Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Güneydoğu Anadolu


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 16.04.2011, 22:50   #21
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Ömer Ersoy Kültür Merkezi
(Aziz Bedros Kilisesi)


Gaziantep’teki Gregoryen kilisesi Aziz Bedros’un 450 yıllık geçmişi var. Fakat 1920’ler öncesine dair hakkında pek bir bilgi yok. Kaderi ancak Antep’in köklü ailelerinden Ersoy’larla kesişince hakkında kayıt tutulmaya başlanıyor.
Yüzbaşızade Hacı Ömer’in oğlu olan Ömer Ersoy, 1922’de Atatürk’ün talimatıyla Almanya’ya mühendislik eğitimi için gidiyor. 1926’da Berlin’den dönünce, ağabeyi Mahmut Ersoy’la birlikte bölgenin ilk dokuma ve boya fabrikasını kuruyor. Ersoy kardeşler, dönemin hükümetinden fabrika yatırımını büyütmek için bir yer talep ediyor.

1935’te, hükümetin fabrika yapımına uygun gösterdiği arazi üzerinde, kullanılmayan tarihi bir kilise vardır. Aile, Atatürk’ün de imzasının yer aldığı tapuyla kilisenin de içinde olduğu araziye sahip olur. Kiliseyi yıkmak yerine yeni fabrikanın deposu haline getirirler. Ancak “Satılık mı?” sorularından bunalınca, etrafına yüksek bir duvar örerler. Kilise böylece dikkatlerden kaçar. Fabrika kapanır, aile 1975’te İstanbul’a taşınır.

Yıllar sonra, Eblehan semtinde 2005’te yapılan yol çalışmaları sırasında yeniden ortaya çıkar Aziz Bedros Kilisesi. Aradan geçen sürede varlığı bile unutulmuştur.


Hemen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararıyla tescillenir. Gaziantep Belediyesi, kiliseyi Ersoy Ailesi’nden satın alır ve bir kültür merkezine dönüştürülmesi için çalışmalara başlar. Zaten aile de parayı yine belediyeye bağışlar. Bu jeste karşılık, merkeze ‘Ömer Ersoy Kültür Merkezi’ adı verilir. Restorasyonuna 700 bin lira harcanır.




Ömer Ersoy Kültür Merkezi’nin içinde sergi ve konser salonları bulunuyor. Mart ayının son günlerinde, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Çukurova Müzik Dostları Derneği işbirliğiyle düzenlenen 5. Uluslararası Çukurova Çoksesli Müzik Festivali kapsamındaki dinletilerden bazıları burada gerçekleştirildi.

  • Restorasyon altı ay sürdü
Aziz Bedros kilisesi batı doğu hattında konumlandırılmış, girişi iki kapı ile sağlanıyor. Bir orta, bir yan neften oluşuyor. Bu nefler, kaideleri ve başlıkları farklı detaylar barıdıran bazalt sütunlarla ayrılıyor. Kilisenin güneybatı bölümünde iki oda var. Giriş cephesinde bir bölümü tahrip edilmiş kitabe ile ters dönmüş kartal motifi bulunuyor. Koro bölümünün izleri restorasyonla tamamlandı. Çevre düzenlemesinde son derece çağdaş ve modern bir tutum benimsendi. Kilisenin etrafı paslanmaz çelik ve üç boyutlu bahçe çitiyle çevreldi. Peysajında çimden başka bir şey kullanılmadı. Yapının arka bahçesinde Gaziantep avlularında bulunan motiflerden özel bir alan oluşturuldu. 2008’in ortalarında başlayan restorasyon çalışması 2009 başında bitirildi ve kültür merkezi 2009 Şubat’ında hizmete açıldı.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.04.2011, 22:52   #22
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Gaziantep(Şahinbey) Savaş Müzesi

Gaziantep'te "Nakıpoğlu Evi" olarak bilinen tarihi Antep Evi'nin Gaziantep savunması'nda şehit olan 6.317 şehidin anısını yaşatarak milli birlik ve beraberliğimizin bir simgesi şeklinde gelecek nesillere Antep Harbi'nin nasıl kazanıldığını sesli bir anlatımla ve kronolojik panolar eşliğinde anlatıyor.

8 Şubat 1921 tarihinde "Ayıntap" olan ismi TBMM'nin gazilik ünvanı vermesiyle "Gaziantep" olarak değişen şehir, 21.500 kişilik bir orduya karşı 2920 kişiyle 10 ay 8 gün nasıl müdafaa edildiğinin sırrını işte bu "Savaş Müzesi" ile duyuruyor.

Tamamıyla gerçek olaylar ve fotoğraflarla hazırlanan panoların kronolojik anlatımıyla ve sesli olarak savaş günlerinin zor şartlarını adeta yeniden yaşatan müze; Tarihçi Adil Dai'nin (82) katkılarıyla Şahinbey Belediye Başkanı Ömer Can tarafından hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadan kısa bir sürede tamamlandı.

Gaziantepliler evlerinde sakladıkları aile yadigarı savaş hatıralarını müze'de sergilenmek üzere bağışladılar. Antep Savunmasının simgelerinden "Ramazan Topu" yeniden yapıldı ve müze avlusunda sergilenmeye başlandı.

Müze'nin bulunduğu alan tamamıyla kamulaştırılarak bir meydan haline getirildi. Şehitler anısına yapılan anıt, artık resmi törenlerin icra edildiği bir yer.
Antep savunmasında makineli tüfek sesi çıkaran ve Fransız askerlerini korkutmak amacıyla kullanılan 'Tak -Takı' ile yokluklar sonucu halkın bakır yemek kaplarıyla yaptığı ve Ermeni siperlerine atılan 'sahan bombası', Şahinbey Savaş Müzesi 'nde sergilenen dikkat çekici eserlerden.

Ziyaret saatlerinde Gaziantep kahramanlık türkülerinin yankılandığı müzenin hemen girişinde top arabası karşılıyor ziyaretçileri. Savaşın 86 pano ile anlatıldığı müze, 08.00-16.00 arasında gezilebiliyor.


Zeugma Mozaik Müzesi


Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep'te bulunan bir müzedir. Müze, dünyanın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşır.

Gerek mimarisi gerekse teknolojik açıdan dünyanın önde gelen bir müzesidir. 2 bin yıllık mozaiklerin yıllar içinde define avcılarının talanıyla eksilen parçaları lazer sistemiyle görüntü olarak tamamlanmaktadır. Zeugma’daki mozaiklerde 13 renk armonisinden oluşmaktadır. Üç blok olarak inşaa edilen Zeugma Müzesi, mozaik ve arkeoloji müzeleriyle sergi ve konferans salonu olarak hizmet verecek. Müzede Zeugma'dan gelen mozaikler sergilenilir. Ayrıca Dünya'ca ünlü Çingene Kızı (mozaik) 'i burda sergilenmektedir.Zeugma Mozaik Müzesi, 50 milyon liraya mal olmuştur.
Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi


Gaziantep Kalesi, Gaziantep'in merkezindeki bir tepeye kurulmuş olan kale. Ne zaman inşa edildiği bilinmemekle birlikte, Roma döneminde gözlem amaçlı kullanıldığı bilinmektedir. Kale, tarih boyunca birçok kez tamir edilmiş ve son halini 2000'li yılların başında yapılan bir onarımla almıştır.


Daire biçimindeki kalenin çevresi 1200 metredir. Duvarları taş bloklardan yapılmış olup 12 kulesi ve burçları vardır. Kale, günümüzde "Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi" olarak kullanılmaktadır. Gaziantep'in gösterdiği savunma 45 dakikalık bir belgeselle kale içerisinde gösterilmektedir.



Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi


Bayaz Ahmet Efendi tarafından, 1909 yılında yaptırılmış olan Bayaz Han'ın mülkiyeti 2005 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından alınmıştır.. Tarihi binaların ayakta kalabilmeleri için çatılar çok önemli olduğundan, hanın öncelikle çatısı 2006 yılı içerisinde onarılmıştır. Şubat 2007 tarihinde çalışmalara başlanılmış ve Mayıs 2008 tarihinde restorasyon çalışmaları tamamlanarak hizmete açılmıştır.

Han, Kent Kültürü Merkezi olarak restore edilmiştir. Bu kapsamda Merkez; Gaziantep Kent Müzesi (etnografik, otantik, özel koleksiyonerlere yönelik yazılı ve sözlü bellek ve süreli yayınlar bölümleri, dijital bilgi bankası, multivizyon gösterisi), protokol kabul salonu, kardeş şehirler teşhir salonu, uzun ve kısa dönem sergileme mekanı, Gaziantep ile ilgili araştırmaların yapılacağı araştırma laboratuarı, Antep yemeklerini sunan 150 kişilik restaurant, 90 kişilik bir cafe, 85 kişilik pastane, yerel el sanatlarının sergilendiği ve satışının yapıldığı 12 adet satış mağazası, 180 kişilik toplantı-kokteyl-sergi salonu, turizm bilgilendirme ofisi, 4 adet atölye ve derslik birimleri bulunmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.04.2011, 01:03   #23
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Araban İlçesi


Araban, Gaziantep ilinin bir ilçesidir.
Tarım en önemli geçim kaynağıdır. Pamuk, buğday, arpa, mısır, mercimek tarımı önceliklidir. Yer, yer meyve ve sebze bahçeleri görülse de bu ailelerin günlük ve dönemlik ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Sanayi bölgeye uğramamış gibidir. Elle tutulur hiçbir tesisi bulunmamaktadır. İlçenin belki de en önemli unsuru sayılabilecek turizm ise akla dahi gelmemiştir.


Coğrafyası


Gaziantep yöresi Akdeniz Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin birleşme noktasında ve Mezopotamya’nın bir parçası olmasından dolayı Anadolu’yu Mezopotamya ve Mısır’a bağlayan ortak yolun merkezinde yer almaktadır. Gaziantep’in kuzeydoğusundaki Araban ilçesi,Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Gaziantep ilinin kuzeydoğusunda 250 km² lik genişlikteki Araban Ovası’nda yer almakta olup, ismini de bu ovadan almıştır.Güneyinde Karadağ ve Yavuzeli ilçesi, kuzeyinde Adıyaman’ın Besni İlçesi, batısında Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi, doğusunda ise Fırat Nehri ve Şanlıurfa’nın Halfeti ve Bozova ilçeleri ile çevrilidir. Şehir, Fırat nehrinin batı tarafında ve bu nehre dökülen Karasu Irmağı’nın kenarında kurulmuştur.
Araban Kalesi


Gaziantep bölgesi, en eski devirlerden beri uygun iklim ve konumu nedeniyle devamlı iskân görmüştür. Antik devirlerde iktisadî ve siyasî bütün faaliyetlerin yoğun bir şekilde sürdüğü kuzey Suriye ile Mezopotamya’yı İç Anadolu’ya bağlayan yollar bu bölgeden geçmektedir. Özellikle Araban, İç Anadolu bölgesine açılan yolların kavşağındadır. Bu bölge aynı zamanda, İlk Çağ’dan Orta Çağ’ın sonuna kadar, Fırat nehrini takip ederek Mezopotamya’dan gelen kervanların, Birecik ile Maraş bölgelerine ulaşmaları için bir ayrım noktasıdır.


Araban 1000–1500 m yüksekliğinde bir plato üzerinde yer almaktadır. İlçe topraklarının etrafı dağlarla çevrilmiştir. Batısında Kartal (Sof) Dağları doğu-batı doğrultusunda uzanır.Kuzeyde Beşparmak dağları ile çevrilidir. İlçe Fırat Nehri’nin batısında ve bu nehre dökülen karasu Irmağı’nın kenarındadır. Fırat nehri Araban’ın Şanlıurfa ili ile doğal sınırını çizer. Karasu Araban Ovası’nın içerisinden geçerek Fırat’a dökülür.

Gaziantep’e 67 km uzaklıktaki ilçe, denizden 610 m yüksekliktedir. Yüzölçümü 534 km²'dir.



Tarihçesi

İlçe Merkezinde Bulunan Kale Camii

Bölgede yapılan araştırmalar Araban çevresi tarihinin Tunç Çağı’na (M.Ö. 3000-1200) kadar indiğini göstermektedir. İslâm öncesi Raban Kalesi denilen Araban İç Kalesi’nin en önemli dönemi XI-XIII. yüzyıllar arasındadır.1 Bu yüzyıllar boyunca kale stratejik önemini sürekli korumuştur. Özellikle Urfa Haçlı Kontluğu, Ermeni Krallığı, Haçlı Seferleri, Memlûklu ve Türk akınlarında elde tutulması gerekli kalelerin başında yer almıştır. Araban Kalesi, Ermeniler ile Urfa Haçlı Kontluğu arasında sık sık el değiştirmiştir. 1093 yılında Ermenilerin elinde bulunan Araban Kalesi, 1112’den sonra Urfa Haçlı Kontluğu’nun eline geçmiştir. 1108-20 tarihleri arasında Ermeni Kralı Vasil’e ait olan kale, 1112-20 tarihlerinde Antakya Kralı eline geçmiş, daha sonra da tekrar Ermeniler’e bırakılmıştır. Bu dönemde kalenin çok sağlam olduğu ve kolay kolay fethedilemediği belirtilmektedir .

Hisar Beldesinde Bulunan Anıt Mezar


Sultan Mesud Kılıç Arslan 1148-1150 yıllarında Araban İç Kalesi’ni fet¬hederek Türk toprağı haline getirmiştir. 1155’te Atabey Nureddin Mahmud Zengi, Araban’ı Selçuklulardan almıştır. Bu tarihten sonra sırasıyla Halep Eyyubileri, Anadolu Selçukluları (1218), Memlûklular, İlhanlılar (1259), Memlûklular (1260), Dulkadiroğulları ve tekrar Memlûkluların hakimiyeti altında görülmektedir.

Gümüşpınar Köyünde Bulunan Köprü

Yavuz Sultan Selim zamanında bölge, Osmanlı topraklarına 1517’de katılmış, 1523 yılından sonra Birecik Sancağı’nın Rumkale kazasına bağlanmıştır. Gaziantep’e bağlı olan Araban, Cumhuriyetin ilanından sonra Altıntaş isimli bir kasaba iken, ismi sonradan değişmiştir. Araban’a dönüştürülmüş ve 1957 yılında da ilçe olmuştur.


Turizm

Bölgede birçok yerde tarihi zenginlik göze çarpmaktadır: Araban'ın kaleleri, harabeleri, ilkçağlardan kalan tarihi öneme sahip mezarlıklar ve birçok alanda yazıtlar.

Araban (Raban, Kale-i Zerrin) Kalesi 1940’lara kadar sağlam durumda iken, halk tarafından inşaatlarda kullanılmak üzere surların taşları sökülerek ortadan kaldırılmıştır. Kaleden günümüze toprak altında kalan kısımlardan başka bir şey ulaşmamıştır.
Kale, şehrin ortasındaki 35 m yükseklikte bulunan yığma tepe üzerine kurulmuştur. 85×95 m’lik bir alanı kaplayan kalede cami, su deposu ve toprak altında kalan surlardan başka herhangi bir şey bulunmamaktadır. XII-XIV. yüzyıllarda çok önemli bir iç kale olmasına rağmen günümüzde pek iz kalmamıştır .
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.04.2011, 01:27   #24
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Karkamış İlçesi


Karkamış Gaziantep ilinin bir ilçesidir. Karkamış, Gaziantep'in sanayi yönünden en az gelişmiş ilçesi ise de, Suriye-Türkiye sınır kapılarını ilçe bünyesinde barındırdığı için konumu itibarıyla önemli bir yere sahiptir. İlçe toprakları tarıma elverişlidir. Karkamış ilçesi su yönünden çok şanslıdır, çünkü ilçe hem Fırat nehrine yakın hem de ilçenin içinden su kanalları geçmektedir.Halkın çoğunluğu Türkmendir ve Araplarda yaşamaktadır. Bronz Çağ döneminde Uruk olarak adlandırılmıştır. Sümerlerin ünlü destanı Gılgamış'ın burada yazıldığı ve destan kralının Fırat nehri yakınlarındaki antik kentte yaşadığı sanılmaktadır.Karkamış ilçesi Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer almaktadır. Yüzölçümü 341.000 M2,rakımı ise 365 metredir.Gaziantep il merkezine 75 Km.lik bir yol ile bağlıdır.Karkamış ilçesinin doğusunda Fırat nehri,batısında Oğuzeli ilçesi,kuzeyinde Nizip ilçesi,Güneyinde Suriye devleti yer almaktadır.

Karkamış’ın Tarihçesi

Karkamış’ın iki yüzü vardır. Birincisi tarihin derinliklerinde yer almış, uygarlıklara, savaşlara ve saldırılara sahne olmuş, belgeleri ve izleri ile tarihe ışık tutmuş eski Karkamış. Diğeri onun devamı olan ve eskinin mirasına sahip şimdiki yani günümüzdeki Karkamış.
Eski Karkamış Fırat nehrinin akış yönüne göre nehrin hemen sağında kurulmuş, daha sonra belirlenen Türkiye-Suriye sınırının Fırat'la kesiştiği üçgenin köşesinde yer alır, artık mayınlanmış o saha içerisinde maziyi andıran bir tümsek yığını gibi dünden bugüne, çağlar ötesinden günümüze ışık tutar. Birçok uygarlık izleri ve kalıntıları bağrında saklıdır, bir iz gibi. Ve derinliğinde daha nice olayların belgeleri vardır, kim bilir. Ve kim bilir kaç kez hükümdarlar, krallar ordularının atları ile buraları çiğnediler, tahrip ve yağma ettiler. Ve eski kent, yıkıla yapıla sonuçta bir tümsek görünümü aldı. Eski ve yeni Karkamış şimdi aralarındaki çok az mesafeyi saymazsak yan yana dururlar.

Eski Karkamış zamanın törpüsü içinde yok olmuş ve belirtildiği üzere bir tümsek yığını haline gelmiş, ne sarayları kalmış ayakta ne de surları. Tarihi değerleri yağmalanmış, heykel ve sanat değeri olan eserler tahrip edilmiş durumda. Kabartma resimli duvarları yerle bir edilmiş ve savaş arabalarını çeken azgın atları, ne aslanları ve ne de kuvvetin simgesi boğaları kalmış artık. Eski kent ölgün bir harabe. Ama tarihe tanık, tarihe ışık tutmuş ve daha derinliğinde birçok gizleri saklar durumda.
Saraylara yapı olmuş taşları merdiven basamakları tarihin ve mazinin birer parçası gibi duruyorlar. Bir şeyler çağrıştırıyor insana dünden bugünlere.

Mezopotamya, Mısır, Anadolu yollarının kavşak noktasında bulunması nedeniyle Karkamış’ın coğrafi konumu tarih boyunca önem arz etmiştir. Bu durum ayrıca Karkamış’ın kesintisiz bir yerleşim alanı olmasını sağlamıştır.

Karkamış’ta Yapılan Kazılar Ve Antik Kentin Ortaya Çıkarılması


Kadeş savaşının ve tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş anlaşmasının yapıldığı yer olan Karkamış eski kenti ilk kez 1876 yılında İngiliz Hogatrh tarafından keşfedilmiş, yine bu şahıs tarafından o yıllarda yüzeysel bir araştırma yapılarak çeşitli eserler bulunmuştur.1912-1915 yılları arasında Sir Leonart Vooley başkanlığında Bannet,Lewrenve,Guy’dan oluşan kazı heyeti burada bir dizi kazı yapmış, 1915’ten sonra kazılara ara verilmiş ancak bu yıllardan önce Almanlar sonraları Birinci Dünya Savaşını takip eden yıllarda işgal gücü olarak bölgeye gelen İngilizler yaptıkları korsan kazılarla kentin birçok değerli eserlerini,kıymetli tarihi vesikaları almış ülkelerine götürmüşlerdir.Böylece Anadolunun diğer yerlerinde olduğu gibi burada da bir tarih yağmacılığı yapılmıştır.Daha sonra 1923 yılında tekrar kazı çalışmalarına başlanarak Karkamış’ın 1.Bin yılı Karkamış krallığı ortaya çıkarılır.kazı sonuçları ve arkeolojik buluntular üç cilt halinde İngilizce olarak “Garkamısh 123” olarak yayımlanmıştır.


Eski Karkamış tarih içinde bir bakıma görevini tamamlayıp da yok olduktan sonra onun batı kısmına bugünkü yeni Karkamış kurulur.Yukarıda da bahsedildiği gibi eski ile yeni yan yanadır.Yeni Karkamış eski ile aynı doğrultuda Fırat'a dökülen Çiftlik çayı üzerine kurulmuş durumdadır.Ve şu andaki idari yapısı da ilçe statüsündedir.Milli mücadele sonunda Suriye ile belirlenen sınırın sıfır noktasında kalmıştır.Yine bu sınır anlaşması eski Karkamış’ın bir kısmını da sınırlarımızın dışında bırakmıştır.

Harabeler


Geç Hititler döneminden bir Kubaba kabartması

Karkamış İlçesi yakınında, Fırat’ın batı kıyısında, Türkiye-Suriye sınır hattı üzerinde, Yakındoğu Arkeolojisi’nin en önemli yerleşimlerinden Karkamış Antik kenti yer almaktadır. Kent; M.Ö. II. bin yılda, Anadolu’dan, Mezopotamya’ya ve Mısır’a uzanan yolların önemli bir kavşak noktasında yer alıyordu. Karkamış Krallarından söz eden ilk belgeler, M.Ö. 1700’e doğru ortaya çıkar. M.Ö. 1650’li yıllarda, Hitit Kralı Hattuşili 1, Karkamış ve çevresindeki kentleri alarak, kuzey Suriye yolunun güvenliğini sağladı. Daha sonra, Mitanniler’in egemenliği altına giren kent, Şuppiluliuma I. döneminde yeniden Hititlere bağlandı. Karkamış artık, çoğu büyük Hitit Kralları soyundan gelen ve İmparatorluğun Suriye’deki topraklarını denetim altında tutan bağlı krallar tarafından yönetiliyordu.
T. E. Lawrence ve L. Woolley
Karkamış kazıları sırasında, 1913



Hitit İmparatorluğu’nun M.Ö. XII. yüzyıl başlarında yıkılmasından sonra kent, yeni kurulan çok sayıda Geç Hitit Krallığından birinin merkezi oldu. Asur Kralı Acurnasirpal II’nin Suriye Seferi (M.Ö. 876-866) sırasında, haraca bağlanan Karkamış, M.Ö. 717’de Asur Kralı Sargon II tarafından yakılıp yıkılarak, Asur topraklarına katıldı. George Smith’in (1876) Cerablus yakınındaki kalıntıların, Karkamış’a ait olduğunu bulmasından sonra, Hogarth, Lawrence, Campbell-Thompson ve Woolley, 1878-1881, 1911-1914 ve 1919-1920 yılları arasında kentte British Museum adına kazı çalışmaları yapmışlardır. Kalenin bulunduğu tepede, tarih öncesi kalıntıların yanı sıra, Erken ve Geç Hitit dönemlerinden iki ana yerleşim yeri saptanmıştır. Dış Kent, İç Kent ve Kale olmak üzere üç bölümden oluşan dikdörtgen planlı Karkamış’ta; yönetsel ve dinsel işlevli yapılar, kentin çekirdeğini oluşturmaktaydı. Yapılar; Hitit-Asur üslubunda kabartmalarla kaplı siyah bazalt ve beyaz kireç taşı ortostatlarla süslüdür. Bulunan kabartmaların çoğunluğu, Geç Hitit dönemine tarihlendirilmektedir.

Bu kabartmalar, Tanrıça Kupapa ve onun adına yapılan tören alayındaki askerlerin, rahiplerin, çeşitli hayvanları taşıyan kişilerin, uzun ve düz kılıçlarla silahlanmış prenslerin, savaş arabalarının, karışık yaratıkların, koruyucu hayvanların yer aldığı tören alayı betimlemeleriyle M.Ö. I. Bin yıl başlarındaki yaşam biçimine, giysilerine ve kültürüne ışık tutmaktadır. Karkamış kabartmalarının, büyük çoğunluğu bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.Suriye sınırında mayınlı askeri sahada bulunan harabeler, mayınlardan temizlenmeyi beklemektedir.

(NOT: Günümüzde Karkamış harabeleri askeri bölgede olduğundan ziyarete kapalıdır. Ziyaret için Genel Kurmay Başkanlığı’ndan izin alınması gerekmektedir.)
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.04.2011, 01:36   #25
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Nizip İlçesi


Nizip, Gaziantep'e bağlı ilçe.İlçede tarım ve sanayicilik gelişmiştir. Antep fıstığı ve zeytin bahçeleri yaygındır. Bunları işleyecek 50 kadar küçük işletme mevcuttur. Zeytinyağından elde edilen sabunları meşhur, sabun fabrikaları çoktur. Zeugma, diğer adıyla Belkıs harabeleri ilçeye 8 km uzaklıktadır.


Tarihi ve Coğrafi Yapısı



Nizip ilçesinin tarihi MÖ 2000 yılına kadar gider. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim Nizip'i Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katmıştır. İlçe, Fırat nehrinin meydana getirdiği Orta Mezopotamya havzasındadır. Gaziantep-Nusaybin demiryolu diğer bir deyişle Bağdad Demiryolu ve E-90 karayolu ile Çukurova Otobanı da ilçeden geçer.Gaziantep İli, Nizip İlçesi'nin 10 km. doğusundaki Belkıs Köyü'nde, Fırat Irmağı kıyısında, Zeugma Antik Kenti bulunmaktadır. Tarih öncesi çağlardan beri kesintisiz iskan gösteren bu yerleşimin önemi, Fırat Irmağı'nın en kolay geçit verdiği iki noktadan birisinde olmasıdır. Zaten "Zeugma" adı da "köprübaşı" veya "geçit yeri" gibi bir anlam taşımaktadır. Günümüzde, üzerinde fıstık ağaçlı yetişmiş bulunan, 3-4 metre kalınlığında toprak tabakasıyla örtülüdür. Yaklaşık 20 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş olan bu antik kentin 1/3'ü, su tutulması Ekim 2000'de tamamlanmis olan Birecik Barajı göl alanı altında kalmistir.



Ekonomisi

Nizip-Mağracık Höyük


Nizip tarıma dayalı sanayi ve ticaret bölgesidir. Antep fıstığı, zeytin, mercimek, buğday, arpa ve bağcılık faaliyetleri üzerine kurulu çeşitli sanayi kuruluşları ilçeyi ekonomik yönden canlı tutmaktadır. Özellikle zeytinyağı üretimi yaygındır.


Gezilecek Yerleri


İlçenin 10 km kuzey doğusunda Belkıs (Zeugma) şehri kalıntıları bulunmaktadır. İlçede Karpuzatan mesire yeri, eski kilise, Taşbaş dağı gezilip görülebilecek yerlerdendir. İlçe merkezinde yeni park ve dinlenme alanları bulunmaktadır. Birecik Barajı civarına yapılan seyir tepesi ve mesire alanı gezilebilecek yerler arasındadır.yine taşbaş mesire alanı da gezilebilir.Ayrıca belkıs zeugma harebelirinin kıyısından başlayarak şanlıurfaya baglı olan Halfeti ilçesine Fırat nehri üzerinde vapur ile turlar düzenlenmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.04.2011, 18:30   #26
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Nurdağı İlçesi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Gaziantep’e bağlı bir ilçe olan Nurdağı'nın doğusu Şahinbey ve Şehitkamil ilçeleri, batısı Osmaniye ili ve Bahçe ilçesi, kuzeyi Kahramanmaraş ili Türkoğlu ve Pazarcık ilçeleri, güneyi İslahiye ilçesi ile çevrilidir. İlçenin doğusunda Hurşit Dağları, batı ve güneyinde Amanos ile Nurdağı yer almaktadır. Buradaki Aslanlıbel Geçidi ile doğusundaki Akyokuş mevkii kış aylarında çok yağışlı ve sislidir. Gaziantep'e 67 km. uzaklıktaki ilçenin denizden yüksekliği 570 m. dir.



İlçede, Akdeniz iklimi hüküm sürmekte olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. İlçenin batısındaki Aslanlıbel Geçidi ile doğusundaki Akyokuş mevkiinde şiddetli kar yağışı olmaktadır. Kuzeyden ve zaman zaman kuzeybatıdan esen rüzgarların etkisinde olmaktadır.


İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık ve madenciliğe dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler, arpa, buğday, mısır, pamuk, şeker pancarı, kırmızı biber, soğan, korunga, fiğ, yoncadır. Hayvancılıkta ise sığır, koyun, keçi, tavuk yetiştirilmekte olup, arıcılık da yapılmaktadır. İlçe toprakları içerisinde zengin krom yatakları vardır.



Nurdağı, Mezopotamya-Anadolu-Akdeniz arasında geçiş yolu üzerinde bulunmasından ötürü Eski Tunç Çağı'ndan beri yerleşime sahne olmuştur. Burada yapılan kazılar Orta Tunç Çağı, kalkolitik Çağı’nda da burada yerleşim olduğunu göstermiştir. Hitit İmparatorluğu bu yöreye de hakim olmuş ve küçük bir Hitit Krallığı yörede hüküm sürmüştür. Ardından Asurlular, Gerdaniler yöreye hakim olmuş, Geç Hitit dönemine ait kalıntılar Nurdağı yakınındaki, Sakçagözü ve Zincirli Höyük'te ortaya çıkarılmıştır. İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına Prof.Gastrang’ın yörede yaptığı çalışmalarda (1954), Nurdağı’nın çeşitli bölgelerinde bir çok Hitit yerleşimi olan höyüklerle karşılaşmıştır. Bu çalışmalar sonunda, Nurdağı yöresinde, Hititlerin uzun süre yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Sonraki yıllarda Persler yöreye egemen olmuş, Büyük İskender’in doğu seferi sırasında tüm çevre ile birlikte Nurdağı yöresi de Makedonyalılar'ın eline geçmiştir. İskender'in ölümünden sonra yöre, bir süre Seleukosların egemenliğine geçmiş, daha sonra da Romalılar ve Bizanslılar yöreye hakim olmuşlardır. Hıristiyanlığın ilk zamanlarında, Cebeli Bereket Dağları ilk Hıristiyanların yerleştikleri yerler olmuştur. Nurdağı, Bizanslılar'la Araplar arasında sınır konumunda olmuştur.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boyları buraya yerleşmiş ve yöre bir süre Selçukluların egemenliğinde kalmıştır. Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında da Osmanlı topraklarına katılmıştır. Mısırlı İbrahim Paşa'nın Suriye'nin Kuzeyini işgal etmesi ve Nizip Savaşı'ndan sonra geri çekilmesi üzerine bu bölgelerde yoğun olarak bulunan Çelikanlı ve Delikanlı aşiretlerinin çekişme ve kavgaları yüzünden asayişsizlik çoğalmış, Sultan Abdülmecit zamanında Halep vilayetleri valileri olan Derviş ve Cevdet Paşalar bu bölgede düzeni sağlamak üzere görevlendirilmişlerdir.Cebelibereket vilayeti de bu dönemde kurulmuştur. Nurdağı da İslahiye gibi bu vilayete bağlanmıştır.

Hurşid Ağa Konağı

Cumhuriyetin ilanı sırasında yine bölgede asayişsizlik baş göstermiş ve 1933 yılında da Gaziantep’e bağlanmıştır. 1990 yılında da ilçe konumuna getirilmiştir.

Sakçagözü ve Şelalesi


İlçede günümüze gelebilen eserler arasında; Ukkaşiye Türbesinin bulunduğu tepede, bir kilise kalıntısı, Hisar Köyü civarında Bizans dönemine tarihlendirilen kale kalıntıları, Hz.Ukkaşiye’nin Türbesi ve başta Hurşit Ağa Konağı (Zerda Dizisi'nin çekildiği konak) olmak üzere Türk sivil mimari örnekleri bulunmaktadır. Ancak bu konak Şubat 2005'te bilinmeyen bir nedenle yanarak kullanılmaz hale gelmiştir. Bu evlerin en büyük özelliği, taş su basmanı üzerine kerpiç, ahşap kamışlarla yapılmış olmalarıdır.
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.04.2011, 19:00   #27
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Oğuzeli İlçesi

Gaziantep ilinin 17 km güneyinde yer alan ilçemizin Doğusunda Nizip, Batısında Elbeyli(Kilis), Kuzeyinde Şahinbey ve Şehitkamil Güneydoğusunda Karkamış ilçeleri bulunurken Güneyinde Suriye ile sınır komşusudur.
İlçede önemli tarım arazileri olan ovalar (Tilbeşar, Tüm ve Barak ovaları) bulunmaktadır. Bu ovalar Aynifar deresi üzerine 2006 inşâ edilen ve 20.000 ha alanı sulayabilen Kayacık barajı ile sulanmaktadır.
İlçe genel olarak düz bir alan üzerinde kurulmuştur. Çevresinde çok yüksek dağlar bulunmamaktadır. En önemli yükselti ilçenin doğusunda bulunan Delikli Tepedir(835 m ). İlçenin denizden yüksekliği ise 740 metredir.


İklimi ve Bitki Örtüsü

İlçede, Akdeniz ikliminde Karasal iklime geçiş iklimi diyebileceğimiz bir iklim tipi görülür. Bunda etkili olan en önemli unsur da ilçenin denize kapalı ve denizden 740 metre yüksekte olmasıdır. Kışın yağışlı geçerken yazın kurak bir iklim hüküm sürer.

En yüksek sıcaklık 30 Temmuz 2000’de 44 0C; En düşük sıcaklık ise 2 Şubat 1992’de -13 0C ölçülmüştür. Ortalama sıcaklık 15,02 0C’dir.

İkliminin bir bölümünde kurak bir dönemin olması ilçenin bitki varlığını da önemli ölçüde etkilemiştir. Kurak arazilerde su isteği az olan bitki ve tarım ürünleri yetişmektedir. Bu arazilerde kurakçıl otlar ve çalılar ile zeytin, fıstık, incir ve üzüm gibi tarım ürünleri de yetiştirilir. Sulak arazilerde ise yetiştirilen en önemli tarım ürünü mısır ve nar’dır.


Tarihçesi

Oğuzeli Gaziantep’in güneydoğusunda Sacır Suyu kenarında kurulmuş bir ilçedir. İlçe merkezi olmadan önceki ismi Büyükkızılhisar Köyü idi. Bu ismi kırmızı topraklardan yapılan hisar şeklindeki evlerden aldığı sanılmaktadır. Oğuzeli isminin ise üzerinde yaşayan ailelerin geçmişine istinaden verildiği aşikârdır.
Yerleşim yerleri olarak ilçe çok eskidir. İlçeye bağlı Tilbaşar Köyünde bulunan Tilbaşar Kalesinde yapılan kazılarda milattan önce 3000’li yıllara ait kalıntılara rastlanmıştır.
İlçe Hitit, Asur, Medler, Persler, Romalılar, Sasaniler, Bizans egemenliğine girmiştir. Hz. Ömer döneminde 639’da Suriye cephesi komutanı Ebu Ubeyde’nin öncü birliği komutanı Ganenoğlu İyaz tarafından bölge İslam egemenliğine girmiştir.
14 Şubat 1946 da ilçe olan Oğuzeli’nden 1995 yılında Elbeyli ilçesi ve 23 köy ayrılarak Kilis iline bağlanmıştır. 23 Temmuz 2004 tarihinde Gaziantep’in 3. merkez ilçesi olmuştur.

17.yüzyılda yasamış halk şairlerinden Karacaoğlan uzun yıllar ilçeye bağlı köylerde dolaşmış ve şiirlerinde Tilbaşar, İkizkuyu, Sazgın ve Nafak pınarı yörelerini işlemiştir. Şöhreti ilçe sınırlarını aşarak ülkemize mal olmuş Ezo Gelin ilçeye bağlı Dokuzyol(Uruş) Köyünde doğup büyümüştür. İlçede Tilbaşar Kalesi kalıntılarından başka; Hamzababa, Gaffurbaba, Şıh Bilecan Türbesi ve Selçuklu döneminden kalma Orta Cami minaresi başlıca tarihi eserlerdir.


Tilbaşar Kalesi

Oğuzeli ilçesinin yaklaşık 12 km. kadar güneydoğusundaki Gündoğan Köyü'nde yer alan Tilbaşar Kalesi, M.Ö. 3000 yıllarına kadar giden ve tunç çağlarından itibaren iskan görmesinden dolayı oluşan birikimle oldukça yüksek görünen Tilbaşar Höyüğü'nün üzerinde yapılmıştır.
Tarih öncesi devirlerden sonra klasik çağlarda da, yakınında kurulmuş olan ve Abara ismi ile anılan antik kentte yerleşim devam etmiştir. Tilbaşar Kalesi, M.S. 11. ve 12. yüzyıllarda Haçlı Seferleri sırasında, önemli ticaret yollarına ve stratejik kavşaklara hakim ve yüksek bir tepeye (höyüğü) sahip olduğundan yeniden ele alınmış, höyüğün etrafında oluşan şehir bir sur ile çevrilmiş ve höyüğün üzerinde de sağlam bir kale inşa edilmiştir.
O zamanki adı olan Tel-Başir, sonradan Tilbaşar olarak anılmaya başlanmıştır. 1995 yılında Yrd. Doç. Dr. Rıfat ERGEÇ başkanlığında Gaziantep Arkeoloji Müzesi ile Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü'nün birlikte yürüttüğü arkeolojik kazılarda höyük eteklerinde Eski Tunç Çağı, Bizans, Eyyubi ve Haçlı dönemlerine ait yerleşim yerleri ortaya çıkarılmıştır.

Anadolu’nun sayılı büyük höyüklerinden olan Tilbaşar Höyüğü üzerinde, yer yer Haçlı dönemi kalesinin kesme taştan duvar kalıntıları ile hemen önünde Türk ve Haçlı ordusunun büyük bir savaşa tutuştuğu şehir surlarının, toprak yığıntısı haline gelmiş kalıntılarını görmek mümkündür.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.04.2011, 19:04   #28
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Şahinbey İlçesi

Şahinbey, Gaziantep ilinin bir ilçesidir. İlçe, Antep Savunması'nda üstün yararlılıklar gösteren Şahin Bey'in anısına bu ismi almıştır.

Şahinbey, Gaziantep'in en büyük ilçesidir. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre 2007 yıl sonu itibari ile nüfusu 679.053'tür. Gaziantep’in bir mahallesi olan Şahinbey, Gaziantep’in 1987’de Büyükşehir olmasından sonra ilçe konumuna getirilmiştir.


  • Adının Kaynağı
İlçe adını, Antep savunması sırasında Antep Heyeti Merkeziyesi’nin önerisi üzerine Kilis Yolu Kuva-i Milliye Komutanlığı’na getirilen ve "Düşman Cesedimi Çiğnemeden Antep’e Giremez" diyerek Kilis Yolu Elmalı Köprüsü üzerinde Antep Halkını galeyana getirerek, Kuva-i Milliye ruhunun kıvılcımını çakan, Komutan Şahinbey’in adından almakta olup, bir de burada Şahinbey Anıtı yapılmıştır.

Tarihçesi

Şirvani Camii


Şahinbey yöresinin tarihi M.Ö. 4000 yıllarına uzanmaktadır. Gaziantep ilinin yerleştiği alanın, ilk uygarlıkların doğup geliştiği Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunması, dolayısıyla tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarına yerleşme sahası ve uğrak yeri olmuştur.

M.Ö. 1800 yıllarında Hititlerin egemenliği altında kalan bölge, Hititlerden sonra Asurluların, MÖVI.yüzyılda da Perslerin egemenliğine girmiş ve Kapadokya Satraplığına bağlanmıştır. MÖ.IV.yüzyılda İskender’in egemenliğine girmiş, Onun ölümünden sonra Seleukoslar hakim olmuştur. MÖ.II.yüzyılda Roma’nın desteği ile bağımsızlığını sürdüren yöre, kısa bir süre Kommagene Krallığı’na bağlanmış ve MS.72’de Romalılar tümü ile buraya hakim olmuş, X.yüzyılın sonlarında Bizans’ın Telukh Theması’na (Yerel Yönetim Birimi) bağlanmıştır.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra, Selçuklular Emir Afşin yönetiminde 1067’de akınlar yapmış ve Türkmen boyları yöreye yerleşmiştir. Yöredeki Anadolu Selçuklu yönetimi Haçlıların 1098’de Urfa Haçlı Kontluğu’nu kurmalarına kadar sürmüştür. Yöre 1150’de yeniden Selçukluların egemenliğine girmiştir. Daha sonra Halep Eyyubileri buraya hakim olmuşsa da, 1218’de bir kez daha Selçukluların eline geçmiştir. İlhanlıların Anadolu’da etkili oldukları dönemde Memlüklulara bağlanmış, 1259’da İlhamlıların eline geçmiş ve her iki devlet arasında çekişme konusu olmuştur. XIV.yüzyıl boyunca Memlüklular ile Dulkadiroğulları arasında sürekli el değiştirmiş, XV.yüzyılda da Osmanlılar bu bölge ile ilgilenmeye başlamışlardır. Yavuz Sultan Selim’in Memlük Devletini ortadan kaldırması ile 1516’da Gaziantep yöresi ile birlikte Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Şahinbey, Mustafa Kemal Atatürk'ün nüfusa kayıtlı olduğu ilçedir.


Coğrafi Yapısı

Şahinbey, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Gaziantep İli’ne bağlı bir ilçedir. İlçe toprakları içerisinde ortalama yüksekliği 1.496 m. olan Sof Dağları bulunmaktadır. Bu dağlar doğuya doğru uzanır. Sof Dağları arasında çok sayıda küçük vadiler bulunmaktadır. Denizden 850 m. yükseklikte olan ilçenin yüzölçümü 960 km2, toplam nüfusu ise 679.053’dur.


  • İklimi
İlçede Akdeniz iklimi hüküm sürmekte olup, yazlar genellikle sıcak ve kurak, geceleri oldukça serindir. Kış ayları soğuk ve yağışlı geçer. Nur Dağları yağış ve sıcaklık durumunu etkilemektedir. Bu nedenle deniz ve kara iklimi geçit bölgesindedir.

  • Ekonomisi
lçenin ekonomisi, küçük sanayiye dayalıdır. İl merkezinin hemen yanı başında olduğundan ekonomisi gelişmiştir. Özellikle gıda, dokuma, temizlik malzemesi alanlarında çok sayıda küçük atölyeler bulunmaktadır. Gaziantep’e yakınlığından dolayı aynı zamanda, ilin alışveriş merkezi durumundadır.
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.04.2011, 19:06   #29
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Şehit Kamil İlçesi

Gaziantep şehrinin Alleben Deresi ile tabii uzantılarının kuzeyinde kalan bölümü merkez olmak üzere Şehitkamil adıyla, 3398 sayılı Gaziantep İl'i Merkezinde Şehitkamil ve Şahinbey adıyla iki ilçe kurulması hakkındaki kanunla, 20.06.1987 tarihinde kurulmuş ve 19.09.1988 tarihinde de faaliyete geçmiştir.

İlçe "Şehitkamil" adını, Gaziantep Savunması sırasında 14 yaşında iken şehit edilen "Mehmet Kamil" den almaktadır.

İlçeye bağlı 2 belde, 71 köy ile bu köylere bağlı 22 mezra bulunmaktadır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin batısında yer alan ilçe 1.250 km²'lik bir alanı kapsar. Güneydoğu Anadolu ile Akdeniz Bölgeleri arasında kalan ilçemizde her iki bölgenin iklimi ve özellikleri görülür. Kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. İlçenin kuzeyinde Pazarcık, kuzeydoğusunda Yavuzeli, doğusunda Nizip, güneydoğusunda Oğuzeli, güneyinde Şahinbey ve batısında ise Nurdağı ilçesi bulunmaktadır.

İlçenin başlıca yükseltiler; Sofdağı (1496 m), Dülükbaba (1250 m), Güreniz (1069 m) ve Sam Dağları'dır (1053 m). Küçük akarsular arasında en önemlisi Alleben Deresi'dir.


  • Şehit Kamil Kimdir?

21 Ocak 1920 Cuma günü, 14 yaşındaki Mehmet Kâmil annesiyle dedesinin evinden geliyorlardı. İkisinin de sırtında hasır örmek için dedesinin evinden aldıkları parçalar vardı. Fransızlarla harp daha başlamamıştı. Vakit akşam üstüydü.
Fransızların fırın olarak kullandığı bir binanın önünden geçerken, Kozanlı tarafından gelen birkaç Fransız askeri birden Mehmet Kâmil'in annesinin önünü kesip peçesini açmak istediler.
Mehmet Kâmil'in annesi bir yandan bağırıyor bir yandan da peçesini açmak isteyen Fransız askerlerine karşı kendisini müdafaa etmeye çalışıyordu. Anasının saldırıya uğradığını gören Kâmil yerden aldığı taşları Fransız askerlerine atıyordu. Tam o sırada ortalığı bir çığlık kapladı. Mehmet Kâmil, Fransız askerlerinin tüfeklerinin süngüsüyle şehit edilmişti. Mehmet Kâmil'in katledilmesiyle Antep müdafaasının ilk şehidi verilmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 17.04.2011, 19:07   #30
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Yavuzeli İlçesi


Yavuzeli, (Cingîve), eski adı ise Cingife olan Gaziantep ilinin bir ilçesidir. Tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte bir rivayete göre burada bir Ceneviz Şehri olduğu ve Cingife adının buradan kaynaklandığı söylenmektedir.

Yakın tarihte ise Osmanlı Sultanlarından Yavuz Sultan Selim 1517 yılında Mercidabık seferine giderken burada konaklar. Yerli halkın kendisine gösterdiği yakın ilgiden dolayı buraya “ Yavuzun İli” adının verilmesini ister.

Cingife adı 1958 yılında İlçe kurulması hakkında kanunla da Yavuzeli olarak değiştirilmiştir.

İlçe Kuzeyde Araban, Doğuda Şanlıurfa İli, Kuzeybatıda Kahramanmaraş İli, Güneydoğuda Nizip, Güneyinde ise Merkez Şehitkamil İlçesi ile çevrili alanda yer alır. İlçenin doğusunda Şanlıurfa İli ile sınırlı Fırat Nehri ile belirlenmiştir.

İlçenin denizden yüksekliği 850 metre, İl Merkezine uzaklığı 38 km. Yüzölçümü ise 483 km²’dir. Nüfusun %31 ilçe merkezinde %69’u ise köylerde yaşamaktadır. İlçedeki nüfus yoğunluğu 51’dir.

Dolmen Mezarları
İlçenin temel geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olması, sanayinin olmaması nedeniyle, işsizlik sorunu yaşayan aileler Gaziantep il merkezine göç etmişlerdir. Başka şehirlerden ilçe merkezine yerleşmiş ailelerde az da olsa vardır.

Rum Kalesi


Rum Kalesi ,Dolmen Mezarları ile tarihi yerler barındırır.Karapınar Göl Gazinosu gibi bir doğa harikası yine bu ilçededir.
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ayıntap, eserleri, filmi, gaziantep, gaziantep'i, gaziantep'in, gezilecek, görülecek, ilçeleri, parlayan, tanıtım, tarihçesi, tarihi, tarihi eserleri, yemekleri, yerler, yerleri, youtube


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:06.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.