Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Marmara


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 06.01.2013, 17:53   #1
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü








Rumelifeneri köyü, Sarıyer ilçesinin Karadeniz'e bakan en uç noktasında kurulmuş bir yerleşim bölgesidir. Köyün antik çağlardaki ismi Panium veya Panyum burnu, Bizans döneminde ki ismi ise, Fanaraki veya Fanariyan burnu idi.


Köy antik çağda ki ismi ile Panium kayalıkları üzerine kurulmuştur. Bizans döneminde ki ismi ile, Fanaraki veya Fanarayan, Avrupa feneri yada küçük fener demektir. Köy Rumeli yakasında kurulduğu için de Rumelifeneri adını almıştır. Köyün ismi bir süre de Türkeli olarak anılmıştır. Rumelifeneri, Garipçe, Demirciköy ve Zekeriyaköy'den sınır alır.




Efsanelere konu olan Öreke kayalıkları da Rumelifeneri köyü ile birlikte anılmaktadır. Öreke kayalıklarına antik çağda, Kyanaeis ya da Symplegades kayalıkları, değişik zamanlarda ise, Geant veya Bavonere kayalıkları da deniliyordu. Gerek antik çağlardaki, gerek Bizans döneminde ki isimlerin Türkçe karşılığı Orakiye, Öreke kayalıkları, Öreke taşıdır.

Bu kayalıklar zamanla birbirinden ayrılmış beş büyük kayadan oluşmuştur. Osmanlı döneminde bu kayalara "Kanlı Kayalar" ismi verilmiş, sonraları Kocataş, Körtaş, mavi kayalar ve kızılkaya da denilmiştir. Bu gün bu kayalıklara Öreke halk dilinde ise Roke adı verilmektedir. Rumelifeneri'nin balıkcı barınağının en dibinde kayalıklar üzerine kurulmuş olan "Roke balık lokantası " adını burdan almış olsa gerek. Bizans döneminde bu kayaların en büyük ve en yüksek olanının tepesine bir sütun dikilmiştir. Buna Pompeus sütunu denilmişse de sütunun imparator Augustos yada Hadrianus'a ait olduğu söylenmektedir. Bu kayaların en büyüğünün doruğunda Apollo tapınağının bulunduğu da söylenmektedir.




Bizans döneminde bu kayaların en doruk noktasına dikilen Pompeius sütunu, deniz kazalarının önlenmesi amacıyla dikilmiş ve gemilere yol gösterici olmuştur. Bu sütun üzerinde latince yazılar vardı. Bu yazıları Vestius 1680 yılında üç satır olarak tesbit etmiş, Setsini(1778) sütun üzerindeki üç satır yazıyı yorumlayarak, sütunun tebirius adına dikildiğini ifadeyle burayı sefere çıkacak gemilerin yol güvenliği için kurban adak yeri olarak kullanıldığını belirtmiştir.

Zamanla sütun yıkılmış gitmiş, ancak dibinde ki kaide veya büyük bir parçası kayanın üzerinde kalmıştır. Bu kayalıklara Symplegades denilmesinin sebebi, sabit olan bu kayaların hareket ettiğinin sanılması ve birbirlerine yaklaştıklarına inanılmasından ileri geliyordu. Oysa bu, med cezir denen olayın yani suların yükselip alçalmasından başka bir şey değildi.




Eski ve Yeni Haliyle Liman









Evliya çelebi (1611-1682) seyahatnamesinde, "kaleden taşra yüksek bir kule üzre bir fanus'u azim " bulunduğundan bahsetmesi, burada daha önceleri bir fenerin bulunduğunun kanıtıdır. Ayrıca Ali Macar Reis, 16.yüzyıl eseri olan Atlas'ın da aynı noktada bir fenerin bulunduğunu işaret eder.

Rumelifeneri tarihi zenginliklerle doludur. Günümüzde bile kullanılabilir durumda bulunan ve Cenevizliler tarafından yapılan Rumelifeneri kalesi tarihi zenginliği gözler önüne sermektedir. Bu kale günümüzde zaman zaman film seti olarak da kullanılmaktadır.




Papazburnu mevkii Osmanlı döneminde askeri yerleşim bölgesiydi. Burada padişah IV.Murat(1623-1640) tarafından bir hisar yapılmıştı. Hisarın evinde 60 adet asker evi, Sultan Murat adına yapılmış bir cami, buğday ambarları,cephanelik 100 adet büyük ve küçük top, kale muhafızı ve 300 asker bulunuyordu. Kıble yönüne bakan bir demir kapısı vardı. Şimdi bu tarihi yerleşim bölgesinden geriye kalan, yıkık dökük bir duvardan başka bir şey değildir. Köy içersinde bulunan Osmanlı dönemi hamamı, İkinci Dünya savaşı sonuna kadar askeri birlikler tarafından kullanıldı. Sonraları ise kaderine terk edilmiştir.

Köy içindeki parkta ve liman yolu üzerinde bulunan iki adet çeşme, Gazi Hasan paşa tarafından yaptırılmış (1775) olup aynı ismi taşımaktadır. Bu çeşmelerden birine park çeşmesi diğerine ise liman çeşmesi denilmektedir. Bir başka tarihi eser, Dere mahallesinde ki Hacı Ahmet Ağa çeşmesidir(1771). Bu çeşme 2002 yılında bilinçsizce onarılmış ve tarihi değerini kaybetmiştir. Eski mezarlığın alt tarafındaki Kabakcı çeşmesi (1815) de tarihi özelliği olan çeşmelerdendir. Ancak bakımsızlık ve ilaveler sonucu tarihi değerini kaybetmiştir. Kaptan Bayram Deniz tarafından yaptırılan Atlama çeşmesi (1936) 'nin yeri değiştirilmiş ve bu aktarma sırasında tarihi özelliğini kaybetmiştir. Bayraklı çeşmesi de tarihi özelliğini kaybeden çeşmelerdendir.

Rumelifeneri'nde ki en önemli tarihi eserlerden biri de 15.05.1856 yılında yapılan fenerdir. Bu fenere resmi olarak Türkeli feneri denilmektedir. Ancak bu isim tutmamış ve Rumelifeneri denmiştir. Bu fenerin eşi, tam karşıda, boğazın Anadolu yakasında yer alır ve Anadolu feneri semtindedir.

Fenerin içinde bulunan Saltuk Dede türbesi de(1788) tarihi eserlerdendir. Fener, Fransızlar tarafından yapılırken iki-üç kez yıkılmış bu yıkılışa neden olarak da Saltuk dede türbesi üzerine inşaat yapılması gösterilmiştir. Bunun üzerine türbe yeniden onarılmış, ve fener inşaatının temelleri içine alınarak aynı tarihde yapılan Anadolufeneri ile birlikte açılışı yapılmıştır.

  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.01.2013, 17:59   #2
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü




Fener 1855-1856 yıllarında Kırım savaşı sırasında Fransız ve İngiliz savaş gemilerinin İstanbul Boğazı'nın karadeniz girişini görebilmeleri ve Boğaz sularına rahatca girebilmeleri amacıyla yapılmıştır. Fenerin kule yüksekliği otuz metre olup, kıyılarımızın en yüksek kulesidir.


Kuleye ahşap merdivenlerle çıkılmaktadır. Her kat da kulenin çapı biraz daha daralır. Son basamakla birlikte dev silindir kristale ulaşılır. İçinde eski tarihlerde yunus balığı yağı kullanılırken şimdilerde 500 Watlık ampul kullanılmaktadır. Fener "Rumeli tahlisiye istasyonu" na bağlıdır. Camiye gidenler, sabah namazından sonra topluca türbeye giderek dua ederler. Köy balıkcıları da denize açılırken Saltuk Dede türbesinde dua ederek Karadeniz'e açılırlar. Saltuk Dede türbesi sık ziyaret edilen türbelerdendir.




Rumelifeneri'nde iki cami bir mescit var. Ramazan Ağa cami tarihi özelliği olan ve 17. yüzyılda yapıldığı söylenen bir camidir. Köy içinde ki yeni cami ise, eskiden kilise idi ve uzun yıllar kapalı kaldıktan sonra camiye dönüştürüldü. Köydeki tek mescit ise Dere mahallesi mescididir.

Rumelifeneri'nde iki mezarlık var. Biri eski mezarlık ve tarihi mezar taşları ile dolu olup, gömüye kapalıdır. Diğeri ise yeni mezarlıktır. Kilise gibi Rum mezarlığı da zaman içersinde yok olmuştur.

Rumelifeneri'nde tarihi eser binalardan örnekler de vardır. Bir kısmı aslına uygun olarak yenilenmiş, bir kısmı da harap haldedir. Rumelifeneri, 1899 yılında büyük bir yangın geçirmiş ve bu yangında yetmiş bina yanarak kül olmuştur.


Cenevizliler tarafından yapılmış olan Kale






Rumelifeneri tarihi ile ilgili bir olay; 1352 yılında Rumelifeneri açıklarında yapılan Venediklilerle Cenevizliler arasında ki deniz savaşıdır. Bu savaşı Cenevizliler kazanmıştır.

Rumelifeneri'nin tarihinde ki diğer bir önemli olay da Kabakcı Mustafa olayıdır. Kabakcı hadisesi olarak bilinen olayı Kabakcı Mustafa başlatmış, Rumelikavağı hisarından çıkarak Büyükdere'de ki çayırbaşında toplanan yeniçeriler, buradan hareket ederek padişah III.Selim'i tahtdan indirmişlerdir(1807). Alemdar Mustafa paşa'nın olayı duyması ve tekrar III.Selim'i padişah yapmak üzere İstanbul'a gelmesi üzerine telaşa kapılanlar III.Selim'i öldürmüşlerdir(1808). Bunun üzerine Mustafa Alemdar paşa, isyanı başlatan Kabakcı Mustafa'yı cezalandırmak için Ali bey'i görevlendirmiş, Ali bey'de adamları ile Rumelifeneri'ne giderek konağına yaptığı baskınla kabakcı Mustafa'yı öldürerek cezalandırmıştır(1808).

Rumelifeneri köyünün halkı Rum'du. Osmanlılar döneminde Türkler köye yerleşmeye başladı. 1897 Rus harbi nedeniyle yaşanan büyük göç sonucu Rize'den gelenler köye yerleştirilerek Türk nüfusu arttırıldı. Bu arada diğer köylerden de göç alan Rumelifeneri, mübadele ile tamamen Türk köyü oldu. İstanbul Boğazı'nın büyük limanlarından birine sahip olan Rumelifeneri halkının hemen hemen tamamı balıkcılıkla uğraşır. Balıkcılıkta en son teknolojiyi kullanarak, ülke ekonomisine katkı sağlamaktadırlar. Rumelifeneri köyüne, " Balıkcılık Üniversitesi ", " Balıkcılar Okulu " da denilmektedir.




Çok eski dönemlerde küçük kayık ve sandallarla balıkçılık yapılırdı. Daha sonraları "Kancabaş" da denilen Alamana kayıklarla balıkcılık yapılmaya başlandı (Alamana kayıkları; üç çifte, dörtçifte, beş çifte zaman zaman da altı çifteli idi. Bir çifte iki kürek anlamına gelir. Her küreği bir kişi çeker). Daha sonraları devreye takalar girdi. Takalar, Alamana kayıkları çekerek daha hareketli olmalarını sağlıyordu. Takaları takiben Karpuzkıç denilen deniz tekneleri görev yapmaya başladı. Daha sonraları Alamatralar günümüzde ise, büyük tonajlı ve her türlü teknolojik yeniliklerle donatılmış büyük saç teknelerle balıkcılık yapılmaktadır.

Rumelifeneri'nde eski tarihlerden beri Dalyan balıkcılığı da yapılmaktadır. Bağlaraltı(Papaz burnu), Bara ve Atlamataşı mevkileri dalyanların kurulduğu yerlerdi. Bağlaraltı dalyanı İstanbul Boğazı'nın en büyük ve en verimli dalyanıdır ve halen burada kurulmaktadır. Rumelifener'li balıkcılar, balıkcılığın her türünü yapmaktadırlar. Olta balıkcılığı, küçük ağ, büyük ağ balıkcılığı, trolcülük, kalkancılık ve dalyan balıkcılığı gibi. Rumelifeneri halkının tamamına yakını balıkcılık yaparken çok az bir bölümü de ticaret le uğraşmakta ve yine çok az bir bölümüde bahçecilik yapmaktadır.




Rumelifeneri, Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar nahiye idi. Sonraları nüfusun değişik sebeplerle azalması nedeniyle, yeni düzenlemeler yapılarak köye dönüştürüldü. 1993 yılında kurulan ve faaliyete geçen sağlık ocağı günümüzde işlevini devam ettirmektedir. Köyde ayrıca 1945 yılında köy halkı tarafından yaptırılan bir ilköğretim okulu vardır.

Rumelifeneri köyü, Koç Üniversitesinin 2000-2001 öğrenim yılında ormanlarla kaplı alanda açılması sonucu bir de Üniversiteye kavuşmuştur. Koç Üniversitesi önce İstinye semtinde açılmış, daha sonra orman içinde ki kampüslerin inşaatı bitince buraya taşınmıştır.

Rumelifeneri köyü, Türkiye'nin en büyük balıkcı köyüdür. Balıkcı köyü olmasına karşın, turizme de açık olup, son yıllarda büyük patlama yapmıştır. Zira mükemmel denizi, tertemiz sahilleri, kırları ve piknik yerleri ile dikkat çeker. Köyün dışında da olsa Çırpına suyu içimi fevkalade güzel olan bir sudur. Marmancık koyu ile Rumelifeneri kalesi her türlü turizme açık olan bölgelerdir. Özellikle Marmancık koyu ve ormanlık bölgede kurulan Marmancık Golden Beach clup İstanbul sosyetesinin çok büyük bir ilgi gösterdiği geceler, festivaller ve çok değişik türde eğlenceler düzenlenen bir eğlence merkezidir. Fenerin yanında ki muhteşem manzaralı çay bahçesi, Liman bölgesinde ki Barınak, Roke ve Pavurya balık lokantaları tadına doyulmayan yerlerdendir.



Kaynak

Konu Ekin tarafından (24.11.2015 Saat 23:05 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Silinmiş Resimlerin Düzenlenmesi
  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 07.01.2013, 20:47   #3
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü

Çocukluğumda buraların o kadar çok anısı vardır ki, arabanın içinde oraya gider gibi hayal ettim kendimi

Rumeliköyü, Rumelikavağı, Demirciköy, Garipçeköyü...

Buralar sanki İstanbul'a ait değilmiş gibidir. O kadar kendi halinde, o kadar sakindir ki, kendinizi İstanbul'dan çok uzağa gitmiş gibi hissedersiniz.

Haftasonları kahvaltı için gidilebilecek yerler arasındadır.


Teşekkürler Banemin, ellerine sağlık.
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 07.01.2013, 20:53   #4
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü

İstanbul gezmek ile bitirilemeyecek bir şehir...

İsmini duysam da bu kadar bilgiye sahip değildim.. Cenevizliler tarafından yapılan Kale bile varmış.. O kale de yaşanılanları düşünerek, santim santim incelemek isterdim...

* * *

Ellerine sağlık, teşekkürler Banemin..


__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 08.01.2013, 00:01   #5
Çevrimdışı
Sevda
Dönersen Islık Çal..

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü

Normalde Anadolu Feneri'ne göre çok daha sakindir. Fakat yazın sahilde adım atacak yer bulamazsınız. Usta yüzücüler için bile zorlu bir yer olmasına rağmen her zaman kalabalıktır.

Umarım bu güzel yerde zaman içinde kendini varoşlara teslim etmez.

Teşekkürler Banemin.
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Sevda'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 08.01.2013, 06:54   #6
Çevrimiçi
Insanlikarayan
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü

Nedense, bir kac haftadan beri aklimda dolasan Argonotlar efsanesinin hikayesi yeniden aklimdan gecti, su satiri okudugumda.

Alıntı:
Bu kayalıklar zamanla birbirinden ayrılmış beş büyük kayadan oluşmuştur.
Eger efsaneleri aklimizda canlandirirsak, su Argonotlarin oradan gectigine inanip, bir taraftanda efsanede gecen su Altindan olan Koyun postunuda aklimda canlandirmistim.

Derler ya her efsanenin bir gercegi vardir diye.

Böylecene Trakya cevresinde ezelden beri, derelerden Altin cikartilirdi, halbuki O zamanlari simdiki gibi Zehiri bol madde kullanip, tabiati bile böylecene Zehirlemeyip, Hayvan postu kullaniliyordu.

Sudan 18 kat agir olan su Madde, böylelikle postun yününe takilip kaliyordu.
Zaman zaman bu hayvan postlari, yeniden Derelerden cikartilip camurdan dikkatlicene arindirilip, Altinlar ortaya cikiyordu.

Yüzyetmissekiz senesinde olan, Roma Imparatorlugun, ille burayi ele gecirmesi istegide buna baglanip, anca bu seneleri alinabilindi.

Burda edilen servetlede Äquaduklar Roma Imparatorlugun icinde yapilabilmisti.

O zamanki Imparator, hem Para krizinde, hemde söhret krizinde bulundugu icin, artik adet olan Äquadukt yapip, Milletini yatistirabilmek icin, O zamanlari Tuna Nehrine kadar uzanan Trakyaya saldirip, sömürgesi altina alabilmisti.

Bazi kötü niyetli diller gene, Romada olan Hiristiyan sömürgesinden kacabilmek icin Istanbula gelip, Temelli olarak buralara yerlestiklerini söylüyorlar.

Böylelikle Istanbullular gercek Roma Imparatorlugun Mirascisi olarakta Tarihte yerlerini belliyor.

Tabiki bu Tarihi aydinlatmak icinde Ampül yetmez.

Cünkü kendisi Sultanati gözünün önüne almis.

Nerden Nerelere geldik ya, kusura bakma Banemin.
__________________

-Gurbet Ellerde Aldatılamadı-





Türkiyede
yasamasa bile!.
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Insanlikarayan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 08.01.2013, 09:37   #7
Çevrimdışı
Türkü
...> Ata'm İzindeyiz <...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü

Manzaraya karşı balık ziyafeti çekmek istiyorum.

Tarihi bilgiler ve seçtiğin manzara resimleri ile hedefi on iki 'den vurmuşsun,teşekkürler Banemin.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Türkü'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.01.2013, 00:47   #8
Çevrimdışı
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü













__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...


Konu Ekin tarafından (24.11.2015 Saat 23:07 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Silinmiş Resimlerin Düzenlenmesi
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.01.2013, 11:00   #9
Çevrimdışı
Kardelen26
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü

Teşekkürler Banemin, emeğine sağlık
__________________
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Kardelen26'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.01.2013, 11:22   #10
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İstanbul Boğazının Bittiği Yer | Rumelifeneri Köyü

Sakin yerleri severim. Gidilip görülecek bir yer. Teşekkürler Banemin.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
alamana, balıkçılık, bizans, boğaz, boğaziçi, boğazının, demirciköy, fener, feneri, istanbul, istinye, karadeniz, karpuzkıç, kayalık, koç üniversitesi, köyü, marmara, öreke, rumeli, rumelifeneri, sarıyer or, taka, zekeriyaköy


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:57.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.