Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Güneydoğu Anadolu


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 13.04.2011, 22:20   #1
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Gaziantep (Ayıntap) | Parlayan Şehir

Gaziantep'in Tarihi ve Gezilecek Yerleri




Gaziantep, halk arasındaki eski adıyla Antep, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Akdeniz Bölgesi arasında bulunan aynı adlı ilin merkez şehridir. Güneydoğuda şehir olarak en fazla nüfusu barındırır. Sanayi ve gelişmişlik bakımından birincidir.
Gaziantep, Şehitkamil, Şahinbey olmak üzere iki metropol ilçeye ayrılmıştır. Gelişmişlik açısından Türkiye'nin 20. büyük ilinin merkez ilçesidir. Ayrıca Gaziantep, Türkiye'nin hâla yaşanılan en eski kenti olup, Dünya'nın da hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir.

Bunların yanında Gaziantep, Türkiye sanayisi ve ticaretinde de çok önemli bir yer tutar. Bunun sebepleri arasında Gaziantep'in Anadolu ile Orta Doğu arasında bir konumda bulunması ve liman kentlerine yakınlığı sayılabilir. Gaziantep'in simgeleri arasında Gaziantep Kalesi, baklava ve antepfıstığı sayılabilir.



Etimoloji

Gaziantep'in bilinen en eski adı Romalılar tarafından verilen Antiochia ad Taurum'dur. "Antiochia ad Taurum", Latince "Toroslar'ın karşısındaki Antakya" anlamına gelir. Daha sonra şehri ele geçiren Araplar şehre Ayıntap demiştir.
  • Ayıntap adının kökenine ilişkin rivayetlerden birkaçı;

Ayıntap ismi, Hitit dilinde "han toprağı" anlamına gelen "Hantap"tan türemiştir. Bu ad söylene söylene Ayıntap olmuştur. Ayıntap, Farsça pınarı bol anlamına gelir. Ayın, Arapça göz, tap ise pınar anlamına gelir. Yani Ayıntap Arapça pınarın gözü anlamına gelir.

Ayıntap, adını eskiden bu yörede yaşamış bir kral olan Ayni'den almıştır. Ayıntap adı parlayan şehir anlamına gelir. Ancak bu rivayetlerden hiçbirinin doğruluğu kesin değildir. Ayıntap adı zaman içinde Antep, Entep ve Antap gibi değişik haller alır. Bu adlardan en yaygını Antep'tir. 1921'de (Antep Savunması'ndan sonra) çıkarılan bir yasa ile Antep'e Gazi ünvanı verilir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
16 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.04.2011, 23:27   #2
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Gaziantep'in Tarihi

Günümüzdeki Gaziantep'in yakınlarında bulunan Dülük (Dolikhe ya da Doliche) bu yöredeki en eski kenttir. Arkeolojik kazılarından bu kentte Paleolitik dönemden beri insanların yaşadığı bilinmektedir. Ancak, Dülük Erken Tunç Çağı'ndan sonra bir sürekli yerleşim yeri hâline gelebilmiştir. Bu kent, İpek Yolu üzerinde bulunduğu için çok gelişmiştir.

İlk kurulduğuda Babil yönetimi altında kalan kent, M.Ö. 1700'lü yıllarda Hititler'in eline geçer. Hititler'den sonra Mısır yönetimine geçen kent, M.Ö. 700-M.S. 546 arasında ise kronolojik sırayla Medler, Asurlular ve Persler tarafından yönetilir. İ.Ö. 6. yüzyılda ise kent sırası ile Makedonya, Selevkos ve Komagene uygarlıklarının yönetimi başlar. Gaziantep ve Şanlıurfa, tarih boyunca, Diyarbakır eyaletine bağlı sancaktı.


Romalılar, Dülük yakınlarına Antiochia ad Taurum adında yeni bir kent kurar. Bu kent İsa'nın havarilerinden Yuhanna'nın Hıristiyanlık'ı yaymak için seçtiği merkezlerden biri olmuştur. Kent, M.S. 395 yılında Bizans İmparatorluğu'nun eline geçer. M.S. 636 yılında halife Ömer bin Hattab, İslamiyet'i yaymak için Ayıntap) ve Hatay yöresini Bizanslıların elinden alır. Bu şekilde Ayıntap halkı İslamiyet'i kabul eder. Bu arada Dülük, hızla eski önemini yitirmektedir.



1071 yılında Alp Arslan'ın Malazgirt Savaşı'ndaki zaferinden sonra kent Selçuklu yönetimine geçer. Bir dönem Eyyübilerin eline geçen kent, 1270 yılında Moğolların Ayıntap'a saldırmasıyla, 1389 yılında Dulkadiroğulları'nın ve 1471 yılında Memlük Devleti'nin egemenliğine geçmiştir.

1516 yılında Yavuz Sultan Selim'in Mercidabık Muharebesi'ndeki zaferinden sonra Ayıntap, Osmanlı yönetimine geçer. Osmanlılar döneminde kente çok sayıda cami, medrese, han ve hamam inşa edilmiştir. 1516–1596 yılları arasında kent, üretim, ticaret ve el sanatları yönünden de çok gelişmiştir.

1641 ve 1671 yıllarında iki defa kenti ziyaret eden Evliya Çelebi, kentte 22 mahalle, 8 bin ev, 100 kadar cami, medrese, han, hamam ve bir de kapalı çarşı olduğunu yazar ve seyahatnamesinde aynen "Dünya yüzünden geniş bir ili, göz alıcı büyük yapıları her yerden aranan eşyası, birçok mezraları, bolluk ve verimliliği, bitimsiz yiyecek ve içecek pınarları ve ırmaklarıyla burası 'Şehr-i Ayıntab-ı Cihan'dır" der.Osmanlı döneminde Ayıntap, asla kendi eyaletinde olmayıp, önce Maraş (bugünkü Kahramanmaraş), sonra Halep eyaletinde yer almıştır. Buna rağmen Ayıntap'ın kültürü Arap kültüründen fazla etkilenmemiştir.


Antep Savunması

I. Dünya Savaşı'ndan sonra Mondros Antlaşması'yla Osmanlı devleti parçalanır. 17 Aralık 1918 yılında Antep, Birleşik Krallık'a bırakılır. Antep, 5 Kasım 1919'da Fransa'ya bırakılır. Ermeni Lejyonu da bu savaşta görev almıştır. Antep halkı, 1920 yılında, Fransız birliklerinin Antep'e yerleşmesi üzerine direnişe başlar.

Gaziantep Kalesi


1920 yılının Ocak ayında Karayılan komutasındaki çeteler, Fransızların bir süvari birliğini pusuya düşürür. Şahin Bey, 200 kişilik milis gücüyle 1920 yılının Mart ayına kadar Antep'teki Fransız askerlerine karşı savaşır. Antep halkı, 9 Şubat 1921'de teslim olur. Savaş tam 10 ay sürer. 25 Aralık 1921'de Ankara Anlaşması gereğince Fransız birlikleri şehri boşaltır.




Gazilik Ünvanının Verilişi

  • Antep'in Gazilik Kanunu
Kanun No 93, 6 Şubat 1921

Madde 1- Ayıntap Livası merkezi olan Ayıntap kasabasının namı Gaziayıntap’a tahvil edilmiştir.
Madde 2- Bu kanunun icrasına (uygulamasına) dahiliye (içişleri) vekili memurdur.
Madde 3- İş bu kanun tarihi neşrinden (yayınlandığından) itibaren mer’idir (uygulanır).

20 Ekim 1921’de Ankara İtilafnamesi ile Fransızlar Antep’i terk etmeyi resmen kabullendiler. Gerçekte ise Fransızlar 8 Şubat 1921’de Antep Türkleri ile yaptıkları mütareke ile işgallerinin geçici olduğunu belirterek Antep’i terk etmeye söz vermişlerdi. 25 Aralık 1921’de Ankara’ya bağlı kuvvetler, Gaziantep’e girmişlerdir. Her yıl 25 Aralık Gaziantep’in kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.04.2011, 21:25   #3
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Coğrafyası



İl merkezi, kuzeyde ve kuzeybatıda Kahramanmaraş, kuzeydoğuda Yavuzeli, doğuda Nizip, güneydoğuda Oğuzeli, güneyde Kilis, güneybatıda Nurdağı ve batıda İslahiye ile çevrilidir.

Gaziantep'te çok sayıda pınar bulunmasına karşın hiç doğal göl bulunmamaktadır. Bu yüzden şehrin bir çok yerine yapay göller ve barajlar inşa edilmiştir. Gaziantep şehri, Gaziantep Platosu üzerine kurulmuştur. Gaziantep'ten geçen Alleben Deresi iki merkez ilçeyi birbirinden ayırır. İl merkezinin yakınında hiç doğal orman bulunmaz. Bu yüzden il yakınına kızılçam ağaçlarından oluşan bir yapay orman eklenmiştir. İl merkezi 2. derece deprem bölgesindedir.


İklimi



Konumu sebebiyle Gaziantep'te Akdeniz iklimi ve Karasal iklimin bir karışımı görülmektedir. Hava özellikle Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında çok sıcaktır. Aralık, Ocak ve Şubat aylarında ise çok soğuktur. Gaziantep'te ölçülen en yüksek sıcaklık 42 °C, en düşük sıcaklık ise -13 °C'dir.
Haziran-Eylül arasında Gaziantep, en az yağışı alır. En çok yağışı ise Aralık-Şubat arasında alır. Mevsim değişirken gündüz ve gece arasında çok büyük bir sıcaklık farkı vardır. Denize kıyısı olmaması sebebiyle kentte nem oranı çok düşüktür. Bu yüzden hava çok sert değildir.

Nüfusu


Gaziantep, nüfus bakımından Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük ilidir, Türkiye'nin ise 6. en büyük ilidir. Gaziantep'te nüfus 1.912.223 kişidir. Nüfus yoğunluğu, merkez ilçelerde kilometrekarede 421 kişiyi aşmaktadır.

1927 yılı nüfus sayımında 214.499 olan il nüfusu geçen 70 yıl içerisinde %534 oranında artış göstermiştir. Bu artış oranı aynı dönem için Türkiye genelinde % 317 olmuştur. Gaziantep uzun yıllar dikkate alındığında Türkiye nüfus artış hızının çok üzerinde bir nüfus artışı göstermiştir. Bunun sebebi ise aşırı dercede göç almasıdır.

Tarım ve Hayvancılık



Gaziantep'in ekonomisinde tarım çok önemli bir yer tutmaktadır. Ancak özellikle yaz aylarında yağış az olduğu için tarım gerektiği kadar gelişememiştir. Gaziantep'teki en önemli tarım ürünü antepfıstığıdır. Türkiye'deki antepfıstığı üretimin büyük bölümü ise Gaziantep'ten sağlanır. Öyle ki, 2007 yılında sadece Gaziantep'te 60.000 ton antepfıstığı üretilmiştir.

Zaten antepfıstığı adını bu kentten almaktadır. Hatta Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü de Gaziantep'tedir. Gaziantep'te antepfıstığı kadar zeytin ve üzüm de önemli tarım ürünlerindendir. Bu şekilde Gaziantep, tarımsal açıdan da çok gelişmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.04.2011, 18:36   #4
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

El Sanatları

Gaziantep'te çok çeşitli el sanatları mevcuttur. Geçmişte Gaziantep'teki en yaygın el santları dericilik, bakırcılık, yemenicilik, kilimcilik, el işlemeciliği ve kuyumculuktur. Bunlardan el işlemeciliği, bakırcılık ve kilimcilik önemini hâlâ korumaktadır. Özelikle Gaziantep'in kendine özgü motifleri olan kilimleri ve bakır ürünleri çok meşhurdur. Gaziantep'e özgü kilim çeşitleri Baklava dilimleri, Habbap ayağı, Kuş Kanadı, Zincir Göbek, Dirsek göbek, Pençe Göbek, Çarkı felek, Parmak göbek ve Atom Göbek'tir. Ayrıca hanımların hemen her evde yaptığı Antep işi, dantel ve örgü gibi başka el sanatları da mevcuttur.
Bakır İşlemeciliği



Bakır eşya, bakırdan ve pirinç diye tabir edilen bakır ve çinkonun karışımından elde edilen maddeden işlenerek yapılır. Antep bakır işlemesinin özelliği, tek parça olarak imal edilmesidir. Yani lehim ya da benzeri bir yolla birleştirme yapılmamasıdır.


Bakır İşleme Ürünlerinden Bazı Örnekler



Sahan: Yemek tabağı
Tas:Ayran veya su içmek için kullanılan kap
Kazan:Yemek pişirmeye yarayan kap
Masere Kazanı: (Şire) Pekmez pişirmede kullanılan büyük kap
Teşt: Hamur yoğurmada ve çamaşır yıkamada kullanılan kap
Tarak Kabı: Sabun, tarak ve kese koymaya yarayan kap
Kil Leğeni: Kadınların yıkanırken saçlarını yumuşatsın diye kullandıkları kilin yoğrulmasında kullanılan kap
Seferiye Tası: Yemek koymada ve yemek taşımada kullanılan kap
Maşrapa: Su, ayran vb. konulan kap
Satıl:Su taşımada kullanılan kap
Paşa Mangalı: Eskiden içine ateş konarak ısınmada ve üzerinde kahve pişirmede kullanılan bir gereç.
İbrik: El, yüz yıkamak ve abdest almak için içine su konulan kap
Cezve:Kahve pişirmede kullanılan kap
Vazo: İçerisine çiçek koymaya yarayan büyük ve küçük ebatları olan kap
Semaver:Çay pişirmede kullanılan kap
Sini (Tepsi): Yemek yemek için içine kazan, tas ve benzeri şeylerin konduğu kaptır.
Kutnuculuk



Tarihi bir değer olan kutnu bezi dokumacılığı, Türkiye’de yalnızca Gaziantep’te dokunan ipekli bir dokuma türüdür. Ham maddesi filoş olan suni ipek ve pamuk ipliğidir.

Tamamen el tezgâhlarında dokunan kutnu kumaşı değişik şekillerde dokunmaktadır. Geçmişi çok eskilere dayanan kutnuculuk; dünyada basma sanatı yok iken, çeşitli boyalara defalarca batırılarak, kendisine has renk ve motifler verilerek yapıldığı bir dokumadır.

Kutnu kumaşı yöresel bir kıyafet olarak kullanıldığı gibi, çeşitli aksesuar, turistik giysi, çanta, terlik, perdelik kumaş ve milli kıyafet olarak da kullanılmaktadır. Kumaşlara, çözgü sayılarına göre değişik adlar verilmektedir.
1-) Kutnu
2-)Alaca
3-) Meydaniye
Kutnunun çözgü sayısı 4000, alacanın 3000 tel, meydaniyenin 2000 teldir
Köşgerlik, Yemenicilik


Yemeni; üstü kırmızı yada siyah deriden, tabanı köseleden dikilen topuksuz ve çok sıhhatli olan ayakkabıdır. Gaziantep’te yemeniciliğe “köşgercilik”, yemenicilere “köşger” yemeni ustalarına da “köşger ustası” denilmektedir. Köşger kelimesi Farsça “keşfger” kelimesinden gelmiş olup, ayakkabı yapan anlamına gelmektedir.

Zurnacılık



Türk Halk Çalgısı deyince; fabrika imalı olmayan, halkın kendi mevcut imkanları içinde ve basit araçlarla elde ettikleri, akustik kanunlara uymayan, standart ölçü ve kalıpları olmayan, etnoğrafik özelliği olan çalgılar akla gelmektedir. Üflemeli halk çalgılarımızın başında gelen zurna kalın zerdali ağacından yapılır ve davulun yanında çalınan üflemeli bir çalgı aletidir. Zurna üç kısımdan oluşur.

1. Baş kısım (mezik), şimşir ağacından yapılır
2. Ağız kısmı (alt çanak) geniştir
3. Orta kısım ise dardır.

Zurna yapan kimselere “harat” ismi verilmektedir.


Sedef Ve Sedef Kakmacılığı



Bazı deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan ve sedefçilikte kullanılan sert, beyaz ve gökkuşağı pırıltılı, fosforik özelliği olan maddeye sedef, bu maddeyi işleyen kişiye de sedefkâr denir.

Osmanlıda sedef işlemeciliğinin ilk örneklerini 15. yüzyıl sonlarına doğru görmek mümkündür. Edirne’de tek kubbeli Beyazıt Caminin kapı kanatlarında görülen sedef işçiliğinin XVI. Yüzyılda olgunluk devresine girdiği bilinmektedir. Bu dönemde sedefçilik kapı, pencere, dolap kanatları, kürsü, çekmece, Kur’an muhafazası, rahle, masa, koltuk, kanepe, sehpa gibi mobilyalar, silah kabzası, nalın, körük, tütün tabakası, kahve takımı vb. gibi ahşap eşyada görülmüştür.


Antep İşi



Antep işi; iplikleri sayılabilen kumaşlar üzerine işlenir. Desenleri genellikle kumaşın en ve boy ipliklerine göre hazırlanır. Antep ajurlarını yapabilmek için önce zeminin hazırlanması gerekir, sonra desene göre ajur yapılarak şeklin (kare, dikdörtgen, eşkenar vb.) kenarlarına hesap işi antikası yapılır.

Antep işi; çekilen ve bırakılan iplik sayılarına göre ve yapılışlarına göre altı grupta toplanır.
1. Grup: Basit Ajurlar
2. Grup: Kesilen iplik sayısı az, kalan iplik sayısı fazla olan ajurlar
3. Grup:Kesilen iplik sayısı fazla, kalan iplik sayısı az olan ajurlar
4. Grup: Motifin adı Çitimedir. İplik çekme ve işleme yönünden diğer gruplardan farklıdır
5. Grup: Motifler, kartopu, örümcek ve badem iğnelerinin çeşitleridir
6. Grup:Motif tamamen fantezi iğnelerle yapılır


Aba Dokumacılığı



Aba deve, öküz, at tüyünden, keçi kılından ve koyun yününden dokunan özel bir kumaştan yapılan bir erkek giysisidir. Abanın üst tarafından başın, yan tarafından kolların geçmesi için birer delik olup kolları yoktur.


Çobanların giydikleri abalar giysileri en üstüne, aba güreşçilerinin giydikleri aba ise güreş sırasında köynek üzerine giyilir. Gaziantep’te abalar, eskiden aba dokuyucularının mahalle aralarında bulunan dükkânlarında veya evlerinde bulunan el tezgahlarında dokunur ve satılmak üzere abacılara aktarılırdı.

Antep Kilimciliği


Antep kilimleri bilinen diğer Anadolu kilimlerinden tezgâh, şekil, dokunuş biçimleri ve nakışları yönünden çok farklıdır. Antep kilimlerinin üzerindeki desenlere göre bilinen çeşitleri şunlardır.
1. Baklava Dilimi
2. Habbab (Nalın) Ayağı
3. Kuş Kanadı
4. Zincir Göbek
5. Dirsek Göbek
6. Pençe Göbek
7. Çarkı Felek
8. Parmak Göbek
9. Atom Göbek (1945 sonrası dokunan bir kilim adı)


Gümüş İşlemeciliği


Tarihi İpek yolunun üzerinde olması nedeniyle bir çok ticaret yollarının Gaziantep’te yumaklaşması, ilin ekonomisini o günlerde olduğu gibi, günümüzde de canlı tutmaktadır. Bu canlılıkta gümüşün önemli bir yeri vardır. Çünkü gümüş insanların takı (süs eşyası) olarak eskiden beri kullandığı eski bir madendir.


Gaziantepli bir kadında on iki çeşit gümüş takı bulunurdu. Bunlardan bir kısmı taç kaytan, şekke, daktani, pıçpıçı, götürümgü, üçger, arpacıklı gerdan, Antepli gerdan kemer, koruklu bilezik, düğme, yüzük. Gaziantepli erkeklerin gümüş tesbih, ağızlık, baston sapı, sigara tabakası olarak ve atların koşu takımlarında kullanıldıklarını görmekteyiz.
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.04.2011, 18:47   #5
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Antep Ağzı



Güneydoğudaki bir çok ilde olduğu gibi Gaziantep'in de kendine özgü bir şivesi vardır. Halk arasında "Antep ağzı" ya da "Antepçe" adıyla çağırılan bu konuşma şekli özellikle kırsal kesimde yaşayanlar ve yaşlılar arasında daha çok görülür. En belirgin özellikleri "r" ve "y" harflerinin söylenmemesi, "h" ve "k" harflerinin değişime uğraması ve "-iyor" eki ile bâzı şahıs eklerinin yok olmasıdır. Antep ağzının Uygurca ile de benzer özellikler gösterdiği hemen fark edilir. Bazı örnekler yandaki tabloda yer alır.
Antep Ağzı İle İstanbul Ağzı Arasındaki Farklar



Türkçe | Antepçe

kalın - galın
lezzet - n'æz.zet
baklava - paklova
bugün - bööğn
gök - göv
dükkân - düven
bahçe - bahça
elbet - h'el.bet
büyük - böyyyk
mevsim - m'œʊ.sym
hamarat - 'a.ma.ɾat
buğday - buuda

Türküler ve Halk Oyunları


Gaziantep yöresine özgü çok çeşitli türküler vardır. Bu türküler kahramanlık, aşk, göç ve oyun türküleri ve ağıtlar olarak beşe ayırılabilir. Bu türkülerden Karayılan, Şirinnar, Allı Yemeni, Ezo Gelin, Bahçalarda Mor Meni, Evlerinde bir İpekten halı var, Bahçalarda Zerdali, Emmoğlu ve Deriko sadece çok az bir kısmıdır.

Gaziantep, halk oyunları yönünden de çok zengindir. Bu oyunlar ise ağır halaylar, oynak halaylar ve mizanseli oyunlar olarak üçe ayrılır.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.04.2011, 18:48   #6
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Gaziantep Mutfağı




Gaziantep ilinin ayrıca çok zengin bir mutfağı vardır. Bu mutfak seneler boyunca çeşitli geleneklerin harmanlanmasıyla zenginleşmiştir.

  • Çorbalar; dövmeli alaca çorba, yoğurtlu dövme çorba, lebeniye çorbası, pirinç çorbası, şehriye çorbası, mercimek çorbası, tarhana çorbası ve işkembe çorbası
  • Dolmalar, sarmalar ve doldurmalar; karışık dolma, patlıcan dolması, biber dolması, kabak dolması, yaprak sarması, lahana sarması ve pancar sarması
  • Et Yemekleri;kellepaça, etpaçası, beyran, şıveydiz, yoğurtlu patates, kabaklama, doğrama, boranı, pirpirim aşı, alinazik, patlıcan musakka
  • Hamur işleri; lahmacun (Antep usûlü), peynirli pide, şekerli pide, yeşil zeytin böreği, peynir semseği, lor semseği, çökelek semseği, tatar böreği, şiş börek, omaç, pisi böreği ve bazı
  • Kahvaltılıklar; katmer, kaymak, muhammara, yeşil zeytin ekşilemesi, dorgambaç ve tarhana eritmesi
  • Kebaplar; kuşbaşı kebap (tike), kıyma kebabı, sarımsak kebabı, soğan kebabı, patlıcan kebabı, sebzeli kebap, ayva kebabı, yenidünya kebabı, simit kebabı, yoğurtlu kebab ve ciğer kebabı (cartlak kebabı)
  • Köfteler; yuvalama, içli köfte, ekşili ufak köfte, yoğurtlu ufak köfte, arap köftesi, sini köftesi, çiğ köfte, mercimekli köfte (malhıtalı köfte), yağlı köfte, yapma ve kısır.
  • Pilavlar; özbek pilavı, etli dövme, firik pilavı, iç pilavı, mercimekli pilav, havuç aşı, çağla aşı ve buğulama aşı
  • Piyaz ve salatalar; maş, fasulye salatası, loğlaz, patates salatası, yeşil zeytin piyazı, çoban salata, domates salatası, koruk salatası, patlıcan salatası ve cacık
  • Tatlılar; baklava, bülbül yuvası, fıstıklı sarma, kadayıf, lokma tatlısı, irmik helvası, aşure, zerde, sütlaç, bastık, nişe helvası, guymak, kaygana, şıllık, kerebiç, mayanalı kahke ve hedik
  • Tavalar ve Kavurmalar;saçma tavası, sarımsak tavası, domates tavası, bakla tavası, fasulye tavası, et kavurması, ciğer kavurma ve et kızartması
  • Zeytinyağlı yemekler; ötçe, bıbbıkiye, ekmek aşı, pancar kavurma ve zeytinyağlı kabak içi
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.04.2011, 18:50   #7
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Gaziantep'in Tarihi Yerleri ve Müzeleri




Gaziantep Kalesi kenti izleyen bir tepeye kuruludur.Kentin tam merkezinde tarihi Gaziantep Kalesi yer alır. Kalenin güneyinde târihi Naib Hamamı bulunmaktadır. Kalenin kuzeyinde ise çok sayıda tarihi han (Bayaz Han, Büdeyri Hanı ve Şire Han gibi) bulunmaktadır. Hanların kuzeyinde bakır işlemeleriyle ünlü tarihi Bakırcılar Çarşısı yer alır. İlde Boyacı Camii, Kurtuluş Camii ve Şirvan Camii gibi çok sayıda tarihi cami yer alır. Bey Mahallesi'nde ise tarihi Antep evleri yer alır. İldeki görülecek bir diğer yer ise Aziz Bedros Kilisesi'dir. Bu cümleden önce adı geçen bütün yerler ödüllü "Kültür Yolu Projesi" adı altında restore edilmiştir.

Gaziantep, ilinde çok sayıda müze vardır. Yapılmakta olan müzelerle beraber Gaziantep tam bir müzeler kenti olacaktır.


Parklar ve Bahçeler



Gaziantep birçok park ve mesire yerine ev sahipliği yapar. 100. Yıl Parkı, Türkiye'nin en büyük parkıdır ve şehri baştan aşağı dolaşır. Ayrıca Celal Doğan Parkı, Masal Parkı ve Hayri Tütüncüler bunlardan birkaçıdır. Ayrıca kentte Harikalar Diyarı gibi eğlence yerlerinin sayısı hiç de az değildir. Ayrıca Gaziantep'te Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçesi olan Gaziantep Hayvanat Bahçesi bulunur. Bu hayvanat bahçesi Orta Doğu ve Balkanlar'ın en büyük, Dünya'nın ise 6. en büyük hayvanat bahçesidir. Gaziantep'te gezilecek diğer yerlere hâlâ inşaat halinde olan planetaryum ve botanik bahçesi örnek verilebilir.


Ulaşım



Gaziantep, Anadolu ile Mezopotamya arasında yer aldığı için tarih boyunca hep ticaret yolları üzerinde yer almıştır. Bunlardan en önemlisi İpek Yolu'dur. Bu sebepten dolayı ilde kara ve hava ulaşımı çok gelişmiştir. Gaziantep'in denize kıyısı olmadığı için kentte deniz ulaşımı yapılamamaktadır. En yakın liman kenti İskenderun'dur.


Kara Ulaşımı



Gaziantep, tarih boyunca önemli ticaret yolları üzerinde olduğu için kara ulaşımında da çok gelişmiştir. Özellikle Avrupa'dan Asya ve Afrika'ya geçişi sağlayan E-24 otoyolu, kentin gelişiminde önemli rol oynar. Ancak ildeki en önemli yol Gaziantep-Adana-Tarsus Otoyolu'dur. Gazintep Çevre Yolu ise hâlâ inşaat hâlindedir.

Gaziantep kentinden her gün Adana, Ankara, Birecik, Elazığ, İstanbul, Kahramanmaraş, Karkamış, Malatya, Nizip, Nusaybin ve Osmaniye'ye demiryolu seferleri yapılır. 1954 yılında hizmete giren gar, hâlâ ulaşımda önemli bir yere sahiptir. Başka bir terminal ise 2001 yılında hizmete açılmıştır.

Kentte halk ve belediye otobüsleri, dolmuş ve taksiyle ulaşım yapmak mümkündür. Ayrıca hafif raylı sistemde aktif durumdadır.


Hava Ulaşımı



Gaziantep, hava ulaşımı bakımından da çok gelişmiştir. Kentte Gaziantep Oğuzeli Havaalanı adında uluslararası havaalanı bulunmaktadır. Hava alanı şehirden yaklaşık 20 km. uzaktadır. Her gün İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya'ya tarifeli uçak seferleri yapılmakla beraber, diğer illere de Ankara bağlantılı uçak seferleri yapılmaktadır. Ayrıca Almanya, Hollanda ve Fransa'ya direkt uçuşlar vardır.
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.04.2011, 20:01   #8
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Fıstık


Dünyanın en eski sert kabuklu meyvelerden biri olan Antep Fıstığı’nın kökeni, Batı-Orta Asya ve Suriye’den Afganistan’a kadar olan bölgelerdir. Ancak, gerek besin değerinin yüksek olması, gerekse lezzeti; bu ürünün tarih boyunca, dünyanın birçok ülkesine yayılmasına ve farklı bölgelerde yetiştirilmesine neden olmuştur.

Adının geçtiği ilk çağlardan itibaren kral sofralarında dahi kendine yer edinmiş olması, Antep Fıstığı’nın (P. Vera L.) çok eskilerden beri kültür çeşitlerinin bulunduğunu ve meyve değerinin bilindiğini göstermektedir. Konu ile ilgili en eski kaynaklar, Antep Fıstığı’nın ilk olarak Etiler tarafından Güney Anadolu’da kültüre alındığını belirtmektedirler. 1. yüzyılın başlarında ise en önemli doğal yetişme alanlarından biri olan Suriye’den İtalya’ya götürülmüş, ardından eşsiz lezzetinin referansıyla diğer Akdeniz ülkelerine de yayılarak yetiştirilmiştir.

  • Kırmızı (Ben) Fıstık
Olgunlaşmış Antep fıstığının hasatından elde edilir, cumbalarından ayrılmış olan taze fıstık çerez olarak tüketilir ya da işlenerek kavrulmuş antep fıstığı yapılır.
  • Kavrulmuş Antep Fıstığı
Olgunlaşmış Antep fıstığının hasatından sonra cumbalarından ayrılarak belirli oranda tuzla kavrulmasıyla üretilir. Çerez olarak tüketilmektedir.
  • Boz İç
Boz iç, en kaliteli ve en lezzetli Antep fıstığı cinsidir. Antep fıstığı hasat zamanından bir ay önce tam olgunlaşmamış halde toplanır. Boz iç antepfıstığı, bilinen fıstık içi rengine göre farklıdır ve daha yeşil renk tonuna sahiptir. Tadı ve aromatik lezzeti çok yoğun oluşundan dolayı genellikle baklava yapımında kullanılır.
  • Meverdi İç
Antep fıstığının tam olgunlaşmaya yakın evresinde hasat edilmesiyle elde edilen fıstık türüdür. Kırmızı iç Antep fıstığı ile boz iç Antep fıstığı arasında kırmızı renkte olan Antep fıstığı türüdür. Meverdi iç Antep fıstığı genellikle pasta ve helva yapımında kullanılmaktadır.
  • Kırmızı İç
Antep fıstığının tam olgunlaşıp hasat edilmesiyle elde edilen fıstık türüdür. Rengi tam kırmızıdır. Tane olarak daha iri bir yapıdadır. Kırmızı iç Antep fıstığı çerez olarak tüketiminin yanında, helva, çikolata ve lokum sanayisinde de tercih edilen bir Antep fıstığı türüdür
  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.04.2011, 20:07   #9
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Anıt Mezarlar
Hisar Anıt Mezarı


Gaziantep ili Araban ilçesi Hisar Köyünde bulunmakta olan anıt mezar günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiştir. Hisar Anıt Mezarı; kesme taştan düz bir platform üzerinde inşa edilmiş olup, yüksek kare bir kaide üzerine oturan (4X4 m.) dört köşedeki korint başlıklı paye sütunlardan meydana gelen gövde ve bunun üstündeki piramidal çatıdan teşekkül etmiştir. Bu piramidal çatının üzerinde ise kare kesitli ve korint tipinde bir sütun başlığı mevcuttur. Ayrıca bu başlık üzerinde de şimdi mevcut olmayan bir heykelin bulunduğu düşünülmektedir. Hisar Anıt Mezarı 10-11 metre yüksekliktedir. Süsleme yönünden çok sade bir özelliğe sahip olan bu yapının kimin adına ve kim tarafından hangi tarihte inşa ettirildiği hakkında bir belge elimizde mevcut değildir. Ancak M.S. 2.yüzyıl sonu ile 3. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir.

Elif Anıt Mezarı



Elif Anıt Mezarı, Araban İlçesi’nin Elif Köyü’ndedir. Elif köyü antik Sugga kenti olup, Roma dönemi yol güzergahlarını gösteren antik haritadaki bilgilere göre Dolikhe(Dülük)- Samosata(Samsat) ile Zeugma-Samosata yollarının kesişme noktası civarındadır. Elif Anıt Mezarı da tıpkı Hisar’daki gibi kesme taştan inşa edilmiş olup, yüksek bir kaide üzerine oturan gövde ve gövde üzerini örten tonozlu bir örtü sisteminden oluşmaktadır. Anıt mezarın doğu, batı ve güney cepheleri kemerli, kuzey cephesi ise duvar örülerek kapatılmış, alt orta kısmında ise dikdörtgen bir kapı açıklığı bırakılmıştır. Anıt Mezarın gövdesini oluşturan dört hantal paye sütun yerini burada korint başlıklı sütunların üzerine oturan kemerlere bırakmıştır. Böylece yapı estetik bir görünüm kazanmıştır. Elif Anıt Mezarının örtü sistemi hakkında kesin bir şey söyleyemesekte kalıntılardan tonoz olabileceği anlaşılmaktadır. Elif Anıt Mezarı da M.S 2.yüz sonu ile 3. yüzyıl başlarına tarihlenmektedir.



Hasanoğlu Anıt Mezarı


Araban ilçesi Hasanoğlu Köyünde bulunmaktadır. Hasanoğlu Anıt Mezarı, kare planlı bir kaide üzerine kesme taştan inşa edilmiştir. Güney ve batı cephelerinin paye-sütun ve bunların üzerine oturan kemerlerindeki mimarisinden daha estetik ve itinalı yapıldığını anlıyoruz. Kuzey ve doğu cephelerindeki duvarların tamamı, kaidenin ise yarıya kadar olan kısmı yıkılmış olduğu görülmektedir. Bu anıt mezarın da M.S 2.yüzyıl sonu ve 3. yüzyıl başlarında yapıldığı sanılmaktadır.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.04.2011, 20:22   #10
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Tarihi Gaziantep Camileri
Tarihi Gaziantep Camileri, Antep kentinin siluetine sağladıkları görsel katkı ve fonksiyonlarına bağlı olarak yerine getirdikleri sosyal katkının yanı sıra kent içindeki konumları ve yapım tarihleri ile bağlantılı olarak kentin gelişiminin izlenmesine olanak sağlayan belgesel nitelikleri ile de kentin vazgeçilmez mimari değerleridirler.

Gaziantep’te son yıllarda inşa edilen modern camilerde süsleme sanatı çok zengin olup, bu camiler çini işlemeleri ve hat sanatıyla dikkatleri çekmektedir. Gaziantep’te Pişirici ve Balıklı olmak üzere iki mescidin yanı sıra tarihi camilerden bazıları şunlardır:

Ömeriye Cami


Gaziantep’in Düğmeci Mahallesinde bulunan bu tarihi cami, Antep’in en eski camisidir. 607 hicri (1210 miladi) yılında tamir geçirdiği kayıtlarda yazmaktadır. Caminin kimin tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Halife Hz.Ömer zamanında yapıldığı, yada Hz.Ömer’in kızından olma torunu Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz tarafından yaptırıldığı söylendiği gibi, birincisinin yaptırıp ikincisinin onarttığı hakkında da söylentiler de vardır.

Caminin bir diğer adı da İki Ömer anlamında “Ömereyn” dir. Caminin taç kapısı ve mihrabı ak-kara taşlarla örülmüştür. Minare şerefesinin korkuluklarında oyma taş işçiliğinin güzel örnekleri görülmektedir. Hatta minarenin bedeninde Antep Savunmasının dehşetli günlerinden kalan mermi ve şarapnel parçalarının izlerini görmek mümkündür.

Halk arasında anlatılan bir rivayete göre, bu cami her yıl tabana doğru çökmekte ve toprağa gömülmektedir. Tamamen battığı zaman kıyametin kopacağı gibi söylentiler vardır.

Ali Nacar Cami


Tabakhane bölgesi Yaprak mahallesinde Alleben Deresi’nin akışına göre sol tarafında bulunmaktadır. Vesikalarda Ali adında bir marangoz tarafından yaptırıldığı görülmüştür. Müezzin mahfiline çıkan merdiven üzerinde 1213 Hicri tarihi yazmaktadır. Bu hicri tarihin caminin onarım tarihi olduğunda birleşilmektedir.



Boyacı Cami


Hamdi Kutlar Caddesi ile Kutlar Sokağının birleştiği yerde bulunmaktadır. Kadı Kemalettin tarafından yaptırılmıştır. Caminin minberi üzerindeki oyma kitabede 759 Hicri (1358 Miladi) tarihi yazmaktadır. Ancak bu tarihten daha önce yapıldığı kanaati hakimdir. Caminin özelliklerinden birisi de minberin alttan kızaklı olması ve duvarda özel olarak yapılan bölmesine girip çıkabilmesidir. Avlu girişinin sağında tek şerefeli çokgen gövdeli peteksiz bir minaresi bulunmaktadır. Ayrıca Gaziantep’in en büyük camilerinden olan Boyacı Camii’nin içindeki ince ahşap işçiliği dikkat çekicidir.

Şeyh Fethullah Cami ve Külliyesi


Kepenek mahallesinde bulunmaktadır. Halk arasında bu camiye “Aşağı Şeyh Camii” de denilmektedir. Caminin banisi, keramet sahibi ve ermiş bir kişi olan Şeyh Fethullah ; Halife Hz. Ebubekir soyundan gelmektedir. Hicri 971 (Miladi 1564) tarihinde yapılmıştır. Harim, ortada sekizgen taş ayağa oturan ve yelpaze şeklinde açılan tonozlarla, askı kemerlere bağlanan bir örtü sistemine sahiptir. Bu tür örtü sistemi Şeyh Fethullah Camiinden başka şimdiye kadar hiç bir camide görülmemiştir. Ortadaki sekiz köşeli taş ayağa rağmen bu cami merkezi planlı camiler grubuna dahil edilebilir. Genelde merkezi planlı camiler kubbe ile örtülüdür.


Şeyh Fethullah Camii tonozla örtülü olmasına ve ortada ayağı ihtiva etmesine rağmen merkezi mekan bütünlüğünü muhafaza etmiştir. Caminin portal, mihrap, minber ve pencere sövelerinde renkli taş işçiliği bakımından Memluklu sanatının etkileri görülmektedir. Ancak portal kavsarası ile caminin içindeki pencere alınlıklarının süslemesinde Osmanlı sanat üslubunun özelliklerini de görmek mümkündür. Harimin gerisinde son cemaat yeri ve dış avlu mevcuttur. Giriş zeminindeki renkli taş döşemesi bölgeye has bir özelliktir. Tek şerefeli bodur minaresi vardır. Şeyh Fethullah camii; zaviyesi, kasteli, medresesi ve hamamıyla bir külliye olarak inşa edilmiştir. Antep Savunmasında şehit düşen Karayılan ( Molla Mehmet)’ın mezarı cami bahçesindedir. Bu caminin diğer camilerden farklı olan özellikleri şunlardır:

1- Cami olarak inşa edilmiştir.
2- İlk yapıldığı gibi kalmış olup, genişletilmemiştir.
3- Diğer camilerde Osmanlı ve Arap mimarisi özellikleri varken, bu camide Selçuklu mimarisi özelliği vardır.
4- Banisi kutsal sayılmakta, kendine özgü mimarisi bulunmaktadır.
5-Antep Savunmasında şehit olan Karayılan (Molla Mehmet) ‘ın mezarı burada bulunmaktadır.
6-Bu caminin eşi benzeri dünyada bir daha yapılmamıştır.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ayıntap, eserleri, filmi, gaziantep, gaziantep'i, gaziantep'in, gezilecek, görülecek, ilçeleri, parlayan, tanıtım, tarihçesi, tarihi, tarihi eserleri, yemekleri, yerler, yerleri, youtube


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 17:18.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.