Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Vitrindeki Kitaplar

Vitrindeki Kitaplar Kitap tanıtımları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 02.03.2021, 17:42   #11
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Çok güzel bir konu başlatmışsın Okyanus, daha önce göremediğim için kınıyorum kendimi.

Bir sonraki kitap siparişimi bu konuyu ziyaret etmeden vermem.

Eline, emeğine sağlık.

SM-A705FN cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
__________________
Ey, iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!

Nilgün MARMARA
  Alıntı ile Cevapla
Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 02.03.2021, 17:50   #12
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Rica ederim arkadaşlar, beğenmenize mutlu oldum.

  Alıntı ile Cevapla
Eski 12.03.2021, 22:47   #13
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları ( 08/03/2021 )

Özkan Saçkan'dan Haftanın Kitapları...








Türkiye’yi güldüren adam üzerine bir sözlük denemesi
Taşkın Su’dan Kemal Sunal Filmlerinde Küfür ve Argo. Türkiye’de ilk kez usta bir aktörün filmleri bir sözlük çalışmasına konu oldu.

Türkiye’yi güldüren adam Kemal Sunal’ın filmlerini izleyip, sahne sahne metne döken gazeteci yazar, usta oyuncunun yıllardır küfürlü diye “Tu kaka” edilmek istenen filmlerini argo süzgecinden geçiriyor. Binlerce monolog ve repliği inceleyen yazar, filmlerde sokak dilinin ne denli başarılı kullanıldığını örnekleriyle ortaya koyuyor. “Kafatası profesörü”, “Langırt köy sandığına”, “Şano pano”, “Çorbacı”, “Fındıkçı”, “Otobüs”… Kimi rahmetli, kimi sağ; Sadık Şendil, Natuk Baytan, Erdoğan Tünaş, Osman F. Seden, Umur Bugay, İhsan Yüce, Kartal Tibet, Orhan Aksoy gibi senaristleri de anan yazar, Yeşilçam emektarlarının, küfür ve argonun sosunu film senaryolarına ustalıkla yedirmelerini de gözler önüne seriyor. ( Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık )


Çölün gizemlerini ortaya çıkarmak
Antoine de Saint-Exupery'den İnsanların Dünyası. Kitap, yazarın, geride kalmış mutlu çocukluluğuna teşekkür etmek, pilotluk mesleğinin zorluklarını gözler önüne sermek, uçuşlar sırasında kaybettiği meslektaşlarına saygı duruşunda bulunmak, kuşbakışı gördüğü dünyayı herkese gösterebilmek, teknisyeniyle geçirdiği korkunç kazayı anlatmak ve çölün gizemlerini ortaya çıkarmak için yazdığı, insana ve insanın yaşadığı dünyaya dair en felsefi romanı. Bu romanın satırlarında Küçük Prens'in tilkisini bulacak ve tıpkı gezegeninden sıkılıp yeni dünyalar keşfetmeye çıkmış o küçük çocuk gibi kendi dünyanızın bilinmezlerini keşfedeceksiniz. (Alfa Yayıncılık)

Kafalar karışıktı, tartışmalar sürüyor
Cazim Gürbüz'den Mustafa Suphi Olayı ve Edebiyata Yansımaları. Mustafa Suphi ve Onbeşlerin vahşice katledilmelerinin üzerinden 100 yıl geçti. Bu yüz yılda Mustafa Suphi ve yoldaşlarının yaşam ve savaşım öyküleri bağlamında çok yazılar ve kitaplar yazıldı. Yazıldı, yazıldıkça kafalar karıştı. Aynı olay ya da ayrıntı, yedi sekiz türlü anlatılabiliyordu ve bu anlatımı yapanların çoğu da olayların içinde ve Suphi'nin yanında bir vesile ya da süre ile bulunmuş kimselerdi. Bu siyasal toplu öldürümün kim ya da kimler tarafından yapılıp/yaptırıldığı konusunda da kafalar karışıktı, tartışmalar sürüp duruyordu. Yazar, Mustafa Suphi ve yoldaşlarına ilişkin tüm yazılanları didik didik etti, karşılaştırdı; yanlışları eledi, eksikleri giderdi, karanlık noktaları aydınlattı. (Berfin Yayınları)


Herakleitos ve Sokrates'i peş peşe okuyacaksınız
Turgut Özgüney'den Herakleitos ve Sokrates – Büyük Düşünürlerden Yaşam Bilgeliği. Antikçağ Yunan felsefesinin iki büyük düşünürü Herakleitos ve Sokrates gökyüzünde birer yıldız gibi parlamış, içinde yaşadıkları toplumlara düşünce ve eylemleriyle ışık saçmış, felsefi düşünceleriyle tüm dünyada derin ve silinmez izler bırakmışlardır. Bu kitapta Herakleitos ve Sokrates'i peş peşe okuyacaksınız. Herakleitos ezoterik felsefeyi temsil ederken, Sokrates ise egzoterik zihinsel felsefeyi temsil eder. Evrende var olan her şey kendi karşıtı ile var olur.

Gece ve gündüz gibi, sıcak ve soğuk gibi… (Beyaz Baykuş)


Örgüte kafa tutan ütopik bir karakter
Özgün Doğan'dan Sevgili Katilim. Tarih boyunca dünya düzenini şekillendirmeye, toplumları kendi çıkarları doğrultusunda işlemeye çalışan kişi ve kurumlar eksik olmamıştır. Devletin karanlık işlerini yürüten gayri resmi örgüt, ülke içinde birbiri ardına yaşanan kadın cinnetlerinin küresel güçlerin işi olabileceği şüphesiyle konuyu irdelemeye başlar. Ancak karşısında örgüte kafa tutan ütopik bir karakter bulur. Varlığından kimsenin haberdar olmadığı, kadınların zihinlerini ve duygularını ele geçiren bu şahsı(!) bulmak için soruşturma derinleştirilir. Lakin bu karakter tarih öncesi dönemde hüküm süren lanetli bir kavmin, insanüstü güçlerle bezenmiş son temsilcisidir.

Ölüm ile yaşamın bir arada ne kadar dengeli olduğunu anımsatırken ölümsüzlüğe meydan okuyor. (Bilgi Yayınevi)


Yokluk üzerine bir düşünüm
Ali Sait Sadıkoğlu'ndan Meontoloji – Mesnevi'nin Engin Denizinde. Batı uzun zamandır varlığı mesele ededursun, yedi yüzyıldır Rûmî bize yokluğu anlatıyor.

Mesnevi'nin dalga seslerine kulak verdiğimiz anda kendimizi yokluk üzerine bir tefekkürün içinde buluruz. Bu kitabı mümkün kılan da onu çerçeveleyen de yokluk üzerine bir düşünüm, Yunanca ismiyle meontoloji. Ulaştığı yer ise Batı düşüncesi içinde teşekkül eden varlık felsefelerinin sunduğundan farklı bir varlık ve dolayısıyla yokluk tasavvuru. Yokluk düşüncesini çağdaş koordinatlarıyla ele alan kitap beş denemeden oluşuyor. Bu denemelerin her biri yokluk düşüncesinin bir boyutunu açıyor. Bu açılmayla beraber hayal, arzu, aşk, inanç, iştiyak, doğa, yer, zaman ve adalet kavramaları da yeni bir boyut kazanıyor. (Kopernik Kitap)

Ölüm geldiğinde hiçbir şeyin anlamı kalmayacak
Ertan Güleç'ten Kelebekler ve Sinekler – Sineklerin Dansı. Başarılı bir avukat, Levent. Ortağı Ali'nin ölümü onu sarsıyor. Çamurdan yapılmış eski bir köy evinde yavaş yavaş ölüyor. Ölürken de işlediği cinayetleri anlatıyor. Hem de okura öfkelenerek. Levent'e kızdıkça onu anlamaya başlıyorsunuz. Kelebeklerle sineklerin ayrı sınıflar olduğunu, feda edileceklerin değiştiğini, duyguların farklılaştığını görüyorsunuz. Kullandığı farklı üslupla gerçekleri doğrudan suratınıza çarpan Levent'in kansere yakalanan eşi Merva'yı hayatta tutma mücadelesinde kaybettiklerini gördükçe onu sevmeye başlıyorsunuz.

Sevmeyin! Ölüm geldiğinde başka hiçbir şeyin anlamı kalmayacak. (Dağhan Külegeç Yayınları)


Deniz Mağarası'nı bulmaya kararlıydı
Catherine Doyle'den Fırtına Koruyucusunun Adası. Fionn Boyle, Arranmore Adası'na ayak bastığı anda, ada ayaklarının altında kıpırdanmaya başladı… Arranmore Adası her nesilde bir kez, gücünü kullanması ve sihrini düşmanlardan koruması için yeni bir Fırtına Koruyucusu seçiyordu. Beasley Ailesi'nin genç üyesi Bartley Beasley de bu görevi elde etmek için, sadece bir kişinin dileğini gerçekleştirecek olan Deniz Mağarası'nı bulmaya kararlıydı. Mağarayı ondan önce bulmak isteyen Fionn Boyle'un ise henüz adaya ve sihrine dair bilmediği pek çok şey vardı. (İthaki Çocuk)


Adaletin ve intikamın romanı
Elçin Poyrazlar'dan Ecel Çiçekleri. Kitap suçlulara cezalarını vermeye, güçsüzleri ayağa kaldırmaya geldiler… İstanbul'da birbiri ardına işlenen kanlı cinayetleri çözmeye kararlıdır Suat Komiser. Vahşice öldürülen ama ölüme direnmemiş görünen erkekleri birbirine bağlayan nedir? Katil, cesetlerin yanına neden beyaz kasımpatıları bırakır? Kitap cezasız kalan vahşetin, adaletin ve intikamın romanı… (Doğan Kitap)




Hayallerimizi süsleyen dilekler
Nehir Yarar'dan Tavan Arası Sırları. Önünden gelip geçenlerin Perili Köşk adını taktığı eski bir evde yaşayan Yiğit mutsuzdur. Bu evde yaşadığı bilinmesin diye tek kişilik bir saklambaç oyununun içine hapsolan kahramanımızın en büyük dileği eski evden kurtulmaktır. Bazen dileklerimiz hiç beklemediğimiz bir anda gerçekleşiverir, tam da hayallerimizi süsleyen dileklerimizden vazgeçtiğimiz sırada… Yıllarca hayalini kurduğu masum dileğinin gerçekleşmek üzere olduğunu anlayan Yiğit büyük bir pişmanlık içindedir. Umutlara ve arkadaşlığa dair, kalpleri ısıtan sürükleyici bir macera sizleri bekliyor. Tavan arası sırlarını çözmeye hazır mısınız? (Altın Kitaplar)


Bu romandaki tüm olaylar yaşandı
Kemal Sinan Özmen'den Göklerden Gelen Umut – Döngü Bir insanlık Üçlemesi. “Işık karanlıkta, karanlık ışıkta doğdu. Ve ışık bizleri zamanın dalgalarıyla evrene taşıdı. Kim, ne ve nerede olursan ol, ışık her dem seninledir. Tüm limanlardan sonra ulaşacağın en son menzil, asıl evindir.” Lale'nin omuzlarına binen ağır sorumluluk sadece kendi geçmişini ve geleceğini aydınlatması adına taşıması gereken bir yük değildi. Onun umut ve umutsuzluk arasında yapacağı tercih, milyarlarca insanın yaşamını da etkileyecekti. Tam 526.431 yıl önce alınan yanlış bir karar, 29 yaşındaki bu genç kadının alın çizgilerinde insanoğlunun kutlu yolculuğunu belirleyecekti. Bu romandaki tüm olaylar yaşandı, yaşanıyor ve yaşanacak; az önce veya az sonra. (Bilgi Yayınevi)


Bir baba oğul hikâyesi
Yekta Kopan'dan Sarmaşık. Kaybolan bir kedi. Onun peşinden giden bir yazar. Esrarengiz Yeşil Ev’in bahçesinde beklenmedik bir karşılaşma. Düş ile gerçeğin, geçmiş ile şimdinin kesiştiği yerde yaşanan, esaslı bir hesaplaşma. “Dur,” dedim, “nereye gidiyorsun?” Gitmesini istemiyordum. Arka bahçede zaman dursun istiyordum. Bir daha gitmesine, birinin daha gitmesine dayanamazdım ki? Güçlü değildim ben, hiç olmamıştım. “Gitme baba!” (Can Yayınları)


Sizi mutsuz kılan 53 düşünce
Feza Karakaş'tan Mutluluk Projesi – Mutluluğa 53 Adım. Mutlu musunuz? Mutlu olmak için nelere ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsunuz? Şimdi size tüm bu düşüncelerin saçma olduğunu söylesem bana inanmayacaksınız. Ancak açıkladığımda ve içinize yılan gibi çöreklenmiş yanlış hikâyelerin ürünü olan inançlarınızdan sizi kurtardığımda bana hak vereceksiniz. Bu kitap mutluluk ve mutlu olmak hakkında… Sizi mutsuz kılan 53 düşünce ve inanç kalıbını fark ederek kırdığınızda hep hayalini kurduğunuz dingin ve özden gelen mutluluğa kavuşacaksınız. Tek yapmanız gereken The Work yöntemine kendinizi bırakmak ve kitaptaki alıştırmaları yapmak. Çözüm bu kadar kolay! (Destek Yayınları)



  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 12.03.2021, 22:50   #14
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Mahalleyi denetlemeye bayılırdı
Tunç Balaban'dan Çokbilmiş Sarı Zorbalığa Karşı. Mahalledeki herkes ona Sarı derdi. Arkadaşlarıyla maç yapmaya, bisikletiyle tur atmaya, kitaplara, kedilere, kız kardeşine, maket uçaklarına ve arada sırada mahalleyi denetlemeye bayılırdı. Aslında çok sakin ve uyumluydu. Sadece bazen inatçı, dediğim dedik biri olurdu ve tuttuğu ipin ucunu asla bırakmazdı. Hele haksızlıklara hiç tahammül edemez, zorbalığın her türüne karşı harekete geçmeden duramazdı. Sarı’nın mahallesinde, okulunda ve apartmanında yaşanan sorunlarla mücadelesini keyifle okuyacak, onun kararlılığından ilham alacaksınız. (Doğan ve Egmont Yayıncılık)


Bize sırları fısıldayıp çekiliyor
Nuran Taşhan'dan Yaşadığım En Güzel Dün. Kitaptaki öykülerde insanın az önce doğmuşçasına, henüz kirletilmemiş hâliyle feleğin çemberinden geçmiş hâlini bir arada buluyoruz. Yazarın kalemi insanın zaaflarına yine anlayışlı, o zaafları örtme çabasına yine acımasız. Asla karakterleri yargılamıyor, bize sırları fısıldayıp çekiliyor. Bir yanıyla hep alaycı, hep mizah dolu… Öyküler, en mutsuz günlerimizin en mutlu günlerimizden doğduğunu inatla hatırlatıyor bize. (Edebiyatist Yayınevi)



Renkli, parlak, akışkan, her yere girebilen bir şey
Ebru Ojen'den Lojman. “Karnımızdan, gövdemizden aşıp hayata bulaşan bir şey var! Renkli, parlak, akışkan, her yere girebilen bir şey. Kulaklarımızı çınlatan dedikodular yok, sürüp giden uğultular var. Fırtınaların biriktirdiği kum tepeleri, çöl çiçekleri ve satranç… Bunlar yok. Tuvaletler var, sidikler, cam güzelleri, kemirgenler, kazıcılar, didikleyenler, salınanlar, cıva var. Kalbim yok, gırtlağım var. Fizik yok, alegori var. Ritim yok, atış var. Hap var, satanik bir kavga var. Silahlı kumpas var. Patlayan tabanlar, düğünler ve elektro bağlama var. Biz yokuz, tolerans var, mezarlıklar var. Sayfalar, ulu camiler, gözeler yok. Cyberpunk var, pornpolitik var, hicret var. Sıcak su kabarcıkları, volkanik, tektonik kayaçlar yok. Düğümlenmeler, acılı serumlar, metan gazı ve sitrik asit yok. İslimler ve kükürt var.” (Everest Yayınları)


Deniz gücünün hikâyesi
James Stavridis'ten Deniz Gücü: Okyanusların Tarihi ve Jeopolitik Önemi. Soğuk Savaş’ı başından sonuna kadar denizlerde yaşamış, okyanuslarda Sovyetlerle köşe kapmaca oynamış ve NATO Ortak Kuvvetler Amirali olarak görev almış yazar, dünyanın en önemli su kütlelerinde olağanüstü bir yolculuk yaparak insanlık tarihinin itici gücü ve mevcut jeopolitik yolumuzun çok önemli bir unsuru olan deniz gücünün hikâyesini anlatıyor. Yazar, nesnel gözlemleri bireysel tecrübeleriyle renklendirerek, Salamis ve İnebahtı Deniz Muharebelerinden Trafalgar’a, Atlantik Savaşı’na ve Soğuk Savaş’ın denizaltı çatışmalarına kadar büyük deniz savaşları hakkında verdiği bilgilerle kitabı sıradan bir siyaset ve strateji kitabı olmaktan çıkarıyor. (Epsilon Yayınevi)


Çağının sosyal, ekonomik ve hukuki hayatı hakkında
Ksenophon’dan İktisat Üzerine – Oikonomikos – Hasan Ali Yücel Klasikler. Atinalı yazar, tarihçi, komutan. Peloponnesos Savaşı'nda kentinin yenilgisini demokrasiden kaynaklanan disiplin eksikliğine bağlayarak demokratik yönetime karşı tavır aldı. MÖ 394'teki Koroneia Savaşı'nda Sparta saflarında Atinalılara karşı savaştı. Bunun üzerine ihanetle suçlanarak sürgün edildi ve bütün mal varlığına el kondu. Sokrates'in öğrencisi olan Ksenophon ilk eserini haksız ölümü üzerine hocasını savunmak için yazmıştır. En tanınmış eseri Pers prensi Kyros'un iktidar mücadelesinde yer alan Yunan askerlerin yurda dönüş macerası Anabasis – On Binler'in Dönüşü'dür. Ksenophon bu eserinde çağının sosyal, ekonomik ve hukuki hayatı hakkında değerli bilgiler aktarır, mutluluk ve refah içinde yaşamanın yollarını öğretir. (İş Bankası Kültür Yayınları)


Tanrı adına peşindeyim
Halil Gökhan'dan Yaz. Dünya tek bir kelimeden yapılmıştı: Oseus ve gölgesi. İki kelimenin tek bir kelime ettiği pazardaki köhne çadır. Ve bütün sevdiklerimin ortasındaki fahişenin ötesi. Tanrı Oseus’a “Cilveli bir kız al ve bu kızdan bir erkek evlat yap” dedi. Tanrı adına peşindeyim bazı günler bendeki erkeğe bir evlat için
Kimi günler Penelope’nin yüz erkeğinden biriyim ve bazı günlerse. Hâlâ dönmeyen Odysseus. (Kafe Kültür Yayıncılık)


Mahallenin kadınlarının hikâyesi
Sinem Sal'dan Bizim Zamanımız. Yazar, kitabında, hüzünden ve neşeden beslenerek, sizi doksanlı yılların sıradan bir mahallesinde geçen sıradan olmayan bir maceraya davet ediyor. Kitap, doğduğu sokaktan çıkamayanların, sadece gülerek acıyla baş edebilenlerin, milenyuma girmeyi dört gözle bekleyenlerin, şarkılardan ve büyülerden medet umanların, televizyondakiler dışında “Bugün nasılsınız?” diyeni olmayanların, âşık olunca geçer sananların, kendi enkazına sahip çıkanların, küçük bir tuhafiye dükkânını ayakta tutmaya çalışırken ayağa kalkan bir anne kızın ve tanıdık bir mahallenin kadınlarının hikâyesi. (Karakarga Yayınları)


FETÖ firarisini kim, nasıl korudu?
MUurat Ağırel'den Parsel Parsel. Melih Gökçek başbakan olabilmek için neler yaptı? AKP kurulmadan önce ABD ziyaretinde neler yaşandı? 30 yıl boyunca nasıl “örgüt” gibi hareket etti? A Takımında kimler vardı? Fenerbahçe'ye neden başkan olmak istedi? Genelev patronları Ankara'da neler yaptı? Gözaltına alındığında kim kurtardı? Trafik kavgasında neden silah kullanıldı? Turgut Özal kime ve neden “dangalak” dedi? İlk “parsel parsel” satış ne zaman gerçekleşti? ANKAPARK ihalesinin ucu hangi mafya liderine uzandı? Osman Gökçek ölen çete lideriyle ne konuştu? Zekeriya Öz'ü Dubai'de ağırlayan kişinin Melih Gökçek ile ne ilişkisi vardı? FETÖ firarisini kim, nasıl korudu? 17-25 Aralık'tan sonra FETÖ'ye imar rantı sağlandı mı? 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'cü isme parsel verildi mi? Parsel Parsel, bunlar ve daha onlarca sorunun yanıtını veriyor… (Kırmızı Kedi Yayınları)



Polisiye öykü yazmak tabutta röveşata gibidir
Armağan Tunaboylu'dan Cinai Tuhaflıklar. “Yazar bu sefer de hikâyeleriyle karşımızda… Gene iyi bildiği, nasıl bu kadar iyi bildiğini bilemediğimiz karakterlerle. Ama sonuç olarak Metin Çakır’ı yaratmış adamdan söz ediyoruz. Kitabın ilk hikâyesinde Ay Katili’ne yakalanmadan kapağı eve atmaya çalışıyoruz. Kendisi “intikam”dan söz ediyor ama aslında mesele “adaleti bizzat tecelli ettirme” meselesiymiş gibi geldi bana… Nasıl der eskiler? Pek leziz!” Sevin Okyay. “Tabutta röveşata gibidir polisiye öykü yazmak. Yazar bu sınırlı ve dar alanda her biri suçu anlatan öykülerini karakterleriyle, atmosferiyle, gizemiyle ve kurgusuyla diriltmeyi başarmış ve âdeta onlara nefes

aldırmış.” Ahmet Ümit. (Maceraperest Kitaplar)


Süslü imajlardan kaçınan akım
Orhan Veli Kanık'tan Şiirler. Orhan Veli Kanık 1941'de Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat'la ortak çıkardığı Garip kitabıyla Türk şiirinde yeni bir akımı başlattı. Şiirde sadeliğe, gündelik hayata önem veren ve süslü imajlardan kaçınan bu akım geniş çevreler tarafından beğeniyle karşılandı. Orhan Veli'nin kendi şiir anlayışını açıkladığı bir önsözle başlayan bu derleme, şairin yayınlanmış beş kitabına aldığı tüm şiirleri ve bunların dışındakilerden geniş bir seçmeyi içeriyor. (Remzi Kitabevi)



Kendimizi korumaktan başka bir şey düşünmeyiz
Julia Shaw'dan Kötülük. Kötülük neden insanlara bu kadar korkutucu ama bir o kadar da ilgi uyandırıcı gelir? Örneğin neden seri katillerin hayatlarına ve yaptıklarına merak duyarız? Ya da neden gerçek hayatta karşılaştığımızda kendimizi korumaktan başka bir şey düşünmezken, filmlerde ve dizilerde şiddeti bu kadar ön plana çıkarır, hatta bazen adeta yüceltiriz? Gelmiş geçmiş en kötü insanlardan biri olmasına rağmen Hitler neden hâlâ en popüler tarihi kişiliklerden biridir? Peki ya siz geçmişe gidebilseydiniz, bebek Hitler’i öldürür müydünüz? (Say Yayınları)



Devletin kısa anlatımı gibi
Bekir Coşkun'dan Dövlet. ‘Döv' ve ‘Yönet'… Ülkeyi yönetenlerin sayesinde, devletin kısa anlatımı gibi gelmiyor mu size? Bana öyle geliyor… İnsanların insan yerine konulmadığı… Buna karşı çıkanların da çeşitli baskılarla sessizleştirildiği bir yönetim biçimine ‘devlet'ten çok ‘dövlet' adı yakışıyor bence… Bekir Coşkun. (Sözcü Kitabevi)



Kısa dizelerle, özdeyişli söyleyişi
Robert Creeley'den Aşk İçin. Şairinin deyişiyle “kazara girişilen şiirler”den oluşan Aşk İçin Creeley'nin Türkçede yayımlanan ilk kitabı. II. Dünya Savaşı sonrası Amerikan edebiyatının önde gelen şairlerinden; şiirin yanı sıra roman, kısa öykü, deneme gibi farklı edebi türlerde altmıştan fazla eser vermiş yazar (1926-2005) Charles Olson, Robert Duncan, Denise Levertov ile birlikte Black Mountain Şiir Ekolü'nün fikir mimarlarındandır. İlk kez 1962'de yayımlandığında yazarın tanınmasını sağlamış; şairin özellikle dil ve insan ilişkileri odağında dertlerini temsil eden Aşk İçin'de yer alan şiirlerin “az ve öz” prensibine bağlılığıyla duygusal derinliği yazarın şiirinin karakteristiğini de tanımlar. İlkin dışarıda bıraktıkları ile tanınan bu şiir kurallı ölçü kullanmadan ve neredeyse hiç metafora başvurmadan genellikle kısa dizelerle, özdeyişli bir söyleyişi benimser. (Yapı Kredi Yayınları)


Erkek egemen dünyada bastırılmış kadınlar
Nilüfer Canpolat Doğan'dan Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun. Küçük bir sahil kasabasındaki belediye başkanlığı seçimini kazanan Rosa, büyük bir değişim başlatır. İlk işi bir festival düzenlemek olur. Genelde muhafazakâr bir yapıya sahip olan kasabada işler karışmaya baslar. Bir yandan kostümlü festivalde yaşananlar, diğer yandan başkanı devirme girişimleri bir dünya metaforuna dönüşür. Erkek egemen dünyada bastırılmış kadınlar ‘‘hayır'' demeye başladığında hangi sorunların düzeltilebileceğini hayal etmelisiniz. (Dağhan Külegeç Yayınları)

  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 22.03.2021, 23:33   #15
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları ( 14/03/2021 )

Özkan Saçkan'dan Haftanın Kitapları...






Şeytan, kitabın en renkli, en cazip karakteri
John Milton'dan Yitirilen Cennet. Kitap, Tanrı’ya isyan ederek onunla savaşa tutuşan, sonradan Şeytan adını alacak baş melek Lucifer ve onun isyanına katılmış olan meleklerin atıldığı Cehennem çukurunda başlar… Şeytan, kitabın en renkli, en cazip karakteridir; genel olarak eserde okurlara en fazla zevk veren bölümler, Şeytan'a dair anlatıların geçtiği bölümlerdir. Milton'ın destanında Şeytan kahramanlığın sınırlarında gezinir. Şeytan'ın Tanrı'ya pervasızca kafa tutuşu, boyun eğmezliği, okurda hayranlık uyandıran niteliktedir… William Empson gibi bazı çağdaş yazarlar daha ileri giderek, Milton'ın eserini Hıristiyanlığa kendi içinden yapılmış bir saldırı ve şairin kendi iç çelişkilerini, hatta Hıristiyanlığın içsel çelişkilerini ortaya koyan bir metin olarak değerlendirirler. Yazarın yalnızca teolojinin sorunlarıyla değil, klasik Yunan ve Roma, Ortaçağ ve kendi döneminin edebiyat diliyle de boğuştuğu büyük mücadelenin ardından, eserin sonundaki unutulmaz dizelerde Âdem ile Havva’nın “el ele, kararsız ve yavaş adımlarla”, Cennet’i terk etmek üzere tenha bir yolda yürüdüklerine tanık oluruz: Önlerindeydi tekmil âlem. (İthaki Yayınları)





Beklemenin anlamı yoktu
Hikmet Hükümenoğlu'ndan Atmaca. Saat ikiyi on dört geçiyordu. Daha fazla beklemenin anlamı yoktu artık. Ayağa kalkmak için sandalyemi ittiğimde çıkan gıcırtı sınıfta yankılandı. Sami Hoca tahtaya dönmüş bir şeyler yazıyordu, bir tek o duymadı. Huzursuzca kıpırdananlar, öksürenler oldu.

Arkamdakilerin gözlerini ensemde hissettim. Midemde ufak çapta bir fırtına kopuyordu. Neden bilmiyorum ama ceketimin önünü ilikledim. Kapıya vardığımda Sami Hoca bana dönüp, “Evladım, gelirken yan sınıftan tebeşir de ister misin sana zahmet” dedi. “Bu düdük kadar kalmış, parmağımdan kayıyor.” (Can Yayınları)


Beş gencin ürkütücü yolculuğu
Mary Beth Leatherdale'den Fırtınalı Denizler – Genç Mültecilerin Hikayeleri. İkinci Dünya Savaşı’nın öncesinden bugünün Kuzey Afrika’sına, ülkelerinden kaçan ve başka bir yere sığınabilmek için açık denizlerde hayatlarını tehlikeye atan beş gencin ürkütücü yolculuklarının hikâyesi. Her biri, huzur ve güvenlik bulmak için bildikleri her şeyi nasıl geride bırakmak zorunda kaldıklarını yürek yakan ayrıntılarla anlatıyor. Beş çocuğun, muazzam bir cesaret ve olağanüstü bir dirençle, korkunç engelleri nasıl aştıklarının ve umut bulduklarının hikâyesi. (Çınar Yayınları)




Yazarın yaşamından kesitler ön plana çıkıyor
Ece Onural'den Yaşar Kemal Kitabı. Kitap, Yaşar Kemal romanlarının yapısal özellikleriyle birlikte tema, zihniyet, dil ve anlatım özelliklerini irdeleyen bir eserdir. Yedi yıllık bir araştırmanın sonucu olan eser, göstergebilim ve yorum bilimin birlikte kullanıldığı karma bir inceleme yöntemine sahiptir. Yaşar Kemal'in bir hikâye anlatıcısı olarak kimliğinin ortaya koyulmasında, yazarın yaşamından kesitler ön plana çıkmaktadır. Hemen her romanında hayatının izleri üzerinden okura seslenen Yaşar Kemal'in hayatı ve bu hayatın eserlerdeki izdüşümleri, eserin en dikkat çekici malzemelerindendir. Kitap resmi, bu eser için özel olarak tasarlanmış ve ressam-heykeltıraş Mustafa Kemal Pehlivan'ın fırçasından, “Anadolu'nun Tüm Renkleri” adıyla hayat bulmuştur. (Umuttepe Yayınları)





Çocukluk travmalarının insan yaşamına etkisini
Sevde Tuba Özsaygın'dan Kurtlu Kuyu. Otuzlu yaşlarında, güzel, eğitimli bir kadın Eda. Türkiye, Hollanda ve Amerika'ya savrulan yaşamı boyunca parçalanmış ailesinden ona kalanları topluyor. Duygusal boşluklarını doldurmaya çabalarken okur, Eda'nın dilinden aile kavramını, çocukluk travmalarının insan yaşamına etkisini, tutkulu aşkları, hezeyanları, hasta bir zihnin kıvrımlarından geçerek öğreniyor. Kitap, kurtulmaya çalışırken karanlığa çeken, rahatsız eden, sarsıcı bir roman. Finale doğru giderken, o huzursuz soruya da dikkat çekiyor: Aslında ne yaşıyoruz? (Dağhan Külegeç Yayınları)





Korkuyla düşünce arasındaki bağlar
Guy Finley'den Korkusuzca Yaşayabilmek. Korkunun tarifini çok katmanlı bir bakış açısıyla yeniden zihin süzgecinden geçiren yazar, korkuyla düşünce arasındaki bağların nasıl baştan kurgulanması gerektiğine örnek hikâyelerle ve önerdiği etkili uygulamalarla birlikte dikkat çekiyor. Daha düne kadar uykularını kaçıran şeyin ne olduğunu hatırla mesela. Önceleri çok istediğin, önemsediğin, kafana taktığın, üzerinde çok düşünüp kaygılandığın, belki çok istediğin, uğruna çok şeyi gözden çıkardığın, vakit harcadığın şeyleri düşün. Çok değil kısa zaman önce, her biri yaşam kaliteni etkileyecek kadar önemliyken, sende korku ve kaygı hislerine neden olurken, bugün hiçbir şey değişmediği halde güçlerini nasıl kaybettiler peki? Neden eskisi kadar korkutup kaygılandırmıyorlar seni? (Destek Yayınları)


Usta şairin bilinmeyen merakları
Seray Şahinler'den Ağabeyim Orhan Veli. Gazeteci yazar, hayatı boyunca ağabeyine kardeşlikten öte yoldaşlık, dostluk, sırdaşlık etmiş Füruzan Yolyapan'ın tanıklığıyla çıktığı benzersiz yolculukta, usta şairin ilk şiirlerine, aile ilişkilerine, bilinmeyen meraklarına, yazar ve şairlerle atışmalarına, omuz omuza verdiği dostlarıyla sürdürdüğü yaşam mücadelesine, maddi sıkıntılara rağmen büyük bir dirençle hayata tutunduğu “yalnız” zamanlarına, kitaplarına, Yaprak yıllarına ışık tutarak olağanüstü bir “Orhan Veli portresi” sunuyor. (Doğan Kitap)


Mitolojik hikâyeler şaşırtmaya devam ediyor
Sennur Karanlık'tan Bir de Ben Anlatayım – Çocuklar İçin Mitoloji. Zeytin ağacının hikâyesini ilk kim anlatmış acaba ya da “yerin kulağı vardır” sözünü ilk kim söylemiş? Umut, insanlar arasında nasıl yayılmış veya İstanbul nasıl şehir olmuş? Çok çok eskiden insanlar doğa olaylarını, dünyayı ve evreni anlamak, ortak değerlerini geleceğe aktarmak için hikâyeler anlatırlarmış. İşte bu mitolojik hikâyeler hâlâ insanları şaşırtmaya, heyecanlandırmaya ve düşündürmeye devam ediyor. Peki, bugüne kadar hep başkalarından dinlediğin bu hikâyeleri kahramanların kendi ağızlarından dinlemeye ne dersin? (Doğan ve Egmont Yayıncılık)


Tükenmek bilmeyen bekleyiş
Michel Schneider'den Proust ve Annesi. Kayıp Zamanın İzinde en nihayetinde Anne’ye asla söylenemeyeceklerin, onun yokluğunda, ona yönelerek dile gelmesidir; çünkü edebiyat her şeyden önce Proust’la Anne arasındaki derin ve kopmaz bağdır. Proust için yazmak, Anne’yi capcanlı ve sıcacık biçimde yanında tutma, ona eskiden söylediği sözleri yeniden söyleme girişimi olacaktır: Yazıda egemenlik altına alınan varlık, o eksikliğin yerini alan, geri dönen –aslında, anımsanan– öpücük. Ardından, tüm kayıp zamanın izinde, o kayıp öpücüğü, Anne’den ayrılmayı, adeta ölü bir çocuğun ayaklarına benzeyen soğuk ayaklarını Anne gelip ısıtana dek oğulun yaşadığı bitmek tükenmek bilmeyen bekleyişi içerir. (Everest Yayınları)




Stresin vücuda zarar vermesi
Nadine Burke Harris'ten En Derin Kuyu. Olumsuz deneyimler ve travmalar fiziksel sağlığı nasıl etkiler? Hangi hastalıkların riskini yükseltirler? Stresin türleri nelerdir? Vücut, stresin ve olumsuz deneyimlerin etkisindeyken nasıl çalışır? Stresin vücuda zarar vermesinin önüne nasıl geçilir? Çocukluk travmalarının etkileri yetişkinlikte nasıl silinir? Travma yaşamış çocukların ebeveynlerine düşen görevler nelerdir? Olumsuz Çocukluk Deneyimi (OÇD) puanınız nedir? Savunmasız çocuklara yönelik özel bakım sağlayan bir hastanede çalışan yazar, savaşçı ve araştırmacı bir doktor olarak uzun yıllardır tanınıyordu. Ama onu toksik stres ve ömür boyu sürecek hastalıklar arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya iten, bir cinsel saldırıdan sonra büyümesi duran Diego ismindeki hastası oldu. (Epsilon Yayınevi)






Felaketler karşısındaki kaçma ve saklanma
Yaron Ayalon'dan Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler. Müslümanlar ile gayrimüslimler arasındaki sınırların Osmanlı toplumu için sanıldığı kadar katı olmadığını ve dönemine göre değiştiğini savunuyor.


Tarihsel veriler ile toplumsal psikoloji ve toplumbilim çalışmalarını harmanlayan yazar, felaketler karşısındaki kaçma, saklanma veya tevekkül gibi çeşitli davranış kalıplarına yeni bir ışık tutuyor. Çevresel ve toplumsal tarih ile felaket psikolojisini birlikte kullanan Ayalon, Osmanlı devletinin kuruluşunda Kara Veba'nın da önemli bir etken olduğunu ileri sürerken, bu tür felaketlerle mücadelenin Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde de taşıdığı öneme dikkat çekiyor. (İş Bankası Kültür Yayınları)



Kolera gören gözler iflah olmazmış
Genco Berkin'den Batık Hüzünler Sahili. Evet, Şiirler en güzel kafiyelerini takınmış geçse de ruhumuzun yakarışları arasından, bilin ki kolera gören gözler iflah olmazmış… Evet, Dinlesek de duyamazmışız çalan sessizlik makamını çünkü melodilerin haram olduğu yerdeysek, bir veda hutbesi düşermiş aklımıza! Batık hüzünler sahili; ezber bozan, tedirgin eden, emek isteyen bir okuma vaadi ve yazarın kelimeleri; günahı, sevabı ve aforizma tadında şiir esvabıyla karşınızda. (İki Nokta Kitabevi)



Ya da kaybolsun, ya bütünleşsin
Yeni Öyküler… Edebiyatın söylemini yazardan okur odağına taşıyan bu türün en özgür ve ele avuca sığmaz tür olduğunu okur bilmeli ki az sonra yapacağı öykü yolculuğunda satırlar arasında ve satır aralarında kaybolmasın. Ya da kaybolsun ve edebiyatın büyüsüyle bütünleşsin ve var olmanın en temel hazlarından birisiyle söz sanatıyla birleşsin zihni, dolayısıyla da hayatı. (Kafe Kültür Yayıncılık)



Nelerden korktular neye tutundular?
Orhan Tüleylioğlu'ndan Gerçeği Söylemek. Gerçeğe karşı neden bu kadar tutkululardı? Vazgeçilmez olan neydi? Vazgeçenler bizlere hangi mesajı bıraktı? Hayalleri için ne yaptılar? Nelerden korktular, neye tutundular? Onları farklı kılan neydi? Farklı olmak neler getirdi? Yazar, farklı alanlarda tanınmış isimlerin hayat hikâyelerinden kesitler sunduğu kitabında gerçeği söylemenin tek bir yolunun olmadığını, gerçek üzerine ısrarcı olmanın ise dünyanın hemen her yerinde ortak bir kader yaşattığını anlatıyor.

Kitap, kimi zaman sırf merakları için, kimi zaman yüksek idealleri uğruna, kimi zaman ise sadece daha mutlu olabilmek için harekete geçenlerin ve değişim yaratanların yol haritasını çıkarıyor. (Karakarga Yayınları)




Oktarcılar hepimizi nasıl dinledi?
Hakan Erol'dan Turnike. Adnan Oktar'ın en çok korktuğu neydi? Cemaate silah dağıtan vali kimdi? Operasyon günü Süleyman Soylu'ya ardı ardına ne mesajlar atıldı? Bir zamanlar Oktarcı olan ve ona yakın duran ünlü isimler kimlerdi? Oktar, “Bunun kafa iyice uçmuş” lafıyla hangi lideri kastediyordu? “Kediciklerin” yarı çıplak fotoğraf paylaşmasının altındaki “sır” neydi? Başsavcının istifasının perde arkasında ne yatıyordu? Oktarcılar hepimizi nasıl dinledi? Doktorlar ve hâkimler ne şekilde fişlendi? Oktarcılara “dualarınızı eksik etmeyin” diyen saraydaki kritik isim kimdi? O önemli toplantıda Oktarcı tercümanın ne işi vardı? Oktar, Acun Ilıcalı'yı neden cezalandırmıştı? Hangi ünlü şovmen hasta yatağında Oktar'la görüşmek isteyip, ayağına kadar gitti? (Kırmızı Kedi Yayınları)




Boyu ve gölgesi bir dev heybeti taşıyordu
Kerime Nadir'den Dehşet Gecesi. (…) Ruzihayâl olduğuna yüz bin şahit isteyen en çirkin ve en iğrenç bir cadı ayağa kalkmış, ortadaki taş basamağa kadar gelmişti.

Boyu ve gölgesi bir dev heybeti taşıyordu. Orada dikili durdu. Ağzı taze kana bulanmıştı. Saçları darmadağındı.

Dişleriyse, bir kurdunki gibi sivri ve keskin bir biçimde parlıyordu. Nihayet gözleri… Tanrım! Bu gözler, beni aşk ve arzuyla kendimden geçiren o şahane gözler miydi? Evet, bu cadının, yahut Ruzihayâl hortlağının gözleri şimdi birer melanet kuyusu, tüyler ürperten birer hareketli yuvarlaktan ibaretti. (Maceraperest Kitaplar)




Kahvenin küresel tarihi hakkında
Jonathan Morris'den Çekirdekten Fincana Kahve. Kahve küresel bir içecektir. Örneğin Antarktikalı bilim insanları kahvelerini sever. Uluslararası uzay istasyonlarında bile İtalyan espresso makineleri vardır.


Kahvenin yolculuğu, Etiyopya ormanlarından Latin Amerika çiftliklerine; Osmanlı kahvehanelerinden günümüzün üçüncü dalga kafelerine; kahve cezvelerinden kapsül makinelerine dek süregelmiştir. Kitap, kahvenin küresel tarihi hakkında profesyonel bir tarihçi tarafından yazılan ilk kitaptır. Yazar, dünyada kahvenin zamanla damaklarda nasıl tat bulduğunu; dünyanın değişik bölgelerinde bu tadın ne kadar farklılık gösterdiğini; kahveyi kimin, neden ve nerede içtiği; nasıl hazırlandığı ve tadının neye benzediği konularını açıklıyor. (Mona Kitap)



Köyde kimse paylaşmayı bilmezdi
Judith Malika Liberman'dan Taş Çorbası. Bahçelerinden bereket taşan bir köy vardı. Fakat bu köyde her evin etrafı kalın duvarlarla çevriliydi, kimse paylaşmayı bilmezdi. Derken köye bir gezgin geldi. Cebinden bir taş çıkardı, meydanda ateş yaktı, başladı çorbasını pişirmeye.


Köylüler yavaş yavaş toplandılar kazanın başına, lezzet kattılar çorbaya… Yazar “Şarkılı Masallar” serisinde geleneksel masalları yeniden yorumluyor. Yazarın anlatımı ve şarkıları ile YouTube ve SoundCloud platformlarından dinleyebilir, böylece masal anlatımı konusunda rehberliğinden ilham alabilirsiniz. (Redhouse Kidz Yayınları)



Dünya üç süper-devlet arasında bölüşüldü
George Orwell'den 1984. Totaliter yönetimlerin iç yüzünü sergileyen ünlü roman… Yazarın 1948 yılında yazdığı bu roman, 1984 yılında, hayali bir gelecekte geçmektedir. Bu gelecekte dünya totaliter olarak yönetilen üç süper-devlet arasında bölüşülmüştür. Roman, bu devletlerden biri olan Okyanusya’da geçer. Okyanusya’nın başında hiç kimsenin görmediği ve nerede olduğunu bilmediği Büyük Birader bulunmaktadır. Yurttaşların İç Parti, Dış Parti ve Proleterler olarak üç sınıfa ayrıldığı ülkede, çok etkili bir gözlem gücü olan ve en ufak bir karşıt düşünceyi eyleme geçmeden önleyen Düşünce Polisi görev yapar. (Remzi Kitabevi)





Bilim-siyaset-askerlik üçgeninde zihinsel şölen
Carl Sagan'dan Nükleer Kış. Bugün devletler doğrudan çatışmak yerine “vekiller” kullanarak örtülü şekilde savaşıyorlar. İki devlet bir çatışma bölgesinde “dost” gibi davranırken bir başka çatışma bölgesinde “düşman” gibi davranabiliyor. Dost ile düşmanın böyle birbirine karışmasına büyük ölçüde nükleer silahların caydırıcılığı yol açtı. Ama nükleer silahların asıl caydırıcılığı bilginlerin siyasetçileri nükleer silahların dönüp dolaşıp kendi halklarını vuracağına ikna etmesinden ileri geliyor. Yazar, okurlarını bilim-siyaset-askerlik üçgeninde zihinsel bir şölene davet ediyor. (Say Yayınları)





Bu kitap gelecek yılların da öğreticisi
Bilal Ak'tan Gerçekleri Arşiv Yazar – Türkiye'nin Karanlık Yılları ve Sözcü Kumpası. Bu kitap sadece günümüzün değil, gelecek yılların da öğreticisidir. 10 yıl, 50 yıl, belki 100 yıl sonra okuyanlar bile “Demek ki Türkiye’de o zaman işler böyle yürüyormuş” diye hayrete kapılacaktır.


Bu ibret belgesini okuyunuz, kumpasla ilgili çok şey öğreneceksiniz ve belleğiniz tazelenmiş olacak. Türkiye’de bazı konuların nasıl kotarıldığını, medyanın durumunu, bazı gazeteci geçinenlerin yüzsüzlüğünü ve yalanlarını belgelerden göreceksiniz. Ellerine sağlık Bilal Ak. Emin Çölaşan. (Sözcü Kitabevi)



Pandemi, ortaya ağır bir bilanço çıkardı
Şehram Zayer'den Girişimciye Mektup-Finansal Okuryazarlık ve Altın Tavsiyeler. 2020 yılı hepimiz için ağır bir deneyim oldu. Pandemi, ortaya ağır bir bilanço çıkardı. İnsanlığın bu pandemiyi yeneceğine olan inancım sonsuz. Hastalığı yenmek için yeni tedaviler ve aşıların sunulmasına az bir zaman kaldı. Şirketler ve ekonomik aktiviteler de yeni düzende tekrar başarıya ulaşacaklar; bu da ancak bilim, inovasyon ve yeni durumlara hızlı adaptasyonla başarılacaktır. Başarmak isteyenleri, benimle beraber bu kitapla bir yolculuğa davet ediyorum. Çalışma hayatımdaki yirmi beş yılımdan süzdüğüm bilgileri ve tavsiyeleri paylaşmanın, işletmelerin uzun vadede başarılı olmasına az veya çok katkıda bulunabileceğini düşündüm. (TK Yayınevi)







Umutsuzluğun neşesini yaratıyor
Orhan Duru'dan Denge Uzmanı. Kitap, klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı'nın ele avuca sığmaz yazarın ikinci kitabı. Biçemiyle, kurgusuyla ne ölçüde yenilikçi, seçkin, öncü bir kitap olduğu bugün de apaçık ortada. Yazar, sözü kırk parçaya bölerek düşün gerçeğini, saçmanın anlamını, umutsuzluğun neşesini yaratıyor. (Yapı Kredi Yayınları)




İç mekân tasarımı yapanlara
Genco Berkin'den İç Mimarlıkta Malzeme ve Detay. Yazar, tasarımcılara, detay ve malzeme ekseninde, tasarım sürecini destekleyecek eksiksiz bir donanım kazandırma hedefiyle (örneğin mobilya tasarlayabilmek için gerekli donanımları; ergonomi, malzeme, konstrüksiyon, mensucat, yüzey işlemleri, renk bilgisi) tüm veriler yalın ve kolay anlaşılabilir bir biçimde aktarıyor. Kitapta tasarımcılar için gerekli olan tüm tasarım parametreleri ele alınmıştır. Örneğin mobilya tasarlayabilmek için gerekli donanımlar; ergonomi bilgisi, malzeme bilgisi, konstrüksiyon bilgisi, mensucat bilgisi, yüzey işlemleri bilgisi ve renk bilgisi. Tüm bunlara ek olarak, mobilya tarihi de konuların içine yerleştirilmiştir. Kitabın içeriği, iç mekân tasarımı yapanlara, detay ve malzeme ekseninde, tasarım sürecini destekleyecek ve eksiksiz bir donanım kazandıracak şekilde hazırlanmıştır. (YEM Yayınları)




Geleceği mi, yoksa geçmişi mi görmek zor?
Alper Canıgüz'den Kan ve Gül Bir Kara Dejavu. Kitap fantastik bir polisiye. Rengini kandan, kokusunu gülden alan bir roman. Epey hareketli, ziyadesiyle hazin, hayli komik. Aşk romanları çevirmeni Aziz, bir yangında küle dönüşmek üzereyken, zamanda yolculuk yaparak yirmi yıl öncesine döner. Üstelik yirmi yaş gençleşmiş bir halde.

Henüz işlenmemiş bir cinayeti çözmek üzere harekete…
geçmesi pekâlâ mümkündür. Karizmatik sosyopat Abdül'ün hayatını kurtarması… Galiba iyi olacaktır.


Mazi tesisatını tamir edebilirse, hayatı, istikbal musluklarından temiz ve tazyikli bir su gibi akacaktır.

Biricik aşkı Nergis'ten hiç ayrılmayacak, kızı Zeynep'e hakkıyla babalık edecektir. Peki, bu amatör dedektif, kaderin hükmünü değiştirebilecek midir? Geleceği görmek mi daha zordur yoksa geçmişi mi? (Alfa Yayıncılık)




Anlayış Nedir ve Nasıl Anlayışlı Olunur?
Akif Manaf'tan Anlayış Nedir ve Nasıl Anlayışlı Olunur? Yazar bu kitapta evrensel bilgileri kapsamlı bir şekilde, gerekli tüm detaylarıyla birlikte ele almıştır. Bu eşsiz eser hem derin teorik bilgilere hem de çok boyutlu pratik deneyimlere dayanmaktadır. Bu kitabı okuyan insan, anlayış konusundaki bütün sorularına cevap bulacaktır!

Anlayış nedir? Anlayış fenomeni nedir? Anlayış dinamikleri nedir? Anlayış gizemi nedir? Anlayış zirvesi nedir? Anlayış sıçraması nedir? Anlayış göstermek nedir? Anlayış mucizesi nedir? Anlayış patlaması nedir? Anlayış deneyimi nedir?

Anlayış kaynağı nedir? Bu ve bunun gibi sorular artık cevapsız kalmayacak! Bu şaheserde verilen bilgilere sahip olan ve yaşamını bu bilgiler ışığında şekillendiren herkes fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığını sonuna kadar koruyabilecek. (Az Kitap)





  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 23.03.2021, 00:01   #16
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları ( 21/03/2021 )

Özkan Saçkan'dan Haftanın Kitapları...





Mizah dolu bir aşk hikâyesi
Ege’den Kedice Bir Sevda. Şimdi koy patini önüne düşün, bir şansın daha var, sana tekrar kalbini açmasını sağlayabilecek misin, bir de balkonun kapısını? İsyan ve Asil Dede'nin Düğünü romanlarıyla okuru iklimler, renkler, denizler, insanlar ve saf hislerle buluşturan yazar, bu kez mizah dolu bir aşk hikâyesiyle hayattaki kararlarımız, hatalarımız ve telafi çabalarımız üzerine düşündürüyor.

Samimi dili, ömürlük aşkı ve bir kedinin olaylara pati koymasıyla fantastik bir macera. (Alfa Yayıncılık)




Polisiye tadında yazılmış bir kitap
Ayla Önal’dan Siranuş'un Mızıkası. “Az önce seni çocukluğuna götüren bir zaman makinesinin önünde durdun. İlerleyemeyişinin tek suçlusu oydu. Acılarının da…

Hep yeni şeylerden söz ediyorsun ama aslında yalan!.. Geçmiş bugününün yularını sıkıca tutuyor. Acıyı iliklerine kadar enjekte etmiş bir geçmişten söz ediyorum. Böyle bir geçmişin sana umutlu gelecekten söz etmesi o kadar imkânsız ki. Bazen yelelerini savurarak geçen özgür siyah atlar gelir gözlerimin önüne. Ben o atlardan biriyim işte.

Sense köklerine sımsıkı bağlı bir çınarsın. Bir gün mutlaka dönecektin toprağına. Bir ağacın varlığını duyumsaması için toprak gerekir.” Toplumsal gerçekçi öğeleri büyülü gerçekçilikle harmanlayan polisiye tadında yazılmış kitap, içimizden uğurlayamadıklarımıza bir sesleniş. (Bilgi Yayınevi)



Gezegende işler karışıyor
Emre Şimşek'ten Pibalu Gezegeni’ne Dönüş. Birkaç milenyum sonrasına ait Pibalu Gezegeni’nde işler karışıyor.

Eray’ın gezegendeki arkadaşı Pırıltı ondan yardım isteyince Eray yeniden gezegene gidiyor ve üç farklı sorunla karşılaşıyor. Acaba Eray, gezegen sakinlerinin bu sorunları çözmesine yardım edebilecek mi? Kitap, ekran bağımlılığı, emek harcamak, bağ kurmak gibi temalara odaklanan maceralı bir öykü sunuyor okurlara. (Redhouse Kidz Yayınları)



Tüm sorunların üstesinden gelir
Erhan Candan'dan Nadir–X. Bizi biz yapan farklılıklarımız gökkuşağının sekizinci rengi olabilir mi? Nadir yanlarımızın bizi güçlü kıldığına inanıyoruz. Nadir-X’te neler mi anlatılıyor? Nadir gücü tuza hükmetmek olan Kistik Fibrozis hastası Tuz Çocuk’tan üstün koku alma gücüyle tüm sorunların üstesinden gelmeyi başaran Sistinozis hastası Biber Kız’a ve geleceğin teknolojisiyle donatılmış Duchenne Musküler Distrofi hastası Robot Çocuk’a kadar üç farklı kahramanın birbirinden keyifli maceraları sizleri bekliyor. Çizer Erhan Candan’ın kalemi ve yine onun çizimleri Nadir-X’i hayata geçirdi. (Altın Kitaplar)



100 buluş, 100 öykü!
Süleyman Bulut'tan Ben Buldum. Telefonun bulunuş öyküsü sözgelimi; çoğumuz biliriz, ama cep telefonunun bulunuş öyküsünü hiç duyduk mu acaba? Buna bilgisayarın, internetin, e-postanın, Facebook'un, WhatsApp'ın bulunuş öykülerini de ekleyebiliriz; elektriğin, oksijenin, DNA'nın, aspirinin, röntgenin bulunuş öykülerini de… Dünya'mızın yuvarlak olduğunu, döndüğünü ilk kim, nasıl buldu? Yaşını kim, çevresini kim hesapladı? Yine Dünya'mızın ilk oluşumu, yani doğuşu nasıl oldu? Ya küresel ısınmanın, sera gazlarının, ilk hava tahmininin öyküleri? Pek çoğunu ilk kez okuyacağınız 100 buluşun 100 kısa öyküsü kitapta. (Can Yayınları)


Bir özgüven fırtınası
Dilek Özipek Donduran'dan Labirent Bul Beni. İçine konulduğu fanusta ilk büyük yarasını alan Aslı, toplumsal kodların oluşturduğu şemsiyenin gölgesinde yanlış bir karar verir, sevemediği birisiyle evlenir. Hayal kırıklıklarının da etkilediği bu karar büyük bir özgüven fırtınasına dönüşür. Maruz kaldığı psikolojik şiddet, toplumsal normları sorgularken diğer yandan da teslimiyetine zemin hazırlar. İçine düştüğü labirentte yazdığı yazılarla labirenti kendisinin kurduğunu fark ederse kişi? Ve karşılaştığı kişiler kendisine kendisinden daha çok benziyorsa? O zaman is, labirentin kendisine düşer. (Dağhan Külegeç Yayınları)


Kendiniz ve sevdikleriniz için
Selim Yuhay'dan Psikomekan. Mutlu bir ailede herkesin kendine ait bir köşesi olmalı ama nasıl? Bir evin doğru yerleşimi nasıl yapılmalıdır? Doğayı yaşam alanlarına nasıl entegre etmek gerekir? Dekorasyonda modanın ve renklerin önemi ne? Bu kitap, kendinizi huzurlu ve mutlu hissettiğiniz, içinde hem dinlendiğiniz, hem eğlendiğiniz, enerjisi yüksek, atmosferi güçlü, sizinle birlikte yaşayan ve yaşlanan yaşam alanlarınızı kolaylıkla oluşturabilmeniz için yazıldı. Yaşam alanlarınızın gizli şifrelerini çözdüğünüzde, kendiniz ve sevdikleriniz için en güvenli, en huzurlu ve en mutlu yuvayı da kurmuş olacaksınız. (Destek Yayınları)


Kaçan balık büyük olur
Hurihan Yıldırım Kurtaran'dan Ne Demiş Atalarımız. Ayağını Yorganına Göre Uzat Fatma Teyze, Bugünkü İşini Yarına Bırakma Ödev, Damlaya Damlaya Göl Olur Kumbara, Öfke İle Kalkan Zararla Oturur Öfkeli Çiftçi, Eğilen Baş Kesilmez Bakkalın Şakası, Kaçan Balık Büyük Olur Güvercin Yuvası, Gün Doğmadan Neler Doğar Mıstık’ın Bilyeleri, Ne Oldum Dememeli Ne Olacağım Demeli Zengin Adam, Pilavdan Dönenin Kaşığı Kırılsın Bayram Harçlığı, Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır, Dişten Artar Parasını Biriktiremeyen Çocuk Duvarı Nem, İnsanı Gam Yıkar Gamlı Dede İki Cambaz Bir İpte Oynamaz Karagöz’ün Hacivat’a Oyunu. (Doğan ve Egmont Yayıncılık)


Avrupa'da gerçekleşen büyük değişim
Joseph Roth'den 1002. Gece Öyküsü. Kitap, İran Şahı'nın, rahatsızlığı sebebiyle, hava değişimi için bir gemi yolculuğuna çıkarak Habsburg İmparatorluğu'nun başkentini ziyaret edişini anlatıyor. Hafif süvari bölüğünden Yüzbaşı Baron Taittinger ve talihsiz kadın Mizzi Schinagl'ın başından geçenler ve 1930'lu yıllarda Avrupa'da gerçekleşen büyük değişim de romanın arka planını oluşturuyor. Şah'ın ziyaretiyle Viyana'daki birçok kişinin hayatı farklı yollara sapıyor; bu değişim, aynı zamanda Avrupa'nın tamamına yansıyan dönüşümün de bir örneği. Kitap, elde etmeyi başardıkları zenginlik, statü ve emniyeti sürdürmeye yönelik ümitsiz davranışlar ve açgözlülük içinde yıkıma doğru sürüklenen kahramanların acı anlatısı… (Everest Yayınları)


Davranış değişikliği önerileri
Kadir Özdel'den Sosyal Fobiden Hayata Yolculuk: Kendi Kendine Yardım Kitabı – Hayatı Anlamak Serisi 2. Bireyin kendine nasıl yardım edebileceğine yoğunlaşan bu serinin ana rengi, psikolojik bozuklukların nedenleri ve çözümlerini anlamak için iletişime dayalı bilimsel yöntemi esas alan yazar, sosyal fobinin sebeplerini bilimsel yöntemlerle incelerken kaygının azaltılması için hayati çözüm önerileri getiriyor. • Kendinizi insanlara doğru ifade ettiğinizden emin olamıyor musunuz? • İnsanların yanında sebepsiz yere huzursuz ve kaygılı mı hissediyorsunuz? • Sosyal ortamlar ya da kendinizi göstereceğiniz durumlar sizi bunaltıyor mu? • İnsanlarla birlikte olmak istediğinizden emin değil misiniz? • Özgüvensiz olduğunuzu ya da öyle göründüğünüzü mü düşünüyorsunuz? Bu kitapta bulunan davranış değişikliği önerilerini yazarın rehberliğinde uyguladığınızda yaşayacağınız değişime gerçekten şaşıracaksınız. (Epsilon Yayınevi)


Henüz bir çocukken çalışmaya başladı
Mine Pöge'den Olmadık İşler Araştırma Merkezi. İstanbul'da doğan ve olağanüstü bir öğrenme yeteneğine sahip olan Ahmet, yaşıtlarından çok ama çok farklıydı.

Daha üç aylıkken konuşmayı sökmüştü, beş yaşında babasının tamirhanesindeki bütün cihazları söküp tekrar yerlerine takabiliyordu. Birinci sınıfa başladıktan dört gün sonra okuma-yazmayı, ikinci sınıfı bitirdiğinde İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Japonca, Çince, Arapça ve Rusça dillerini öğrenmişti. Kısa sürede onun varlığından haberdar olan Dünya Profesörleri ve Bilim İnsanları Yetiştirme Üniversitesi sayesinde henüz bir çocukken çalışmaya başlayan Ahmet, bambaşka bir dünyayla tanışacaktı. (İthaki Çocuk)



Korona virüs salgını bir travma yarattı mı?
Ece Öztan, Özgün Biçer'den İşte Hayat! Zor Zamanlarda Kesişen Yaşamlar. Korona virüs salgını bir travma yarattı mı? Zaten onlarca sorunla mücadele etmekte olan ev kadınları, ev işçileri, çalışan kadınlar, anneler, evden çalışan babalar, çalışan ve/veya okuyan gençler, yaşlılar, öğrenciler, LGBTİ+ bireyler; pandeminin yarattığı yıkımla nasıl başa çıkıyor? Kırılgan dengeler ve büyük özverilerle zordan yürütülmeye çalışılan hayatlar, bu süreçte en çok neresinden yaralanıyor? Özgün Biçer ve Ece Öztan, nokta vuruşu röportajlarla pandeminin derinden sarstığı hayatlarla buluşuyor, sarsılan dengelere mercek tutuyor ve soruyor: Hayat Eve Sığdı Mı? (Karakarga Yayınları)

Hayal, hüzün ve ıstırap dolu bir hikâye
Murat Koç'tan Kırık Kalemli Kadınlar. Başta, Nigâr Hanım’ın hayal, hüzün ve ıstırap dolu hikâyesi… Yanında, Makbule Leman, Fatma Aliye, Emine Semiye gibi ilk kahramanlar, ilk yazı öncüleri. Onların 19. yüzyıl İstanbul’unda geçen renkli hayatları… Kadın hareketinin ilk kıpırtıları… Kitap, belgeler ışığında kurgusal bir bakışla ilerliyor. Toplumsal değişim ve dönüşüm sürecinde kadın yazarların neler yaşadığı, kalem yoluyla hangi mücadeleleri verdiği ve sorunlara hangi çözüm önerilerini getirdiği üzerinde yoğunlaşıyor. Yazar biyografik romanın sınırlarında gezinirken, yazı ile hayatın geriliminden bambaşka tecrübeler sunuyor. (Kapı Yayınları)


Yolu şiirden geçen yazılar
Ahmet Erhan'dan Ankara-İstanbul Karatreni. Yaşantının getirdiklerinden hareket eden, yolu şiirden geçen yazılar. Manzarası buğulu… Ankara-İstanbul arası seyreden, Mersin’e uğrayıp önce memleketin doğu yakasına ve oradan batı yakasına kavuşan, alkol yakıcılığında denemeler. At yarışından alkol bağımlılığına, Galatasaraylılığından bir kış gecesi doğan oğluna, kendi hayatından duraklar. Ve illa ki şiir, şair üzerine sigara molaları. Ankara’dan kalkıp İstanbul’a varan kara, kapkara bir trenin kompartımanından yazılmış yazılar. Her cümlesinden tek sonuç çıkıyor: Şairin düzyazısı şiire dahil! (Kırmızı Kedi Yayınları)


İki cinayetin birbirine bağlantısı
AHMED Midhat Efendi'den Esrar-ı Cinayat. “Öreke Taşı’nda bir Osmanlı kızı ile iki Kefalonyalı’nın cesetleri bulundu. Beyoğlu’nda bir adam kendi yatak odası içinde asıldı. Bu iki cinayetin birbirine kesin ve yakın bağlantıları ise ortada mevcut eşya ile sabittir. Sözü edilen eşya anılan cinayetlerin daha nerelere kadar uzanacağını da gösteriyor.

Eğer Osman Sabri Efendi kazandığı ün kadar usta bir adli zabıta memuru ise bu sırları meydana çıkarmaya çalışıp çabalamalıdır.” (Maceraperest Kitaplar)


Yaşamları uğruna bedeller ödeyecekler
Feyiz Erdoğan'dan Eylül Fırtınası. Yazar yakın tarihimizin en şiddetli dönemlerinden birini, bir grup gencin hikâyesi üzerinden cesur bir dille yazdı. Sağcı bir gence âşık olan Ankaralı bürokrat bir ailenin kızı Suna; Ankara Hukuk Fakültesi'nin de hâkim olmak için okuyan genç subay Nazmi; idealist bir gençken kendini büyük bir siyasi oyunun içinde bulan Fatih; ODTÜ'de okurken cezaevine düşen Utku ve diğerleri… Ülkede kör dövüşü sürüp giderken onlar, hem demokrasi hem de kendi yaşamları uğruna büyük bedeller ödeyeceklerdi! (Mona Kitap)


Nasrettin Hoca'dan 70 manzum hikâye
Orhan Veli Kanık'tan Nasreddin Hoca. Yazarın özgün yorumuyla Nasrettin Hoca'dan 70 manzum hikâye…

“Mademki Hoca'yı halk icat etmiş, halka benzeyecektir.


Hoca'ya ait hikâyelerin, yüzyıllardır, hiç eskimeden yaşaması, onun bir halk kahramanı olmasından ileri geliyor. Hoca, gerçekten, zaafları, sıkıntıları, kusurları, korkuları, kısacası her şeyiyle, tam bir halk adamıdır.” Orhan Veli Kanık. (Remzi Kitabevi)


Yalnız olmaktan bıktım artık
Jean Louis Fournier’den Tek Yalnız Ben Değilim. Kitap yazarın en melankolik, en hüzünlü ve belki de en vurucu anlatılarından biri. “Yalnız olmaktan bıktım artık, bıktım her geçen gün daha yalnız, daha yaşlı, daha çirkin olmaktan. Bunların başıma geleceğini bilseydim hiç yaşlanmazdım. Yazın en sıcak günleri, boğuluyorum sıcaktan, hükümetin yaptığı sert uyarılara rağmen yakınlarım –artık yakınım değil de uzaktan tanıdıklarım oldular– arayıp yeterli miktarda su içip içmediğimi sormuyorlar. Herkes beni terk etti, on yıl önce karım Sylvie, kısa bir süre önce de küçük kedim Salomé, bir başka deyişle hayatımı sürdürmeme yardımcı olan herkes beni terk etti. Evim artık benim için fazla büyük ve karşı komşularımın panjurları da sürekli kapalı.” (Yapı Kredi Yayınları)


Rejimin içerden konuşan sesi
Pınar Aydoğan'dan Yunus Nadi – Kemalizmin Muhafazakar Yorumu. Nadi 1924 yılında “rejimin sesi” olma misyonuyla Cumhuriyet gazetesini kurar. Her konuda yazılarını sık sık Mustafa Kemal'in dikte ettirdiği iddiası unutulmadan– Mustafa Kemal'in istekleri doğrultusunda “rejimin içerden konuşan sesi” olmuş, rejimin kurumsallaştığı ve Kemalizmi ideolojileştirme çabalarının olduğu dönemde kalemini, toplumda ortaya çıkan her muhalif hareket ve düşüncenin karşısında konumlandırmış ve rejimi halka anlatma misyonunu üstlenmiştir. Kemalist düşüncenin içinde barındırdığı eklektik yapı, sahip olduğu muğlaklık ve muhafazakâr yönelimler, Nadi'nin yazılarından da okunabilmektedir. (Alfa Yayıncılık)


Bu kulübenin sırrını çözecekler
Zehra Ünüvar'dan Kulübenin Gizemi. Çocuklar merak içinde! Kulübe, her gün biraz daha dikkatlerini çekiyor. Üfürseniz yıkılacak kadar bakımsız bu küçük evde, bir ışık dolaşıyor. Bazı geceler, binicisiz bir at dörtnala gelip sonra sır oluyor. O atın yükü ne acaba? Korkunç bakışları, saldırmaya hazır köpeğiyle gelip giden adam kim? Uzaktan kulübeyi gözlüyorlar. Merakları her geçen büyüyor. Büyükler sessiz kalsa da çocuklar kararlı! Bu kulübenin sırrını çözecekler! (Bilgi Yayınevi)


Uzaktan bakmak şartıyla
Cemal Süreya'dan Beni Öp Sonra Doğur Beni. Bir kilise tadı taşıyor Dolmabahçe camiinin pencereleri. Uzaktan bakmak şartıyla ve aydınlık oluşunu saymazsak. Ve denizin gişesinde oturan kısa boylu saat kulesi. Yakasının içine kaydırmış hafifçe basınç-ölçerini. Kitap, kanla yıkanmış kelimelerden sevda sözlerine, kimsenin dokunamayacağı suçsuz coğrafyalardan bir çay bahçesinden manzaralara yazarın geniş dünyasını ustaca resmettiği bir panorama. (Can Yayınları)


Heyecan verici bir deneyim
Dolores Cannon'dan Nostradamus ile Konuşmalar – 1. Bu kitap bir yorum kitabı değildir. Kitap dünyanın en ünlü “geçmiş hayat regresyonisti” yazarın kaleminden, bizzat Michel de Nostredame'ın anlattıklarıyla yazılmıştır.

Nostradamus yazdığı dörtlükler hakkında yapılan yorumların yanlışlığından dolayı, yazar ile aracılar vasıtasıyla 16. yüzyıldan bağlantı kurar ve dörtlüklerinde ne demek istediğini kendisi açıklar. O bize ne anlatmak istiyordu? Anlamamızı sağlamakta başarılı olacak mıydı?

Dik kafalı insanlık dinleyecek miydi? Bu çok merak uyandırıcı bir muamma ve heyecan verici bir deneyimdi. (Dağhan Külegeç Yayınları)



İnsanlar arasındaki sosyal farklılıklar
Ahmet Turhan Altıner'den Sıriga'nın Üç Günü. Soykırım iddialarına karşı özgün argümanları olan kasabalı Türkçü tarih öğretmeni bir gün dehşet içinde Ermeni olduğunu öğrenir ve bu gerçeği kabullenemez. Durumdan habersiz oğlu Bozkurt ilk kez geldiği İstanbul'dan çok etkilenir. Buradaki değişim sürecinde babasından hayli farklı fikirlere sahip Marksist bir sendikacı olan amcası Cemal'i yanında bulacaktır. 1980'lerde Turgut Özal'ın yarattığı liberal umut döneminde kasabayla şehir arasındaki ilişkiyi, insanlar arasındaki sosyal ve zihinsel farklılıkları ve buna karşılık farklı etnik kökenden olmalarına rağmen yaşadıkları ruhsal benzerlikleri epik bir anlatımla ustaca aktarıyor roman. (Destek Yayınları)


Dünyaya neler oluyordu?
Begüm Çalımlı'dan Nanuk ve Pati Sonatı. Kanuk Adası, geceleri büyüleyici kuzey ışıkları, gündüzleri ise buzullardan yansıyan güneş ışınlarıyla parıldardı. Adadaki tüm canlılar burada mutlu ve huzurlu bir hayat sürerlerdi.

Fakat Nanuk o sabah uyandığında ters giden bir şeyler olduğunu fark etti: Ne arkadaşı Nino ne de diğer hayvan dostları etrafta görünmüyordu. Sevimli Nanuk endişeyle arkadaşlarını ararken bir anda dengesini kaybedip, eriyen buzulların arasından denize yuvarlanı verdi. Kanuk Adası’ndan çok uzaklara sürüklenen Nanuk, sonunda kirli gökyüzü ve bulanık deniziyle iç karartıcı bir şehre ulaştı. İyi ama dünyaya neler oluyordu? Nino neredeydi? İnsanların şehirleri neden bu kadar kirliydi? (Doğan ve Egmont Yayıncılık)


Askerden sonra derbeder hayat yaşadı
Pierre Drieu La Rochelle'den Hayalet Işık. Fransız edebiyatının esrarengiz isimlerinden yazar, otuz yaşında intihar eden dertli arkadaşı Jacques Rigaut'dan etkilenerek, arkadaşının ölümünden bir yıl sonra kitabı kaleme alır.

Rigaut'nun son günleri yazarın kitabının kahramanı Alain'e esin kaynağı olur. Kitap, askerlik hizmetinden döndükten sonra derbeder bir hayat yaşamış, kadınlara ve paraya düşkün, uyuşturucuya bağımlı hale gelmiş Alain'in ışığıdır.

Bağımlılığı için tedavi gördüğü kliniğin doktoru onun artık iyileştiğinden, klinikte kalmasına gerek olmadığından emindir. Doktorla aynı fikri paylaşmayan Alain, Paris'teki eski arkadaşlarını ziyaret etmeye karar verir. Arkadaşları hayatla arasındaki bağı onarabilecek, ona yardım edebilecek midir? (Everest Yayınları)



Tüm baş ağrıları migrenin farklı biçimi
David Buchholz'dan Baş Ağrısı ile Baş Etmek. Migren aslında nedir? Başım neden diğer insanlara göre daha çok ağrıyor? Potansiyel tetikleyici gıdalar arasında en büyük suçlular hangileri? Yaşlandıkça baş ağrılarımın şiddeti azalacak mı? Hava durumundaki değişiklikler neden başımı ağrıtıyor? Ağrı kesici kullanmayı bırakınca başlayan geri tepme baş ağrıları ne kadar sürer? Çocuklarım da baş ağrısı çekecek mi? Neden her sabah baş ağrısıyla uyanıyorum? Hemen hemen tüm baş ağrıları migrenin farklı biçimleridir. Migren ise bir baş ağrısı tipi değil, bu ağrıları (ve sinüs doluluğu, ışığa uyarlılık gibi diğer semptomları) oluşturan biyolojik mekanizmanın adı. Yazar, çığır açan bu yeni anlayışa dayanan dönüştürücü programıyla sürekli baş ağrısı şikâyeti olanlara hayatlarının kontrolünü tekrar ele alma fırsatını sunuyor. (Epsilon Yayınevi).”







  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 13.04.2021, 19:56   #17
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları ( 28/03/2021 )

Özkan Saçkan'dan Haftanın Kitapları...





50 yıl boyunca gözlemlenen notlar
Günther Anders'ten Umutsuzsam Bana Ne! Değilmişim Gibi Devam! Herdem Belen ve Hüseyin Ertürk çevirisiyle raflardaki yerini aldı. Yazar, elli yıl boyunca hep başkaları için gözlemlediğini, aldığı notları asla kendisi için yontmadığını vurgular. Bu bakış açısının sansürünü atlatmış, farklı tema başlıkları altında destelenmiş, Hollywood'da temizlik işçiliği yaptığı dönemle başlayan, yirmi beş yılı kapsayan paragraflardan oluşan günlükler, özneliğe meraksız, kendini önemsemeyen, “Dünya'nın haline direnme düşüncesinin açık sözlü oksijeni” bir filozofun, sürgün yıllarından başlayıp elinin ayağının tutmadığı morukluk günlerine dek devam eden zarif nezaketsizlikleridir bir anlamda. Yayımlamaya değer bulduğu Hiroşima / Nagasaki notları, Vietnam Savaşı'na ilişkin yazılar, “Kâfirlikler” ve “Eskiden Aşk” diğer derlemeleridir. 1933'te baltalanan normal seyrine bir daha dönememiş, on yedi yılı uzak, geri kalanı yakın sürgünde, lakin asla sızlanma barındırmayan, savaş sonrası hiçbir tavize yaslanmamış, mülkün – bir büyük burjuva ailenin torunudur Anders – ya da akademik kariyerin sözünün geçmediği, dolayısıyla rahatlıktan nasibini almamış bir yaşam. Özeti: “Salona biletsiz girdin. Gösterinin sıkıcı olduğunu da iddia edemezsin. Hal böyle iken gösteri sırasında biri karşına dikilip yoksulluk, yoksunluk ve hastalık şeklinde bir bedel talep ederse, rezalet çıkarma, sökül. Dünya'ya gelmiş olmak her şeye değer.” (İthaki Yayınları)




Yayınlanmamış belgelere dayalı
Murat Bardakçı'dan Sizi Serbest Bırakmayı Muvafık Bularak Tatlik Ettim – Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım’ın Boşanmaları. “Tatlîk etmek”, “boşamak”; “tatlîk ettim” de “boşadım” demektir… Türkiye'de Medenî Kanunun bulunmadığı devirlerde yürürlükte olan fıkıh temelli uygulamaya göre, koca, karısını bir talâkname, yani boş kâğıdı yazarak boşayabilir ve evlilik birkaç kelimeden ibaret bu boş kâğıdı ile son bulurdu… Kitabın ismi, İslâm fıkhının kocaya tanıdığı boşama hakkını kullanan Mustafa Kemal Paşa'nın eşi Lâtife Hanım'a 5 Ağustos 1925'te gönderdiği talâknamedeki kendi ifadeleridir ve 2 sene 6 ay 8 gün, yani sadece 920 gün devam edebilen evlilikleri, bu talâkname ile son bulmuştur… Bu kitap, Mustafa Kemal Paşa ile Lâtife Hanım'ın boşanmaları hakkında başta Cumhurbaşkanlığı Arşivi olmak üzere diğer resmî arşivlerde bulunan yayınlanmamış belgelere dayanılarak yapılmış ilk yayındır ve Paşa'nın hayatının şimdiye kadar meçhul kalmış bir dönemi bu yayınla aydınlığa kavuşmaktadır. (İş Bankası Kültür Yayınları)






Karmaşık ve karanlık ilişkiler
Canan Al'dan Aşka Doğru. Yazar romanında polisiye kurguyu ete kemiğe büründürüp ona psikolojik bir derinlik kazandırıyor. Kişilerinin ağzından birinci kişili anlatımının sisli gölgeli gözlemleriyle ilerleyen roman, okuru bir adım sonrasına yüreği ağzında sürüklüyor. Yabancı bir işadamı arkadaşı ile hastası arasındaki köprüde aşk rüzgârıyla sallanan, bu sallantıda ailesinin tertemiz geçmişini koruyarak hayata güçlü bir sevgiyle bağlanmak isteyen Psikiyatrist Yaz’ın, içindeki kadınsı dürtüleriyle sürüklendiği karmaşık ve karanlık ilişkiler… (Kora Yayın)




Zihninizdeki yeni düşünceyi harekete geçirecek
Kemal Sayar'dan Şimdi Şehir için Kalp Zamanı. Yazar şehir insanının gönül yorgunluklarını, ruhların gizli yaralarını ilaçlardan önce kelimelerin sağaltacağına inanan, yeri geldiğinde “reçeteye şiir yazan” bir psikiyatrist. Her kitabında, her söyleşisinde bize daima “kalbin zamanını” hatırlatıyor. Hele de şimdi, dünyanın görülmemiş bir “felaket” yaşadığı şu dönemde hissettiğimiz yalnızlaşma ve endişe üzerine söyleyecek çok sözü var. Söyleşilerden derlenmiş, güncellenerek zenginleştirilmiş bu kitap, zihninizde rüşeym halinde bekleyen pek çok yeni düşünceyi harekete geçirecek. (Kapı Yayınları)




Mutluluk göründüğü gibi midir?
Orhan Tüleylioğlu'ndan 50 Maddede Mutluluk. Mutlu son var mıdır? Peki ya mutlu aşk? İlk ansiklopedideki mutluluk maddesini kim yazdı? Mutsuzluğu tanımadan mutlu olmak mümkün müdür? Mutluluk göründüğü gibi midir? Kişisel gelişim kitaplarıyla mutluluğu bulmak mümkün müdür? Sahi mutluluğun herkes için geçerli bir formülü var mıdır? Yazar tüm dünyadan dönemine damgasını vurmuş felsefecilerin, sanatçıların ve yazarların ışığında “mutluluk” kavramının peşine düşüyor. Tarih boyunca yaşamış en parlak akıllar mutluluğu nasıl tanımladı, nasıl deneyimledi ve eserlerinde nasıl ele aldı… Kitap, bu kavrama farklı dönemlerden bambaşka isimlerin bakışıyla kendi “mutluluk” tanımınıza hiç olmadığınız kadar yaklaşmanızı sağlayacak. (Karakarga Yayınları)



Nefret karışımı duygularla çentikledi
Mithat Önal'dan Büyük Kırmızı Papağan. Kapının karşı sağ köşesinde alt ranzada yatan adam, kırmızı bir papağan düşledi siyah kirpiklerini irice gözlerinin üzerine düşürürken. Beyaz badanalı küçük odanın duvarları çentiklerle kaplıydı. Sayılamayacak kadar çizilmiş çivili çentikler. Sabah gün ağarırken kalkan kadın hiç erinmeden, yüksünmeden bu çentikleri atıyordu. Dışarda yağan lapa lapa kara aldırış etmeden, pencereye vuran yağmurun sesini duymaksızın pencerenin kenarında duran paslı çiviyi eline alıyor beyaz badanalı duvarı içindeki özlem ve nefret karışımı duygularla çentikliyordu. Beyaz badanalı duvarın çentiksiz tarafında paslı bir çiviye asılı fotoğraf duruyor. Bir adam kırmızı bir kamyonete sırtını yaslamış fotoğrafı çekene karşı gülümsüyor. (Kavim Yayıncılık)




Toplumsal değişim nasıl paralel ilerliyor
Cüneyt Ülsever'den Cinayet Polisi Dedemin Evrak-1 Metkuresi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, toplumun her kesimini yakından ilgilendiren FETÖ ve bu örgüte yönelik operasyonlar, polisiye romanlara önemli bir kaynak teşkil edecek gibi duruyor. Türkiye’de bu malzemeden ilk yararlananlardan birisi de yazar oldu. Türkiye’de daha önce pek denenmemiş siyasi polisiye tarzında romanlar kaleme alan yazar, son romanında da 17/25 Aralık sürecinden bu yana yaşanan gelişmeleri bireyinin rolünü de yok saymadan ele alıyor. Kitap, Türkiye’de orta halli bir bireyin değişimiyle, toplumsal değişimin nasıl paralel ilerlediğini okuyucuya akıcı ve çarpıcı bir biçimde sunuyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)




Pencerenin önünden çekilmek istedim
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan Gulyabani – Klasik Maceraperestler. “Ölümü beklemek sabırsızlığıma ve korkusuz bulunmak için vermiş olduğum metanet kararına rağmen bütün damarlarıma büyük bir korku yayılmaya başladı. Pencerenin önünden çekilmek istedim. Fakat nereye kaçacaktım? (…) Şimdi artık ay ışığının yardımıyla biçiminin bütün ayrıntılarını seçebiliyordum. Kazan büyüklüğünde bir baş… Üzerinde o ürkütücü büyüklüğüne uygun beyaz sarıklı bir kavuk… Birer lombar deliği sanılacak bir çift müthiş göz… Ortası tümsek yarım endaze azman bir burun… Sekiz-on beyaz atın kuyruklarından yapılmışa benzeyen, göğüse kadar inmiş bir aksakal… Bol yenli, topuklara kadar varan morumsu cüppe, bir elinde çektirme direği büyüklüğünde bir asa… Diğerinde taneleri kaba soğan iriliğinde bir tespih…” (Maceraperest Kitaplar)




İki insanın sıra dışı aşk hikâyesi
Mine Sultan Ünver'den Çürük. Yaralı bir kadındır Benan; kaçmayı sever. Bağımlısı olmuştur kendine yarattığı özgürlüğün. Farklı kişiler farklı zamanlarda onunla yaşanmış hatıralara sahiptir ama hepsi de şaibelidir. Melek veya şeytan hatta aynı anda ikisi de olabilir Benan… Balkan ise onu tanıdıktan sonra hayatının dengesini kaybetmiş bir erkektir, “Labirentte kaybolmuş bir fareyim artık ben” diye tanımlar kendini… Fakat kararlıdır; bu güzel kadının geride bıraktıklarının izini sürerek onu bulacaktır. Yazar romanında, iki insanın sıra dışı aşk hikâyesi üzerinden hayatın bilinmezlerini sorguluyor. Tıpkı kahramanı Benan’ın dediği gibi; hayatın ne zaman mükemmel bir şekilde düzene gireceğini asla bilemeyiz! Ve bir sırrın bizi geleceğimize götüreceğini… (Mona Kitap)




Mağazacılık için vazgeçilmez bir rehber
Suat Soysal'dan Mağazacılık – Mükemmel Müşteri Hizmeti ve Etkili Satış Teknikleri. Bu kitapta neler bulacaksınız? Mağazacılığın tüm sektörlerinde, satıştan yönetime tüm kadrolar için mükemmel hizmet ve etkili satışın yolları, hazır giyim, gıda, gıda dışı, kategori mağazacılığı ve yeme içme sektörü için örnek satış ve hizmet diyalogları e-ticaretin mağazacılığa etkileri kötü hizmetin verdiği zararların boyutları, 35 yılı aşkın mağazacılık deneyimiyle pratik öneriler, satışın tüm aşamaları için etkili teknikler, ilk karşılaşma anında satışı garantiye almanın yolları, ürünün faydalarını sunmaya örnekler, mağazacılıkta satışı gerçekleştiren soru örnekleri, ürünü denetmenin pratik yolları, müşterilerin sık rastlanan itirazlarına cevap örnekleri, zor durumlarda müşterilerle diyalog örnekleri, satışı sonuçlandırmanın ve ilave ürün satmanın denenmiş yolları, satışta doğru beden dili… (Remzi Kitabevi)




Yapay zekâ kıyameti gerçek olacak mı?
Düşünen Makineler – Yaklaşan Yapay Zeka Çağı Ve İnsanlığın Geleceği. Yapay zekâ ve robotlar hakkında neler biliyoruz? 1997'de IBM'in Deep Blue bilgisayarı, 1985'ten beri namağlup dünya şampiyonu Garry Kasparov'u satrançta yenince, yapay zekâ halkın gözünde bambaşka bir görüntüye büründü. Acaba Isaac Asimov'un yıllar önce belirlediği üç robot yasası tersine dönebilir miydi? Evet, bu yenilgi insanlık için büyük bir olaydı ama acaba Alan Turing bilgisayarların bir gün insanlar gibi düşünebileceklerini söylerken ne kastediyordu? Yapay zekâlı robotların istilasına o kadar yakın mıydık gerçekten?

Aslına bakılırsa hayır. Ama Kasparov'un yenilgisinden bu yana komplo teorilerinin ardı arkası kesilmedi: Katil robotlar ve yapay zekâ kıyameti gerçek olacak mı? Yapay zekâlı otonom silah sistemleri savaşlarda sivillerle savaşanları ayırt edebilir mi? Bir de işin insani boyutu vardı: Yapay zekâ bilinçlenebilir, hatta acı çekebilir mi? (Say Yayınları)





Okuyanın imgelemini besleyici bir şiir
Turgay Bostan'tan Gidilmemiş Bir Yol. “Yazarın şiiri yol açıcı, okuyanın imgelemini besleyici bir şiirdir. Bu şiirin sahip olduğu imgesel derinlik, şairinin dünyaya ve söze bakışının sonucudur. Dünyanın söze dönüştüğü sayfaların yanı sıra, sözün de yeni dünyalar yarattığına tanıklık eder okuyucu. Bunu yakalayabilen şiir, şimdiden zamanın mermerine derinlemesine kazınmış demektir.” Baki Asiltürk. (Sia Kitap)




Bu onun son yolculuğu
Robert Seethaler'den Son Senfoni. Gustav Mahler, New York'tan Avrupa'ya giden bir geminin güvertesinde oturuyor. Dünyanın en ünlü, en büyük müzisyeni, ama vücudu artık dünyanın yükünü taşıyacak güçte değil, ağrıları her zamankinden de güçlü şimdi. Mürettebat onun el üstünde tutmaya çalışırken, o kendini bir ömrün hatıralarına teslim ediyor: Son yıllardan kalanlar, dağlardaki yazlar, hayaline düşen kızı Maria'nın ölümü, New York Filarmoni macerası, onu bekleyen diğer kızı Anna, besteleri, hastalıkları, onu çılgına çeviren hayatının aşkı Alma… Herkes, her şey, hem burada onunla, ama aslında bir o kadar da uzakta: Bu onun son yolculuğu.

Son Senfoni, geçmişle yüzleşen yorgun bir sanatçının, kristal berraklığındaki dokunaklı portresi. (Timaş Yayınları)




Olağanüstü kadınların hayatları
Jenni Murray'dan Dünya Tarihinde İz Bırakan 21 Kadın. Başkaları sadece izlerken, onlar liderlik yaptılar. Ayağa kalktılar ve kimsenin tek söz söyleyemediği zamanlarda konuştular. Bilim, sanat, edebiyat ve müzikte kalıpları kırdılar. Devlet yönetimi ve politika gibi erkek egemen alanlarda söz sahibi oldular. Her biri değişim için kendi yöntemleriyle savaştı. Geçmişten günümüze sanatçıları, politikacıları, aktivistleri, muhabirleri, imparatoriçeleri ve devlet başkanlarını kapsayan kitabında yer alan, dünyamızın şekillenmesinde derin etkisi olan bu olağanüstü kadınların hayatlarını, mücadelelerini ve başarılarını okurken hayranlık ve gıpta duymamak neredeyse imkânsız. (Totem Yayınları)




İnsanların veba ve aşklarının hikâyesi
Orhan Pamuk'tan Veba Geceleri. Yazarın 5 yıldır çalıştığı kitap, 1901 yılında 3. Veba Pandemisi döneminde Osmanlı'nın 29. Vilayeti Minger adasında geçiyor. 1901 baharında Osmanlı İmparatorluğu'nun 29. vilayeti Minger Adası'nda veba salgını baş gösterince Sultan Abdülhamit önce Sağlık Başmüfettişi kimyager Bonkowski Paşa'yı, onun arkasından da genç ve başarılı Doktor Nuri'yi salgını durdurması için adaya gönderir. Padişah kısa bir süre önce genç doktoru, sarayda hapis hayatı yaşattığı ağabeyi önceki padişah V. Murat'ın kızı Pakize Sultan ile evlendirmiştir ve Pakize Sultan da bu yolculukta kocasına eşlik etmektedir. Adada ise genç ve milliyetçi Osmanlı subayı Kolağası Kâmil, onun âşık olduğu adalı Zeynep ve her şeye yetişmeye çalışan Vali Sami Paşa ile güzel sevgilisi Marika vardır.

Karantina yasaklarına itaat edilmesi için çaba harcayan bu insanların vebayla, adadaki geleneklerle ve sonunda birbirleriyle ve ölüm tehditleriyle savaşının ve yaşadıkları aşkların hikâyesidir kitap. (Yapı Kredi Yayınları)





Ümitsizlikler tatlı bir ümide bağlanıyor
Özge Uzun'dan Kırmızı Sarı ve Gergedan. “Kendi kederinin ağırlığı altında ezilmeyen bu yürek, hiçbir şeyi biriktirmeyen aynalar gibi korkusuzca ve yargılamadan, tüm sırlarını paylaşıyor bizimle… Elinizde tuttuğunuz bu kitap, bir mücevher değerinde ve her satırı da tıpkı ona ruhunu üfleyen yazarı gibi umut ve ilham verici…” Berrak Yurdakul. Kitapta ayrılıklar kavuşmaya, mutsuzluklar mutluluğa, ümitsizlikler tatlı bir ümide bağlanıyor.

Gazeteci, sunucu ve yazar kendi hayatının muhasebesini aşk, evlilik, dostluk, ilişkiler ve iş ekseninde yaparken kendisi için kullandığı şifa notlarını da okuyucusuyla paylaşıyor. Bu kitapta kendi hayatınızda yaşadığınız çelişkilerin, çıkmazların, kavga ve küsmelerin nasıl olumluya dönüşebileceğini kolaylıkla bulabileceksiniz. (Nemesis Kitap)





Ecevit, Fetullah Gülen hakkında neler söyledi?
Mehmet Bican'dan Adım Adım İrtica… Kitap içeriğinde neler var? Dinin politik araç olarak kullanılması, Hıyanet-i Vataniye Kanunu ile hangi siyasetçi döneminde yasaklandı? “Türk milleti, Atatürk, Latin harflerinin kullanılması mecburiyetini getirince, Arapça Harflerle yazılan tarih kitaplarını okuyamadığı için mi cahil kaldı?” Hangi siyasetçi İstanbul'u İslam Dünyasının İkinci Mekke'si, Eyüp Sultan'ı da İkinci Kâbe'si yapmak üzere kolları sıvadı? Semra Özal, eşi Turgut Özal hakkında hangi yorumda bulundu? MGK Toplantısında komutanların görüşlerine karşı çıkan Bülent Ecevit, Fetullah Gülen hakkında neler söyledi? Vizyonunu, “Laik TC'nin ve Atatürk Sevgisinin nesilden nesile bayrak olarak aktarılması” cümlesiyle açıklayan Tansu Çiller döneminde neler yaşandı? 12 Eylül Darbesinin lideri Kenan Evren, anı defterine müfredata konulan din dersleri ile ilgili ne yazdı? Ya Erbakan, Süleyman Demirel dönemleri? (Galeati Yayıncılık)




Gerçek suçluyu bulmak zorunda
Alper Canıgüz'den Oğullar ve Rencide Ruhlar. Dünyanın en küçük dedektifi, 5 yaşındaki Alper Kamu iş başında… Sherlock Holmes'tan tek eksiği yaşı. Sahi! Bir de hiçbir suçluyu alt edecek fiziksel güce sahip değil. Alper Kamu'nun sermayesi zeka, bilgi ve sezgiden mürekkep.

Ve şimdi… Hicabi Bey'i Deli Ertan'ın öldürmediğini ispat edebilmek için gerçek suçluyu bulmak zorunda. Kitap, başta Fransa olmak üzere birçok ülkede “modern polisiyenin parlak bir örneği” olarak selamlandı. Daha ilk cümlede okuru yakalayan; samimi bir mizah, şefkatli bir eleştirellik ve afallatıcı tespitlerle donanmış, soluksuz bir serüven. Türk romanının olağanüstü karakterlerinden biriyle tanışacak ve kendinizi sık sık, “Hayreti mucip!” demekten alamayacaksınız. (Alfa Yayıncılık)




Dikkat kesip beklemeye başladık
Nurettin Baydur'dan Bir Korumanın Anıları. “Vakit, gece yarısından sonra 02.00 civarı idi ki, uzaklardan nal sesleri gelmeye başladı. Henüz çok uzaklarda olmalarına rağmen gecenin ıssızlığında bu sesler çok net bir şekilde duyuluyordu. Sayılarının da oldukça fazla olduğu anlaşılıyordu. Dikkat kesip beklemeye başladık. Sesler Kavaklıdere tarafından geliyordu ve gittikçe yaklaşıyorlardı. Gelenler, Meclis Süvari taburu askerleri olmalıydı.

“Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nü teslim almaya geliyorlar olmalılar” diye düşünüyorduk. Yaptığım konuşmadan sonra arkadaşlar oldukça rahatlamış görünüyorlardı, fakat yine de erlerden biri dayanamayıp sordu: “Ne yapacağız ağabey?” “Ne yapacağımızı söyledim. Rahat vaziyette bekleyeceksiniz., heyecanlanmak yok” dedi…” (Ata Ofset Matbaacılık)





Viking dönemi ve İskandinav tarihi
Kerim Elyaz'dan Viking Tarihine Yolculuk. Bu kitap; arkeoloji, tarih, filoloji, dinler tarihi ve karşılaştırılması ve kültürel coğrafya gibi pek çok araştırmayı bir araya getiren kitap olma özelliği taşımaktadır. Bu geniş kapsamlı araştırma tarih kitabı, Vikinglerin savaşlarını, inançlarını, Avrupa'ya yolculuklarını, Orta Çağ ve Hristiyan Avrupa'yla olan ilişkilerini, Dünya tarihinde yarattıkları etkilerine kadar geniş bir alana yayılan pek çok ilginç konuları içermektedir. Vikinglerin araştırılması konusunda da önemli bir yere sahiptir. Çok sayıda resim, harita ve tabloyla desteklenen bu kitap Viking dönemi ve İskandinav tarihiyle ister akademik anlamda olsun ister meraklı bir okur olarak olsun, ilgilenen herkesin okuması ve kütüphanesinde yer alması gerektiğini düşünerek yazdığım bir kitaptır. Bu kitabın özelliği ise hem araştırmacılara yönelik araştırılmış ve kaynaklı bilgileri kapsaması, hem de Vikinglerle ilgilenen okurlara ilgi çekici ve heyecanlı bir tarzda Vikingleri anlatmasıdır. (Bassaray Yayınları)




Karanlık noktalar aydınlatıldı
Cazım Gürbüz'den Mustafa Suphi Olayı ve Edebiyata Yansımaları. Mustafa Suphi ve Onbeşlerin vahşice katledilmelerinin üzerinden 100 yıl geçti. Bu yüz yılda Mustafa Suphi ve yoldaşlarının yaşam ve savaşım öyküleri bağlamında çok yazılar ve kitaplar yazıldı. Yazıldı, yazıldıkça kafalar karıştı. Aynı olay ya da ayrıntı, yedi sekiz türlü anlatılabiliyordu ve bu anlatımı yapanların çoğu da olayların içinde ve Suphi'nin yanında bir vesile ya da süre ile bulunmuş kimselerdi. Bu siyasal toplu öldürümün kim ya da kimler tarafından yapılıp/yaptırıldığı konusunda da kafalar karışıktı, tartışmalar sürüp duruyordu. Yazar, Mustafa Suphi ve yoldaşlarına ilişkin tüm yazılanları didik didik etti, karşılaştırdı; yanlışları eledi, eksikleri giderdi, karanlık noktaları aydınlattı. (Berfin Yayınları)




Herkes için kozmik bir macera
Cristopher Edge'den Jamie Drake Denklemi. Fırlatılan roketler, sıfır yerçekimi ve uzayda bir süper kahraman gibi uçmak! Jamie Drake'in babası Dünya'nın yörüngesindeki Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaydı. Jamie bunu havalı bulmalıydı aslında ama babasını çok özlüyordu… Yerel gözlemevinde vakit geçirirken Jamie'nin telefonu tuhaf bir sinyal alıverdi. Uzaylılar, Jamie'nin gezegenine gittikçe yaklaşıyor gibiydi. Ama uzay tehlikeli bir yerdi ve babasının görevinde bir şeyler ters gittiğinde Jamie, kendisinin de bir kahraman olduğunu kanıtlayabilecek miydi? Hayatında bir kez bile yıldızlara bakmış herkes için kozmik bir macera. (Bilgi Yayınevi)




Talihsizlikler ve maceralar
Jerome K. Jerome'den Bir Kayıkta Üç Kafadar. Sürüsüne bereket hastalıktan mustarip (hisseden) üç İngiliz beyefendisi (ve bir de köpek), hava değişiminin kendilerine iyi geleceğini düşünüp günlük hayatın koşuşturmacasından biraz uzaklaşmak isteyince kayık kiralayıp Thames Nehri’nde iki haftalık, dinlendirici bir gezintiye çıkmaya karar verirler. Fakat bu gezi planladıkları kadar dinlendirici olmayacak, abartmaktan hiç tasarruf etmeyen balıkçılar, kendini beğenmiş buharlı tekneler, güvenilmez hava tahminleri, bir türlü açılmayan konserveler, çeşitli talihsizlikler ve maceralarla karşı karşıya geleceklerdir. (Can Yayınları)




Onu durdurmanın bir yolu olmalı
Marie Francine Hebert'ten Uyumsuz Çoraplar. Farklı olma hakkına ve dayanışmaya dair akıllardan çıkmayacak bir hikâye. Güneş̧ ve Yağmur yakın arkadaşlar. Su birikintilerini, öpücükleri, kelebekleri, gıdıklanmayı, şarkı söylemeyi, dans etmeyi ve kahkahalarla gülmeyi severler. Zamanını yaramazlık yaparak geçiren Bora ise koca gözlerini bir an bile üzerlerinden ayırmaz. Yetişkinler arkalarını döndükleri anda Güneş’i ve Yağmur’u rahatsız etmek için her şeyi yapar. Onu durdurmanın bir yolu olmalı mutlaka. Ne yapmalı da barışı sağlamalı? (Çınar Yayınları)




Kışkırtılmaya ve direnmeye hazır olun!
Deniz Gökkaya'dan Oda. 3000'li yıllarda dünyanın tek bir kent olarak varlığını sürdürdüğü bir distopyanın içindeyiz. Geçerli olan tek silah güç, o da bir kişinin elinde.

Peki ya silah doğru kişinin elinde değilse, güç dengeleri nasıl değişir? Asıl zalim, masum kılığında dolaşmaya başladığında adalet yerini bulabilir mi? Genç yazar ilk romanında, okuru gelecekte loş bir yolculuğa çıkarıyor. Bir başka bedenin içinde inandıkları uğruna savaşmayı seçen ruhlar, saklandıkları yerde günlerini bekleyen gerçekler ve yaratılan sanal dünyaya hapsedilmiş genç bir kız…

Şaşırmaya, kışkırtılmaya ve direnmeye hazır olun! (Dağhan Külegeç Yayınları)




Öğretmenleriyle sorunlar yaşıyor
Birsen Ekim Özen'den Katpatuka. “Dünyayı değiştirebileceğime emin değildim ama kendimi değiştirmek gibi zorlu bir işe giriştiğimin farkındaydım.” Teoman yeni başladığı yatılı okulda sıkılıyor, öğretmenleriyle sorunlar yaşıyor, evde ise babasıyla bir türlü iletişim kuramıyordu. Okulda geçirmek zorunda kaldığı sürpriz bir kar tatilinin hayatını sonsuza dek değiştireceğinden habersizdi. Her şey ilk kar tanesinin düştüğü gün başladı… (Doğan ve Egmont Yayıncılık)


  Alıntı ile Cevapla
Eski 13.04.2021, 20:13   #18
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları ( 04/04/2021 )

Özkan Saçkan'dan Haftanın Kitapları...





Sonsuza kadar sürmez
Kemal Aslan'dan Barbarlar Çağı… Yakıp-yıkar, korkudan barbarlar, hiçbir iz olmasın ister, geçmişe dair, tanığı çoktur, açtıkları derin yaraların, şahittir tarihi kavimlerin, halklar yaralarını sarar, sonsuza kadar sürmez, geldikleri gibi, gider barbarlar. (Artshop Yayıncılık)




Acı dolu ve sarsıcı bir olay

Mukhtar Mai'den Namus Adına-Pakistan’dan Yükselen Adalet Sesi. Yayımlandığı yıl Fransa'da en çok okunan üç kitaptan biri olan ve yirmi üç dile çevrilen kitap, TIME tarafından “Dünyanın En Etkili Kişileri” listesine seçilen yazarın sarsıcı hikâyesi. Yazar, Haziran 2002’de acı dolu ve sarsıcı bir olay yaşadı. Pakistan’ın Meerwala köyünde hayatının beklenmedik şekilde değişeceğinden habersiz ailesiyle birlikte sessiz, sakin bir hayat sürmekteyken, erkek kardeşine yöneltilen suçlar için sorumlu tutuldu. Namus meselesi yüzünden, çarpık bir aşiret sisteminin mağduru oldu. Kadınlığını geri dönüşü olmayacak şekilde yaralayan bir grup erkek karşısında, kendisini bilinmeyenlerle dolu bir adalet denklemi içinde buldu. Yine de yaşadığı onur kırıcı trajedi karşısında pes etmemeyi seçti ve köyünde aynı çarpık sistemden muzdarip diğer genç kadınların sesi olmak üzere, adalet mücadelesine başladı. (Epsilon Yayınevi)



Tanrı’yı arzu etmek
Simone Weil'den Tanrı’yı Beklerken. Bu kitap, Fransız filozof ve toplumbilimci yazarın en önemli eserlerinden biridir. Yazarın Tanrı sevgisi üzerine kaleme almış olduğu denemeler ve mektuplarından oluşmaktadır.

Adı rastgele seçilmiş değildir. Onun bekleyişi, efendinin dönüşünü bekleyen hizmetçinin uyanık durumunu gösterir; onun içini kemiren ‘tamamlanmamış’ bir karakteri ifade eder. Yazar için Tanrı’nın son derecede uçsuz bucaksız sevgisi, zamanın ve mekânın sonsuzluğu üstünden gelir bulur bizi. Bizim bekleyişimizden azadedir O’nun gelişi; ama zamanında gelir o… İnsan, iyiliği beklemek ve kötülüğü uzaklaştırmaktan başka şey yapmamalı. Sadece kötülük tarafından sarsılmamak için kas gücünü kullanmalıdır. Tanrı’yı arzu etmek ve geri kalan her şeyden vazgeçmek, selamete erdiren budur sadece. (Fol Kitap)




Aile içinde rollerin değişmesi
Maite Carranza'dan Hayatımın Rolü. Olivia, oyuncu annesinin bunalıma girmesi ve hastaneye kaldırılmasıyla, olan bitenden habersiz küçük kardeşi Tim’i oyalamak ve hayata yeniden tutunmak için bir film oyunu kurgular. Yeni taşındıkları mahallede onları yeni renkler, yüzleşmeler, kimlikler ve roller beklemektedir. “Hepimizin başına gelebilir” duygusundan “Hayat sürprizlerle doludur” duygusuna usta işi bir kurguyla sürükleyen roman, her yaştan okura “tanıdık” gelecek ve umudu yüceltecek nitelikte. Aile içinde rollerin değişmesi, erken yaşta ağır sorumluluklar üstlenmek, yoksullukla baş etmek gibi zorlu süreçleri naif bir üslupla kaleme alan yazardan etkileyici bir kitap. (Günışığı Kitaplığı)




Şiirlerini taşlara yazdı
Doğumunun 100. yılında Enver Gökçe’ye Armağan. Erzincan’ın Çit Köyü’nde doğdu. O zamanlar, oralarda dutluktu geçim. Çocukluğuna yaşadı, çocukluğunu göremedi; bir gözünden oldu. Türkülerle büyüdü, türküleri büyüttü. Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ne girdi.

Pertev Naili Boratav’ın öğrencisiydi, Eğin Türküleri bitirme tezi. Şair oldu, komünist oldu. Belki de komünist oldu, şair oldu. Ahmet Kutsi Tecer kötüledi şiirini; o, daha “kötüsünü” de yazdı. Başkaları da beğenmedi. Sansaryan Han’a koydular, çok çektirdiler; kalemiyle ifade vermek yerine taşlara yazdı şiirlerini. Arkadaşı İlhan Başgöz ezberledi duvarlardaki umudu; azat etti, buzat etti. Mehmed Kemal ile Mehmet Seyda ile hapis yattı. Çoktu arkadaşı, yoldaşı. Azdı işi, aç gezdi; boyun eğmedi.

Aziz Nesin “şiirlerini basayım” dedi, o ise “hayır” dedi: “Ben yerine Neruda’yı bas, işte çevirdiklerim.” (h2o Kitap)



Suki'nin hiç şansı yok gibiydi
Zeynep Alpaslan'dan Suki'nin Yoga Stüdyosu. Boz ayı Suki'nin Sardunya Kasabası'ndaki küçük, küçücük yoga stüdyosu onun her şeyiydi. Suki'ye göre yoga kendini sevmek, hem bedenini hem de ruhunu esnek tutmak, kalbini tüm dünyaya açmak demekti. Fakat bir gün yoga stüdyosunun karşısında başlayan bir inşaat, Suki'nin hayatında korkunç bir sorun yaratmak üzereydi. “Narin Lotus Çiçeği'nin Yoga Stüdyosu” gösterişli, kocaman binası ve iddialı sözleriyle Suki'ye rakip olmaya hazırlanıyordu! Suki'nin hiç şansı yok gibiydi… Acaba Suki, havalı Narin Lotusçiçeği'nin karşısında durma gücünü kendinde bulabilecek miydi? (İthaki Çocuk)



Çocuk cinselliği üzerine
Sigmund Freud'tan Küçük Hans-Beş Yaşında Bir Oğlanın Fobi Analizi – Hasan Ali Yücel Klasikler. Freud (1856-1939): Psikanaliz tarihinin en önemli vaka öykülerinden biri sayılan bu eser beş yaşındaki Küçük Hans’ın fobilerinin aile ilişkileri içinde nasıl şekillendiğini ortaya koyarken bir yandan da Freud’un çocuk cinselliği üzerine o dönemde çokça yadırganan fikirlerinin doğrulandığı bir örnek sunar. (İş Bankası Kültür Yayınları)



33 yıl sürmüş bir hükümranlık
Tahsin Paşa'dan 2. Abdülhamid ve Yıldız Hatıraları. Sultan 2. Abdülhamid… 33 yıl sürmüş bir hükümranlık.

Çok yönlü bir padişah olmasının yanında bir o kadar da eleştirilen bir insan. Hakkında serinkanlı değerlendirmeler yapmak ise oldukça güç. Bir yandan kutsanırken bir yandan kıyasıya eleştiriliyor bugün bile. Kızıl Sultan ile Ulu Hakan sıfatları arasında parlayan bir ‘yıldız’ o. Ve Tahsin Paşa, 1894-1908 yılları arasında Yıldız Sarayı’nda Mâbeyn Başkâtipliği görevinde bulunmuş, Osmanlı son döneminin en önemli bürokratlarından ve Sultan 2. Abdülhamid’e en yakın isimlerden biridir. (Kapı Yayınları)



Geçmişin üzerine kapanan kapı
Jean Michel Palmier'den Bir Gölge Göstericinin Düşleri. Avrupa'nın tarihinde, 20. yüzyılda meydana gelen büyük felaketin dehşeti, geçmişin üzerine kapanan kapıyı yeniden açmaya kalktığımız her an karşımıza çıkan, hiçlik ile hayalin birbirine karıştığı, endişeyle karışık bir kurtuluş duygusuyla çoğu zaman seyre daldığımız o boşlukta aranmalı. Yazar, büyük felaketin hemen öncesi, tutkuyla bağlandığı Weimar Cumhuriyeti'nin düşünce ve sanat dünyası üzerine yazdığı bu kısa otobiyografik denemelerde, gerçekle arasına sürekli hayali engeller döşeyerek, gölgelerin ve suretlerin peşinde, kaybolan eşsiz bir duyarlılığın izini sürüyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)



Yuvarlağa birkaç defa dolanmış patiska
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan Kesik Baş-Klasik Maceraperestler. Polisler derhal çıkının düğümünü çözdüler. Feneri Yaklaştırdılar. İçinden Ermenice bir gazeteye sarılı, lahana gibi yuvarlak bir şey çıktı. Kâğıdın birkaç yerinde koyu lekeler görünüyordu, gazeteyi açtılar.

Kenarı kroşe örmesi baklava dantelalı, kurumuş kanla lekelenmiş bir patiska parçasının içinde, yine aynı yuvarlak şekil beliriyordu. Yuvarlağa birkaç defa dolanmış olan bu patiskayı da açtılar. Kirpiklerinin arasından kesik koyun kelleleri gibi karaları kaymış, süzgün bakan bir insan kafası çıktı. Bu kesik baş, kulaklarına kadar bir ressam paleti gibi türlü renge boyanarak yüz tanınmaz bir hâle getirilmişti. (Maceraperest Kitaplar)



Uzun metrajlı film senaryosu yazma tekniği
Mustafa Altıoklar'dan Senaryo: Karakterin Yolculuğu. Yazardan klasik uzun metrajlı film senaryosu yazma tekniği ve karakter yaratma sanatının ortaklıkları üzerine yoğunlaşmış bir kitap. Kitapta örnek filmler üzerinden sekiz perdeli plot yapısına, sanat filmlerinin kurgusundan karakter motivasyonuna, ark dönümüne, merkezi dramatik çatışmadan senaryo kurgusu ve manifestosuna, astroloji arketiplerinden Jungien arketiplere, sinemada olay kavramından peripeteia, anagnorisis, zaman baskısı, dramatik ironi, sekans, logline, sinopsis, plot ve tretman tanımlarına kadar senaryo yazarlığının sırlarını bulacaksınız. (Mona Kitap)




Meliha'nın akrabasına olan tutkuya dönüşmüş aşkı
Hasan Öztoprak'tan Senin, Meliha. 1943 yılının Haziran ayında Adapazarı büyük bir depremle yıkıldı. İkinci Dünya Savaşı'nın bütün ülkede yol açtığı sıkıntıların üzerine gelen deprem, halkın dertlerini artırmakla kalmadı, ruhsal dengesini de altüst etti. Böyle bir atmosfer içinde geçen roman, şehrin ileri gelenlerinden Akyüz ailesinin kızı Meliha'nın akrabası Ahmet'e olan tutkuya dönüşmüş aşkını anlatıyor. Meliha'nın İstanbul'da yaşayan sevgilisine olan aşkını ona yazdığı mektuplar aracılığıyla izlerken, günlük yaşamın gelgitlerine de tanık oluyoruz. (Remzi Kitabevi)



Göç alan bölgelerin halkları etkileniyor
Johannes Krause, Thomas Trappe'den Genlerimizin Yolculuğu – Bize ve Atalarımıza Dair Bir Öykü. Atalarımızın kemikleri üzerinde yapılan DNA analizleri geçmişe ışık tutuyor. Göç ve pandemi bugün dünyayı sarsıyor. Kitap göç ve pandeminin insanlık tarihi kadar eski ve birbirleriyle ilişkili olduğunu öğreniyoruz. Göç eden halklar beraberlerinde yeni genler, yeni diller, yeni teknolojiler ve yeni salgınlar getiriyor. Göç alan bölgelerin halkları bu yeni konuklardan çok etkileniyor. Yazarlara göre pandemiler de göçlerle birlikte devam edecek, bu olaylar ırkçılık ve milliyetçilik gibi teorik yapıları zorlayıp aşındıracak, aşınan ve zorlanan teorilerin savunucuları da gitgide saldırganlaşacak. (Say Yayınları)



Eşit ve ücretsiz almamız gereken hizmetler
Ozan Bingöl'den Kontrolsüz Güç – Vergilerimiz Nerede? Sadece son on beş yılda 5.58 trilyon lira vergi ödedik. Bu kadar vergi ödeyip; Geçsek de geçmesek de yola-köprüye tekrar para ödüyorsak, İzlemediğimiz bir televizyon kanalını bizler finanse ediyorsak, Muayene katkı payı ödemeye devam ediyorsak, Devletin okuluna kayıt yaptırırken kayıt parası ödemek zorunda kalıyorsak,

Sokağımızdaki asfalta katılım payı ödüyorsak, Garantili hastaneleri biz yükleniyorsak, Harcını ödediğimiz hizmete bir de döner sermaye bedeli ödüyorsak, İşsizlik maaşına bile damga vergisi ödüyorsak, İsmini dahi bilmediğimiz nice paylar, fonlar, hizmet bedelleri ile karşılaşıyorsak ve bir sosyal devlette eşit ve ücretsiz almamız gereken neredeyse tüm hizmetlere tekrar bu kadar para ödüyorsak; o zaman soru şu: Vergilerimiz Nerede? (Sia Kitap)




Sıra dışı kadınların yaşamlarını ve başarıları
Hossein Kamaly’den İslam Tarihinde İz Bırakan 21 Kadın. Kitap, on yedinci yüzyıl Mekke ve Medine’sinde başlayıp, on birinci yüzyıl Yemen ve Horasan’ına uzanır.

Sonra on altıncı yüzyıl İspanya’sını, İstanbul’unu ve Hindistan’ını inceler. Oradan da, bugünün Avrupa ve Amerika’sına varmadan önce, on dokuzuncu yüzyıl İran’ını, Afrika çayırlarını dolaşarak, yirminci yüzyılın Rusya’sına, Türkiye’sine, Mısır’ına ve Irak’ına kadar uzanarak bize dünyayı gezdirir. Hossein Kamaly, Hazreti Muhammed’in eşi Hatice’den ve İslam dininin yayılma yıllarına tanıklık eden kadınlardan başlayarak, yirmi birinci yüzyıldaki ödüllü mimar Zaha Hadid’e kadar, İslam tarihindeki bu sıra dışı kadınların yaşamlarını ve çığır açan başarılarını anlatıyor. (Totem Yayınları)




Gerçeğe ulaşma imkânı kalmayınca
Amin Maalouf'tan Empedokles'in Dostları. Atlas Okyanusu kıyısındaki küçük Antioche adasının yalnızca iki sakini vardır: Orta yaşın verdiği olgunlukla sessiz bir hayat sürmek isteyen Alec ile yazdığı ilk romanının yakaladığı başarı sonrası her şeyi ardında bırakan esrarengiz Ève. Birbirlerinden uzakta, kırılgan yalnızlıklarının tadını çıkaran bu iki insanın yolu bir gün elektriğin, telefonların, televizyon yayınlarının, internetin, kısacası her türlü iletişim aracının etkisiz hale gelmesiyle kesişir. Gerçeğe ulaşma imkânı kalmayınca fısıltı gazetesi işlemeye başlar: Gezegen bir nükleer felaketin eşiğindedir, Amerika küresel ölçekte bir terör saldırısına maruz kalmıştır, insanlığın hayatını kolaylaştıran teknolojik gelişmeler artık insanlığın sonunu getirmiştir… (Yapı Kredi Yayınları)



Hastalıktan şifa bulmak
Soren Kierkegaard'tan Ölüme Götüren Hastalık. “Umutsuzluk bir meziyet midir yoksa bir kusur mudur? Salt diyalektik anlamda her ikisidir. Eğer umutsuzluk düşüncesi soyut olarak, herhangi bir umutsuzluk akla gelmeksizin düşünülmek istenirse, şöyle denebilir: O muazzam bir üstünlüktür. Bu hastalık olasılığı insanın hayvan karşısındaki üstünlüğüdür ve bu üstünlük ona iki ayak üzerinde dik yürümekten bambaşka bir nitelik sağlar; zira sonsuz dimdikliğe veya yüceliğe, insanın tin olduğuna delalet eder. Bu hastalık olasılığı insanın hayvan karşısındaki üstünlüğüdür: Bu hastalığın farkında olmak Hıristiyanın doğal insan karşısındaki üstünlüğüdür; bu hastalıktan şifa bulmak Hıristiyanın yüce kutluluğudur.” (Alfa Yayıncılık)



Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti
Nurettin Baydur'dan İlk başkentlerimiz Yenişehir ve Bursa. Yazar “Beylikten devlete geçişte Osmanlı Devleti’nin ilk başkentliğini yapmış olan Yenişehir’in başkentliği çok kısa sürmüştür (1302-1326). Çünkü o tarihlerde de önemli bir şehir olan Bursa’nın alınmasıyla başkentlik Yenişehir’den Bursa’ya geçmiştir. Son kitabımda İlk başkentlerimiz olan Yenişehir ve Bursa’yı anlatıyorum” dedi. (Ata Ofset Matbaacılık)



Amansız bir mücadele içindeler
Fikret Dağlı Tüzemen'den Afrika’dan Türkiye’ye Kadın Sünneti. Dünyada 30 ülkede “Kadın Sünneti-KGM” yapılmakta; bu vahşi cinayeti yok etmek, ortadan kaldırmak için her yıl Dünya Sağlık Örgütü 1.4 milyar dolar harcamaktadır. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü, UNICEF gibi kuruluşlar KGM ile amansız bir mücadele içindedir. Tarihte bazı bölgelerdeki dini liderler tarafından kadınların sünnet işlemine mahkûm edildiği bilinmektedir. Günümüzde ise Afrika başta olmak üzere pek çok ülkede uygulanmaktadır. “Cahiliye dönemi” Arap âdetleri İslami bir kılıfla ülkemizde de yaşatılmaya çalışılmaktadır. “Kadın Sünneti”nin İslam dinine göre zorunlu bir uygulama olduğunu savunan anlı şanlı, profesör unvanlı kişiler ortalıkta boy gösterme cesaretini bulmaya başlamışlardır. (Berfin Yayınları)



Etkileyici bir hikâye
Ayşen Bozkuş'tan Yüksekten Korkan Tırtıl. Minik bir tırtıl olan Pırtıl, bir gün kelebeğe dönüşeceği için çok endişeliydi. Çünkü halinden memnundu ve bir de yüksekten çok korkuyordu! İçinde ona hep, “Ya uçamayıp düşersen? Ya bir yerini incitirsen? Ya arkadaşlarına rezil olursan?” diyen bir ses vardı. Pırtıl onu tanıyordu: Bu, korkusunun sesiydi… Pırtıl'ınsa artık onu dinlemeye niyeti yoktu! Buna bir son vermenin zamanı gelmişti! Ağacın dalından yukarı, en yukarı tırmanacak ve korkusunu sonsuza dek susturacaktı. Fakat tam o sırada… İçimizdeki korkuları yenmenin göründüğü kadar zor olmadığını gösteren, etkileyici bir hikâye… (İthaki Çocuk)



Duygusal ve asi
Jose Mauro De Vasconcelos'den Delifişek. Zeze artık bir delikanlı. Yetişkinlerin dünyasından kaçıp hayal dünyasına sığınabilen, orada edindiği dostlarda hayatında aradığı sevgiyi ve şefkati bulabilen biri değil. Ancak küçüklüğündeki gibi duygusal ve asi. Bu yüzden de ilk aşk hikâyesi, ondan beklediğimiz kadar tutkulu ve fırtınalı.

Yazar, Zeze'nin iç dünyasına bizi son kez davet ettiği kitapta, onun yetişmesini takip eden bizlere gençliğe ve özgürlüğe dair aklımızdan çıkmayacak bir hayat dersi sunuyor. (Can Yayınları)



Hayatta kalmak sadece cesur olanların hakkı
Irmak Ülcan'dan Peperitten Sonra: Firari. Kıyametten sonra bir hayatta kalma yarışı… Genleri özel olarak kodlanmış seçilmişler, yaşamı sürdürebilmek için verilen mücadele ve çıkarlar savaşı… Ancak bu sadece sonun başlangıcı… Zaman daralırken sırlar saklanmaya devam ediyor. Yazar, serinin ilk kitabı olma özelliğinin yanı sıra okuru incelikle örülmüş fantastik bir dünyada yolculuğa davet ediyor. Asit yağmurlarının arasında su üzerinde kalmış beş adadan başka gidecek yeriniz yoksa hâlâ gelecek hayalleri kurmanız mümkün olur muydu? Korkulardan, endişelerden firar edin; hayatta kalmak sadece cesur olanların hakkı! (Dağhan Külegeç Yayınları)



Tepkileri daha iyi yönetebilmek
Mehmet Z. Sungur'dan Belirsizlikle Barışmak – Kaygı ve Endişeyi Yönetmek. Elinizdeki kitap yalnızca küresel bir salgına bağlı ortaya çıkan duygusal ve davranışsal tepkileri daha iyi yönetebilmek için yazılmadı. Temel amaç koronavirüs salgını üzerinden insan yaşamının kaçınılmazları olan kaygı ve endişeyi nasıl daha iyi yöneteceğimiz ve belirsizlikle nasıl daha barışık yaşayabileceğimiz konusunda bilgi aktarmak oldu.

Farkındalık, günümüz insanının yaşamında karşılanmamış bir ihtiyaç ve koronavirüs bu farkındalığı sağlamak bağlamında önemli bir fırsat olarak düşünülebilir. Bir virüs gelir ve teknolojik araçlarla bağlanmanın “bağ kurmak” zannedildiği bir dünyada sevdiklerimize sarılabilmenin ne büyük bir nimet olduğunu fark etmemizi sağlar. (Destek Yayınları)



Kaybedenlerin hikâyeleri

Nazlı Akçura'dan Kesi Yeri. Yazar kitabında, hayata dair inancını, sevdiklerini, mevcut düzenini, geleceğini, bedenine olan hükmünü ve ilişkiler içerisinde kendini kaybedenlerin hikâyeleriyle “merhaba” diyor okuruna. Tüm karakterlerini sessiz bir ortaklığın sahibi kılan yazar, hayallerinden, yaşama sevincinden, her şeyin eskisi gibi olması dileğinden, henüz yaşanmamış o güzel günlerden umudunu kesmek istemeyenlerle; kırılanların, vazgeçmeye meyledenlerin, sessiz bir isyanın paydaşlarıyla içten içe yanmaya devam edenlerin hikâyelerini anlatıyor bizlere.

Kitap, iç dünyamızda sığındığımız yuvanın ve çocuk saflığımızın aldığı yaraları usulca önümüze sererken hislerimize dokunuyor ve dokunduğu yerde hüzünlü bir iz bırakıyor. (Everest Yayınları)



Mozart'ın gerçek yaşam öyküsü
Marie Lu'dan Sırt Krallığı. Wolfgang Amadeus Mozart ve hayatı boyunca ilham aldığı, kendisi de müzisyen olan ablası Marianne Nannerl'ın gerçek dünyadan bir kaçış yolu bulmak için düşlediği ve Sırt Krallığı olarak adlandırdığı hayali diyar, yazarın ilk tarihi kurgu eserinde büyülü bir maceraya ev sahipliği yapıyor. Bu macerayı ilgi çekici kılan ise her şeyin iki kardeşe sırtını döndüğü bu dünyanın, Mozart'ın gerçek yaşam öyküsünde de yer alması. Wolfgang Amadeus Mozart ve Marianne Nannerl birlikte Avrupa'yı dolaşıp konserler verir. Fakat Nannerl Mozart'ın beğeni toplayan bir bestekâr olacağına dair umudu oldukça azdır. (Epsilon Yayınevi)



Cesur davranması ve becerilerini kullanması
Dave Lowe'dan Annişkosal Mücadele. Holly'nin annesinin canına tak etmişti! Holly'ye, babasına (ve köpekleri Oates'a) bir mücadele teklif eder: Beş gün boyunca ormanda ekransız-hatta elektriksiz!- yaşamak! Holly bununla başa çıkabileceğinden şüphelidir… Ta ki Zeb'le tanışana kadar. O andan sonra işler daha heyecan verici-ve çok daha tehlikeli-bir hal almaya başlar. Tıpkı annesinin istediği gibi… En büyük sorunu artık babasının onu utandıran davranışları değildir. Günü kurtarmak için hiç olmadığı kadar cesur davranması ve becerilerini kullanması gerekecektir. (Bilgi Yayınevi)



  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 13.04.2021, 20:22   #19
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları ( 11/04/2021 )

Özkan Saçkan'dan Haftanın Kitapları...





Satış mesleğine merak duyanlara
Zafer Özcivan'dan Satışın Temelleri. Bu kitap, satış mesleğine gönül verenler ve satışı merak edenler için bir el kitabı niteliği taşıyor. Yazar, 50 yılı aşkın satış deneyimi üzerine; herkesin anlayabileceği bir dilde, kolay okunabilecek ve kısa kısa notlar halindeki bu ilk kitabında ; “Ben deneyimsizken satış ile ilgili neleri bilmek isterdim?” sorusuyla yola çıkıyor. Satış mesleğine merak duyanlara, mesleğe yeni başlayacaklara, özellikle de gençlere katkıda bulunmayı amaçlıyor. Kolayca okuyabileceğiniz bu kitapla birlikte hem satış hem de iş dünyasına dair ipuçlarına ulaşabileceksiniz. (KDY Yayınları)






Hayat ve sporda başarı üzerine 1250 tavsiye
Mümin Sekman'dan Şampiyon Sözleri. Bir olimpiyat şampiyonu, size birebir başarı koçluğu yapsa ne kazanırdınız? Lazer gibi odak, çelikten bir irade ve ateşli motivasyon! Dünya şampiyonlarının hayat ve sporda başarı üzerine 1250 tavsiyesi bu kitapta. Şampiyonlar şöhret, servet, kudret, marifet, zafer ve hezimet üzerine hayat dersleri veriyor. Hayatın zorlu unvan maçlarına çıkarken, mücadele gücünüzü artıracaklar. Bu kitap şampiyon sporcular kadar, işinin şampiyonu olanlar için. Hayatın olimpik mücadelesinde yarışan CEO'lar, TUS adayı doktorlar, genç girişimciler veya üniversite adayları zorlu zamanlarda güçlendiren fikirler bulacak. (Alfa Yayıncılık)






Maceralar yaşayan bir gezgin
Dave Lowe'dan Babişkomel Macera. Bazen en harika maceralar evimizin iki adım uzağındadır… Holly, annesi, küçük kardeşi ve köpekleriyle evde tıkılıp kalırken babası dünyanın dört yanında maceralar yaşayan bir gezgin!

Şimdiyse yeni bir geziye çıkmıştır ve Holly'nin onuncu yaş gününü kaçıracaktır. Holly bu durumdan hiç memnun değildir… Ta ki babasının kendisine özel hazırladığı olağanüstü hazine avını öğrenene kadar. Kimi saçma, kimi zorlu, kimiyse büsbütün korkunç on görevi tamamlamak için on günü vardır. Evde hayat o kadar da sıkıcı değildir belki de. (Bilgi Yayınevi)




Günlük hayatla şiirin zamansız âlemi
Cemal Süreya'dan Göçebe. Tek şövalye bırakıp kendinden üstün. Yazıldı yalnızlığın yuvarlak masasına. Mızrağını geçirdi içinden bir flütün. 1965 tarihli kitabında yazar eski uygarlıklardan Ortaçağ’a ve modern çağlara uzanıyor, günlük hayatla şiirin zamansız âlemi arasında dolaşıyor. (Can Yayınları)





Genç bir kadının kişilik mücadelesi
Fikret Yıldırım'dan Bir Narsisin Gölgesinde On İki Ay. Üstün meziyetlere sahip olduğuna inanan bir adam… Her şeyin en iyisine layık buluyor kendini… Bir güç abidesi adeta… Hayran olunası, çekici ve cazibeli… Dışarıdan bakınca belki de birçok kadının sahip olmak isteyeceği bir erkek… Ne var ki bu güçlü narsis karakterin gölgesinde yaşamaya mahkûm âşık bir kadının kendi gibi kalabilmesi mümkün değil. Hayatındaki insanların kişiliklerini, değerlerini, özgünlüklerini ve varlıklarını öğütüp yok eden narsis bir adamın cenderesinde sıkışıp kalan ve giderek gücünü yitirmekte olan genç bir kadının kişilik mücadelesinin romanıdır kitap… (Destek Yayınları)




Acılar her zaman mutluluğa gebedir
Tunahan Kafa'dan İntihardan Bir Gün Sonra. Bazı hikâyeler vardır, tabutun içinden çıkar yaşam ve sen ona sarılır, yaşamla kucaklaşırsın. Acılar mutluluğa gebedir, mutluluk ise umut ile sevgilidir bu hikâyelerde. Bu kitapta acılardan mutluluğa, dönüştürücü bir serüvene tanıklık edecek, çokça kendinle karşılaşacaksın. Uzun zaman önce kaybettiğin kendinle. Sıra dışı bir ilk roman, sıra dışı bir yazar. Yazar kitabında en dibe ulaşmadan fark edemediğimiz bir yaşam umudunu anlatıyor. (Doğan Solibri Yayınları)




Dünyanın işleyişi ve fiziki yapısı
Eray Çaylı'dan İklimin Estetiği. Başta iklim değişikliği olmak üzere, ekolojinin politikası tartışılırken son yıllarda sıkça kulağımıza çalınan bir terim Antroposen. İnsan Çağı olarak da tercüme edebileceğimiz bu terim, içinde bulunduğumuz jeolojik devirde, dünyanın işleyişi ve fiziki yapısı üzerindeki en belirleyici etkenin insanlık olduğunu ima ediyor. Peki, Antroposen’de bahsi geçen insan ve insanlık tam olarak kimdir? Kitap, bu soruyu politik ve etik boyutlarıyla ele alırken, politikanın ve etiğin ete kemiğe büründüğü mecralar olan yapılı çevre ve sanatsal üretime odaklanıyor. Kitap İnsan Çağı'na girildiğine yönelik söylemlerin, apolitik bir insanlık tahayyülüne meylettiğine dikkat çekiyor. Bu eğilimin, ekolojinin politikasına dair tartışılması gereken asıl çelişki ve yarılmaları gizlediğini savunuyor. (Everest Yayınları)



Hayatlarını tehlikeye atacak soruşturma
Javier Castillo'dan Aklımızı Yitirdiğimiz Gün. 24 Aralık, Boston şehir merkezi. Bir kadının gövdesinden ayrılmış başını elinde taşıyan çırılçıplak bir adam. Ve gölgelerin arasından gün ışığına çıkan kanlar içindeki silueti… Bu korkunç sahnenin başrolündeki şüpheli, psikolojik analiz için psikiyatri kliniğine nakledilir. Analizi yapacak olan FBI ajanı Stella Hyden ile kliniğin müdürü Doktor Jenkis, hayatları boyunca bu anı beklediklerinden habersizlerdir. Akli dengesinin yerinde olmadığı düşünülen şüpheli onların aklını sınayacak ve yalan söylediğini düşünenleri gerçeklerle bir bir yüzleştirecektir. Ajan Hyden ve Doktor Jenkins, kendilerini, hayatlarını tehlikeye atacak ve akıl sağlıklarını uçurumun kıyısına taşıyacak bir soruşturmanın ortasında bulurlar. Kader onları seçmiştir ve gösteri vakti gelmiştir! (Epsilon Yayınevi)





Yaşamın içinde kesişen yeni yolları
Hacer Kılcıoğlu'ndan İyi Günler Eczanesi. Mizahi üslubuyla tanınan yazar, başka çevrelerde ve bambaşka kültürlerde büyüyen, içi içine sığmaz çocukları bir araya getiriyor. Renkli karakterlerle neşeli bir aileyi, ikinci baharı yakalayanları ve bir kediyle kargayı buluşturuyor.

Okurlarını, içten duyguların paylaşıldığı, İzmir’in çok renkli semtlerinden birine davet ediyor. Bir eczanenin ve mahallenin özelinde, yaşamın içinde kesişen yeni yolların ve arkadaşlıkların hayata kattığı anlamı yüceltiyor. Vefanın, paylaşmanın ve samimiyetin değerini duyumsatan roman, her yaştan okura keyifli bir okuma deneyimi sunuyor. (Günışığı Kitaplığı)





Öğretmenlik yolunda ilerliyor
Kemal Ateş'ten Sessiz Şampiyon. Yıl 1937, eski Amerikan Koleji binasında kurulan Kızılçullu Köy Enstitüsü… Bu ‘Taş mektep'in girişinden süzülen ahşap bavullu gölgelerin en sessizidir Ahmet Bilek. Manisa Kula’dan gelmiştir ve 1960 Roma Yaz Olimpiyatları’nda güreşeceği Maxentius Bazilikası’na giden yolun en başındadır henüz. Müfredatında sporun besin kadar önemli olduğu belirtilen bu kurumda heves ettiği güreş, Yaşar Doğu’nun ziyaretinden sonra bir tutkuya dönüşecek; öğretmenden mühendise her meslekten erbabın, sanatçı ve edebiyatçıların yetiştiği Köy Enstitüleri’nden mezun ilk ve tek olimpiyat şampiyonu olacaktır. Ders ve idmanlarla geçen eğitimi hasat zamanı köyüne dönüp ailesine yardım zorunluluğuyla bölünse de yılmaz, öğretmenlik yolunda ilerler. Siyasal ve toplumsal dönüşümlerin ortasında okulu değişir, düşünceleri dönüşür, dünyayı tanıması hızlanır. (h2o Kitap)




Kendini üstün gören bir roketin hikâyesi
Oscar Wilde'den Mutlu Prens ve Diğer Hikâyeler. 19. yüzyılın en önemli biri olan yazarın kitabı; iyilik, mutluluk, paylaşmak, bencillik, kibir, merhamet gibi önemli pek çok duyguya yer veren beş öyküden oluşuyor. Şiirsel bir dille ve sihirle parıldayan, küçük-büyük herkesin ilgiyle okuyacağı bu kusursuz derlemede; şahit olduğu yoksulluk ve kötülükler karşısında hiç de mutlu olamayan Mutlu Prens'in, aşk uğruna hayatını hiçe sayan Bülbül'ün, bahçesini küçük çocuklardan esirgeyen Bencil Dev'in, arkadaşlığın yüceliğine her şeyden çok inanan fedakâr Hans'ın ve kendini diğer herkesten üstün gören bir roketin hikâyesi sizleri bekliyor. (İthaki Çocuk)




Kırklareli’de halkın günlük yaşantısı
V. Türkan Doğruöz'den Milli Mücadele Yıllarında Kırklareli 1918 – 1922. Milli Mücadele döneminde, 25 Temmuz 1920-10 Kasım 1922 tarihleri arasında Yunan işgali altında kalan Kırklareli’de halkın günlük yaşantısı, toplumsal yapısı, sosyal ve kültürel hayatı ile ekonomik durumu bugüne kadar incelenmemiş bir konudur. Trakya’nın Yunanlılar tarafından işgalini önlemek amacıyla Edirne’de kurulmuş olan Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinin, işgallerin başlaması üzerine çalışmalarına Bulgaristan’da devam etme kararı Kırklareli’nin, siyasi ve coğrafi önemini artırmıştır. (İş Bankası Kültür Yayınları)




Kulluk ve dervişlik psikolojisi
İbn Ataullah El-İskenderi'den Hikemü’l Ataiyye – Ölümsüz Klasikler Serisi. Eserde kulluk ve dervişlik psikolojisinin son derece güçlü bir üslûpla özetlenmesi sebebiyle daha sonraki yüzyıllarda sûfîler arasında, “Namazda Kur'ân'dan başka bir kitap okumak câiz olsaydı el-Hikem okunurdu” sözü yaygınlık kazanmıştır. Eser, tasavvufî yorum ve hikmetleri yüksek edebî bir üslûp ile işlemesi sebebiyle yüzyıllardır okunmaya, şerh edilmeye ve defalarca farklı çevirilerle farklı dillerde yayınlanmaya devam eder. Osmanlı son döneminde pek çok görev üstlenmiş ve Meclis-i Meşâyih reisliği makamında oturmuş olan Saffet Yetkin'in tercümesi, benzerlerinden bir adım öndedir. Aldığı tasavvufî terbiye, kemâlat ve medrese ilimlerini birleştiren ve entelektüel bir kişilik olan Yetkin, bu eseri vefatından hemen önce, 1950 yılında bitirmiş ve yayınlamıştır. (Kapı Yayınları)



Avrupa'ya özgü kent anlayışı
Le Corbusier Türkiye’de: İzmir Nazım Planı 1939 – 1949. Elinizdeki kitap, sergi kapsamında Fransızca olarak yayımlanan Le Corbusier Türkiye'de ‒ İzmir Nâzım Planı (1939-1949) adlı kitabın gözden geçirilmiş ve geliştirilmiş Türkçe baskısı. Anekdotlarla iyice belirginleştirilmiş tanıklıklar eşliğinde, tarihsel ve duygusal yönleriyle ele alarak İzmir projesinin, Le Corbusier'nin şehircilik külliyatındaki ve 20. yüzyılın ilk yarısında Avrupa'ya özgü kent anlayışı etrafında gelişen tartışmalardaki yerini gözden geçiriyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)




Saçlar hakkında pek çok ayrıntı
Aziz Aksöz'den Değişime Baştan Başla. Bu kitabın son cümlesini okuyup sayfayı çevirdiğinizde, saçlar hakkında pek çok ayrıntıyı öğrenmiş olacaksınız. Kitap, en değerli varlığımız olan beynimizi çevreleyen yapısıyla saçlarımızı anlatıyor. Saçların kişilik, çekicilik, başarı, sağlık, sosyal statü hatta aile geleneklerini bile barındıran pek çok unsuru nasıl tanımladığına, bazen nasıl bir delil olduğuna, bazen de imparatorları bile zorlayan bu minyatür organın kudretine şahitlik edeceksiniz. Bilimin ışığından ayrılmadan, dökülen, cansız saçlar, kellik sorunu, saç ekimi, diğer saç tedavileri, saç bakımı gibi pek çok farklı konu, gerçek hasta hikâyeleriyle birlikte bu kitapta sizlerle buluşuyor. (Nemesis Kitap)




Her maktul masum mudur?
Elif Gümüş'ten Sessiz. Eril bir dünyada cesareti, çalışkanlığı ve zekâsıyla yükselen bir kadın başkomiser; Sonay Taşer. Arka arkaya işlenen gizemli cinayetler.

İpuçlarının peşinde nefes kesen bir kovalamaca. Sessiz, akıcı kurgusuyla okuru içine çeken, şifreleri çözerken merak ve heyecanı diri tutan nitelikli bir polisiye roman.

Erkeklerin hakimiyetindeki bir meslekte her gün yeniden kendini ispatlamaya çalışırken duygusal dünyasında geçmiş acılarını, kadın kimliğini bastıran Başkomiser Sonay, seri bir katilin peşinde adalet kavramını da sorguluyor. Her katil suçludur. Fakat her maktul masum mudur? (Dağhan Külegeç Yayınları)





Ciddi bir edebî yeteneğin ürünü
Lisa Brennan Jobs'tan Gençlik Hatası: Steve Jobs'ın Öteki Kızı Olmak. Bir çiftlikte doğan ve annesi Chrisann Brennan ile babası Steve Jobs'ın bir tarlada isim verdiği Lisa Brennan-Jobs, ilk gençlik adımlarını hızla değişime uğrayan Silikon Vadisi'nde atar. Hayatında nadiren yer alan babası onun için mitolojik bir karakter gibidir. İleriki yıllarda kızıyla daha fazla ilgilenmeye başlayan yazarı malikâneler, lüks tatiller ve özel okullarla dolu bir dünyaya sürükleyecektir. Gösterdiği ilgiyle Lisa'nın başını döndürmesine rağmen mesafeli, eleştirel ve öngörülemez biridir. Lisedeyken annesiyle arası giderek bozulan Lisa babasının yanına taşınmaya karar verir ve her zaman hayallerini süsleyen babaya sonunda kavuşacağını umut eder. İfşa niteliğinde. Entertainment Weekly.

Hayranlık uyandırdığı kadar hayrete de düşürüyor… Ciddi bir edebî yeteneğin ürünü. The New Yorker. (Mundi Kitap)





Pütürlü yazılar ve melodiler
Dodan Özer'den Balıklar da Öpüşmüyor Artık. Balıklar da öpüşmüyor artık, Belgeseller de değişmiş, Eski çekimler dışında, İzlenecek pek bir şey yok. Kızıla bürünmüş düşünceler… İçimden bir iklimi daha kopardı bu serinlik.

Diz çöktü yeni yarın, Belli eşleşmeler içinde koca bir yanılsama, Pütürlü yazılar ve melodiler… Hangi birimiz yakalayabiliriz şu semayı, Şematik bir bağışıklığın ötesinde olan şeyleri? İçimde bir iklim daha sürüklendi şimdi… Kim bilir ya da bilebilir, Fark edilmeden yaşamayı? Kalabalık değilken daha tazeydi gün, Bir resme bakar gibi bakıyor insan artık yarına. Ne yazan anlıyor belki, Ne de resmeden kişi, Döşteki şeyi. Ve koptu mevsimler, dağılmadan yitti. (Mona Kitap)




Çınarın dalları köşkün çatısına zarar verir
Simla Sunay'dan Yürüyen Çınar. Yürüyen Köşk'ü duymuş muydunuz? Yalova'da, denize bakan bir müze şimdi… Atatürk sahilde görüp çok etkilendiği ulu bir çınar ağacının yanına bir köşk yaptırır. Fakat bir süre sonra çınarın dalları köşkün çatısına zarar verir. (Redhouse Kidz Yayınları)


Mitoloji konusuna etkili bir yaklaşım
David Adams Leeming'ten Mitoloji: Kahramanın Yolculuğu. Kitap, birçok kültürün mitlerindeki evrensel temalara vurgu yaparak mitoloji konusuna farklı ve etkili bir yaklaşım sunuyor. James Frazer, C. G. Jung, Karl Kerényi ve alanın önde gelen isimlerinin, mitlerin evrensel anlam arayışımızda bütün toplumlara nasıl hizmet ettiğini gösteren metinlerine yer veren bu antoloji, kahramanın doğumundan sınav ve arayışlarına, düşüş ve yükselişine, ölümüne ve yeniden doğumuna uzanan geniş kapsamlı bir mit araştırmasıdır. (Say Yayınları)




Ortaçağdan modern çağa İslam kültürü
Prof. Dr. Hasan Aydın'dan İslam Kültüründe Felsefenin Krizi ve Aydınlanma Sorunu. Bir kültürde aydınlanmanın gerçekleşmesi, o kültür içerisinde yetişen bireylerin, kendi köklerine ilgi duyması ve onları eleştiri süzgecinden geçirmesiyle mümkündür. Bu ise kültür köklerine yönelik, tutucu, hamasi, anakronik ve yüceltici söylemler değil, bilimsel olarak yapılmış eleştirel çözümlemeleri gerektirir. İşte bu kitap, ortaçağdan modern çağa İslam kültüründe ortaya çıkmış felsefe hareketlerine yönelik hem özlü tanıtıcı bilgiler hem de felsefenin yaşadığı krize dönük eleştirel çözümlemeler içermektedir. Yazarı bu kitabı değiş yerindeyse, felsefenin İslam kültür ortamındaki yazgısını, temel yapısal sorunlarını da dikkate alarak tarihsel-eleştirel yöntemle irdelemekte; tarihsel süreç içerisinde gözlemlenen felsefeye yönelik çatışma ve gerilim hatlarını eleştirel bir perspektifle ortaya koymakta ve onları yapı söküme uğratmaktadır. (Sentez Yayınları)




Denizlerimize gereken özeni gösteriyor muyuz?
Özgür Emek İnanmaz'dan Mavi Dünya. Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili. Ama biz denizlerimizi ve denizlerde yaşayan canlıları ne kadar tanıyoruz, denizlerimize gereken özeni gösteriyor muyuz ve onlardan ne kadar yararlanıyoruz, denizlerimize zarar veriyor muyuz?

Dünyanın en büyük hayvanının da en küçük hayvanının da denizlerde yaşadığını biliyor musunuz? Ya deniz canlılarının nasıl beslendiğini, nasıl çoğaldığını, kaç yıl yaşadığını ve birbirleriyle nasıl bir ilişki içinde olduklarını? Kafadanbacaklılar diye bir deniz hayvanı olduğunu biliyor musunuz, ya da planktonların dünyanın oksijen kaynağı olduğunu? İşte bütün bunların ve daha pek çok sorunun yanıtını bu kitapta bulacaksınız. (Sia Kitap)




Yazılamayan bazı önemli olaylar
Erol Manisalı'dan Yazamadıklarımı Şimdi Yazdım. Bu kitap, yazarın bugüne kadar bazı nedenlerle yazamadıklarını içermektedir. Bazen dostlar gücenmesin diye saklanan, hatta eskiden sakıncalı bulunup da yazılamayan bazı önemli olaylar bulunmaktadır. – Kimi eski dostlarının sonraları Erol Manisalı’yı nasıl şaşırttıklarını, – Erol Manisalı’yı üniversitedeki odasında bile tehdide kalkışan kimi “garip” insanları içermektedir.

Genelde Türkiye’nin bugün geldiği noktaya kadar Erol Manisalı’nın yolunun kesiştiği kimi insanlar ve olaylar var.

İç kavgaların dış kaynakların iç içe nasıl geçtiği kitapta yer alıyor… (Tarihçi Kitabevi)






İnsan birey nedir? Bizler neyiz?
David Quammen'den Kördüğüm Evrim Ağacı: Yepyeni Bir Yaşam Tarihi. Canlı organizmalarda bulunan protein moleküllerindeki çeşitliliğe bakarak yaşamın derin tarihini okuyabilir miyiz? Yazar, moleküler filogenetikteki son keşiflerin evrim anlayışımızı ve yaşamı nasıl değiştirebildiğini, insan sağlığı ve insan doğası için ne tür çıkarımları olabileceğini bilim tarihinde iz bırakan araştırmacıların yaşamları üzerinden anlatıyor: Arkeleri keşfeden Carl Woese, endosimbiyotik teorinin mimarı Lynn Margulis, yatay gen transferinin şaşırtıcı sonuçlarını ortaya koyan Tsutomu Watanabe ve diğerleri… İnsan birey nedir? Bizler neyiz? Bu keşifler insanın kimliğine, bireyselliğine ve tarihine dair ne gibi etkiler taşıyor? Canlılar arası evrimsel bağlantıların atalarından kalma doğası ve her bir organizmanın iç içe geçme derecesine ışık tutan kitap biyolojideki en büyük hikâyelerden birini ele alıyor. (Tellekt Yayınları)




Ticaret, seyahat ve iletişim çöker
Tim Maughan'dan Sonsuz Ayrıntı. Öncesi: Bristol’ün merkezinde, dünyanın geri kalanını pençesine alan her tür gözetimden, büyük veri bağımlılığından ve şirketler tarafından desteklenen, küresel egemenliğe yönelik tutkulardan uzakta kalmayı başaran, dijital anlamda hiç kimseye ait olmayan topraklar olan Croft yer alıyordu. Croft son on yıl içinde, yaratıcı karşı kültürün merkezi haline gelmişti ama sınırlarından başlayarak yıpranıyordu. Sonrası: Anonim bir siber-terör saldırısı internetin tamamen kapanmasına neden olur.

Küresel ticaret, seyahat ve iletişim çöker, modern yaşamı tanımlayan lüksler artık az bulunur hale gelir. Croft’ta, kayıpları ile bağlantı kurmayı uman yaslı aileler, öldüğü varsayılan kişilerle ilgili görülere sahip olan Mary’yi aramaktadırlar. Peki, Mary gerçekten böylesine bir “görü” yeteneğine sahip midir yoksa Croft’un karaborsasını kendi çöplüğü gibi işleten Grids gibi sadece hayatta kalmaya mı çalışmaktadır? (The Roman)




Turgutlu ile ilgili makaleler
Prof. Dr. Salih Özbaran'dan Kasaba Yazıları. Aslen Turgutlulu olan ve Osmanlı tarihi alanında önemli çalışmalara imza atan yazar kitabında, son yıllarda çeşitli süreli yayınlarda okurla buluşan Turgutlu ile ilgili makaleleri bir araya getirildi. (Turgutlu Belediyesi Kültür Yayınları)



  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 25.04.2021, 23:23   #20
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları ( 18/04/2021 )

Özkan Saçkan'dan Haftanın Kitapları...




Özgür ve adil bir düzen kurma yolculuğu
George Orwell'den Hayvan Çiftliği. İngiltere'de bir çiftlikte, yıllardır durmadan çalıştırılıp zulüm gören hayvanlar bir gün birlik olup efendileri olan insanları alt eder, yönetimi ele geçirirler. Ancak “Bütün hayvanlar eşittir” sloganıyla çıktıkları özgür ve adil bir düzen kurma yolculuğu, aralarından bazılarının iktidarın cazibesine kapılmasıyla beraber hedefinden uzaklaşmaya başlayacaktır. Yazar kitabını Sovyet devrimini hicvetmek amacıyla yazmıştı, ancak bu keskin siyasi taşlama okunduğu her ülkede, her yeni nesille birlikte yeni bir anlam kazandı, evrensel bir niteliğe kavuştu. Kitap, yetişkinler için bir masal; başkaldırıya, kolektif düşler uğruna feda edilen özgürlüklere, boşa giden ideallere dair ölümsüz bir klasik. (Yapı Kredi Yayınları)






Bilincin altını üstüne getiren bir komedi
Alper Canıgüz'den Tatlı Rüyalar. Gazetedeki “Satılık hayat” ilanını gören Hector Berlioz, aradığı adamı bulmuştur. Peki, her gece rüyasında başka bir adam olarak uyanıp ikinci bir hayat sürdüren Şevket Hakan Tunçel'in sorunu nasıl çözülecektir? Görünüşe bakılırsa, rüyalar âlemine girip, hayatını çalan bu yabancıyla yüzleşmekten başka çaresi yoktur. Bu konudaki tek umudu, bıkkın psikoloji profesörü Olcayto Fişek'tir. Hector Berlioz neyin peşindedir? Olcayto Fişek, rüya-gerçek bulmacasını çözebilecek midir? Para dolu bir çantanın peşindeki gangsterlerin bütün bu olup bitenlerle alakası nedir? Ya da mahzun bestekâr Hüseyin Bey'in? Tüm bu soruların yanıtı, yüzyılın son güneş tutulması esnasında açığa çıkacaktır. (Alfa Yayıncılık)






Yapı sanatına ilişkin zengin bir sözlük
Vahap Candan'dan Köy Yapı Sanatı Sözlüğü. “Spor ya da kültür amaçlı gezilerim sırasında mimarlık alanında daha önce duymadığım Türkçe ifadeler, köy yapılarına daha dikkatle bakmama neden oldu. Yapı sanatına ilişkin zengin bir söz varlığına sahip olduğumuzu seziyordum. Eski kaynaklara bakınca o sözcüklerin, zaman tünelinde bizi geziye götüren birer rehber olduklarını fark etmeye başladım. Eski kaynaklarda doğrudan doğruya köy yapı sanatına ilişkin bir çalışmaya rastlayamadım. Köye ilgi, İkinci Meşrutiyet Devri’nde Türkçü aydınlar tarafından başladı; Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün Türk dili, tarihi ve kültür tarihi araştırmalarını özellikle teşvik etmesiyle hızlandı. Ben de Atatürk’ün buyruk ve teşvikleriyle dönemin aydınlarınca halkın ağzından, arının bal topladığı gibi derlenen derleme sözlüklerini taradım” diyor yazar. (Atlas Akademi Yayınları)






Afacan ekip yine iş başında
Aşkın Güngör'den Beş Benzemez – Dinozorlar Şehri. Bak sen şu işe! Mahallenin tatlı Adile Teyzesinin Beş Benzemez adını taktığı afacan ekip yine iş başında. Üstelik bu kez üstlendikleri görev çok daha tuhaf ve çok daha kahkaha dolu. Mahallede işler iyice karıştı. Çeçe, Zırzır, Tontiş, Çatçut ve Okyes'ten oluşan Beş Benzemez'in tanıdığı herkes dinozora dünüşüyor. Öğretmenleri, manav amca, komşu teyze ve hatta aile bireyleri. Ancak bildiğiniz dinozor değil bunlar. Konuşan, yürüyen, işe giden, televizyonda haber sunan, insan gibi davranan dinozorlar hepsi. (Bilgi Yayınevi)






Rengârenk bir serüven
Jose Mauro De Vasconcelos'dan Güneşi Uyandıralım. Çocukluk dostu şeker portakalı fidanı yerine çok sevdiği kurbağası ona yoldaşlık ediyor artık. Zengin ve katı bir ailenin evlatlığı olan Zezé sevdiklerinden uzak ama hâlâ birkaç dostu var: aşçı Dadada, öğretmeni Fayolle, ona yol arkadaşı olan kurbağa ve babası gibi gördüğü Fransız şarkıcı Maurice Chevalier. Kitap, içine düştüğü dünyaya hiçbir zaman sığamamış Zezé'nin tüm yalnız çocukların yüreklerine seslendiği hüzünlü ama rengârenk bir serüven. (Can Yayınları)



Özgürlüğünü aramanın zorlukları
Ezgi Çağatay Kozanlı'dan Takdir. Takdir, Adana'da kendisinden önce doğan ve ölen kardeşlerinin adaklısıydı.

Saç örgülerine bağlanmıştı kaderi. Takdir'in üzerine biçilen her türlü elbiseyi çıkarma çabası etrafına bir duvar inşa etmesine neden oldu. Kaçtıkları, bir biçimde karsısına çıktı.

Geçmişle yüzleştikçe inşa ettiği duvarın kendi üzerine yıkıldığını fark etti. Çıktığı yolculukta kendisinden kaçabilecek miydi yoksa nereye giderse gitsin kaçtıklarını yanında mı götürecekti? Takdir, ötekileştirmenin, ötekileştirirken yabancılaştırmanın romanı. Çoğunluğun çizdiği çemberin içinde kalıp özgürlüğünü aramanın zorluklarını anlatıyor. (Dağhan Külegeç Yayınları)




Çok katmanlı ve sarsıcı bir roman
Melissa P.'den İlk Acı. Yazarın “annelik” olgusu üzerine derinlikli, çok katmanlı ve sarsıcı bir roman… Kitabı 30 dilde 41 ülkede basılan, hatta bazı ülkelerde dağıtımı bile yasaklanan İtalyan yazar, kitabıyla birbirine hiç benzemeyen iki farklı kadının hikâyesini, güçlü ve ortak bir paydada, sağlam bir duygu örüntüsüyle birleştiriyor.

Annelik! Uzun yıllardır annesiyle görüşmeyen, ancak kısa süre sonra anne olmaya hazırlanan Rosa, kendi annesinde deneyimlediği soğuk ve tutarsız annelik figüründen uzak olmanın katiyeti içinde, karnında taşıdığı bebeği sevgiyle beklerken; gelişmemiş vücudu, tamamlanmamış karakteriyle Agata da doğurmaktan pek emin olamadığı bir bebeği hayata getirmeye hazırlanıyordu. (Destek Yayınları)


Yeniden kuruluyor köprüler
Banu Özyürek'ten Bir Günü Bitirme Sanatı. Kitapta dünyayla arasında kurduğu köprüleri her defasında kendi yıkan kadınlar var. Yazar günlük hayatın sıradan olayları üzerine öyle bir mercek tutuyor ki küçük bir izin, anlamın karnında derin bir yarık olduğu anlaşılıyor; insan hayattaki güvenli yerini kaybediyor. Bir şüphe beraberinde başka şüpheleri getirirken hiçbir nesnenin, duygunun, düşüncenin eski halini korumadığı, yeniden başlamanın mümkün olmadığı bu öykü dünyasında en iyi şey bir günü bitirmek. Ama günler günleri kovalıyor ve yeniden kuruluyor köprüler. Yeniden yıkılmak üzere elbette.

Semra’yla buluşmamız benim için çok büyük bir anlam taşıyordu (anlamı kendisini aşan tüm şeyler gibi ayağıma dolanacağını seziyor ve göbeğimi daha çok içime çekiyordum). Bir çeşit yeterlilik sınavıydı bu iş artık (ne kadar insansınız?). Gurur meselesiydi (korkarım sizi kabul edemeyeceğiz). (Everest Yayınları)




Yürek burkan, büyüleyici bir hikâye
Ishmael Beah'ten Bir Çocuk Askerin Anıları. Bir çocuk askerin gözünden savaş nasıl bir şeydir? İnsan bir katile nasıl dönüşür? Sonrasında hayatına nasıl devam eder?

“Yürek burkan, büyüleyici bir hikâye. Beah’nın inanılmaz destanı, ince ruhlu insanların iyilik ve cesaretin yanında muazzam bir vahşete de muktedir olduğu dersini veriyor.

Okurken soluğunuz kesilecek.” -Walter Isaacson, Steve Jobs ve Leonardo da Vinci biyografilerinin yazarı. “Olağanüstü… Sıradan çocukların nasıl birer profesyonel katile dönüşebildiğine dair acımasız ve karanlık bir anlatım.” -The Guardian UK. (Epsilon Yayınevi)




Feminizme, satranca, bağımlıklara dair
Walter Tevis'ten Vezir Gambiti. Kitap, feminizme, satranca, bağımlıklara dair hem bir yetişkinliğe adım romanı hem bir gerilim hikâyesi hem de bir spor macerası. Farklı türlere dokunan ve birçok konuya dair söyleyecek sözleri olan bu roman, bilimkurguyu da suç hikâyeleri kadar rahatlıkla yazabilen, çok yönlü bir akla sahip yazarın kaleminden çıkabilirdi sadece. Sekiz yaşında ve hayatta yapayalnız kalmış Beth Harmon diğerleri arasında göze batmayan, sıradan bir çocuktu, ta ki ilk gördüğü andan itibaren aklını çelen bu garip oyunla tanışana kadar. Bu altmış dört karelik tahta üzerinde bambaşka bir gelecekle karşılaşan Beth adım adım, her hamlesinde didinip çabalayarak kadınlara kapalı satranç camiasının zirvesini hedeflemekte. Her oyunda rakibinin yanı sıra koca bir geleneğe karşı da hamle yapıyor. Durumu tartıyor, geleceği öngörüyor, rakibinin aklını okumaya çalışıyor ve taşları yerinden oynatıyor. Satrancın siyah beyaz dünyasında zirve dâhilere her zaman açık olsa da gerçekte işler bundan biraz farklı işliyor. (İthaki Yayınları)




İnsana özgü zayıflık ve kusurlar
Euripides'ten Orestes – Hasan Ali Yücel Klasikler. Euripides (MÖ y.484-406): Atina’nın yetiştirdiği üç büyük tragedya şairi arasında en fazla eseri günümüze ulaşan sanatçı olarak özel bir yeri vardır. Bu özelliği şenliklerde Aiskhylos ve Sophokles kadar birincilik ödülü kazanmamış olsa da halk arasında daha çok beğenilen bir şair olmasına bağlanır. Euripides’in kahramanları insana özgü zayıflık ve kusurları taşırlar, yaşadıkları tragedyalar da bu kusurları ile vazgeçemedikleri tutkularından kaynaklanır. Euripides çağdaş tiyatroya en yakın eserler veren klasik ozan veya modern ozanların ilki sayılabilir. Orestes MÖ 408 yılı civarında Atina’da sahnelenen son tragedyasıdır. Konusu Aiskhylos’un Eumenides oyununun konusuyla hemen hemen aynıdır. Ancak her şey daha gerçekçidir. İnsanüstü güçlerle donatılmış mükemmel kahramanların Euripides’in eserlerinde yeri yoktur. İdealleri savunma kararlılığı hayatta kalma mücadelesine dönüşmüştür. Kahramanlar arasındaki keskin zıtlaşmalar karakterlerini olduğu kadar dönemin ahlak değerlerini de gözler önüne serer. (İş Bankası Kültür Yayınları)




Kitap mini bir rehber özelliği taşıyor
Neslihan Perker'den Anadolu Feng Shui. Geceleri neden aynanın üzerini örtmemiz gerekir? Kedilerin uyuyacağımız odayla ilgisi ne? Şahperi Sofrası'nı yedi sene üst üste kurduğumuzda ne olur? Evlerimizde neden demir bulunmalıdır? Gül kokusu ne işe yarar? Hangi bitkiler tılsımlıdır? Yaşam alanlarımızda bolluk-bereket için ne yapmalıyız? Bu soruların cevapları, binlerce yıl öncesine dayanan Anadolu ritüellerinde saklı. Gazeteci-yazar, kendi deneyimlerinden yola çıkarak yaşanılan mekânlarda yaşam enerjisini harekete geçirme pratiklerini araştırıyor. Kitap, yaşadığımız topraklara özgü binlerce yıllık ritüelleri uygulamanız için mini bir rehber özelliği taşıyor. (Karakarga Yayınları)



Adeta “evrenin gözbebeği” idi
Haldun Hürel'den İstanbul – Çirkin Kraliçe. “İstanbul”, renkleri, sesleri, sosyal hayatı ve her tür güzellik ve yaşama inceliğiyle örülmüş, dünyanın başşehriydi bir zamanlar, diğer bütün şehirlerin lideriydi… Kıskandıran, şanlı bir tarihi vardı. Yenilmezdi; bütün üstünlük yarışlarında, yanına yaklaşılamaz bir şehirdi… Çok güçlüydü; doğal konumunun güzelliği ve zengin tarihiyle, sadece dünyanın değil, adeta “evrenin gözbebeği” idi… Kim derdi ki bir devir gelecek ve karşısına korkunç bir rakip çıkıp onu perişan edecek; şanını, güzelliğini, inanılmaz çekiciliğini mahvedecek, onu yorgun bir savaşçıya dönüştürecek, “çirkin bir kraliçeye” benzetip boynu bükük, üzgün ve süzgün bir hale sokacak diye… Nereden bilecekti ki o güçlü canavarların “biçimsiz beton yığınları” olacağını… (Kapı Yayınları)




Kardeş kıskançlığı, aile bağları
Tülin Kozikoğlu'ndan Aman Nazar Değmesin. Bizim evdekiler nazarlıklarla doldurdu kardeşimin dört bir yanını. Herkesin dilinde aynı söz: “Yavrumuza da bakın! Ah, o minik burnu, o minik ağzı… Aman, ne tatlı! Nazar değmesin sakın!” Neymiş bu nazar, şu mavi boncukla ne ilgisi var?

Lütfen, biri bana açıklasın! Yazar, insanlığın binlerce yıllık kültürel simgesi nazar boncuğunu bir çocuğun gözünden anlatıyor. Kardeş kıskançlığı, aile bağları ve doğum günü gibi temalarla zenginleşen bu neşeli öykü, Deniz Üçbaşaran'ın özgün desenleriyle derinleşiyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)




Kendimizi anlamamızın yolu nereden geçer?
Göksel Bekmezci'den Sözün Büyüsü-1.Kitap. Düşündüğümüz, söylemek istediğimiz, söylediğimizi sandığımız, söylediğimiz, karşımızdakinin duymak istediği, duyduğu, anlamak istediği, anladığını sandığı ve anladığı…

Birbirimizi yanlış anlamamız için en az dokuz ihtimali sıralar. Sylviane Herpin. Belki de bu sebeple anlaşılmanın bir lüks olduğunu dile getirir. R. Waldo Emerson. Peki, kendimizi anlamamızın yolu nereden geçer? Kelimeler birer organdır. Yaşamla bağ kurmamızı sağlar. Konuşurken ağzımızdan çıkarlar, fakat gitmezler. Dünyamızı kelimelerle ifade eder, kelimelerle tanımlarız. (Nemesis Kitap)




İsfahan âşıklarına sahip çıkacak mı?
Shahzadeh N. İgual'dan İsfahan’ın Gözyaşları. Sohrab, kızın başından aşağı doğru kaymaya başlamış saks mavisi örtüsüne, leylak renkli paltosuna ve dizinin altında biten siyah çizmelerine bakıyordu. Ely'nin tedirgin halini, iri gözlerinden alev alev çıkan telaşını, uçuk pembe parlatıcı sürdüğü dudaklarını yiyişini sevmişti. Böyle gülenine, gülümseyenine rastlamamıştı hiç. Her geçen dakikada bilmediği bir yere yaklaştırıyordu onu yüreği. Oysa yorgundu Ely… Herkesten, her şeyden, tüm şehirlerden, trenlerden… Bitkindi maksatsız gitmelerden. İşte şimdi birlikte çay içtikleri bu meydanda, gelenekler tam üç yüz yirmi sene evvel bir aşkı öldürmüştü! Yazar, yeni romanında, Ely ve Sohrab'ın tanışmalarıyla başlayan öyküde okurunu İran'da unutulmaz bir yolculuğa çıkarırken, şu soruyu da sormayı ihmal etmiyor; İsfahan bu kez âşıklarına sahip çıkacak mıdır? (Mona Kitap)



Karanlık madde ve karanlık enerji
Brian Clegg'ten Karanlık Madde ve Karanlık Enerji – Evrenin Gizemli 95’i Üzerine. Karanlık madde ve karanlık enerji, evrenin bilim insanlarına sorduğu en zor ve en tuhaf bilmecelerden biri. Gördüğümüz ve ölçebildiğimiz şeyler evrenin yalnızca %5'ini oluşturuyor. Geri kalan %95'in varlığını sadece etkilerinden dolayı, sadece matematiksel hesaplamalar yoluyla anlayabiliyoruz. Bilim insanları evrenin bu anlaşılamayan, kayıp, gizemli kısmına “karanlık madde” ve “karanlık enerji” adlarını veriyor.

Yazar bu kitabı yalnızca karanlık madde ve karanlık enerji konusuna değil, astronomi ile modern fiziğin belli başlı konularına oldukça aydınlatıcı bir ışık tutuyor. Kaçırmayın. (Say Yayınları)



Tarih ve kültür şehrinin hikâyesi
Osman Özbek'ten Bir Ankara Hikâyesi: Tarih Toprak ve Bir Çocuk. Ankara'ya gönül vermiş, hayatını Ankara için çalışarak geçirmiş olanların bile heyecan ve merakla okuyacağı bir Ankara hikâyesi… Milli Mücadele'nin zor günlerinde Mustafa Kemal Atatürk'e ev sahipliği yapmış bir şehrin, genç Cumhuriyet'in kuruluşunun ve yükselişinin başkentinin hikâyesi… Pek çok uygarlığın mirasıyla Mustafa Kemal Cumhuriyeti'nin atılımlarının harmanlanmasından doğan bir tarih ve kültür şehrinin hikâyesi… Yazar kitabında isimli bu eseriyle bir Cumhuriyet aydını olarak, giderek kimliğini yitiren bir başkentin kimliğini geri kazanması ve Mustafa Kemal Atatürk'ün başkentine yakışır bir şehir olması adına sorumluluğunu yerine getiriyor. (Sia Kitap)



İnsan refahında nefes kesici ilerlemeler
Jamie Metzl'den Darwin Hack’leniyor: Genetik Mühendislik ve İnsanlığın Geleceği. Genetik devrimin şafağında, DNA'mız tıpkı bilgi teknolojimiz gibi okunabilir, yazılabilir ve hack'lenebilir hale geliyor. Ancak insanlık olarak kendi genetik kodumuzu yeniden düzenlemeye başladığımızda; insan refahında nefes kesici ilerlemeleri gerçekleştirmek ile tehlikeli ve potansiyel olarak ölümcül bir genetik silahlanma yarışına inmek arasındaki farkı belirleyen, bugün yaptığımız seçimler olacak. Bilim insanlarının bilimkurguyu gerçeğe dönüştürdüğü laboratuvarlara girin. En derin inançların, etiğin ve politikanın daha önce hiç olmadığı kadar zorlandığı ve insan olmanın ne anlama geldiğinin sorgulandığı bir geleceğe bakın. Çocuklarımızı tasarlayabilecek, ömürlerimizi büyük ölçüde uzatabilecek, hayatı yeniden sıfırdan inşa edebilecek, bitki ve hayvan dünyasını yeniden yaratabilecek mühendisliğe eriştiğimiz zaman geriye tek bir soru kalacak: Tüm bunları gerçekten yapmalı mıyız? (Tellekt Yayınları)




Tanrılara yönelik bir çağrıyla başladı
Homerosçu İlahiler – Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi… Homerosçu İlahiler Yunan tanrılarına yönelik heksametron veznindeki otuz üç hymnos’tan (ilahi/neşide) oluşan bir külliyattır. Bu külliyatın böyle bir başlıkla anılmasının sebebi İlahiler’in Antikçağ’da Homeros’a, yani Ilias ve Odysseia’nın bestecisi olduğu varsayılan kişiye atfedilmesidir. Homerosçu İlahiler külliyatını oluşturan bu kitaptaki metinler matbu olarak ilk defa Erken Modern Avrupa’nın en etkili hümanistlerinden biri olan Demetrius Chalcondyles tarafından 1488 yılında yayımlanmıştır. Hepsi tanrılara yönelik bir çağrıyla başlayan ve bir elvedayla tanrıyı uğurlayarak sonlanan Homerosçu İlahiler icracının farklı yaklaşımlarından kaynaklanan stratejileriyle Eski Yunan dini ve mitolojisi kadar, mitsel coğrafya tasavvuruna, Homeros çağından itibaren sürdürülen ve belirli açılardan bütünüyle korunan icra geleneğine dair kilit nitelikte bilgiler sunar. (Yapı Kredi Yayınları)





Baştan çıkarıcı olasılıklar
Allen Everett'ten Zaman Yolculuğu ve Işıktan Hızlı Sürüşler. Zamanda ileri geri seyahat etmek ya da yıldızlar arasında kestirme yollardan gitmek gerçekten mümkün olabilir mi? Günümüzün fiziği bu sorulara henüz yanıt veremese de bize bazı baştan çıkarıcı olasılıklar sunuyor.

Lise cebirinin ötesinde matematik kullanmaksızın Einstein'ın özel göreliliğinin açıklamasını sergileyen yazarlar, zamanda ışık hızından daha hızlı olarak ileri ve geri yolculuklar arasındaki farklara değinip, zamanda geriye gidiş ve ışıktan daha hızlı seyahat etme arasındaki şaşırtıcı kuramsal ilişkiye değiniyorlar. Her ne zaman biri bana zaman yolculuğunun ya da ışıktan hızlı sürüşler aracılığıyla yıldızlararası seyahatin mümkün olup olmadığını sorsa, onu bu kitaba yollarım. Uzman olmayanların ulaşabilecekleri cevapların. “en iyi kaynağı bu kitaptır.” – Kip Thorne, 2017 Fizik Nobel Ödülü. (Alfa Yayıncılık)


Çok uzaklardan gelen bir tekne, gizemli bir kedi
Mavisel Yener'den Mucize Kasabası 2 – Uçan Kitaplık. Yazar, Mucize Kasabası serisinde umudun, sevginin şifrelerini veriyor. Çok uzaklardan gelen gizemli bir uçan kitaplık, tuhaf bir görev, yepyeni keşifler… Meraklı okurlar bu şölene davetli. Mucize Kasabası’nda her şey mümkün. Kediler konuşur, yıldızlar yüzer, kuşlar okula gider, bilgisayarlar uçar… (Bilgi Yayınevi)


Melankolik güz havasını
Cemal Süreya'dan Güz Bitigi. Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde kazanması zamanın; Çok erken gelmişim seni bulamıyorum, Bir şeyin provası yapılıyor sanki. Sıcak Nal’dan bir gün sonra yayımlanan kitap, o kitabın melankolik güz havasını kışa tamamlar. Düzyazıdan şiire, beyite ve şarkıya birçok ifadeyi birleştiren kitap aslında tek bir şiirdir, Cemal Süreya’nın son ve evrensel şarkısıdır. (Can Yayınları)


Farklı bakış açılarına açık meseleler
Aylin Güney'den Teyel. Yaşadığı yere uyum sağlayamamış, sadece kilerden devşirme kütüphanesinde huzur bulan yalnız bir kadın, kendisiyle ilgili yeni keşifler yapan bir erkek, görüşmediği babasının cenazesi için huzurevine giden üniversite öğretim görevlisi, disiplin cezası olarak kitap okutulan liseli bir genç kız, eski aşkı için eşini ve çocuğunu terk eden bir adam, geceleri seyyar arabasıyla sokaklarda dolaşan bir nohut pilavcı, yalnız yaşayan bir edebiyat öğretmeni ve Bakü'den Ankara'ya mal taşıyan uzun yol kamyon şoförü ile âşık olduğu Gürcü kadın… Bütün bu karakterleri birbirine teyelleyen turuncu kapaklı bir kitap üzerinden fark etmek, dinlemek ve farklı bakış açılarına açık olmak meseleleri ele alınıyor. (Dağhan Külegeç Yayınları)


Her şey bitti sandım ama asıl hikâye burada başladı
Demet Işıl Yılmaz'dan Mecburiyetsiz. Bir gecede hayat değişir mi? Değişir! Kemoterapiler peş peşe geldi, çürük kokusu artık beni ve yatağımı geçip tüm evi sardı. Her şeyimi kaybettim; saçlarımı, kaşlarımı, tırnaklarımı ve hatta kirpiklerimi… En son ne zaman içtenlikle söylenmiş bir “Nasılsın?” sorusu duydunuz? Ben meğer duymuşum ama hiç gerçek bir cevap vermemişim. Çok yorgunmuşum ama durmasını hiç bilememişim. Toplantıyla, kıyafetle ve olmam gereken kişiyle o kadar ilgiliymişim ki kanser olduğumu anlamamış, nasılsa benim başıma gelmez sanmışım. Geldi ama… Hem de en ağır haliyle geldi.

Otuz bir yaşındaydım. Oğlumsa iki buçuk… Evimize bir bomba düştü. Özel parfümü bile olan, bakım sırlarını başkalarına dağıttığım güzelim saçlarımı ve senelerce pilates stüdyolarında yarattığım bedenimi kaybettim.


Her şey bitti sandım ama asıl hikâye burada başladı. Kazanmanın sırrı yaptıklarınla değil, yapmadıklarınla ilgiliymiş… Yani “Mecburiyetsiz” olduklarında gizliymiş…
Şimdi anladım. (Destek Yayınları)



Cesaret madalyası beklemiyor asla
Ferat Emen'den Hüsniye Hanım'ın Ağzı. Yazar bazı imkânsız gerçekleri-makul olmayan kimlikleri sivri ve ısıran diliyle, iştahla muhatapların yüzüne çarpıyor. Anlatılmayanı anlattığı için cesaret madalyası beklemiyor asla. Verdiği rahatsızlıktan ötürü pişman ya da üzgün değil.

Mizacı böyle. Böyle olması gerektiği için böyle. At çarpması, Naim Süleymanoğlu, bekârlığa veda partisi, kaçakçılar, Aya Leyla'nın peygamberliği ve müritleri, geyik avı şöleni… Buraya ölmeye geldim. Geçen çarşamba ilk denememde başarıyordum az kalsın. Kendimi boğuyordum. Suda. İyi yüzerim. Bu engel oldu. İyi yüzmem, irademin önüne geçti. Uzun süredir düşünüyorum. Ölmeyi. (Everest Yayınları)


  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
haftanın, kitapları


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:41.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.