Tekil Mesaj gösterimi
Eski 02.04.2024, 02:21   #65
Çevrimdışı
alkanaga
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mitoloji Resimleri

Adem yaratıldığında Allah sırtını sıvasladı, zürriyetini gözleri önüne getirdi. İçlerinden biri çok ağladı ve nuru Ademin ilgisini çekti. Adem sordu; “Ey Rabbim bu kimdir?” dedi. Allah: “Bu senin zurriyetinden gelen son ümmetlerden bir kişidir ki adı Dâvûd’tur.”
Adem: “Rabb'im O'nun ömrü ne kadardır” dedi.
Allah “Altmış sene” buyurdu.
Adem: “Benim ömrümden ona kırk yıl ilave et” dedi.
Cennette Adem havva ile beraber 300 yıl yaşadılar. Günün birinde yasak meyveyi yediler ve cennetten kovuldular. Adem Cennetten yeryüzüne inerken Allahın cennetteyken ona hediye ettiği bir yüzüğü de beraberinde getirdi. Bu yüzüğün bir köşesinde “Mülk Allah’ındır” yazıyordu, Dünya üzerinde 1000 yıl kadar daha yaşadı Adem.
Adem’in ömrü dolunca ölüm meleği kendisine geldi.
Adem: “Daha kırk yıllık ömrüm yok mudur?” dedi.
Ölüm meleği: “Bu kırk yılı oğullarından Dâvûd’a vermedin mi?” diye karşılık verdi.
Ademe bu durum unutturuldu, zürriyeti de bu suretle unutkan oldu.
Adem peygamber vefat edince mahirli ve kerametli yüzük tekrar cennete geri döndü. Aradan yıllar geçince Allah cebrail meleğine yüzükle ilgili bir görev verdi. Yüzüğün bir dönem yeryüzünde bulunan bir kişiye getirilip emanet edilmesini bildirdi.
Sonraları Mührü Süleyman olarak anılan bu yüzük, cennette ve bir dönem Hz. Âdem’e ait iken Cebrail tarafından Allah'ın emri ile önce Hz Davud'a getirildi. Davut, 500 yıl yaşadı. Cebrail a.s bu yüzüğü Davut a.s’a verip dedi ki :
-”Ey Davut! Hak Tealadan sana bir yüzük ve on soru getirdim. Allahu Tealanın buyruğu odur ki: Evlatlarını toplayıp bu on soruyu onlara sor. Kim doğru cevap verirse senin yerine o geçsin. Devleri, Perileri, Ademoğullarını, yelleri, kuşları, canavarları, dünyada ne ki varsa hepsini buyruğuna baş eğdirsin, itaatli kılsın. Ve bütün dünyaya padişah olsun” dedi.
Davut, yüce insanlardan oluşan bir meclis kurup evlatlarını çağırdı ve bu meclis huzurunda tek-tek hepsine bu on soruyu sordu. Hiç biri cevap veremedi.
En son Hz. Süleyman a.s. ayağa kalktı:
-”Eğer izin verirseniz bu sorulara ben cevap vereyim!” Dedi. Davut a.s.’ın gönlü hoş oldu Ve:
-”Ya Süleyman söyle bana” dedi:
1-Dünyanın en kem kötü şeyi nedir ki ondan daha kötüsü yoktur?
2-En güzel, en üstün şey nedir ki ondan daha güzeli, daha üstünü yoktur?
3-Dünyada en acı şey nedir?
4-Dünyada en tatlı şey nedir?
5-O nedir ki ondan daha çirkini yoktur?
6-Nedir o ki ondan daha kabası yoktur?
7-Yine o şey nedir ki ondan daha yakını olmasın?
8-Nedir o şey ki ondan daha ırağı yoktur?
9-Yine nedir o şey ki onda daha gussalı, daha kaygı verici şey olmasın?
10-Nedir o şey ki ondan daha sevinçli şey yoktur?
Süleyman a.s. dedi ki:
–”Ey baba bu sorduğun sorular çok kolay şeylerdir?”
1-Dünyada en kötü şey insanoğlunun nefsidir ki ondan daha kötüsü yoktur.
2-Ondan daha güzel daha üstünü olmayan şey akıldır.
3-En acı şey yoksulluktur
4- Çok tatlı olan şey varlıklı, zengin olmaktır.
5-İnsanoğlu’nda süğmekten, küfürden daha çirkin şey yoktur.
6-Kaba (katı yürekli) kadından daha kabası yoktur.
7-İnsanoğlu’na ahiret’ten yakın şey yoktur. Ve bütün kişiler ona gitmektedir.
8-Sonra dünyadan ırak başka bir şey yoktur ki, insanoğullarından ıraklaşmaktadır.
9-Gayet gussalı, kaygılı şey; ruhun bedenden ayrılmasıdır.
10-Gayet şad, sevinçli olan şey yine ruhtur ki, insanoğlunda bulununca bu sevinci duyar!
Diye cevap verdi. Yalnız her soruya cevap vermeden önce gülümsedi sona cevap verdi
O zaman Davut a.s. oğlu Süleyman a.s.’a:
-”Gerçek söyledin, öyledir! Ama Bu yüce insanların huzurunda neden her soruya adaba aykırı olarak gülerek cevap verdin”: Süleyman a.s:
-”Bu soruların cevabını bende bilmiyordum ama siz her soruyu sordukça cevabı bir karınca bana söylüyordu bende size cevap veriyordum” dedi.
O zaman Davut a.s. dedi ki: Amaç Allah’a ulaşmak olduktan sonra vasıta isterse bir karınca olsun, önemli değildir.
Yüzük Süleymana verildi. Fakat bir gün bu muhteşem yüzük cinler tarafından çalındı. sahra cini olan dev bir ifrit, Hazret-i Süleyman kılığında gelerek yüzüğü gasp etti, Süleyman’ın tahtına geçti ve yönetimini eline geçirdi. Ve Hazret-i Süleyman’ı sahtekârlıkla suçlayarak saraydan çıkarttırdı. Süleyman sahip olduğu her şeyi kaybetti. Ve mührün yokluğunda geçen o acı günlerde kendisindeki asıl mührü kendinde buldu. Geçimini sağlamak için çalıştığı balıkçıdan para yerine balık aldı, temizlerken, balığın karnında yüzüğünü gördü, onu parmağına takıp saraya gitti, orada eski hayatına kavuşarak peygamberlik dönemini tamamladı. Mühür kimde ise Süleyman o oldu.
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.
Alkanaga
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti.