Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Karadeniz


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 01.12.2010, 23:03   #11
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Ünye İlçesinde Turizm



İlçede çok sayıda mesire yeri bulunmaktadır. Çamlık diye bilinen denize bakan bir yamacın üstünde kurulmuş ağaçlık arazi 4 mevsim ziyaretçi çekmektedir. Bu alan üzerinde yer alan Çamlık motel bir konaklama tesisidir. Çakırtepe , şehre hakim bir tepe yer almaktadır ve özellikle pide yapan dinlenme tesisleri burada yer almaktadır. Ünye kalesi şehrin 5 km dışında kalan bölgedeki önemli turistik destinasyondur. Uzunkum, Karadeniz in en uzun plajlarından biridir ve bu alanda başı çeker.
Uzunkum, İncekum, inciraltı, çınarsuyu diye bilinen plajlar zinciri halinde kilometrelerce uzanır. Yunus Emre mezarlığı, ozanın bilinen mezarlarından birisi de Ünye de yer almaktadır. Bir şiirine dayanarak Ünye de öldüğü iddia edilir. Çınar, şehir merkezinde yer alan 300 yıldan daha yaşlı bir çınardır. Son yıllarda yıldız taşıma yetkisine sahip otel sayısında artış gözlenmektedir.

Kiraztepe'deki Şeyh Yunus türbesi de özelliklidir. Ünye,deniz turizmi için de çok elverişlidir. Çamlık önemli bir mesire yeridir. Buradan itibaren haışı doğru turistik tesisler,pansiyonlar vardır. Özellikle Çınarsuyu Tatil Kompleksi,turizm açısından öneniM Ünye'de yıldızlı oteller(Turizm işletme belgeli) olduğu gibi,ayrıca belgesiz olsa da,gayet modern başka oteller vardır.

Çakırtepe dinlenme,yeme-içme ve eğlenme mekânı ile Acısu civarı,Asarkaya Milli Parkı da bu ilçemizin nadide doğal köşelerindendir.
Ünye'de ticari hayat çok canlıdır. Çünkü,Batı'da Samsun ve güneyde Tokat ile bağlantısı vardır. 60 km. güneydeki Akkuş ilçesi yeni kurulan Çaybaşı ve İkizce ilçelerinin de her türlü bağlantıları (Sosyal,ekonomik,ticari) Ünye iledir.

Yazkonağı köyünde bulunan Yazkonağı mağaraları,mağara turizmi için gelecek vad etmektedir. Buranın turizme açılması için Valilik bir çalışma başlatmıştır.


Ünye Kalesi


Ünye-Niksar yolu üzerinde ve İlçe merkezine 7 km uzaklıktadır. Volkanik bir tepe üzerine kurulmuş olan Kalenin kesin olarak ne zaman yapıldığı belirlenememiştir. Ancak, Kalenin Pontus Krallığı döneminde kullanıldığı bilinmektedir. Kale’deki yer altına inen ve denize kadar ulaştığı rivayet edilen dehlizler, kaya mezarları ve sarnıçlar en fazla ilgi çeken yerlerdir.


Kaya Mezarları


Ünye çevresinde muhtelif yerlerde çeşitli dönemlerden kalma kaya mezarları vardır. Bunlardan Tozkoparan Kaya Mezarları İlçenin doğusunda, Çimento Fabrikasının karşısında, Kurma yolunun sağ tarafındadır. Kaya mezarlarının hangi dönemde yapıldığı bilinmemektedir.




Yunus Emre Türbesi



Şiirlerinde insan sevgisini ve barışı ön plana çıkaran büyük tasavvuf Şairi Yunus Emre’nin mezarı Ünye’dedir. İlçeye 2 km uzaklıkta, Kiraztepe mevkiindeki mezarın üstüne 1998 yılında Ünye Belediyesi tarafından türbe yaptırılmıştır. Hümanist hayat felsefenden dolayı bütün dünyada evrensel bir şahsiyet olarak tanınan Yunus Emre’nin Türbesi İlçedeki en önemli ziyaret yerlerindendir.



Aya Nikola


Halk arasında Ayanikola olarak bilinen, Ünye’nin kuzeybatısında, şehir çıkışında bulunan küçük bir yarımadadır. Üstünde, çevre duvarlarının kalıntıları ile kilise olduğu bilinen eski bir yapının kalıntıları vardır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, Hıristiyan aleminde “Noel Baba” olarak bilinen Aya Nicholas (Aziz Nikola )’ın burada yaşadığını ortaya çıkarmıştır. Aynı araştırmaların sonuçlarına göre Aya Nikola, Oğuz Boyundan Türk bir ailenin çocuğudur. Sarı Saltık olan adı, 6 yaşlarındayken ailesinin Hıristiyan olmasıyla Nicholas ( Nikola ) olarak değiştirilmiştir. Nikola büyüdüğünde, Yarımadadaki kilisede rahiplik yapmış, denizcilikle uğraşmıştır.



Eski Ünye Evleri


Tipik Karadeniz mimarisinin en güzel örnekleri eski Ünye evleridir. Şehir merkezinde bulunan tarihi evlerden yaklaşık 80 tanesi günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. Mimari özellikleri ve süslemeleri ile ilgi çeken evlerden bazıları son yıllarda restore edilmektedir.


Kadılar Yokuşu


Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ünye’den çok sayıda ünlü kadı ( hakim ) yetişmiş ve çoğunluğu bu kadılardan oluşan sakinlerinden dolayı bir sokağa “Kadılar Yokuşu” denilmiştir. Şehir merkezinde, kıyıya dik olarak inen ve Cumhuriyet Meydanına bağlanan Kadılar Yokuşu İlçenin mutlaka görülmesi gereken yerlerindendir. Çünkü, tarihi Ünye evlerinin en gösterişlileri buradadır.


Kilise


Ortayılmazlar Mahallesi sınırları içinde Yalı Mevkiindeki Kilise Kesme taştan yapılmış, çatısı kiremit örtülü, süsleme ve resim bulunmayan sade bir yapıdır. Ünye Belediyesi tarafından 1994 yılında restore ettirilmiştir.


Hamamlar


İlçede şehir merkezinde biri faal 3 tane tarihi hamam vardır. Şehir merkezinde Saray Caddesinde bulunan Eski Hamam ve Bakırcılar Arastası arkasında bulunan Çifta Hamam kullanılmamaktadır. Eski Hamam kısmen iyi durumda olmasına rağmen restorasyona ihtiyaç vardır. Roma döneminden kaldığı sanılan Çifte Hamam harabe halindedir. Cumhuriyet Meydanı, Kadılar Yokuşu başında bulunan Yeni Hamam ise halen faal olarak hizmet vermektedir.


Bakırcılar Arastası

Yüzyıllarca hem Ünye’nin hem de bütün yörenin en önemli alışveriş merkezi olan Tarihi Bakırcılar Arastası, geçmişteki canlılığını yitirmiş olsa da hala çekiç sesleri yükselen, otantik eşyaları ile birer küçük müze gibi duran tarihi dükkanları gezip-görmek geçmişe yapılan yolculuk gibidir.




Saray Surları



Cumhuriyet Meydanında Anıt çınarın önünden kuzeye giden yolun sol tarafında yükselen surlar bir saraya aittir. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Sancak Beyi Süleyman Paşa tarafından. Deniz kenarında surlar üstüne yaptırılmış olan saray, aynı yüzyılın ortalarına doğru yanmış ve geriye bu surlar kalmıştır. Dönemin en önemli mimari şaheserlerinden biri olarak kabul edilen saray, batılı ressamlara esin kaynağı olmuştur.





Anıt Ağaçlar

Ünye şehir merkezinde çok sayıda yaşlı çınar ağacı vardır. .Bu ağaçlardan iki tanesi ise anıt ağaç statüsündedir. Cumhuriyet Meydanında bulunan tarihi çınar ağacının yaklaşık 500 yaşında olduğu hesaplanmıştır. Fatih Sultan Mehmet Caddesindeki Çınar ağacı da Cumhuriyet Meydanındaki ile aynı yaşlardadır.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.12.2010, 00:25   #12
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Diğer Tarihi Yerler Ve Yapılar
Ünye ve çevresinde yukarıda sayılanlardan başka çok sayıda eski kale, han, hamam, konak, su değirmeni, çeşme, köprü, cami, şadırvan, mezarlık, kilise, ve yola rastlamak mümkündür. Gencağa Kalesi, Erenyurt Kalesi, Şahinkale, Kabadirek Camii, Kale Köyü Çeşmesi, Beylercedeki Hatipler Konağı, Ericek Yaylasından geçen Kral Yolu ve Kavaklardaki Osmanlı döneminden kalma mezarlık bunlardan bazılarıdır. Ancak, yörede bulunan tarihi yapıların tam bir envanteri henüz çıkarılamamıştır.


Çamlık



İlçenin kuzeybatısında denizle sahil Karayolu arasında geniş bir alanda kurulmuştur. İçinde çocuk parkı ve barbeküler vardır. Sadece Ünyelilerin değil çevre il ve ilçelerde oturan vatandaşların da en fazla tercih ettikleri piknik alanıdır. Çamlıkta ayrıca bir motel ve bir restoran bulunmaktadır.




Çakırtepe


İlçe sınırları içinde, kentin ve denizin kuşbakışı seyredilebildiği bir tepe üzerinde kurulmuş piknik yeridir. İçinde çay bahçeleri ve pide salonları vardır. Hem Ünye’de oturan insanların hem de Ünye’ye gelen yabancıların, özellikle yaz akşamlarında doyumsuz manzarayı seyrederek dinlenmek için en fazla tercih ettikleri yer Çakırtepedir.


Çınarsuyu


Şehrin kuzeybatısında deniz kenarında Orman Bakanlığı tarafından kurulmuş piknik yeridir. Yemyeşil ağaçlar içinde piknik yaparak dinlenmek ve denize girmek isteyenler için ideal bir yer olan Çınarsuyunda kısa veya uzun süreli tatili düşünenler için kiralık evler de vardır.



Diğer Yerler

Şehir merkezinde açık havada oturup bir şeyler içilebilecek ve yemek yenilebilecek diğer yerler ise Yunus Emre Parkı, Yüzüncüyıl Tesisleri ve Dönerçeşme Parkıdır.

Asarkaya Milli Parkı


İlçenin güneydoğusunda, şehir merkezine 5 km uzaklıktadır. Sahil Karayolundan ayrılan stabilize bir yolla ulaşılır. Kente ve denize hakim bir tephe üzerine kurulmuş olan ASARKAYA Milli Parkı, tabiatla baş başa kalıp piknik yapmayı sevenler için ideal bir yerdir.


Yazkonağı Mağarası


İlçeye 3 km mesafede Yazkonağı yolu üzerindedir. Beş yol önce keşfedilmiş olan ve 200 m uzunluğunda 3 ayrı galeriden oluşan mağaradaki sarkıt-dikitler ve benzerlerine az rastlanır kubbeli odalar ilgi çekmektedir. Bilim adamları ve Turizm Bakanlığı yetkililerince incelemeleri tamamlandıktan sonra turizme açılmasına karar verilen ve projesi hazırlanan Mağara, meraklılar tarafından fener, kask ve çizme gibi donanım ve malzemelerle gezilebilmektedir.



Yaylalar



İlçe sınırları içindeki 2 önemli yayladan birisi Akkuş Yolu üzerindeki Argan Yaylası, diğeri ise Ünye-Kumru sınırındaki Ericek Yaylasıdır. Her iki yayla da temiz havası, zengin bitki örtüsü, tabii ormanları, akarsuları ve kaynak suları ile bakir kalmış ender yerlerdendir. Ericek Yaylasında bulunan şifalı kaynak suyu, çevre il ve ilçelerden insanların günübirlik ziyaret ettikleri önemli bir içmedir. Bunun dışında, yörenin birçok yerinde başka şifalı kaynak suları da vardır.



Plajlar Ve Sahil



Karadeniz Bölgesinin en geniş ve en temiz doğal plajlarını oluşturan kumsallar Ünye kıyılarındadır. Uzunkum, Kavaklar ve İnciraltı plajları bunlardan bazılarıdır. Dalgaların bilinmeyen zamanlardan beri sabır ve ustalıkla işleyip, garip şekiller vererek figürler çizdiği kayalıklar da, Ünye sahillerinde görülebilecek başka bir güzelliktir. Özellikle Çamlık kıyılarına gidenler, ilginç kaya şekillerini saatlerce seyretmekten kendilerini alamazlar.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.12.2010, 20:37   #13
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Aybastı İlçesi



Ordu İlinin kara (güney)tarafında kalan Bir İlçesidir. Halkının Önemli bir bölümünü Türkmen/Çepniler oluşturur. İsminin nereden geldiği kesin olarak bilinmemekle birlikte Göktürk/Oğuzlar için Ay, Güneş,Duman gibi kutsal kavramlardan geldiği ve aytutulmasından geldiği sanılmaktadır.

Karadeniz'e paralel olarak uzanan Canik Dağları'nın Kuzey Yamaçlarında Bolaman Irmağı'nın sol kolu üzerinde (Yöresel adı Ağuderya olan) kurulmuş olan Aybastı Karadeniz'e 50 Km uzaklıkta 730 metre yükseklikte cennet bir şehirdir. Kuzey'den Kabataş, Güney'den Reşadiye, Doğu'dan Gölköy , Mesudiye ,Batı'dan Korgan ilçeleriyle çevrilidir. Bütün komşu ilçelere işlek yollarla bağlıdır.

İlçenin Adı Nereden Geliyor?





İçemizin daha önce İbasdı ( İbasda ya da ibassa ) 1900'lü yıllarda Aybastı olan adı üzerinde halkın dilinde pek çok söylenti ve öyküler mevcuttur. Bunlardan en önemlileri yöremizin fethi sırasında karanlık bir gecede ayın bulutların arasından birden çıkarak ortalığı aydınlatması sonucunda işi kolaylaşan fatihlerce Aybastı şeklinde konuşmalarından dolayı yöreye bu adın verildiği şeklindedir.

Bir diğer söylentiye göre belden aşağısı tutmayan çocuğunu, şifa aramak amacıyla yöreye getiren bir bey bir süre sonra çocuğun iyileşerek ayaklarını basması sonucu beyin sevinçle “Ay bastı! Bastı! Ya da iyi bastı” şeklinde sevinçle bağırması sonucu yörenin bu adla anıldığıdır ki yöremizin adının bazı tarihi tarihi kayıtlarda İbasda, İbastı bazı kayıtlarda da Espadia veya İpsadı şeklinde geçmesi itibariyle bu öykülere pek uymamakatdır.


Türklerden Önce Aybastı




İlçemizin adının Phacisane (Fatsa), Hapsamina (Hapsamana- Gölköy),Oinoie (Ünye) gibi aynı tür isimlerden ve bu isimlerle aynı devirlerde (Pontus krallığı Dönemi) verildiği muhtemeldir. Çünkü ilçemiz topraklarında bu devirlere ait yaşam izleri mevcuttur. Aybastı'nın verimli toprakları sağlıklı yaşama elverişli toprakları her devirde insan topluluklarının ilgisini çekmiştir.

Yunan kaynaklarına göre Aybastı'yı da içine alan bölgede ilk egemen halk kütleleri Kalipler , Kolk, Kokonlar ve Tiberen'lerdir. (Ayrıca ilçemizde tarih öncesi devirlere ait mağara yapıtları da mevcuttur). Bu kavimler uzun bir süre Hitit , Pers, Met ve Pont devletlerine bağlı olarak yöremizde egemen olmuşlar ve demircilikle uğraşmışlardır. M.S. 70'li yıllarda bölge Peçenek ve Uz Türkleri'nin akımlarına uğramış ve işgal edilmiştir. Dillerini ve geleneklerini unutmayan bu Türk boyları daha sonra gelen Türk Boyları ile bütünleşmişlerdir. Roma İmparatorluğu'na bağlı unsurların Anadolu'yu ele geçirmeleri sonucu Aybastı bölgesiyle beraber önce Sivas Dukalığı'na daha sonra da Trabzon Eyaleti'ne bağlanmıştır. MS. 395 de Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesi sonucu Aybastı Doğu Roma İmparatorluğu'nun topraklarında kalmıştır.


Türkler Aybastı'da



Ortaasya'dan kopup gelen Türk Boyları İran toprakları üzerinde kurdukları Büyük Selçuklu Devleti'yle Bizans İmparatorluğu'na komşu büyük bir imparatorluk kurarak Anadolu'ya akınlar düzenlediler. 1054'te Van Gölü civarına gelen Sultan Tuğrul Bey ordularını üç bölüme ayırarak bir kolunu Kafkas Dağları, Erzincan Yöresi ve Canik Ormanlarına yöneltti. Bu Türk akınlarını 1071'de Malazgirt Savaşı'nın kazanılmasıyla geriden gelen Türk kuvvetleri destek verdiler. Selçuklu Sultanı Alpaslan'ın komutanlarından Artuk Bey, Afşin, Kutalmış Oğlu Süleyman Şah gibi komutanlar yöremizi de içine geniş bir alanda fetih hareketlerine başladılar. Kutalmış oğlu Süleyman fethettiği toprakları kendilerine bağlayarak Anadolu Selçuklu Devletini kurdu. Bu sırada Süleyman Şahın dayısı Danışmend Taylı Beyin oğlu Gümüştekin Ahmet Gazi Orta Anadolu'da Sivas Amasya, Tokat ve Niksar yörelerini fethederek Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlı Danişmentli Beyliği'ni kurdu. Selçuklular'ın taht mücadelelerinden yararlanarak bağımsızlığını ilan etti. Selçuklular ile birlikte Haçlılar'a ve Anadolu Selçuklu Devleti'ne karşı çetin mücadeleler verdiler. Daha önce Sivas olan başkentlerini güvenlik nedeniyle Niksar'a taşıdılar. Ahmet Gazi'nin yerine geçen oğlu Melik Emir Gazi Beyliği'nin sınırlarını bilhassa sahile doğru genişletmek amacıyla Canik denilen bölgeye seferler düzenledi. İlk etapta doğuda Mesudiye, İskefsür ve Aybastı; Batı da ise Ünye, Fatsa Bölgeleri Danişmentliler'in eline geçti. (1115 - 1134) İlçemiz Canik diye bilinen yörenin Niksar'a göre ilk bölümlerindendir. Bu nedenle Türkler'in eline geçen ilk yerlerdendir.



Daha sonraki yıllarda bazı yerlerin Bizans'a geçmesi üzerine Danışmentli Melik Muhammed yöreye bir sefer daha düzenleyerek daha etkin hakimiyet sağlamıştır. Danişmentli Hükümdarı Emir Nizamettin Yagıbasan Ünye üzerine bir sefer düzenleyerek (1157) Ünye'den itibaren Bafra'ya kadar tüm sahili ele geçirmiş, bir yıl sonra bu yerler antlaşma ile vergi karşılığı Bizans‘a terk edilmiştir.
Emir Muhammed'in ölümü üzerine başlayan taht kavgalarına As Devleti Sultanı Kılıçaslan Danişmentli Beyliği'ne son vererek topraklarına kattı. (1175) İlçemiz toprakları üzerinde Danişmentliler devrinde yapılan savaşlarda şehit düşmüş asker ve komutan mezarlarına rastlanmaktadır. Kutlu Doğmuş Evliyası, Kümbet Evliyası etraflarında çok sayıda şehit mezarları mevcuttur.

Moğollar'ın Anadolu'yu işgali sonucu Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldı. İlçemizde içinde bulunduğu topraklar İlhanlı Devleti, Eratna (İlhanlı) Beyliği, Kadı Burhanettin Beylikleri'nin topraklarında kaldı. Kadı Burhanettin ordusu ile İskefsür'e kadar gelmiştir.

Aybastı ve yöresinin dağlık oluşu fetih sırasında Türkleri çok uğraştırmış fetih uzun yılları almıştır.(115- 1134) Hatta Emir Melik Gazi'nin ilçemize düzenlediği bir sefer sırasında Kutlular'da Yaras mevkiinde yaralandığı; öteki komutanların askerlerine:” Yarısını asın, yarısını kesin!” şeklinde emir verdiklerini; Emirin acilen Niksar'a götürüldüğü sırasında kanının damladığı yerlerin evliya olarak değerlendirildiği mahalle insanları tarafından anlatılmaktadır.


Osmanlı Döneminde Aybastı




Aybastı ile bu döneme ait bilgileri İlçemizin yetiştirdiği çok değerli Hocamız Prof. Bahaeddin YEDİYILDIZ'ın Ordu Kazası Sosyal Tarihi adlı araştırma eserinde rastlıyoruz. Buna göre 1485 Yılı Tahrir Defterlerinde İlçemizin adı Bölük-i Fidâverende ‘dir. Fidâverende'nin merkezi belli olmamakla birlikte Elbey Köyü'nün olma ihtimali üzerinde durulmaktadır. İbassa ise Fidaverende'ye bağlı köyler envanterinde 1455'te 49 haneli bir köydür. Köy Yörgüç Paşa'nın Gulâmı (temsilcisi) Togan'ın tımarıdır. Köyde cami vardır. Seydi Ali Fakih imamlık Dervişoğlu Akdoğan Zaviyedarlık yapar. Köyde dervişler yaşar. Kızılot Karyesi'nde (Köyünde) 3 adet Derbentçi vardır. İbastı bu tarihlerde İskefsur kazası Şebinkarahisar Sancağı, Erzincan Eyaleti'ne bağlı bir nahiyedir.



İlçemiz Tokat, İskefsur , Niksar yöresini sahile Fatsa Limanı'na bağlayan en kısa ve emniyetli yol üzerinde olması nedeniyle çok önemlidir. İlçemiz topraklarında çok eski tarihlerde kullanılan bir ipek yoluna ait kalıntılar mevcuttur. Prof. Bahaettin YEDİYILDIZ Hocamızın eserine göre Fidâverende'nin nüfusu hane olarak komşu nahiyelerden daha fazladır. (İbassa 626 hane, Hapsamana 346 hanedir. İlçemiz 1485'te 643, 1520'de 1006, 1547'de 1590, 1613'te ise 1745 hane nüfusa sahiptir. Buradan harekele ilçemizde aşırı bir nüfus artışı olduğu göze çarpar.)
Aybastı Osmanlı Padişahları'nın Doğu'ya düzenledikleri seferlerin yakınından geçmesi nedeniyle doğrudan etkilenmiştir. (Yavuz Sultan Selim'in Selemen Yaylası'nda konakladığı bilinmektedir.)Yöremizin idari merkeze uzaklığı ve ormanlık oluşu her devirde kanun ve asker kaçaklarının barınağı haline gelmiş. Yerli beyler her zaman problem çıkarmışlar, bu yüzden Osmanlı Devleti yöremizde her zaman fazla askeri kuvvet bulundurmuştur. III. Mehmet Döneminde Sancak Beyliği elinden alındığı iddiasıyla isyan çıkarıp devleti hayli uğraştıran ünlü Celali, Karayazıcı devlet kuvvetlerinden kaçarak Canik Dağları'nda Perşembe Yaylası'na sığınmış ve burada ölmüştür (1603).



İlçemizle ilgili daha net bilgileri Kudret EMİROĞLU'nun yeni yazıya çevirdiği 1869-1870-1871-1872-1873 ve 1874 tarihli Trabzon Eyaleti Salnameleri'nde rastlamaktayız.Bu kayıtlara göre bu yıllarda Aybastı Ordu kazasına bağlı nahiye idi. Nahiyede 143 hane Rum 983 hane Türk nüfus yaşar. Nahiyede 13 cami, 10 hatip, 5 adet Kilise, 7 adet Rahip, 11 adet Müslüman mektebi, 2 Rum mektebi, 1 adet medrese, 1 adet de müderris bulunmaktadır. Ayrıca nahiyede belediye teşkilatının mevcut olduğu reisin İbrahim Ağa Azanın da Abdulkadir Ağa olduğu kayıtlarından anlaşılmaktadır.1870 yılında nahiyedeki nüfus toplamı 1126 hane = 4307 kişidir. Nahiye müdürü Necip Ağa, Katibi Süleyman Efendi'dir.1874 Yılında ise Aybastı ,Görele, Vakfıkebir ve Sürmene ile padişah iradesi ile kaza yapılmış olup, Kaymakamı Ali Ağa Katibi Ahmet Efendi'dir. 1872 Yılı Salnamesinde o devirlerde kullanılan takvimde 31 Mayıs'ta Perşembe Panayırı kaydına rastlanmıştır.Aynı eserde “Aybastı Nahiyesinde tul ve arzları birer buçuk saat mesafeli beş altı adet orman olup bu ormanlarda yalnız gürgen ağaçları vardır. Hasıl olan kereste yalnız derun- i nahiye ebniyasına sarf olunarak yolları gayet sa'bel- mürur olduğundan ahir mahalle nakil edilememektedir.”ifadeleri yer almaktadır. Aybastı nahiyesinin kaza ve vilayete olan uzaklıkları yaya olarak belirlenmiştir. Buna göre Aybastı'nın Ordu Kazasına uzaklığı 18 saattir. Trabzon'a uzaklığı ise 63 saat olarak tespit edilmiştir.



İlçede o yıllarla ilgili nahiyede tüfenk, tabanca, çakmak imal edilir. Nahiye dahilinde sarf edilir. Ayrıca Kuzköy'de Şeyh Halil, Şıhlı'da Şeyh Kutlu Doğmuş, Akfatma'da Şeyh Hasan adlı veliler metfundur. denilmektedir.1874 Yılında kaza yapıldığını gördüğümüz Aybastı'nın merkezinin belli bir yerde değil yöre ileri gelenlerinin merkezi idareye baskı ve etkileri sonucu Sefalık Köyü (Konak yanı) ile Esenli Köyü (Cami yanı) arasında yer değiştirdiği görülmüştür. Merkez bir ara 1854 yılında gelerek Sefalık'a yerleşen Hazinedar Oğulları'nın bulunduğu Sefalık'a geçmiş (burada halen mevcut olan tarihi hamamlar, fırınlar bu devirde yapılmıştır) Daha sonraki yıllarda (1900) ilçe ya da nahiye merkezi Esenli ağalarının etkinlikleri sonucu eski yerine geçmiş. İlçe merkezinin bugünkü yere kurulmasında Remzi Efendi ve Rüştü Efendi adlı kişiler önderlik etmişlerdir. Bugünkü Merkez Camii o yıllarda yapılmıştır. İlçemiz 1945 yılında ilçe olan Gölköy'e bağlı bir nahiye olarak bağlanmış, şehrin hızla gelişmesi sonucu 1957 yılında ilçe olma hazırlıkları başlatılmış, 1959 ‘da da ilçe olmuştur. Bu yıllarda Belediye Teşkilatı geliştirilmiş sonra İbrahim Gökalioğlu ilk Belediye Başkanı seçilmiştir. Daha sonraki yıllarda kurulan Esenli Köyü Kalkınma Kooperatifi sayesinde ilçemizden Almanya'ya çok sayıda işçi gönderilerek ilçemizin yaşam düzeyi geliştirilmiştir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.12.2010, 22:35   #14
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)



Orta Karadeniz Bölgesi’nde Canik Dağları’nın Kuzey yamacında kurulmuş olan ilçemiz, Fatsa’nın Güneyi’nde kıyıdan 52 km² içerdedir. Doğusu’nda Gölköy, Batısı’nda Korgan, Kuzeyi’nde Fatsa ve Güneyi’nde Reşadiye ilçeleri yer alır.

Yüzölçümü 359 Km²’dir. Rakım 730 metredir. Derinliği 27 km, genişliği 14 km.’dir. Bu saha içerisindeki belediye alanlarımız ise 78 km² kadardır. Bu alan içerisinde 9 mahalle ve yayları bulunmaktadır. Km²’ye düşen kişi sayısı 90’dır. Engebeli bir arazi yapısına sahip olmasına rağmen ilçemiz belediyesi dahilinde sarp yamaçlara ve kayalıklara rastlanmaz.

Bitki Örtüsü:İklim ve bitki örtüsü Orta Karadeniz iklimine benzer. yüksek kısımları ise kısmen İç Anadolu Bölgesi’nin iklimi hüküm sürer. Bitki örtüsü olarak Karadeniz bitki örtüsüne sahiptir. Tarıma elverişli alan 192 Km², Çayır, mera 116 Km² Bağ, bahçe 30 Km²’dir. Sıcaklık bakımından aylık ortalamalar incelendiği zaman en soğuk ay ortalama sıcaklığının 6 ile 7 derece arasında değiştiği görülür. En sıcak ay ortalaması ise 23 derecedir. Karadeniz Kıyılarındaki nem oranı fazla hissedilmez. Hava rüzgarlı olduğu zamanlarda soğuk daha fazla hissedilmektedir. Sıcaklık yazları 35 dereceye kadar yükselmektedir. Kışlar soğuk olur. Perşembe Yaylasında kar kalınlığı 1,5 metreye kadar çıkmaktadır. En yağışlı mevsim ilkbahardır.
Akarsuları:Büyük ırmakları yoktur. Armutlu ve Aybastı çayları mevcuttur Yine eski adı “Ağuderya” yeni adı Bolaman olan bir çayı vardır. Her iki çay da Fatsa’dan Karadeniz’e dökülmektedir.
Bolaman ırmağında, ilçe içinden ve çevre ilçelerden insanlar balık tutmaktadır.Son yıllarda ırmak gerek insanlar gerekse fabrika (süt ürünleri.) yüzünden aşırı derece kirlendiği görülmektedir.Yaz aylarında sıcakların artmasıyla çocuklar bu ırmakları serinlemek için kullanmaktadır.



Avcılık:
Aybastı ilçesi ve köylerinde kara ve su avcılığı yapılmaktadır. Yörede avcılığa karşı yoğun olmasa da belli bir çevrenin ilgisi vardır. Irmaklarda alabalık sazan ve ırmağa özgü balıklar bulunmaktadır.Perşembe yaylasında bulunan gölete balık tutmak için çevre il ve ilçelerden insanlar gelmektedir.Gölette sazan, alabalık ve çeşitli balık türleri bulunmaktadır.Kara avcılığı olarak ise keklik ve karatavuk avcılığı yapılmaktadır.Ayrıca devlet izniyle yaban domuzu avcılığı da yapılmaktadır.

Ekonomi:Halk geçimini en çok tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır.İlçede fındık, patates ve mısır yetiştirilmektedir.Fındık ürünü Aybastı ekonomisinin can damarını oluşturmaktadır.İlçede alabalık tesisleri vardık.Aybastı ilçesi hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı ilçelerdendir. Yörede üretilen sütün değerlendirilmesine yönelik süt işletme tesisi bulunmaktadır. Aybastı patatesi çok rağbet gören ürünlerindendir.



Perşembe Yaylası



Bu yazılı kaynaklara dayanarak, Perşembe Yaylası'nın çok eski bir yerleşim yeri olduğunu anlıyoruz. Yayla şenlikleri de insanların bu yaylaya yerleşmeleriyle birlikte Perşembe Panayırı olarak başlamıştır.

O dönemlerde yurdun çeşitli yerlerinden gelen satıcıların eğlence araçlarının, çadır tiyatrolarının buluşup birleştiği muhteşem bir görünüm içerisinde başlayan ve bir hafta devam eden eğlence, alışveriş ağırlıklı bir şenlikmiş. Bu şenliklerin en büyük ağırlığını, yağlı pehlivan güreşleri oluşturmaktadır.

Geçmiş dönemlerde yaşayanların Perşembe Yaylası Panayırı hakkında anlattıkları bilgilere göre o dönemlerde panayıra yurdun çeşitli yörelerinden satıcılar, ip cambazları, sihirbazlar, sirk türü çadırlar, falcılar gelirler ve bir ay boyunca yaylada kalırlarmış. Başladığı günden bu yana Temmuz ayının son haftasında yapılma özelliğini yitirmeyen panayır, son haftada yağlı pehlivan güreşleri, at yarışları, insan yarışları gibi çeşitli sportif faaliyetlere devam edermiş.

Yazılı kaynaklardan edinilen bilgiye göre; Perşembe Panayırı, Kırkpınar Şenliklerinden daha eski bir tarihe sahiptir. Ancak, bu zamana kadar tanıtımı yapılamadığı için gerekli yeri alamamış, Kıkpınar güreşlerinin rövanşının yapıldığı bir panayır olarak kalmıştır.

Başladığı günden bu yana hiçbir kesintiye uğramadan devam eden Perşembe Panayırı'na Kırkpınar'da kispet giyen pehlivanların % 80'i (o yılın Kırkpınar başpehlivanı dahil) mücadele etmektedir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.12.2010, 23:32   #15
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Gülyalı İlçesi



Eski adı Abulhayr'dır. 1987 yılında ilçe haline geldikten sonra Gülyalıturizm yatırımları adını almıştır. Ordu ilinden Giresun istikametinde 8 nci km. dedir. Deniz kenarı,yeşillikler içinde güzel bir ilçedir. Nüfusu 1997 yılında 9100, 2002 yılında yaklaşık 10600 kişidir.Halkın çoğunluğunu Türkmen/Çepniler oluşturur. Geçim kaynağı ağırlıklı olarak fındıkçılık ve balıkçılık olup yeni yeni süt ve besi hayvancılığı ile ön plana çıkmaktadır. Ordu ilinde mavi bayraklı plajlarına sahip nadir yerlerden biridir.


İlçenin nüfusu 2007 genel nüfus sayımına göre 8.165 dir. Bunun 3.660 ı ilçe merkezinde, 4.505 i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır. Turnasuyu Köyü, 2009 sayımına göre nüfusu 2243 olup, Gülyalı ilçesinin en kalabalık köyüdür.


Gülyalı İlçesi'nin doğal peyzaj özellikleri, Karadeniz bölgesinin genel peyzaj özelliklerini taşımaktadır. Elverişli iklim koşullan nedeniyle her mevsim yeşil rengini koruyan doğal örtü her zaman çekici güzellikler sergilemektedir. Bölgede genel peyzaj özellikleri ile uyum sağlayan geleneksel Karadeniz mimarisi ile inşaa edilmiş yapıların yanında, betonarme ve özensiz yeni yapılar bu doğal peyzaj strüktürünü bozmaktadır. Gülyalı İlçesinde düzenlenmiş aktif yeşil (spor alanı vb) alan yoktur.



İlçe genel itibari ile bozulmamış doğal güzellikleri ve geleneksel mimarı dokusu ile eşsiz bir kültür - turizmi bölgesi oluşturmaktadır. Mevcut durumda turistik aktivite yerel düzeydedir. Daha önce de sözedildiği gibi kıyıda bulunan kıyı gazinoları ilçenin günlük yaşamına bir hareketlilik getirmektedir. Bunların dışında çevre köylerden gelen tüccarların ya da diğer ziyaretçilerin kalabileceği bir küçük oteli bulunmaktadır.


Turizm Bakanlığı - Yatırımlar Genel Müdüriüğü'nce hazırlanan Ordu İli Turizm Envanteri ve Turizm Gelişme Planında ilçe merkezinde turizm ile ilgili kullanım öngörülmemiştir. Doğu ve batı yönünde ilçe sınırlarına bitişik kıyı turizmi gelişme alanları önerilmiştir.
İlçe merkezinde 30 yataklı pansiyon, 180 yataklı motel, 60 yataklı kent oteli öngörülmüştür. Su avcılığı ve kara avcılığının geliştirilmesinde önerilmiştir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.12.2010, 00:08   #16
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Perşembe İlçesi




Perşembe, Ordu ilinin bir ilçesidir. Eski adı "Vona" olan ilçe, vona yarım adasında yer alır.


Perşembe, uzun zaman Roma ve Bizans hakimiyetinde kalmıştır. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon Rum Pontus imparatorluğunu ortadan kaldırmasından sonra Vona Osmanlı imparatorluğunun hakimiyetine girmiştir. 1945 yılında ise İlçe olmuştur. Ordu-Samsun devlet karayolu üzerinde Vona tabii liman koyunda kordon tepesi eteğinde kurulmuştur. Kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Ordu, batısında Fatsa, güneyinde Ordu-Ulubey ve Fatsa İlçeleri ile sınırlıdır. İl Merkezine 13 km. uzaklıktadır.


Perşembe'de Turizm



Perşembe sahili boyunca daha çok devlet karayolunun deniz kısmında bir çok yeme içme ve dinlenme mekanları bulunur. Perşembe,kumsalları ile ünlüdür. Çaka doğal plajı,bunların en tanınmışıdır. Bu plaj ileri düzeyde turistik hale getirilmesi için Perşembe
Kaymakamlığı,Belediyesi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Valiliğimizin öncülüğünde ve himayesinde ortaklaşa olarak çalışmalarını yürütmektedir.



Perşembe,tam bir dinlenme ve tatil yeridir. Sakindir,havası hoştur. Gürültü ve görüntü kirliliğinden tümüyle uzaktır. Önümüzdeki birkaç yıl içinde Perşembe bir turizm cazibe merkezi olacaktır. Perşembeli bir büyük iş adamı,turizm yatırımları için,ciddi çalışmalar yapmaktadırlar.



Kıyılar,son derece güzel manzaralara sahiptir. Kıyı boyunca Çeşmeönü, Aktaş, Çerli Köyü, Mersin, Çaytepe Yason burnuYarımadası, Çatı. Büyükağız, Okçulu Koyu, Mederesönü başlı başına birer dinlenme,gezi ve spor beldeleridir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.12.2010, 21:26   #17
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Gölköy İlçesi



Ordu ilinin bir ilçesidir. Gölköy Ordu ilinin 3. büyük ilçesi olup merkez nüfusu 16.410'dir (2009 tüik verileri). Yüzölçümü 349 km²'dir. İlçe merkezi Ordu-Sivas karayolu üzerine kurulmuştur ve Ordu merkeze uzaklığı 63 km'dir. İlçe sınırları içerisinde iki doğal göl vardır: Ulugöl ve Gök Gölü. Ulugöl, 30.000 m²'lik alanıyla Ordu İlinin en büyük doğal gölü özelliğini taşır. Ulugöl İlçeye 15 km mesafede bulunurken, Gök Gölü ilçe merkezinde yer almaktadır.
Gölköy İlçesi Ordu-Sivas Karayolu üzerinde kurulmuştur. İl merkezine uzaklığı 63 km.'dir. Doğudan Mesudiye, Batıdan Aybastı ve Kabataş, Kuzeyden Ulubey, Gürgentepe, Güneyden Reşadiye İlçeleri ile çevrilidir. Yüz ölçümü 341.km2.dir. Arazi dalgalı ve arızalıdır. Güney hudutları mera ve yaylalarla kapalıdır. Rakım 860 ile 1200 metre arasında değişmektedir. İlçemizde merkez Gökgölü, Haruniye Köyünde Ulugöl isimli gölü vardır. Bunun dışında İlçemiz merkezinden geçen Karadere isimli bir dere vardır. İlçemizin %25'i ormanlarla kaplı, %54'ı ekili ve dikili, geriye kalanı ise mera ve otlakiyelerle kaplıdır.

İklimi, yazları yağışlı ve ılık, kışları ise yağışlı ve serin geçer.


Tarihçesi


İlk önceleri Şıhman (Özlü) köyünde kurulan Gölköy 17. yy. ortalarında bu günkü Gölköy İlçesinin bulunduğu yere taşınmıştır. İlçeyi, Şıhman köyünden Gölköy İlçesine taşıyan Şıhmanoğlu soyundan gelen Hacı Ali Ağa'dır. Torunu Küçük Ali Ağa Gölköy İlçesinin Konak adı ile anılan ve surlarla çevrili olan şatoyu yaptırmıştır. Bu şato, Kasabaya hakim bir tepenin üzerinde kuruludur. Zamanla bir çok onarım görmesine rağmen kalıntıları eski kişiliğini korumaktadır. Kalıntılar içinde en dikkate değer olan hamamdır. 52 basamakla inilen kuyusundan, bu gün bile yararlanılmaktadır.




Gölköy İlçesinin eski adı Hapsamana'dır. Bir kısım tarihçiler Hapsamana'nın Sümerce bir isim olduğunu söylemektedirler. Gölköy İlçesi Ordu Merkez İlçesine bağlı bir bucak iken 25.06.1936 gün ve 3012 sayılı Kanun'la İlçe olmuş, Hapsamana nahiyesinin ismi de Gölköy olarak değiştirilmiştir.

İlçe Karadeniz Bölgesi kültürel özellikleri ile kısmen Tokat ilinin kuzey ilçeleri kültürel özellikleri ile harmanlanmış zengin bir kültüre sahiptir.İlçeye bağlı kimi köylerde kendilerine has horonlar mevcut olup ilçe genelinde Ordu Karşılaması çokca oynanan halk oyunudur.Yemek kültürü Ordu ilinin geneliyle benzer özelliktedir.

Coğrafi Yapı



İlçemiz Karedeniz Bölgesinin Orta Karadeniz Bölgesinde Ordu ilinin iç ilçelerinden birisidir, denizden 35 km içeride ve Canik dağının vadileri arasında yerleşmiştir. İlçe merkezi Elekçi deresi üzerindedir. Arazi oldukça engebeli bir sahaya sahiptir. Rakı 340 metre olup ilçe sınırları 40 derece 50dakika kuzey, 37 derece 15 dakika doğu meridyenleri arasında bulunmaktadır. Yüzölçümü 344 km.’ dır. İlçemizin doğusunda Kongan, batısında Akkuş, kuzeyinde Fatsa , kuzeybatısında Ünye, güneyinde Tokat ilinin Niksar ilçesi bulunmaktadır.

Yörede her mevsimde yağış görmek mümkündür. Aynı şekilde ısı da mevsimler arasında fazla bir iniş çıkış göstermez. Bu iklime bağlı olarak sık bir bitki örtüsü meydana gelmiştir. Arazinin büyük arazilerin hemen tamamı fındık, mısır, patates, ekimine ayrılmıştır. İlçemiz toprakları üzerinde genel olarak yağmurun çok yağmasına ve arazi yapısının oldukça dik olmasına rağmen toprak erozyonu görülmekte kıraçlaştığını görmek mümkündür.




İlçemizin nüfusu 39.593’dür. Bu nüfusun 10.7742ü ilçe merkezinde 28.819’da köylere aittir.

İlçemizde İkibin nüfusun üzerinde olan 2 köyümüz vardır. Bunlar Aşağıdamlalı ve Yukarıdamlalı köyleridir. Bin nüfusun üstünde ise 10 adet köy vardır. 18 adet köyümüzün nüfusu ise bin’in altındadır. Yüzelli nüfusun altında olan köyümüz yoktur. En az nüfusu olan köyümüz 221 kişi ile Yemişken köyüdür. En büyük köyümüz ise 2.287 nüfusla Aşağıdamlalı köyüdür.

İlçemizde nüfus yoğunluğu ise 114’dür. Nüfusun tamamı Türk ve Müslüman dır.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.12.2010, 22:08   #18
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Kumru İlçesi



Orta Karadeniz Bölgesi’nde, Ordu İline bağlı bir ilçe olan Kumru, doğusunda Korgan batısında Akkuş, kuzeyinde Fatsa, kuzeybatısında Ünye ve güneyinde Niksar ilçeleri ile çevrilidir. İlçe toprakları dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. İlçe topraklarının güneyini Canik Dağları engebelendirir. Elekçi Deresi ve kolları bu dağları derin biçimde parçalamıştır. Canik Dağlarının vadileri arasında yer alan ilçe merkezinin ortasından Elekçi deresi geçmektedir. İlçe topraklarını Elekçi Deresi dışında Pınaralan, Akkancık, Soğukpınar, Kırkkızlar, Boyacılı, Karacalar ve Çatılı akarsuları sulamaktadır.
İlçede Karadeniz iklimi hüküm sürmekte olup, yazları sıcak, kışları soğuk geçmektedir. Kış ayları genellikle yağmur ve kar yağışlıdır. Her mevsimde yağış görülür. İl merkezine uzaklığı 98 km. olan ilçenin deniz seviyesinden yüksekliği 450 m.dir. Yüzölçümü 344 km2 olan ilçenin toplam nüfusu (2000 Yılı sayım sonuçlarına göre) 44.307’dir.



İlçede dağlar ormanlar kaplı olup, gürgen, karaağaç, meşe, kestane, ceviz ve yüksek kesimlerde iğne yapraklı ağaçları bulunmaktadır. Bu ormanlarda az da olsa kayın ağaçlarına da rastlanmaktadır.
İlçenin ekonomisi tarım, ormancılık ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen belli başlı ürünler, fındık, mısır ve patatestir. Az miktarda arpa, fasulye, kendir, buğday, armut ve elma yetiştirilir. Hayvancılıkta ise sığır, koyun ve keçi yetiştirilir. Arıcılık da yapılmaktadır. Ormancılık ilçenin bir diğer gelir kaynağıdır.




Tarihçesi

Kumru İlçesi Anadolu Selçuklu İmparatorluğu döneminde Türklerin Anadolu ya yayılmasından itibaren Niksar (Danişmentler Beyliği döneminde Melikşahın adamları vasıtasıyla Türkleşmişlerdir. O tarihten beri burada Türkeler yaşamaktadır. Kumru ilçesi 7033 sayılı kanunla Karaçalı Köyü merkez olomak üzere 1 Nisan 1960 günüden itibaren Fatsa ilçesinden ayrılarak yeni ilçe statüsüne kavuşmuştur.



Kasaba ilçelerinde, güney-kuzey istikametinde akmakta olan Elekçi dersi, eski bir tarihte taşarak, şimdiki ilçe merkezi olan mıntıkaya fazla miktarda kum bıraktığından burası Kumlu İsmiyle anılmaya başlanmış, bundan dolayı zamanla Kumru’ ya intikal ederek ilçe ismi meydana gelmiştir.



Derenin elekçi ismi ise, çok eski devirlerde, bu dere kenarında göcebe hayatı süren ve elek yapıp satan kimselerin sel sularına kapılarak kaybolmalarından dolayıdır.

Bilinen ilk idari teşkilat, Trabzonvilayeti Samsun sancağı, bugünkü Yalnızadam köyü merkez olmak üzere Nefsierkeş Kadılığı şeklidir. Cumhuriyet devrinde Fasa ilçe olduktan sonra 1926 yılında bu ilçeye bağlanmıştır. Ve 1926 yılında nahiye olmuştur.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.12.2010, 23:01   #19
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Mesudiye İlçesi



İlçemiz Ordu ili merkezine 115 km mesafede bulunan Mesudiye ilçemizin yüzölçümü 1182 km2 dir. Ordu ilinin alanı en geniş ilçesidir. Üç beldesi 57 köyü mevcuttur. Beldeler Topcam, Üçyol ve Yeşilce’dir.

İlçe nüfusu 5.700 geneli 20.000 civarındadır. Denizden yüksekliği 1500m dir Mesudiye’nin merkezinde Kilise, Yüksek Okul binası ve Merkez camii minaresi tarihi değer olarak dikkati çeker. İlçemizin en eski adı Meletios, daha sonraki adları ise Milas ve Hamidiye’dir.


Arıkmusa köyündeki Arıkmusa Kaya Yerleşmesi tamamlayıcı unsurlarıyla 2500 yıllık bir geçmişi işaret etmektedir. Yeşilçit köyünde bulunan Meletios kalesi, Türk köyünde bulunan türbe ve Türk dönemi unsurlar Mesudiye’nin Ordu ilindeki en eski Türk iskan alanı olduğunu gösterir.


Ordu-Mesudiye karayolu asfalt olmakla birlikte meşakkatlidir. Arazi çok dik yamaç ve engebelidir Yol bu sebeple dar, çok virajlı ve inişli çıkışlıdır.




Mesudiye ilçemiz İç Anadolu’ya (Sivas) çok rahat bir yol ile bağlanmıştır. Bu şirin ilçemiz her şeyden önce bir tarih merkezidir. Kale, dehliz, türbe, kilise, cami, çeşme, kütük ve taş ev gibi tarihi eser ve yerler hayli fazladır. Mesudiye İlçesi sınırları içerisinde çok sayıda gezi ve piknik yeri bulunur.Ordu ilinin en uzun akarsuyu olan melet çayı ilçemiz sınırlarında doğmakta olup ilçenin içinden geçmektedir. İlçemizde yaylacılık kültürü oldukça gelişmiştir. Başlıca yaylalarımız ise Keyfalan, Taştekne, Kızılağaç, Çukuralan, Üreğil ve Zile yaylalarıdır. Iğdır ormanları ilçemizin güzel çam ormanıdır. Mesudiye’nin en önemli geçim kaynağı hayvancılık ve Topcam yöresinde yetişen fındıktır.


Mesudiye yöresi halk oyunları Karadeniz ve Orta Anadolu özellikleri taşımaktadır. Horon, Halay ve Karşılama türünde değişik oyunlar vardır. Horon ve Halaylar Orta Anadolu oyunlarına göre daha sert figürlü ve daha çabuk tempoludur. Özel bir giysisi yoktur. Mevcut giysilerle oynanır. Oyunlar, davul, zurna ve kemençe eşliğinde, kadın ve erkeklerle birlikte oynanır.


En çok oynanan oyunlar şunlardır:
Dik Horon, Tamzara, Nuri, Kerem, Üç Ayak, Halay, Madımak, Rum, Diki ve Karşılamadır. Ülkemizde ilk kez uygulanan Köykent projesi ilçemizde uygulanmıştır.


İlçenin Coğrafik Durumu ve İklimi




İlçenin Konumu Coğrafyası ve İklimi Mesudiye İlçesi, denizden 115 km içerde ve ortalama 1350 m yükseklikte bir yerleşim yeridir. Şehir Merkezinin rakımı 1050 m’dir. Doğusunda Şebinkarahisar ve Kabadüz, Kuzeyinde Ulubey, Kuzeybatısında Gölköy ve Reşadiye, Güneyinde ise Koyulhisar ilçesi yer almaktadır. Mesudiye İlçesi Aşırı Kırık ve Engebeli Arazilerden Oluşan 1180 km² Toprağa sahiptir. İlçede soğuk ve özellikle kış ayarında bol yağışlı bir iklim hâkimdir.




Ekonomik Yapısı


İlçenin ekonomisi; tarım, hayvancılık, orman, esnaflık ve gurbetçiliğe dayanmaktadır.

İlçe topraklarının ekilebilir alanı 690 km² dir. Yıllık yaklaşık 5250 ton buğday,4940 ton arpa, 30 ton mısır, 500 ton fındık, 50 ton elma, 50 ton ceviz, 127 ton da sebze üretilmektedir.6205 adet büyükbaş, 10311 adet küçükbaş hayvan mevcuttur.



Mesudiye için göç olgusu belirleyici önem taşır. 1950'lerden sonra batıya ve özellikle İstanbul'a yaşanan göç artarak sürmüş, 100 sene evvel çok yoğun nüfuslu bir yerleşke olan Mesdudiye bu gün için artık çok az bir nüfusu barındırmaktadır. Göçten önce ilçe ve çevresinde tahıl tarımı ve hayvancılık yapılırmış. Özellikle 1970'lerde yüzbinlerce başla ifade edilen küçükbaş hayvan sayısı bugün çok azalmıştır.

Mesudiyeliler özellikle Ümraniye,Pendik ve Beykoz çevresinde yaygındır.



2000 yılında yapılan son nüfus sayımına göre, ilçenin toplam nüfusu; 28.551 kişidir. Mesudiye merkezinin nüfusu 5.665 beldeler 8443,köylerin nüfusu da 14.443’dür. İlçe genel olarak göç veren bir bölgedir. İnsanlarının çoğunluğu büyük şehirlerde yaşamaktadırlar. Kışın oldukça tenha olan ilçe, yazları gurbete gitmiş vatandaşlarımızın gelmeleri ile oldukça hareketlenir. İlçenin 1180 km2 alanı olduğu düşünülürse, nüfus yoğunluğu m2 başına 24 kişidir. Yaz ve kış nüfusu arasında büyük farklılıklar vardır. İlçe nüfus teşkilatı’nın verilerine göre ilçe dışında 81.155 Mesudiyeli yaşamaktadır.

Son yıllarda özellikle yaz aylarında ilçe nüfusu şenlenmekte, terkedilen konutlar onarılmaktadır.



Bülent Ecevit - Devlet Bahçeli hükümeti, köykent projesi için ilçeyi plot bölge seçse de proje bekleneni henüz verememiştir.

Doğrudan demokrasinin Türkiye'deki ilk örneği olarak toplanan Mesudiye ilçe kurultaylarının herkesi kapsayıcı gücü, son yıllarda siyasi baskılar nedeniyle zayıflamıştır.

İlçeyi canladırmak için açılan yüksekokul ilçe merkezinde bulunmaktadır.



Tarihçesi


Mesudiye çok eski bir tarihe sahip bir yerleşkedir. İlçe tarihi Hitit
dönemine kadar uzanır. Pek çok kaya mezarı bulunmaktadır.
1040 lardan itibaren Türkmenlerin gelmeye başladığı Mesudiye önce Selçukluların daha sonra Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı topraklarına katılmış ve ilçenin Osmanlı kayıtlarına girmesi 1455 senesinde olmuştur. Bu tahrir kayıtlarına göre Mesudiye o dönemde yüzden fazla köye ve çok sayıda mezraya sahiptir. Osmanlı öncesi bölge Hititlerin, Kimmerlerin, Medlerin, Perslerin, Büyük İskenderin, Pontus Krallığı'nın, Roma İmparatorluğu'nun, Doğu Roma'nın, Danişmentlilerin, Trabzon Rum İmparatorluğu'nun, Anadolu Selçuklularının, İlhanlıların, Eretna Beyliği'nin, Kadı Burhanettin Devleti'nin ve Hacıemiroğlu Beyliği'nin egemenliğinde kalmıştır.

Mesudiye yöresi Osmanlılar döneminde nahiye olarak Milas ismiyle anılmaktadır.

Kaza merkezi Parçı köyünden alınarak 1863 yılından sonra Pazaryeri olarak kullanılan bugünkü Mesudiye’ye 1876'de nakledildi. Bölgedeki halkın padişaha yazdıkları arzuhal ile (3 Za 1293) 20 Kasım 1876 tarihinde Milas ismi Hamidiye olarak değiştirildi.

1910 yılında Hamidiye ismi Mesudiye olarak değiştirilmiştir.

1899 yılında belediye teşkilatı kurularak Aliçavuşoğlu Mustafa Bey ilk belediye başkanı olmuştur.

20 Mayıs 1933 gün ve 2197 sayılı kanunla Mesudiye İlçesi Şebinkarahisar’dan alınarak Ordu İli’ne bağlandı. Yerli Mesudiyeliler ve köylerinden olanlar çepnidirler.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.12.2010, 23:46   #20
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Yeşil İle Mavinin Ahenkle Kucaklaştığı Şehir | Ordu (Kotyora)

Ellerine sağlık, teşekkürler Başakça..

Enine boyuna dört köşe bir konu olmuş... Sabırlıymışsın bayağı...
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
gezilecek yerleri, hünerlice, ilçeleri, ilinin, kucaklaştığı, mavinin, ordu, ordu ili, ordu şehri, tarihi, şehrinin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 16:32.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.