01.03.2009, 03:46 | #1 |
Çevrimdışı
|
Rize'yi Herşeyi ile Tanıyalım
Rize'yi gezip görenler umduklarından daha zengin ve her yönüyle büyüleyici doğa ile karşılaşırlar. Rize'ye gelen dağcılar Doğu Karadeniz'in yüksek zirvesi "KAÇ KAR' lara çıkabilmekte, dünyanın en ünlü balını "ANZER"de tadabilmekte "AYDER" kaplıcalarından yararlanabilmektedir. İ.Ö 700-180 Koloniler Dönemi 1.Haçlı Seferinde (1096-1099) tüm Karadeniz kıyıları gibi Rize'de önce Bizans, daha sonra da Trabzon Rum Pontus imparatorluğu'na katıldı.1461'de Fatih Sultan Mehmet tarafından Trabzon ile birlikte Osmanlı sınırları içine alındı.Bu yıllarda, Rize'nin Trabzon eyaleti Batum Gonya sancağı içinde yer aldığı biliniyor.19 yy'ın ikinci yarısında Trabzon eyaletinin bir sancak merkezi olan batum, Rusya2ya bırakılınca Rize sancak merkezi oldu.1. Dünya Savaşı'nda ruslar tarafından işgaledilen Rize, 2 Mart 1918'de işgalden kurtuldu ve 1924'de il merkezi oldu. Türkiye'nin kuzeydoğusunda eşsiz tabiat güzelliklerine sahip ilde, yeşil örtülü vadiler, karlı dağlardan çağlayarak Karadeniz'e akan dereler, dört mevsim değişik renkte ormanlar, çiçeklerle çevrili yayla yolları, çay bahçeleri, mısır tarlaları; Rize'nin tabiat güzelliklerini oluşturur. Rize'nin tarihi öncesi hakkında bilgilerimiz sınırlıdır. Yöreye hakim olan orman dokusu nedeniyle Rize'nin tarih çağları ile ilgili bilgilere ışık tutacak arkeolojik bulgular da bu güne kadar ortaya çıkarılamamıştır. Rize'nin tarihi ancak komşu illerin ve bölgelerin tarihleri ile bağlantılı olarak ele alınabilmiştir. Pontus Krallığı döneminde 'SANNİKA' Roma İmparatorluğu döneminde 'Pontus Polemoniacus olarak anılan Rize'nin bugünkü adının nereden geldiği yönünde farklı rivayetler vardır.Bir görüşe göre Yunanca'da pirinç anlamına gelen 'Rhizos' ya da Rumca da dağ eteği anlamına gelen 'Rhiza' sözcüklerini değişime uğrayarak rize olduğu şeklindedir. Rize adının, M.Ö. 7. yüzyılda başlayan kolonizasyon döneminde, yörede bol pirinç yetiştirilmesinden ötürü kent yakınlarından geçen çaya verilen “Rhizios” veya sonraki dönemlerde verilen “Rhizaion” dan geldiği söylenmektedir. Bir görüşe görüş ise Osmanlıca'da kırıntı,döküntü anlamına gelen 'Rize' kelimesinin aynen kullanımıyla ilin adını aldığıdır. İlk çağlarda Pontus krallığı'nın egemenliğine giren Rize yöresi, 11.yy'a kadar islami akınların etkisi dışında kaldı.11.yy'da Büyük Selçuklular'ın yükselme döneminde Melikşah'ın (1072-1092) hakimiyeti altına girdi. Rize ilinin adı ile ilgili olarak değişik görüşler ileri sürülmüştür; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos Rumca'da "RIZA" olarak dağ eteği anlamında kullanılmıştır. Osmanlıca'da ise "RİZE" ufak kırıntı döküntü anlamındadır. Ayrıca Erzincan'ın Sakalar dönemindeki "Eriza" olan adının başındaki "e" sesinin düşmesi ile adaş olarak Rize için de kullanıldığı ifade edilmektedir. Rize ili ve çevresinin bilinen ilk hakim ahalisi bitişken dilli ve Asya kökenli kavimlerdir. Bunlar Rize ve çevresinde tarım ve hayvancılıkla geçinen yerleşik topluluklarıdır. Bu topluluklardan "KULKU-KULKHA"ların adına Erzurum yöresini kendi ülkesinin topraklarına katan URARTU kralı II. SARDUR (M.Ö. 765-735) 'un Çıldır gölünün güneyinde Taşköprü köyünün üstündeki kayalıklara kazdırdığı çivi yazılı kitabede rastlanmıştır. M.Ö. 2000'lerde Kafkas dağları ile Karadeniz'in kuzeyinde yaşayan Kimmerler'in Ülkesi M.Ö. 720 yıllarında Sakalar tarafından işgal edildi. Kimmerler'in Azak denizi ile Kafkaslar arasında yaşayan kolu Sakalar'ın baskısı ile M.Ö. 714 yıllarında yurtlarını bırakarak Aras ve Çoruh nehri boylarınca yayıldılar. Kimmerler'in bu ilk göçleri en eski destani Gürcistan tarihi olan "Kartlis-Çkhovrebe"da kartli (Gürcistan) ve komşularını esarete aldıkları ilk seferi diye anılmaktadır. Saka göçleri sırasında Aşağı Çoruh ve Rize-Batum arasına "Kalaç" adlı bir Türk boyu yerleşmiştir. Bu boyun yerleştiği bölgeye M.S. 150 yıllarında yazılan PTOLEMEUS'un coğrafyasında Kalarzen Gürcü kaynaklarda ise Klarc-et (=Klarç yurdu) denmektedir. Batom -Rize arasında güneyden Karadeniz'e esen sıcak rüzgarlar hala "Kalaş yeli" olarak anılmaktadır. Ayrıca Rize yöresindeki Türkmen/Oğuz topluluğu içinde yer alan Askur Boyunun Rize'nin doğusundaki Askoroz çayı diye bilinen çaya adını vermiş olması gerektir. Yine Sakaların Horosan kolunun gelen Arşaklar ve Balkarlar Bayburt çevresi Çoruh vadisi boyunca yerleşmişlerdir. Bu yüzden Bayburt ve İspir'in kuzeyindeki sıra dağlara günümüze kadar ve hece kaymasıyla "Balkal" ve buradan güneye doğru esen yağmur getiren rüzgara da "Balkal yeli" denile gelmektedir. Rize'de Hemşinlilerin en güzel yaylaları Baykal dağlarındadır. M.Ö. 670 yılında Ege'de yaşayan Milletoslu denizciler Marmara ve Karadeniz kıyılarında Plinius'un tarihine göre 10 kadar empeion (Pazar yeri) adı verilen ticari nitelikle liman şehirleri kurmuşlardır. Bu arada Rize'nin de Kolonize edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Tarihi akış içerisinde M.Ö. 7 YY sonlarında Kimmer akınlarının Anadolu'yu kargaşaya sürüklemesinden faydalanan Medler'in yöreyi istila girişimleri M.Ö. 550'de Med krallığını yıkan Pers kralı II. Kiros'un aynı şekilde ki istila hareketleri yöredeki savaşçı kavimlerin karşı koymaları nedeni ile Rize çevresinde başarılı olamamışlardır. Büyük İskender'in Pers kralı III. Darius'u kesin bir yenilgiye uğratması ile eline geçirdiği Anadolu Hakimiyeti M.Ö. 323 senesine kadar sürmüştür. Büyük İskender'in ölümü ile İmparatorluğun devamı niteliğinde olan Pontos Koppodkida Bithynia gibi krallıklar kurulmuştur. Ancak Trabzon Rize gibi bir takım serbest şehirler bu krallıklara bağlı olmadan varlıklarını sürdürmüşlerdir. Pontos ve Selçuklular Dönemi: M.Ö. 5. Yüzyılda Karadeniz'in kuzeyini gezen Herodot sakaların "Alazon" (+Alazlar) boyundan söz eder. M.S. 23-79 yılları arasında yaşayan Romalı PİLİNUS aynı yörede "Laz'lar" (Laz'oi) adlı bir kavim yaşadığını bildirir. 131 yılında Karadeniz kıyılarını gemi ile dolaşan Romalı ARRİANOS Karadeniz'in doğusunda hakim olan Lazlardan bahseder. Rize M.S. 10-395 yılları arasında Roma 395 yılından itibaren de Bizans hakimiyeti altında yer almıştır. Sakaların Kars Iğdır kesimine yakın Gökçegöl ile Alagez dağı arasında yaşayan bir boyu olan Amadunuler 626 yılında İranlıların baskısından kurtulmak için Boy Beyleri Hamam'ın öncülüğünde Çoruh ırmağını aşıp Rize'nin Dampur adlı ıssız yerini şenlendirerek ve bu yöreye HAMAM-A ŞEN (Hamamın şenliği) adını vererek yerleşip yurt tuttular. Bu yöreye bu gün Hemşin denmektedir. 646 yılında yöre Araplar tarafından vergiye bağlanmış olup 737 yılında da kısa bir süre Araplar'ın eline geçmiştir. XI. Yüzyıldan itibaren Rize'ye Türkmenlerin akınları yoğunlaşır. 1071 Malazgirt zaferi ile birlikte Bizans'tan feth edilen bölgelerde Türk emirlikleri kurulurken Erzurum-Saltukluları da Çoruh nehri boyları ile birlikte Rize bölgesini hudutları içine aldılar. Alpaslanoğlu Sultan Melikşahın emirlerinden Ebu Yakup ile Emir İsa Böri adındaki Komutanlar 24 Haziran 1080 Posof-Kol zaferi ile Apkaz-Gürcistan krallığını yenerek Giresun'un batısına kadar olan Doğu Karadeniz bölgesinde Bizans'ın Hakimiyetine son verdiler. Böylelikle Büyük Selçukluların yükselme devrinde tüm Anadolu ile birlikte Rize de Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Bu gelişmelerden sonra 100 bin nüfuslu Çepni'ler ile Kürtünler Doğu Karadeniz kıyılarına ve Rize'nin İkizdere kesimine yerleştirildiler. 1098 yılında Danışmenlilerin yöreye kısa bir dönem hakimiyetleri söz konusudur. Ancak Haçlı seferleri yüzünden canlanan Bizanslar 1098'de Trabzon ve Rize kesimini Emirüssevahil Sülübey'den aldılar. Çoruh vadisinde yerleşmiş olan Kıpçak boyundan Kubasar ailesi ve taraftarları 1195 tarihinde doğudan yeni-Kıpçakların gelişinden rahatsız olarak Bizans idaresindeki Rize ve Trabzon bölgesine gelip yerleşmişlerdir. İkizdere ve Sürmene'deki 60 aileden çok Kumbasar oymağı bunların torunlarıdır. IV. Haçlı seferinde Frenklerinİstanbul'u işgali üzerine baskıdan kaçan KOMMENLER soyu 1204 yılında Rize'yi de içine alan TRABZON PONTOS RUM imparatorluğunu kurmuşlardır.
Yavuz Selim devrinde Trabzon'un doğusundaki dirliklerden bazıları ünlü Oğuz boyu Çepniler'in elinde idi. Fakat Çepnilerin Trabzon'un doğusundaki yerlere ve bilhassa Rize bölgesinde yerleşmeleri sonraki yüzyıllarda olmuştur. Gerçekten Çepniler karada ve denizde yiğitçe mücadele vererek oralarda kalabalık topluluklar halinde yurt tutmuşlardır. Bilhassa Rize şehri ve bölgesinde Çepniler yoğun bir şekilde yerleşmişlerdir. Şimdi Rize şehri ve bölgesinde sadece Türkçe konuşulmasının sebebi bu yoğun Çepni yerleşmesidir. Zamanımızda Rize bölgesindeki köylerde Çepni adlı ailelere rastlandığı gibi Çepni bu yörede "yiğit" "gözü pek" "cesur ve çetin" adam manasına geliyor. Rize 1867 Vilayet Nizamnamesine göre Trabzon Vilayetinin merkez sancağının 6 kazasından biri durumundadır. 1877 yılında merkez sancağa bağlı nahiye olmuştur. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşının ardından Lazistan sancağı kurulunca Rize hem kaza hem de bu sancağın merkezi oldu. Birinci Cihan savaşında 9 Mart 1916 tarihinde Rize Rusların işgaline uğramış 2 Mart 1918 de bağımsızlığına kavuşmuştur.
Atatürk 17 Eylül 1924'te saat 17 sıralarında Hamidiye Kravüzörü ile Rize'ye gelmiştir. Vali kumandanlar ve halk motorlar ve kayıklarla karşılamaya çıktılar büyük ve coşkun halk tabakaları karşılama için her türlü hazırlıkları yapmışlardı. Silah sesleri ve coşkun alkışlarla büyük misafir selamlandı.Çeşitli heyetler karaya ayak basmış bulunan Reisi Cumhuru büyük bir coşkunlukla karşılamışlardır. Her tarafı bayraklarla donatılmış olan Rize bir bayram yeri haline döndü Reisicumhur hazretleri hükümet konağına ve bunu takiben belediyeye halk fıkrası ve kumandanlığa teşrif etti. Görüşmek için gelen heyetler de kurbanlar keserek kendilerine büyük sevgi gösterilerinde bulunmuşlardır. Geceleyin fener alayları düzenlenerek bu sevinç devam ettirilmiştir. Reisicumhur ayrıca bir hoca heyetini de kabul etmiştir. Bu heyet sunmuş oldukları dilekçede kapatılmış bulunan medreselerin açılmasını arz etmişlerdir.Gazi Paşa Hazretleri memleket ve millet için nelerin tehlikeli olacağını ihtar ederek bu heyete özet olarak aşağıdaki sözleri söylemiştir.: "Mektep istemiyorsunuz halbuki millet onu istiyor bırakınız artık bu zavallı millet bu evladı memleket yetişsin medreseler açılmayacaktır millete mektep lazımdır." Gazinin bu açıklamaları "Bravo" sesleri ile alkışlanmıştır.
Yüzölçümü: 3.920 km² Kaydet
Konu Lilium tarafından (11.12.2010 Saat 00:03 ) değiştirilmiştir.. |
14 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti. | **EMEL**, Asena, Cansuyu, Duayen, Ekin, Insanlikarayan, Liaaa, MartiNeAgLe, nurideniz34, Öykü, ReaL, Redwine, Smyrna |
01.03.2009, 03:49 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım
Rize’de yerleşim bütün Karadeniz’de olduğu gibi dağınıktır. Maksat; arazide gidiş geliş zor olduğundan, mümkün olduğunca mesafeyi azaltmak yani araziye yakın olmaktır. Bu nedenle evler arazinin üstüne kurulmuştur. Nayla yada serender denilen ve mısır ambarı olarak kullanılan küçük yapılar eski evlerin vazgeçilmez komşularıydılar. Her evin yanında görülen küçük, zarif, ahşap yapılar, eski mimarinin en güzel mümessilleri ve ağaç oyma bölümleri ile, en güzel ağaç oyma eserleri idiler. Okul Öncesi Eğitim İlköğretim Özel Eğitim: Rize’de Okur-Yazarlık Durumu Halk Eğitimi Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:30 ) değiştirilmiştir.. |
14 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti. | **EMEL**, Asena, Basakca, Cansuyu, Duayen, Ekin, Insanlikarayan, LaLe, Liaaa, MartiNeAgLe, nurideniz34, ReaL, Redwine |
01.03.2009, 04:06 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım
Erkek Kıyafetleri
Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:32 ) değiştirilmiştir.. |
13 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti. | **EMEL**, Asena, Cansuyu, Duayen, Ekin, Insanlikarayan, Liaaa, MartiNeAgLe, nurideniz34, ReaL, Redwine, Smyrna |
01.03.2009, 04:15 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım
Rize ili denize paralel uzanan dağlar ile çevrilidir. Yüksek dağ eteklerinden doğan sular, birbirine paralel derin vadiler oluşturarak denize akarlar. Merkez ilçenin dışında diğer ilçelerimiz ; Derepazarı: İyidere İkizdere: Çayeli: Fındıklı: Pazar: Kalkandere:
Güneysu: Ardeşen:
Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:38 ) değiştirilmiştir.. |
01.03.2009, 04:35 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım
Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:41 ) değiştirilmiştir.. |
14 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti. | **EMEL**, Asena, Cansuyu, Duayen, Ekin, Insanlikarayan, LaLe, MartiNeAgLe, nurideniz34, ReaL, Redwine, Smyrna, TuAnA |
01.03.2009, 04:51 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım
Rize'deki yaylalar Kaçkar sıradağları eteklerinde ve Çamlıhemşin, Hemşin ve İkizdere ilçelerinin sınırları içerisinde yoğunlaşmaktadır. Rize'deki yaylalardan bazıları şunlardır:
Kaçkar dağlarına tırmanış güzergahında bulunan yayla çevresinde, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, ayı, kurt gibi yaban hayvanları yaşadığı ortamda izlenebilir. Her yıl Ayder şenlikleri düzenlenmektedir.
Konaklama tesisi ve Lokanta yok. Kamp alanları fazlasıyla mevcut olup çadırınızla kamp yayapabileceğiniz güvenli bir yayla.
(Kito Yaylası) Kito Yaylası
Elevit - Tafteni Yaylası
Rakım:2150 m
Rakım:1900 m Rakım: 2400 m
Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:53 ) değiştirilmiştir.. |
14 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti. | **EMEL**, Asena, Cansuyu, Duayen, Ekin, Insanlikarayan, LaLe, Liaaa, MartiNeAgLe, nurideniz34, ReaL, Redwine, Smyrna |
01.03.2009, 05:20 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım
Anzer balının bugün kansere ve solunum hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Anzer Balı Hakkında geniş bilgi ve satışı ile ilgili bilgiler için Tıklayın Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:54 ) değiştirilmiştir.. |
11 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti. |
01.03.2009, 05:33 | #8 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım
Yayla hayatı Haziran ayının başından Eylül ayının ilk haftasına kadar sürüp giden üç aylık bir dönemi kapsar. Havalara göre bu süre azalıp, kısalabilir. Yaylada günlük hayat çok erken başlar. Sabah erkenden kalkılıp, sığırlar sağılırdı. Sütün kaymağı alınıp kaymak kabında, kaymağı alınmış süt ise peynir kazanında biriktirilir. Güneş doğarken hayvanlar çözülür ve yayıma bırakılır. Hayvanlar yayıma (otlak alanı) götürüldükten sonra ahırın gübresi temizlenir. Gübrenin temizlenmesinde ağzı geniş bir kazma ile, "süpürgelik" denilen dalları sert ve esnek yapıda olan bir cins çalıdan yapılmış ahır süpürgeleri kullanılır. Ahırın ortasında toplanan gübre, evin önünde uygun bir yerde biriktirildiği gibi sepetlerle çayırlıklara götürülüp serpilir. Bazen de günlük gübre ahırın iç duvar yüzeyine ya da taşların üzerine yapıştırılarak kurutulmaya bırakılır. Bir müddet sonra kuruyan gübreler "tezek" haline gelir. Bunlar odunu yanında ek yakacak olarak kullanılır. Yaylacının günlük işlerinin başınada, sağılan sütü değerlendirmek gerekir. Peynir kazanında toplanan kaymağı alınmış süt, belli bire kıvama geldiğinde peynir yapılır. Peynir suyu kaynatılarak tülbentten yapılmış minci torbalarına dökülerek süzdürülür. Bu şekilde elde edilen paeynir ve minci tuzlandıktan sonra peynir ve minci kaplarınak onulur. Kaymak kabı dolduğunda yayık yapma zamanı gelmiş demektir. Yayık vurma işi için yaylacı, diğer komşuları yardıma çağırır. Genellikle her yaylada ortak olan birkaç yayık bulunur. Atma türkülerle şenlenen yayık evinde elde edilenyağ, yıkanıp tuzlandıktan sonra yağ kaplarına basılır. O gün için hazırlanan yemekler yenir ve dağılınırdı. Sığırlar ikindiden sonra yayımdan toplanarak eve getirilir ve bağlanırdı. Sisli havalarda sığırların yerini tespit etmede bir kolaylık sağlamak için boyunlarına orta büyüklükte çıngırak takılır. Çıngırak takma adeti aynı zamanda kurt gibi yabani hayvanları da ürkütmeye yöneliktir. Ot Biçimi : Rize’de kışlar ve yazlar ılık geçer.yıllık sıcaklık ortalaması +14 civarındadır.bölge türkiye’nin en çok yağış alan yeridir.Yılda m2’ye 2510 kg yağış düşer.Bu iklim özelliklerine göre yörede Akdeniz bitkileri turunçgiller ve çay yetişir. Bir Doğa Harikası...
KaçkarDağları Milli Parkı
Kaçkar Dağına (3932 m) ulaşım, Artvin- Yusufeli İlçesinden de sağlanılabilir. Kaçkar Dağlarına ulaşım Zilkale güzergahından da sağlanmaktadır.
Kaçkar Dağları'nda yükseltinin kısa mesafelerde artması yaylacılık etkinliklerine bağlı bir takım geçici yerleşmelerin de kurulmasına doğrudan etkili olmuştur. Ülkemizin önemli zirvelerinden birisine sahip olan Kaçkar Dağları'nda aktüel buzullaşmanın ve diğer doğal değerlerin zenginliği dağcıları, turistleri ve bilim çevrelerini buraya çekmiştir.
Ayder Yaylası yerleşim alanı yakınında günübirlik kullanıma yönelik hizmet sunan düzenlenmiş saha mevcuttur. Milli park ayrıca doğa yürüyüş sporuna uygun topografyası ile dağcılık faaliyetlerine olanak sağlamaktadır.
Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:07 ) değiştirilmiştir.. |
13 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti. | **EMEL**, Asena, Cansuyu, Duayen, Ekin, Insanlikarayan, LaLe, Liaaa, MartiNeAgLe, nurideniz34, ReaL, Redwine, Smyrna |
01.03.2009, 07:32 | #9 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım
Bu saattede az gülmedim hani Ruslar nerede ha Ekleriz
Yorumun için Teşekkürler... |
01.03.2009, 07:36 | #10 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım
Konunun başında KISACA RİZE yazıyoya inanın bende en çok ona güldüm
ammada kısaca olmuş... Ama emeğe saygı lütfen harika olmuş ellerinize sağlık... |
9 Üyemiz **EMEL**'in Mesajına Teşekkür Etti. |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
gezilecek, ikizdere, rize, rize'nin, rize'nin tarihi, tarihi, yayları, yerleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |