04.04.2016, 23:37 | #21 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Sosyal Deney Örnekleri
|
3 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
04.04.2016, 23:59 | #22 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Sosyal Deney Örnekleri
Köpeğimi gezdirmeye ormana gitmiştim. Eve döndüğüm zaman çüzdanımı düşürmüş olduğumu farkettim. |
3 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
05.04.2016, 00:01 | #23 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Sosyal Deney Örnekleri
Sosyal Psikilojinin araştırma yöntemleri şöyledir ; Deneysel Yöntem En ayırt edici özelliği, deney yoluyla, değişkenler arasındaki ilişkileri keşfetme çabasıdır. Deneysel yöntemleri kullanabilme olanağı olduğu müddetçe psikologlar kullanmayı tercih ederler. Gözlem yöntemi Deneysel yöntem her araştırma konusunda uygulanamaz, zira olayın altındaki değişkenler her zaman denetlenip ölçülemez. Gözlem yöntemi psikolojide sık olarak kullanılır. Belirli bir davranışı etkilemeden olduğu gibi gözleyerek bilgi sağlamak amaçlı kullanılır. Tarama Yöntemi Gözleme imkânı bulunmadığı zaman, soru listesi, mülakat yöntemiyle, dolaylı biçimde gözlemde bulunulur. Pazar araştırmalarında, oyların dağılımında, kamuoyu yoklamalarında sık kullanılır. Test Yöntemi Psikolojinin önemli araştırma yöntemlerinden biridir.Günümüzde, bir çok gelişmiş test vardır: Örneğin tutum testleri, zeka testleri, yetenek testleri, kişilik testleri, kaygı testleri ..vs gibi. Vaka Tarihçesi Yöntemi Bireyin geçmişindeki olayları, betimsel bir şekilde yansıtan bireysel hikâye’ye vaka tarihçesi diyoruz. Genelde geçmişteki olayların hatırlanması yoluyla olur. Genellikle klinik psikologlarca kullanılır. |
2 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
05.04.2016, 00:08 | #24 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Sosyal Deney Örnekleri
Alıntı:
|
|
3 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
12.04.2016, 22:24 | #25 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Sosyal Deney Örnekleri
|
07.01.2017, 13:14 | #26 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Sosyal Deney Örnekleri
http://www.youtube.com/watch?v=cfF8S--sozo
ROSENHAN DENEYİ Dr. David L. Rosenhan, 1973’te Science dergisinde "On Being Sane in Insane Places" (Akıl hastanelerinde akıllı olmak üzerine) adlı, psikolojinin en çok okunan makaleleri arasına girmiş deneylerini yayınlamadan önce, Kaliforniya, Arizona ve Harvard üniversitelerindeki kollokyumlarda sunmuş ve olağanüstü ilgiyle karşılanmıştı. Rosenhan deneyleri, çokça tartışılmakla birlikte, psikiyatrinin bugünkü standartlara ulaşmasında başlıca dönüm noktalarından biri kabul edilir. Rosenhan’ın ünlü makalesi şöyle başlar: "Pek çok cinayet davasında, savunma tarafındaki ünlü psikiyatrlar, sanığın akıl sağlığı yerinde olmadığından ceza sorumluluğunun bulunmadığını iddia ediyor. Savcılık tarafında yer alan, en az onlar kadar ünlü başka psikiyatrlar ise, aynı kişinin akıl sağlığını yerinde bulup ceza sorumluluğu var diyor." Rosenhan sorar, "Bir kişinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığı ve akıl sağlığının derecesi anlaşılabilir mi?" Tahmin ettiğiniz gibi, Rosenhan bu konuda bir hayli kötümserdir ve psikiyatri uzmanlarının objektif kriterlere dayanmadığını deneylerle kanıtlamaya çalışır. Rosenhan Deneyi Nasıl Yapıldı? Üç psikolog, bir psikiyatr, bir öğrenci, bir pedagog, bir ev kadını ve bir ressamdan oluşan sekiz kişi, ayrı ayrı, halüsinasyon işittiklerini söyleyerek, bir kliniğe müracaat ederler. Aslında hiçbir rahatsızlıkları yoktur. Kendilerine, kliniğe kabul edildikten hemen sonra, bir rahatsızlıkları kalmadığını söylemeleri ve normal davranmaları tembihlenmiştir. Öyle yaparlar. Ancak en erken çıkan bile klinikte yedi gün kalmak zorunda kalır. Klinikten çıkanlar, aynı iddia ve başka isimlerle başka bir kliniğe başvururlar. Rosenhan ve ekibi, bu şekilde tam bir düzine kliniği ziyaret eder. Hasta olmadıklarına hekimleri ikna etmeleri, ortalama olarak on dokuz gün sürer. Bir keresinde biri elli iki gün klinikte tutulur. Rosenhan ve arkadaşları elbette kliniklerde kalmaktan zevk aldıkları için yapmamışlardı bu işi. Aklı başında olan ile olmayanı tefrik etmek hususunda ne kadar başarılı olunabileceğini araştırıyorlardı. Araştırmanın sonuçlarını Ocak 1973'te, Science dergisinde yayınladılar. Makalede ibretlik bilgiler var. Mesela Rosenhan'ın tuzağına düşmeyeceğini iddia eden bir kliniğe üç ay içinde sahte hastalar yollanacağı söylenmiş. İzleyen üç ayda kliniğe müracaat eden 193 kişinin kırktan fazlası, en az bir uzman tarafından, sahte hasta olarak tespit edilmiş. Mesele şu ki, kliniğe bir tek sahte hasta yollanmamış. Kliniklerde yatan 118 gerçek hastadan 35’i, grubun bazı üyelerine "Sen deli olamazsın, herhalde hastaneyi teftişe gelen bir gazeteci ya da profesörsün" der, kalanı da bunların evvelce hasta olup şimdi düzeldiğine inanır. Hastane görevlileri ise, onların birer "sahte hasta" olduğunu hiçbir zaman anlamaz. En kısası bir hafta, en uzunu 52 gün olmak üzere, ortalama 19 gün hastanede tutulurlar. Özel hastanede yatan biri "manik depresif psikoz", geri kalanlar, "remisyonda şizofren" tanısıyla taburcu edilir. Rosenhan, 'aklı başında olmak veya olmamak diye bir şeyler varsa, bunları nasıl bilebiliriz?' diye soruyor. Yaptığı çalışma sayesinde görülüyor ki, bize çok aşikar görünen bir ayrımı yapmak üzere uzun süre eğitilmiş olan uzmanlar ve geliştirilmiş teknolojiler pek güvenilir değil. KİM HASTA, KİM DEĞİL? Rosenhan, bu deneyin tersini de uygular. Bir araştırma ve eğitim hastanesinin başhekimi ve çalışan personeline, gelecek üç ay içinde bir ya da birkaç sahte hastanın, psikiyatri servisine yatmak amacıyla başvuracağını bildirir. Yatırılan her hasta ile doğrudan bağlantısı bulunan psikiyatr, hekim ve hemşirelerin bir form doldurmasını, hastalara 1 ile 10 arasında puan vermesini, sahte hasta olduğundan kuşkulandığında, 1 ya da 2’yi işaretlemesini ister. Üç ay sonra Rosenhan, yatırılan 193 hasta ile ilgili formları inceler. Hastalardan 41’i, değerlendirmeyi yapanların en az biri tarafından "kesinlikle sahte hasta"dır. 19’u, birden fazla psikiyatr ve sağlık personeli için "sahte hasta olabilir". Halbuki, deneyin sürdüğü üç ayda başvuran hastaların hiçbiriyle Rosenhan’ın ilgisi yoktur, bir başka deyişle, aralarında "sahte hasta" numarası yapan, onun bildiği kimse yoktur. Rosenhan, ünlü makalesinde sorar "İkiden fazla psikiyatri uzmanının normal zannettiği, buna rağmen kliniğe yatırılan 19 kişi, gerçekte normal miydi, yoksa akıl hastası mı? Hiçbir zaman bilemeyeceğiz" ve "Şurası muhakkak ki" diye sürdürür, "Psikiyatri kliniklerinde, akıl sağlığı yerinde olanla, olmayanı ayıramadığımız apaçık ortada." Rosenhan’ın makalesi, ülkesini ayağa kaldırmış ve Amerikan Psikiyatri Birliği’nin, Akıl Hastalıklarının Ayırıcı Tanısında El Kitabı (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, DSM) adlı rehberini üçüncü kez değiştirmesini sağlamıştır. Bilimsel gelişmeler doğrultusunda DSM III, 1994’te yeniden değişerek, DSM IV oldu. Hukuk ve psikoloji profesörü Rosenhan, sadece akıl hastalıklarının tanısında kullanılacak kriterlerdeki değil, yargılamayı düzenleyen yasalara psikolojinin girmesi, jüri seçimlerinde bu bilim dalından yararlanılması gibi devrim niteliğindeki değişikliklere de önayak oldu. Kaynak: Rosenhan Deneyi Nedir? |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
deney, Örnekleri, sosyal |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |