[@OkyanusunKalbi]

Baltalı Hano

Kabadayı denince aklımıza ne gelir? Sert bakışlı, etrafındakilerin yanında hazır olda durduğu… Kalıplı heybetli olanlar, sokaklarda nara atanlar, önüne gelenle kavga eden erkekler… Yani sanırız ki kabadayılar sadece erkeklerden çıkar. Oysa gözü dönen bir kadın 20 erkek gücündedir derler. İşte bu sözü doğrulayan bir kadın yaşadı tarihimizde. Hemde öyle bir yaşadık ki, İstanbul’da adının duyulmadığı yer kalmadı. Sokaklar ya onundu ya da onun adamların. Kimdi bu kadın?

Bir kadın İstanbul’da, hem de İmparatorluğun iç isyanlar ve savaşlarla yıkılmaya başladığı dönemde nasıl kabadayı olabildi? İstanbul’u nasıl haraca bağladı?

O kadın baltalı Hano, aslında Hanzade idi. Osmanlı'nın yıkılma dönemine girdiği yıllarda çiftçi bir ailenin çocuğu idi Hanzade. Babasının tarlasında yetişen ürünleri topluyor ve pazarda satıyordu. Geçim sıkıntısı ve iç isyanlar, savaşlar hayatı zorlaştırıyordu. Babası Hanzade’yi ilkokulu bitirdikten sonra, devrin zenginlerinden bir adamla evlendirdi. Başlarda evlenmek istemeyen Hanzade bu adamdan hamile kaldı ve bir oğlu oldu. Zenginlik içinde yaşayan Hanzade mutlu bir hayat yaşıyordu taki, oğlu 6 yaşındayken kocasını kaybedene kadar. Kocasından kalan miras ile hayatına devam eden Hanzade’nin bu sakin ve düzgün hayatı bir süre sonra sona erer. Devrin ileri gelen mafyalarından biri Hanzade’nin parasının kokusunu almıştı. Solak rekor adıyla bilinen, bileği bükülmez bir kabadayı Hanzade'ye aşık oluyor.

Sokaklarda adını haykırıyor. Hanzade de yalnız olmaktansa, onu seven, koruyabilecek olan bu adamla birlikte oluyor.. Bir akşam eve geldiğinde oğlunun evde olmadığını fark ediyor. Şehrin her yer yerini alt üst ediyor. Ama oğlunu bulamıyor. Bir süre sonra, sevgilisi Hanzade’yi engellemeye çalışıyor. Gerekli yerlere haber bıraktığını, çocuğunu aradıklarını söylüyor.

Hanzade bu durumdan şüpheleniyor. Kendisini sürekli engellemeye çalışmasının nedeni öğrenmeye karar veriyor. Bir gün erkek kılığına girerek sevgilisini takip ediyor. Solak için sıradan bir akşam… Sokaklarda naralar atıyor, Haraç topluyordu…

Gecenin sonuna doğru Solak hamama doğru gider ve Hanzade’nin kaderinin değişeceği anlar başlar. Solak’ın arkasından hamama giren Hanzade oğlunun zorla hamam oğlanı olarak çalıştırıldığını görür. Hamamda ki ateşi harlamak için kırılan odunların kesildiği balta gözüne ilişir. Baltayı kaptığı gibi sevgilisini kafasını uçurur. Bununla da kalmadı, orada bulunan tam 21 kişinin kafasını gövdesinden ayırarak göbek taşına dizdi ve oğluyla birlikte kaçtı.

Işte Hanzade’nin hayatı o gece değişti. Sabah bütün Istanbul onu konuşmaya başladı. O günden sonra da adı Hanzade değil Baltalı Hani olarak bilindi. Osmanlı'nın zaten içeride ve dışarıda savaş veriyor olması, Baltalı Hanonun yakalanmasını geciktirdi. Baltalı Hani kısa sürede kendi adamlarını topladı. 1,5 yıl boyunca Istanbul'da terör estirdi, bildiğiniz mafya oldu Hanzade. Sonunda yakalandı. Haraç kesmek ve adam öldürmekten suçlu bulundu ve kurşunlanarak infaz edildi.

Baltalı Hano’yu bunları yaşamaya iten şey neydi? Zorla evlendirilmesi mi? Annelik yüreği mi? Yanlış bir ilişki yaşaması mı? Sizce?