Tekil Mesaj gösterimi
Eski 01.03.2019, 22:02   #1
Çevrimdışı
Hasan Tahsin
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Almanyada yabancı, Türkiyede Alamancı.

Almanyada yabancı, Türkiyede Alamancı.

Türkler Almanya'ya sadece birkaç yıllığına para biriktirmek amacıyla gitti, memlekete dönülecek günlerin hayaliyle yaşadı.

O dönem herkes Avrupa’ya gitme hayali kuruyordu. İnsanlar Avrupa’da koşulların daha iyi olduğunu düşünüyordu.

Almanya ile yapılan anlaşmanın başlangıçta iki yıllık olmasından dolayı herkesin ilk hedefinin para biriktirip iki yıl içinde dönmek vardı, hiçbir şeye alışmak durumunda değildiler, dil öğrenmek zorunda değildiler, oranın kültürünü öğrenmek zorunda değildiler. çünkü zaten kalacakları süre belliydi, sadece para kazanıp döneceklerdi. Fakat Türkiyeden davul-zurna ile uğurlanıp Almanya!ya ayak bastıktan sonra durumun böyle olmadığını gördüler,Hayata angaje olmuyorlardı, ne zaman ki iş mahalle ve şehir hayatına adapte olmaya geldi, o zaman farklı boyutlar ortaya çıkmaya başladı. Markete gitmek zorundaydı, pazara gitmek zorundaydı, çocuğunu okula kaydettirmek zorundaydı. Dolayısıyla ilk dönemde büyük zorluklar oldu. Bu durum bir travma yarattı. Sorunların temelinde ise asıl olarak dil bilmemek yer alıyordu.

Bu hikaye Türkiye'den göçenlerin, göçüp başka memleketlerde kalanların, kısa bir süreliğine gidip hemen dönmek istediği halde bir ömrü gurbette geçirenlerin hikâyesidir.

Türkler ve Almanlar arasında ilk başta iyi başlayan diyalog, Türklerin sayısının artmaya başlamasıyla ırkçı cinayetlere kadar ulaşan bir 'ötekileştirmeye' dönüştü

Tanıdığım birisi bana Almanyadaki yaşantısını şöyle anlatmıştı::

"Bavul bir göçmenin geri dönüş umududur. Onu yatağın altına ya da bir depoya koymayız. Hep gözümüzün önünde olur ki umudumuzu canlı tutsun.

Adı şudur, şu fabrikanın işçisidir, adresi de budur diye yazıp yakamıza astılar. Gümrükte kaybolacak eşya gibi indirdiler Almanyaya.

Göçmenlik bir 'buğulu cam' halidir. Ne sen dışarısını net olarak görebilirsin, ne de sana dışarıdan bakanlar içini tam olarak görebilir.

Türkiye'de yapılacak evin temelini atmak için İki sene kalmak üzere Almanya'ya geldim, Ev biteli 40-50 yıl oldu ancak biz dönemedik.

Almanya'ya hiçbir zaman alışamadığım halde geri dönüş için bir imkan bulamadım, iki ülke arasında gidip gelerek yaşamaya devam ediyoruz.

Almanyadaki yaşantımızda Almanyaya ait olmama, yabancı olma, sanki Almanlardan düşük bir seviyeye sahip olma duygusu, aşağılık olma duygusu vardı, dışlanma, tamamen kabul edilmeme vardı, İki odalı dar bir evde kalıyorduk ve Almanların çalışmak istemediği ağır ve pis işlerde çalışıyorduk.

Türkler dışarı' yazıları vardı. Kova alıp içine beyaz boya doldurup oturduğumuz evin yanındaki duvarlarda 'Türkler dışarı' yazısı yazıyorlardı.

Türkiye'de ise Almancıydık, Almanya ve Türkiye arasında kalmışlık, tam olarak ikisinden birine ait hissedememe durumu vardı, Kendi kendime şo soruyu soruyor fakat cevabını bulamıyordum: "Nereye aitim? Gerçekten Türkiye'ye dönecek miyim? Ben sadece Türk müyüm yoksa hem Türk hem Alman mıyım?.

Almanya'da ikinci derece bir vatandaştık, Türkiye'de ise klasik Almancı yaftası sebebiyle para kaynağı olarak görülüyorduk.

Türkiyede bizim dostlarımız, arkadaşlarımız vardı, burada etrafımızda yaşayan Almanlarla ve komşularımızla dost ve arkadaş olamadık, aç kalsak bir lokma ekmek verenimiz yoktu.

Kendimi hiçbir zaman tam olarak Almanya'ya ait olduğumu hissetmedim"

**

Bunlar Almanya'da çok lüks içinde yaşayan insanlar değiller. Aslında Türklüğünü ve benliğini korumak için büyük mücadele veriyorlar.

Bir de bunların çocukları ve torunları var.

Birinci nesilde kozmopolit bir yapı var, Hem kendi kültüründen vazgeçmemiş hem de oradaki kültürel yapıya uyum sağlayamamış, asimilasyon kaynaklı bir benlik kayması var.

İkinci neslin yüzde 90'ı Almanya'da doğdu. ikinci nesil Almanyaya uyum sağlamak yönünde biraz daha iyi.

Bir de bunların Türkiyede kalan yakınları var, gidip de bir daha haber alamadıkları ailelerinin siyah-beyaz fotoğrafları ile avunuyorlar.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Hasan Tahsin'in Mesajına Teşekkür Etti.