Yaşam tarzı

[@Mustafa Akten]

YAŞAM TARZI


AKP Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ANAYASA değişimireferandum öncesi taraf olmayanları ‘bertaraf’ edeceğini alenen ilan etmesinden, ve açıkçaTÜSİAD’ı tehdit etmesinden sonra , Tüsiad'ın tutum ve davranışlarında bir yumuşama, anti demokratik hükümet uygulamalarına karşın görmezden gelme gibi kendini pasifize eden davranışlar içine girdiği tüm yurt sathında gözlemlenir oldu.
Hazret Erdoğan Referandum sonrası davet edilerek katıldığı bir Tüsiad toplantısında, geçmişte ve şimdilerde savunduğu kendisi ve kendisi gibi düşünenlerin köhne ve ilkel zihniyetlerinin kabul görmeyişinin ezikliği ile, adeta rovanş ve intikam aldıklarını itiraf edercesine, Cumhuriyet temel niteliklerinin, devrim kanunlarının, ve Anayasa’da hükmünü bulan değişmez ve değiştirilmez idari yapımızın ilkelerine ve özüne ters düşen ne kadar Cumhuriyet kazanımı değerler varsa bunların değişmesi gerektiğini üstü kapalı ifade etmişti.
Hatta daha ileri giderekgeçmişte Cumhuriyet ve devrim kanunları karşıtı kendi yaşam tarzlarına nasıl müdahale edildiğini, uzun uzun anlattı ve günah çıkarırcasına bize böyle yapıldı ama biz kimsenin yaşam tarzına müdahale etmiyoruz dedi ve fakat, Takiyye’ler unutulmadı.

3.12.2012 günü AKP hükümetinin başbakan yardımcısı olan Beşir Atalay yaptığı bir konuşmada kendilerinin devrimci bir parti olduğunu, partiyi kurarken, iktidar olmaları halinde ülkeyi kendi yaşam felsefeleri olan irticai yaşam çizgisine ve buna uygun bir idari rejime dönüştürmek üzere yola çıktıklarını ifade etti. Hükümete geldiklerinde, Partilerinin Cumhuriyet temel değerlerinden olan Laiklik karşıtı odak olması Anayasa mahkemesi tarafından saptandı ve mahkum edildi. Sadece bu mahkumiyet ve Beşir Atalay açıklamasından sonra aslında bu gün tüm Cumhuriyet kurumları ve yurttaşlar miting alanlarına dökülüp toplanarak hükümeti ve uygulamalarını protesto etmeleri gerekirdi. Kimseden çıt yok.

2002 yılından beri yaşamın her alanınına müdahale edildi, tüm kurum ve kuruluşlar dönüştürülmeye AKP lileştirilmeye çalışıldı, devrim kanunları ve yasa'lar ile yasaklanan Türban, Çarşaf vb kıyafetlere kanunlar çiğnenerek serbestiler getirilmeye çalışıldı, halen yeni YÖK başkanı çetinsaya tarafından hazırlanan YÖK kanun taslağında sadece öğrencilere değil artık akademisyenlerede kıyafet serbestisi adı altında türban çarşaf vb din eksenli ritüellerin kullanılmasına imkan tanıyacak hazırlıklar ve çalışmalar yapılıyor. Kimsenin hayatına ve yaşamına müdahale edilmeyecek diyenler, Park ve Bahçelerde yan yana oturan el ele tutuşan çiftlere müdahale edildi yetmedi ve halende içki yasakları, içilecek yerler, ve reklamları, netice itibarı ile içki satın alacakların yaşına varıncaya dek belirlemeler içeren uygulamaları,konu ile ilgili gereken emirleri yayınlanması ile, etmiyoruz dediği yaşama müdahalenin daniskası yapılmış oldu, sürgitde devam etmektedir.

Bakınız! Birilerinin yaşam tarzına müdahale edilirken, bunun hınçı ve kini ile hareket ettiklerini açık ve aleni yaptıklarını adeta itiraf ederek,

> Kanun’la men edilmişleri unutarak, kılık kıyafetimize müdahale edildi dediler yasaklanmış olmasına rağmen kılık kıyafet içinde olmaya devam ettiler.

> Yasaklanmış olan köhne ve ilkel zihniyetleri ile bunların vucüt bulduğu kurumlar yasak olmasına rağmen Cumhuriyet, laiklik karşıtı fikirlerin odaklaştığı yerleri serbest bırakarak intikam almaya çalıştılar dışlandıklarından bahisle, oydaşları ve yandaşları olanlara şikayet ettiler deşarj oldular,

> Kendilerine yapılanları kabul etmedikleri için ve bunları savundukları için çarpık seçim sistemi, az oy çok parlementer sayısı ile millet kendilerini iktidar etmiş, insanların yaşamına müdahale ederken, Bayrak, Cumhuriyet, idari rejim ve Atatürk ilkeleri, değişmez değiştirilmez idari dusturumuz iken, Türk milletinin büyük çoğunluğu bu fikirleri savunurken, bu fikirleri savunanların önde gelen isimleri, her meslek gurubundan insanlar birer darbeci kulp’u takılarak Silivri zindanlarına gönderilirken, kimsenin düşüncesi mahkum edilmesin demişler, kimsenin kılığına kıyafetine karışılmasın demişler, ama parklarda el ele gezeninden, dükkanında içki satana, başı açık gezen kadına müdahaleden mahalle baskısına kadar her haltı yiyerek sosyal yaşama müdahale etmişler, ülke İran’a, Suudi Arabistana dönsün onların yaşam biçime dönüşsün demişler ama belli etmeden Takiyye ile devam.

> Yaşam tarzına müdahale ile eleştirilmeleri bayat bir kampanya imiş, herkesin yaşam tarzına müdahale ederken, bu düşüncelerini milleti ile paylaşmış, kendilerinin karşısında kendilerini, fikirlerini tasvip etmeyen büyük bir vatandaş kitlesini yok saymışlardır. Bunlar millet millet deyip duruyorlar hangi millet ile düşüncelerini paylaşmışlar? Bu milletin bir adı yokmu?

> Kendilerini muhafazakâr ve demokrat olarak nitelemeleri, demokratlığın neresinde olduklarını 11 yıldır ülke görmüş, anti demokrat uygulamalarını millet görmüş, demokrasi kendileri için amaca varmak üzere kullanılan bir araç olduğunu bizzat kendileri ifade etmiştir. Muhafazakâr olmak, muhafazakâr yaşamak, başkalarının doğrularını, çoğunluğun istediğini ret etme anlamı taşımaz, yapılanlar çarpık seçim sistemi ile azınlığın çoğunluğa tahakkümüdür. Tüm demokratik usullere ve hukuk üstünlüğüne uygun olarak milletin kahır ekseriyeti ile seçilmiş olsalardı bile kimsenin yaşam hakkına müdahale etmek hakları olamazdı. AKP ve zihniyeti ve hükümeti ve başbakanları ve Cumhurbaşkanlarının gerekçeleri şudur; Mahkumiyet ile meşruiyetlerini yitirmiş olmalarıdır. Azınlık oyları ile çoğunluğa tahakküm edemezsiniz, ben muhafazakârım diyerek bazı hususlar ne dincilik adına nede ilkel politikalar adına dayatılmaz, kimsenin yaşam biçimine müdahale edilmez, elinize geçen iktidar fırsatı ile memleketin tüm değer yargıları alt üst edilmez.

Başlangıç giriş bölümünde sözünü ettiğimiz TÜSİAD içinde iki kelam söylemiş olalım. Rahmetli Ecevit iktidar olduklarında tam sayfa Gazete ilanları ile bir şüphe uğruna hükümet düşürmeye çalışan TÜSİAD zihniyeti, kendi çıkarları uğruna, sahip oldukları serveti muhafaza etme adına bu gün ülke aleyhine çalıştığı kesin ve açıkolan AKP hükümeti ile nasıl dirsek teması halindedir.Yaptıklarını ülkemiz halkı çok iyi biliyor ve unutmayacaktır.


Türkiye’yi felakete götüren bir kişi olarak bildiğiniz ve sizleri taraf olmayanlar bertaraf olur diyerek tehdit eden bir kişi, mahkûm olmuş bir siyasi parti lideri ise, meşruiyetini yitirmiş sadece AKP Başbakanı ise ve sizler biat ediyorsanız, halk size kuşku ile bakmaya devam edecektir. Sermaye düşmanı değiliz yaptığınız yatırımlar ile ülkeye sağladığınız istihdam ve devlete sağladığınız vergiler (kaçırdıklarınızı görmezden gelerek) ile hizmetinizden dolayı size teşekkür ederiz.

Ecevit Gazete ilanları ile düşürülecek bir devlet adamımıydı ki, mali gücünüzü kullanarak onu düşürmeye çalıştınız. Türkiye ve rejimini felakete götüren insan için niçin mali imkanlarızı kullanmıyor da pasifize edilmiş halde sus pus oturuyorsunuz?
Siz sahip olduğunuz tüm değerleri ve serveti Cumhuriyet hükümetleri dönemi boyunca kazanmadınızmı ki, Cumhuriyetin ve değerlerinin yıkılışına göz yumuyorsunuz.

Biz demokrat insanlarız seçimle gelen seçimle gidecek, hak ettikleri ceza, yeri, zamanı günü geldiğinde verilecek. Aslında sizin mali gücünüze de bu konuda ihtiyaç yoktur. Cumhuriyet sevdalısı Atatürk ilkeleri savunucusu yurtsever olanlar bunu gerçekleştireceklerdir.

17/01/2013/
Mustafa AKTEN

[@Insanlikarayan]

Cok güzel aciklayici sözler, sadece simdilik güden Atatürk Düsmanligi, Salafist ve SAUdi hükümetinden desteklenen düsünceler.

Dini degil, Cocuk Fuhuslugunu destekleyen Kitaplari adeta Türkiyeyi bir sel altinda birakmis, bir taraftanda bir avuc kömüre muhtac birakilan Milletinle oylarina kavusmus, hükümdarligini sürdüren PezXXXXXX simdilik Türkiyeyi yönetmekte.

Bir zamanlar Türkiye Cumhuriyetini kurmak icin Canini verip, Sereflerinin korunan Analari, Nineleri, Bacilarinin Ogullari simdilik burada yön degistirmisler.

Sereflerini bir avuc kömüre satmislar, bu resim simdi Hiristiyan aleminde olan davayi andiriyor.

Hafta arasi Cümbüs cemaat, hafta sonu Papazdan af.

Iste Böyle Hocalar simdilik Türkiyeyi örtmüs, iki salavatla, Cocuk Fuhuslugunu bile Lagalize ediliyor.

Anliyacaginiz, Türkiye Sapiklar Cenneti olmak üzere.

Orada üc, bes serefli hapislerde cürümüs neyki, Sapiklar Cocuklarin eteklerine Hoca Nikahiyla asildigi müddetce?...

Bunu Düsündükce, midem burada alt üst oluyor.