Tayyip Erdoğan, İslamı Çarpıtıp Türklüğü Anadolu’dan Silmek İstiyor

[@Kel ali]

Tayyip Erdoğan, İslamı çarpıtıp Türklüğü Anadolu’dan silmek istiyor



Padişah Vahdettin, Türklüğü ve onun yaşadığı Anadolu’yu işgalci Hıristiyan Batı’nın istilasından kurtarmak için harekete geçen kurtuluş önderimiz Mustafa Kemal’i durdurmak ve mücadelesini bitirmek için hakkında ölüm fetvaları çıkartmış ve bu fetvalarla ‘’Kuvay-ı Milliye’’cileri Hilafet makamına gelen ve katledilmeleri vacip olan isyankarlar olarak ilan ettirmiştir.



İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Hani, Vahdettin kurtuluş önderimiz Mustafa Kemal’i, yanına aldığı hain din adamları şeyhülislam Dürrizade ve yine şeyhülislam Mustafa Sabri’ye yazdırdığı fetvalarla isyankar ilan ettirip katli vaciptir fermanlarıyla….



Bu hain ve satılık iki din adamına Vahdettin’in hazırlattığı ve Anadolu insanına dağıttırdığı fetvalardan amaç, Mustafa Kemal’in etrafında hızla toplanmaya başlayan Türk Millet’ini dinsel inanç ve dinsel duyguları kullanarak, Anadolu’yu işgal etmiş ve Türklüğü bu coğrafyadan ebediyen silmeye azmetmiş işgalci Hıristiyan Batı dünyasının isteklerini, kendi padişahlığının devamı uğruna yerine getirerek bu birliği dağıtmaktı.

Bu iki çıkarcı cibilliyetsiz hain din adamlarının işgalci Hıristiyan Batı dünyasının emellerine ve işbirlikçi hain padişah Vahdettin’in talimatına uygun olarak hazırladıkları Mustafa Kemal ve ”Kuvay-ı Milliye”cilere ölüm ve onlarla mücadele edin sahte fetvalarına karşı, gerçek bir yurtsever ve gerçek bir din adamı olan Ankara Müftüsü Mehmet Rifat Börekçi ”Kurtuluş Savaşı”ını destekleyen ve bu mücadeleyi bir farz olarak ilan eden bir fetva hazırlayarak bin yıldır vatan olarak kullandıkları Anadolu’nun Türk oğlu Türk ve onun eşsiz, kazınması mümkün olmayan mühürlerinin kalmasına büyük yardım etmiştir.

Mehmet Rifat Börekçi’nin Mustafa Kemal ve ”Kuvay-ı Milliye”cileri destekleyen bu fetvasını 153 müftü imzalayarak hain ve satılık din adamlarının işgalci Hıristiyan Batı dünyasının istekleri doğrultusunda hazırlatılan bu ihanet fetvasını nötralize etmek için Anadolu’ya dağıtılarak Türk milleti dinsel yönden çok olumlu olarak etki altına alınmıştır.

Bu fetvanın ilanı ve Anadolu’ya dağıtılmasıyla birlikte hain padişah Vahdettin ve yine hain işbirlikçi sadrazam Damat Ferit Paşa tarafından önce müftülük görevinden alınan Mehmet Rifat Börekçi, işgalci Hıristiyan Batı güçlerinin emri altındaki İstanbul Hükümeti’ne bağlı ”Divan-ı Harbi Örfi” tarafından ”Kuvay-ı Milliye”cilere katılmaktan dolayı ölüme mahkum edilmiştir.
Mustafa Kemal bu yurtsever ulusalcı din adamını savaş bitip Cumhuriyet’in ilanından sonra 4 Nisan 1924’te kurulan ”Diyanet İşleri Reisliği”nin ilk reisi(başkanı) yapmıştır. Kısa bir sürede milletvekilliği yapmıştır.



Atatürk’ün gözünde Mehmet Rifat Börekçi o kadar önemli bir kişilikti ki, bulunduğu yere gelindiğinde ayağa kalktığı üç kişiden birisiydi. Diğerleri annesi ve Mareşal Fevzi Çakmak’tı ki bunların haricinde de asla ve katiyetle kimseye ayağa kalkmazdı.
Bunları neden kısaca anlattığımı açıklamak istiyorum.

Bu açıklamadan önce acı bir gerçeği vurgulamam gerekir ki sosyal ve kültürel gelişimini tamamlayamamış topluluklar yoğun bir şekilde dinsel talimatların ve dinsel görüşlerin kesin etkisi altındadırlar.

Modernleşme ve bilimsel, kültürel gelişimini tamamlamış toplumlarda ise kitleler dinsel görüşlerle değil, sosyal bilimlerin etkisiyle hareket ederler.

Bu nedenle bir milletin birlik ve beraberliğini bozmak, ülkeyi parçalamak isteyen dış güçler ile onların iktidara getirdiği işbirlikçi yöneticiler toplumsal yığınları etkilemek için dinsel talimatlardan çok yararlanırlar.

Ayrıca bölücülüğe destek çıkacak halkın kendisine güvendiği ve taparcasına saygı gösterdiği işbirlikçi hain din adamları bulmakta hiç bir zorluk çekmezler.

Dinsel talimatların adı İslam ülkelerinde ”Fetva” ve bu talimatları çıkaranlarda müftü, şeyh,din alimi vs gibi tanımlanabilir.

Mürekkep yalamış kültür sahibi her insanın ayırtında olacağı gibi BOP eş başkanı Tayyip, İslam’a sıkıca bağlı Türk Milleti’ni etkileyip bölücü anayasayı çıkarıp, Türk izlerini dahi Anadolu’dan silmek için ”Dinsel imge”lere sık sık vurgu yapıyor, bilhassa son zamanlarda.
Bunun bir başka nedeni de terör örgütü ile yaptığı görüşmelere istinaden onlara sağladığı Kürtçülük ödünlerine şimdiden fetva denilen dinsel talimatları kullanarak kılıf hazırlayıp desteklerini almak için.

Yani ben Türk’üm diyenleri kandırmak.
Yani PKK’nın isteklerini gerçekleştirmek.
Yani bu coğrafyada kurulacak bir Kürt devletine zemin hazırlamak.



Çünkü şu kesin ki PKK ile bütün anlaşmalar yapılmıştır.
Sadece Türk Milleti’nin ikna edilmesi kalmıştır.
Bu ikna edişin en kısa yolu İslam’ı kullanmaktan geçer.
ABD işbirlikçisi ve yakın dostu Tayyip son grup toplantısında Kuran-ı Kerim’deki Hicr suresine atıfta bulunarak ”Irkçılık asabiyettir, asabiyette şeytandandır; ırkını övüp diğerlerini aşağılamak şeytandandır” diyerek ayetleri kasıtlı bir şekilde çarpıtıp Türk’üm diyenleri uyutmak için üç şeye zemin hazırlıyor:

1-Türk Milleti’nin ölüm fermanı demek olan PKK’ya verdiği ödünlere dinsel kılıf hazırlamak,
2-Önce kurulacak ”Kürt Federasyonu” sonra ”Kürt Devleti’‘nin inşası için Türk Milleti’nin sert tepkisini sahte dinsel fetvalarla en düşük düzeye indirmek hatta yok etmek.
3-Türk adını, Türk sembollerini, Türklük mührünü ve Türklüğü anımsatan her şeyi başta hazırlamaya çalıştıkları ”Bölücü anayasa” olmak üzere her yerden silmek ve Anadolu coğrafyasında Türk adına nokta kadar dahi hiçbir şey bırakmamak için.

Neden RTE bunu yapıyor?
Bunda anlaşılmayacak ne var?
İşbirlikçisi ve dostu olduğu ABD böyle istiyor da ondan.
Peki BOP eş başkanı RTE bunları yapmasa ne olur?
Bunda bilmeyecek ne var?
Bunları yapması siyasal yaşamı için, eskilerin ‘‘Hayat memat” dedikleri, günümüzün Türkçesi ile ”Yaşam ölüm” meselesi de ondan.

Şimdi RTE bunları sağlamak için çok çirkin bir şekilde, Allah’ın ve Peygamberi’nin emri olan milliyetçiliği (Ulusalcılık) yok etmek için ki, bundan önceki ”ALLAH VE PEYGAMBERİ ULUSALCILIĞI EMREDİYOR” yazımda ayet ve hadislerle çok açık bir şekilde belirtmiştim; tabir yerindeyse ayet ve hadisleri Türk Milleti’ne tersinden okutmaya çalışıyor ve milliyetçileri(ulusalcılar) de başka ırkları aşağılayanlar olarak gösteriyor.
RTE’nin gayesi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.



Vahdettin’in ”Damat Ferit Paşa Hükümeti”nin ”Büyük Türk Milleti”nin kurtarıcısı ve ulu önderi Mustafa Kemal için işgalci Hıristiyan Batı işbirlikçisi din adamlarına çıkardıkları ölüm fetvaları işe yaramadı, BOP eş başkanının çakma fetvaları mı milliyetçileri(ulusalcılar) kandıracak.

Şark kurnazları hep kendilerini aldatırlar.
Bir yiğit ses CHP İzmir Milletvekili Sayın Birgül Ayman Güler’in yurtsever ulusalcıların(milliyetçiler) yüreklerine su serpen ”Kürt milliyetçiliğini bana ilericilik ve bağımsızcılık diye yutturamazsınız. AKP ve BDP işbirliğinin yaptığı şey tektir. Türkiye’de Kürt sorunu yoktur; Türkiye’de siz sorunu Türk sorunu yaptınız. Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz. Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız” ifadeleriyle vücut bulan Meclis kürsüsündeki konuşması gerçeklerin ta kendisidir.



Gerçekten paçalarını ABD’ye kaptıran BOP eş başkanı vasıtasıyla, Anadolu’da nüfusunun yüzde 90’ını oluşturan Türk oğlu Türkler öz yurdunda garip, öz vatanında mahpus(Silivri zindanları) durumuna düşürülmüştür.

Evet Birgül Hanım’a tamamen katılıyorum; ”Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkını kullanmak için saldırıdayız” ifadelerini yineliyorum.
Tek tümce ile sözün bittiği yerdeyiz; hukukun rafa kaldırıldığı yerdeyiz, Anayasa’nın hile, desise ve tertiplerle işletilmediği yerdeyiz.



Sayın Güler’in bu konuşması yurtseverlere umut olmuştur, onlara cesaret aşılamıştır.
BOP eş başkanının örtülü Kürtçüsü, yeni Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik önceki gün Birgül Ayman Güler’in konuşmasına karşılık attığı tweetler de ”CHP’de türeyen ‘ırkçı’ ifadeler, tek parti dönemin deki ırkçılığın aynısı. Böyle aleni ırkçılık siyasi olmaktan öte ahlaki bir sorundur. Pop-ırkçılık(uyduruk zözcük, ne demekse), insanlık suçlarının en tehlikelisidir. CHP bu ırkçılığın salgın tehlikesinin odağı oluyor. Irkçıyım diyenlerin ırkçılığına karantina uygulamak kolay. Ama sosyal demokratız diyenlerin ırkçılığı bukalemun gibidir. Çok tehlikelidir” diyor.

22.dönem parlamentosunda bu iyi niyet yoksunu adamla beraberdik; bunun kemiksiz bir Kürtçü olduğundan eminim.

Irkçılara karantina uygulasaydı bunu önce kendine ve BDP’lilere uygulardı veya danışmanlığını yapıp akıl verdiği BOP eş başkanına bunu yaptırtırdı.
Kürtçü Ömer Çelik’in gayesi ırkçılığın defi değil, Anadolu’dan Türklüğü atmak ve Türk izlerini silmek.
En büyük ahlaki sorun bir insanlık suçunu sinsice yapmaktır; örneğin kendisi saf ırkçı olduğu halde başkalarını ırkçılıkla suçlamak gibi.

Türklüğün koruyucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e doğrudan saldıramıyor, CHP üzerinden tek parti dönemini işaret ederek Kürtçülük damarıyla gönderme yapıyor.

Çocuk; o şey yaptığın akılları kendine, bir de Kürtçülüğün sayesinde velinimetin olan ırkçılık yapan Kürtler’in koruyucu baş meleği olan BOP eş başkanı Tayyip’e sakla.
Sen Kürtçü olmasaydın ABD işbirlikçisi seni hiç bakan yapar mıydı?
Sen Kürtçü olmasaydın yıllardır seni yanında taşıyan RTE’ye hiç danışman olur muydun?

Çünkü, şunu her yurtsever bilsin ki BOP eş başkanı Tayyip’in birinci derecede yakınındakiler ya Kürtçü Kürt’tür, ya Kürtçü’dür, ya ayırımcıdır, ya Türk ve Türklük karşıtıdır, ya çıkarları için Yüce İslam’ı kullanan din tüccarıdır, ya liboştur ya da çıkarları uğruna Türklük ve vatan değerlerini feda eden cibilliyeti malum bir karakterdir.

BOP eş başkanının ne yakınında ne de uzağında asla bir yurtsever Türk milliyetçisi göremezsiniz.
Neden göremezsiniz?

Bu sorunun yanıtını bulmak için sizin de anımsayacağınız gibi ABD başkanı Obama, telefonla RTE ile konuşurken elinde tuttuğu kocaman beyzbol sopasını gözünüzün önüne getirin.



Eski vaiz BOP eş başkanının yardımcısı Bekir Bozdağ’ı ”Kurtuluş Savaşı”nda Mustafa Kemal aleyhinde fetva veren bir kısım din adamlarına benzetiyorum.

Bu eski vaiz de Sayın Birgül Ayman Güler’in konuşmaları için ‘‘Irkçılığın somut örneği” ifadesini kullandı ki tam bir çirkinlik, tam bir İslam dininin yasakladığı husustu.
İslam, kendi ulusunu sevmeyi ırkçılık olarak kabul etmiyor, bilakis teşvik ediyor.
Ama ‘‘Damat Ferit Paşacı” bu eski vaiz, ağası BOP eş başkanı RTE’ye yaranmak için İslami gerçekleri ters yüz ediyor.

Tabi siyasal yaşamı için çıkarları bunu gerektiriyor.
Bu iflah olmaz, ‘’Küresel Güçler’’in elemanı Kürtçüler ve Kürtçü koruyucuları var ya, Türk sözcüğünü ağzına alıp, lehine bir şeyler söylersen seni ırkçı diye yaftalarlar ama Kürt sözcüğünü ağzına alıp lehlerinde bir şeyler konuştuğunda seni en ileri demokrat olarak ilan ederler.

Bunlar bu kadar vatan ve ulus için mazarrat insanlardır.
Din kullanıcısı fetvacıların tek gayeleri var; o da Türklüğü yok etmek, Anadolu’dan en küçük izlerini bile silmek, BOP eş başkanlığının talimatları doğrultusunda hazırladıkları bölücü anayasadan Türklüğü anımsatacak tüm ifadeleri kaldırmak.

Bunların Türklük’le sorunları var.
Başta ruhsal sorunları var.
Türkler tarih boyunca ve Kurtuluş Savaşı’nda onların da düşman elinden yaşamlarını kurtarmışlardır.

Bundan çıldırırcasına rahatsız oluyorlar ve aşağılık kompleksine kapılıyorlar.
Bu yükten kurtulmak istiyorlar.
Bu yük, Türklük yükü.
Bu talimat, BOP eş başkanlığından geliyor.
Şimdi bu işi kolayca yapmak ve BOP eş başkanlığının dayattığı bölücü anayasayı çıkarmak için İslam’ı ters yüz edip kullanarak ”Çakma fetva”larla işi bitirmek istiyorlar.
Hıristiyan Batı ve Hıristiyan ABD şunu çok iyi biliyor ki bilimsel ve kültürel gelişmişliğini tamamlayamamış toplumlar dinsel fetvalarla kolayca yönlendirilir.



Çünkü sosyal bilimlerde de baş döndürücü mesafeler almış Batı alemi, bilhassa ABD dinsel fetvalarla yönlendirilen toplumları aynen bir ”koyun sürüsü” psikolojisinde görmektedir.
İşte bu nedenle RTE, Gaziantep’te kendisine ”Öğretmen ataması yoksa, oy da yok” diyen işsiz öğretmene ”Senin oyuna ihtiyacım yok, al kendine sakla” diyerek hem o gence hakaret etmiş hem de bir ‘‘Sosyal Psikoloji” gerçeğinin altını kalın çizgiyle çizmiştir.
Evet, o gerçek İslam’ı kullanarak, ister çakma ister sahi olsun fetvalarla hareket eden çoğunluğu ben yine kendime oy verdirtirim; diyor.

BOP eş başkanı burada birde şunu söylüyor o işsiz öğretmene; senin gibi aydınlara benim ihtiyacım yok, benim bilgi ile değil içgüdüleriyle yönlenen yığınlarım bana yetiyor, diyor.
Bunlar kendilerini saklamaya çalışan ama bunu da pek başaramayan örtülü Kürtçüler ki,ırkçılığın daniskasını yapıyorlar.

Bunlar Kürtçü parti BDP’nin dayanma gücüdür.
Bunlar taşerondur.
Bunlar, siyasal ve kişisel çıkarlarının devamı için ABD ve”Küresel Güçler’‘in talimatları doğrultusunda adım adım ülkeyi bölünmeye götürüyorlar.

Tüm bunları yaparken de ayet ve hadisleri çarpıtıp İslam dinini çok çirkince kullanıyorlar.
Irkçılık bunların DNA’larına işlemiş, genetik kayıtları çok belirgin;bunu saklamak için ırkçılıkla zerre kadar ilişiği olmayan yurtsever milliyetçileri(ulusalcı) ırkçılıkla suçluyorlar.

Yazıklar olsun müfterilere.
Yazıklar olsun çirkin emelleri için Yüce İslam dinini kullananlara.
Ey ‘‘Gaflet ve dalalet ötesindekiler’‘ siz varlığınızı Türk’e borçlusunuz.
Nankörlük en aşağılık ruh hastalığıdır.
Göreceksiniz geç ayırtına varsa bile Türk Milleti sizin hiçbir hilenizi yemeyecek, çakma fetvalarınızı yutmayacaktır.