Tekil Mesaj gösterimi
Eski 06.01.2021, 21:07   #2
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Leyla Erbil’e Aşık Olan Şairler, Yazarlar Neler Yaşadı...




“Nemsin be? Sevgili, Dost, Yâr, Arkadaş.. Hepsi”

Ahmed Arif zamanla vazgeçti o imkansız aşktan, tanıştığı Aynur Hanım’la evlendi ve ondan sonra tek bir şiir bile yazmadı. Yazmadı mı, yazamadı mı, aşk bitince mi bitti şiir bilinmez ama soran herkese her gün içinde şiirler yazdığını söyledi ve günün birinde onları hafızasından alıp ak kağıtlara geçirecekti. Bugün “Hasretinden Prangalar Eskittim” kitabına aldığı topu topu 19 şiirinin yanında ondan bize Leyla Erbile yazdığı 200 sayfalık “şiir-mektuplar” kaldı. O “şiir-mektuplardan” bazı mısralar şöyle:

“Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş... Hepsi. En çok da en ilk de Leylasın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni. Ben cehennem çarklarından kurtuldum, üşüyorum kapama gözlerini...”

*

“Seviyorsam, sen olduğun içindir. Utanıyorsam, senden utanabilirim ancak. Yiğitsem, seninle yiğit olunur elbet. Korkuyorsam, sensizliğin korkusudur bu.”

*

“Seni Tanrı gibi değil, Tanrı kavramını Leylâ gibi seviyorum.”

*

“Ve biz, milyarlarca, aşkın, yalanın, alçaklığın, kahramanlığın; kapıları, kapakları, kuş uçurmaz uzaklıkları ve ayrılıklarıyla, kahrolası yasaklarıyla, bu acayip kaos karanlığında, biz ikimiz! İki müthiş hasret, iki parça can…”

*“Kulluğum, divaneliğimle ellerini, gözlerini öperim. Öpüyorum ama doyamıyorum. Mutluluk ya da cehennem bu galiba. Sana doymak, korkunç ahmaklık olur. Hadi gel…”

“Düşün ki hayatta tek başımayım ve sen istersen hayatıma senden başka hiçbir kimse giremez.”




*“Gözlerimi öptüğün bir gerçek mi? Onların dudaklarına layık olması için, ne yapayım bilmem ki, korkunç azaptayım. Öylesine, hülya, kutsal ve uzaksın ki… Allah kahretsin beni.”* “Şu anda yapyalnız bir dalganın üstünde boş bir konserve kutusundan farksızsam da, senden kopmanın imkansızlığını daha bir aşkla duyuyorum. Üzerime Toroslar yıkılmış sanki. Öyle duyuyorum işte. Öyle kesin ve kudretli.”

*

“Gözlerinden, gözlerinden öperim -bir umudum sende- anlıyor musun?”

*

“Canım benim, bilir misin, ‘canım’ dediğimde içimden canımın çıkıp sana koştuğunu duyarım hep.”

*

“Yokluğun cehennemin öbür adıdır üşüyorum, kapama gözlerini.”

*“Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni.”

*“Merhaba canım. Mektubun gecikti gene. Belki de ne yazacağını kestiremiyorsun! Oysa adını yazman yeter. Görünce içim aydınlanıyor.”

*“Dişine zar, boynuna ter olasım gelir. Gün yirmi dört saat seni düşünmek. Ne yüce ne sonsuz bir duygu bu bilir misin ki?”

*“Hınca hınç mısra doluyum. Kara ve yeşil fon, hepsinde hâkim. Biraz kendime geleyim, mendillerine, bluzlarına, yastığına mısralar serpeyim. Ha?”

*Çok adam aşık oldu Leyla Erbil’e. Onların arasında hikayeci Sait Faik ondaki hikayeyi, şair Ahmed Arif de ondaki şiiri gördü. Sait Faik düzyazı, Ahmed Arif şiir yazsın istedi. Tercihini düzyazıdan yana yaptı ama ne Sait Faik ne de Ahmed Arif’e vardı.

*1977 yılında Leyla Erbil’in İngiltere’ye gittiğini gazeteden öğrendi Ahmed Arif.“Eski Sevgili” adıyla bir roman yayınlamıştırLeyla Erbil.Ona yazdığı son mektupta,

“Adını bana danışsaydın ‘Eski’ yerine “Ölümsüz’ ya da ‘Sonsuz’ olmasını isterdim” diye yazdı.

O sırada Şair’in oğlu Filinta beş yaşındadır, Leyla Erbil’in de ondan büyük Fatoş adında bir kızı var. 1954-1957 yıllarını kapsayan bütün mektupların sonunda Leyla’yı gözlerinden öpen Ahmed Arif, bu son mektubunda, son bir mısra daha damıtmak ister gibi, bu sefer Leyla’nın kızı Fatoş’un gözlerinden öper.”

Muhsin Kızılkaya
  Alıntı ile Cevapla