Lisedeydim o zamanlar, moda tasarımı bölümünde okuyordum. Sınav notu yerine geçecek dikiş ödevim vardı. Ha bugün, ha yarın diye diye son güne kadar umursamadım. Son gün gelip çattığında da telaşla alt sokaktaki terziye koşturdum. Adama yalvardım, yakardım; yarına kadar yetiştirin yoksa sıfır alacağım! Adam; "İmkanı yok, yetişmesi gereken çok işim var." dediyse de sonunda ikna etmeyi başardım. Ama anca yediye on kala gibi alabileceğimi, yedide de dükkanı kapatacağını söyledi. Sevinç içinde çıktım dükkandan. Nasıl olsa dükkan yakında diye yediye çeyrek kala gibi evden çıktım. O sırada hoşlandığım çocukla karşılaştım. Selamlaştıktan sonra acelem olduğunu söyledim ama bana; "Ya bi' beş dakika konuşalım en azından, özledim." dedi. O öyle dedi ya artık dünya yansa umrumda olmazdı! Bir beş(!) dakika konuştuktan sonra ayrıldık ve koşa koşa terziye gittim. Saat yediyi on geçiyordu ve terzi kapalıydı. Belki döner umuduyla oturdum kaldırım taşının üstüne, akşamın on buçuğuna kadar bekledim. Ne gelen oldu, ne giden...
Paint Çizimlerim Çini Mürekkebinden Kıyafet Tasarımlarım Keçeli Kalem ve Kolonya İle Tişört Tasarımım Batik Denemelerim Oje İle Magnet Tasarımlarım Peçetenin Desenini Ayakkabıma Taşıdım