Tekil Mesaj gösterimi
Eski 01.03.2021, 21:55   #8
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları ( 28/02/2021 )

Özkan Saçkan'dan Haftanın Kitapları...








İki arkadaş ve âşık oldukları iki kadın üzerine
Nikolay Gogol'dan Neva Bulvarı. Kitap, yazarı Rus edebiyatının mihenk taşı kabul edilen Petersburg Öyküleri adlı derlemesindeki diğer öyküler gibi Küçük Adam'ın yazgısını anlatır. Çarlık Rusya’sında yaşanan sosyal sınıf çatışmasını, biri ressam diğeri subay iki arkadaş ve onların âşık oldukları iki kadın üzerinden anlatan öykünün bir diğer karakteri Petersburg yaşamının bütün ihtişamı ve sefaletiyle akıp gittiği Neva Bulvarı’dır. “Gogol tuhaf bir yaratıktı, ama zaten deha hep tuhaftır.” -Vladimir Nabokov. (Can Yayınları)



Yüce Yöney'den Karanlıkta Zikzak. Metnin ve illüstrasyonların yaratıcı şekilde bir araya geldiği, düşüncelere dalmanın ve ayrıntılarında kaybolmanın kitabı. Yazar ve Turgut Yüksel'den gölgeler, fikirler, anahtarlar üzerine düşündürücü ve sıra dışı bir öykü. Zikzak, kendini rüyaların kucağına bırakmaya başlarken duyduğu belli belirsiz sesle gözlerini açtı. Kimseyi göremedi. Bu bir ses miydi, değil miydi? Bu sorunun cevabı için ışığı açıp kitabı okumanızı öneriyoruz. Çünkü o, sadece ışıkla var oluyor. (Çınar Yayınları)




İnsan hayatı bir mucize
Bülent Gardiyanoğlu'ndan Kendini Ertelemekten Vazgeç. Mutlu, sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir hayata ulaşmanın anahtarı, hayalleri ertelememektir… İnsan hayatı, başlı başına bir mucize… “Ömür” denen kısıtlı zamanı hakkıyla değerlendirmekse insanın boynunun borcu… Peki ama nasıl? İnsanın zihinsel, bedensel ve ruhsal gelişiminin önüne engeller koyan korkular, kaygılar, güvensizlikler ve çekirdek inançların temeli çocukluk döneminde atılıyor ve ömür süresini olduğu gibi esareti altına almayı başarabiliyor. Ta ki kişi, gelişiminin önünde duran engellerin farkına varıp bunları aşmaya karar verinceye kadar. İlahi sistem, tekâmülü gerçekleştirmeye kapılar açan, fırsatlar sunan bir sistemdir. İş ki ilham dolu bu kapılardan geçmeye karar vermiş olun. (Destek Yayınları)



Cesaretini topla ve daveti bekle
Göktuğ Canbaba'dan Hayaller Tarlasına Davet. Defne’nin aklı annesinin ona anlattığı Hatıralar Ağacı efsanesinde kalmıştı. Efsaneye göre hatıralarımız yıldızlardı ve gökteki tüm yıldızlar parıldayan iplerle Hayaller Tarlası’nın derinliklerinde yaşayan Hatıralar Ağacı’nın dallarına bağlıydı. Defne’nin bu ağaca ulaşmak için çok önemli bir sebebi vardı ama yola çıkmadan önce tarlanın özel davetine ve bolca cesarete ihtiyacı olacaktı. Prenses, Ejderha, Kara Kanat, Konuşan Saman Beyefendi, Sufle Şövalyesi ve atı Kremşanti… Hayaller Tarlası’nda yaşayanlar hem gizemli hem de eğlenceli. Bu yolculuğa çıkmak istiyorsan sen de cesaretini topla ve daveti bekle! (Doğan ve Egmont Yayıncılık)



Yürek fısıltılarının sesini yükseliyor

Nuran Taşhan'dan Zemra. Yazarın kitabını okurken büyük olaylar, çözülmesi gereken esrarengiz konular bekleyen okurun hayallerinin yıkılması kaçınılmaz, yıkılacak çünkü daha büyük hayallere yer açılıyor. Yazar, ilk insandan bu yana çözülememiş bir esrarın peşine düşüyor, duymak istemediğimiz yürek fısıltılarının sesini yükseltiyor. Bir kadının Londra'dan İstanbul'a, İstanbul'dan Bodrum'a, Bodrum'dan yine İstanbul'a, nihayet kendisine uzanan hikâyesi bu… Biz sadece bir roman okumuyoruz aslında, insanın karmaşık ruh yapısıyla, dünyanın karmaşık düzeninde yol almaya çabalıyoruz. Her ikisine de hem esir olup hem isyan ederek hüzünle mizah arasında mekik dokuyoruz. (Edebiyatist Yayınevi)



Değişen hayatın anlayışı
Ahmet Telli'den Dinlersen Anlatırım. Günümüzde yazılan Türkçe şiir, zamanın ruhuna bel bağlamadan, belleğin biriktirdiği gelenekselden arınarak kendine dair bir “ben” oluşturuyor. Egemen estetik beğeniye, anlatıya, lirizme karşı durarak modern şiiri yeni bir evreye taşıyor. Buna yeni bir kuşak oluşumu değil, bir kopuş denemesinin poetik duruşu diyebiliriz diye düşünüyorum. Belki de, geleceğin yelesini bugünden avuçlarına alma isteği. Şiirdeki bu değişim düz bir zeminde ilerleyişle değil, hayatın hız ile edindiği sıçramalarla anlaşılabilir. Çünkü değişen hayatın anlayışını bir önceki estetik salınım karşılamıyor. (Everest Yayınları)



Antarktika keşif günlükleri
Barkın Özdemir'den Antarktika Herkesin Antarktika Kimsenin. Günlüğün anlamı; kendi düşüncelerimizi, zihin akışımızı, yaşadıklarımızı ya hayallerimizi kimsenin görmesini istemediğimiz defterlere aktarmak olsa da, içten içe “biri okursa” endişesi taşıyabiliriz. Yazar, her ne kadar en başta yazdıklarının kitaplaştırılacağını hayal bile edemese de ilerleyen sayfalarda yaşadıklarını gerçekten aktarabilmenin tutkusuna kapılarak yazıyor. Zaman zaman korksa ve bazen olumsuzluğa kapılsa da bir hayali gerçekleştirmek için insanın neleri göze alabileceğinin bir kanıtı o. Ertelediğiniz hayalleri, kendinize koyduğunuz engelleri bir kez daha düşünmenize sebep olacak kıpır kıpır, yerinde durmayan; anlatmak, aktarmak ve paylaşmak isteyen yazarı ve onun gözünden aktarmak ve paylaşmak isteyen Barkın’ı ve onun gözünden Antarktika’yı tanımalısınız. (Epsilon Yayınevi)



Fedakârlık yapmaktan korkmayan kişi
Jan Patocka'dan Sorunsallıkta Yaşamak. Yazara göre filozof, ruhunu beslemeye, öğrenmeye, bütünü anlamaya çalışan kişidir. O, fedakârlık yapmanın anlamını ve önemini kavradığı için fedakârlık yapmaktan korkmayan kişidir. Filozof, sürekli olarak olumsuzlukta ve sorunsallıkta yaşayan kişidir. Bu yüzden de eksikliklerini yüzüne vurduğu toplumla zorunlu ve sürekli bir çatışma hâlindedir. Yine de filozofun görevi, bu uyanışı yaymak ve geliştirmektir. Felsefenin amacı, sorunsallıkta yaşayan felsefi kahramanlar ortaya çıkarmaktır. Bu kitapta yazar, bir kahramanlık felsefesi, felsefi bir kahramanlık çağrısında bulunmaktadır. (Fol Kitap)





Kendi gerçekleriyle yüzleşme hikâyeleri
Füsun Çetinel'den Olmayan Şeyler-Öyküler. Genç yaşamların türlü hallerine ayna tutan 15 kısa öykü, yazarın gözlem gücü ve ince ayrıntılarla zenginleşen gerçekçi anlatımıyla derinleşiyor. Samatya’dan Pera’ya, Berlin’den Prag’a, bazen bir trende, bazen bir otobüste, bazense insanın büyüme serüveninde kendi iç dünyasına doğru çıktığı yolculuklarda… Geleceği şekillendirecek gençlerin, toplum baskısı, önyargılar, iletişimsizlik, göç, eğitim sistemi, sevgi ve şiddetle biçimlenen dünyaya tutunma ve kendi gerçekleriyle yüzleşme hikâyeleri. Okurun gündelik yaşamın içinde kendi izdüşümlerini yakalamasına olanak tanıyan; gençlerin hayata dört elle sarılmasının değerini duyumsatan öyküler. (Günışığı Kitaplığı)





Trump halen ortalığı toza dumana boğabiliyor
Yascha Mounk'tan Demokrasinin Halkla İmtihanı: Liberal Demokrasinin Krizi – Otoriter Popülizmin Yükselişi. Otoriter popülizm dünyanın her yerinde yükselişte! Liderler halka oynuyor, halk da onlara göz kırpıyor. Dünyanın hoşgörü abidesi Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlük Partisi sürekli artan bir destek görüyor, Marine Le Pen Fransa’da başa güreşiyor, en gelişmiş sosyal demokrasilere örnek gösterilen İsveç, Danimarka gibi ülkelerde yabancı düşmanı partiler çok güçlü bir destek alabiliyor. Aşırılar değilse de bir beden küçükleri çoktandır iktidarda. Rusya’da Putin, Hindistan’da Modi, Polonya’da Kaczynski, Filipinler’de Duterte, Macaristan’da Orban, Amerika’da Trump dört yılın ardından düşmüş olsa da halen ortalığı toza dumana boğabiliyor. (h2o Kitap)



Efendi-köle ilişkisine psikolojik bakış
Zülfü Livaneli'den Engereğin Gözü. “Bu roman hem karanlığın hem de aydınlığın, umudun romanıdır.” Yaşar Kemal. Harem-i Hümayun’dan taht oyunlarına açılan ve erk istencinin karanlık dehlizlerinde kaybolup insanı, insan doğasının en aşağılık yönleriyle yüzleştirirken bir umut ışığı yakmayı da ihmal etmeyen büyülü bir anlatı. Efendi–köle ilişkisine psikolojik bir bakış. Yazarın “İstediğimi yapmaya en çok yaklaştığım kitap” dediği 1997 Balkan Edebiyat Ödüllü ilk romanı, küçük yaşta hadım edilip Haremağası yapılmış zenci bir kölenin, Habeş Süleyman’ın gözünden iktidar – birey ilişkisini anlatıyor. Süleyman, “biricik” efendisinin tahtla ölüm arasında gidip gelen kaderinin ellerinde bocalarken yeni sultana “Padişahım çok yaşa!” diye haykırmaktan da geri duramıyor. (İnkılap Kitabevi)





Dönemin adalet sistemi, rüşvet ve kayırmacılığı
Ahmet Mithat Efendi'den Esrar-ı Cinayat. Yazarın polisiye romanı, olayların akışındaki kurgu ustalığı ve karakterlerinin güçlü bir şekilde canlandırılmış olmasıyla yazarın övgüyü hak eden eserleri arasına girmiştir. Bir genç kızın cesedinin bulunmasıyla başlayan roman, intihar süsü verilerek öldürülmüş ikinci bir kişinin bulunmasıyla sürükleyici şekilde devam ederken, polis şefi Osman Sabri ile Muharrir Efendi'nin iş birliği ve dikkatli takipleri sonucu bambaşka bir hale bürünür. Dönemin adalet sistemini, yargılama usullerini rüşvet ve kayırmacılığı gözler önüne sererek eleştiren roman, yazarın usta işi üslubunu da yansıtarak şaşırtıcı bir sonla biter. (İş Bankası Kültür Yayınları)





Unutulmayacak bir kitap
Mizgin Bulut'tan Yokuş Aksanı. Geçiyoruz. Hem de acelemiz varmış gibi, kimsenin bizi beklemediği, kimseye merhem olamayacağımız yerlere doğru geçiyoruz. Bu geçişte ne ışıltı ne görkem, ne umut ne de gayret var. Bu geçiş yara almayı da yara açmayı da öğrendiğimiz, önce süte sonra kana özendiğimiz ve toprağa bile yettiğimiz bir geçiş. Bir de geride kalanlar var. Bu geçişin sağalmak olmadığını bilenler. Tıpkı kabuk bağlamış bir yaraya bakar gibi geçişimize bakıp ‘Sen bu yaranın kabuğusun, kaşırsam kanarım, düşersen ne âlâ,’ diyenler. Yazar kitabında öykülerle okuru şaşırtmayı ve oyun oynamayı seven bir yazar olduğunu müjdeliyor bize. Bireyi, aileyi ve toplumu ele alışındaki sahicilik, kendi sesini gizleyip karakterleri işitmemizi sağlayan dil mahareti ve sıradan görüneni tuhaflaştırmaktaki yeteneği ilk bakışta fark ediliyor. Kitap, uzun süre sizinle gezecek ve unutulmayacak bir kitap. (İthaki Yayınları)




  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.