I.Dünya Harbinde de ''yine asker iskân edilir ve yangın çıkar endişesiyle de" sahipleri tarafından yıktırılmıştır. Böylelikle bir parçanın yıktırılmasıyle harem ve selâmlık kısımlarının bağlantısı kalmamış ve iki ayrı yalı meydana gelmiştir. Yıktırılan kısımda, alt katındaki suyunu denizden alan havuzunun mermerden bordür taşları ve üç katlı fıskiyesinden parçalar durmaktadır. (Meşruta Yalı'nın havuz fıskiyesi iki katlı fakat daha gösterişlidir.)


Küçüksu Kasrı / Anadoluhisarı



İstanbul Beykoz ilçesi, Anadoluhisarı’nda, deniz kıyısında bulunan Küçüksu Kasrı’nın XVII. yüzyılda Sultan IV. Murat (1623–1640) döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Bu kasır Sultan III. Mustafa (1757–1774), Sultan III. Selim (1789–1807) ve Sultan II. Mahmut (1808–1839) dönemlerinde restore edilmiştir. Bu kasır ile ilgili bilgiler Antoine-Ignace Melling ve Michel François Preault’un XIX. yüzyıl başlarında yaptığı resimlerden öğrenilmektedir.

Kasır denize doğru uzanan tek katlı bir yapı olup, arkasında da iki katlı bir bölüm bulunuyordu. Kasır T planlı olup, ahşap kubbeli, kare planlı bir orta mekân ile bunun çevresinde biri denize doğru olmak üzere uzanan üç yönlü uzantılardan meydana gelmiştir. Kasrın odalarının bir kısmı da deniz yönünde kazıklar üzerine oturtulmuştur. Bu kasır yıkılmış ve yerine bugünkü yapı yapılmıştır. Kasrın ne zaman yıkıldığı konusunda kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bugünkü kasır Abdülmecit döneminde, 1856’da kâgir olarak yapılmıştır. Yapının mimarı Balyan ailesinden Nigogos Balyan’dır. Kasrın iç dekorasyonu Viyana Operası’nın dekoratörü olan Sechan tarafından yapılmıştır.
Küçüksu Kasrı yüksek bir su basman üzerine iki katlı, mermer kaplamalı bir yapıdır. XIX. yüzyıl barok ve rokoko karışımı bir üslubu yansıtmaktadır. Kasrın bodrum katında kiler, mutfak ve hizmetli odaları, diğer iki katta ise orta mekâna açılan dört köşe odasından meydana gelmiştir. Yapının cephe mimarisi dikkat çekicidir. Burada çiçek, yaprak, çelenkler, rozetler yüksek kabartma tekniğinde duvarlara işlenmiştir. Oldukça ağır bir rokoko üslubu yapının barok mimarisi ile birleşmektedir.
Kasrın deniz cephesi üç bölüm halinde olup, orta bölüm düz, iki yandakiler de dışbükeydir. Kasrın iki yönlü giriş merdiveni, havuzu, çeşmesi ve giriş kapısı ile dikkati çekmektedir. Denize yönelik pencereler her katta zemine kadar inmiş ve bunların önleri mermer parmaklıklarla sonuçlanmıştır. Kasrın yan ve arka bölümlerinde üst katta balkonlara yer verilmiştir. Üst katın bitiminde mermerden bir kısa duvar çatıyı gizleyerek yapıyı çepeçevre dolaşmaktadır.

Kasrın kabartma ve kalem işi süslemeli tavanları, birbirlerinden fark ve biçimde İtalyan mermerinden yapılmış şömineleri, ince bir işçilik gösteren parkeleri, Avrupa Arnavoa üslubunda mobilyaları ile dikkat çekmektedir.

Bu kasırda Sultan Abdülaziz (1861–1876) döneminde, daha sonra İngiliz tahtına geçen Galler Prensi Edward (VII. Edward) ile Eflak Boğdan Prensi I.Jean Alexandre ağırlanmıştır. Bunların yanı sıra kasır Sultan V. Mehmet Reşat ve son halife Abdülmecit Efendi (1839–1861) tarafından da kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra bir süre konukevi olarak kullanılmış, 1970’li yıllara kadar bazı özel günlerde kasırdan yararlanılmış, 1983’te ziyarete açılmıştır. Ardından yapılan yeni düzenlemeden sonra da 1994 yılında TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlı anıt müze olarak ziyarete açılmıştır.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 01:06   #17
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Köseleciler Yalısı / Anadoluhisarı




Anadoluhisarı iskelesinin yanında, kale önünde, iki katlı küçük bir yalı. Altındaki kayıkhane, önüne rıhtım yapıldığı için kapanmış.


Manastırlı İsmail Hakkı Bey Yalısı / Anadoluhisarı




Anadoluhisarı iskelesinin güneyinde, kale önünde, Köseleciler Yalısı’nın yanındadır. Kâgir servis kat üzerinde iki ahşap katı olan yapı, klâsik cihannümalı yalılardandır. İlk sahibi, Sultan 2. Abdülhamit dönemi alimlerinden Manastırlı İsmail Hakkı Efendi’ymiş.


Talat Bey Yalısı / Anadoluhisarı




Anadoluhisarı’nda, hisarın hemen önünde yer alan yalıda, 2004 yılında restore edilmek üzere iskeleler kuruldu. O tarihten beri de üzerindeki örtülerle Çingene bohçası gibi duruyor.

Kâgir servis katı üzerinde iki ahşap kattan oluşan yalının ilk sahibi, Halveti tarikatı şeyhlerinden Talât Efendi’ymiş. Şeyh, buradaki çok eski bir ailenin mensubuymuş. Yıldırım Beyazıt’ın, Güzelce Hisar da denilen kaleyi yaptırdığı 1395’ten beri aile buradaymış.

Hemen sağında Pembe Yalı olarak da bilinen İlyas Bey Yalısı, onun da yanında apartman gibi duran Komodor Yalısı görülüyor.

  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 01:09   #18
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

İlyas Bey Yalısı (Pembe Yalı) / Anadoluhisarı




Anadoluhisarı’nda, hisarın hemen önünde, bir türlü restore edilemeyen Talât Efendi Yalısı’yla, Komodor Remzi Bey Yalısı arasında kalan iki katlı küçük yalı. Renginden dolayı Pembe Yalı olarak da biliniyor.



Komodor Remzi Bey Yalısı / Anadoluhisarı



Yıldırım Beyazıt tarafından 1390'larda İstanbul'u fethetmek için yaptırılan Anadoluhisarı'nın önünde bulunan yalı, 1917 yılında inşa edilmiş ve daha sonra General Mümtaz Aktay'a satılmış. Ünlü armatör Ali Sohtorik'in kızı ve fizik profesörlüğünden ziyade politikacılığıyla tanınan Erdal İnönü'nün karısı olan Sevinç İnönü yalının 1970'ten beri sahibi.



Riyaziyeci İzzet Bey Yalısı / Anadoluhisarı




Anadoluhisarı’nda, Göksu deresinin denize döküldüğü yerin köşesinde kurulu olan bu beyaz yalı, riyaziye yani matematik hocası İzzet Bey’inmiş. Yanındaki cihannümalı, kahverengi boyalı yalı da Arap Paşa Yalısı.
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 01:18   #19
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı / Vaniköy



Yalı ve köşk, Nazım Divanı'nda bulunan bir tarih beytine göre 1699 senesinde inşa edilmiştir. Hüseyin Paşa, Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın amcasının oğlu olduğu için "Amucazade" lakabıyla anılmıştır.

Amucazade Hüseyin Paşa, birçok memuriyetlerde ve Kara Mustafa Paşa ile U.Viyana kuşatmasında bulunmuş, 1687 senesinde sadrazamlığa getirilmiştir.

Yalının 300 yıllık hayatı içinde tarihe geçmiş birçok günleri vardır. 1699 Karlofça Muahedesi'nden sonra, Avusturya'dan sefir olarak İstanbul'a Virmond gönderilmişti. Nemçe sefirine verilen ziyafet en parlaklarından biri olmuştu. Sefirler (o zamanki deyimiyle süfera), arkalarında sayısız kayık olduğu halde, üçyüz kürekçinin çektiği kadırga ile yalıya gelmişlerdi. Çeşitli, spor, hokkabazlık gösterileri arasında çok kalabalık bir saz heyeti de icrayı sanat etmişti.

Mermer fıskiyesi, çiçek ve geometrik şekillerle süslenmiş tavanları ihmalkarlığın sonucunda harap olmuş durumda. Yıllardır sürdürülen girişimler sonunda binada restorasyon ancak başladı. Bir Mevlevi olan Hüseyin Paşa, Osmanlı'da görev yapan Köprülü ailesinden gelen beş sadrazamın dördüncüsüydü. İstanbul üzerine kitaplar yazan Pierre Loti 1910'larda ‘Amcazade'yi kurtarın' diye feryat etmişti, duymamız uzun sürdü...



Hacı Ahmet BeyYalısı / Kanlıca




Bizans zamanındaki adı Glaros (Martı) olan Kanlıca'nın adının kağnıyla gidilen bir yer olduğu için Kağnıca'dan geldiği tahmin ediliyor. Yoğurduyla meşhur bu Boğaziçi köyündeki yalılardan biri de Hacı Ahmet Bey Yalısı. Osmanlı'yı 33 yıl yöneten Abdülhamid döneminde yapılan bina, Ramazanoğlu ailesine ait. Ailenin çocuklarından birinin sünnet düğününe Atatürk de katılmış.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 31.01.2011, 01:21   #20
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Boğaz'ın Gerdanındaki İnciler | Boğaziçi Yalıları

Halil Ethem Paşa Yalısı / Kanlıca




II. Abdülhamid devrinde bir süre sadrazamlık yapan Ethem İbrahim Paşa tarafından yaptırılan yalı, Osmanlı tarihinin son dönemlerinin birçok bilinen simasını bünyesinden çıkaran bir aile tarafından yaptırılmıştır. 1830 yılında Fransa’ya gönderilen Ethem Paşa tarafından yaptırılan yalı, onun Fransız mimarisinden ne denli etkilendiğini de gözler önüne serecek niteliktedir. Ethem Paşa öldükten sonra yalı, Ethem Paşa’nın en küçük oğlu Halil Ethem Bey’in adıyla anılmaya başlanır. Ethem Paşa’nın bir diğer oğlu da meşhur sanat adamı Osman Hamdi Bey’dir.



Sadrazam Kadri Paşa Yalısı / Kanlıca



Sadrazam, sonra Edirne valisi iken 1886'da orada ölen ve gömülen Kadri Paşa'ya bu yalı kayınbabası, İzmir Valisi Hekim İsmail Paşa'dan intikal etmiştir. İsmail Paşa'nın da yalıyı başkasından satın almış olmasından, inşası zamanı 22 seneyi aşkındır. Kadri Paşanın vefatından sonra, yalı oğullan İsmail, Şevket ve kızları Makbule, Mediha, Afife, Seniye Cenani'lere kalmış ve bu son iki hanımdan gayrisi vefat ettiklerinden, diğerlerinin hisseleri çocuklarına kalmıştır. Eski yalının üçte ikisi yıktırılmış ve arsaları ile bahçeleri Nezire ve Nezihe hanımlara satılmıştır.

Zamanla harap olan yalı, 1962'de sahibi tarafından tamir ettirilmiştir. Mirasın bölüşülmesi esnasında, yalının doğu kısmına sahip olanlar 1930-40 yıllarında, harap vaziyette olan harem kısmını yıktırmışlardır. Bugün mevcut olan yalı iki katlıdır. Zemin katında uzun ve taş döşeli bir salon ve buna açılan dört oda vardır. Yukarı katta bir salon ve buna açılan beş oda ve son tamirde eklenmiş ufak bir mutfak vardır. Bu katın yüklüğü gizli merdiven gibidir. Yalının ikinci kat sofa/salonunda, camekân içinde, iyi korunmuş olarak, Sultan Abdülaziz'den kalma, doldurulmuş kuş koleksiyonları bulunmuştur.

Yalı Sultan Mecid devrinin mimari özelliklerini taşımaktadır. O devre ait nişler ve tavan tezyinatı bunu göstermeklerdir. Kitabesinde sadece Mecit tuğrası bulunmaktadır.
1930 yılında gemi çarptığı için rıhtımları yenilenmiş; 27 0cak 1981'de bir Yunan şilebinin yalının kuzey bölümüne girmesi nedeniyle, bu kısım 1983'de yeniden inşa edilmiştir.
Yalıda şu an Paşa'nın soyundan gelen insanlar oturuyor. Binanın solunda Kraliçe Sezen'in (Aksu), sağında ise Cem Boyner'in yalıları bulunuyor.

  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
adile sultan sarayı, anadolu yakası yalıları, arapzadeler yalısı, avrupa yakası yalıları, beylerbeyi sarayı, beşiktaş, boğaz, boğaziçi, boğazın, çengelköy, çırağan sarayı, esma sultan yalısı, gerdanındaki, inciler, kuruçeşme, küçüksu kasrı, kıraç yalısı, ortaköy, perili köşk, sati halim paşa yalısı, yalı, yalılar, yalıları, yusuf ziya paşa köşkü, yılanlı yalı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 15:47.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.