Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Müzik > Müzik Kültürü ve Tarihi

Müzik Kültürü ve Tarihi Müzik evrenseldir


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 21.02.2021, 22:24   #1
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Yoksulluğun Derin Sesi: Bitmemiş Senfoni

Yoksulluğun Derin Sesi: Bitmemiş Senfoni


Sanatta ve özellikle müzikte, büyük sanatçıların verdiği büyük eserlerin, 18. ve 19. yüzyıllarda egemen sınıfların ve daha çok da kapitalist burjuva sınıfının destekleri ile yaratılmış olduğuna dair yanlış ve bir o kadar da zihinlere zarar veren bir söylem vardır. Oysa gerçek, birkaç istisna örnek dışında, böyle değildir. İnsanlığın yarattığı yüksek kültür eserlerinin, paraya tahvil edilemediği ve özellikle de bunlarla ilgilenmenin bir kazanç sağlamadığı o devirlerde, egemenlerin dünyasında herhangi bir önemi olmadığı gerçeği belirgin olarak ortadadır. Sanatın ve kültürün, sanatçıların devlet ve toplum tarafından hiçbir çıkara dayandırılmadan, hakkıyla desteklendiği, değerlerinin bilindiği günlere ulaşmak için sanatçılar, yaratıcılar ve tüm insanlık Sovyetler Birliği'nin doğuşuna kadar beklemek zorunda kalacaktı. Ondan önceki devirlerde egemen sınıfların veya onların devletlerinin kültüre ve sanata verdiği -değerin bile değil- dikkatin ne kadar olduğunu anlamak için birkaç örneği, meselâ borç içinde yüzen ve sırf bu yüzden sonunda yaşamından olan Mozart'ın biraz para bulabilmek için bir tanıdığının arabasıyla Almanya'da nasıl yollara düştüğünü, kimseden yüz bulamadığını veya Beethoven'in ölümünden sonra bulunan belgeleri arasında, her iki pabucunun da altı delik olduğu için artık dışarı çıkamadığını yazdığı notunu anımsamak yeterlidir.

Büyük yaratıcıların yaşamlarını etkilemiş olan yoksulluktan ve ilgisizlikten bahsedeceksek, bunun için öncelikle anılması gerekenlerden biri de, Avusturyalı besteci Franz Schubert'tir. Tüm sanat tarihinin en önde gelen bestecilerinden biri olan Schubert, otuz bir yıllık kısacık yaşamına altı yüzden fazla eser sığdırmış olduğu halde -ki bu eserlerin bir teki bile sıradan, vasat bir yapıt değildir- yaşamı boyunca bir piyanoya sahip olamayacak kadar olanaksızdı, çalışmak için piyanosu olan kişilere rica etmek zorunda kalıyordu. Duygularını notaya geçirmek için nota defteri satın alacak parası olmadığından, porteleri kâğıda kendisi çiziyordu, bu işe çok değerli saatlerini harcıyordu. Sevdiği genç kızla evlenmek istedi ama yoksulluğu ve maddi bakımdan bir aile kuracak durumda olmayışı gerekçe gösterilerek resmi makamlarca evlenmesine izin verilmedi.



Avusturya'da 1820'ler, egemen sınıfların diken üstünde olduğu yıllardı. Fransız devriminin hâlâ devam etmekte olan etkileri ve Napoleon'un Avrupa'da yaratmış olduğu güvensiz ortam nedeniyle Avusturya'da bir devrimden korkan monarşistler Avusturya polisini sıkıştırıyor, her türlü devrimci hareketi, gençlerin ve öğrencilerin her türlü şüpheli toplantılarını dikkatle takip ettiriyordu.

O ortamda Franz Schubert'in de böyle bir şüphe altında kalması normaldi çünkü bestecinin üyesi bulunduğu bir sosyal grup, akşam toplantılarıyla sık sık bir araya geliyordu. Müzik tarihinde Schubertiade olarak ünlenmiş olan ve bazen kafelerde bazen arkadaşların apartman dairelerinde yapılan bu toplantılarda, katılımcıların genellikle kültürel konularda iletişimde bulunması ama daha çok Schubert'in yeni çalışmalarını piyanoda çalması yanı sıra, elbette o günlerin toplumsal ve politik konularıyla da ilgileniliyor olmalıydı. Kısa süre sonra Schubert ve dört arkadaşı polis tarafından yasa dışı muhalif ya da devrimci bir gruba üye oldukları savıyla tutuklandı. Arkadaşlardan Johann Senn, bir yıl hapis ve ömür boyu Viyana'dan sürülme cezasına çarptırıldı. Schubert ve diğer arkadaşlar ise, polis tarafından yapılan azarlamalar, hakaretler ve tehditlerle birlikte, şartlı olarak bırakıldılar.




Johann Senn

Gruptaki şair arkadaşlarının ve zamanın başka şairlerin şiirlerini çokça bestelemiş olan Schubert'in şarkıları günümüzde bile kimi müzikologlar tarafından fazlasıyla lirik ve masum karakterli olarak değerlendiriliyor olsa bile, görünürde naif ve masum içerikli bu şarkıların doğrudan politik eleştiriler ve imalar ve toplumsal iletiler içerdiği ve bunların zekice yapıldığı yönünde önemli tezler var.

Bestecinin şiirlerini bestelediği yakın arkadaşı şair Johann Mayrhofer'in bilinen toplumsal ve politik görüşleri de bu tezlerin ipuçlarını veriyor. Aynı zamanda, Schubert'in diğer şairlerin şiirlerinden yaptığı bestelerinde de bu politik eleştirileri eserlerinde kullanmakta ne kadar istekli olduğunu anlaşılıyor.

Schubert'in diğer yapıtlarında da bu izleğin olup olmadığına, özellikle senfonilerinin bir programları olmadığından ya da varsa, bunları biz bilmediğimizden, karar veremiyoruz. Ancak eserleri arasında biri var ki bu, hem besteleniş öyküsünün belirsizliği, hem de müziğin içeriği bakımından bestecinin en dikkate değer eseri sayılır.

Bu, onun 8 numaralı, Bitmemiş Senfoni'sidir. Dinlerken, bu müziğin bir yoksulluk ve isyan müziği olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Böyle bir kompozisyonu, hâli vakti yerinde, hayatta fazlaca sorunu olmayan bir insanın yaratmış olması olanaksızdır. Bu, onun yoksulluğunun, umarsızlığının seslenişidir. Kulağa bir isyan, dayanılmaz bir hüzün, tedirginlik ve dışlanmışlık duygusu yansıtır. Minör tondaki birinci bölümün ardından gelen ikinci bölümde, majör tonda olmasına rağmen aynı bunalım ve hüzün devam eder. Bu yarım senfoni müzik tarihinin en büyük eserlerden biri olarak kabul ediliyor ve sıklıkla icra ediliyor.

Senfoninin neden yarım kalmış olduğu konusunda bugüne kadar değişik görüşler ileri sürülmüştür. Yarımdır, çünkü tüm senfoniler genellikle üç, dört, hatta beş bölüm olurken, başka hiçbir örneği olmaksızın, bu senfoni yalnızca iki bölümdür. Schubert, senfoniyi bestelemeye 1822 yılında başlamış ve sonrasında daha altı yıl, 1828'e kadar yaşamış olduğundan, eserini yarım bırakmış olmasının kesinlikle olağan dışı bir sebebe dayanmakta olduğu düşünülebilir.




Bu olağan dışı sebep kimi araştırmacılara göre, Schubert'e 1823 yılında Graz Müzik Derneği tarafından “fahri diploma” verilmesi üzerine bestecinin büyük bir minnet duygusuyla derneğe hemen bir ithafta bulunmak istemesi ve bu yüzden elinde bulunan yarım senfoniyi derneğin önde gelen yöneticisi ve kendisinin de arkadaşı olan Anselm Hüttenbrenner'e alelacele vermesidir. O güne kadar, Viyana'nın prestijli Müzik Dostları Derneği'ne üyelik için yaptığı başvurular, kendisi Viyana'da ancak dar bir çevrede tanınıp, ismi ve yapıtları hakkında kimsenin bilgisi olmaması sebebiyle sonuçsuz kalmış olduğundan, Schubert'in içine işlemiş olan dışlanmışlık duygusu Graz Müzik Derneği tarafından biraz giderilmiş oluyordu. Ne var ki, bu açıklama yeterli görünmüyor. Çünkü iki bölümün partisyonlarından başka altında bir de üçüncü bölüm olması gereken ama sadece iki satır kalmış bir bölüm ve bir kısım piyano taslakları var.




Anselm Hüttenbrenner

Ancak Schubert'in bu partisyonları Anselm Hüttenbrenner'e vermiş olduğu kesindir. Senfoninin yarım kalmasını bestecinin sağlık ve psikolojik sorunlarına bağlayan kimi versiyonlar da durumu başlı başına açıklayamamaktadır. Schubert notaları Hüttenbrenner'e vermişti ama bunlar çok uzun yıllar, varlığı hiç kimse tarafından bilinmeden kaldı. Schubert’in ölümünden otuz yedi yıl sonra, 1865 yılında, Anselm Hüttenbrenner o zamana kadar evinde saklamış olduğu o notaları gün ışığına çıkardı. Neden bunca yıl kendinde saklamıştı onu? Ne düşünmüştü? Galiba artık kendisinin de hayata veda vaktinin geldiğini düşünüyordu. Yaşlanmıştı. Bu notaları çıkarmalı, tanıtmalıydı herhalde.

Aslında, Anselm Hüttebrenner'in kardeşi beş yıl kadar önce, 1860 yılında Viyana Müzik Dostları Derneği’ne bir mektup yazarak, kardeşinin elinde varlığını kimsenin bilmediği bir ‘hazine’ olduğunu haber vermişti. Ama onların bu mektubu ciddiye alarak kendilerini ziyaret etmeleri de bir beş yıl almıştı. Söylenenin ne derece büyük bir hazine olduğu, nihayet yapılan o ziyarette anlaşılmıştı. Böyle bir hazinenin, kırk yıla yakın bir zaman kimselere haber vermeden elde saklanması nedendi? Merak konusuydu ancak bir açıklaması yoktu.

Acaba Schubert’in o zamanlar, hayattayken varlıklı Anselm Hüttenbrenner’e yüklü bir borcu mu vardı? Borca karşılık mı verilmişti bu notalar ona? Yoksa yeni borç istemek için mi? Maddi sıkıntılar içinde kıvranan bestecinin arkadaşıyla olan böyle bir borç ilişkisi bilindiğinden, bu açıklama en akla yakın versiyon olarak durmaktadır.

Yine de, geçen otuz yedi yıl içinde notaların geri kalanının başına bir şey gelmiş olabileceği de düşünülmelidir.

Böylece, 1823 yılında bestelenmiş bir senfoni ilk seslendirmesi için 1860 yılına kadar, varlığı bilinmeden beklemişti.

Franz Schubert artık kısa yaşamının sonlarına gelmişti. Frengi olduğunu öğrenmiş ve tifoya da yakalanmıştı. Daha bir yıl önce, hayattaki en büyük arzusunu gerçekleştirmek için çabalıyordu. Bu arzu, Beethoven'in yanında hiç olmazsa bir beş dakika geçirebilmekti.




Arzusuna ulaştı. Beethoven'i evinde kısa bir süreliğine ziyaret edebildi ama ziyaret sırasında Beethoven hasta yatağında kendini bilmeden yatıyordu. Sonra Schubert onun cenazesine katıldı, törende meşale taşıyanlardan biriydi. Törenden sonra arkadaşlarıyla gittikleri bir barda, Beethoven’in anısına kadeh kaldırmışlardı. Kadehini kaldırırken şöyle demişti; ‘Beethoven’den sonra aramızdan ilk ayrılacak olana içiyorum!’… Sonra şöyle devam etmişti sözlerine; ‘Bunun ben olacağımı biliyorum. Size vasiyetim, beni onun yanına gömün…’ Evet, bunun olacağını tahmin ediyordu ama acaba on sekiz ay sonra olacağını tahmin edebilir miydi o anda?

Son günleri gelmişti. Kardeşi Ferdinand onu kendi evine getirmiş, orada bakıyordu. Hep yatan hastanın arada bir bilinci de kayboluyordu. Bir gece, ateşler içinde sayıklarken şöyle sordu;

- Burası neresi Ferdinand, benim yerim mi?

- Evet, senin yerin Franz…

- Yok, olamaz… Bak Beethoven burada değil ki…

Birkaç gün sonra durumu iyice kötüleşmişti. Gece geç saatlerde kardeşine tekrar bir soru sordu;

- Beethoven yanımda mı yatıyor şimdi?

- Evet Franzl, bak yanında…

- O halde, şimdi çok mutluyum Ferdinand…

Bunlar son sözleri oldu. İsteği yerine getirilerek, Beethoven'in mezarının hemen yanına gömüldü. Bu büyük besteci ancak ölümünüden sonra, o da Mendelssohn'un, Liszt'in, Schumann'ın araştırmaları, çabaları sayesinde tanındı, yapıtlarının büyüklüğü ortaya çıktı.


Bu, onun yoksulluğunun, umarsızlığının seslenişidir. Kulağa bir isyan, dayanılmaz bir hüzün, tedirginlik ve dışlanmışlık duygusu yansıtır.



Zentralfriedhof’ta Beethoven, Schubert ve Mozart’ın mezarları

Levent Özübek

Kaynaklar:
  • Music@Menlo scrutinizes the great Schubert.
  • Biedermeier Period- Political Subtexts in Schubert's Songs, Anke Theresa Caton.
  • Secret StoriesBehind the Gratest Classical Compositions: Schubert's Unfinished Symphony, https://www.connollymusic.com/string...ished-symphony
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.02.2021, 22:42   #2
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yoksulluğun Derin Sesi: Bitmemiş Senfoni

Schubert'in ''Serenade'' adlı eseri var bende. Sessizlikte dinlemek, ruhumu dinlendirir benim.


Ölüm hikayesi de hüzünlü imiş.


Teşekkürler canım

__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.02.2021, 22:59   #3
Çevrimiçi
Tura
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yoksulluğun Derin Sesi: Bitmemiş Senfoni

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Canan Mesajı göster
Schubert'in ''Serenade'' adlı eseri var bende. Sessizlikte dinlemek, ruhumu dinlendirir benim.


Ölüm hikayesi de hüzünlü imiş.


Teşekkürler canım

Sessizlikte ve loşlukta.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Tura'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
bitmemiş, derin, senfoni, sesi, yoksulluğun


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:44.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.