Yedi Düvele Karşı! | Rahmi Turan - Tokmak

[@Canan]

Davutoğlu’nun kurduğu yeni hükümet açıklandı. Dört bakanlıkta değişiklik var ama yeni hükümetin eskisinden bir farkı yok. Aynı sistem, aynı mantık, aynı dünya görüşü!
Bugün daha önemli bir şey var. 30 Ağustos Zafer Bayramı!
Türk’ün makûs (ters dönmüş) talihini yendiği, kaderini tersine çevirdiği mucizevi gün… 30 Ağustos umuttur, güvendir, milli duyguların şahlanışıdır.
Bugün, büyük komutan Mustafa Kemal’in önderliğinde Türk Ulusu’nun yedi düvele (bütün devletlere, bütün dünyaya) karşı kazandığı muhteşem zaferin 92’nci Yıldönümü’dür. Mustafa Kemal Atatürk, yalnız dışarıdaki düşmanları değil, çok daha tehlikeli olan içimizdeki düşmanları da yenmiştir.

En zor savaş, içerideki hainlerle yapılan savaştır.
Mustafa Kemal “Ya istiklal, ya ölüm” diyordu. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz, göğüs göğüse çarpışmalarla 5 gün aralıksız devam etti. Tarihin en büyük meydan savaşı idi. 30 Ağustos günü düşman bozguna uğrayıp kaçmaya başlarken Türkiye özgürlüğe doğru kanatlanıyordu…
92 yıl geçti! Bugün ne haldeyiz? Atatürk’ün emanetine layık olabildik mi?

Atatürk çok büyük savaşlar kazanmıştı ama ilkesi “Yurtta barış, dünyada barış” idi.
Bugün, tek savaş bile kazanamayanların ilkesi ise “Yurtta kavga, dünyada kavga!”
Nereden nereye?
Sözcü

[@Mustafa Akten]

"Bugün, büyük komutan Mustafa Kemal’in önderliğinde Türk Ulusu’nun yedi düvele (bütün devletlere, bütün dünyaya) karşı kazandığı muhteşem zaferin 92’nci Yıldönümü’dür. Mustafa Kemal Atatürk, yalnız dışarıdaki düşmanları değil, çok daha tehlikeli olan içimizdeki düşmanları da yenmiştir." Diyor sn. Rahmi Turan.

Rahmi Turan beyin dışardaki düşmanları yenmiştir sözüne yürekten katılırken, içerdeki düşmanların tam olarak yenilmediğine inananlardanım. Cumhuriyet ilanı ile birlikte iç düşmanlar asla dur durak bilmediler, zaman zaman din elden gidiyor dediler zaman zaman Atatürk bıraksaydı ninelerini belleyecek kefereye baba dediler, Atatürk ve ilkelerine karşı çıktılar, medeniyeti, ilericiliği, demokratlığı, hak ve hukuku, kadın ve çocuk haklarını, kendilerine has bir yöntem olan erkek eğemen toplum üzerinde, baskı aracı gördüler, her platform da Atatürk ve ilkelerine savaş açtılar, Lozan'ı mandacılığa tercih ettiler. İç düşmanların kendilerinin çoğu yerle yeksan oldular, torunları, çocukları ve zihniyetleri bu güne kadar taşındı geldi. En son emarelerini son 12 yıldır ülkemiz görmekte, milli lezyonlar milli bünyeden bir türlü atılamadı yok edilemedi. İşte size iç düşman hikayesinden basit bir kesit!

Günümüzde bile devletin tüm katmanlarında ve sosyal yaşamın her kesiminde, kılıkları ile zihniyetleri ile ben iç düşmanların uzantısıyım diyenleri görmekteyiz. Bu düşünceler ile iç düşmanları yenemedik, iç düşmanlar her zaman var onlara çanak tutan güya milli irade kahramanları da var!

Paylaşım için taşıyan arkadaşımıza teşekkürler.