[@Dilaver]

Orjinal Mesaj Sahibi Redwine

Kesinlikle yanlış meslektesin sen... Yazar olmalıymışsın... Duygularını çok iyi ifade ediyorsun, kelime oyunlarını ise çok iyi kullanıyorsun...

Espri yeteneğine ise diyecek sözüm yok...

Bu kadar övgü yeter...

Güle güle kullan, resimdeki gibi kocaman balıkları tut ve burada resimlerini paylaş...

Haydi rast gele...

Teşekkür ederim Modum.. Azıcık daha öveydin n'olurdu ki

Orjinal Mesaj Sahibi Cansuyu

Herkesin sevgisi sevdası ayrı oluyor.. Buda büyük bir tutku sevincini bizlerle paylaşman çok güzel olmuş..

Bu nasıl bir ağızdır öyle inan öpesim geldi

Yanlış fotoğrafda renk katmış

Teşekkürler paylaşımın için Dilaver..

Nedense konularımda ''hep'' yanlış fotoğraf koyuyorum, çözemedim gitti bu sıkıntıyı.. ... Teşekkür ederim Cansuyu

Orjinal Mesaj Sahibi Gülce

Bu nasıl bir aşktır, ablam.

Kelimeleri yazıya dökerken bile hissedebildim, bu kadar seni mutlu edebilecek takımlara sahip olma arzunu ve sahip olduktan sonra ki duygularını ne güzel dile getirmişsin.

Tahmin edebiliyorum, o sevinci. Şimdi gelsin bakalım Haziran ayı....

Bu paylaştığın konuda, tuttuğun sazan balıklarını görmek isterim doğrusu.



Haydi bakalım, rast gele....

Teşekkür ederim ablacım..

Tuttuğum balıkları bu konu altında sizlere göstermek güzel fikir .. Tutamazsam yandım ama ... Bazılarının dilinden durulmaz

Orjinal Mesaj Sahibi Ekin

Koli çok büyük ve içinde olanları net olarak açıklamamışsın

Redwinenin dediği doğru sen yazar olmalıymışsın. Köşe yazarlığı ile başla istersen forumda

Sazanlarına biran önce kavuşmanı dilerim.

Kenarda köşede yazmak bana göre değil Ekin.. Ulu orta yazarım ben

Sazanlarımla ilgili dileğin için teşekkür ederim..

Kolinin büyüklüğünü ve içindeki ayrıntıları keşke özelden sorsaydın bana.. Bak Tanıdık ağabeyin de dikkatini çekmiş.. Hay Allah; ne yapacağım, nasıl açıklayacağım şimdi?

Orjinal Mesaj Sahibi Yasemen

Anlatma kabiliyetinize bayıldım.
Harikulade.

Vaktinizi ayırıp okuduğunuz ve de yazdığınız yorum için teşekkür ederim Yasemen

Orjinal Mesaj Sahibi Tanıdık

Benimde dikkatimden kaçmış değil hani.. O kocaman kutudan sadece o üç parça kamış çıktı deme bana inanmam..)

Aslında dikkatli gözlerden kaçamayacağımı biliyordum. Özellikle Tanıdık ve Ekin ikilisinden.. Kıvırma payımız da yok.. .. Ne yapayım artık anlatmaya mecburum..

Abicim; ne söylersem söyleyim, seni kandıramayacağımı biliyorum. Bu yüzden hiç uzatmadan, kıvırmadan doğruyu söyleyeyim.. Gerçi bu hiç kolay olmayacak, inan yazarken bile, neyse ...

Aramızda kalmasını istiyorum ama... Sadece sen, ben ve okuyanlar bilsin..

Evet abi, haklısın.. O kutudan sadece üç parça kamış çıkmadı. O buzdolabı gibi kolinin içinde .......

En başından anlatayım, o zaman bu yaptığımdan dolayı beni suçlamazsınız umarım.. Evet yaptım ama neden yaptım? Anlatayım....

Üç parçalı, çok uygun fiyata bulduğum özel sazan kamışımı sipariş vermeden önce av marketinin iletişim numarasından, mekânın sahibini aradım.. Dedim ki;

''-Usta bak buna bi kucak para dökücem, kargoda başına bi hal gelir bu kamışın, sorumlusu sensin baştan söyleyim. Ikıdık mıkıdık anlamam, yollarım geri, ben anlamam kargoda olmuş daaa, dikkat etmemişler deee...''

(Market sahibi) : Yok abi tamam.. Merak etme sen..

Ben: Zaten fincanlar (halkalar) değişmiyor bunun.. Valla dikkat ederim ben.. Parayı ben veriyorum.. O diğer zımbırtılar var ya..

M.S. : -Evet abi..

Ben: He o zımbırtıları da aynı koliye koyun, kaybolmasın.. Eksik gelirse almam ha!

M.S : Ya abicim tamam dedim, merak etme sen..

Ben: Bak güzel sağlam bi kargo kolisi olsun.. İçim rahat değil hiç.. Ben mi gelip koliyi yapsam acaba?

M.S. : Yok artık

Ben: Uzaksınız da beaa..

M.S. Abicim bak tamam, anladım.. İlk defa koli yapmıyorum ben..

Ben: İlk defa yapmıyorsun ama ilk defa bana denk geliyorsun.. Titizimdir ben..

M.S. : Doğru söylüyon abicim, ilk defa senin gibi biriyle karşılaşıyorum.. Sana öyle bi koli yapçam ki (ne yapayım market sahibi aynı böyle dedi, yapacağım de, diyemezdim adama..) arayıp beni tebrik edeceksin..

Ben: İyi bakalım.. İnşallah oltalarımın başına bir şey gelir de, tanışmak kısmet olur seninle...

M.S. : Nasıl yani ?

Ben: E hadi iyi günler, hayırlı işler.. Ha o zımbırtıları kolinin içine koymayı unutma ha..

M.S. : Tamam abicim, tamam, tamaaaammmmm...

....


Evet abi olay bu..

O kutudan sadece üç parça kamış çıkmadı. O buzdolabı gibi kolinin içinde üç parça olta kamışımın yanı sıra, kolinin dibinde, içinde zımbırtı (küçük-tefek klipsli fırdöndüler, anti tangle- ne demek olduğunu sorma bak bir dünya yazarım açıklamak için, okurken yorulursun , olta iğneleri, ipler falanlar filanlar..) olan küçük bir kutu ve dik vaziyetteki konumlandırılmış kamışın etrafını çepeçevre saran, buruşturulmuş, top haline getirilmiş (darbeye karşı hava yastığı misali), en az 3 adet gazeteye ait kağıt parçaları vardı.

Adama o kadar gına gelmiş ki benden, öyle bir koli yapmış .. Ekin'in ve senin dikkatli gözleriniz, kutu içindeki gazete parçalarını bile sezinlemiş .. Onları yazmayıp, sizden sakladığım için özür dilerim..


Ne diyebilirim ki ''harikasınız genşler''...



(Hoşgörünüze sığınarak yazdım bunları)