Tekil Mesaj gösterimi
Eski 25.01.2014, 03:54   #2
Çevrimdışı
Liaaa
Geciken gözyaşı hiçbir şey çözmez...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Otomotiv Terimleri | Sözlüğü


Debriyaj: Şanzıman grubunu motordan ayırmak veya motora bağlamak fonksiyonunu debriyaj gerçekleştirir. Debriyajlar motor kuvvetini şanzıman sistemine dereceli olarak aktarmak ve sarsıntısız bir hareket sağlamak üzere ayarlanırlar.


Değişken supap zamanlaması: Değişken supap zamanlaması, motor işletim sisteminin hangi devire göre hangi supap zamanlamasının kullanılacağını belirlemesi ve her devirde en verimli çalışmayı sağlamasıdır.


Detenasyon: Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine detenasyon denir. Karışımın ani yanması sonucu yükselen basıncın oluşturduğu vuruntu çok şiddetli olursa, motor parçaları yıpranır.


Deterjan katıklar: Bu katıklar yağın yıkayıcı ve temizleyici özelliğini sağlar. Motor içindeki pislikler genellikle yakıt ve yağların bıraktıkları kül, karbon, kurum ve is gibi kalıntıları içerir. Deterjan katıkları gerek soğukta, gerek sıcakta bu kurumların ve birikintilerin oluşumuna engel olarak motoru temiz tutar.


Dıştan yanmalı motorlar: Dıştan yanmalı motorlar otomobillerde kullanılmayan bir motor çeşidi olup, yakıtın dışarıda bir yerde yakılması ile üretilen ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalardır.


Diferansiyel: Genellikle otomobillerde ön tekerlekler birbirlerinden ayrı olarak dönerler ve böylece hız farkları ortaya bir problem çıkarmaz. Ancak arka tekerlekler için durum böyle değildir. Arka tekerleklerdeki mekanizma, örnek olarak aracın bir dönemeci dönmesi durumunda ortaya çıkan sürat ayrılıklarını düzeltmek durumundadır. Bu işletme, istenilen şekilde düzenlenmiş dişlilerden oluşan diferansiyel tarafından yerine getirilir. Bu hareket tamamen otomatik olarak düzenlenir.


Dinamo: Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek lambaları yakan, bataryayı şarj eden ve ateşleme sistemini çalıştıran bir elektrik sistemi parçasıdır.


Dinamometre: Dinamometre, motorun çıkış gücünü ölçen bir alettir.


Dingil mesafesi (Dingil aralığı): Dingil mesafesi, ön tekerleklerin merkezi ile arka tekerleklerin merkezi arasındaki uzaklıktır. Büyük dingil mesafesi, aracın dengesini ve sürüş özelliklerini olumlu olarak etkileyen bir faktördür.


Diyot: Transistörlü ateşleme sisteminde kullanılan parçalardır. Diodlar, bir voltaj rölesi gibi görev yaparak, transistörü aşırı voltajın etkisinden korur.


Direksiyon: Bir aracı istenilen tarafa yöneltmek için ön tekerleklerin sağa veya sola istikametlerini değiştiren mekanizmaya direksiyon sistemi denir.


Direksiyon dişlileri: Direksiyon dişlileri, direksiyon simidinin dönme hareketini doğrusal harekete çevirerek aracın ön tekerleklerine ileten, direksiyon milinin ucuna yerleştirilmiş olan dişlilerdir.


Direksiyon simidi: Aracı istenilen yöne çevirmeye yarayan, direksiyon milinin ucunda bulunan yuvarlak bir parçadır.


Dispersan Katıklar: Bu katıklar, deterjan sayesinde motorun içinden çözülen pisliklerin etrafını sararak ateşleme odasına, supap odalarına, yağ kanallarına, filtre elemanlarına ve motor çeperine yapışmasını önler. Çok küçük parçalar halindeki pisliğin yağ bünyesinde askıda kalması özelliği dispersan katığı sayesinde sağlanır.


Distribütör: Yüksek voltajlı akımı, motorun ateşleme sırasına göre bujilere dağıtan bir elektrik sistemi cihazıdır.


Distribütör kapağı: Genellikle bakalitten imal edilen bir kapaktır. Kapak içinde, ateşleme bobininden gelen yüksek voltajın bujilere iletilebilmesi için motor silindir sayısı kadar eşit aralıklı madeni uçlar bulunmaktadır.


Distribütör Tablası: Platin takımı ve kondansatörü üzerinde taşır. Mekanik avanslı distribütörde sabit olarak gövdeye bağlanmıştır.


Dişli boşluğu: Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki dişlinin arasındaki boşluktur.


Dişli oranı: Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki dişlinin veya milin dönme oranlarıdır.


Dişliler: Bir milden diğerine dönme hareketini ileten, güç aktarımında kullanılan parçalardır.


Dişli Yağları: Hassas olarak işlenmiş dişli yüzeylerinde kullanılan yağlardır. Bu tür dişli yüzeylerinde korozyona ve yağın kalınlaşmasına neden olacak maddelerin meydana gelmemesi için dişli yağlarının kimyasal stabiliteye sahip olmaları gerekmektedir.


Diyagram verimi: Endikatör diyagramından ölçülen işin, teorik çevrim diyagramından ölçülen iş oranına diyagram verimi denir.


Dizel çevrimi: Dizel motorlarda motorin, silindire emilerek sıkıştırılmasının ardından püskürtülür ve daha sonra sıkıştırılan havanın sıcaklığı ile tutuşur. Dizel motorlarda bu şekilde gerçekleşen çalışma düzenine dizel çevrimi denir.


Dizel motoru: Dizel motoru, dizel çevrimine göre çalışan bir motordur.


Donma Noktası ( Yakıt ): Yakıtın katılaştığı veya donduğu ısı derecesine donma noktası denir. Bu ise yakıtın soğuk havada kullanılabilme oranını gösterir. Özellikle motorin soğuk havalarda kristalleşerek donabilir.


Döner Pistonlu Motor ( Rotary-Wankel Motor ): 1954 senesinde Felix Wankel tarafından geliştirilmiş bir motor türüdür. Bu motorda silindir geometrik elips biçimi şeklindedir. Bu motorun çalışma prensibi kısaca, yakıt odasına sahip blok içinde üçgen şeklinde bir döner pistonun dönerek, silindir içinde değişik yakıt hacimleri ve sıkıştırma oranları meydana getirmesidir.


Dörtlü karbüratör: Dört boğazlı karbüratöre dörtlü karbüratör denir.


Dört zamanlı motorlar: Dört zamanlı Otto motoru prensiplerine göre geliştirilmiş olan dört zamanlı çalışma sistemi olan motorlardır. Bu dört çalışma zamanı emme, sıkıştırma, iş (güç, yanma, genişleme) ve egzoz olarak sıralanır.


Düz silindir kapaklı motor: L tipindeki motor, düz silindir kapaklı motordur.





Egzoz gaz analizörü: Egzoz sistemine çıkan gazları analiz etmek suretiyle, karbüratörün çalışmasını değerlendirir.


Egzoz manifoldu: Egzoz gazlarının dışarıya atılması işleminde kullanılan, seri bir borudan yapılmış parçadır.


Egzoz supabı: Egzoz gazlarının silindirden dışarı atılması işleminde, açılan ve kapanan supaptır. Egzoz supabı, alt ölü noktadan önce açılır ve üst ölü noktadan sonra kapanır.


Egzoz zamanı: Egzoz supabının pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya doğru yaptığı strok sırasında açılarak, yanmış gazların silindirlerden dışarıya atılmasıdır.


Eksenel gezinti: Bir milin iki ucuna doğru yapmış olduğu harekete eksenel gezinti denir.


Elektrik sistemi: Otomobillerin elektrik sistemlerinde ateşleme bobini, distribütör, regülatör, batarya, şarj dinamosu, marş motoru ve kablolar yer alır.


Elektrikli yakıt pompası: Kamyon, otobüs gibi genellikle ağır hizmet tipi araçlarda bulunan elektrikli yakıt pompası, aracın bataryasından veya şarj dinamosundan aldığı akımla çalışarak, yakıt deposundan karbüratöre yakıt aktarır.


Elektrot aralığı karbon ile kısa devre: Ateşleme odasında meydana gelen karbon depozitlerinin, buji elektrotları arasında kısa devre meydana getirmesidir.


Elektrot göbeğinde kısa devre: Ateşleme odasında meydana gelen depozitlerin, porselen göbek ile bujinin madeni kısmı arasında kısa devreye neden olmasıdır.


Elektrolit: Sülfirikasit ve saf su karışımından ibaret olup, akümülatör içerisindeki kimyasal reaksiyona yardım eden sıvıdır.


Elektronik ateşleme sistemi: Bataryalı ateşleme sistemi parçalarına ek olarak, distribütörde manyetik ünite ve kontrol ünitesi ile donatılmış sistemdir. Elektronik ateşleme sistemi, manyetik alandaki değişmelerin meydana getirdiği elektrik akımı prensibine dayanır. Bu sistemde birbirine temas eden hiçbir parça yoktur. Klasik ateşleme sisteminde görülen platin ve meksefe, ateşleme sisteminde yer almaz. Bu sistemde motor ateşleme zamanı fabrikada ayarlanır ve bu ayar hiçbir şekilde aracın yaptığı kilometre arttıkça değişmez, sabit kalır.


Emme manifoldu: Karbüratörden çıkarak motor silindirlerine doğru yol alan benzin-hava karışımının akımını sağlayan bir motor parçasıdır.


Emme manifoldu ayarı: Emme manifoldunun iyi bir performans gösterebilmesi için gerekli olan ayardır. Emme manifoldu belli bir hacim ve uzunlukta yapılmalıdır.


Emme sistemi: Bir motorun tam güç verebilmesi ve yakıtını tam bir verimle yakabilmesi için iyi bir hava alma düzenine ihtiyacı vardır. Bu sistem, karbüratörde hazırlanan karışımın çeşitli silindirlere gitmesini sağlayan emme borularından oluşmaktadır.


Emme stroku: Emme zamanında, üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru olan piston stroku sırasında silindire hava-yakıt karışımının girmesidir.


Emme supabı: Silindire hava-yakıt karışımının girmesinde rol oynayan supaptır. Bu supap emme zamanında açılarak, hava-yakıt karışımının silindire girmesini sağlar.


Emme zamanı: Pistonun üst ölü noktaya yaklaşmasıyla birlikte emme supabının açılmasına, emme zamanı denir.


Emniyet kemeri: Araçlarda sürüş anında sürücü ve yolcuların güvenliklerini sağlamaya yönelik bir sistemdir. Emniyet kemerinin görevini en iyi şekilde yapabilmesi için, alt bölümünün iki tarafta leğen kemiğinin üzerinden ve üstte de omuzun üzerinden geçmelidir.


Endüksiyon bobini: Endüksiyon bobini, 6-12 voltluk batarya voltajını bujide tırnak aralığını atlayacak kadar yüksek voltaja çıkaran oto transformatörüdür.


Erken ateşleme: Yanma odasına sıkıştırılmış olan karşımın buji kıvılcımı ile yakılmadan, kendi kendine yanmaya başlamasına erken ateşleme denir. Erken ateşlemenin başlıca nedeni, yanma odalarında fazla karbon birikintilerinin oluşmuş olmasıdır.





Fakir Karışım: Motorların çeşitli yük ve hızlarındaki yakıt-hava karışımının fakir karışım halinde bulunmasıdır. Fakir karışım, benzinin birim ağırlığının havaya nazaran daha az oranlarda olması ve yanma işlemi için gerekli oranda oksijen ile birleşememesidir.


F tipi supap mekanizması: Bu tip supap sistemi, L ve İ tiplerinin birleşmesinden oluşur. F tipi motorlarda genellikle emme supapları İ tipine göre, egzoz supapları ise L tipine göre çalışırlar.


Film dayanıklılığı: Madeni yağın film tabakası dayanıklılık özelliğidir.


Filtre (hava): Hava filtresi, motora giren havayı süzerek toz ve pisliklerden arındırır.


Filtre (yağ): Yağ filtresi genellikle motor karterinin altında olan ve motor yağını süzerek toz, pislik ve artıkların yağlama sistemine karışmasını önleyici bir filtredir.


Filtre yağ dolaşım sistemleri: Basınç ayar supabı ile düzenlenen yağ dolaşım sistemleri, kısa devreli sistem ve tam akışlı sistem olarak ikiye ayrılır.


Fren: Bir cismin veya makinenin hareketini yavaşlatan veya durduran mekanizmaya fren denir.


Fren ayarı: Periyodik olarak fren balatalarına ve genel fren sistemine yapılan ayarlardır.


Fren balataları: Fren pedalına basıldığı anda fren kampanasına sürterek yavaşlama ve durma etkisi yaratan parçalardır. Fren balataları yarım daire şeklinde kavis verilmiş metal parçalarıdır.


Fren kampanası: Dönen tekerlekleri frenlemek için araç tekerleklerine takılan madeni bir parçadır.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Liaaa'in Mesajına Teşekkür Etti.