Tekil Mesaj gösterimi
Eski 10.01.2010, 22:56   #4
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Seferihisar İlçesi (İzmir)

Teos




İzmir'in Seferihisar İlçesi'ne 5 kilometre uzaklıktaki Sığacık Köyü'nün bir kilometre güneyinde deniz kenarında bulunan Teos'un M.Ö. 1000 yıllarında İon kolonisi olarak kurulmuştur. Kurucusu Dioysos'un oğlu Athames olarak bilinir. Teos önce Pers yönetiminde kalmış, sonra Lidyalıların, ardından yine Pers yönetimine geçmiştir.

İonlarla birlikte Teos bağımsızlığını kazanmış ve mimari alan ile ticarette önemli bir yer haline gelmiştir. Kentinin en önemlileri olan Teos'te Hellenistik ve Roma dönemi kalıntıları bulunmaktadır. Ziyarete açık olan Teos'ta en önemli antik eser olarak bilinen, antik dünyanın en büyük Dionysos Tapınağıdır. Diğer önemli kalıntılar ise Agora, tiyatro, odeon, surlar ve liman kalıntılarıdır.

Tarihi ve doğal çevre zenginliği Teos'un değerini artırmaktadır. Teos'a giderken içinden geçeceğiniz Sığacık'ta bulunan 16.yy'da Osmanlı Kalesi'ni de görebilirsiniz. Ayrıca doğal bir liman görünümündeki Sığacık Körfezi'nde günbatımının enfes güzelliğini yaşayabilirsiniz.



Teos, Anadolu ve Ege Adaları üzerindeki 12 İon kentinin en önemlilerinden biridir. Yaklaşık olarak MÖ 5. yüzyıl kaynaklı olan geleneksel öyküye göre Teos MÖ 11. yüzyılda Boeotia Orchomenos' tan gelen Minyaslılar tarafından kurulmuştur. Efsanevi kurucusu olarak Athamas bilinmektedir. Onları Kodrus oğullarının soyundan gelen Atinalı' lar izlemiştir. M.Ö. 7. yy,da Milet'li Thales'in 12 İon kentinin Teos'ta ortak bir meclis kurmasını önermesi,Teos'un o çağlarda ki kuvvetli durumunu simgeler. M.Ö. 6. yy.da Pers istilasının başlamasıyla Teos da diğer İon kentleri gibi düşmüş,bunun üzerine Teoslular, gemilerle adalara geçerek kurdukları kolonilere yerleşmişlerdir.

M.Ö 494'de Lade Savaşı'nda koloniler yeniden zafer elde ettikleri için , Teos kısa zamanda toparlamış, gidenler geri dönmüş ve deniz aşırı ticaret sayesinde Teos tekrar zengin bir kent haline gelmiştir. M.Ö 304'de bütün İon kentlerini etkileyen depremden sonra Antiganus, lebedos'un bütün nüfusunu toplayıp teos'a götürmeyi teklif etmiştir. Bu konuyla ilgili planlar seferihisar'da bulunan uzun bir kitabede mevcuttur.Ancak Antiganus planlarını gerçekleştiremeden Teos , M.Ö 302' de Büyük İskender'in generali Lysimachus tarafından ele geçirilmiş, Lysimachus yeniden inşa ettirdiği efes'de yerli nüfus olmadığı için Teos'daki ve lebedos'daki nüfusun bir kısmını buraya naklettirmiştir.



M.Ö 190 yılında Romalılar ile Teos'un yöneticisi Antiochus III'ün arasında kıyılarda egemenlik çekişmesi vardı. Antiochus III'ün askerleri için ayırdığı büyük gıda stokları Romalıların dikkatini çekmiş ve Teoslulara bu stokları vermelerini, aksi taktirde düşman muamelesi göreceklerini bildirmişlerdir. Teoslular bu teklifi kabul etmişler, ancak Doğanbey adası arkasındaki koyda Roma donanmasına tuzak hazırlamışlardır. Romalıların yükleme işini kentin güneyinden başka bir koyda yapmaları üzerine planları bozulmuş, durumu öğrenen Romalılar Teos donanmasına saldırarak yenmiş ve onları barış antlaşması yapmaya zorlamışlardır. Bu olay Teos'un tarihteki son belgesidir. Roma idaresi altındaki Teos, tarihteki olayların akışı içinde silinip kaybolmuştur.


Teos'un kuzey ve güneyinde iki limanı ve her iki limandan ortalama 1.5 km uzaklıkta ortadaki bir tepe üzerinde akropolü vardır.En eski surlar bu tepe üzerindedir. Kent, akropol ile güney liman arasında gelişmiştir. M.Ö 3. yüzyıla ait sur duvarları düz hatlar ve dik kırıklıklarla devam eder. Güneyde limana ait bazı kalıntılar vardır.Aynı şekilde kuzeyde Sığacık kale surları altından denize girmiş bazı liman kalıntıları mevcuttur. Surların hemen yanında inşa edilen tapınak , Teos'un büyük tanrısı Dionysos için yapılmıştır. Tapınak, batı kesiminde duvar içindedir. Mimarı M.Ö 2. yüzyılda yaşamış priene'li Hermogenes'tir.1924 yılında yapılan kazılardan sonra Mabedin mermerleri hemen yakında kurulan bir mermer atölyesinde işlenip satıldığından günümüze çok az kalıntı kalmıştır.



Dionysos şenliklerinin düzenlendiği bu kentte en önemli yapı olan tiyatro, kentin güneyindedir. Helenistik yapıdaki tiyatroda oturma yerleri (auditorium) bugüne ulaşmamıştır. Tiyatronun olduğu yerden çevreyi seyretmek çok uygundur. Tiyatro manzarası Myonnessus'u içermektedir. Odeion 1964 yılında bulunmuştur.Tiyatroya benzeyen bu yapıda on bir oturma sırası görülmektedir.İki kişi onuruna Roma döneminde dikilen heykellerin yazılı altlıklarıburada bulunmuştur. Odeion o dönemde genellikle müzik dinlenilen , üstü kapalı bir mekandır. Kent merkezinin kuzey doğusundaki büyük yıkıntı alan ise Gymnasion'dur. Burada bulunan yazıtlardan anlaşıldığına göre kız ve erkek öğrencilerin devam ettiği bu okulda üç öğretmen vardır. Tapınağın güneyinde günümüzde hala ayakta kalmış olan su deposu vardır.Yaklaşık 45m . boyundaki bu yapı yamaca inşa edilmiştir.Depoya su güney batıdaki Çeşmebaşı kaynağından künklerle getirilmiş, buradan planlı bir sistemle tüm kent ve limana dağıtılmıştır.


Teos'daki binalar sert kireç taşından yapılmıştır. Bu taşlar Seferihisar'dan 1.5 km kadar uzaklıkta bugünkü adı Taşdibi olan bir tepeden çıkarılmıştır. Karagöl denilen yerde günümüzde bile pek çok inşaat artığının bulunması taşların çıkarıldıktan sonra işlenerek inşaat yerine götürüldüğünü göstermektedir.




  • Teos'un Coğrafyası ve Komşuları:
İlkçağ Teos kenti, kıyıdan içerde olan ilçe merkezi Seferihisarın 5 km kadar batısında, Urla Yarımadası'nın biraz altında Ege Denizi'ne uzanan ve kendisiyle Urla Yarımadası arasında Sığacık Körfezi'ni oluşturan küçük bir yarımadanın tam kıstağında idi.Bu nedenle iki limanı vardı; kuzey limanın yerinde Ortaçağda ve sonrasında, Sığacık yerleşimi oluşmuş Kanuni Sultan Süleyman zamanında burası bir hisar içine alınmıştır.Ancak kent daha çok,güney bölüme yayılmıştır; günümüze ulaşan başlıca kalıntıları da oradadır.

Bugün Sığacık adını taşıyan büyük körfez, Korykos (Kıran) Dağı'nın hemen doğusundadır. Bu dağın kuzeyinde Teos'a ait son kasaba durumundaki, küçük fakat en azından İ. Ö. 8. yüzyılın sonlarından beri iskan edilmiş Airai (Demircili/Ada) yer alıyordu. Thoukydides ve Strabon'da Erai adıyla anılan bu küçük kasaba bir yarımada üzerine kurulmuştu ve iki doğal limana sahipti.

Sığacık Körfezi'nin doğu kıyıları boyunca güneye doğru gidilirse, Makria (Doğanbey) Burnu'na gelmeden önce, kayalık bir ada üzerindeki Myonnesos (Çıfıt Kale) kasabasına ulaşılır. Thoukydides'e göre, Teos'a bağımlı olan kasaba eskiden ana karaya bir yolla birleşikti. Bergama kralı I. Attalos'un buyruğuyla bir süre, Ephesos'tan çıkarılan İonialı Dionysos Sanatçıları'nın barınağı oldu .



  • Teos'un Kuruluşu
12 İon kentinden birisi olan Teos'u ilkkez M.Ö.1080lerde Athamas?ın kurduğu biliniyor. Küçük Asya Tarihi adlı eserin yazarı, Sarl Teksiye Teos'u İ. Ö. 2000 yıllarında Akhalar'dan kaçan Giritliler tarafından kurulmuş olan Karyalıların bir şehri olarak gösterir. İ. Ö. 1190 yıllarında Dorların önünden kaçan Akhalar ve bazı Yunan kavimleri Batı Anadolu sahillerine göçmeye başladılar (İlk kafile Athamas'ın başkanlığında Teos'a çıktı. Ve çok iyi karşılandı. Bu iyi kabul, duyulunca İon kolonizasyonu sırasında Kodrosun meşru olmayan oğlu Nauklos ve daha sonra Atinalı Apoikos ve Damasos ve Boiotialı Geres tarafından ikinci kafile Teos'a geldi. Yerlileri azınlıkta kalan Teos böylece bir Karya şehri olmaktan çıktı ve İon şehri oldu.

Büyük Dünya Tarihi adlı eserin yazarı Jak Pirenni'ye göre Teos, en parlak devrini İ. Ö. 900 yıllarında Asurluların tesis ettiği barış döneminde yaşadı. Bu dönemde İon kolonileri; Teos, Miletos, Priene, Ephesos, Kolophon, Klazomenai, Khios, Samos, Phokaia, Lebedos, Myous ve Eryhtrai birleşerek Panionion adı verilen İon konfedarasyonunu kurdular.

Dodekapolis olarak da anılan bu on iki kent devletinin din merkezi ve toplanma yeri, Samos Adası'nın karşısında, anakaradaki Panionion (Kuşadası-Davutlar) da bulunmaktaydı. Birlik üyeleri sadece soy ve dine bağlılık anlamında bir araya geliyorlar, dış politika ve aralarındaki siyasi ilişkilerde özgür davranıyorlardı. Bu yüzden Pers saldırılarına karşı etkili bir savunma gerçekleştiremediler. Bu fedorasyon, maden işlemede, deniz ticaretinde ve kara ticaretinde dünyaca ün aldı.

Kente atfedilen, üzerinde ISOM yazılı, grifon başı işlenmiş altın Phokaia stateri sayılmaz ise, Teos'a mal edilebilecek en eski sikke 9 gram elektrondan üzerinde griffon başı bulunmaktadır. Kentin asıl tanrısı Dionysos kültünü sembolize eden griffonun Teos'un kolonisi Abdera sikkelerinde de benimsenmesi para basımının Teos'ta erken bir devirde başladığını gösterir .

Taşdibi Tepesi ve yakınında bulunan Karagöl'deki taş ocaklarındaki buluntular, kolay taşınması ve ekonomik olması amacı ile ilginç bir şekilde kesilmiş kireçtaşı bloklardan oluşur. Üzerindeki Yunanca yazıtlarda bölge valisinin adı, ocak numarası okunabilmektedir.

Teos halkı başlangıçtan beri Dionysos'u kentin baş tanrısı olarak kabul etmiş ve yüzyıllar boyunca ona kentin baş tanrısı olarak saygı duymuştur. Dionysos kültü asıl saygıyı tekhnitlerin (tiyatro oyuncuları ya da Dionysos rahipleri) İ. Ö. 3.yüzyılın 2. yarısından itibaren Teos'u merkez etmesiyle kazanmıştır.




  • Dionysos Sanatçıları
Teos'un baş tanrısı Dionysos'du. Dionysos'a gösterilen büyük saygı, İ. Ö. 3. yüzyıl sonlarında kentin itibarını büyük ölçüde arttırmıştı. Teos, Dionysos Sanatçılarının Batı Anadolu koluna merkez seçildi; toprakları kutsal ve dokunulmaz sayıldı. Sözünü ettiğimiz Dionysos Sanatçıları tüm Yunan dünyasında düzenlenen tiyatro ve müzik şenliklerine paralı sanatçılar sağlayan bir profesyonel oyuncular ve müzisyenler loncası idi. Dionysos Sanatçıları'nın diğer önemli merkezleri, Yunanistan'da Atina ve Tebai, İtalya'da Syrakusa ve Mısırda Ptolemais kentlerinde bulunmaktaydı.

Teos'daki merkezin yanı sıra bir çok kentte de yakın çevreye hizmet götüren ve tragedya, komedya, müzik, şarkı ve başka dallarda yapılan yarışmalarda ödül için boy ölçüşen yöresel şubeler kurulmuştu. Tiyatronun daima Dionysos'un koruması altında bulunması yüzünden, Dionysos Sanatçıları yalnız profesyonel değil, aynı zamanda dinsel bir topluluk niteliği taşıdılar ve vergi bağışıklığı ile can güvenliği başta olmak üzere, her yerde tanınan bazı evrensel haklardan yararlandılar.

Her şubenin kendine özgü bir düzeni vardı ve bağlı olduğu kentten geniş ölçüde özerk bir yapıya sahipti. Sanatçılar birliği ile söz konusu kent arasında ilişkiler özel bir anlaşma ile düzenleniyordu. Ne var ki Sanatçıların kolay insanlar olmadığını herkes bilir. Toplumun asla göz ardı edemeyeceği Dionysos Sanatçıları da kendilerini aşırı derecede önemsediler; bu yüzden adları sorun yaratan bir topluluk olarak kötüye çıktı. Philostratos onları, çok saldırgan bir grup sözcükleri ile tanımlar ve güçlükle bir düzene sokulabildiklerinisöyler.

Aristotelesin problemlerinden biri, Dionysos Sanatçıları neden kötü insanlardır? sorusuna ayrılmıştır. Düşünürün önerdiği çözüm, Sanatçıların çoğu zaman kuralsız bir yaşam sürdürdükleri ve sanatlarını sanat için değil, ekmeklerini kazanmak için yaptıkları, böylece bilgeliğe erişme çabalarına adayacak hemen hiç zamanların kalmadığı yolundadır.


İonia'daki loncanın tarihçesi, bu yargıyı hiçbir şekilde çürütmez. Başlangıçta her şey iyi gider. Teoslular bir talent değerinde bir arazi satın alıp, iyi dilekler ve dualarla Dionysos Sanatçılarına armağan ederler. Fakat çok geçmeden kavgalar başlar ve giderek sıklaşır. İ. Ö. 152de patlak veren isyan sonucunda Dionysos Sanatçıları kentten kovulur. Sanatçılar Efes'e taşınmak zorunda kalırlar.

Anlaşılan, Sanatçılar orada da pek sevilmemişlerdir. Pergamon Kralı II.Attalos onları Myonnesos'a gönderir. Bunun üzerine Teoslular Romalılar'a başvurarak kendi haklarının, sınırlarındaki başka bir kente verilmesinden yakınırlar. Sanatçılar bu kez Lebedos'a götürülürler. Sonunda iyi karşılandıkları bir yer bulmuşlardır. Çok az nüfusa sahip Lebedos, elindeki insan gücünü arttıran her türlü katılıma kucak açmaktadır. Ancak Marcus Antonius bir gün onlara Priene'ye taşınmalarını emreder. Neyse ki Kleopatra yararına yapılan bir çağrıdır. Kısa bir süre sonra Dionysos sanatçıları, Lebedos'a dönerler...





  • Teos Kütüphanesi
Anadoluda İonia bölgesindeki Teos kentinde bir gymnasium kütüphanesinin bulunduğu konusunda bazı bilgilere rastlanmıştır. İ. Ö. 1.yüzyıllara tarihlenen bir yazıta göre, bu kentte bir gymnasium bulunmakta ve buranın Paidesinde öğrenciler için Grammatikos'un denetiminde kütüphane yararına kitap yazma ya da kopya etme konusunda yarışmalar düzenlendiği belirtilmektedir. Fakat bu yazıt kötü durumda olduğu için fazla bilgi edinemiyoruz. C. Wendel'e göre, ayrıca burada kaligrafi dersi de veriliyordu.






  • Teos'lu Apellikon'un Kütüphanesi
Strabon'un verdiği bilgiye dayanarak, Aristoteles'in topladığı kitaplar önce Theophrastos'a sonra da onun öğrencisi Neleus'a kalmıştır. Bu kişi tarafından Troas'tan Skepsis'e taşınan kitaplar, varisleri tarafından iyi bakılmamış daha sonra Bergama Kütüphanesi için yapılan zoraki toplamalardan korunmak için yer altında, rutubetli bir ortamda saklanmışlardır. İ. Ö. 100 yıllarında Apellikon tarafından satın alınan kitaplar kısmen bozulmuştur.

Fakat bir filozof olmaktan çok, sadece bir kitapsever olan Apellikon, bu kitapların bozulmuş olan yerlerini hatalı olarak tamamlayıp çoğaltmıştır. Sonraları Atina'nın alınması sırasında, Apellikon'un kendi malı durumunda olan bu kitapları Romalı komutan Sulla, Eski Yunan kültürüne önem verdiği için Atina'dan alıp Romaya savaş ganimeti olarak getirmiştir. (M.Ö. 86). Ve Romada, Tyrannion adlı bir bilgin kitapları yeniden gözden geçirerek formalar halinde yayımlamıştır. Strabon'un verdiği bu bilgiden sonra Posidon da Athenaios'a dayanarak, Apellikon'un kütüphanesinden söz etmektedir.

Ona göre, aslında Teos'lu olan Apellikon belki de Roma'ya duyduğu antipatiden dolayı Atina vatandaşı olmuştur. Parlak ve maceralı bir meslek arayan Apellikon, Peripatoscuların felsefe okuluna devam etmiştir. Zengin olan Apellikon daha sonra filozof Aristoteles'in kitapları ile birlikte daha pek çok kitabı satın almıştır.Delos'taki tapınağı yağmalamasına rağmen, İ. Ö. 88 yılında, burada Romalıları yenmesi amaçlanarak, Peripatoscu Aristion tarafından kendisine komutanlık görevi verilmiştir. Ayrıca Metroon'da depolanmış olan eski belgeleri de mülkiyetine geçirmiştir. Fakat bu hırsızlığı Atina'da öğrenilmiştir.

Kaydet
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.