Unutulmaz Rüya Sahneleri

[@Jazz]

Bazı filmlerde rüya sahneleri vardır; filmin kahramanı rüya hatta çoğunlukla kâbus görür ama biz seyirciler bu sahnenin aslında bir rüya olduğunu önceden bilmeyiz. İşte bunlardan en çarpıcı beş seçki...

Aslında Brian De Palma bu filmden dört yıl öce çektiği Carrie filminin finalinde de kâbus olgusunu kullanmıştı ancak seyirciyi ters köşeye yatırması açısından bu filmdeki sahnenin görevini çok daha iyi icra ettiği kesin. Fonda kullanılan müzik, kamera hareketleri ve yerinde kullanılan ağır çekimlerle sahnede yaratılan gerilim kusursuzdu. De Palma'nın fetiş oyuncularından ve o yıllarda bir içim su kıvamındaki Nancy Allen'in hakkını da teslim etmek gerek...

Sahnede yarı kurt yarı insan silahlı bir grup bir eve saldırır, ellerindeki makineli tüfeklerle ailenin hemen hemen tüm fertlerini tararlar, bir tanesi bıçağını çıkartır ve masa başında oturan filmin esas oğlanı David'in boğazını keser. Hastane odasında sıçrayarak uyanan kahramanımızla birlikte biz de rahatlarız, ta ki hemşirenin odaya girip perdeleri açarken bıçaklı bir saldırıya uğrayıp delik teşik edilmesine kadar. Sonra David tekrar uyanır; kâbus içinde kâbus. David üçüncü kez ne zaman uyanacak diye bekler dururuz filmin sonuna kadar...

Kurtarma ekibinin uzayda kurtarma gemisinde sürüklenirken bulup kurtardığı Ripley, soğutucu kabinde aslında 57 yıl uyuduğunu öğrendiğinde bir şok yaşar ama asıl şok onunla ve kedisiyle birlikte içinde bulunan ve göbeğini delerek dışarı çıkmaya hazırlanan yaratığın varlığıdır. Bunun aslında bir kâbus olması seyirciler açısından kısa süreli bir şok deneyimi olur. Ripley'in "öldürün beni" repliği hâlâ kulaklarımızda. Söz konusu sahne sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi girizgâhlarından da biridir...

Sevgilisinin yavaş yavaş ortalama 85 kg ağırlığında bir sineğe dönüştüğünü farkeden Veronica, soluğu kürtaj masasında aldığında sürpriz şekilde dev bir tırtıl dünyaya getirir. Yatağında sıçrayarak uyandığında -ki hamileliği devam etmektedir- sinema salonundaki seyircilerin çıkarttıkları rahatlama sesleri hâlâ kulaklarımda. "Onu vücudumun dışında istiyorum" Bence Veronica haklı...

Sarah Connor'un kâbusunda Kalifornia'nın atom bombasıyla haritadan silinişini gördüğü sahnenin rüya olduğu biz seyircilerce malûmdu ama sahnenin görselliği tartışılmazdı. Özellikle savrulan binalar ve arabalardan çok, insanların etlerinin kemiklerinden ayrılmasını gösteren bölümler olağanüstüydü...

[@Lion]

Elm Sokağı Kabusu filmi de unutulmamalı.

[@Redwine]

Elm sokagi kabusu unutulmamali onu seyrettimde kac gun uyuyamadim.
Paylasim icin tesekkurler Jazz

[@SoRGeNTe]

Her ne kadar kabus yada gerilimli bir içeriği olmasa da aklıma çocukluğumda birebir aynı olan rüyayı iki kez görmüş olduğum geldi. Bu iki rüyayı yaklaşık 7-8 yıl arayla görmüştüm. Rüyamda bir yere yolculuk yapıyordum. Ardından bir binaya giriyordum ve rüyam son buluyordu. 10 senedir iki kez rüyamda gördüğüm bina da çalışıyorum.

[@Sevda]

Beyazperdenin unutulmaz rüya sahnelerine bence, ölümsüz yönetmen Alfred Hitchcock'un Vertigo filminde ki unutulmaz sahnede eklenmeli.

James Stewart'ın oyunculuğunu da yabana atmamak gerek.

Çok iyi bir liste olmuş Jazz, teşekkürler.




Klasik film izleyesim geldi

[@Jazz]

Sayfa düzenlemesi on numara beş yıldız olmuş...

Eline sağlık Sevda...

[@Duayen]

Ellerinize sağlık gençler, güzel bir ekip çalışması olmuş

[@Türkü]

Sinek filmi kaç gece uykusuz bıraktı beni,sineklere karşı resmen önyargı oluşmuştu.


Teşekkürler Sevda ve Jazz.

[@Canan]

Vertigo'yu söylecektim ama sonradan gördüm ki Sevda belirtmiş

Jazz, farklı güzel bir konu olmuş.

Sevda'nın elleriyle daha da bir güzel olmuş.

İkinize de teşekkürler...

[@Erdy]

Mahmut Tuncer'in rüyalandığı bi sahne vardı Aklıma o geldi