Tekil Mesaj gösterimi
Eski 30.01.2009, 01:10   #1
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Organik Tarıma Başlarken- Tanımı- Kuralları

ORGANİK TARIMA BAŞLARKEN İNDEX

GİRİŞ

2. ORGANİK TARIMIN TANIMI ve KURALLARI

2.1. ORGANİK TARIMIN TANIMI VE TARİHÇESİ

2.1.1-Gelecek Nesilleri Korumak

2.1.2-Toprak Erozyonunu Önlemek

2.1.3-Su Kalitesini Korumak

2.1.4-Enerji Tasarrufu

2.1.5- Kimyasal İlaç Kalıntılarından Arındırmak

2.1.6-Tarım Çalışanlarını Korumak

2.1.7- Dar Gelirli Çiftçilerin Gelir Düzeylerini Yükseltmek

2.1.8-Ekonomik Üretimi Hedeflemek

2.1.9-Biyolojik Çeşitliliği Sağlamak

2.1.10-Ürünlerde Daha Zengin Bir Aroma Yaratmak

2.2. ORGANİK TARIM KURALLARI

2.2.1. Genel Yaklaşım

2.2.2. Organik Tarımın Farkı Nedir ?

2.2.3. Organik Tarıma Geçiş Sorunları

2.2.4. Organik Tarımın Yararları Ve Uygulamalar

2.3. ORGANİK TARIMIN DÜNYA VE ÜLKEMİZDEKİ GELİŞİMİ

3. DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE ORGANİK TARIMA GEÇİŞ

3.1. DÜNYA ÜLKELERİNDE ORGANİK TARIM

3.1.1. Fransa

3.1.2. İsviçre

3.1.3. Danimarka

3.1.4. İtalya

3.1.5.Yunanistan

3.1.6. Almanya

3.1.7. Asya-Pasifik

3.2. TÜRKİYE’DE ORGANİK TARIM

3.2.1 Türk Organik Ürünlerinde Bulunması Gereken Logo:

4. TÜRKİYE’DE ORGANİK ÜRÜN TALEP VE PAZARLAMA POTANSİYELİ

5. DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE ORGANİK TARIM TİCARETİ

5.1. Pazarlama Olanakları

5.2. İthalat Ve İhracat Kapasitesi

6. ORGANİK TARIM YATIRIM ANALİZLERİ

6.1. Organik Tarım Çiftliği Kurulması

6.2. İşletme Kuralları Ve Maliyet Analizi

7. ORGANİK TARIMDA SERTİFİKASYON VE KANUNİ DÜZENLEMELER

8. ORGANİK TARIMLA İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLAR

9. GIDA DIŞI ÜRÜNLERİN GELİŞİMİ VE PAZARI

10. ORGANİK ÜRÜNLERİN TANIMLANMASI VE EKO-TURİZM

11. YARARLANILAN KAYNAKLAR

12. SÖZLÜK





Dünya’da Organik Tarımın gelişimi 1930’lu yıllara dayanmaktadır, Avrupa Organik Tarımı 1924 Rudolf Steiner’in bio dinamik tarım söylemiyle başladığı ve bunu takiben 1930 ve 40’larda İsviçre’de Hans Mueller tarafından, İngiltere’de bayan Eve Alfour ve Albert Howard, Japonya’da Masanobu Fukuoka tarafından geliştirildiği bilinmektedir. 1960’larda Avrupa’daki bir çok çiftlik Organik Tarıma geçmiş ve 1990’ların başına kadar organik tarım devlet tarafından desteklenmiştir. Avrupa, ABD ve Japonya’da organik ürünlere olan talebin artması, Dünya’daki çeşitli ülkelerde organik tarımın doğuşuna neden olmuştur.

2002 Şubat ayındaki SOEL araştırma sonuçlarına göre, dünya üzerinde organik tarımın yapıldığı toplam alan 17 milyon hektardır. Bu miktarın çoğunluğunu teşkil eden ülkeler Avustralya (7,7 mil.ha), Arjantin (2,8 mil.ha) İtalya (1 mil.ha.dan fazla) olarak sıralanırken; organik tarımın uygulandığı kıtalar arasında yapılan değerlendirmede ise ilk üç sıra Okyanusya (% 45), Avrupa (% 25), Latin Amerika (% 22) olarak belirlenmiştir.

1972 yılında Toprak Derneği ( Soil Association/İngiltere), Doğa ve Gelişme (Nature et Progrés/Fransa), İsveç Biyodinamik Derneği, Güney Afrika Toprak Derneği ve Rhodale Press (ABD)’in bir çatı altında toplandıkları Uluslar arası Organik Tarım Hareketleri Fedarasyonu (International Organic Agriculture Movement / IFOAM)’nun kurulması ile organik tarım çalışmaları güçlü bir ivme kazanmıştır. Bundan sonra Avrupa ülkelerinde ekstansif üretimi desteklemek amacı ile politikalar yürütülmüştür. 1991 yılında ise Avrupa Birliği’nin hayvansal üretimine ilişkin yönetmelik ve Codex Alimentarius yayınlanmıştır. Bütün bu gelişmelerin ardından Avrupa Birliği ülkelerinde organik tarım ürünlerine olan talep 2001 yılında dioksin, deli dana gibi hastalıklar ve özellikle genetik modifikasyona uğratılmış tohum ve bitki materyallerinin yaratması muhtemel riskler sonucu güçlü bir artış göstermiştir. günümüzde Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve Japonya organik ürün talebinin yüksek olduğu pazarlar olarak bilinmektedir. Bununla beraber Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya, Yeni Zelanda, Avustralya, İskandinav ülkeleri organik tarım ürünleri ile birlikte gıda ürünlerinin dışındaki organik ürünlerinde talep edildikleri ülkeler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Organik ürün üretimini, gelişmiş ülkelerde (ABD, Kanada, Avustralya, Japonya, AB vd.) iç pazar talebi, gelişmekte olan ülkelerde ise ihracat talep artışı yönlendirmiştir. Avrupa’da organik ürün üretiminde; Danimarka, İngiltere ve İsviçre öncülük etmişlerdir. Genelde gelişmekte olan ülkeler, üretimi artırma ve dış satıma sunma çabası içerisindeyken gelişmiş ülkeler, bir yandan dış alım ve bir yandan da iç üretimleriyle iç pazar talebini karşılama eğilimi içerisindedirler. Dolayısıyla gelişmekte olan ülkeler dış satım açısından birbirlerine rakip ülkeler iken, gelişmiş ülkeler hedef pazar konumundadırlar Nitekim Türkiye de dış satımının büyük çoğunlukla AB ve ABD’ne yapmakta ve diğer gelişmekte olan ülkelerle rekabetçi konumda bulunmaktadır.

Günümüzde, dünya genelinde yaklaşık 130 ülkede ticari kalitede organik ürün üretimi yapılmaktadır. Bunlardan en az 90’ı gelişmekte olan ülke olup, büyük çoğunluğu Asya ve Afrika’da bulunmaktadır. Öte yandan organik ürün sertifikasyon işlemleri ise çoğunlukla Avrupalı şirketlerce yapılmaktadır.

Dünyada en önemli organik ürün dış alımcısı konumunda olan AB’ye organik ürün ihraç edebilecek ülkeler listesinde Türkiye, İsrail, Avustralya, Macaristan, İsviçre ve Arjantin avantajlı ülkeler olarak görülmektedirler.

Dünya ticaretine konu olan organik ürün sayısı oldukça fazla olup genelde; bitkisel, hayvansal ürünler ile çeşitli işlenmiş gıdalar ve içeceklerden oluşmaktadır. Bunlardan işlenmiş gıda ürünlerine yönelik ticaret hacmi giderek genişlemektedir. Organik, Biyolojik veya Ekolojik Tarım olarak farklı isimlerle belirtilen tarım uygulamalarında temelde ekolojik yöntemlerin uygulanması prensibi vardır. Organik Tarım, çoğunlukla yöresel mevcut kaynakları kullanan, ekolojik dengeyi bozmayan, toprağı ve çevreyi koruma konusunda tutucu olan bir tarım şeklidir. “Toprak verimliliği” başarılı üretimlerin anahtarı olup, bitki, hayvan ve peyzajın doğal kapasitesine saygılı olan Organik Tarım, çevrenin kalitesini düşürmemeyi (asgaride tutmayı) hedefler. Organik Tarım, sentetik kimyasal gübreler, pestisitler ve büyüme düzenleyiciler gibi girdilerin kullanımını reddeder.

“Organik Tarım” terimi yaklaşık 30 yıl boyunca, uluslararası düzeyde, IFOAM organik üretimi temel standartlarında yer almış; bunlar da sertifikasyon kuruluşlarının ve bir çok ulusal organik tarım mevzuatının özel standartlarının temelini oluşturmuştur.

Organik Tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup, esas itibariyle sentetik kimyasal ilaçlar ve gübrelerin kullanımının yasaklanması yanında, organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini arttırma, parazit ve predatörlerden yararlanmayı tavsiye eden, üretimde miktar artışını değil ürünün kalitesinin yükseltilmesini amaçlayan bir üretim şekli olarak benimsenebilir.


KAYNAK..http://www.keyifdunyasi.com/
  Alıntı ile Cevapla
Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti