Mathias Énard, "Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara" kitabında şöyle yazmıştır: "İncecik bilekleri saran beş halhal, turuncu muareli elbise, parlak omuzlar ve boyun çukurundaki ben; birkaç yıl sonra Sistina Şapeli'nin kuytu bir köşesinde karşımıza çıkacak. Michelangelo'nun eserleri, resimde de mimaride de İstanbul'a çok şey borçlu olacak. Bakışı şehir ve başkalık karşısında çok farklılaşacak; manzaralar, renkler, biçimler hayatının geri kalanında çalışmalarının içine nüfus edecek. San Pietro'nun kubbesi Ayasofya ve Bayezid Camii'nden esinlenmiştir; Medici Kütüphanesi ise Manuel'le sık sık gittiği Bayezid Kütüphanesi'inden; Medici Şapeli'ndeki heykeller, hatta II. Julius için yaptığı Musa heykeli İstanbul'da rastladığı davranış ve insanlardan izler taşır."
"İncecik bilekleri saran beş halhal, turuncu muareli elbise, parlak omuzlar ve boyun çukurundaki ben; birkaç yıl sonra Sistina Şapeli'nin kuytu bir köşesinde karşımıza çıkacak. Michelangelo'nun eserleri, resimde de mimaride de İstanbul'a çok şey borçlu olacak. Bakışı şehir ve başkalık karşısında çok farklılaşacak; manzaralar, renkler, biçimler hayatının geri kalanında çalışmalarının içine nüfus edecek. San Pietro'nun kubbesi Ayasofya ve Bayezid Camii'nden esinlenmiştir; Medici Kütüphanesi ise Manuel'le sık sık gittiği Bayezid Kütüphanesi'inden; Medici Şapeli'ndeki heykeller, hatta II. Julius için yaptığı Musa heykeli İstanbul'da rastladığı davranış ve insanlardan izler taşır."