Bir Bestenin Bilinmeyen Öyküsü:"Kimseyi Böyle Perişan Etme Allah'ım Yeter"

[@SuLTaN]

Bir Bestenin Bilinmeyen Öyküsü: "Kimseyi Böyle Perişan Etme Allah'ım Yeter"

Herkes onu bir sevgiliye yazılan hasret şarkısı sanır. Aslında bu şarkı, acılı bir babanın feryadıdır...

12 Mart 1971 darbesinden sonra sol üzerine 'Balyoz' gibi inen Nihat Erim hükümeti, 68 gençliğini bireysel anarşi olaylarına iterek ezmeye çalışmıştı. İşte bu dönemde sembol olaylardan birisi de İstanbul'un meşhur ruh doktorlarından Rahmi Duman'ın oğlu Hakan'ın kaçırılmasıydı. Olay ertesi günü bütün gazetelerin manşetindeydi. Herkes meraklı bir bekleyişle Hakan'ın kurtulmasını bekler. Duman ailesinde ise büyük acı hakimdir... İşte o acılı bekleyişi baba Rahmi Bey dizelere döker... Bu duygu yüklü şiir daha sonra bestelenerek dillerde dolaşan şarkı olur.

Baba Yazdı Dr. Alaeddin Yavaşça Besteledi

Olay şöyle gerçekleşir: 15 Nisan 1971 gecesi Rahmi Bey'in Bakırköy'deki evine giren silahlı 6 THKO militanı, anne ve evde bulunan misafirleri kıs kıvrak bağlayarak 16 yaşındaki Avusturya Lisesi üçüncü sınıf öğrencisi Hakan'ı kaçırır. Evde değerli eşyalara dokunmayan militanlar giderken "1 milyon lira fidye verirseniz oğlunuzu sağ salim bırakırız" derler. Olay babanın eve gelmesiyle ortaya çıkar. 3 gün rehin tutulan Hakan, 18 Nisan günü yapılan pazarlıklar sonucu 250 bin lira fidye karşılığı serbest bırakılır. Hakan'ın ilk sözleri:

"Bana çok iyi davrandılar. Bol bol kitap okudum. Hatta onlarla tavla bile oynadık. Beni iki mars bir oyunla yendiler. Bırakırken de 30 lira taksi parası verdiler" olur.

Alaeddin Yavaşça

Baba Rahmi Bey ve anne Cemile Hanım bu sırada büyük ızdırap çeker. İşte bu acılı bekleyiş sırasında Dr. Rahmi Bey hislerini ve oğluna olan sevgisini dizelere döker. Sonra da bu dizeleri Dr. Alaeddin Yavaşça besteler. Hicaz makamındaki şarkı bir dönem dillerden düşmez:

Hakan Duman

Hakan da Doktor Oldu

Herkes onu bir sevgiliye yazılan hasret şarkısı sanır... Aslında gerisinde böylesine bir olay yatmaktadır. Peki biz bunu nereden öğrendik? Müzik araştırmacısı Mehmet Güntekin'in 3 yıldır Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde sürdürdüğü 'Müzikli Maarif Takvimi' programından! Programda o ay doğan ve ölen müzik insanları ile ay içinde gerçekleşen bir olay nedeniyle bestelenen musikimizin güzel eserleri seslendiriliyor. Tesadüftür, birkaç gün önce de 12 Mart dönemini incelerken bu olayın gazete kesiklerini bir kenara koymuştum. Ertesi günü programda da olayın perde arkasını öğrenince sizlere aktarmak farz oldu... Bu yazı da böyle bir olayla ortaya çıktı... Hakan Duman'ı mı merak ediyorsunuz? Bugün 57 yaşında tığ gibi delikanlı.

Cemile Hanım ve Rahmi Bey

Babası gibi doktor. Bir farkla, o genel cerrah... Değerli bir bilim ve sanat insanı olan Dr. Rahmi Bey'in çok sayıda şiiri bestelenmiş. Onu 20 Eylül 1985 günü İstanbulda 77 yaşında kaybettik. Anne Cemile Hanım yaşıyor. Hakan Bey'i kaçıranlardan ikisi Nahit Töre ve Cihan Alptekin... Töre yaşıyor. Cihan Alptekin ise 30 Mart 1972 günü Mahir Çayanlarla birlikte Kızıldere'de katledildi...

Kaynak

Güfte: Rahmi Duman
Beste: Alaeddin Yavaşça
Seslendirme: Bekir Sıdkı Sezgin

[@C.Doğan]

Kırkyıl düşünsem bir şarkının sözlerinin gerisinde böyle bir hikaye olacağı aklıma gelmezdi. Okuyunca öğrendim. Acı aynı zamanda da ilginç bir hikaye.

Paylaşım için teşekkürler Sultan.

[@Türkü]

Çok bilindik bir eserin ardında böyle trajik bir öykü olduğunu bilmiyordum.


Teşekkürler Sultan.

[@Basakca]

Güftenin bir çaresizlik sonucu meydana gelişi hikayeyi okuyanları şaşkın ediyor. Genelde ulaşılmaz aşklara meşklere yazıldığından olsa gerek...

Bir ebeveyn için gerçekten zor bir durum. Ama sonu iyi bitmiş. Bu da biz okuyanlar için bir teselli.


Teşekküler Sultan.

[@LaLe]

Şarkıyı ilk defa dinledim haliyle de hikayesini şimdi öğrenmiş oldum.

Bilgilendirme için teşekkürler Sultan.

[@Duayen]

Nedense bütün o hisli sözleri her zaman karşı cinse hitaben düşünürüz. Oysa aşktan daha güçlü duygularda vardır ...
Dr. Rahmi bey bu duyguları, evlada olan sevgiyi çok güzel dile getirmiş..
Allah hiç kimseyi bu acılarla karşılaştırmasın, lakin onların yaşadığı bu elem dolu zamanlar bizlere güzel bir hatıra olarak kalmış.

Okurken, ve şarkıyı dinlerken tüylerim diken diken oldu. Ne mutluki hikayenin sonu güzel bitmiş.
Bu güzel paylaşım için teşekkürler Sultanım

[@Kardelen26]

Her şarkının arkasında muhakkak acı veya tatlı bir hikaye var demekki, teşekkürler Sultanım

[@Canan]

Ben bu konuyu neden, nasıl görmemişim bilmiyorum.Yokluğuma mı denk geldi acaba...

Bu güzel şarkının hüzünlü hikayesini bilmiyordum... İçim burkuldu ; ama, sonucun güzel olması teselli oldu.

Sultancığım, teşekkürler...

[@nurelma]

Hakan döndükten sonra Rahmi Duman Bakırköy Çamlıktaki özel hastanesini kapatıp Amerika'ya yerleşti diye biliyordum.Doğrumu hatırlıyorum acaba?

[@SuLTaN]

Orjinal Mesaj Sahibi nurelma

Hakan döndükten sonra Rahmi Duman Bakırköy Çamlıktaki özel hastanesini kapatıp Amerika'ya yerleşti diye biliyordum.Doğrumu hatırlıyorum acaba?

Rahmi Duman hakkında böyle bir bilgim yok ama Hakan Duman'ın Alaeddin Yavaşça ile ilerleyen yıllarda karşılaştığını biliyorum.

(...) Rahmi Duman, evladı çoktan eve dönmüş olmasına rağmen bu şarkıyı ilk defa dinlediğinde, hüngür hüngür ağlamış ve Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca'ya; "Yâhu! En az benim kadar o acıyı hissetmişsin." diyerek memnuniyetini dile getirmiştir.

Bu şarkı çok tutuldu ve sevildi. Yıllar sonra Yavaşca bir iş için gittiği sağlık ocağında, iki genç doktor açacakları hastane için görüşüyorlarmış. Genç doktorlardan birisi ayağa kalkıp Yavaşca'nın yanına gelir: "Hocam elinizi öpebilir miyim, ben "Kimseyi Böyle Perişan Etme Allah'ım Yeter" şarkısının kahramanıyım." der.

Kaynak: Ayten Yavaşca