Tekil Mesaj gösterimi
Eski 14.10.2014, 18:33   #1
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Türklerde ''Alp'' Karakteri | Tarihçesi | Doğuşu

Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir hâl alır.... M.KEMAL ATATÜRK (1931)



Türklerde ''Alp'' Karakteri Tarihçesi

Orta Asya coğrafyasının uçsuz bucaksız bozkırlarının efendisi olmayı başaran Türkler'in, karakterleri de bozkırın sert iklimi ile şekillenmiştir. Türklere bu sert ve güçlü karakteri veren ana unsur bozkırlar olmuştur. Orta Asya’nın sert karasal iklimi bozkırları ortaya çıkarmış bu bozkırlar ise Türk'ün karakterini ortaya çıkarmıştır. Nasıl demiri ateşin kızgın koru ve demircinin sert vuruşları şekillendirmişse Türk'ü de bozkır şekillendirmiştir.



Türkler, bozkır ikliminin zorlukları karşısında baş etmeyi ve düşman gücü karşısında eğilmemeyi öğrenmişler ve nesiller boyu bu davranışı aktarmışlardır. Türklerin bu güçlüklere karşı koymasındaki en büyük motive edici güç ise kahramanlık ve cesaret gösterisine olan yatkınlık ve saygıları olmuştur. Erken dönem Türk dini inancında da ölüm ötesinde gökte ulvî bir hayat sürebilmek içinde “Alp” olmak şarttı.

Türklerin cesur ve kahramanlık yapmaya meyilli karakterini simgeleyen kelime “Alp”lik ve “Alperenlik” olarak Türk diline yerleşmiştir. Alp, yiğit bahadır, kahraman ve pehlivan anlamına gelmektedir. Alp, “Uygurca Alpagut”, “Kazakça Alpaut”, “Çuvaşça, Olput” gibi kelimelere karşılık gelmektedir.

Alp genel olarak yiğit korkusuz savaşçı Türk bahadırıdır. (Bahadır= Türk veMoğol dili kökenli onursal bir kavram) Kaşgarlı Mahmûd’a göre Alp yiğit anlamına gelir ancak “Alp”i hükümdarın unvanı önüne gelen sıfat olarak vermiştir. Kaşgarlı Mahmûd Türklerin efsanevi hükümdarı Alper Tonga’nın ölümü üzerine yakılan tarihi belli olmayan bir ağıt dörtlüğünü eserinde vermektedir. “Alp Er Tonga öldümü ıssız ajun kaldı mu, Ödlek öçin aldı mu Emdi yürek yırtılır”.



Yusuf Has Hâcip Kutadgu Bilig’de Alper Tonga'dan bahseder ve şunları söyler. “Türk beyleri arasında adı meşhur ve ikbâli ayan-beyan olanı Tonga Alp-Er di. Ne seçkin, ne yüksek, ne yiğit adam idi; zâten âlemde ferâsetli insan bu dünyaya hâkim olur. İranlılar ona Efrâsiyâb derler; bu Efrâsiyâb akınlar salıp, ülkeler zaptetmiştir.”

Türk destanlarındaki Alp şahsiyetlerinin Alplik karakterini kişisel ve sosyal bir çıkar için ya da kendilerini savunmak amacı ile değil sadece kendini ispat etmek isteyen bir kuvvet, şan ve şeref duygusu ile taşıdıklarını görüyoruz. Devamlı bir mücadele içinde yaşayan Bozkır topluluklarında “baş kesmek, kan dökmek” yüksek bir değer haline geliyor. Cemiyette fertlere ancak kahramanlıklara göre yer veriliyor. Çocuk, kuvvet ve maharetini herhangi bir hareket ile ispat etmeden isim alamıyor. Oğuz destanında Oğuz ilk gençlik sınavında at sürülerini ve halkı yiyen korkunç gergedanın başını kılıcı ile kesip öldürerek yiğit ve Alp olduğunu göstermiştir.

İskitlerde Alp ruhunun tezahürünü bize kadar gelen belgelerde görmekteyiz. Herodotos’a göre “İskit valisi bölgesinde bir kadeh içinde Şarap (kımız olabilir) ve suyu karıştırır bir düşman yenmiş olan her İskit kahramanı gelip bu kadehten içer. Böyle bir başarı sahibi olmayanlar bu onur şarabından içemezler, hor görülür ve kenarda kalırlardı bu hal en ağır hareketti. Buna karşılık çok sayıda düşman öldürmüş olanlar, iki kupayla gelirler ve üst üste içerlerdi” bu merasimin Alplik müessesinin ilk köklerinden olma ihtimali çok yüksektir.

Hun tarihinde ise Çi-çi Şan-yü’nün beyleri Alp olmayı şöyle açıklıyorlardı. “Hunlar ata binmekte usta; savaşta dünyada dengi olmayan bir halktır. Hunlar kahramanlığı kutsal bilir, boyun eğmeyi ise utanç sayarlar; savaşta ölmek kahramanlığın nişanıdır.”

Alplik ilk Türk devletlerinden başlayarak geç dönem Türk devletlerine kadar varlığını korumuştur. Alplik müessesini meydana nasıl geldiği veya kim tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Ancak topluma yayılması ve tesiri dikkat çekicidir. Toplum içinde bir sınıf veya seçkinler zümresine dönüşmemiştir. Alp olmanın kesin kuralları ve ayrıcalıkları yoktu. Alplar karşılıklı münasiplerini, örfî hukuk kaidelerine göre, tanzim ve tayin etmişlerdir. Ancak kahramanlık yapanlar, saygın ve itibarlı “Alp” unvana kavuşuyordu.

Alplerin başarılı olmaları veya olmamaları ise kendilerinden çok milletin geleceğini belirliyordu. Hatta devleti (ili) olmayan milleti devlet sahibi yapıyordu.

Neden kahramanlık yani “Alp olmak” Türkler için gerekli bir davranıştır?

Türklerin geniş Asya bozkırlarında çok eski zamanlardan beri geçirdikleri çetin ve mücadeleci hayat şartları, kahramanlık ve cengâverlik geleneklerinin yerleşmesinde büyük etken olmuştur. Uzun asırlar esnasında çok geniş coğrafî sahalarda birbiri ardınca batıp çıkan büyük imparatorluklar kuran ve çiftçi, şehirli halk ile meskûn büyük memleketleri hâkimiyetleri altına alan bu atlı konargöçerler, her şeyden çok askerî teşkilâta ve kahramanlık seciyelerine kıymet verirlerdi.

Tarihte Alp unvanı ile bilinen ilk hükümdar Saka Türklerinin hükümdarı Alp Er Tonga’dır.

Hunlar, Göktürkler ve Uygurlarda Alp unvanını kullanmışlardır. Hatta Uygur hükümdarları Alp unvanını severek alıp kullanmışlardır. Ay Tengride Kut Bulmış Alp Külük Bilge Kağan ve Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kağan isimlerini zikredebiliriz.

Selçuk hükümdarlarının en güçlüsü ve ünlüsü olan Alp Arslan isminin önünde “Alp” sıfatını kullanmıştır. Çünkü Alp Arslan da bir Alp Gazidir ve kahramandır. Yusuf Has Hâcip hükümdarın Alp özelliği ile ilgili şu cümleleri yazmıştır. “Cesur insan sıkı düğümler çözer. Bu cihana hâkim olmak için, bin türlü fazilet gerek; yaban eşeğini alt etmek için, arslan olmak gerek. Alp hükümdar kılıç çalar ve düşmanın boynunu keser; memleketi ve halkını kanun yolu ile nizam altında bulundurur.”

Türk devletlerinin kuruluşunda etkili olan Alp savaşçılar İslamî devir Türk devletlerinde Alp Gaziler- Alperenler olmuşlardır. Selçuklular Malazgirt savaşını kazandıktan sonra Alp Arslan’ın yönlendirmesi ile Oğuz boylarını ve bu boylara mensup Alpleri- Alperenleri Anadolu’nun fethinde görevlendirmiştir. Bu fetih hareketlerinin sonucunda Anadolu boydan boya Türk ülkesi olmuştur. Siyasi olarak Alp teşkilatı Osmanlı imparatorluğunun kuruluşunda da etkili bir şekilde görev almışlardır. Turgut Alp, Konur Alp, Saltuk Alp, Hasan Alp gibi Alplerin ismini söyleyebiliriz.

Osman Gazi'nin sağ yanında elinde gürz ile Akçakoca Bey sol yanında elinde mızrak ile Konuralp Bey
(Düzce ili Akçakoca ilçesi)


Osmanlı İmparatorluğu devrinde yaşamış olan, Aşık Paşaya göre “Alp” olmanın dokuz şartı vardır:

Cesaret, kol kuvveti, gayret (azim), iyi bir at, iyi bir kılıç, iyi bir yay, süngü, kaliteli bir zırh ve güvenilir bir arkadaş Alp olmak için gerekli şartlardır.

Alpler çok iyi ata binip silah kullanabilen insanlardı.

Alplerin vücutları hatta yüzleri dövmeli olurdu. Pazırık’ta gömülü bulunmuş Mongoloid Alp’in vücudunda, Taştıkta bulunmuş Hun (Hiung-nu) ölü maskelerinde dövme izleri görülür.

Türk Alplerin kıyafetleri, atlı muharebeye elverişli, binici giyimidir. Hiç değişmeyen özelliği ise çizme ve çakşır giymesidir. Çakşır bazen kaplan postundan olurdu.

Keçeden yapılmış çakşır pantalon örneği.


Geç dönem kaynakları da Alp savaşçılardan bahsetme gereği duymuşlar ve bazı bilgileri yazmışlardır. “Türk Alpleri, vahşi hayvana, kuşa, havadaki hedefe, insana çömeltilmiş veya yere konmuş hayvandan hedeflere, avının üzerine pike yapan kuşlara ok atar. Haricî yayına ok koymadan Türk on tane ok atar. Türk atını hızla sürerken oklarını, sağa, sola ve arkaya isabetli bir biçimde atar.

Urfalı Mateos, “David zadegân ordusunu alıp Türk ordugâhına karşı yürüdü iki ordu, korkunç bir muhabereye tutuştular. Bu zamana kadar bu cins Türk atlı askeri görülmemişti. Ermeni askerleri onlarla karşılaşınca onların acaip şekilli, yaylı ve uzun saçlı olduklarını gördüler.''


Türk devletlerinin siyasi teşkilatlanmasında da rol oynamıştır. Bundan dolayı da Türk milleti tarafından “Alplik” çok sevilmiş ve Türk gelenekleri ile desteklenip binlerce yıl desteklenmiştir.


Resim1 / Resim2 / Resim3 / Resim4
__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.