Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Karadeniz


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 01.03.2009, 03:46   #1
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Rize'yi Herşeyi ile Tanıyalım













A
nadolu'nun topografyasına ve bitki örtüsüne bakarak Rize'yi tahmin etmek olanağı yoktur. Rize Anadolu'ya oranla daha engebeli sarp ve haşindir.



Bitki örtüsü yer karası görülmeyecek kadar gürdür. Kıyı şeridi ve iç kesimler değişik tonuyla adeta yeşile boğulmuştur. Rize flora olarak da dünyada ün yapmıştır. 20 civarında endike bitki Rize'de yetişmektedir. Kıyı şeridi yanında iç kesim, o arada dağ ve yaylalar apayrı bir görüntü ile bu tabloyu tamamlamakta geleneksel köy ve yayla ev mimarisi doğayı etkileyici bir zenginlik katmaktadır.




Rize'yi gezip görenler umduklarından daha zengin ve her yönüyle büyüleyici doğa ile karşılaşırlar. Rize'ye gelen dağcılar Doğu Karadeniz'in yüksek zirvesi "KAÇ KAR' lara çıkabilmekte, dünyanın en ünlü balını "ANZER"de tadabilmekte "AYDER" kaplıcalarından yararlanabilmektedir.




(Kaçkar Dağı)


İ.Ö 700-180 Koloniler Dönemi

İ.Ö 180-65 Pontos Krallığı Dönemi

İ.S 10-395 Romalılar Dönemi

395 Bizans Dönemi’nin Başlaması

646 Arapların Rize’nin Bazı Kesimlerini Vergiye bağlaması

737 Rize’nin kısa bir süre için Araplar’ın eline geçmesi

1075 Türkmen beylerının kısa süren işgalinden sonra Bizanslılar’ın Rize ve yöresini geri almaları

1079 Yöreye saldırı düzenleyen Türkmen beylerinin Bizanslılar’ca kılıçtan geçirrilmesi.

1098 Danişmentliler’in yörede kısa süren egemenlikleri ,

1143 Bizans İmparatoru I. Manvel Komnenas’un Kostantin Gobras’ı Doğu Karadeniz yöresinden atması ve buraya vali olarak Mihail Gabras’ı ataması.

1204 Trabzon Rum Pantus İmparatorluğunun Kurulması ve Rize’nin bu imparatorluk sınırları içinde kalması.

1456 Trabzon Rumlarının Osmanlılar’a vergi vermeye başlaması,

1461 Rize’nin bir bölümünün Osmanlılar’ca alınması,

1509 Şehzade Selim’in Rize’nin fethini tamamlaması,

1571 Pazar’ın Abazarlar’ca basılıp yağmalanması,

1622 Çayeli’nin korsanlarca basılıp yağmalanması ve halkın tutsak edilmesi.

1817 Tuzcuoğlu Memiş Ağa’nın ayaklanması.

1818-1821 Memiş Ağa’nın damadı, Kalcıoğlu Osman Bey ile Oğlu Ahmet ağa’nın isyanları.

1832-1834 Tuzcuoğullarından Tahir, Abdulkadir ve Abdülaziz’in isyanları 1834 Tuzcuoğullarının Rumeli’de isyanı.

1878 Rize’nin Lazistan Sancağına merkez olması. 5 Mart 1916 Atina’nın (Pazar) Ruslar’ca işgal edilmesi. 9 Mart 1916 Rize’nin Ruslar’ca işgali 2 Mart 1918 Rize’nin kurtuluşu.




1.Haçlı Seferinde (1096-1099) tüm Karadeniz kıyıları gibi Rize'de önce Bizans, daha sonra da Trabzon Rum Pontus imparatorluğu'na katıldı.1461'de Fatih Sultan Mehmet tarafından Trabzon ile birlikte Osmanlı sınırları içine alındı.Bu yıllarda, Rize'nin Trabzon eyaleti Batum Gonya sancağı içinde yer aldığı biliniyor.19 yy'ın ikinci yarısında Trabzon eyaletinin bir sancak merkezi olan batum, Rusya2ya bırakılınca Rize sancak merkezi oldu.1. Dünya Savaşı'nda ruslar tarafından işgaledilen Rize, 2 Mart 1918'de işgalden kurtuldu ve 1924'de il merkezi oldu.




Türkiye'nin kuzeydoğusunda eşsiz tabiat güzelliklerine sahip ilde, yeşil örtülü vadiler, karlı dağlardan çağlayarak Karadeniz'e akan dereler, dört mevsim değişik renkte ormanlar, çiçeklerle çevrili yayla yolları, çay bahçeleri, mısır tarlaları; Rize'nin tabiat güzelliklerini oluşturur.



Rize'nin tarihi öncesi hakkında bilgilerimiz sınırlıdır. Yöreye hakim olan orman dokusu nedeniyle Rize'nin tarih çağları ile ilgili bilgilere ışık tutacak arkeolojik bulgular da bu güne kadar ortaya çıkarılamamıştır. Rize'nin tarihi ancak komşu illerin ve bölgelerin tarihleri ile bağlantılı olarak ele alınabilmiştir.




Pontus Krallığı döneminde 'SANNİKA' Roma İmparatorluğu döneminde 'Pontus Polemoniacus olarak anılan Rize'nin bugünkü adının nereden geldiği yönünde farklı rivayetler vardır.Bir görüşe göre Yunanca'da pirinç anlamına gelen 'Rhizos' ya da Rumca da dağ eteği anlamına gelen 'Rhiza' sözcüklerini değişime uğrayarak rize olduğu şeklindedir.



Rize adının, M.Ö. 7. yüzyılda başlayan kolonizasyon döneminde, yörede bol pirinç yetiştirilmesinden ötürü kent yakınlarından geçen çaya verilen “Rhizios” veya sonraki dönemlerde verilen “Rhizaion” dan geldiği söylenmektedir.




Bir görüşe görüş ise Osmanlıca'da kırıntı,döküntü anlamına gelen 'Rize' kelimesinin aynen kullanımıyla ilin adını aldığıdır. İlk çağlarda Pontus krallığı'nın egemenliğine giren Rize yöresi, 11.yy'a kadar islami akınların etkisi dışında kaldı.11.yy'da Büyük Selçuklular'ın yükselme döneminde Melikşah'ın (1072-1092) hakimiyeti altına girdi.




Rize ilinin adı ile ilgili olarak değişik görüşler ileri sürülmüştür; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos Rumca'da "RIZA" olarak dağ eteği anlamında kullanılmıştır. Osmanlıca'da ise "RİZE" ufak kırıntı döküntü anlamındadır. Ayrıca Erzincan'ın Sakalar dönemindeki "Eriza" olan adının başındaki "e" sesinin düşmesi ile adaş olarak Rize için de kullanıldığı ifade edilmektedir.



Rize ili ve çevresinin bilinen ilk hakim ahalisi bitişken dilli ve Asya kökenli kavimlerdir. Bunlar Rize ve çevresinde tarım ve hayvancılıkla geçinen yerleşik topluluklarıdır. Bu topluluklardan "KULKU-KULKHA"ların adına Erzurum yöresini kendi ülkesinin topraklarına katan URARTU kralı II. SARDUR (M.Ö. 765-735) 'un Çıldır gölünün güneyinde Taşköprü köyünün üstündeki kayalıklara kazdırdığı çivi yazılı kitabede rastlanmıştır.
M.Ö. 2000'lerde Kafkas dağları ile Karadeniz'in kuzeyinde yaşayan Kimmerler'in Ülkesi M.Ö. 720 yıllarında Sakalar tarafından işgal edildi. Kimmerler'in Azak denizi ile Kafkaslar arasında yaşayan kolu Sakalar'ın baskısı ile M.Ö. 714 yıllarında yurtlarını bırakarak Aras ve Çoruh nehri boylarınca yayıldılar. Kimmerler'in bu ilk göçleri en eski destani Gürcistan tarihi olan "Kartlis-Çkhovrebe"da kartli (Gürcistan) ve komşularını esarete aldıkları ilk seferi diye anılmaktadır.

Daha sonraları Kızılırmak ve Adana Bölgesine kadar hakim olan Kimmerler'den Trabzon-Bayburt arasındaki Kemer dağı Rize Çayeli İlçesi çıkışındaki Kemer köyü Kızılırmak boyundaki Gemerek ileKars'ın doğusunda yer alan Ümrü gibi coğrafya adları günümüze kadar gelmiştir. Aşağı Tuna ve Karpatlara kadar Doğu Avrupa'ya hakim olan Sakalar M.Ö. 680 yılında kendilerine itaat etmeyen son Kimmerler'i de yenerek Azerbaycan ve Gürcistan'a yayıldılar. Saka Kralı MADOVA'nın M.Ö. 626'da Medler'ce hile ile öldürülmesi üzerine Heredot'un andığı "Asya'da 28 yıl süren Sakaların hakimiyetleri" sona erdi.




Saka göçleri sırasında Aşağı Çoruh ve Rize-Batum arasına "Kalaç" adlı bir Türk boyu yerleşmiştir. Bu boyun yerleştiği bölgeye M.S. 150 yıllarında yazılan PTOLEMEUS'un coğrafyasında Kalarzen Gürcü kaynaklarda ise Klarc-et (=Klarç yurdu) denmektedir. Batom -Rize arasında güneyden Karadeniz'e esen sıcak rüzgarlar hala "Kalaş yeli" olarak anılmaktadır. Ayrıca Rize yöresindeki Türkmen/Oğuz topluluğu içinde yer alan Askur Boyunun Rize'nin doğusundaki Askoroz çayı diye bilinen çaya adını vermiş olması gerektir. Yine Sakaların Horosan kolunun gelen Arşaklar ve Balkarlar Bayburt çevresi Çoruh vadisi boyunca yerleşmişlerdir. Bu yüzden Bayburt ve İspir'in kuzeyindeki sıra dağlara günümüze kadar ve hece kaymasıyla "Balkal" ve buradan güneye doğru esen yağmur getiren rüzgara da "Balkal yeli" denile gelmektedir. Rize'de Hemşinlilerin en güzel yaylaları Baykal dağlarındadır.


M.Ö. 670 yılında Ege'de yaşayan Milletoslu denizciler Marmara ve Karadeniz kıyılarında Plinius'un tarihine göre 10 kadar empeion (Pazar yeri) adı verilen ticari nitelikle liman şehirleri kurmuşlardır. Bu arada Rize'nin de Kolonize edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Tarihi akış içerisinde M.Ö. 7 YY sonlarında Kimmer akınlarının Anadolu'yu kargaşaya sürüklemesinden faydalanan Medler'in yöreyi istila girişimleri M.Ö. 550'de Med krallığını yıkan Pers kralı II. Kiros'un aynı şekilde ki istila hareketleri yöredeki savaşçı kavimlerin karşı koymaları nedeni ile Rize çevresinde başarılı olamamışlardır.



Büyük İskender'in Pers kralı III. Darius'u kesin bir yenilgiye uğratması ile eline geçirdiği Anadolu Hakimiyeti M.Ö. 323 senesine kadar sürmüştür. Büyük İskender'in ölümü ile İmparatorluğun devamı niteliğinde olan Pontos Koppodkida Bithynia gibi krallıklar kurulmuştur. Ancak Trabzon Rize gibi bir takım serbest şehirler bu krallıklara bağlı olmadan varlıklarını sürdürmüşlerdir.






Pontos ve Selçuklular Dönemi:

İskenderin ölümünden sonra Komutanları ve Satraplar arasında çıkar egemenlik savaşlarında bağımsızlığını ilan eden Mitridates Kitistes Karadeniz kıyısında Sinop dolaylarına doğru genişleyen Pontos krallığını kurdu. Pontos kralı Farnakes M.Ö. 180'de Rize'yi İşgal ederek krallığı topraklarına kattı.
M.Ö. 5. Yüzyılda Karadeniz'in kuzeyini gezen Herodot sakaların "Alazon" (+Alazlar) boyundan söz eder. M.S. 23-79 yılları arasında yaşayan Romalı PİLİNUS aynı yörede "Laz'lar" (Laz'oi) adlı bir kavim yaşadığını bildirir. 131 yılında Karadeniz kıyılarını gemi ile dolaşan Romalı ARRİANOS Karadeniz'in doğusunda hakim olan Lazlardan bahseder. Rize M.S. 10-395 yılları arasında Roma 395 yılından itibaren de Bizans hakimiyeti altında yer almıştır.
Sakaların Kars Iğdır kesimine yakın Gökçegöl ile Alagez dağı arasında yaşayan bir boyu olan Amadunuler 626 yılında İranlıların baskısından kurtulmak için Boy Beyleri Hamam'ın öncülüğünde Çoruh ırmağını aşıp Rize'nin Dampur adlı ıssız yerini şenlendirerek ve bu yöreye HAMAM-A ŞEN (Hamamın şenliği) adını vererek yerleşip yurt tuttular. Bu yöreye bu gün Hemşin denmektedir. 646 yılında yöre Araplar tarafından vergiye bağlanmış olup 737 yılında da kısa bir süre Araplar'ın eline geçmiştir.



XI. Yüzyıldan itibaren Rize'ye Türkmenlerin akınları yoğunlaşır. 1071 Malazgirt zaferi ile birlikte Bizans'tan feth edilen bölgelerde Türk emirlikleri kurulurken Erzurum-Saltukluları da Çoruh nehri boyları ile birlikte Rize bölgesini hudutları içine aldılar. Alpaslanoğlu Sultan Melikşahın emirlerinden Ebu Yakup ile Emir İsa Böri adındaki Komutanlar 24 Haziran 1080 Posof-Kol zaferi ile Apkaz-Gürcistan krallığını yenerek Giresun'un batısına kadar olan Doğu Karadeniz bölgesinde Bizans'ın Hakimiyetine son verdiler. Böylelikle Büyük Selçukluların yükselme devrinde tüm Anadolu ile birlikte Rize de Selçukluların hakimiyetine girmiştir.


Bu gelişmelerden sonra 100 bin nüfuslu Çepni'ler ile Kürtünler Doğu Karadeniz kıyılarına ve Rize'nin İkizdere kesimine yerleştirildiler. 1098 yılında Danışmenlilerin yöreye kısa bir dönem hakimiyetleri söz konusudur. Ancak Haçlı seferleri yüzünden canlanan Bizanslar 1098'de Trabzon ve Rize kesimini Emirüssevahil Sülübey'den aldılar. Çoruh vadisinde yerleşmiş olan Kıpçak boyundan Kubasar ailesi ve taraftarları 1195 tarihinde doğudan yeni-Kıpçakların gelişinden rahatsız olarak Bizans idaresindeki Rize ve Trabzon bölgesine gelip yerleşmişlerdir. İkizdere ve Sürmene'deki 60 aileden çok Kumbasar oymağı bunların torunlarıdır. IV. Haçlı seferinde Frenklerinİstanbul'u işgali üzerine baskıdan kaçan KOMMENLER soyu 1204 yılında Rize'yi de içine alan TRABZON PONTOS RUM imparatorluğunu kurmuşlardır.





Osmanlı Dönemi:

Trabzon Rumları 1456 yılından itibaren Osmanlı devletine vergi vermeye başlamış 1461 yılında Trabzon'u feth eden Fatih Sultan Mehmet 1470 yılında Ali Paşa ismindeki Komutan tarafından Rize ve çevresi Türk egemenliği altına alınmıştır. Böylece Anadolu Türk birliğine katılan Rize bölgesine 1461 yılı ve sonrasında Çoruh Amasya Samsun ve Tokat'tan; 1466 yılında yıkılan Karamanoğlu Beyliği bir daha canlanmasın diye Konya yöresinden; 1501 yılında Şil Şah İsmail'in yıktığı Sünni Akkoyunlulardan Tebriz ve öteki bölgelerden kaçanlardan; 1515 yılında Dulkadırli beyliği kaldırılınca Mara-Elbistan Türkmenleri Trabzon ve Rize yöresine yerleştirildiler.



Yavuz Selim devrinde Trabzon'un doğusundaki dirliklerden bazıları ünlü Oğuz boyu Çepniler'in elinde idi. Fakat Çepnilerin Trabzon'un doğusundaki yerlere ve bilhassa Rize bölgesinde yerleşmeleri sonraki yüzyıllarda olmuştur. Gerçekten Çepniler karada ve denizde yiğitçe mücadele vererek oralarda kalabalık topluluklar halinde yurt tutmuşlardır. Bilhassa Rize şehri ve bölgesinde Çepniler yoğun bir şekilde yerleşmişlerdir. Şimdi Rize şehri ve bölgesinde sadece Türkçe konuşulmasının sebebi bu yoğun Çepni yerleşmesidir. Zamanımızda Rize bölgesindeki köylerde Çepni adlı ailelere rastlandığı gibi Çepni bu yörede "yiğit" "gözü pek" "cesur ve çetin" adam manasına geliyor.
Yavuz Sultan Selim'in sancak beyliği sırasında Annesi Gülbahar Hatun Sultan Rize'ye gelerek kendi adı ile anılan camii yaptırmıştır. 19. Yüzyılın başlarından itibaren Rize'de Tuzcuoğullarının isyanı değişik tarihlerde birkaç kez tekrarlanmıştır. 1834 yılında bu isyanlara son verilerek Tuzcuoğulları Rumeli de iskan edilmişlerdir.



Rize 1867 Vilayet Nizamnamesine göre Trabzon Vilayetinin merkez sancağının 6 kazasından biri durumundadır. 1877 yılında merkez sancağa bağlı nahiye olmuştur. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşının ardından Lazistan sancağı kurulunca Rize hem kaza hem de bu sancağın merkezi oldu. Birinci Cihan savaşında 9 Mart 1916 tarihinde Rize Rusların işgaline uğramış 2 Mart 1918 de bağımsızlığına kavuşmuştur.





Cumhuriyet Dönemi:

Cumhuriyet dönemine kadar sancak merkezi olan Rize 20 Nisan 1924 tarihinde Vilayet olmuştur. 2 Ocak 1936 tarihinde yürürlüğe giren 2885 sayılı Kanunla Erzurum'dan Yusufeli ilçesi Rize'de Pazar ilçesinden sonraki arazi parseli ilçe ve bucaklar alınmak sureti ile bugünkü Artvin ili Çoruh adı ile vilayet haline getirilmiş ve Rize ili de tek ilçesi olan Pazarla kalmıştır. Bugün ise Pazar ilçesi ile birlikte 12 ilçesi bulunmaktadır.Atatürk'ün Rize'yi ziyareti "Atatürk'ün Sonbahar Seyahatleri" adlı kitapta şöyle anlatılmaktadır


Atatürk 17 Eylül 1924'te saat 17 sıralarında Hamidiye Kravüzörü ile Rize'ye gelmiştir. Vali kumandanlar ve halk motorlar ve kayıklarla karşılamaya çıktılar büyük ve coşkun halk tabakaları karşılama için her türlü hazırlıkları yapmışlardı. Silah sesleri ve coşkun alkışlarla büyük misafir selamlandı.Çeşitli heyetler karaya ayak basmış bulunan Reisi Cumhuru büyük bir coşkunlukla karşılamışlardır.



Her tarafı bayraklarla donatılmış olan Rize bir bayram yeri haline döndü Reisicumhur hazretleri hükümet konağına ve bunu takiben belediyeye halk fıkrası ve kumandanlığa teşrif etti. Görüşmek için gelen heyetler de kurbanlar keserek kendilerine büyük sevgi gösterilerinde bulunmuşlardır. Geceleyin fener alayları düzenlenerek bu sevinç devam ettirilmiştir.



Reisicumhur ayrıca bir hoca heyetini de kabul etmiştir. Bu heyet sunmuş oldukları dilekçede kapatılmış bulunan medreselerin açılmasını arz etmişlerdir.Gazi Paşa Hazretleri memleket ve millet için nelerin tehlikeli olacağını ihtar ederek bu heyete özet olarak aşağıdaki sözleri söylemiştir.: "Mektep istemiyorsunuz halbuki millet onu istiyor bırakınız artık bu zavallı millet bu evladı memleket yetişsin medreseler açılmayacaktır millete mektep lazımdır." Gazinin bu açıklamaları "Bravo" sesleri ile alkışlanmıştır.

17 Eylül 1924 tarihinde Atatürk'ün Rize'ye teşrif ettiklerinde misafir kaldığı ev bu gün Atatürk Müzesi olarak halkın ziyaretine açıktır.




Rize'de nüfusun dağılışını belirleyen temel faktör yer şekilleridir. Yerleşmeye elverişli düz alanların az bulunması, yerleşme merkezlerinin sahil şeridinden ve akarsu vadilerinde kurulmasını zorunlu kılmıştır. Nitekim merkez ilçe de dahil olmak üzere 12 ilçenin 6 tanesi sahil şeridinde, diğer ilçelerin tamamı ve köylerin önemli bir kısmı da akarsuların taraça düzlüklerinde kurulmuştur.
Ayrıca içerilere doğru engebenin çok artması iç bölgenin tenha olmasına yol açmıştır. Bunun sonucu olarak ortalama 86 olan nüfus yoğunluğu sahil şeridinde 100'ü geçmektedir. Bir başka deyişle Rize'nin sahil şeridi Türkiye'nin en yoğun nüfuslu yerleri arasında olduğu gibi ortalama nüfus yoğunluğu bile Türkiye ortalamasının (69) çok üzerindedir.


Yüzölçümü: 3.920 km²

Denize Uzaklığı: 0

Nüfus:365.938 (2000)

Rakım (Deniz Seviyesinden yüksekliği): 6 mt

İl Trafik No: 53

Telefon Kodu: +90 464

İlçeler: Rize (merkez), Ardeşen, Çamlıhemşin, Çayeli, Derepazarı, Fındıklı, Güneysu, Hemşin, İkizdere, İyidere, Kalkandere, Pazar

Turistik yerler: Andon ve Çamlık orman içi dinlenme yerleri , Ayder , Cimil , Çat , Başhemşin , Ovit ve Palovit yaylaları , Ayder kaplıcası , Andon ve Şimşirli içmeleri , Rize , Çayeli ve Pazar (kızkulesi ) kaleleri , Kale- i Bala , İslam Paşa , Gülbahar ve Cafer Paşa camileri

Komşuları: Bayburt, Erzurum, Artvin, Trabzon

İl Kültür Müdürlüğü
Tel: (464) 213 04 26 - 213 04 28
Faks: (464) 213 04 28
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü
Özel İdare Tesisleri Müftü Mah./RİZE
Tel: (0 464) 213 06 34
Faks: (0 464) 213 04 28

Ha Bu Ander Sevdaluk
[MEDIA]http://localhostr.com/files/TvGy776/ha%20bu%20ander%20sevdaluk%20frtna%20dizi%20muzigi .mp3[/MEDIA]

Kaydet

Konu Lilium tarafından (11.12.2010 Saat 00:03 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 03:49   #2
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım




Rize’de yerleşim bütün Karadeniz’de olduğu gibi dağınıktır. Maksat; arazide gidiş geliş zor olduğundan, mümkün olduğunca mesafeyi azaltmak yani araziye yakın olmaktır. Bu nedenle evler arazinin üstüne kurulmuştur.

Rize dik yamaçlı vadileri,doruklara ulaşılabilir dağları, buzul gölleri,zümrüt yeşili yaylaları,tarihi kemer köprüleri ve kaleleri,çoşkun akan dereleri ile çok özel bir turizm beldesidir. kano, deltaplan, dağ,kayak,terkking gibi bir dizi hobi turizm etkinliğine uygun doğaya güvenilir ve içtenlikli bir ortama sahiptir.

Doğuda Artvin, Güneyde Erzurum ve Bayburt, Batıda Trabzon ve Kuzeyde Karadeniz ile sınırlı olan rize çok engebeli olan bir arazi yapısına sahiptir.deniz kenarlarındaki dar vadi ağızları hemen hemen hiç yoktur. Yüksek rakımlı tepeler arasındaki en yüksek nokta olan Kaçkar (3932 m) yaz kış kar tutar.Kaçkar dağının doğal yapısı bir çok kış sporu yanında trekking ve dağcılık için de topografyaya sahiptir. Dağ kayağı için Kaçkarlar doğal bir pist görünümündedir.

Rize ili toprakları Kuzey Anadolu kıyı dağlarının yüksek kesimlerinden doğarak Karadeniz'e dökülen irili ufaklı bir çok akarsu ile bölünür.En önemlileri Fındıklı deresi, Büyükdere,Pazar Deresi,Karadere,İyidere ve Fırtına Deresi'dir.Bu dereler çeşitli yerlerde,şelalerle süslenir, Alabalık cinsinin en iyileri bu derelerde yetişir.Rize'deki göller,dağların yüksek kesimlerinde buzulların aşındırması neticesinde oluşmuş buzul göllerdir.bu göller Çamlıhemşin ve İkizdere'nin sahip olduğu doğa harikalarıdır..

Ev yapımında taş ve ağaç kullanılmaktadır. Aile imkanlarına göre değişmekle birlikte genelde evler iki katlıdır. Alt kat taş üstü ahşap ve yerli kiremitle örtülüdür. Burada nemden kurtulmak için en iyi malzemeye yapı türü seçilmiş durumdadır. Zemin taşla örüldükten sonra üst kısım “dolma taş” da denen bir teknikle ağaç ve taş birlikte kullanılarak örülür. Dıştan sıvasız olmakla birlikte içten sıvalı ve tahta kaplıdır. Kullanılan ağaç bu bölgeye en dayanıklı olan kestane ağacıdır.

Zemin kat depo veya ahır olarak kullanılabilir. Üst kat ilk giriş ocağın bulunduğu mutfaktır. Yiyecekler burada bulunan ocakta hazırlanır, zemin topraktır.
Buradan diğer odalara açılan salona geçilir. Yatak veya misafir odalarına dışarıdan bir başka giriş daha vardır. Kimi konaklarda tekrar bir üst kat ve yatak odaları vardır. Oda içleri çok güzel düzenleme ve süslemeyle göz alıcıdır.





Serender (Nayla)


Nayla yada serender denilen ve mısır ambarı olarak kullanılan küçük yapılar eski evlerin vazgeçilmez komşularıydılar. Her evin yanında görülen küçük, zarif, ahşap yapılar, eski mimarinin en güzel mümessilleri ve ağaç oyma bölümleri ile, en güzel ağaç oyma eserleri idiler.
Serenderlerin mimari güzelliklerini ve zarafetlerini bir tarafa bırakarak işlevlerine bakalım. Esas maksat, o dönemin ekmek hammaddesi olan mısırı kurutmak ve saklamaktı. Mısırdan başka ceviz ,fındık, hurma ve fasulye de naylalarda kurutulurdu. Bunların çürümeden kuruyabilmesi için naylalar karşıdan karşıya rüzgâr geçecek şekilde yapılmışlardır. Ahşaptan kafes biçiminde delikli olarak yapılan naylanın bir veya iki çeperi içeriye devamlı hava girmesine sebep olur ve kurutma işlemini yerine getirir.Dört direk üzerine kurulan naylanın altı tamamen boştur. Dört adet direk üzerinde birer yuvarlak ağaç tekerlek bulunur ve onların üzerine de nayla yerleştirilmiştir. Bu ağaç tekerleklerin sebebi naylaya fare ve diğer zararlıların çıkmasını engellemek içindir. Yine aynı sebeple sabit bir merdivenleri de yoktur. Naylaya çıkılacağı zaman portatif merdiven getirilerek, naylanın merdiven dayamak için özel olarak bırakılan çıkıntısına dayandırılır ve öylece yukarıya çıkılır.


Okul Öncesi Eğitim

Okul öncesi eğitim, kreşlerle başlatılabilir. İlimizde Milli Eğitim Müdürlüğü yönetiminde kreş bulunmamaktadır. Fakat biri Devlet Hastanesine,biri PTT’ye ve biri de Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren toplam 3 adet kreş faaliyettedir.
İlköğretim

1997-1998 eğitim-öğretim yılına kadar ilköğretim iki kademeden oluşmakta idi. İlköğretimin birinci kademesi ilkokul adı altında örgütlenmişti. 5 yıllık olan bu süre zorunlu idi. 5 yılı bitirenlere ilkokul diploması veriliyordu. İlköğretimin 3 yıllık olan ikinci kademesi zorunlu değildi. Bunlara ortaokul öğrencileri deniyor ve bu okulları bitirenlere ortaokul diploması veriliyordu.
Özel Eğitim:

İşitme Engelliler Okulu

1981-1982 öğretim yılında açılan Çaykent İşitme Engelliler Okulu, yatılı olup çevre illerin çocuklarına da hizmet vermektedir. Bu okula 1987-1988 öğretim yılında orta sanat bölümü ilave edilmiştir.

Zihinsel Özürlü Çocukların Eğitimi

Önemli bir ihtiyacı karşılayan eğitilebilir çocuklar özel eğitim sınıfı ilimizde ilk defa 1992-1993 eğitim ve öğretim yılında açılmıştır.

1992-1993 öğretim yılında açılan öğretilebilir çocuklar okulu , 22’si erkek, 27’si kız olmak üzere 49 öğrenci ile öğretimine devam etmektedir.
Rize’de Okur-Yazarlık Durumu

1927’de okur-yazarlık oranı %11 iken bu oran 1997’de %85’e ulaşmıştır. Rize genelinde erkeklerin %95’i kadınların %70’i okuma yazma bilmektedir. Okur yazarlık oranı yaş grubuna göre ele alındığında durum daha farklıdır. 14-44 yaş grubundaki erkeklerin %98’i kadınların %86’sı okuma yazma öğrenmişken, 44 yaşın üzerindeki nüfusa erkeklerin %12’si ve kadınların %60’ı okuma yazma bilmemektedir.
Halk Eğitimi

Halk eğitim merkezi müdürlükleri, gerek köylerde gerekse kasaba ve şehirlerde her zaman ve her yerde, yaş cinsiyet ve eğitim farkı gözetmeksizin bütün vatandaşlarımıza hitap eder tarzda eğitim hizmeti vermektedir. Halk eğitim faaliyetlerine katılanların amaçları çok ve değişik olabilir.

Rize Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

3837 sayılı kanunla kurulan Rize İlahiyat Fakültesi, 1993-1994 Eğitim-Öğretim yılında 32 öğrenci ve 3 öğretim elemanı ile eğitim-öğretime başlamıştır. 1997-1998 Eğitim-Öğretim yılında 9 kişiyle ilk mezunlarını vermiştir.

Rize Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi

Fakülte, 3837 sayılı kanunla kurulmuş ve 1993 yılında hizmete açılmıştır. İlk öğrencilerini 1994-1995 eğitim öğretim yılında alarak faaliyete geçmiştir. Rize Merkez Çarşı Mahallesi Hacı Eşref Caddesi’nde eski Sağlık Meslek Lisesi binasında faaliyetini halen sürdürmektedir.

Rize Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi

Fakülte, 3 Eylül 1997 gün ve 23099 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 1/9/1997 tarih ve 9892 sayılı Bakanlar kurulu Kararı ile kurulmuş olup, Rize Merkez Engindere Mahallesi’nde hizmete açılmıştır.

Rize Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Karadeniz Teknik Üniversitesine bağlı olarak 2809 sayılı Kanunun Ek-30. Maddesine göre Bakanlar Kurulu Kararı ile 1/9/1997 tarihinde Fakültenin kurulması kararlaştırılmıştır. Fakültenin bölümleri; İlöğretim Bölümü, Eğitim ve Bilimleri bölümleri, Bilgisayar ve Eğitim Teknoloji Bölümü.

Rize Meslek Yüksekokulu Eğitim Bölümleri

Teknik Programlar Bölümü, İnşaat Programı, Makine Resim Konstr. Programı, Çay eks. Programı, Elektrik Programı, İklim Soğutma Programı, İktisadi İdari Programlar Bölümü, Muhasebe Programı, İşletme Programı.

Rize Üniversitesi Fındıklı Meslek Yüksekokulu

Yükseköğretim Genel Kurulunun 23/1/1996 gün ve 96.1.6 sayılı kararı ile kurulun K.T.Ü Fındıklı Meslek Yüksekokulu, 1998-1999 Fındıklı Meslek Yüksekokulu, 1998-1999 öğretim yılında Eğitim-Öğretime başladı.

Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:30 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 04:06   #3
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım


Erkek Kıyafetleri

Kıyafetler eskiden yünden dokunmaktaydı ama son zamanlarda satın alına kumaştan dikilmiştir. Ceket ve zıpka denilen üstü bol, dizinden aşağısı dar pantolon giyilir. Gömlek üzerine yelekte giyilebilir. Ayağa çapula veye çarıkta giyilebilir. Kudi ve kukula denilen başlıkları vardır. Bu başlıklarda uzunca bir bağ da olabilir. Kemerinde süslü fişekliği, barut kabı, tütün ve para kesesi ile silahlığında karakulak (yatağın) bıçağı bulunur. Omuzunda tüfeği asılıdır.

Kadın Kıyafetleri

Yöre kadını örtünmenin yanında giydiği önlük, kuşak, peştamal ile bölgesel şartlarda rahat çalışabilecek en uygun kıyafeti bulmuştur. Arkadan saran kalın kuşak, gün boyu ıslak zeminde çalıştığından onu oturduğu yerin zararından korumakta, uzun çorapları ıslandığında her gün değişimi kolaylaştırmakta, önlükleri peştemali ise günlük işlerden kıyafetlerden kirlenmesini, yıpranmasını önlemektedir.


Çember : Kenarları işlemeli, sade, renkli veya motifli başörtü.

Yaşmak : Kenarları işlemeli ve renkli başörtü. Genellikle çember üzerine takılarak kullanılır.

Yazma : Yaşmağın büyüğüne denir.

Atkı : Genellikle kadınların kullandığı büyük başörtü.

Peştemal : Daha çok evli ve yaşlı bayanların kullanıldığı, bel örtüsü olarak da kullanılan ince çubuklu desenli başörtü.

Makaslı Peştemal : Püsküllü ve delikli peştemal. Daha çok genç kızlar ve genç kadınlar kullanır.

Kara Peştemal : Genellikle yaşlıların kullandığı, kenarları kırmızı kara peştemal.

Çeşan : Başa veya bele takılan, geniş çubuk desenli bir tür peştemal, dolaylık da denir.

Tepeluk : Gelinlerin giydiği ufak paralarla süslenmiş fes.

Fistan : Oldukça bol ve uzun dikilen, altlı üstlü bütün giysi.

Entari : Fistana entaride denir.

Gozli Çarşaf : Altlı üstlü bele bağlanarak kullanılan beyaz çizgi desenli siyah çarşaf.

Etekluk : Uzun eteklere denir.

Üç Etek :Genellikle kadife bezden yapılan altlı üstlü bütün etek. Üst ceket kısmına Kutni denirdi.

Geceluk : Kollu gecelik.

Yun Çorap : Beş cağla dokunan, uzun veya yarım biçimde çorap.

Şal Kuşağı : Yünden dokuma, daha çok kadınların ve yaşlı erkeklerin kullandığı kuşak.

Don : Belden dize kadar çok geniş ve bacak kısımları lastikle tutturulan bir tür kısa şalvar.

Tor kuşağı : Özel bir iplikten dokunan kemer.

Patik : Ev içersinde terlik yerine kullanılan kısa yün çorap.

Kongoş Çarık : İneklerin diz derilerinden hemen herkesin yapabildiği basit çarık.

Çarık : Hasılsız deriden yapılan basit çarık.

Hasıllı Çarık : Hasıllı deriden ancak ustaların yapabildiği çarık.

Kontra : Genellikle zengin kadınların giyebildiği topuksuz ayakkabı.

Tad :Deriden veya yünden dokunarak yapılan çarık biçimli, bağcıklı çocuk ayakkabısı

Mes : Yaşlıların çorap üzerine giydikleri, ayakkabı içine soktukları deriden yapılmış bir tür çorap.

Cizme :Deriden veya lastikten yapılan boğzlı bir tür ayakkabı.

Hamal Lastik :Daha çok iş yapılırken kullanılan lastik.

Lastik : Son dönemlerde giyilen, cizlavit de denilen en yaygın olan lastik ayakkabı.

Nalım : Takunya da denilen ahşaptan yapılmış kaba terlik.

Hedik : Ahşap malzemeyle yapılan, ızgara biçimli kar ayakkabısı
Bu eşyaları tamamlayan kadın süs eşyaları da önemlidir.

Hemayil :Üçgen veya dörtgen biçimli gümüş zincirli kap.

Beşli : Kurdeleyle bağlanarak yakaya takılan altın süs eşyası.

Kupli : Kurdeleyle boğaza takılan bir reşat altın değerindeki altın süslü.

Yuzuk : Yüzük

Kupe : Küpe

Kaleçi : Daha çok çocukların kullandığı süs eşyası, boncuk.







Başluk : Başa sarmak için dar ve uzun bir bez parçasından yapılır. Kukula da denir. Herkesin kendine has bir yöntemle bağlar, çoğunlukla her iki yana kulaklıklar bırakılırdı. Renk çoğunlukla haki olur ve elbiseye uydurulurdu.

Fes : Yün iplikle cağla (şişle) dokunup başa takılırdı.

Taka : Başa takmak için kumaştan yapılan başlık

Mendil : El, yüz temizliğinde olduğu gibi cep süsü eşyası ve başlık olarak da kullanılırdı. Mendilin iki ucu düğümlenip başa takılacak hale getirilirdi.

Yağluk : İki ucu düğümlenerek başlık olarak kullanılan bez parçası.

Abaniye : İpekten , sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş, abani denilen bir bezin fes üzerine sarılmasıyla elde edilen sarık.

Saruk : Daha çok din adamlarının giydiği beyaz başlık

Mintan : Açık olan kısmı boğaza kadar düğmeli yakasız gömlek.

İç Gömlek : Mintan altına giyilen bugünkü atlet görevini gören giysi

Fanila : Atlet, kollu çamaşır.

Yelek : Bugünkü yeleklere benzeyen, fakat yelekten daha bol olan giysi

Çoha :yeleğe benzeyen, vücudu saran geniş ve kollu giysi

Zıpka : Alt kısımları, dar üst kısımları geniş altlı üstlü bütün giysi. Zıpkanın uçkur denilen kısmı düğmeliydi. Bele bir kuşakla bağlanırdı. Genelde siyah bezden yapılır ve mintanla giyilirdi.

İşdoni : Paçalı kilot

Kanaviça Pantul : Şalvar biçimli, bele bir kuşakla bağlanan iri keten dokuma bezden yapılan pantolon. Genellikle çocukların giydiği bu pantolonu büyükler de giyerdi. Daha çok bir iş pantolonu kabul edilirdi.

Kilot Pantul : Paçaları dize kadar dar, üst kısmı sağdan ve soldan bele kadar geniş olan pantolon. Dar olan kısım düğmelerle açılır ve kapatılırdı. Bele bir kemerle bağlanırdı.

Golf Pantul : Paçası dize kadar dar, üst kısmı bol olan pantolon. Dize kadar dar olan kısım düğümlenirdi. 1940'lı yıllarda moda olan bir giysiydi.

Yun Çorap : Beş cağla dokunan, uzun veya yarım biçimde çorap.

Şal Kuşağı : Yünden dokuma, daha çok kadınların ve yaşlı erkeklerin kullandığı kuşak.

Kongoş Çarık : İneklerin diz derilerinden hemen herkesin yapabildiği basit çarık.

Çarık : Hasılsız deriden yapılan basit çarık.

Hasıllı Çarık : Hasıllı deriden ancak ustaların yapabildiği çarık.

Çapula : Hasıllı deriden yapılan kaliteli, çarık üstü bir ayakkabı. Çapula özel ustalarınyapabildiği ve zenginlerin giyebildiği bir ayakkabı çeşidiydi.

Yemeni : Hasıllanmış siyah deriden altları kösele olarak yapılan, ancak zengin ve ağaların giyebildiğibir ayakkabı türü

Tad : Deriden veya yünden dokunarak yapılan çarık biçimli, bağcıklı çocuk ayakkabısı

Mes : Yaşlıların çorap üzerine giydikleri, ayakkabı içine soktukları deriden yapılmış bir tür çorap.

Cizme : Deriden veya lastikten yapılan boğzlı bir tür ayakkabı.

Hamal Lastik : Daha çok iş yapılırken kullanılan lastik.

Nalım : Takunya da denilen ahşaptan yapılmış kaba terlik.

Hedik : Ahşap malzemeyle yapılan, ızgara biçimli kar ayakkabısı.
Bu erkek kiyafetlerini tamamlayan süsü eşyaları da önemlidir.

Hemayil : Üçgen veya dörtgen biçimli gümüş zincirli kap.

Köstek : Genellikle yelek üzerine asılan üç sıra gümüş saat zinciri.

Picak :Daha çok morunmak için kın içersinde saklanan kesici alet. Genellikle iki tane taşınırdı. Birinin ucu sivri, diğerinin ise yuvarlak olurdu.

Tapanca : Daha çok korunmak için taşınırdı.


Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:32 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 04:15   #4
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım


Rize ili denize paralel uzanan dağlar ile çevrilidir. Yüksek dağ eteklerinden doğan sular, birbirine paralel derin vadiler oluşturarak denize akarlar. Merkez ilçenin dışında diğer ilçelerimiz ;




(Derepazarı)


Derepazarı:

Rize'nin 9 Km. batısında bulunan Derepazari 1949 yılında nahiye, 1990 yılında ilçe olmuştur. Derepazari'nda 1954 yılından beri Belediye Teşkilatı bulunmaktadır. İlçenin 7 mahallesi ve 11 köyü vardır.
Şehir nüfusu 4.240, toplam nüfusu ise 10.381'dir. Yeni ilçe olan Derepazari yeşil alanları sahilde kurulacak turistik tesisleri ve balık lokantaları ile geleceğe hazırlanmaktadır.




(İyidere)


İyidere

İyidere ilçemiz Rize'nin 15 Km. batısında sahil kesiminde yer almaktadır. 1953 yılında nahiye, 1991 yılında ise ilçe olmuştur. 8 mahallesi, 7 köyü bulunmaktadır. şehir nüfusu 5.791, toplam nüfusu 11.445'dir. Iyidere'de 1957 yılından itibaren belediye teşkilatı bulunmaktadır. İlçe görülen yapılaşmanın, batıya doğru ismini aldığı dereye kadar uzaması ile yeni bir yerleşim sahası oluşmaktadır. Iyidere'yi Ikizdere'ye bağlayan yol üzerinde bir çok fabrika kurulmuş bulunmaktadır.

Burada kurulan fabrikalar Iyidere havzasını Rize'nin sanayi bölgesi haline getirmektedir. Söz konusu sanayi, yörenin ekonomisine önemli katkıda bulunmaktadır.




(İkizdere)



İkizdere:

İkizlere ilçe merkezi yüksekliği 2000 metreyi bulan sarp ve yüksek Rize dağlarının birleştiği derin bir vadide kurulmuştur. Doğuda Çağrankaya dağları, batıda Rüzgarlı köyü ve Manle dağları bulunmaktadır.

Karşılıklı biri birine bakan bu iki dağın vadisinde , Çamlık deresi ile Cimil deresinin birleştiği yerde kurulan ilçemiz, iki dere anlamında kullanılan İKİZDERE adını almıştır. İlçemiz, 898 km2 yüzölçümü ile ilimizin en geniş ilçesidir. Trabzon, İspir, Çamlıhemşin, Rize, Bayburt,Kalkandere ve Çayeli ile komşu olan ilçemiz Doğu Karadeniz Bölgesinde yaylaları ile tanınmış bir ilçedir. 1878'de Rize'nin sancak merkezi olması ile birlikte nahiye olmuştur. Ikizdere 1952 tarihinde ilçe oldu. Merkezde ve Güneyce Kasabasında olmak üzere iki belediye mevcuttur. Merkeze 7, Güneyce Belediyesine ise 5 mahalle bağlıdır. İlçemizin toplam 28 köyü bulunmaktadır. şehir nüfusu 3.643, toplam nüfusu ise 15.295'tir. Sahilden 36 Km. iç kesimde yer alan ilçemiz, il merkezine 54 Km. uzaklıktadır.

Rize-Erzurum karayolu üzerinde dik yamaçlar ve doğal güzellikler arasında yer almaktadır. Köylerden şehire doğru bir göç olayı görülmektedir. Dünyaca ünlü anzer balı, hidroelektrik santrali, çamlik mesiresi, çağrankaya, Ovitve Anzer yaylaları önemli turizm potansiyeli ile degerlendirilmeye hazırdır. İkizdere İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Çamlık Köyü Merkez Camii, Şimşirli Köyü Camii, Güneyce Hacı Şeyh Camii, Güneyce Köprüsü.




(Çayeli-Yenihisar Köyü)


Çayeli:

Rize'nin 19 Km. doğusunda yer alan Çayeli ilçemizin merkezinde 17 mahallesi, merkez dışında biri köy biri bucak belediyesi olmak üzere ayrıca iki belediyesi ve 47 köy bulunmaktadır. şehir nüfusu 25.990, toplam nüfusu ise 56.203'dir. Çayeli 1878'de nahiye, 1944'de çaybasi adıyla ilçe oldu. Sonradan adi çayeli olarak değiştirildi. İlçe merkezinde 1921 yılından beri Belediye teşkilatı bulunmaktadır. Çayeli önlerindeki denizden petrol sızdığı çok eskiden bilinmektedir. İlçedeki ulaşımın daha iyi bir hale getirilmesi ile halkın mesire yerlerinden faydalanması kolaylaşacaktır.

473 Km2.alana sahip ilçemizin %38’i ormanlık, %15.6’sı çaylık,%11’i çalılık,%10’u mera ve %3.2’si kullanılmayan alandır.
Yıllık sıcaklık ortalaması 10.59 °C’ye kadar olup en düşük sıcaklık 0, en yüksek sıcaklık 35 derece kadardır. Ortalama nem %70-80, yılda güneşli gün sayısı 177, yağmurlu gün sayısı 77 ve bulutlu gün sayısı 101’dır. Son 25 yıllık verilere göre yıllık yağış ortalaması 1561.03 mm’dir Yağışlar düzenli olarak bütün aylara dağılmıştır
Büyükköy belediyesi Çayeli'nden 11 Km. iç kesimde bir bucak merkezinde kurulmuştur. Büyükköy'de 1953 tarihinden bu yana Belediye Teşkilatı bulunmaktadır. Büyük Köy Belediyesinin 8 mahallesi vardır. Nüfusu 4.045 tir. Madenli Belediyesi Çayeli'ne 7 Km. mesafede kaptanpasa'ya giden asfalt üzerinde küçük bir kasabadır. 8 mahallesi ve 3.500 nüfusu vardır. Çayeli Bakir Madenleri ve Bakir İşletme Tesislerinin Belediye hudutları içerisinde bulunması yakın bir gelecekte yöreye ayrı bir canlılık getirecektir.

Çayeli İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Cafer Paşa Camii, Ormancık Camii




(Fındıklı-Çağlayan Köyü)


Fındıklı:

Fındıklı ilçemiz, Rize'nin 63 km. dogusunda bulunmaktadir. 8 mahallesi ve 20 köyü vardir. 1947 yilinda ilçe olmustur. Modern hizmet binasi ile birlikte idari hizmet binalari tamamlanmistir. 1948 yilinda Belediye yönetimine kavusan Findiklinin sehir nüfusu 7.022, toplam nüfusu 16.129'dur. önceleri Artvin Ili'ne bagli olan ilçe 1953 yilinda Rize'ye baglanmistir. Kemer köprüleri ve sivil mimarinin tarihi örnekleri Findikli ilçemizin hatirlattigi güzellikleridir. Ilçemizde adindan da anlasilacagi üzere findik üretimi yaygindir. Findikli ilçesi gelismesini adeta turizme baglamis gibidir. Ilçe merkezinde turistik belgeli bir konaklama tesisi bulunmaktadir. Tatli su balikçiligi istikbal vadeden ugraslar arasindadir.

Fındıklı ilçesindeki tarihi eserler :Fındıklı Merkez Camii, Çağlayan Köprüsü, Çağlayan Mustafa Hocaoğlu Evi, Hurşit Bey Evi, Meyveli Köyü Camii.




(Pazar)

Pazar:

Pazar, Trabzon'un fethinden sonra yapilan idari bölünmede, Rize ile birlikte nahiye merkezi idi. 1864 yilinda ilçe oldu. Rize 1924 yilinda il oldugu zaman yalnizca Pazar Ilçesi vardi. Ilçeye bagli 9 mahalle ve 45 köy bulunmaktadir. sehir nüfusu 11.068, toplam nüfusu ise 37.241'dir. 1928 yilinda belediye kurulmustur. Pazar ilçesi, çok eski bir yerlesim merkezi olmasina ragmen; tarihi ile paralel bir gelisme göstermemiştir.

Dar bir alana sikismis olan Pazar Ilçesi, bazi sosyal tesisleri ile Hemsin yönünde genislemektedir. Bazi özel çay fabrikalari, balik unu fabrikasi ilçenin dogusunda yer alan Hamidiye yöresinde bulunmaktadir. çiha Kalesi, Pazar merkezine 6 Km. mesafede Yücehisar Köyünü yüksek bir tepesinde bulunmaktadir. Bir mesire yeri olarak düzenlenmesi, yöre ekonomisine katki saglayacaktir. Sahilde bulunan Sivrikale'den pek iz kalmamistir. Bir deniz feneri olarak yapildigi sanilan Pazar Kiz Kulesi, kismen varligini sürdürmektedir. Pazar ve Ardesen, Firtina Deresinin yataginda birlesmektedir. Pazar İlçesi’ndeki Tarihi Eserleri : Kızkalesi, Ciharkale, Yücehisar Camii.




(Kalkandere)


Kalkandere:

Bu ilçemiz, Rize'ye 28 Km. mesafede olup, ilin iç-bati kesiminde yer almaktadir. 1886 yilinda nahiye, 1957 yilinda ise ilçe olan Kalkandere ayni yil belediye yönetimine kavusmustur.

Ilçenin 20 köyü ve merkeze bagli 13 mahallesi bulunmaktadir. sehir nüfusu 8.263, toplam nüfusu ise 21.978'dir. Kalkandere İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Zivane Köprüsü Camii.




(Çamlıhemşin)



Çamlıhemşin:

Çamlihemşin Ilçemiz sahile 21 Km., Rize Il merkezine 65 Km. uzaklikta bulunmaktadir. 1953'te çamlica adi ile nahiyeye,1960'da çamlihemşin adi ile ilçe oldu. Ilk Belediye teşkilati 1957 yilinda kuruldu. 6 mahallesi 25 köyü mevcuttur. sehir nüfusu 2.829, toplam nüfus 10.566'dir.
Sivil mimari yönünden ilimizin en önemli yerleşim yeridir.

Rize'nin isim yapmış kaleleri olan ZIL KALE ile KALE-I BALA çamlihemşin hudutları içerisindedir. çamlihemşin doğal güzellikleri yönünden Türkiye'mizin en önemli ilçesidir. Bu ilçemiz termal turizm, doğa yürüyüşü (Trekking), dağ sporları, kış turizmi, bitki örtüsü ve yaban hayati gibi özelliklere sahip olmasi nedeni ile turizm yönünden büyük bir gelecek vaat etmektedir.


Çamlıhemşin İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Zil Kalesi, Kale-i Bala (Yukarı Kale), Şenköy Camii, Aşağı Şenyuva Köprüsü, Köprüköy Köprüsü.




(Güneysu)

Güneysu:

Güneysu Ilçemiz, Rize Merkezine 14 km. uzaklikta iç kesimde yer almaktadir. 1942 yilinda Nahiye, 1987 yilinda Ilçe olmustur. Bu ilçemizde 1969 yilindan bu yana belediye yönetimi bulunmaktadir. üç mahallesi, 20 köyü bulunan Ilçenin sehir nüfusu 3.187, toplam nüfusu ise 19.558'dir. Akarsulari balik çiftligi yapimina elverislidir. Ilçe merkezine 15 km. mesafedeki Gürgen ve Handüzü Yaylalari belli basli mesire. Güneysu İlçesi’ndeki Tarihi Eserler: Kıbledağ Camii, Kiremit Köyü Aşağı Mahalle Camii.




(Ardeşen)


Ardeşen:

Ardesen Rize'nin 47 Km. dogusunda yer alan bir ilçesidir. 14 mahallesi, 25 köyü vardir. sehir nüfusu 17.340, toplam nüfusu 39.761'dir. 1953 yilinda kurulan Ardesen Ilçe Merkezi ayni yil Belediye Teskilatina kavuşmustur. Firtina Deresinin denize döküldügü yerde olusturdugu genis ve düz bir arazi üzerinde yerlesmistir.

Kereste Fabrikasi (ÖRÜS), Silah Fabrikasi (ASILSAN) Ardesen'de bulunmaktadir. Sanayi Sitesi yapilmakta olan 3. Ilçemizdir. Ardesen Silah Sanayisinin Rize ve ülke ekonomisinde önemli bir ağirliği olacağı muhakkaktır.

Ardeşen İlçesindeki Tarihi Eserler: Ekşioğlu Camii, Seslikaya Köyü Camii, Seslikaya Dede Türbesi,Tunca Köyü Camii,Yukarı Durak Camii, Işıklı Camii.



H
emşin:


Daha önce Pazar ilçesine bağlı bir nahiye olan Hemşin 1990 yılında ilçe olmuştur. Bu ilçemizdekiilk belediye teşkilatı 1956 yılında kurulmuştur. Şehir nüfusu 2.766 toplam nüfus 3.770’dir. 18 km’lik asfalt yolla sahile bağlanmaktadır. İlçe yüksek ve dik yamaçlar arasında dar bir vadiye yerleşmiştir. Arazinin dik çay tarımına elverişliolmaması halkı diğer illere göçe zorlamıştır. Doğal güzellikleri yönü ile turizm açısından gelecek vaat eden bir ilçemizdir.




Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:38 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
17 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 04:35   #5
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım

Rize'ye Türkiye'nin her tarafından karayolu bağlantısı mevcuttur. Doğu Karadeniz sahil şeridi üzerinde yer alan Rize, batıda 76 km ile Trabzon'a Güneyde İkizdere ilçesi üzerinden 251 km ile Erzurum'a, doğuda ise 159 km. ile Artvin'e ve 109 km. ile de Sarp Sınır Kapısına kara yolu ile bağlantılıdır. Yıl boyu ülkenin her tarafına kolayca ulaşım olanağı mevcuttur. Bütün ilçe yolları asfalt olup, yılın her mevsiminde bu kara yolları ulaşıma açıktır. Hava yolu ile ulaşım ise Trabzon Havalimanı kullanılarak yapılmaktadır.

Rize'de Devlet yolu 174 km.dir. Bunun 171 km.si asfalt, 3 km.si ise stabilizedir. İl yolu 126 km. olup, bunun 114 km.si asfalt, 12 km.si stabilizedir. İldeki köy yollarının toplam ağı 6.057 km. olup, yolu olmayan köy yoktur. Son yıllarda sarp sınır kapısının açılması sonucu Rize'de sınır ticaretinin gelişmesi ile nüfusta büyük bir hareketlilik gözlenmektedir. Bunun neticesinde ülkenin dört bir yanından ithalat-ihracat ve diğer ticari işler için Rize'ye gelip giden yolcu sayısının bir hayli artmıştır.

Hava limanı ve demir yolu olmadığından taşımacılıkta ağırlık karayollarındadır. Yaz aylarında İstanbul-Samsun-Trabzon bağlantılı feribot seferleri Rize'ye kadar uzanmaktadır. Bağımsız Devletler Topluluğundan gelen turistler için Rize-Batum, Rize-Tiflis arası otobüs seferleri yapılmaktadır.

Doğu Karadeniz limanları içerisinde gelişmeye en müsait topoğrafik konumda olan liman, Rize Limanıdır. Liman konumu itibari ile karayolu hatlarına bağlı olup; Rize-Trabzon, Rize-Hopa ve Rusya, Rize-İkizdere-Erzurum üzerinden Iran bağlantısı ile Karadeniz Bölgesinin en kestirme transit yolu merkezidir.
Uçakla ulaşım :

Rize'ye İstanbul veya Ankara bağlantılı olarak Trabzon'a, Trabzon'dan da, 70 Km.lik karayolu mesafesi ile Rize'ye ulaşılır.
Rize'ye uçuş yapan Uçak Şirketlerinin Bilgileri:

THY: 444 0 849; www.thy.com.tr

PEGASUS: 444 0 737; www.flypgs.com

OUR AİR: ++ 90 212 662 97 97; www.onurair.com.tr

ATLAS HAVA YOLLARI: 444 3 387;
www.atlasjet.com.tr

FLY AİR: 444 4 359;
www.flypgs.com.tr

SUNEXPRESS: (0232) 444 0 797
www.sunexpress.com.tr

Trenle ulaşım :

Ankara veya İstanbul bağlantılı olarak, ancak Samsun'a kadar trenle, oradan da 450 Km.lik karayolu ile Rize'ye ulaşılır.


Karayolu ile ulaşım:

Türkiye'nin her yerinden karayolu ile Rize'ye ulaşılabilir.

Bazı İllerin, Rize'ye olan karayolu mesafeleri: RİZE - İSTANBUL :1158 Km.
RİZE - ANKARA : 840 Km.
RİZE - TRABZON : 75 Km.
RİZE - ORDU : 256 Km.
RİZE - GİRESUN : 212 Km.
RİZE - ARTVİN : 159 Km.
RİZE - ANTALYA :1312 Km.
RİZE - EDİRNE :1387 Km.
RİZE - DİYARBAKIR : 701Km.

Rize'ye Seyahat Eden Otobüs Firmalarının Bilgileri:

ULUSOY TURİZM :
0 464 444 1 888;
www.ulusoy.com.tr

METRO TURİZM :0 464 444 3 455; www.metroturizm.com.tr

SAHİL SEYAHAT :0 212 658 18 93; 0216 334 03 61;www.sahilseyahat.com.tr

RİZE SES SEYAHAT:0 212 658 09 40; 0216 391 61 20

SAHİL YILDIZI :0 212 658 11 34; 0216 553 36 35

Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:41 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 04:51   #6
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize,yi Herşeyi İle Tanıyalım

Rize'deki yaylalar Kaçkar sıradağları eteklerinde ve Çamlıhemşin, Hemşin ve İkizdere ilçelerinin sınırları içerisinde yoğunlaşmaktadır. Rize'deki yaylalardan bazıları şunlardır:
  • Çağırankaya,
  • Polovit,
  • Elevit,
  • Ovit,
  • Amlakit,
  • Hodeçur,
  • Samisdal,
  • Pokut,
  • Çat,
  • Haçivanak,
  • Karmik,
  • Hemşin,
  • Başyayla,
  • Ortayayla,
  • Erçenik,
  • Avasor,
  • Kaçkar,
  • Aşağı Kavran,
  • Yukarı Kavran,
  • Hazindak,
  • Çiçekli,
  • Çayimakçur,
  • Sal,
  • Varda,
  • Göl Yayla,
  • Cimil,
  • Hazende,
  • Ambarlı,
  • Çahperik,
  • Kito,
  • Karap,
  • Kale,
  • Gürmanuman,
  • Varoş,
  • Çermeçk,
  • Dahter,
  • Anzer,
  • Aşağı Faso,
  • Yukarı Faso



(Ayder Yaylası)



Ayder Yaylası

Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinin 19 km. güney-doğusundadır. Yaylaya yaz kış dolmuşlarla gidilebilir.

350 m. yükseklikteki Ayder yaylası Karadeniz yaylalarının en bilinenidir. Her türlü alt yapı hizmeti tamamlanmış olan yayla kasaba görünümündedir.

Zengin flora ve faunasının yanı sıra kaplıcası ile ünlenmiştir.50 C derce sıcaklıkta kaplıca suyu; romatizma, kadın hastalıkları ve mide rahatsızlıklarına şifa olmaktadır.






Kaçkar dağlarına tırmanış güzergahında bulunan yayla çevresinde, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, ayı, kurt gibi yaban hayvanları yaşadığı ortamda izlenebilir. Her yıl Ayder şenlikleri düzenlenmektedir.

Konaklama için pek çok otel ve pansiyon ve Lokanta bulunmaktadır. Yıl boyunca her türlü ihtiyaç, yayladan karşılanabilir.




(Verçenik Yaylası)




Verçenik Yaylası (Orta yayla)


Rakım:2600 m

Çamlıhemşin'den 60 km dir. Araba ve yaya olarak olarak ulaşılabilir.
Kaçkar'lara Hemşin vadisi üzerinden,Verçenik yaylasından da tırmanmak mümkündür.Diğer noktalar;çat yaylası ve Kavron yaylasıdır.
Konaklama tesisi ve Lokanta yok. Kamp alanları fazlasıyla mevcut olup çadırınızla kamp yayapabileceğiniz güvenli bir yayla.





(Ambarlı Yaylası)



Ambarlı Yaylası


Rakım: 2500 M

Çamlıhemşin 'den Karap yaylası üzeri ve sonrası araba ile devam edilebilir.



Ev yok.Konaklama tesisi ve Lokanta yok.




(Avusor Yaylası)




Avusor Yaylası

Rakım:2700 m

Çamlıhemşin'e bağlı.Araba ve yaya olarak ulaşılabilir.

Konaklama tesisi ve Lokanta yok.




(Kito Yaylası)




Kito Yaylası

Rakım:2400 m

Çamlıhemşin'den; Çat üzeri arabayla 2 saat sürmekte. Araba ve yaya olarak ulaşılabilir.

Konaklama tesisi ve Lokanta var.



Baş Yayla

Rakım:2470 m

Çamlıhemşin'den 55-60 km dir. Araba ve yaya olarak ulaşılabilir.

Hemşin ,Kale ile Verçenik arasında eski bir köydür.Yayla değildir. Fakat Kale yaylasın da olduğu gibi günümüzde buralar yayla diye anılmaktadır. Konaklama tesisi ve Lokanta yok.



Siçoğ Yaylası


Rakım:2600 m

Çamlıhemşin'den 22 km dir. Bu yaylaya araba yolu yoktur.Meydan Köyünden yaya olarak aşılarak 5 saatte gidebilirsiniz. (Meydan köyü, Çat yaylasına gelmeden sağ taraftadır.)

Burada yaylacılık terk edilmiş sayılır. Manzarası bir çok yaylada bulamayacağınız yükseklik profiline sahiptir. İçme suyu sıkıntısı yaşanmaktadır.Daha çok avcıların tercihidir. Konaklama tesisi ve Lokanta yok.


Kavron Yaylası


Rakım:2700 m

Çamlıhemşin ilçesinin 19 km. güney-doğusunda yer alan Ayder yaylasından 10 km. toprak yolla Aşağı Kavron yaylasına varılır. Ayder'den minibüs bulunabilir.Aşağı Kavron - Yukarı Kavron yaylaları arası üç kilometredir.
2300 m. rakımlı Yukarı Kavron Yaylası Kaçkar Dağı zirvesine (3937 m.) yaklaşık 8 km. mesafededir. Bu yayla, Kaçkar Dağına tırmanış yapacak dağcıların ilk kamp yeridir. Altyapısı bulunmayan yayladaki bakkaldan bazı gıda malzemeleri temin edilebilir. Kaçkar Dağına tırmanışta yük taşımak için katır kiralanabilir. Konaklama tesisi ve Lokanta yok.



Elevit - Tafteni Yaylası

Rakım:1800 m

Hemşin vadisi üzeri, Çat'tan sol kol üzerinden devam edilerek 40 km . Araba ve yaya olarak ulaşılabilir. Palovit, Trovit, Amlakit yaylalarına giden arabalarda burdan geçer. Ve aynı zaman da bu yaylalara geçit verir.

Yaylada yazları yoğun bir yaylacılık var. 3 Bakkal, 1 Kahvehane, 2 Lokanta ve 1 Pansiyon mevcut.


Palovit Yaylası


Rakım:2600 m

Çamlıhemşin'den 70 km dir. Araba ile 3 saat. Trevit yaylasından aşılarak geçilir. Aralrında bir tepe var.Bu yayla 4 kısımdan oluşmaktadır. Her kısma aynı köylüler gitmektedir. Çilingir, Ortaköy, Çaneva ve de karşı kısımda meleskur yaylası. Aynı zamanda Vadi üzerinde en büyük yayla olma özelliğine sahiptir.
Palovit, Samistal, Kavron ,Ayder yaylalarına da geçit vermektedir.

Konaklama tesisi yok. 2 Bakkal ve 3 Kahvehane mevcut.



Amlakit Yaylası

Rakım:2100 m

Çamlıhemşinden Pokut üzeri yaya gidilirse 40-45 km. Eğer, Elevit üzeri, Trovit yaylası aşılarak Palovit yaylasına inilince dere içi aşağı doğru hareket edilirse 80-85 km de varabilirisiniz. Hareket noktası pazar ilçesi. Araba ve yaya olarak ulaşılabilir. Yaya, Pokut üzeri tercih edilmelidir.

1 Bakkal, 1 Kahvehane, 1 Pansiyon mevcut.



Pokut Yaylası

Pokut, Çamlıhemşin'in üstünde, 2100 metre yükseklikte Hemşin yaylasıdır. Palovit ana vadisine bakıyor.. Geniş çam ormanlarıyla kuşatılmış Pokut, doğa yürüyüşçülerin ve fotoğraf severlerin vaz geçemedikleri bir yerdir. Pokut'un evleri yüz-yüzelli yıllık geçmişe sahip. Yontma taşlardan ocak kısmı ve onun üzerindeki ahşap yapısı ve çatısınıörten sacları, ile insana güven duygusu veren bu evler 2-3 odası, mutfağı ve maran denilen yiyecek ambarından oluşuyor. Özgün mimariye sahip bu evler Pokut'un güzelliğine güzellik katıyorlar. Pokut'a komşu olan SAL sadece 15 dk uzaklıkta.





Trovit Yaylası

Rakım:2350 m

Çamlıhemşin'den 60 km dir.Garmik yaylasına ulaşım araba ile burada son bulmaktadır. Çat -Elevit üzeri araba ve yaya olarak ulaşılabilir. Araba ile 3 saat.

Yıllar öncesinden misafir konağı yapılmıştı fakat şimdilerde bu faaliyete rastlanmakta. 1 Bakkal, 1 Kahvehane ve 1 Pansiyon mevcut.



Nafkar Yaylası
Rakım:2150 m

Çamlıhemşin'den 50 km dir. Elevit üzeri. Palovit,Trovit'e giden arabalar bu yaylada ki evlerin arasından geçer. Araba ile 2,5 saat.Yaya olarak 1,5 gün.
Nafkar deresini takip ettiğiniz de (2 saat) "Horçon Gölü"ne ulaşabilirsiniz. Mutlaka görülmeli

Konaklama tesisi ve Lokanta yok. Kamp alanı olarak derenin kenarında konaklanması için mükemmeldir.





Karunç Yaylası

Rakım:2100 m

Çamlıhemşin'den 48 km dir. Elevit yaylası ile Trevit yaylası arasında ki Nafkar yaylasının karşısı. Elevit üzeri araba ve yaya olarak ulaşılabilir. Araba ile 2,5 saat. Yaya 1,5 gün

Konaklama tesisi ve Lokanta yok.


Garmik Yaylası

Rakım:2600 m

Çamlıhemşin'den 70-75 km dir. Trovit'ten yukarı dere içi. Torvit'e kadar araba ile daha sonra 2,5 saat yürüyerek varabilirisniz. Bu yaylaya araba yolu yok.

Konaklama tesisi ve Lokanta yok.


Hazindak Yaylası

Rakım:1900 m

Ayder yaylası üzerinden geçilerek, Kavron yaylası istikametindedir.Ayrıca buraya, Palovit yaylasından yaya olarakta aşabilrisiniz. Araba ve yaya.Araba ile Ayder yaylasından. Ve Palovi'e kadar da araba ile gidip oradan yaya gitmeniz de mümkündür.

Konaklama tesisi ve Lokanta yok.


Karap Yaylası
Rakım: 2400 m

Kito yaylasından sonra araba ile 30 dakika Araba ve yayaolarak ulaşılabilir.

Konaklama tesisi ve Lokanta yok.
Samistal Yaylası

Rakım:2450 m

Buraya hem Ayder üzerinden ,hem de Palovit yaylasından varabilirsiniz.

Eğer araba ile gidecekseniz Ayder güzergahını kullanmanız tavsiye edilir. Daha kısa zamanda ulaşırsınız. İkinci varış rotası ise;Palovit'e kadar araba ile gittikten sonra yaya olarak yaklaşık 2 saat yürüyerekte varmanız mümkün.Araba ve yaya.Araba ile Ayder'den.Yaya Palovit üzerindne aşılarak

Samistal yaylasının en büyük özelliklerinden biri evlerinin çok eski olması ve de evlerin yapımında kullanılan taşların sal şeklinde ve de büyük kütle halinde olmasıdır. Konaklama tesisi ve Lokanta yok. Bakkal ve kahvehane mevcut.





Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:53 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 05:20   #7
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım






Anzer balının bugün kansere ve solunum hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor.




Anzer Balı Hakkında geniş bilgi ve satışı ile ilgili bilgiler için Tıklayın








Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:54 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 05:33   #8
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım

YaylalardaYaşam


Yayla hayatı Haziran ayının başından Eylül ayının ilk haftasına kadar sürüp giden üç aylık bir dönemi kapsar. Havalara göre bu süre azalıp, kısalabilir. Yaylada günlük hayat çok erken başlar. Sabah erkenden kalkılıp, sığırlar sağılırdı. Sütün kaymağı alınıp kaymak kabında, kaymağı alınmış süt ise peynir kazanında biriktirilir. Güneş doğarken hayvanlar çözülür ve yayıma bırakılır. Hayvanlar yayıma (otlak alanı) götürüldükten sonra ahırın gübresi temizlenir. Gübrenin temizlenmesinde ağzı geniş bir kazma ile, "süpürgelik" denilen dalları sert ve esnek yapıda olan bir cins çalıdan yapılmış ahır süpürgeleri kullanılır. Ahırın ortasında toplanan gübre, evin önünde uygun bir yerde biriktirildiği gibi sepetlerle çayırlıklara götürülüp serpilir. Bazen de günlük gübre ahırın iç duvar yüzeyine ya da taşların üzerine yapıştırılarak kurutulmaya bırakılır. Bir müddet sonra kuruyan gübreler "tezek" haline gelir. Bunlar odunu yanında ek yakacak olarak kullanılır.




Yaylacının günlük işlerinin başınada, sağılan sütü değerlendirmek gerekir. Peynir kazanında toplanan kaymağı alınmış süt, belli bire kıvama geldiğinde peynir yapılır. Peynir suyu kaynatılarak tülbentten yapılmış minci torbalarına dökülerek süzdürülür. Bu şekilde elde edilen paeynir ve minci tuzlandıktan sonra peynir ve minci kaplarınak onulur. Kaymak kabı dolduğunda yayık yapma zamanı gelmiş demektir. Yayık vurma işi için yaylacı, diğer komşuları yardıma çağırır. Genellikle her yaylada ortak olan birkaç yayık bulunur. Atma türkülerle şenlenen yayık evinde elde edilenyağ, yıkanıp tuzlandıktan sonra yağ kaplarına basılır. O gün için hazırlanan yemekler yenir ve dağılınırdı.


Sığırlar ikindiden sonra yayımdan toplanarak eve getirilir ve bağlanırdı. Sisli havalarda sığırların yerini tespit etmede bir kolaylık sağlamak için boyunlarına orta büyüklükte çıngırak takılır. Çıngırak takma adeti aynı zamanda kurt gibi yabani hayvanları da ürkütmeye yöneliktir.

Otlar azalmaya başlayınca, otlak alanların bir bnölümü geçici bir süre hayvanların girmesine yasaklanırdı. Yaylacıların ortak kararı ile alınan ve 20-30 gün süren bu yasaklama adetine "Koru" denilirdi. Korunun sona erdiği, bir gün önceden her eve duyurulur, ertesi sabah bütün yaylacılar hayvanlarını, koru süresince biraz daha yeşeren bu otlağa götürülürdü. Buna da "Koru Bozmak" denirdi. Korunun bozulması yaylacılara endişe ile karışık bir heyecan verirdi. Çünkü sığırların tek bir alanda toplanması, hayvanların biribiriyle kapışması sebebiyle tehlike oluşturmaktaydı.




Ot Biçimi :

Yayla hayatının en hareketli dönemidir. Temmuz ayının sonlarına doğru otlar iyice büyüyünce, dere ve ırmaklardan arklar açarak çayırlıklara verilen su kesilir. Bundan gaye otun çürümesini önlemek ve biçmeyi kolaylaştırmaktadır. Ağustos ayına gelindiğinde otlar biçilecek seviyeye gelmiş olur. Ot biçimi için güneşli günler tercih edilir. Çayırlıkların düzgün olan kısımlar tırpanla "kerendi" taşlık ve çok dar alanlar ise orak ile biçilir.

Genellikle tırpan işi erkeklerce, orak ise kadınlarca yapılırdı. Ot biçme zamanlarda köylerden yardıma gelinirdi. Yağmura karşı bir yarış sürer bu dönemde. Biçilen otlar güneşte kurumaya bırakılır. Kuruyan otlar "Gelberi" denilen ağaçtan yapılmış dişli bir aletle kümeler halinde bir araya getirilir. Küme halinde kuru ot el yardımı ile sarılarak "Güvel" ya da "Sarma" denilen küçük demetlere ayrılıp ot depolarına taşınırdı. 5-6 güvel bir ot yükü olarak nitelendirilir. Otluğun verimi yük hesabı ile yapılırdı. Gündüz ot biçme gece eğlencelere dönerdi. Ot biçme işini bitirenler tekrar köye dönerler. Bir süre sonra yayla eski sukunetine avdet eder. Biçilip depolanan kuru ot, yaz başı ve güz dönemlerinde havaların soğuk ve yağışlı gitmesi ya da otlarınazalması halinde ek yiyecek olarak hayvanlara verilir. "Güz Köçi" diye adlandırılan yala dönüşü Eylül ayının ilk haftalarına rastlar. Otların sararması ve havaların soğuması ile birlikte yaylacılar tekrar mezra ve köylere döner.


Rize’de kışlar ve yazlar ılık geçer.yıllık sıcaklık ortalaması +14 civarındadır.bölge türkiye’nin en çok yağış alan yeridir.Yılda m2’ye 2510 kg yağış düşer.Bu iklim özelliklerine göre yörede Akdeniz bitkileri turunçgiller ve çay yetişir.

Bir Doğa Harikası...
Ormanlar da en çok kayın, meşe, kestane, ıhlamur, ladin, kızılağaç ve orman gülü bulunur. Ormanlarda kurt, ayı, yaban domuzu, çatal boynuzlu dağ keçisi,huş tavuğu ve kuşlar bulunur. Bölge kuş gözlemciliği için de uygun bir ortam oluşturur.



KaçkarDağları Milli Parkı
Kaçkar Dağları Milli Parkı 51.550 Hektar Alanı kapsamaktadır. Milli Parkın Büyük bir bölümü Rize İli Çamlıhemşin İlçesi ve bir kısmı da Artvin İli Yusufeli İlçesi sınırları dahilinde kalmaktadır.
Kaçkar Dağları Milli Park Sahasına Ulaşım , Rize- Ardeşen Karayolu üzerinde, Fırtına Vadisi güzergahından, Çamlıhemşin İlçesi' ne (18 km) ulaşıldıktan sonra Ayder güzergahından ve Zilkale güzergahından olmak üzere iki ayrı güzergahtan ulaşılmaktadır.

Ayder güzergahından ulaşım; 16 km uzaklıktaki Ayder Yaylasından başlar. Ayder Yaylasında ülkemizin sayılı kaplıcalarından olan Ayder Kaplıcası bulunmaktadır. Bu yayla Milli Park Sahası içinde olmakla birlikte Turizm Merkezi ve Belediye Mücavir alam kapsamındadır. Yeni gelişmekte olan bir yerleşim birimidir. Bu yaylada yaklaşık küçük büyük 25 adet otel ve pansiyon bulunmaktadır. Bunların çoğunluğu aile işletmeciliği şeklinde çalışmaktadır.


Ayder güzergahından Kaçkar Dağlarına ulaşım:

Ayder Yaylasını takiben Kalegon Mevkiine, Kalegon Mevkiinden Avusor Yaylası ve Galer düzü mevkilerine
çıkılır. Galer düzü mevkiinden Yalanı Yayla, Palakçur Yayla, Aşağı Ceymakcur Yayla ve Aşağı Kavron Yaylalarına çıkılır. A.Kavron Yaylasından araçla Y.Kavron Yaylasına çıkılır. Burada kahve ve pansiyonlar mevcuttur . Buradan yaya olarak Göller Mevkiinden geçerek Serdar'in Sırtına ulaşılır, buradan Kaçkar Dağı Buzulları izlenir. Serdar'in Sırtından zor bir parkur olmasına rağmen mezovit ( Öküz Yatağı) Mevkiine inilir. Buradan profesyonel dağcılar buzullardan tırmanarak zirveye çıkabilir.

Ayrıca Galer Düzü Mevkiinden A.Ceymakcur Yaylası ve Y.Ceymakcur Yaylasından Kaçkar Dağına (3932 m) ulaşım, Ceymakcur Geçidi aşılarak sağlanır. Bu güzergah amatör dağcılar için de uygundur.



Kaçkar Dağına (3932 m) ulaşım, Artvin- Yusufeli İlçesinden de sağlanılabilir.

Artvin-Yusufeli İlçesinden araçlarla Hevek (Yaylalar) Köyü' ne (57 km), köyden de Olgunlar mahallesine (3 km) ulaşılır. Buradan yaya olarak Dilberdüzü mevkiine çıkılarak kamp yapılır. Deniz Gölünden geçilerek Kaçkar Dağı zirveye çıkılır. Ancak Kaçkar Dağlarında gezmek isteyen bütün gurup ve ilgililere rehber almaları tavsiye edilmektedir. ( Çünkü aniden sis bastırması, hava şartları, patika yollardan yönlerini kaybetme vb. olumsuzluklarla karşılaşılabilir ).



Kaçkar Dağlarına ulaşım Zilkale güzergahından da sağlanmaktadır.

Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde önemli yeri olan Palovit Vadisi, Zilkale Harabesini geçtikten sonra Palovit yol ayrımından başlar. Sola ayrılan yoldan takriben 3 Km. de Palovit Şelalesi bulunmaktadır. Oldukça güzel bir şelaledir. Bu şelaleden yaya olarak Hazindak Yayla, Pokut ve Sal Yaylalarına yaya olarak çıkılır. Havanın açık olması halinde , Kaçkar Zirve, Kemerli Kaçkar Altıparmak Dağları bir tablo gibi Sal Yaylasında karşınıza çıkar. Ayrıca Hazindak yaylasından yaya olarak Pokut Yayla, Sal Yayla, Samistal Yayla, Amlakit Yayla, Palovit Yayla ve Hapivanak Yaylalarına geçilebilir.

Çat Köyünde kalınabilir, birkaç pansiyon bulunmaktadır. Bunlar da aile işletmeciliği şeklinde çalıştırılmaktadır.

Çat Köyünden ikinci bir güzergah Verçenik Dağına ( 3907 m) yönelir. Sırası ile Kaleköy yol ayrımı, Sıraköy, Ortaköy' den sonra Verçenik Dağına giden yol sola ayrılır. Sağ yönde devam edilirse Başköy ve Baldaş' ı aşan yol takip eder. Başköy' den Sol Vadi Çermeşk yaylası ve Çermeşk Gölüne gider. Ortaköy' den Verçenik Yaylasına doğru araçla yola devam edilir (7 km).

Verçenik Yaylasından sonra yaya olarak Göller Bölgesi ve Verçenik Dağına çıkılır (3907 m).

Kaleköy yol ayrımından Karşıköy ve Kale Köyüne çıkılır.. Kaleköy' de Kale-i Bala (Yüksek kale) harabesi bulunmaktadır. Kale Köy' den Çiçekli Yayla ve Baş yaylaya araçla çıkılabilir. Baş yayladan Hacıvanak Yaylasına yaya inilebildiği gibi, Elevit ( Yaylalar) Köyünden de yaya olarak çıkılabilir.

Kaçkar Dağlarında oldukça fazla (100 adet) buzul gölleri bulunmaktadır. Ayrıca bitki ve yaban hayvan türlerinden oldukça zengin bir yapıya sahiptir.Uzun Devreli Gelişme Planı (UDGP) henüz tamamlanmadığından rekreasyon (gezinti) dışındaki faaliyetlere izin verilmemektedir.

Kaçkar Dağları Milli Park sahasında 11 Köy ve 44 Yayla bulunmaktadır. Bu Köy ve Yaylara araç ile ulaşım ( dolmuşlarla ) Rize İli Pazar İlçesi ve Artvin İli Yusufeli İlçelerinden sağlanmaktadır.




Fauna:

Çamlıhemşin İlçesinden ulaşım sırası ile Ülkü Köy ( Çinçiva ), Zilkale Harabe , Zilkale Köyü , Meydan köy, Çat Köyü, Elevit (Yaylaköy), Trovit yayla, Palovit Yayla, Amlakit Yayla ve Hapivanak Yaylalarına araçla gidilebilir. Bu yaylalardan yaya olarak Samistal Yaylasından geçerek Y. Kavron Yaylasından Kaçkar zirveye çıkılabilir.



Fauna açısından da zengin olan Kaçkar Dağlarında yaban keçisi, kurt, ayı, domuz, tilki, geyik, sansar, çakal, kuşlardan sülün, kartal, doğan, atmaca, şahin, yaban tavuğu vb. yaban hayvanları bulunmaktadır.
Her yıl Nisan ve Mayıs aylarında Karadeniz'den ayrılarak Hemsin, Fırtına ve çağlayan dereleri boyunca sadece yumurta bırakmak için seyahat eden deniz alalarının derelerdeki üreme faaliyetlerini görmek ve izlemek dikkate değer bir olaydır. Her yıl yumurtalarını söz konusu derelerin aynı yerlerine bırakan deniz alaları Ağustos ve Eylül aylarında tekrar denize dönmektedirler.


Kaçkar Dağları'nda yükseltinin kısa mesafelerde artması yaylacılık etkinliklerine bağlı bir takım geçici yerleşmelerin de kurulmasına doğrudan etkili olmuştur. Ülkemizin önemli zirvelerinden birisine sahip olan Kaçkar Dağları'nda aktüel buzullaşmanın ve diğer doğal değerlerin zenginliği dağcıları, turistleri ve bilim çevrelerini buraya çekmiştir.



Aktiviteler

Başta Fırtına Deresi ve Hemsin Deresi olmak üzere; bitki çeşitliliği ve zenginliği ile fauna çeşitliliğinin yoğunlaştığı bütün vadiler görülmeye değer niteliktedir. Fırtana Deresi vadisi'nde yer alan Zilkale Harabeleri kültürel acıdan önemli bir değer taşır. Aynı zamanda yörenin sosyal, kültürel ve ekonomik mekansal görüntüsünü sergileyen yayla yerleşimleri hem doğaya uyumu, hem de mimari değerleri ile ziyaretçileri etkileyici özellikler taşımaktadır. Bu yayla yerleşimlerinin başlıcaları Ayder Yaylası ve Ayder kaplıcalarıdır.


Ayder Yaylası yerleşim alanı yakınında günübirlik kullanıma yönelik hizmet sunan düzenlenmiş saha mevcuttur. Milli park ayrıca doğa yürüyüş sporuna uygun topografyası ile dağcılık faaliyetlerine olanak sağlamaktadır.



Milli parkın, çamlıhemşin ilçesi, Ayder Yaylası başta olmak üzere yayla yerleşim alanlarının bazı bölümlerinde kontrollü olarak çadır ve karavanla konaklama yapılabilmektedir

Konu Lilium tarafından (10.12.2010 Saat 23:07 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 07:32   #9
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım

Bu saattede az gülmedim hani Ruslar nerede ha Ekleriz


Yorumun için Teşekkürler...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2009, 07:36   #10
Çevrimdışı
**EMEL**
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Rize'yi Herşeyi İle Tanıyalım

Konunun başında KISACA RİZE yazıyoya inanın bende en çok ona güldüm

ammada kısaca olmuş...

Ama emeğe saygı lütfen harika olmuş ellerinize sağlık...
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz **EMEL**'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
gezilecek, ikizdere, rize, rize'nin, rize'nin tarihi, tarihi, yayları, yerleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:57.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.