Tekil Mesaj gösterimi
Eski 06.08.2011, 22:07   #8
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlı Çarşıları | Geleneksel Meslek Örgütlenmeleri ve Anadolu Çarş

Göynük

Kadınlar Pazarı
Fotoğraf: C. Oğuztüzün


Göynük Manisi
Çarşıdan aldım yumak
Dantel öreyim diye
Mahalleden yar seçtim
Her gün göreyim diye

Çarşıdan aldım sucuk
Tanesi yedi buçuk
Benim sevdiğim oğlan
Mahalleden bir çocuk…



***
Fotoğraf: M. Keskin



Bolu, Göynük’te her hafta pazartesi günleri “Kadınlar Pazarı” kuruluyor. Bu gelenek Osmanlı çarşılarında kadının yerini anlamamıza yardımcı olur. Geçmişte neredeyse her kentte kurulan kadın pazarları (avrat pazarı) köylü kadınların ürünlerini kentli kadınlara pazarlamalarını sağlıyordu. En ünlülerinden biri İstanbul Haseki’de kurulan “Avrat Pazarı”ydı. Üreten de, satan da, satın alan da kadınlardı. Erkekler bu pazarlara giremezlerdi. Göynük’te bu geleneğin artan iç turizmle beraber cumartesi ve pazar günlerine de yayılarak devam etmesi sevindirici… Satıcılar hâlâ kadınlardan oluşuyor. Göynük’teki Kadınlar Pazarı’na artık erkekler de girebiliyor.





Denizli
Buldan Bezi
Fotoğraf: G. Kılınçkıran



“…Şehre girdiğimizde çarşıdan geçerken bazı kişiler dükkânlarından çıkıp hayvanlarımızın dizginlerinden tuttular. Diğer bazı kişiler bunlara engel olmak isteyip kavgaya başladılar. Ne söylediklerini anlayamadığımızdan bunların yol kesen Germiyanlılar olduklarını ve mallarımızı yağma etmek istediklerini sandık. Sonra dilimizden anlayan bir hacı geldi. Onun vasıtasıyla maksatlarını sordum. Bunlar Ahilerden olduklarını, bizi ilk karşılayanların Ahi Sinan diğerlerinin ise Ahi Duman’ın arkadaşları olduklarını ve her iki taraf da kendi zaviyelerine gitmemizi istediklerini söylediklerinde hayret ettim. Sonra kura çekip nereye gideceğimizi tespit etmeye karar verdik, kura Ahi Sinan’a düştü…”
İbn Batuta Seyahatnamesi




Kapalıçarşı
Fotoğraf: M. Keskin


Denizli’nin Kaleiçi Çarşısı günümüzde de canlılığını koruyor. Çarşının yapılış tarihi 13. yüzyıla kadar gidiyor. Ancak bu yüzyılda yapılmış çarşı yapıları günümüze ulaşamamış. Anadolu’daki geleneksel çarşıları canlandırma hareketine Denizli Belediyesi de katıldı. 2006 yılında başlayan projeyle Kaleiçi Çarşısı’nın üst örtüsünden saçaklarına kadar her ayrıntısı tek tek projelendiriliyor.





Amasra


Fotoğraf:
S. Çakmak



“...Ey oğul! Evvela harama bakma, yalan söyleme, haram yeme, haram giyme, haram içme, nan ü nemeke (ekmeğe ve tuza) ihanet etme, hukuk kesbettiğin pirlere çeşm-i hakaretle (aşağılayıcı gözle) bakma, uluların önünde gitme, sabırlı ol, tahammüllü ol, komadığın yere el uzatma, emanete hıyanet etme, fakr ile kanaat eyle...”
Şed Kuşanma Föreni – Evliya Çelebi - Seyahatname




Amasra Çarşısı
Fotoğraf: S. Çakmak



Amasra’da çıkrıkçı-çekici esnafının fütüvvet geleneklerine göre ustalık unvanına hak kazanan kalfalar için düzenlenen şed kuşanma törenleri 1969 yılına kadar sürdü. Bu geleneğin tanığı tarihçi-yazar Necdet Sakaoğlu Amasra Çarşısı’ndaki son şed kuşanma törenini ve geleneğin sona erişini Tarihi Kentler Birliği’nin Nisan 2010’daki Kırşehir Semineri’nde şöyle anlattı:

“Kırk yıl önce Amasra’da dört yüzyıllık mazisi olan havancı çıkrıkçı çekici esnafının unutulmuş şed kuşanma geleneğini yineleyelim dediğimizde, gençliğinde şed kuşanmış tek usta bulabilmiştik; yazılı, basılı hiçbir veri de yoktu. O saf, maziyi unutmuş, yaşlı zat duaları da bilmiyordu. Zar zor bir tören icra edildi.




Semercilerİskilip (Çorum)
Fotoğraf: İzzet Keribar


Anadolu’nun en iyi korunmuş çarşılarından olan İskilip Çarşısı zamana direniyor. İskilip’teki semerci ustalarının yaptığı semerlerin alıcıları, bunları genellikle evlerini dekore etmekte kullanıyorlar.


1969’da şed kuşanan üç kişi de bugün hayatta değil. Geleneksel çıkrıkçılık zanaatını,1940’lara değin Çekiciler sokağındaki otuz kadar karakteristik çıkrıkçı, havancı dükkânında kemane denen el tezgâhları, geleneksel üretim tarzıyla koruyabilen Amasra bugün hem bu tarihsel zanaatını, hem pazarını yitirmiş. Çekiciler Çarşısı da bugün Çin pazarına dönüşmüştür. Bu sönüşe duyarsız kalanlar bugün keşke yaşasaydı diyorlar.

Yalnız Amasra’da mı? Anadolu’nun hemen her köşesinde eski zanaatlar yok olmada. Eski üretimler bugün birer yüksek değer ifade ediyor. Özenle sırlanmış bir küp zengin konutlarında başköşede yer buluyor…”





Afyonkarahisar

Nöbetçi Ajans Arşivi



“…Afyon çarşısı, saraçhanesi ve tabakhanesi cümle 2048 dükkândır. Paspanlarından haber aldım. Saraçhanesi bir diyarda yoktur. Serapa kâgir, üstleri örtülü sayedar dükkânlardır. Burada işlenen saraç bisatları bir diyara mahsus değildir. Meğer İstanbul’da işlense. Zira bu Karahisar köselesi mazolıdır. Sahtiyan ve gönleri değirmenden pembe (pamuk) misali çıkar. Tam 100 dükkân tabakhanesi, üç bin pehlivan-ı civan Ahi Evren köçekleri vardır. İçlerine bir kanlı firar edip varsa hâkim olamaz, amma tabbaglardan elinden de halas olamaz. Bu tabbaglar şehrin yukarısında Mevlevihane yakınında derenin iki yakasında bir derbend yerdedir. Başka camileri ve mescitleri vardır. Bu taife çokluk kimse ile ülfet etmezler…”
Evliya Çelebi - Seyahatname




Afyon Çarşısı
Fotoğraf: Ufuk Sarışen



Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda gerçekleştirdiği Afyon ziyareti sırasında not ettiklerinden Afyon Çarşısı’nın hayvan ürünlerine, özellikle de hayvan derisine dayalı bir üretimi olduğunu anlıyoruz. Bugün Afyonkarahisar’da ne tabakhane ne saraçhane var. Kent merkezinde koruma altına alınan Bedesten, Taşhan, Kadınlar Pazarı, Bakırcılar Çarşısı, Yemeniciler Çarşısı ve Keçeciler Çarşısı bir zamanlar Afyon’un zengin bir çarşı kültürü olduğunu gösteriyor. Bu kültürü korumaya çalışan az sayıdaki esnaf Afyon’a özgü halıcılık, kilimcilik, hasırcılık, sedefkâri ve benzeri zanaatları ayakta tutmaya çalışıyor.

Debbağ, saraç, semerci, yemenici, kavaf gibi 100 yıl önce Afyon Çarşısı’nın vazgeçilmez esnafları bugün yok. Günümüzde Afyonkarahisar Çarşısı’nın en çok satılan ürünleri midemize hitap edenler: Tüm Türkiye’de lezzeti kanıtlamış Afyon sucuğu, kaymağı, şekerlemesi ve lokumu…






__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.