Tekil Mesaj gösterimi
Eski 01.06.2011, 00:19   #2
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yok Olmadan Önce Görülmesi Gereken Son Cennetler

Manyas Gölü
(Kuş Gölü)


Balıkesir il sınırlarında yer alan bu geniş ve sığ tatlı su gölü, planktonlar ve dip canlıları açısından son derece zengin. Biyolojik çeşitliliğiyle dikkat çeken göl Türkiye’nin “kuş cenneti” olarak tanınan ilk alanı, bu vesileyle kuşların ve sulak alanların tanınmasına da öncülük etti. Manyas Gölü milli park, Ramsar alanı ve doğal sit alanı gibi yasal koruma statülerine sahip olmasına rağmen günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Alan sazlıklar, subasar çayırlar, makilikler ve subasar söğüt toplulukları da barındırıyor. Kocaçay ve Sığırcı derelerinin göle karıştığı yerlerde söğüt toplulukları ve sazlıklar yer alıyor. Göl kıyıları, özellikle yaz aylarında suların çekildiği yerlerde zengin sucul bitki örtüsüne sahip. Çevrede yer yer tarım alanları da var.

Manyas Gölü kuş türleri bakımından son derece zengin, özel bir alan. Küçük karabatak, mahmuzlu kızkuşu, kocagöz ve pasbaş patkanın da yer aldığı 24 tür göle önemli doğa ve kuş alanı statüleri kazandırıyor. Bu türler arasındaki dikkuyruk ve tepeli pelikanın nesli küresel ölçekte tehlike altında. Nesli küresel ölçekte tehlike altındaki içsu balığı Cobitis (Bicanestrinia) puncticulata da dünyada sadece bu alanda yaşıyor. Göldeki diğer bir önemli tür ise su samuru. Kirlenmeyle birlikte giderek azalan balıkçılık ve kerevit yöre halkı için önemli geçim kaynağı.


Manyas (Kuş) Gölü (Balıkesir)
Fotoğraf: Cüneyt Oğuztüzün


Manyas Gölü biyolojik zenginliği ve Türkiye doğasındaki simgesel önemi nedeniyle büyük değere sahip. Bununla birlikte alan geçtiğimiz 20 sene içerisinde bu özellikleri hiçe sayılarak çok sayıda tehdide maruz bırakıldı. Bu tehditlerin başında, göl çevresindeki sanayi tesislerinin ve tavuk çiftliklerinin atıklarının yol açtığı kirlilik geliyor. Diğer bir tehdit su rejimine DSİ tarafından yapılan müdahaleler. Manyas Barajı alanın kendine has, her sezonda değişen su rejimini bozdu. Buna bağlı olarak göl ve çevresinde, özellikle birçok sukuşu için yuva alanı olan söğütlükler kurudu. Bu doğal alanın kurtarılması için bir an önce kirliliğin ve yanlış su politikalarının durdurulması gerekiyor. Hâlâ çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Manyas Gölü’ne Manyas ilçesinden ulaşılıyor.



Kaz Dağları




“İda” olarak da bilinen Kaz Dağları, Edremit Körfezi’nin kuzey kıyılarında, Çanakkale ve Balıkesir il sınırlarında yer alıyor. Homeros’un İliada destanında bu alan “bin pınar İda” olarak geçiyor. Alan milli park, tabiatı koruma alanı, önemli bitki alanı ve önemli doğa alanı statülerine sahip. Kaz Dağları’nda Avrupa-Sibirya ve Akdeniz bitki coğrafyaları kesişiyor, bu nedenle her iki bitki coğrafyasına ait türlere rastlamak mümkün. Alan yakın gelecekte madencilik faaliyetleri, termik santral ve hidroelektrik santralları yüzünden doğal karakterini kaybetme tehlikesi altında.


Kaz Dağları (Balıkesir)
Fotoğraf: Gökhan Tan


Kaz Dağları’ndaki bitki örtüsü garig, maki ve orman topluluklarından oluşuyor. Alçak rakımlarda Akdeniz iklimine özgü kızılçam, yüksek rakımlarda karaçam ormanlarıyla kaplı. Yer yer yaprak döken karışık kayın ve meşe ormanları bulunuyor. Alanın en dikkat çekici ağacı ise ismini buradan alan Kazdağı göknarı (Abies nordmanniana equi-trojana). Kaz Dağları’nda günümüze değin 900 civarında bitki taksonu tespit edildi, bu türlerden 32 tanesi endemik, Armeria trojan ve Hypericum kazdaghensis gibi dokuz türün ise dünya üzerinde bilinen tek yaşam alanı Kaz Dağları. Yöre memeli hayvanlar açısından da son derece zengin; ayı, kurt ve karaca gibi büyük memeli türleri yaşıyor; 15-20 sene öncesine kadar vaşak ve çizgili sırtlan da bulunuyordu ama artık bu türlerin izine rastlanmıyor. Alanda kaya kartalı, puhu, yılan kartalı, Anadolu sıvacı ve gökdoğan gibi kuş türleri ürüyor, 13 farklı kuş türü buraya önemli kuş ve doğa alanı statüleri kazandırıyor.

Kaz Dağları (Balıkesir)
Fotoğraf: Şebnem Eraş


Zeytincilik, küçükbaş hayvancılık ve ormancılık faaliyetleri ana geçim kaynakları. Yaylacılık faaliyetlerinin devam ettiği Kaz Dağları’nın köylerinde geleneksel hayat tarzı sürüyor. Yöre turizm açısından son derece hareketli, özellikle yaz aylarında Sarıkız Şenlikleri’ne çok sayıda ziyaretçi geliyor.

Alan kültürel açıdan da son derece zengin. Türkmen ve Yörük köylerinin bulunduğu Kaz Dağları, antik dönemdeki ününü günümüzde de devam ettiriyor. Sarıkız, Hasan Boğuldu gibi birçok efsanenin anlatılageldiği yöre, doğaya uyumlu kırsal yaşamın sürdüğü örnek yerler arasında.



Kaz Dağları (Balıkesir)
Fotoğraf: Gökhan Tan


Kaz Dağları son yıllarda baraj, termik santral ve maden şirketlerinin tehdidi altında. Çanakkale-Çan Akışkan Yataklı Termik Santralı’nın ÇED raporu onaylandı ancak Danıştay “ÇED raporu olumlu belgesinin iptali kararı” verdi. Ama santral inşaatı bitmiş ve deneme üretimine başlamış durumda. Günümüzde birçok madencilik firması, önemli doğa alanının muhtelif yerlerinde maden arama ve işletme ruhsatı başvurusunda bulunmakta. Ayrıca alanın güney kısmına Zeytinli Barajı’nın yapımı planlanıyor. İnşaatı biten ve su tutan Havran Barajı ne yazık ki binlerce yarasayı yok etti. Doğaseverlerin ise koruma girişimleri devam ediyor. Bu kapsamda “Kaz Dağları’na Sadakat” isimli bir gezi ile madencilik girişimlerine karşı halkın ilgisi çekilmeye çalışıldı.

Kaz Dağları Milli Parkı, ziyaretçilerine benzersiz doğal değerler sunuyor. Yörenin kültürel özelliklerini tanımak için Tahtakuşlar köyündeki etnografya müzesi de ziyaret edilebilir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
21 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.