Tekil Mesaj gösterimi
Eski 12.11.2015, 02:26   #17
Çevrimdışı
Suzim
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mimar Sinan Gezi Yolu; "Bir Payıtahttan Diğerine Yolculuk"

EDİRNE


Edirne il sınırları içerisinde yer alan Mimar Sinan eserlerini ele alırken, Edirne merkezde bulunanlar ile ilçelerinde bulunanları ayrı ayrı ele alacağız. Zira merkezde bulunan eserleri doya doya ziyaret edebilmek için şüphesiz çok zaman gerekecektir. İş bu sebeple; Sinan'ın yaşadığı dönemde Osmanlı payıtahtı olan İstanbul'dan ( Büyükçekmece ) başlayan ve Osmanlı'nın bir önceki payıtahtı Edirne'ye doğru Trakya coğrafyasında uzanan "Mimar Sinan Gezi Yolu"nun ilk etabını Edirne'ye bağlı Havsa ilçesinde sonlandırıyoruz.
Edirne üzerinden Balkanlar'a doğru uzanan sefer ve ticaret yolları üzerinde önemli bir durak olan Havsa, Edirne'ye varmazdan evelki son menzil külliyesi olan Mirmiran Kurt Kasım Paşa Külliyesi'ne ev sahipliği yapmaktadır. Halk arasında Havsa Sokollu Mehmed Paşa Külliyesi olarak da bilinen bu yapılar topluluğundan aşağıda bahsedeceğiz.
Yeri gelmişken; Edirne il sınırları içerisinde bulunan fakat Sinan elinden çıkıp günümüze ulaşamayan, İpsala ilçesindeki Hüsrev Kethüda Kervansarayı'nı da not düşmek gerekiyor. İki payıtaht arasındaki aktif yollar üzerinde olmamasına rağmen, Çanakkale boğazı üzerinden gelen Anadolulu kafilelerin Edirne'ye yolculuklarındaki bir güzergah olarak değerlendirebileceğimiz bir noktada kurulmuş olması enteresandır. İstanbul'da çeşitli hayratları bulunan ve bunlar arasında Mimar Sinan elinden çıkmış eserlerin de olduğu Hüsrev Kethüda'nın İpsala'ya yaptırdığı bu yapıdan son kalanlar imar faaliyetleri sonucu yok edilmiştir.
HAVSA

Mirmiran Kurt Kasım Paşa kimdir ?
Kasım Paşa ya da lakabıyla Kurt Kasım Paşa, Osmanlı’nın üç büyük sultanına veziriazamlık yapmış Sokollu Mehmed Paşa’nın oğludur. Sokollu Mehmed Paşa’nın Kurt Kasım Bey’i diğer oğulları arasında daha özel gördüğü, bu sebeple vefatına çok üzülmesinden sebep bu külliyede onun adının yaşatılmasını arzu ettiği aktarılmaktadır.
Tanzimat öncesi Osmanlı’da mülki ve askeri nitelili bir unvan olan “Mirmiran” rütbesi; “beylerbeyi, günümüz orgenerallik rütbesinin karşılığı, umumi valilik, askeri-mülki eyalet valiliği” gibi bir denklik bildirir. Buradan Kurt Kasım Paşa’nın Osmanlı’ya hizmetleriyle de liyakat sahibi bir kimlik olduğunu biliyoruz.
Kurt Kasım Bey'in 1572 yılında vefat ettiğinde Hersek Sancak Beyi görevini yürütmekte olduğunu yine vefeyatnameler vasıtasıyla öğreniyoruz. Kurt Kasım Paşa’ya atfedilen mezar günümüzde Havsa Belediye Binası’nın yanında, bir zamanlar adına yapılan külliyenin sınırları içerisinde olduğu şüphe götürmez bir mevkide yer almaktadır. Edirne yönüne giden araçlar Havsa merkezden geçerken bu şahsiyete atfedilen mezarın yanıbaşından geçmektedirler.
HAVSA

MiRMİRAN KASIM PAŞA KÜLLİYESİ

( HAVSA SOKOLLU MEHMED PAŞA KÜLLİYESİ )



Bir payıtahttan diğerine ( İstanbul – Edirne ) yolculuğumuzda Edirne’den önceki son durak yine bir menzil külliyesi olarak inşa edilmiş olan Edirne’nin Hafsa ilçesindeki “Mirmiran Kasım Paşa Külliyesi”dir. Halk arasında “Kurt Kasım Paşa Külliyesi” olarak da bilinen külliyenin bazı kaynaklarda adı, daha bilindik bir tarihi kişilik olan “Havsa Sokollu Mehmed Paşa Külliyesi” diye geçmektedir.
Külliye bütünlüğü içerisindeki yapılardan Mimar Sinan eserleri hakkında sağlam kaynakçalar olarak görülen Tezkiret’ül Bünyan, Tezkiret’ül Ebniye, Tuhfet’ül Mimarin ile Adsız Risale’den bilgi sahibi oluyoruz.
Mirmiran Kurt Kasım Paşa Külliyesi; İstanbul’dan Edirne’ye uzanan sefer ve kervan yolları üzerinde neredeyse eşit uzaklıkta serpiştirilmiş görkemli Osmanlı Külliyeleri ( Büyükçekmece-Çorlu-Lüleburgaz-Babaeski ) arasında yer alır. Bu uzaklıklar kervanların ya da atlıların gün içinde binek olarak kullandıkları hayvanlarını daha fazla yormadan azami kullanabilecekleri uzaklıkları işaret eder ve dinlenmek üzere konak yeri ( menzil ) olarak belirlenmiştir. Bu sebeple genel olarak hanı da olan bu külliyeler “Menzil Külliyeleri” özellikleri taşırlar.



Havsa’daki Mirmiran Kurt Kasım Paşa Külliyesi geniş bir alana yayılmıştır. Külliye bütünlüğü içerisinde Kurt Kasım Bey Camii, medresesi imareti, hamamı, arasta ve kervansarayı yer almaktaydı. Bu yapılardan günümüze cami, hamam ve dua kubbesiyle kendini ele veren arasta kısmının bir bölümü kalabilmiştir. Diğer yapılar ne yazık ki günümüze ulaşamamıştır.
Mirmiran Kurt Kasım Paşa Külliyesi yapılarının aynı anda başlayıp bittiği düşünülemez. Buna karşılık yukarıda bahsettiğimiz kaynaklarda yapıların 1565-79 yılları arasında külliye bütünlüğü içerisindeki yerini aldığı bilinmektedir.
Osmanlı Rus Savaşı sonrası Rus işgaliyle başlayan ciddi tahribatlar, 1912-13 yıllarındaki Bulgar İşgali’nde zirve yapmış ve yapılar büyük hasar görmüştür. Halk arasında “Bulgar Mezalimi” olarak görülen bu olaylar Havsalılar’ın hafızasında derin yer etmiştir. Bu olayın acılarını diri tutmak için dikilen ve adına “İntikam Anıtı” denilen bir anıt Kurt Kasım Paşa Camii’nin avlusunun kuzeybatı köşesinde hala durmaktadır.
Balkan Savaşlarını’nın verdiği bu ağır tahribat 1939 yılında Trakya Umumi Müfettişi Kazım DİRİK Paşa’nın üstün gayretleriyle giderilmeye çalışılmış ve onarımlar yapılmıştır.
Camii : Mirmiran Kurt Kasım Paşa Camii tek kubbe ile örtülü kare planlı bir yapıdır. Düzgün kesme taş malzeme ile bina edilmiş camiye at son cemaat yerini ancak geride kalan izler vasıtasıyla tahmin etmeye çalışıyoruz. Buna göre son cemaat yerinin üç kubbeyle örtülü, bu örtülerin kemerlerle bağlanarak ayakta tutulduğu düşünülmektedir.
Cami harimine mukarnaslı bir kapıdan ulaşılmaktadır. Kısmen okunabilen taçkapısındaki kitabe Osmanlı’nın XVI. Yüzyıl şairlerinden Azmi’ye aittir. Kitabede okunabilen dizeler ancak şu kadardır :
Hazret-i paşa-yi dindar u…. .
Devlet ü…….

Müstedan Oglı üçün…….

Eyledi bir misli ü mânendi yok âli makâm !

Azmi-yi dâ!i görüb anı dedi tarihini:

Sâhibine………. dârü’s-selâm
Caminin ibadet mekanı birkaç sıra mukarnastan sonra tromplu bir kubbe ile örtülü idi. Ayrıca her cephedeki üç katlı pencereler ile iç mekan son derece mükemmel aydınlatılmıştır. Alt kattaki pencerelerin ortasına da kapaklı dolaplar yerleştirilmişti.
Mihrap mermerden olup, iki yanında iki burmalı sütun ile sınırlandırılmıştı. Mihrap nişinin üzerine çarkıfelek motifli rozetler yerleştirilmişti. Ayrıca bir palmet ile sınırlanan bu nişin üzerine de Kuran’dan alınma bir ayet yerleştirilmişti. Minberi ise mermerden olup son derece sade idi. Yapı topluluğu kesme taştan yapılmış yer yer sövelerde mermerler kullanılmıştır.
Son cemaat yerinin yanında kare kaideli yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.



Dua Kubbesi : Sokollu Külliyesinin arastasının ortasında cami ile kervansarayı birbirinden ayıran bir dua kubbesi bulunmaktadır. Bu dua kubbesi Fütüvvet tarikatı ve esnaf loncaları ile bağlantılıdır. Burada tarih boyunca önemli merasimler yapılmakta idi. Bazı kaynaklara göre burada 300 dükkanlık bir esnaf teşkilatı bulunmaktaydı.
Dört ayağın birbirlerine sivri kemerlerle bağlandığı dua kubbesinin üst örtüsüne pandantiflerle geçilmektedir. Havsa’daki kuzey-güney yolunun ortasında adeta bir eyvan şeklindedir. Bu bölüm cami avlusuna ve kervansaray arasında bağlantıyı sağlamaktadır. Her iki yöndeki kaş kemerli iki renkli taştan yapılmış girişlerin yanında birer kemerli niş de bulunmaktadır.
Hamam : Sokollu Külliyesinin bir bölümünü oluşturan hamam cami ile birlikte 1576-1577 yıllarında yapılmıştır. Osmanlı mimarisinde çifte hamam plan düzenindeki bu hamam, kadınlar ve erkekler bölümünden meydana gelmektedir. Hamamın erkekler bölümüne çarşı içerisindeki sokakta iki sütunlu bir revaktan girilmektedir. Hamamın giriş kapısı sokak seviyesinin biraz üstünde olduğundan buraya birkaç basamakla çıkılmaktadır.
Kare planlı, tromplu bir kubbe ile örtülü olan soğukluk kısmı harap durumdadır. Duvarlarında nişler bulunan soğukluktan hamamın diğer bölümlerine geçilmektedir. Günümüze gelen kalıntılardan halvet bölümünün mermer kaplı olduğu anlaşılmaktadır.
Kadınlar kısmı depo olarak kullanılmıştır. Bu bölüm erkekler kısmı ile aynı plan düzenindedir. Bu bölüme kuzey yönündeki sokaktan girilmektedir. Soğukluk kısmı iki yana küçük eyvanlarla açılmış ve üzeri basık bir kubbe ile örtülmüştür. Bu bölümden halvet hücrelerine iki ayrı kapıdan girilmektedir.
Hamamın arakasında küçük kubbeli ve tonoz örtülü su deposu ile külhana ait olması gereken bazı bölümlerin izleri görülmektedir. Hamamda soğukluklarda kesme taş kullanılmıştır. Kadınlar kısmının soğukluk ve sıcaklık bölümleri moloz taştan yapılmıştır. Kemerlerde ve ara bölmelerin geçişlerinde de tuğlalara yer verilmiştir.
Dergâh : Sokollu Külliyesinin cami avlusunun kuzeydoğusunda bulunan dergâhtan yalnızca mihrap duvarı ve mihrabın çıkıntısı günümüze ulaşabilmiştir. Dergâhın hangi tarikata ait olduğu anlaşılamamaktadır. Prof. Dr. Ara Altun ve Tülay Reyhanlı bu bölümün bir süre mescit olarak kullanıldığını belirtmişlerdir. Onlardan öğrenildiğine göre, dergâhın batıdan bir girişi ve girişin iki yanında da biri mihraplı olmak üzere iki ayrı bölümden meydana gelmiştir.

Kervansaray : Sokollu Mehmet Paşa Kervansarayı, Sokollu Külliyesi ile birlikte 1576-1577 yıllarında yapılmıştır. Bu yapı günümüze gelememiştir. Sokollu Mehmet Paşa vakfiyesinden ve Evliya Çelebi ile Kâtip Çelebi’den öğrenildiğine göre külliyenin biri kervansaray olmak üzere iki hanı bulunuyordu. Ayrıca Mimar Sinan’ın yapmış olduğu eserleri belirten tezkirelerde de buradaki bir kervansaraydan söz edilmektedir.
Günümüzde bunlara ait hücrelerden bazı kalıntılar külliyenin batısında dikkati çekmektedir.
Kervansaray Sokollu Mehmet Paşa Camisi ile Dua Kubbesi aracılığı ile birleştirilmişti. Evliya Çelebi’nin Havsa Hatun Hanı diye sözünü ettiği hanın yeri de kesinlik kazanamamıştır.
İmaret : Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi ile birlikte 1576-1577 yıllarında yapılan imaretten herhangi bir kalıntı günümüze ulaşamamıştır. Ayrıca imaretin külliyenin neresinde yer aldığı da kesin olarak bilinmemektedir. Sokollu Camisi’nin yanındaki bazı duvar kalıntılarının buna ait olduğu düşünülmekle beraber bu da kesin değildir. Buradaki İlköğretim okulunun temellerinde bulunan kalıntıların da imaretle bağlantılı olması muhtemeldir.
Çeşme : Sokollu Mehmet Paşa Külliyesinin köşesinde yer alan çeşme 1778-1779’da Sultan I. Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır. Üç cepheli olan bu çeşme geniş saçaklı olup, üzeri küçük kubbecikli barok üsluptadır.
______________________________________
Fotoğraflar :
Alper ÇINAR, Dinçer ALABAŞOĞLU, Efkan SİNAN, Emrah ŞAHİN, Fatih ERDEM, Özcan ÇELTİKLİ
"Mimar Sinan Gezi Yolu" İllüstrasyonu :
Rahman KETENCİLER



Trakya Gezi Rehberi
__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...''
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti.