Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi > Türk Tarihinde Yer Alanlar

Türk Tarihinde Yer Alanlar Türk tarihinde yer alan olay ve portreler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 03.03.2012, 04:50   #1
Çevrimdışı
Anjelik
☆ hayy-ı meyyit ☆

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Post Sürgündeki Hânedan

Sürgündeki Hânedan



Son Şehzadeler Osmanlı Yatında Bir Arada

1- Vahdettin Efendi 2- Mecid Efendi 3- Ziyaeddin Efendi 4- Seyfeddin Efendi 5- İbrahim Efendi 6- Necmeddin Efendi 7- Ahmet Nihad Efendi 8- Ömer Hilmi Efendi 9- Cemaleddin Efendi 10- Abdulhalim Efendi 11- Osman Fuat Efendi 12- Ömer Faruk Efendi
  • Endişeli Bekleyiş
Hanedan ve saray muhiti şubat 1924’de Ankara’dan gelen haberlerle epey heycanlıydı. Hilafetin kaldırılacağı hanedanın erkek mensuplarının Türkiye dışına sürgüne gönderileceği çeşitli yerlerde yazılır, konuşulur olmuştu.

Hanedan mensupları bu dedikodular yoğunlaştıkça daha da heyecanlanıyor ve ürkekleşiyordu. Meclisin hanedanla ilgili bir karar alıp almayacağı alacak olursa kimler için geçerli kılınacağı merak ediliyor, düşünülüyordu. Dahası sürgün gerçekleşirse kimlerin gönderileceği, kalanların ne yapacağı da muammaydı.

Rusya ve Avusturya gibi ananesi eski devrik hanedanların sürgün misalleri de ortadaydı ve hanedanı iyiden iyiye karamsarlığa sevk ediyordu. Fakat hiç kimse bütün Osmanlı ailesinin damatlarına varıncaya kadar Türkiye’den sürüleceğine ihtimal veremiyor, tasavvur dahi edemiyordu…

Osmanoğulları’nın endişeli bekleyişi 3 Mart 1924 günü cevap buldu. Korkuları gerçek oluyordu. Millet Meclisi 431 sayılı “ Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmanî’nin Türkiye Cumhuriyeti devleti hudud-u memâliki haricine çıkarılmasına dair” meşhur kanunu kabul etti.


Gerçi Ankara hilafeti kaldırmaya çok önceden karar vermişti fakat çıkarılan kanunla hem hilafet kaldırılıyor hem de bütün padişah mülklerine el konulduğu gibi hanedana mensuplarının Türkiye topraklarında yaşamaları, ebediyen yasaklanıyordu. Millet Meclisi bütün Osmanoğlunu ilelebet Türkiye topraklarında, değil yaşamaktan transit geçmekten bile mahrum ediyordu.

Kanun görüşülürken hilafetin kaldırılması ve hanedanın sürümesi üzerine hararetli tartışmalar oldu. Meclisin mi yoksa hilafet mi daha yüksek bir konumda olduğu, hanedandan kimlerin sürüleceği yahut sürülmemesi münakaşa ile müzakere edildi. Hatta müzakereler sırasında söz alan Rize mebusu Ekrem Bey “hanedandan sadece yaşayanları sürmekle yetinmemeliyiz onların cedlerinin kemiklerini dahi mezarlarından çıkararak Türkiye haricine göndermeliyiz “ diyordu.

Neticede 431 sayılı kanun millet meclisinden çıkarıldı. Türkiye topraklarını terk için şehzadelere 24 saat sultanlara 10 gün süre tanındı. Hükümet Halife Abdülmecid efendinin ise hemen o gece sınır dışı edilmesi talimatını verdi.
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Anjelik'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.03.2012, 05:36   #2
Çevrimdışı
Anjelik
☆ hayy-ı meyyit ☆

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Post Cevap: Sürgündeki Hânedan

Halifenin Sürgünü

Kararı İstanbul valisi Haydar Bey ve Polis müdürü Sadeddin bey tebliğ ettiler. Bu sırada sarayın etrafı inzibatlarca sarılmış telefon ve telgraf ağı kesilmiş giriş çıkışlar tutulmuş dışarı ile her türlü bağlantı imkânı kesilmişti. Halife Abdülmecid’in kararı öğrenince ilk tepkisi “ ben vatan haini değilim. Buradan ölsem de gitmem” oldu.

Fakat vali Haydar Bey ve Polis müdürü Sadeddin Bey ‘in ; milli iradenin kararına itaat etmediği taktirde saraydan gerekirse zor kullanılarak çıkartılacağını söylemeleri halifeye kararın her şeye rağmen mutlak uygulanacağını fark ettirdi.



Hazırlıklar 1,5 saat sürdü Halife ve maiyeti hemen o gece Dolmabahçe’den alınıp Çatalca’ya götürüldü. İstasyonda bekleyen Simplon Ekspresine bildirilerek Türkiye topraklarından çıkarıldı. Halifenin sürülmesinden hemen sonra da Dolmabahçe sarayında Sultan Abdülaziz zamanından beridir yaşayan ve hizmet gören 50 kadar yaşlı kadın Darülaceze’ye sevk edildi…



Emlakın Tasfiyesi

Sürgünden başka ailenin başına bir dert daha açılmıştı. Geride bırakılan mülklerin durumu. Osmanoğullarını Türkiye’den süren kanunun 7. maddesi mucibince aile Türkiye’de ki gayrimenkullerini 1 sene içerisinde tasfiye etmek mecburiyetindeydi. Aile bu tasfiyeyi bizatihi gerçekleştiremezse iş hükümet tarafından yapılacak satılan gayrimenkul bedelleri ksımen hazineye kalacak, kısmen sahiplerine gönderilecekti.


İşte hanedanın sürgün senelerini yokluk ve sıkıntı içerisinde geçirmesinin en büyük sebebi bu mesele oldu. Mülkler, hanedanın Türkiye’de ki vekilleri ya da hükümet tarafından tasfiye edildi ama bedeller sahiplerin değil aracı şahısların cebine girdi, arada kaynadı. Çarçur edildi. Şehzade ve sultanlara ait bazı şahıs mülklerine de Padişah malı denilerek keyfi şekilde el konuldu. Mesela bu keyfi el konmalardan birisi de Sabiha Sultanın Nişan taşındaki konağı için yapıldı. Tapusu Sabiha Sultan’a ait olan konak padişah mülkü denilerek 29 Temmuz 1935’de devletleştirildi.

Hanedanın Türkiye dışında kalmış imparatorluk emlakinden gelir temin etme çabaları da oldu. Hatta mesele yıllarca uzayıp giden bir kördüğüm halini aldı. Ancak İmparatorluk çökerken doğan karmaşa kendi hukukunu oluşturmuş pek çok şey “kim kaptı” ya gitmişti. Dolayısıyla. Ailenin yarım asırdan fazla devam eden mücadelesi ve beklentileri de boşa çıkacaktı.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Anjelik'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.03.2012, 05:55   #3
Çevrimdışı
Anjelik
☆ hayy-ı meyyit ☆

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Post Cevap: Sürgündeki Hânedan

Ailenin Bugünü
Osmanoğlu ailesi sadece sultan II. Mahmud neslinden devam etmekte olup bunlardan Sultan Abdülaziz’den inenlere Azizi, Sultan Abdülmecid’den inenlere Mecidî denilmektedir. Bu gün Osmanoğullarından hayatta 24 şehzade vardır ki bunların biri Azizî diğerleri Mecidî’dir.

Halife Abdülmecid kızı Prenses Dürrüşehvar Sultan ve
damadı Prens Nawab Azam Şah ile birlikte (1931)



23 şehzadeden birisi 1924’teki sürgünden önce, 2’si de 1974’de sürgünün kaldırılmasından sonra İstanbul’da doğmuştur. Geri kalan 13’ü sürgün sırasında diğerleri de sürgünün kaldırılmasından sonra A.B.D., Almanya, Fransa, İngiltere, Avusturya, Suriye, Mısır ve Lübnan’da yurt dışında doğmuştur.

800 yıl boyunca gelip geçen bütün Osmanoğlullarının en yaşlısı olan, 18 Ağustos 1912 Nişantaşı Sarayı doğumlu Ertuğrul Osman Efendi hanedan reisi olarak 97 yaşını 1 ay 6 gün geçe 24 Eylül 2009′da istanbul’da vefat etmiş , 2 gün sonra Sultan Ahmed camîinde icra olunan mutantan bir merasimle Çemberlitaş daki II. Mahmud türbesi haziresine defn edilmiştir. Ertuğrul Osman Efendi, 2. Abdülhamid han’ın oğlu Mehmed Burhaneddin Efendi’nin oğludur ve Osman Gazi’nin 22. Kuşaktan torunudur. Monarşi sürse idi Beşinci Osman sıfatını taşıyarak tahtta bulunacaktı.( 1954-1973 arasında Hânedan reisi olan 5. Murad torunu Osman Fuad Efendi, 4. Osman olacaktı).

Osman Ertuğrul Efendinin vefatında sonra hanedan reisi sıfatı Sultan Abdülmecid’in padişah olmayan evladı Mehmed Burhaneddin efendi’den torunu İbrahim tevfik efendinin oğlu Osman Beyazid Efendiye (D.1924) geçmiştir.

Hayattaki 17 Sultandan 1’i Sultan Beşinci Murad; 9’u İkinci Abdülhamid; 2’si Sultan Mehmed Reşad Han; 2’si Sultan Abdülmecid Han’ın padişah olmayan oğlu Mehmed Burhaneddin Efendi ve 3’ü Sultan Abdülaziz Han soyundandır. En yaşlı Sultan Fatma Neslişah Sultan, 4 şubat 1921 Nişantaşı Sarayı doğumludur. İstanbul’da ikamet eden Sultan’ın babası Halife Abdülmecid efendinin oğlu, annesi de Sultan Mehmed Vahideddin Han’ın kızıdır. Bu bakımdan hayattaki hanedan üyeleri içinde, annesi Sultan Mehmed Reşad’ın oğlunun kızı olan Osman Selaheddin Efendi ile birlikte babası şehzade, annesi sultan olan iki kişiden biridir.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Anjelik'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.03.2012, 06:13   #4
Çevrimdışı
Anjelik
☆ hayy-ı meyyit ☆

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Sürgündeki Hânedan

Mehmed Burhaneddin Ailesi
(Sultan Abdülmecid’in Padişah olmayan oğlu)


Soyağacında gösterilen 42 şehzade ve sultan dışında, sultan çocuğu 23 Sultanzade ve 14 hanımsultan ile bunların çocuk ve torunları olan 180 civarında aile üyesi ile birlikte Sultan ikinci Mahmud Han’ın neslinden olan hayattaki kişi sayısı 260’ı bulmaktadır. Bunların bir kısmı aynı zamanda Mısır, Ürdün, Haydarabat ve Kotwara hanedanlarının mensubudur.

Şehzade ve sultanlardan sadece Harun Efendi ile 3 çocuğu ve büyük oğlundan olan 5 torunu bundan başka Fatma Neslişah ve Safvet Neslişah Sultanlar İstanbul’da yaşamaktadır. Osman Selaheddin Efendi de zaman zaman İstanbul’a gelmekte ve Beylerbeyi’ndeki hanesinde ikamet etmektedir. Diğerlerinin tamamı Türkiye dışında çeşitli ülkelere dağılmış durumdadır.

__________________
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Anjelik'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.03.2012, 10:14   #5
Çevrimdışı
Damon
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Sürgündeki Hânedan

Sihab eline sağlık, tarihi ve köklü ailelerin geçmişlerini okumayı seven biriyim.
Hüzülendim eski resimlere bakarken, istemezdim sonlarının sürgün olmasını ama o zamanlar büyük bir temizlik yapmak şartmış, yeni devletin kurulması için.
Ama şimdi ki yaşayanlara bakınca toparlamış gördüm kendilerini, zengin oldukları belli yani

Tekrar teşekkürler
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Damon'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.03.2012, 10:33   #6
Çevrimdışı
Dalgakıran
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Sürgündeki Hânedan

İnsanın kafası karışıyor "acaba başka bir çare bulunabilir miydi "diye.
Şurası bir gerçek ki; şayet kararı Atatürk tek başına verseydi çok daha yaratıcı bir çözüm çıkardı bu mesele için. Atatürk her zaman Türk soyunun araştırmacısı, savunucusu ve koruyucusuydu. Türk Tarih Kurumu'nu kurma sebebi de buydu.
Her ne kadar vatanı batağa sürüklese de ne de olsa "deli bizim delimiz." Geçmişimiz ve toprak kaybeden kadar toprak kazanan da var bu hanedanın soyunda.
Evet bir kez daha düşündüm bunları yazarken.
Atatürk tek başına çok daha farklı davranırdı. Fakat bu sürgün onları koruma amaçlı da olabilir belki, bilmiyorum. Yalnız eğer öyleyse mallara, mülklere veya arada kaynayıp giden ve aracıların talanına uğrayan varlıklara nasıl ulaşamadı zamanın hükümetleri?
Hep bir zaaf, hep bir adım eksik..
__________________

  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Dalgakıran'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.03.2012, 16:17   #7
Çevrimdışı
Anjelik
☆ hayy-ı meyyit ☆

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Sürgündeki Hânedan

Sürgün halkın tekrar korku imparatorluğuna tamah edip,cumhuriyeti yıkma girişimleri ortadan kalksın diye gerçekleştirildi... Nitekim 1.Dünya Harbinde Osmanlı devleti için savaşan tüm gençler aslında halife için savaştı... Halife için şehit düştü!
Atatürk son dakikaya kadar cumhuriyet kurma fikrini sakladı! Eğer başta fikrini açıklasaydı, ona ilk karşı çıkanlar Kazım Karabekir ve Fevzi Çakmak olurdu!

Aslında düşen impratorluk üyeleri asılmalıydı; normalde Rus çarlığına dönüp bakarsanız mezarları bile bulunmaz! Çünkü aile üyeleri bir zaman sonra dönüp benim ülkem benim halkım diye ayaklanma çıkarmasın diye..
Elbette Allah Allah nidalariyla alınan Müslüman halkın yoğun olduğu bir ülkede halife ve tayfası asılamazdı!

Onun yerine yasa getirildi ve Türkiye sınırları içine girerlerse hapise gireceklerdi! 2000'li yılların basında hanedanlık üyeleri Türkiye'ye giriş yaptı ve dönemin cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer;Ertuğrul Osmanoğlu'nu telefon ile arayarak derhal ülkeyi terk etmelerini aksi halde yasal işlem uygulayacağını belirtmişti...


Hanedanlık giderken adambaşı ikiyüzbin İngiliz Sterlini verilmiş,elbette koskaca imparator tayfası o kadar parayla geçinememiştir. Normal bir vatandaş geçinirdi muhtemelen.

Halife'nin kızı Dürrüşehvar sultan dünyanın en zengin adamı Hint prensiyle evlenmiş, Neslişah sultan Mısır prensiyle.. Elbette bu sultanlar 200 kişilik hanedanlığı ayakta tutacak maddi olanağı ailelerine sağlamışlardır diye düşünüyorum... Zaten hanedan üyeleri Türkiye'de kalanları bugünlerde bile en zengin ailelere gelin veya damat oluyorlar... Fakir kalmaları mümkün değil..

Son şahzade Ertuğrul Osman 1991 Afgan prensesiyle evlenmişti... Bu hanedanlık üyeleri, ya ülke zenginleriyle yada yıkılan krallık,prenslik üyeleriyle evlilik yapıyor! Fakir kalmaları mümkün değil

Ayrıca daha ekleyeceğim resimler var..konuyu izlemeye devam edin...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Anjelik'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.03.2012, 18:47   #8
Çevrimdışı
Damon
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Sürgündeki Hânedan

İzlemedeyiz
Ama bir ricada bulunabilir miyim ? Slayt olmasın fotolar, ben bakana kadar seçene kadar değişiyor
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Damon'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
halife, hanedan, sürgündeki


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:11.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.