Açılım Masalı ve Tavizler

[@Mediter]

YILLARA GÖRE TERÖR ŞEHİTLERİ-
-2001 yılında 0 şehit
-2002 yılında 6 şehit
-2003 yılında 21 şehit
-2004 yılında 73 şehit
-2005 yılında 92 şehit
-2006 yılında 121 şehit
-2007 yılında 118 şehit
-2008 yılında 150 şehit
-2009 yılında 135 şehit
-2010 yılında 141 güvenlik görevlisi terör saldırısında şehit oldu.
KAYNAK

Anne veya babalarına isteklerini yaptırmak isteyen yaramaz çocuklar :
Ağlarlar, sızlarlar, kendilerini yerlere atarlar, eşyaları fırlatarak çevresine zarar verirler veyahut ta çekip gidecekmiş gibi yaparlar böylece isteklerini zorla yaptırmak isterler.
Bilgili anne babalar bu tuzağa düşmezler, çocuk ne kadar ağlasa sızlasa onların isteklerini kesinlikle yapmazlar.
Bilirler ki, bir kez bile böyle ağlama sızlama veya zor kullanarak isteklerini yaptırırlarsa, bu isteklerin, şımarıklığın sonu gelmez. Her aklına geleni yaptırmak için (büyüseler bile) sürekli bu yolu alışkanlık haline getirirler.
Birazcık çocuk ve insan psikolojisinden anlayan bunu bilir.
Silahı ve katliamları ve ölümü araç olarak kullanan terörör örgütleri, isteklerini hükümetlere zorla yaptırmak istedikleri için (bu yönleriyle) şımarık çocuklara benzerler.
Bir kez bile ‘’Terör yapma, isteklerini yerine getirelim.’’ Denilerek masaya oturulursa,
Terör örgütlerin de,’’ Terörü azdırdıkça,isteklerinin yerine geleeği inancı oluşur ve terörü tırmandırırlar’’
Bu nedenledir ki, Dünya’nın hiçbir hükümeti ,
TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAHI BIRAKMADIKÇA ONLARLA MASAYA OTURMAZ, OTURMAMALIDIR. Bu uluslar arası bir kuraldır.

Ne yazık ki AKP (Anayasa Oylamasını kabul ettirebilmek )böylece Yüksek yargıyı kendisi atayabilmek için, (Kürt Açılımı) adını verdiği hamle ile, PKK ile gizli görüşmeler yapılmasını sağlamış, Anlaşmaya göre, Bölücübaşı tek kişilik hücresinden, duvar kağıtları İtalya’dan getirilen villa hapisaneye taşınmış, canı sıkılmasın diye yanına PKK militanları verilmiştir.
PKK da oylama süresince ateşkes etmiş, Anayasa oylamasını BOYKOT ayakları yapmış ve Anayasa Oylamasına HAYIR dememiştir.
AKP istediğini elde etmiş, ANAYASA oylaması kabul edilmiş, yargı AKP’leştirilmiş.
AKP’leşen yargı ile AKP( iyice) dokunulmazlık kazanırken, AKP karşıtları ise AKP yargısının elinde oyuncak olmuştur.
Fakat PKK' terörü yükseltirsem istediğimi yaptırırım inancı doğmuştur.

AKP (yargıyı ele geçirebilmek için) PKK’ye verdiği tavizlerin sonunun gelmiyeceğini ,verdikçe dahasının isteneceğini ya bilmemekteydi veya bilmekteydi ama yargıyı ele geçirebilmek için onlar için daha önemliydi.

Sonuç olarak; Terör örgütleriyle yapılacak görüşmelerde istenen TAVİZLERİN SONU GELMEZ, TAVİZLER SÜREKLİ YENİ TAVİZLERİ DOĞURUR.
Üstelik AKP (Kürt Açılımı Masalı) nı söylemeye başladığı zaman terör neredeyse sıfırlanmıştı.Genel Kurmay Başkanlığınca açıklanan, yıllara göre şehit ve gazi sayısını bu günkü ile karşılaştırırsak.
Açılım tavizi sonunda nasıl artış gösterdiğini görmemek için kör olmak gerekir.
Eğer görüşme sivil olan BDP ile yapılsaydı haklı olabilirdin ama eli silahlı teröristi muhatap alıp görüştüğün zaman, devletten veya hükümetten isteği olanlarda silahlanırsak bizimle de görüşür inancı ve hakkı doğar.
Bu nedenle Dünya'nın hiç bir hükümeti (Silah bırakma görüşmeleri dışında) terör örgütleriyle görüşmez.
İngiltere; IRA ile; İtalya; Kızıl Tugaylar ile İspanya ETA ile Hatta günümüzde Amerika Usama Bin Laden ve El Kaide ile nasıl mücadele ediyor, Oturup anlaşıyor mu? Önce bunları bilmek gerek.
Yoksa her (normal) insan barış ister, Eli silahlı bir terör örgütünün her istediğinin yapılmasını değil...

Bir terör örgütüyle ancak; ''Ben pişmanım, silahları bırakacağız ve Türkiye'yi bölme amacımızdan vaz geçiyoruz.'' Derse masaya oturulur, dağdan inme ve af şartları o zaman konuşulur.
‘’Pişmanlık yok, Dağdan inme yok, silah bırakma yok, ne görüşmesi, bu tür görüşmeler sadece taviz görüşmeleri olur.’’

[@Ilgın]

Türkiye'de herkes bilir ki, Pkk terör örgütünün finansal kaynağı uyuşturucu işidir. Özellikle Van civarında bu iş organize edilmektedir. 2000 yılından önceki strateji bu kaynakların kurutulması yönünde idi. Zaten belli bir süreye kadar da başarı sağlanmıştı.

Şimdi ise ortada bir kaç senaryo var,
1. İkinci Irak Operasyonunda Meclisin ABD'ye fezleke şokudur. Irak'a girişte Türk topraklarının kullanımını yasaklayan bu durum ABD'nin Ortadoğu'da yeni bir müttefik edinmesi gerekliliğini doğurmuştur. Irak Bölgesel Kürt'leri bu boşluğu doldurmuştur ama, Irak fiilen bir Kürt Devleti olmadığından politikalar çok esnek gelişmiştir. ABD bu boşluğu PKK üzerinden Suriye'de bir devlet oluşturma noktasında doldurmak istiyor. PKK'nın elindeli ABD silahları bunun kanıtıdır.

2- Ortadoğu'da fiili siyasi ve dini etnik yapı çok karmaşık kurgulanmıştır. Osmanlı'nın parçalanışı ile birlikte Emperyalizm, yıllar önce kurguladığı karışık yapıyı burada hayata geçirmiştir. İran, bölgenin Arap olmayan tek ülkesidir. Şii inancın yayıldığı noktadır. Zerdüşt inancı'nın hala kalıntıları devam etmekle birlikte radikal Şii grpları buradan türemiştir. Irak'ta halkın %90'ı Şii inançlı olmasına rağmen burada 1920 yılında başlayan Suudi ailesinin bir uzantısı olan Kral 2. Faysal dönemi ile Hanedan kurulmuş. Şii halkın başına Sunni yönetimler getirilmiştir. Özellikle 1958 devriminden sonra Militarist Generak Kasım ve ardından Baas Partisi güçleri hep Sunni kişilerce oluşturulmuştur.

Bunun aksine gelişme ise Suriye'de kurgulandı. Suriye halkının büyük çoğunluğu sunni ve Nusayri'dir. Ancak burada da garip bir durum gereği Yöneticiler Şii'lerden oluşmuştur. Bu garip oluşum bölgede barışı bir türlü tesis edememiştir. Kürtler bu boşluklardan yararlanıp fiili yaşam yerleri oluşturmuştur.

Baas Rejiminin önce Irak'ta sonra Suriye'de çöküşü, ara formül olarak kullanılan Kürtler'in işine yaramıştır. ABD'nin bu bölgedeki yeni müttefiki Kürtler, onların isteği ile yeni Türk Hükümetince de el altından desteklenmiştir. Önce AÇILIM dediğimiz o şer kurgusu hayata geçirildi. ABD baskısı altında yapılan bu komik senaryo artık kemale erdi Suriye'de bir devlet kurma noktasına kadar geldi.

Hükümetin PKK açılımı maalesef gerçek boyutuna ulaştı. Kazım Karabekir paşa'dan günümüze kadar bir çok Kürt raporları hazırlanmış durum hep kayıt altına alınmıştır. Bu süreçleri takip ederseniz son açılımın bir açılım olmayıp bir paylaşım olduğunu artık görebilirsiniz.

[@Mediter]

Bölücübaşı Apo'nun, bir işareti ile açlık grevlerinin sona erdirilmesi, yukarıdaki (iki ay önce) yazdığım yorum aklıma geldi.

AKP tarafından ,perde arkasında yapılan gizli görüşmelerle, anlaşmalarla ne tavizler daha verildi acaba?
Acaba verilen bu tavizlerle bölünmemize kaç adım kaldı? Diye kahrolduğum olduğum için tekrar güncelliyorum...
Ama neye yarar ki?
Bindik bir alamete....

[@Umit]

Tavizle terör önlenmez yakında çıkar kokusu bu açlık grevleri nıye bıttı verılen tavızden dolayı istekler hiç bir zaman bitmez Akp gitmeden terörde bitmez.

[@Mediter]

Orjinal Mesaj Sahibi Çengelli İğne

PKK yı*la*nı yi*ne vah*şe*ti*ni gös*ter*me*ye baş*la*dı.
Tüm dik*kat*ler Su*ru*ç’*ta*ki in*san*lık dı*şı pat*la*ma*ya ve*ri*lir*ken, PKK’*lı te*rö*rist*ler bu kar*ga*şa için*de kan*lı ey*lem*le*re yö*nel*di*ler.

Adı*ya*ma*n’*da Uz*man On*ba*şı Mü*sel*lim Ünal…
Cey*lan*pı*na*r’*da iki po*lis me*mu*ru; Okan Acar ve Fey*yaz Yu*mu*şak…
Di*yar*ba*kı*r’*da po*lis me*mu*ru Tan*su Ay*dın…
Ka*na su*sa*mış ka*til*le*rin kur*ba*nı ol*du*lar!
Hâ*lâ;
“A*çı*lı*m”
“Çö*züm sü*re*ci*” di*ye tut*tu*ran, ke*ra*met*le*ri ken*din*den men*kul AK*P’*li si*ya*si*ler ne bu*yu*ru*yor bu*na?
Alın si*ze açı*lım!
Alın si*ze çö*züm sü*re*ci!
İn*san, bu ön*gö*rü yok*su*nu adam*la*rın çı*kar*cı*lı*ğın*dan, olay*la*rı ken*di*le*ri*ne gö*re çar*pıt*ma*la*rın*dan uta*nı*yor!
“Te*rö*rist*ler*le ma*sa*ya otu*rul*ma*z” de*dik. Otur*du*lar!
“Ca*ni*ler*le pa*zar*lık ya*pılma*z” de*dik. Yap*tı*lar!
“Bun*lar gö*zü dün*müş çıl*gın*lar, zır*de*li*ler, as*la yüz ve*ril*me*z” de*dik.
İna*dı*na yüz ver*di*ler!
Ee*e… “Yüz ve*rir*sen de*li*ye, ge*lir sı*çar ha*lı*ya!”
Ül*ke*miz*de*ki “İ*ha*net sü*re*ci*”nin öze*ti bu ma*ale*sef!

Sözcü

Yukarıdaki makale, 2012 yılında yazdığım (aşağıdaki) yorumumu hatırlattı.
Ne yazık ki,
AKP (Neredeyse) bitmiş olan PKK'yi, yaptığı gizli-açık görüşmelerle, verdiği tavizlerle tekrar güçlendirmiş ve bölgede söz sahibi yapmıştır.

Orjinal Mesaj Sahibi Mediter

YILLARA GÖRE TERÖR ŞEHİTLERİ-
-2001 yılında 0 şehit
-2002 yılında 6 şehit
-2003 yılında 21 şehit
-2004 yılında 73 şehit
-2005 yılında 92 şehit
-2006 yılında 121 şehit
-2007 yılında 118 şehit
-2008 yılında 150 şehit
-2009 yılında 135 şehit
-2010 yılında 141 güvenlik görevlisi terör saldırısında şehit oldu.
KAYNAK

Anne veya babalarına isteklerini yaptırmak isteyen yaramaz çocuklar :
Ağlarlar, sızlarlar, kendilerini yerlere atarlar, eşyaları fırlatarak çevresine zarar verirler veyahut ta çekip gidecekmiş gibi yaparlar böylece isteklerini zorla yaptırmak isterler.
Bilgili anne babalar bu tuzağa düşmezler, çocuk ne kadar ağlasa sızlasa onların isteklerini kesinlikle yapmazlar.
Bilirler ki, bir kez bile böyle ağlama sızlama veya zor kullanarak isteklerini yaptırırlarsa, bu isteklerin, şımarıklığın sonu gelmez. Her aklına geleni yaptırmak için (büyüseler bile) sürekli bu yolu alışkanlık haline getirirler.
Birazcık çocuk ve insan psikolojisinden anlayan bunu bilir.
Silahı ve katliamları ve ölümü araç olarak kullanan terörör örgütleri, isteklerini hükümetlere zorla yaptırmak istedikleri için (bu yönleriyle) şımarık çocuklara benzerler.
Bir kez bile ‘’Terör yapma, isteklerini yerine getirelim.’’ Denilerek masaya oturulursa,
Terör örgütlerin de,’’ Terörü azdırdıkça,isteklerinin yerine geleeği inancı oluşur ve terörü tırmandırırlar’’
Bu nedenledir ki, Dünya’nın hiçbir hükümeti ,
TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAHI BIRAKMADIKÇA ONLARLA MASAYA OTURMAZ, OTURMAMALIDIR. Bu uluslar arası bir kuraldır.

Ne yazık ki AKP (Anayasa Oylamasını kabul ettirebilmek )böylece Yüksek yargıyı kendisi atayabilmek için, (Kürt Açılımı) adını verdiği hamle ile, PKK ile gizli görüşmeler yapılmasını sağlamış, Anlaşmaya göre, Bölücübaşı tek kişilik hücresinden, duvar kağıtları İtalya’dan getirilen villa hapisaneye taşınmış, canı sıkılmasın diye yanına PKK militanları verilmiştir.
PKK da oylama süresince ateşkes etmiş, Anayasa oylamasını BOYKOT ayakları yapmış ve Anayasa Oylamasına HAYIR dememiştir.
AKP istediğini elde etmiş, ANAYASA oylaması kabul edilmiş, yargı AKP’leştirilmiş.
AKP’leşen yargı ile AKP( iyice) dokunulmazlık kazanırken, AKP karşıtları ise AKP yargısının elinde oyuncak olmuştur.
Fakat PKK' terörü yükseltirsem istediğimi yaptırırım inancı doğmuştur.

AKP (yargıyı ele geçirebilmek için) PKK’ye verdiği tavizlerin sonunun gelmiyeceğini ,verdikçe dahasının isteneceğini ya bilmemekteydi veya bilmekteydi ama yargıyı ele geçirebilmek için onlar için daha önemliydi.

Sonuç olarak; Terör örgütleriyle yapılacak görüşmelerde istenen TAVİZLERİN SONU GELMEZ, TAVİZLER SÜREKLİ YENİ TAVİZLERİ DOĞURUR.
Üstelik AKP (Kürt Açılımı Masalı) nı söylemeye başladığı zaman terör neredeyse sıfırlanmıştı.Genel Kurmay Başkanlığınca açıklanan, yıllara göre şehit ve gazi sayısını bu günkü ile karşılaştırırsak.
Açılım tavizi sonunda nasıl artış gösterdiğini görmemek için kör olmak gerekir.
Eğer görüşme sivil olan BDP ile yapılsaydı haklı olabilirdin ama eli silahlı teröristi muhatap alıp görüştüğün zaman, devletten veya hükümetten isteği olanlarda silahlanırsak bizimle de görüşür inancı ve hakkı doğar.
Bu nedenle Dünya'nın hiç bir hükümeti (Silah bırakma görüşmeleri dışında) terör örgütleriyle görüşmez.
İngiltere; IRA ile; İtalya; Kızıl Tugaylar ile İspanya ETA ile Hatta günümüzde Amerika Usama Bin Laden ve El Kaide ile nasıl mücadele ediyor, Oturup anlaşıyor mu? Önce bunları bilmek gerek.
Yoksa her (normal) insan barış ister, Eli silahlı bir terör örgütünün her istediğinin yapılmasını değil...

Bir terör örgütüyle ancak; ''Ben pişmanım, silahları bırakacağız ve Türkiye'yi bölme amacımızdan vaz geçiyoruz.'' Derse masaya oturulur, dağdan inme ve af şartları o zaman konuşulur.
‘’Pişmanlık yok, Dağdan inme yok, silah bırakma yok, ne görüşmesi, bu tür görüşmeler sadece taviz görüşmeleri olur.’’

[@Çengelli İğne]

Ve sene 2015.

[@Mediter]

Orjinal Mesaj Sahibi Çengelli İğne

Ve sene 2015.

Evet @Çengelli İğne,
Ne yazık ki, 2000'liyılların başında elebaşları teslim olan ve parmağını kımıldatamıyacak hale getirilen PKK terörü, AKP'nin 2010 Anayasası'nı kabul ettirebilmek (bu yolla yargıyı ve diğer kurumları kendine bağlayabilmek adına) Elebaşı Apo'ya ve PKK'ya verdiği tavizlerle,
2000 yılında söndürülmüş olan PKK'nın (hain) bölücü kıvılcımı, (AKP İktidarı sayesinde) büyük bir yangına dönüşmüş ve tüm Türkiye yangın yerine dönmüştür.
Hala , PKK'yı destekleyen güçler ve olaylar görmezden gelinerek, ''vurup, kırmayla, dağı taşı bombalamayla'' PKK ile çatışarak PKK yok edilecekmiş gibi bir hava yaratılarak, hem AKP'ye, hem de MHP'ye oy kaybettikleri güveni ve oyları geri kazandırma yoluna gidilmektedir.
PKK ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğini de aşağıda yazmıştım.

Orjinal Mesaj Sahibi Mediter

Dağ taş bombalanarak, sanki PKK yok ediliyormuş gibi kahramanlık masalları anlatılarak,yine aynı kanlı oyun oynanıyor ve benim halkım (yıllardır olduğu gibi) yine bu oyunu yiyor.
Olan, bedelli ile vatan görevinden kaçmayan (Gariban) Mehmetciklerimize oluyor.


Aklı başında tüm alem, Amerika'nın yıllar önce BOP (Büyük Orta Doğu Projesi) yaptığını ve bu projeye uygun olarak, İran, Türkiye, Irak ve Suriye'den böleceği topraklarda,
Amerika uydusu, İsrail dostu bir Kürdistan kuracağını biliyor..

Bu plana uygun olarak, Irak bölündü, Irak'tan Kürdistan'a verilecek bölüm (Barzani'nin emrinde hazır bekliyor) koparılıp alındı.

İran'ı bölebilmek için PKK'nın kolu olan PJAK ve onun arkasındaki destekçileri Amerika ve İsrail , İran'ı yıpratmak için ambargoya ve karıştırmaya devam etseler de, (şimdilik) İran'a bulaşmıyorlar, çünkü İran çetin ceviz onu en sona bıraktılar.


Suriye ise bölündü ha bölünecek, bölünsün ve Kürdistan'a katılacak topraklar hazır olsun diye, Suriye'deki Kürtler sıkışınca, Irak üzerinden (PKK'nın bir kolu olan) PYD, (sözde) PKK ile savaşan AKP hükümetinin verdiği izinle, Türk topraklarından konvoylarla geçirilmedi mi?


Ya Türkiye?
Kurulduğundan beridir, hem silah hem de (himaye) olarak PKK'yı destekleyip koruyan (başta) Amerika ve (çok değerli) Müttefiklerimiz NATO üyeleri ve onların kuklaları (TALABANİ-BARZANİ) değil mi?


Ülkemiz , fiilen olmasa bile (Büyük Şehir Belediyeleri yasasıyla) uygulamalar ile zaten bölünmemiş mi?
PKK'nın inleri ve silah destekçilerinin Irak ve Suriye'nin Esad'a karşı savaşanların (yani AMERİKA'nın) kontrolündeki bölgelerde oldukları belli değil mi?


Amerika'nın BOP Planına uygun olarak, (Amerikalı yetkililerce) hazırlanmış haritalarda da,Türkiye'nin bir bölümü bölünmüş ve kurulması planlanan Kürdistan'a katılmış görünmüyor mu?

Başımızdaki (Orduların başkumandanı):
''Ben BOP'un eş başkanıyım!'' diye defalarca söylemedi mi?


Hem bizi bölmek isteyen, ( Kahraman Türk subaylarının başına çuval geçirip 2 gün esir alan) Amerika ve yardakçısı NATO ile dost ve müttefik olup, emirlerinde olacaksın,
Hem, BOP eş başkanı ordularının başkumandanı olacak,
Hem de, PKK'nın yıllardan beridir (kıçı sıkışınca) kaçıp sığındığı Barzani ve Talabani ile dost olacaksın,
O Talabani ki PKK'lı teröristleri istediğin zaman:
''Değil PKK'lıları Türkiye'ye Kürt kedisi bile vermem!'' diyecek.
Ve sen (Türkiye'yi asıl bölmek isteyen) Amerika ile, Talabani, Barzani ile kol kola olacaksın,

PKK'nın beslendiği, palazlandığı (Amerika'nın) Kürdistan'a karşı oldukları için yakıp yıktığı Saddam Hüseyin Irak'ının, Esad Suriye'sinin yıkılmasına yardımcı olacaksın ve sınırlarını kontrol etmeyip ,yol geçen hanına döndüreceksin,
sonra da dağı taşı bombalayarak, 3-5 PKK'lı terörist öldürerek PKK'yı yok edebileceğine Türk halkını inandıracaksın.


Bu arada (her gün) Kahraman Polislerimizin ve askerlerimizin şehit haberleri yüreklerimizi yakacak ve sizin PKK'yı bitireceğinize inanacağız öyle mi?

Beyler!
Türkiye'yi bölmek isteyen Amerika ve yardakçılarıdır. Amerika'ya ve onun kuklaları Talabani ve Barzani'ye rest çekmeden (oluk oluk kardeş kanı dökülür ama yine de) PKK bitmez.


Hem PKK'yı hem de İŞİD'i bitirmenin yolu, AMERİKA'ya karşı olmak ve Esad'a destek olmaktan geçer,

Esad her ikisi ile de savaşıyor zaten , Esad'a destek ver, Esad her ikisini de temizlesin ama senin amacın o değil ki, sen Esad'ı devirmeye çalışarak İŞİD'e ve PKK'ya yardımcı oluyorsun değil mi?

Belki Türk halkının çoğunluğunu PKK ile mücadele ettiğinize inandırabilirsiniz ama bir avuç kalmış, yorgun demokratları inandırabilmeniz çok güç olur, çok güçççç!

Oysa günümüzde PKK'yı destekleyip besleyen dış güçler (Amerika,Talabani, Barzani, NATO gibi) görmezden geliniyor ve ''Bataklık kurutulmadan, sivrisinek öldürme yoluna gidiliyor.''

Hele hele, (her ne kadar PKK'yı destekleseler de) yasal olarak suç işlememiş HDP gibi sivil partileri ve ona oy vermiş seçmenleri hedef göstererek (onları ''şe refsiz''likle suçlamak) sivil toplumları birbierlerine karşı kışkırtarak, sivillerin çatışmasına yol açmak, Türkiye bütünlüğüne yapılabilecek en büyük ihanettir.

Oysa bugünkü ortama bakınca,
Ortaya atılmış, din ayrımcısı AKP ve ırk ayrımcısı MHP ile HDP sürekli bir birlerini suçlayıcı, alçaltıcı ve karalayıcı hitap ve eylemlerle, Türkiye'nin bölünmesini kolaylaştırıyorlar.

Bölünme; (bir anlamda) ayrışma, küsmeyse,
Ayrışma, küsme gibi bölünme olayları kavgayla, dövüşle çözülerek birliktelik sağlanamaz,
aksine kavga ve şiddet çoğaldıkça aradaki uçurup daha da fazlalaşır.
Bu nedenle, PKK ve dış güçler ne kadar kışkırtıcı eylem ve katliamlar yapsa da, siviller; (hiç bir şekilde) olaylar ve çatışmalar içinde yer almamalıdır.

[@Asena]

"Bize bir görev verildi bizde seve seve kabul ettik, nedir o görev BOP eşbaşkanlığı" derken bu millet sadece başkanlığı anlamış

Gizli yapmadı ki.. milletin gözünün içine soka soka yaptı

[@Mediter]

Orjinal Mesaj Sahibi Mustafa Akten

Silahların gölgesinde ve himayesinde siyaset yapılmaz! Siyaset sadece halka hizmet için araçtır, içinden çıkan politikacılar ise çıkar ve üleşme gurubunu temsil eden insanlardır.

Silahlı terör örgütlerinin en kabul görecek istekleri dahi silahlı dayatma ile sağlanamaz, devleti idare edenler silahlı propağandaya, silahlı eylemlere, silahlı gurupların parlamento uzantılarına pirim vermez ve devlet olarak kaâle almazlar.

Türkiye idaresinde olanlar yanlışların yanlışını yaparak terör örgütleri ile görüşmüş pazarlık yapmışlardır. Açılım sürecinde ülkenin her tarafı silah ve patlayıcılar ile mühimmat deposu haline getirilmiş anlaşmazlıklarda kulanılmak üzere hazır tutulmuştur. Eğer bu gün ülkemizde kan gövdeyi götürüyorsa bunun yeğane sebebi imam Recep Tayyip Erdoğan ve şurekâsıdır.

Sevgili Mustafa Bey, (@Mustafa Akten,
Yukarıdaki eleştirinizde yerden göğe haklısınız.
Terör örgütünün (silah bırakmadan) muhatap alınmaması gerektiğini aklı başında herkes söylemişti.
Ben de bu konuyu (yaklaşık 3,5 yıl önce) açmıştım.
Ama (2010 Anayasasını kabul ettirip yargıyı yandaşlaştırıp, hem kendini güvene alabilmek, hem de Atatürk'ün eserleri yıkabilmek için) Tayyip Erdoğan'ın Kürt (HDP)oylarına gereksinimi vardı.
Bu nedenle de bütün uyarılara kulaklarını tıkayan Tayyip Erdoğan;
(hatta) ''Gerekirse baldıran zehiri içerim.'' sözleriyle ısrarla ''Açılım politikalarını sürdürmüş, PKK'nın sempatizan, militan ve silah stoğu yapmasına ve şehirlere yerleşmesine yol açmıştır.

Orjinal Mesaj Sahibi Mediter

Sevgili @Tura,
Öfkeni ve tepkini ben de anlıyorum ve kızıyorum ama o eli kanlı PKK teröristleri oraya yeni gelmedi ki,
O bölücü teröristlerin bebek katili terörist başlarına ''Sayın'' diyerek onu adam yerine koyup onunla masaya oturup, onu tek kişilik hücresinden çıkarıp yeni villa sına taşıyan ve sıkılmasın diye yanına arkadaşlarını veren AKP tarafından, o teröristler 19 Ekim 2009 'da davullarla ,zurnalarla alındı.
O Eli kanlı teröristlere hürmet olsun diye (Türkiye Cumhuriyeti'nde bir ilk) Çadır mahkeme ayaklarına götürüldü ve o günden beridir de, Irak ve Suriye sınırından ellerini kollarını sallayarak gelip gidiyorlar.

Hatta, Habur'da kurulan (göstermelik) mahkemede rahatsız olmasınlar diye, Çadır Mahkemedeki, Türk bayrağı ve Atatürk resmi indirilmişti.

Tayyip Erdoğan, bir taraftan küçük BERKİN'i terörist ilan edip ,elinde olmayan sapanı çok tehlikeli silahmış gibi anlatılıp Berkin çocuk terörist ilan edilirken,
diğer taraftan,
ellerinde her türlü silah bulunan, binlerce asker sivili katleden teröristlerin başıyla görüşmeler yapmasıyla PKK'liler öylesine şımardılar ki, artık Güneydoğu'da , kendi asayiş gücünü oluşturmuş ve yol ve kahvehane kontrollarına çoktan başlamıştı.

Hatta Suriye'de zor duruma düşen PKK'lılar için, Irak'tan Suriye' gitmesi için Türk Topraklarından geçenler kimlerdi sanıyorsun, aşağıdaki fotoğraftaki renklere bak bakalım, kimmiş o geçenler?

Yani o teröristler zaten (açılım masalından beridir) oradaydı onları görmezden gelen, emniyet güçlerimizin elini kollarını bağlayan da AKP hükümetiydi.
Şimdi mi gördüler teröristi?
Terörist başıyla sürekli görüşmeler yapıp itibar ona gösterirlerken, kanlı terör örgütünün militanlarına, seçim öncesi saldırılması sana ters gelmedi mi?

Günümüzde de,
Hem, AKP'nin (yargıyı ele geçirebilmek için) 2010 ANAYASA değişikliğini kabul ettirebilmek adına verdiği tavizlerin sonucunu,

Hem de, Tayyip Erdoğan'ın devlet başkanlığını elde edebilmek için HDP'yi meclis dışında bırakarak yapılacağı erken seçimle, Anayasayı değiştirebilecek bir çoğunluğu elde etme emellerinin şehitlerini sayıyoruz.