Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 11.04.2021, 00:27   #1
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Bir Erişim Engelleme Haberi: Merhametten Maraz Doğar

Bir Erişim Engelleme Haberi: Merhametten Maraz Doğar




Gugıl'a 'Doktor Mehtap Şahin' yazınca gelen ikinci haber artık gelmiyor. Zira 'genç hacamatçılar rahatsız oldu' Orhan Gökdemir'in yazısına yapılan darbe ve sonrası...

2 yıl önce Ankara sokaklarında rastlamıştık. Hızlıca fotoğrafını çektim.

Birlikte şahit olduğumuz fotoğrafın tab edilmesi gerekmiyordu ama bir tabirinin yapılması gerekiyordu.

Orhan Gökdemir "Allame-i cihan uğurlaması" başlıklı yazısında şahit olduğumuz manzarayı yorumladı.

"Uzman. Dr. Mehtap Şahin. Tanımam etmem. Ankara’da, yol üstünde devasa bir pankartta gördüm adını. Türbanlı da üstelik, haliyle değerli bir hekimimiz olduğundan eminim. Hasta kabulüne başlamış, pankarttan öyle anlıyoruz.

Mehmet Kuzulugil hızlı davranıp pankartın fotoğrafını çekmeyi başardı. Yazıyı yazarken fotoğrafı tekrar inceliyorum ve bir kez daha idrak ediyorum; o pankartın yanından saygı duruşunda bulunmadan veya fotoğrafını çekip belgelemeden geçip gitmek TIP tarihine büyük saygısızlık olurdu."diye başlıyordu yazısı.

Sonra tıp tarihinde belgeli olarak yerini almış bu pankartta yazanlara dair izlenimlerini sıralıyordu:

"Anladıklarımı sıralıyorum; Uzman hekimimiz Ankara Üniversitesi TIP Fakültesinden mezun olmuş. Ardından, Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde “Islak Kupa” eğitimi almış. “Islak Kupa”nın yanında parantez içinde “Hacamat” yazıyor.

Ardından Prof. Dr. Todor Todorov’dan “Manuel Terapi” öğrenmiş. Bilmezsiniz, Bulgaristan’da pek meşhur profesörümüzdür. “Manuel Terapi”nin ne olduğunu, nasıl bir uzmanlık gerektirdiğini öğrenemedim yalnız. Tahminim, “elle mıncıklama” gibi bir şey olmalı. Sonra ver elini Gazi Üniversitesi’nde “Akupunktur” eğitimi.

“Nöralterapi”yi Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul’dan öğrenmiş. “Mezoterapi” yine Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde. “Ozon” Anabilim Dalı uzmanlığı da aynı üniversitede. “Proloterapi” uzmanlığı Dr. Hasan Oğuz ve Dr. İlker Solmaz’dan.

“Hirudoterapi” için dönmüş Yıldırım Beyazıt Üniversitesine. “Hirudoterapi” kelimesine anlamsız anlamsız baktığınızın farkındayım, “sülük tedavisi” demekmiş. “Salıyorsun sülüğü kola bacağa, emiyor kanını, ne uzmanlığı olacak?” diyorsanız öyle değil işte, okulu var. Hekimimiz bunların yanında “Hipnoz” ve “Kinezyoterapi”de de uzmanlık yapmış. Kinezyoterapi’nin karşısında parantez içinde “bantlama” yazıyor.


Bu kadar olağanüstü ve doğaüstü uzmanlığı bir koltuğa sığdıran Mehtap bacımız, büyük bir alçakgönüllülükle doktorasını “Ftr” diye kodlamış.
Bilemedim “ftr”nin neyin kısaltması olduğunu. Tahminim “fizyoterapi” olduğu yönünde.
Düşünsenize, sırt ağrılarınız var ve Uzman Dr. Mehtap Şahin’in kapısını çalıyorsunuz. Hacamat mı istersin, sülük mü salarsın, mıncıklatır mısın, bantlatır mısın, ne dilersen artık. Todor Todorov’dan Kırcaali yöresinden türküler eşliğinde hem de..."

7 Mayıs 2019 tarihinde soL'da yayımlanan yazı hakkında sert bir "okur" tepkisi 15 Ekim 2020'de "Gelen Kutusu"na düştü.

Uzman Doktor Mehtap Şahin'in engin birikimini değerlendirdiği Etimesgut Ümit Tıp Merkezi'nin yöneticisi olduğunu anladığımız Muhammet Altın'dan gelen e-posta mesajında şöyle deniliyordu:

"07.05.2019 tarihinde köşe yazarı diye kendini tarif eden kişi idarecisi olduğum tıp merkezimizi ve Dr mehtap Şahin i rencide edici ve itibarı zedeleyici şekilde bir yazı yazmış olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Üstelik yazı içeriğini okuduğumuzda manuel terapinin dünya üzerinde (özellikle İngiltere tıp uygulamalarında ) kabul gören aktif bir tedavi olduğunu, kinesioterapinin tüm üst düzey sporcularda uygulanan bir tedavi tekniği ve batı tıbbı menşeili olduğu gibi detayları güya araştırmacı olması gerekirken herhangi bir araştırmaya bile ihtiyaç duymadan yazdığı gülünç yazıyı kınıyoruz. Üstelik bir kesime muhalefet yapmaya çalışmak uğruna hak, hukuk ve özgürlükleri kendine yol gösterici edinmiş insanları zan altında bıraktığınız için gazetenizin ve yazarınızın solculuğu 68 kuşağını mumla aratır ve özletir hale gelmiştir. İnsan bir an kendi kendine nerde o eski önyargısız araştırmacı okuyan bilgili solcular demeden edemiyor. İlgili köşe yazısı gibi görünen şey hakkında ve yayınlayan gazeteniz hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı bildiririz."

Salgının orta yerinde Doktor Mehtap Şahin'in "ıslak kupa" - hacamatla başlayıp, sülük tedavisi ve "bantlama"yla biten uzmanlık alanlarının akademik bir incelemesini yapmaya da, gazetecilik, köşe yazarlığı gibi şeyler hakkında bu gecikmiş okurumuzu bilgilendirmeye de elimiz varmadı.
Sonra yine bir zaman geçti ve Gökdemir'in yazısı için alınmış erişim engelleme kararı elimize ulaştı.

Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği "Allame-i cihan uğurlaması" yazısının Doktor Mehtap Şahin'in kişilik haklarını ihlal ettiğini karara bağlamıştı.

Mahkeme kararının gerekçe bölümü alışık olduğumuz "neden, çünkü öyle" tarzından bir adım ilerdeydi.

Mahkeme, kararı verirken bir de tanım yapmayı ihmal etmemişti. Buna göre, "kişinin yaşadığı toplumda, ilişki kurduğu çevrede şerefi ve saygınlığını sarsacak, onu küçük düşürecek, yanlış tanıtacak, zora sokacak, düşmanca bir ortama itecek her türlü davranış kişilik haklarına saldırı"ydı. "Yayın içeriğinde sarf edilen ifadelerin talep edenin kişilik haklarını ihlal ettiği, mesleki itibarını zedeleyici nitelikte oluğu sonucuna varıldığından talebin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." deniliyordu kararda.

2020 Ekim'inde gelen bu erişim engelleme kararını, her kararda yaptığımız gibi incelemeye aldık.

Başvuru neden yapılmıştı, zamanlamanın nedeni neydi, başvuranın durumunda bir değişiklik olmasıyla ilgili olabilir miydi?

Erişim engelleme kararları hakkında şimdiye kadar bir sürü haber yaptık, allah için haber değil kitap yazılacak bir konu.

Memleketin en "Aziz Nesinlik" konularından birisi. Adam bir süre kendini unutturduktan sonra devlet katında yeni bir göreve talip oluyor, "unutulma hakkı" diye mahkemeye başvuruyor mesela. Hani erişim engelleme kararı olmasa ruhumuz duymayacak ama karar sayesinde araştırıp fark ediyoruz ki, üç gün önce "FETÖ"den gözaltına aldıkları arkadaşa şimdi bir AKP belediyesinde müdürlük vermişler.

Tabii çoğunlukla daha basit şekilde sonuçlanıyor "araştırmamız". Berat Albayrak'ın eski şöförüyken bakanlıkta müsteşar olmuş birisinin 2013 Aralık'ında evden para kutularını alıp nasıl "sıfırladığı" konulu bir haberin şimdiye kadar engellenmemiş olması bir tesadüf. Araştırma bitti: Dosya kapanmıştır! (Bu arada verilen örneğin gerçek hayatla tam benzerlik taşımadığı noktalar bütünüyle tesadüftür.)

2020 Ekim'inde yaptığımız araştırmadan şöyle bir sonuç çıkardık.

Doktor hanım, sözü geçen "tıp merkezi"nde çalışan tek hekimdi. Ekipte elbette sağlık teknisyenleri, fizyoterapistler vardı ama "tıp merkezi"nın uzman hekimi bu hanımefendiydi.

Yani açıkçası, Muhammet kardeşimizin yönetiminde faaliyet gösteren, çalışanlarının ekmeğini kazandığı sağlık kuruluşu öyle çok büyükçe bir yer değildi.

Gazetecilikle ilgili midir bilmiyorum ama bir huyumuz var: Araştırıp, öğrenebileceğimiz, detaylarıyla kavrayabileceğimiz şeyleri önce kafamızda kuruyoruz. "Şöyle olabilir mi? Acaba şu mudur?" diye. Elbette haber haline getirirken, tüm bu hipotezleri sınamak ve güçlü desteklerle kanıtlanmış bilgiyi oluşturmak daha uygun düşüyor.

Bu sefer bir haber çalışması söz konusu olmadığından hipotezlerimizle yetindik.

Dedik ki, "bu Muhammet arkadaş, belki akrabası, belki daha önce aynı yerde çalıştığı birisi, belki komşusu olan Doktor Mehtap Şahin'e, 'elin hastanelerinde üç kuruş maaş için sürünme. Gel biz bu işi bir tıp merkezi açıp yapalım.

Hacamat, sülük, allah ne verdiyse uygularız' demiş ve bu tıp merkezini açmışlar.

Sonra pat! Salgın patlamış."
Etimesgut'ta genel kapsamı fizik tedavi olan bir tıp merkezinin herkes virüsten öcü gibi korkarken ciddi bir iş kaybına uğramış olması çok mümkün.

"Amma atmışsınız ha! Hipotezin de bir haysiyeti olur" demeden bir durun.

Google'a "Doktor Mehtap Şahin" yazınca ikinci sırada Orhan Gökdemir'in yazısı geliyordu! (Artık gelmiyor! Zaten o yazı artık "yok".)

Dedik ki, bu arkadaşlar "allah utandırmasın" diyerek giriştikleri bu işte salgının darbesini yemişken "internetten yeterince yararlanıyor muyuz tanıtım için" diye bir bakınıp da hazreti Google'da çıkanları görünce... İşte o vakit isyan etmiş olmalılar.

Yoksa, "68'lilere rahmet okutan" bir solcu gazeteciyi "manüel terapi" konusunda aydınlatmak ihtiyacını niye duysunlar?

Tamam, kabul... Bu bir senaryo.
Ama zararsız bir senaryo. Zira bu senaryodan hareketle biz, hiç de içimize sinmeyen mahkeme kararını sorgulamamaya, bu erişim engelleme kararının kendisini okurlarımızın gözüne gözüne sokmamaya karar verdik.

Şimdi kurnaz okur hemen senaryonun sonraki sahnesini kafasında canlandıracak ve bizim de böyle yaparak, "ekonomik cinnet olaylarında bugün: Salgında topu atan işletme müdürü soL yazarı Orhan Gökdemir'e kurşun yağdırdı" kabusuyla tırstığımızı düşünecektir.

Vallahi öyle değil. Yazının başlığındaki gibi her şey...
Merhametten maraz doğar!

Erişim engelleme kararı çıkmış olan yazıyı yayından kaldırdık. Biraz üzüldük, biraz eğlendik...

Sonra geçen hafta Orhan Gökdemir ifadeye çağırıldı.
Bu yazıyla ilgili olduğunu öğrendik. İfadeye gitti, Doktor Mehtap Şahin'in şikayetiyle olduğunu anladık.

Bütün bunlardan sonra daha önce yapmadığımız "bir garip erişim engelleme kararı daha" haberini yapmak farz oldu.

Hem maceramızı okurlarımızla paylaşmak, hem de hekimlik yeminine aynı anda hem paranın hem de gericiliğin gölgesini düşürenlere meydan okumak için.

Bir de bonusu var bu haber yorum yazısının:
Sayın Mehtap Şahin... Meslektaşlarınızın çoğu yapıyor bunu ama biraz daha ölçülü bir şekilde. Reklam olayını kastediyorum. Oysa etik ve kanun dışı bu!


Şöyle ki...
6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu, TTB İdare Heyeti'ne kanunla verilen görevleri (yetki ya da hak değil, görev!) sıralarken 28. Madde'de şöyle diyor:

İdare Heyetinin diğer vazifeleri şunlardır:
I –
Sanat icrası hakkındaki kanunların ve bunlarla ilgili mevzuatın gereği gibi uygulanmasına yardım etmek. Bu arada:


a) Oda azaları ile hastalar arasında aracılık yapmayı meslek edinenlerle oda azalarının iş birliği yapmasını,

b)
Meslek mensupları arasında karşılıklı gayrimeşru menfaat sağlanmasını,


c)
Meslek adabına uymıyan ve tıp mesleklerinin icrasına dair kanunun kabul ettiği çerçeve dışında tabela kullanılmasını,


d)
Sinema, radyo, müstahdemler veya sair yazılı ve sözlü vasıtalarla reklam yapılmasını,


Önlemek
Yani sizin yazılı ve sözlü vasıtalarla reklam yapmanızı önlemekle görevli bir kurum var ülkede.

Ve bu kurum 1998 yılında yaptığı Genel Kurul'da "Hekimlik Meslek Etiği Kuralları" belgesini kabul ve ilan etmiş.

Bu belgenin 11. maddesi "Ticari Amaç ve Reklam Yasağı" başlığını taşıyor ve şöyle:

"Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz. Hekim, yayın araçlarıyla yapacağı duyurularda varsa, Tababet Uzmanlık Tüzüğü'ne göre kabul edilmiş olan uzmanlık alanını, çalışma gün ve saatlerini bildirebilir. Tabela ve benzeri tanıtım araçlarının biçim ve boyutları yerel tabip odası tarafından saptanır."

Türkçesi... Siz hacamattan, sülüğe, "manüel" tedaviden bantlamaya bilumum hünerlerinizi bir reklam afişinde dökmüşsünüz. Bu yetmiyor, şimdi hünerlerinizin ve bunları "tıp pratiği" olarak sunma biçiminizin "bilim dışı" olduğunu söyleme ve tartışma hakkını elimizden almaya kalkışıyorsunuz.

Sizde bu cüret varken, bin pandemi gelse yine batmazsınız!
Ha unutmadan...

Internet arşivi diye bilinen bir site var. Farklı tarihlerde alınan "site görüntüleriyle" internetteki içeriğin epey bir kısmı arşivleniyor.

Allame-i cihan uğurlaması yazısına da bu arşivden ulaşılabiliyor.

Bizden duymuş olmayın ama bağlantısı da şu:

https://web.archive.org/web/20200927003708/https://haber.sol.org.tr/yaz…

Kaynak
  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
doğar, engelleme, erişim, haberi, maraz, merhametten


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 15:08.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.