Forum Gerçek

Forum Gerçek (https://www.forumgercek.com/index.php)
-   Resimli, Resimsiz Şiirler (https://www.forumgercek.com/forumdisplay.php?f=597)
-   -   Her Güne Bir Şiir | Günün Şiiri (https://www.forumgercek.com/showthread.php?t=117451)

Suzim 10.05.2015 02:19

Her Güne Bir Şiir | Günün Şiiri
 
Sensizliğime ve Yalnızlığıma Serzeniş






Gözlerimi kapattım yokluğumda var olan kendimin üstüne. Çığlığımda taşıdım ellerime sığmayan bensizliği, kızıl sancıların içdökümünde.

Rüzgar saçlı bir yalnızlıkta yandım. Nehirler geçti içimden, içim nehirlerden geçti; talan edilirken Züleyha´sına aşk düşen bağışlanmış mısralar. Ve şimdi kalbimde adı konulmamış bir süveydanın ölüm günahları. Ve tufanları avuçlayan ömrümde Nuh´un ayak izleri.

Adıma küstüm...

İsimsizliğimin ölgün kentlerinde vurulup duruyorum, sana hep altı susuş kala.

Hadi konuşsana!

Susma gözlerime öyle derin derin.

Kimsesizliğimin kimliğine suret olmayacak mısın yoksa? Aynalarda göremediğim hükümsüz yüzümü, yüzüne kabul etmeyecek misin? Bak el pençe divan durdum aşkın önünde, beni biraz daha susarak acıtacak mısın sesimi?

Biliyorsun, rengi mahpus aşkımın mahşere and içen gözleridir . Ey boğazıma kadar battığım yağmur, hadi al beni! Gözbebeklerinde yıldızlar eriten gece, hadi boğ beni!

´´YAĞMUR GECEDEN AL BENİ´´.

Ey Aşk! Güzellik bile sana meftun değil mi? Düşlerimden başka bir hüzünde yaktım mı en meczup tebessümleri?

Bilsen, çöle kesmiş tenha bir gökyüzü indi geceme. İçine kan bulaşan tekinsiz uykulara uyudum. Kurak bir intihar düştü şairliğin yazgısına, yığıldım kaldım ´´bana inmeye korkan SEN uçurumlarında´´.

Sevdiğim!

Acıya düşen içine, içine düşen acıya, tufanıma, rüzgarlığıma yenik geldim. Tutma ellerimi düşeceksin yoksa.

Duru bir gülüş anında saklısın sen, an gibi. Altı harflik susuşun kıyamet ağrısı dilimde. ´Aşk bitti, yüzümü buldum´ diyenlerin içten pazarlıklı yalnızlıklarına inat, içimin suretisin.

Ellerin yasadışı sevdalarda ıslanan heyula sensizliğim. Gözlerin gül yaprağında kanayışım. Çek gözlerini alnımdan. Yazgıma dokunuyorsun!

Benden saklanabileceğim bir İstanbul var mı gözlerinde? Susmaya dair tekmil suskuları ´´ konuş/sana ´´ dediğinde bozar mı gülüşü yırtılmış kelimeler?

Ey Aşk!

Kara kalemlerin aşkına!

Ten hummalı saçlarında boğulmalarım yetmediyse bil ki; kahrolası bu denizler az gelir ağlayışlarıma. Sen hüzün divanında acının aşkı, aşkın acısı. İşte eşiğindeyim! Aşkın mahrem cinnetlerine sunma beni sevdiğim. Azalırım.


Ey Aşk! Kalk ayağa ve ağla tutuşuncaya dek!
Çünkü anlamını gizleyemiyorum aşktan.

Alıntı

Suzim 11.05.2015 00:56

Cevap: Günün Şiiri
 
Bir Yudum Aşk Bir Dünya Ayrılık








Uzak hayallerde farkında olmadan birbiri için çarpan iki kalp,
İki insan, bir gün tesadüfen çarpışan,
Başlayan Bir Aşk,
O günden sonra pervasızca açmaya başlayan kırmızı güller,
Güneşin etkileyici parlaklığı,
İki insanın mutluluğu,
Ve bir karar, aşka dair…





Sonra zamansız gelen üçüncü şahıslar,
Ortaya dökülen anlatılmamışlar,
Yanlış anlaşılmalar,
Kafaların karışıklığı,
Güllerin solmuşluğu,
Yıkılmışlığı bir adamın,
Bir kadının yorulmuşluğu,
Büyüyen Kavgalar ve Ayrılan İnsanlar…




Ama kurulan hayaller inadına,
Yeniden yeşertilmeye çalışılan ümitler,
Özlenen bir bakış,
Hasreti çekilen bir tutuş, bir dokunuş,
Fakat artık eskisi gibi olmayan bir çok şey…




Yavaş yavaş ayrılmaya başlayan fikirler,
Sudan sebepten çıkan kavgalar,
Bitmek bilmeyen sonbaharlar,
Yüzlere kapanan ve bir daha açılmayan kapılar,
Sonra tahammülsüzlük,
Sonra kırgınlık,
Sonra yalnızlık,
En nihayetinde; Bir Yudum Aşk Ve Bir Dünya Ayrılık ! ! !





Muhammet Necip Aksoy

Suzim 11.05.2015 01:21

Cevap: Günün Şiiri
 
Bazen susmak iyidir ...

Suzim 11.05.2015 02:31

Cevap: Günün Şiiri
 
Yüreğine sağlık @suzim



Burayı görmemişim pardon , teşekkürler Aristo ...

Suzim 14.05.2015 00:04

Cevap: Günün Şiiri
 





Dikensiz gül gibi görsede gönül,
Ümidi acıyla bilemektir aşk.

Kapanınca birgün bütün kapılar,


Vuslatı ahrette dilemektir aşk.







Kıvrımlı, upuzun öyle bir yol ki,


Asırlar, içinde noktadır sanki.


Belki Züleyha’dır, Yusuf’tur belki,
Belki de beyhude bir emektir aşk.





Aça dursun bir gül hasret çölünde,
Bülbülün nabzıdır atar gülünde,
Göçmen kuş misali yarın gönlünde,
Birkaç günlüğüne tünemektir aşk.





Kurşun geçmez, kılıç kesmez hasreti,

Yaşamayan anlatamaz gurbeti,

Bazen bir ömürdür aşkın diyeti,


Eceli yürekte belemektir aşk.






Âşığın her zaman böyledir hali,



Mecnun’u var eden Leylâ hayali,

Bîsütün önünde Ferhat misali,
Dağları kalburla elemektir aşk.








Yunus Kara



Suzim 18.05.2015 02:22

Cevap: Günün Şiiri
 
http://farm2.static.flickr.com/1020/...a45dd0eb_o.jpg



http://www.forumgercek.com/images/ayraclar/yildiz2.gif



Bekleyen

Sen, kaçak bir ürkek ceylansın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!


http://www.forumgercek.com/images/ayraclar/yildiz2.gif


Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.


http://www.forumgercek.com/images/ayraclar/yildiz2.gif

Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgar değil, odur haykıran!


http://www.forumgercek.com/images/ayraclar/yildiz2.gif


Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü.
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir.
Bana kalacaksın yine son günü.

http://www.forumgercek.com/images/ayraclar/yildiz2.gif


Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye
Toprağında bir taş olur, beklerim...


Necip Fazıl Kısakürek

Suzim 06.06.2015 00:51

Cevap: Günün Şiiri
 
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman


Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.


Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.


Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Bahattin Karakoç

Suzim 07.06.2015 00:21

Cevap: Günün Şiiri
 
Agop




...Ve bir çöl daha ekleyiver susuzluğuna....
susuyorum..!
nihai piyesini sahnelerken mevsimler
aşktan aşağı sarkan çocukluğuma mı
bu kahramansız gidiş Agop!







oysa ki
tükenmez düşlerim vardı benim
neye yazıldıysam silindim...
varlığımı unutuyorum Agop!
beni yokluğuna kanıtla!!!
şehrin camlarına çarpan serseri bir ıslığın
adressizliğin de bocalıyorum bazen...
tutuşan şiirlerin üşüttüğü sokak
içimde adımlıyor koca bir kenti...
sen hiç şemsiyesiz yağmursuz kaldın mı Agop?
hatırlamalısın bu adresi...






burası;
yitirilmiş yarınlar caddesi...
kimseler oturur burada
kuşlara simit atar balıkçılar
ve pencere önü tükenişlerinde yıllanır
uzakta ki yalnızlıklar...
beklenmiyorsun Agop!
anladım ki bende ki aşkın alevi
senin yüreğine kar...
zincirleme bir kaza gibi
ard arda gelen yıkımlara direnmekti
kanayan avuçlarım...
biliyor musun Agop?






dün
şiirlerimi yırtarken yakaladım ellerimi
hep kırgın bir şeylere...
hep kaçar gibi herşeyden...
bir memurun alnında ki çizgi gibi utangaç
ve çekingen...






Şimdi sadece git n'olur...
çünkü o şarkı sözlerida ki kadın kadar umarsız
*korkma bu akşam gelip çalmam kapını*
diyebileceğim yalnızca sana...
ama gitsen de
sevebilmeyi hatırla...
demiştim ya; 'hiçbirzaman affedemeyeceğimden korkuyorum seni...'






Agop!
aslımı unuttuğum o aşk
birgün hatırlar mı gözlerimi bilmem...
mevsimlerin avlusuna terkedilirken bir yürek
ve şiirler yazılırken unutulmalı diyen sana inat!
şimdi kalmalı mı?
önemsiz...
bir şairin iç cebine saklandım...
seviştiğim çizgileri silinirken
o sustu....
ben yazdım!!!







Kaybolan uçurtma sorularım var!!
ne zaman almaya gelsem servisi geciktirilmiş bir yemek gibi
soğuk ve tatsız oluyorlar
Bazen elinde bir şeyler taşır gibi yürür
bir boşluğa salınmış gibi duraksardın
yanımdaymış gibi kalkar
uzağıma oturturdun kendini...
uzun süren sohbetlerde
alıp başını gidebilen kelimelerin vardı senin
kendimi konuşuyor sanırken
aslında seni dinlediğimi konuşman bittikten sonra
anlayabilirdim






bazen öyle derin iç çekerdin ki
tuttuğun nefeste boğulacağımı sanırdım
ya da konuşma aralarında verdiğin nefesleri tutup
kendi nefesimi verirdim onların yerine
ola ki soluğun tükenir!
mesela bir çukura takıldığımda elimden tutacağına
tutup şiirlerle avuturdun beni...
'içimde ki boşluğa düş! ben tutarım seni...'






ya da birlikte paylaşılmış bir manzarada
işaret parmağımı denize dikip;
'bak! işte senin gözlerin böyle' derken
bana eski dillerde suyun ne demek olduğunu
durup dakikalarca anlatman gibi...
Ve hiç unutmuyorum rüzgara karşı nasıl kibrit yakıldığını...
hiç unutmuyorum...unutmuyorum...unutmuyorum...
Seni bilmem ama!
benim kötülerini güzelleriyle değiştirdiğim anılarım var sana dair
hepsini bir bir askılayıp itinayla dolabıma kaldırıyorum
hepsi naftalin kokuyorlar...
Öyle bir yalnızlıktayım ki
satsan ederi yok!
gitsen gideri yok!






beni sorma
düşlerini gezdirmekten bıkmış bir halim var şimdilerde
saat başı uyanan bir çocuk düşlerime bağdaş kurmuş
durmadan ağlıyor
üstelik nasıl uyutacağımı da bilmiyorum...
sana sorsam; 'git kendin bak' cevabının ürkütücülüğü belki de
beni sorulacak bütün sorulardan yıldıran
ne zaman yüzün yana çevrilse
kendimi içilmemiş bir bardak çay gibi hissediyorum
soğuk ve demli...
bir şairin dediği gibi;
''başka anlamlar arama
gerek yok!
katlandığım kadar seviyorum seni gerçek bu..''






evet bu!
İnsanlar katlandığı ve kaldırabildiği kadar sevebiliyor
işte bu yüzden;
kendi yüreğinden büyük sevdaları taşımış çocuklardan
kaybolan uçurtmaların hesabı sorulamaz!





Kahraman Tazeoğlu

Çengelli İğne 07.06.2015 00:49

Cevap: Günün Şiiri
 
Yüreğine sağlık.

Suzim 07.06.2015 00:52

Cevap: Günün Şiiri
 
Okuyan gözlerine sağlık ...

Suzim 10.06.2015 02:39

Cevap: Günün Şiiri
 
http://img4web.com/i/YVGMF.jpg



Atatürk'ü Düşünürken



http://img837.imageshack.us/img837/6830/s76g.png


Ne şairane mevsimdi eskiden sonbahar
Bahçeleri talan eden bir deli rüzgardı
Kırılan dal düşen yaprak şaşkın uçan kuşlar
Eskiden sonbaharın bir güzelliği vardı


http://img837.imageshack.us/img837/6830/s76g.png


Gel gör ki Atatürk'ün ölümünden bu yana
Sonbahar dahi bir tuhaf bir başka geliyor
Vatan gerçeklerini hatırlatıp insana
Türk yüreklerimizi burka burka geliyor



http://img837.imageshack.us/img837/6830/s76g.png
Cahit Sıtkı Tarancı

Suzim 02.07.2015 02:10

Cevap: Günün Şiiri
 
GECEYE GECEDEN GELENE...














Bir şairin düşüme yansıyan sözleriyle başlıyorum ağır ağır tükenmeye...
'''Hayatımın Karşı Kıyısıydı 'O'..
elâydı
belâydı
yaraydı
Ne çok şeydi...''
...
...
Bir şiir yas/lamalı dedim şimdi geceye
Bir aşk sığdırmalıydı imgeler miktarı...
Hayal ötesi bir yolculuk firarlarım.
Akıl sızısı bir yol/suzluk adımlarım.
Geceyi bir kalem konuşturur da
Dilimi neden hep bir elim susturur?
Geceyle inceden muhabbet kandırmacasındayım.
Katedeceğim yol olsa olsa bir kalem bir kağıt arası…
Yanında bir bardak çayla
Sadece aşk ve ayrılık kavgası…

Anlaşamıyoruz…
Bitmez tükenmez bu kalemin karası?
Nerededir acaba şu kavuşmaların ustası?
Ölgün topraklarda akıyor hayat…
Ne zaman bir 'aşk' eksem hep ayrılık biçiyorum.
Bir tutan gözyaşı eksem bir otobüs devriliyor uçurumlardan aşağı..






Sessizce ömrüme..
Boğuşuyorum boğazımda ki iple...
Hayallerim alaşağı ediliyor...
'bir umut' Bir umut olmalı şurda biryerlerde..
Aranıyorum!
tutunamadığım ve bir daha tutmaya şansımın olmadığı yar'in ellerinde..
Yok!/luk...
Kendime dönüyorum..
Kendi elimden tutuyorum..
Yorgunum...
Anka kuşunun kanadını gördüm az önce penceremde.
Öyle solgundu kendi masalından cayacak kadar vurgun…
‘Gel’ dedim. ‘benim masalıma soyun.’
Sustu…
‘Git!’ dedim o zaman! Masalına dön!
Bitsin burada bu oyun!

Gitti.



Kendimleyim…







Kendi masalımı karalıyorum sigara dumanı dolmuş ciğerlerime.
Gözlerim önüm arkam ben.
Sağım sol/um kalem kağıt sen!
Dopdoluyum!
Voltasızlığımda voltalıyorum.
Düş yorgunuyum…
Uyku akıyor caddelerden öyle ıslak ıslak çakıl taşları sürükleniyor kaldırımlarda.
Nereye gittiğini bilmez mi bu yağmur her seferinde?
Canım yanıyor!





Artık ağrılarıma yağmur duası da kar etmiyor…
Kapıyorum penceremi.
Geceye açıyorum içimi.
Duy ey gecenin sessizliği!
Ben şimdi geldim mi?
Yoksa hiç gitmedim mi?
Üç harften asıyorlar bedenimi!
Ölüme cesaretlidir yüreği aşk’a gelenler.
Oysa en ürkek dokunuşlardır aşk’a değip geçenler.
Peki kim bu ellerimi delip gidenler?
Hangi korkunun bedeli bu yük?
Hangi cesaretin bedeli bu düş?
Yankılanıyor sesim candamarlarımda..
Kimseler duymaz mı sessizliğinin sesini?
Kimse görmez mi nefessiz tükenişleri?
Önüm arkam sağım solum soru işaretleri…
Uzanıyorum ufuksuz bir boşluğa
Uçurtmalarımı saldım.
Herkese kafa tutacak kadar güçlüyüm sanki.
Sevgili’nin bir bakışında yıkılacak gibi olsamda
Güçlüyüm işte!






Sormayın! 'Sanma!'yın da!
Uzak bir yerdeyim...
Şehirden ve zamandan asırlarca uzakta belki…
Sahil kenarında oturuyorum hayallerimle.
Yalınayak
Kumları iliklerime kadar hissetmek için
Savunmasız kalmayı seçtim.
Bir ‘ah’…duyuluyor uzakta ki balıkçıların kalın sesinden.
Kalkıyorum hayallerimden bakınıyorum.
Ağlarına körpe yürekler takılmış yine..
‘Yakalandılar yaralandırlar bir kere. Salsak ne olur salmasak ne?’ diye aralarında anlaşmazlığa düşmüş kimileri.
Bazıları nefretle bazıları da acıyla bakıyor yerde can çekişen bir kalbe…
Amathaunta’nın elinden bir kadeh düşüyor o an yere.
‘Ah şu aşk! Ah bu deniz! Ah o yürek!
Kaç seferde aklın başına gelecek?
Bırakın denize! Nasılsa o dönüp dolaşıp yine buraya gelecek.’
Salınıyor yaralanmış her kalp hiç yakalanmamış gibi.
Ve ne acıdır ki salından da öyle zannediyor kendini...
Kendime de pay çıkartıyorum nitekim..
Nasıl olsa o ağlardan kurtulup buraya gelmiş birisiydim.
Gece düşüyor sabahın üzerine tepetaklak.
Bir ‘yar’ sesinde perdeleniyor ışıklar.
Hayallerimi itinayla bir kenara bırakıyorum.





Üstüm kapalı!
Nasıl olsa yar hiçbirine bakıp uyanmayacak…
Nasıl olsa yar benim hiçbir sabahım da doğmayacak…
Üşüten bir gün doğumu..
Yar kokusundan bir ceket örüyorum kendime.
Şehrin herhangi bir yerinde zamanın bir yerinde
Omzuma sarınamadığım ceketine nakışlar işliyorum.
Oysa ne kadarda yakındım o sıcaklığa o gün..
Neden kendi elimle kendimi kovmuştum?
Bilmiyorum...
Acının kılıfını dikmeye başlıyorum yine geceye hazırlık gibi..
Oysa sabah yeni geldi şehre.
Henüz gelmemiş gecelerin hazırlığı bu içimde ki..
Gelmeyenlerden geleceklere hazırlık benimkisi..
Hüznüme küçük kalıyor bütün kılıflar...
Uyduramıyorum üzerime tam oturan bir aşk kendime...
Dilimde hiçliğe dökülen bir 'ah'
Gözlerim de yakılmış köprülere yakılan bir 'eyvah!'
Geceye geceden gelene Eyvallah!





Alıntı

Suzim 30.07.2015 00:34

Cevap: Günün Şiiri
 
Bildiğim Her Şeyi Unuttum Seninle










İçi boş, susturulmuş, unutulmuş ve artık kullanılmamaktan eskiyerek çürümeye yüz tutmuş bir kalple yaşıyordum. Gece yarılarında eski düşlerin elini tutuyordum en fazla.







Eskiden kalma, tahtaları tek tek dökülen virane bir ev gibiydim veya deniz kenarında yanarak yok edilen bir okul binası… Benden bir daha ne sevgi dolu bir aşk beklenebilirdi, ne kimliği belirsiz yeni bir kalbe dönüşebilirdim.




Kırgınlıklarım deniz, kızgınlıklarım fırtına, iç içe geçmiş hepsi; hani diyordu ya Aşık Veysel, aynı öyle yürüyordum gündüz gece. Nereye gideceğimi bilmeden ama herkesin benzer bir sona doğru yürüdüğü o amaçsız yolculukta yürüyordum.




Kalbim ise otomatik pilotta!

Sonra nasıl olduysa; hani Şeytan mı dürttü, melekler mi zorladı, her ne olduysa, güneş doğdu. Sen çıktın karşıma bir akşam vakti. Her şey yerini değiştirmeye başladı.




Bildiğim her şeyin yanlış, okuduğum her şeyin eksik, fizik kurallarının geçersiz, kimyanın ise yetersiz kaldığı bambaşka bir gezegene geçmiş gibiydim.

Sonra anladım ki; aşkın dünyasında var sayılanların anlamı yok! Her aşkın kendi gerçekliği var ve aşkın formülünü her seferinde o iki kişi buluyor.





O yüzden bildiklerimi unuttum!

Şimdi seni yeniden sevmeyi öğreniyorum, şimdi yeniden birini sevmeyi öğreniyorum. Yeniden, sevebiliyor muyum diye bakıyorum, gördüklerime gülümsüyorum.




Seni sevmeye çalışmak, emeklemek gibi! Bir sonrası yürümek olan ama gidilen yolu bir şekilde bitirmeye yarayan tuhaf, biraz can acıtıcı ama amacına uygun bir eylem….




Bildiğim her şeyi unuttum seninle ve yeniden birine güvenmeyi deniyorum. Aslında hala bir yerlerde güzel bakan bir çift gözün var olduğunu ve her kalbin başkalarına kiralanmak için ortada dolaşmadığını görüyorum.




Senin kalbinden, aklından, sözlerinden ne zaman şüpheye düşsem, sen hiç bilmeden sağlamasını yapıyorsun; utanıyorum! Sana da anlatamıyorum üstümde ölü toprağı gibi atılıp kalmış geçmiş aşkların ağırlığını ama sen her seferinde, sana güven duymamı sağlıyorsun.




İşte böylece unutuyorum bütün bildiklerimi, emin olduklarımı, önyargılarımı tek tek siliyorum. Seni severek kendimi yeniden keşfediyorum, üstünü çizdiğim kalbimle barışıyorum ve gülümsüyorum gündüze, geceye çünkü seninle hayat biraz daha dayanılır oluyor.






Sonra? Sonrasını düşünmüyorum çünkü bir gün gidersen ne yapacağımı bilemiyorum. Tek isteğim seni nefesim bitene kadar sevmek, ben de öyle yapıyorum….

Candan Ünal

Suzim 01.08.2015 03:14

Cevap: Günün Şiiri
 
Erkin Koray - Öyle Bir Geçer Zaman ki








Öyle bir geçer zaman ki dediğim aynı ile vaki
Öyle bir geçer zaman ki dediğim aynı ile vaki
Birden dursun istersin seneler olunca mazi
Öyle bir geçer zaman ki



******


Günlere bakarsın katı katı üzerine çekersin perde
Yoldan geçenler varda her akşam gelenler nerde
Kara yazı yazıldı sanma insanın da kaderi böyle
Öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla baki
Öyle bir geçer zaman ki



******


Bir cevap buldun mu sorulara yiğitlikte var yine serde
Nasıl gaddar seneler geçiyor durduğu yerde
Sana kara yazıldı sanma insanın da kaderi böyle

Öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla baki
Öyle bir geçer zaman ki



******


O nedir seni kızdıran memnun edeceği yerde
Bak bir garip diyorki nerede o yarim nerde
Anılara kapılıp kanma dünyanın da düzeni böyle
Öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla baki
Öyle bir geçer zaman ki

******

Suzim 08.08.2015 23:50

Cevap: Günün Şiiri
 
Ayrılık Sevdaya Dahil





Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
En görkemli saatinde yıldız alacasının
Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
Onu çok arıyorum onu çok arıyorum.


**********


Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
Bir yerlere yıldırım düşüyorum
Ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş.


**********


Tedirgin gülümser
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili
Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
Gittikçe genişliyen yakılmış ot kokusu
Yıldızlar inanılmıyacak bir irilikte
Yansımalar tutmuş bütün sahili



**********


Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili
Yanlızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
Su tozları yağıyor üstümüze



**********


Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
Karanlık çöktü denize
Yanlızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin.



**********


Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak.


**********


Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
İkimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız



**********


Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ

Attila ilhan



Suzim 08.08.2015 23:56

Cevap: Günün Şiiri
 
Gitgide alışıyorum sana....








Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...
Yanımda olduğun zamanlar;
sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun...
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...
Alışkanlıklar daima korkutur beni...
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim...
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır...
Fakat şimdi sana alışıyorum...






Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor.
Yalnız içimde garip bir korku var.
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum...
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini
daha değerlisini verememekten korkuyorum...
Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla
yapayalnız bırakmaktan korkuyorum...










Oysaki her zaman ve günün her saatinde

yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan
pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı...
Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp
emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni...
Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim...
"Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün...
Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin,
o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla,
sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!









İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle

mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum...
Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.
Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım.
Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum.
Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu
kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.











Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim

senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor...
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.
Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa
seni görecekler içimde...
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.
İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.
Her yerde iki olduğumuz için
bir bütün haline geliyoruz durmadan...











Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni...

Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden...
Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor...
Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri...
Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum...
Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık...




Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz....

Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum...
Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.
Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde...









Uzun süren bir baygınlık sonrasının
o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim...
Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman
seninle vardığım yüksekliğe erişemez...




Açılmış bütün kuyuların derinliği

içimde seni bulduğum yer kadar derin değil...
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.









Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.
Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.
Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.
Alev almayan bir yerimiz kalmadı.
Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.
Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık.
Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.






Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız...
Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde
bizden güçlüsü olmayacak!
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle...
Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.
Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık...




Ümit Yaşar OĞUZCAN

Suzim 14.08.2015 23:35

Cevap: Günün Şiiri
 
Sitemdir !!!







Sen, hiç yazılmadın ayrılığın satırlarına.



Hiç durmadı...doğan günün şafağına karşı yüreğin...

Sen, hiç aldanmadın esen rüzgara.

Gerçeğin adı...

Sen, hiç yalan olmadın...








Şimdi bakıyorsun resimlere,



Tıpkı bakar gibi güneşine ikindinin...

Neler aldı ***ürdü senden, saçlarındaki o dalgalar...

Bir bilsen...
Artık uzak sana sesimdeki diz çöken yankı
Duysan bile inanma sakın,
Ve şimdi ardıman,






Unuttuğun yerde kalıp, dönüşün umudunu,
Bir dilek tut kainata inanıyorsan
Adını nergis koy, korkma erguvan koy.
İstersen içinde sakla, aldat kendini
Aldan...ve tükendikçe,
O büyük yalan...





İstersen sussun dudakların,
Ağrıyan bir tövbenin gölgesine.
Bil ki, bundan böyle
Değiştiremezsin artık hiç bir yazılanı...
Değiştiremezsin artık...hiç bir yalanı...









Bilmezsin,



Kaderimi ayakta tutandır sana yorgunluğum.

Bak yine,

Omuzlarıma vurdu batan güneşin sanıcısı.
Yüreğimde adı konulmamış volkanlar...
Uyku bile gözüme, yağmura bürünüp yağar...
Sabah, duman kokusuyla uyanırım hatıraların.
Keskin “adın” gibi,
Ve ölüm tadında doğar öksürüklerim.
İşte böyle...





Bir dilek tut kolaysa şimdi.
Adını “sen” koy istersen.
İstersen...adını ben koyayım...
Değişmez nasıl olsa sitemin tadı.
Zaten ne de,





Feleğe bir yakarıştır, acıyıp gülmen...
Ve öfkelendikçe tükenen, imrenen kendine...
Ama ben, azaldım zaman çaldıkça senden.
Bilmedin ki, ömür bittiğinde ayrılıkta çeker gider.
Dileyemezsin sabahı,






Bilmedinki, en büyük düşmanidir kara toprak sevdanin.
Bilmedinki, unutan sen değildin aslında...
Unutan...yazıldığım satırlardı...
Sen...hiç yazılmadın zaten...
Çünkü biliyordun tüm yalanları...
Çünkü sen,
Hiç yalan olmadın...









Alıntı

Suzim 15.08.2015 01:14

Cevap: Günün Şiiri
 










Ellerimin arasından kayıp gidiyor hayat…


Kendimi avutmak için bulduğum her şey bir süre sonra anlamsız geliyor…



Bir şeyler biterken yanı başında neyle avunabilir ki insan…

Kendimce oyunlar buluyor, sıkılıyorum bir süre sonra, kitaplar hiçbir şey anlatmıyor ya da kendimi dinlemek canımı sıkmaktan başka bir şeye yaramıyor…










Sense bir yerlerde kendine duvarlar örüyorsun..

Biliyorum ki ne kadar ararsam arayayım yanına gelebileceğim bir kapı bulamayacağım..Kendine duvarlar örüyor ve bizi dışarıda bırakıyorsun…

Olsun diyorum, ördüğün duvarları maviye boyuyorum, çiçekler ekiyorum dibine, büyümüyorlar…







Mavilerim soluyor, sen susuyorsun…








Ben ölüyorum…



Kendime yalanlar uyduruyorum kendim bile inanmıyorum..

Oyunlar buluyorum sıkılıyorum…

Durmaksızın bir şeyler bitiyor içimde…
Sana sorduğum soruların hiçbir cevabı yok aslında duymayı beklediğim…







Sadece sesini özlediğimden…



Ellerimin arasından kayıp gidiyorum…



Kendim bile tutamıyorum kendimi…

Ama olsun ben sana elimi uzatıyorum…











Kurtar diye değil…

Sadece dokunmayı özlediğimden sana…







Senden başka bir nedenim yok…



Senden başka bir istediğim yok…

Senden başka hiçbir şeyim yok…





Seni Seviyorum… Duy diye değil…






Sadece kendime hatırlatmak için söylüyorum…



Suya yazı yazmak gibi seni sevmek






Yorgunum üşüyorum
Yanındayım ama yanlız ne çare

Suskunum huzursuzum


Gözlerinde uçurumlar korkuyorum yüzleşmeye

Bakışların kaçar gider gücüm yok yetişmeye
Düğüm düğüm oldu içim ne olur birşey söyle
Sen sustukça içimde isyanlar, çığlıklar…

alıntı

Suzim 17.08.2015 01:45

Cevap: Günün Şiiri
 
GözLerimde Uykusuzluğun Doğum Sancıları









Yalnızlığın kırılmaz zincirleri sarıyor ayaklarımı..

Kızıl alevler ortasında girdaplarda yüregim..
Takvimlere gömülmüş yıllarım, aşklarım, küçük yolculuklarım..
Susmayan rüzgarların uğultusunda şimdilerde..
Cevapsız kalan sorularım...


Yaprak fırtınalarına tutulmuş ruhumun hapsolduğu bu karanlıklar adasında..

Zamanın acımasızlığının vermiş olduğu çizgiler var suratımda..
Nefretimin sarfettiği anlamsız kelimeler arasına sıkışan sevgi sözcüklerim ve..
Bugün avuçlarında saklarken yarını..
Gözlerimde uykususuzluğun doğum sancıları..


Zamansız krizlerimin yağmurlarıyla ıslanırken yanaklarım..

Kalemimle,yine korkulara boğulmuş sözlerimin istilasında seni yazıyorum..


Başaramıyorum...

Neyi başarabildim ki senden sonra..
Neyi tadabildim kaybetmekten başka...
Kapılar kapandı..


Gittiğinin sonrası sabahım olmadı..

Gözyaşlarım hiç durmadı...
Gecenin karanlığına sensin diye sarılıyorum şimdi..


Sensiz sahte mutlulukların gölgesi altında yanıyor,yaşlanıyorum..

Avuçlarımda birkaç kelime..
Sensiz cümleler arasında seni kurmaya çalışıyorum..


Seni kaybetmenin son duruşmalarında..

Sensiz aşka müebbetim istenirken..
Kollarımda anılarım, sensizliğe götürülüyorum..
Düşlerimin intihar anları gözlerimden düşerken..
Bulut gibi, melek gibi Allah'a ağlıyorum..
..Artık sahipsiz mektuplar yazmaktan alıkoyamıyorum kendimi.. Kabullenemiyorum gittiğini..


Bilmeni istediğim ve senin için sakladığım o kadar şey var ki..

Hüzün dakikalarında,yüzyıllara maruz kalan bu kalbin daha fazla gücü yok artık..


Dizleri kırık hayallerimin intihar anlarında..

Sana susayan dudaklarımda..
Gözlerinin telaffuzu yok...
...(kaybettim seni bir gece vaktii)...






Alıntı

Suzim 23.08.2015 01:14

Cevap: Günün Şiiri
 
Bu sabah bir türkü doğdu gözlerime,



Adı sen,
Yağmurla geldi sözleri gönlümün yanaklarına çisil çisil,
Yazdım yazdım, kalemim bitinceye kadar yazdım,
Mısralardaki kelimelerin anlamı yeniden doğmakmış,
O kadar alıştırdın ki varlığına,
Seni göremediğim günler de bir türkü oldun dudaklarıma
Bir gün mü uzak, yoksa sen mi?
İkisi de imkansız kadar imkansız,
Aslında biliyorum,
Sende olmayacaksın, o günde asla gelmeyecek,
Nefesin kadar yakın olsam da,
Bir girdabın dönencesi kadar uzaksın,
Ne yapılır adı sen?
Ne yapılır bilmem ama bir gerçek var ki,
Yağmur yağmasa da gözlerim ıslak,
Rüzgar esmese de gönlümde fırtınalar,
Güneş doğmasa da güneşim oldun
Hem gönlüm yorgun, hem de dilimde tükendi kelimeler,
Bir çare arasam da biliyorum ki çare sensin adı sen,
İşte imkansızın zindanlarında ki çare,
Sen ne kadar imkansızsan çarede bir o kadar imkansız,
Çözemedim yeşillim kara telli girdap düğümlerini,
Alamadım uçurum bakışlım delikanlı yüreğini,
Sevemedim seni benim sevdiğim kadar beni sevebilecek birini,
Biliyorum sonu hüzün olacak bu sevdamın,
Çünkü adı sen, soyadı imkansız,
Bunun anlamı da şu;
Demek ki sevdam hem adsız hemde soyadsız,
Bu sonda yüreğimin kabul edemeyeceği kadar imkansız…


Alıntı

Suzim 23.08.2015 01:31

Cevap: Günün Şiiri
 
http://img.blogcu.com/uploads/HuZunM...maneskiyor.jpg



O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar
bırakılmasaydı eğer.


Dayanılması o kadar da zor değildir,
büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.


Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.


Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.


Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.


O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.



Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.


Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.


Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı
belki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.


Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece
sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.


Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır
yaralamasaydı eğer.


Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.


Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.


O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.


O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.


Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.


Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.


Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.


Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.


Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.


Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.


İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir
ayrılık gizlendiğine
belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci
dereceden failidir"
denmeseydi eğer.


Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.


Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle
avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.


Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini
tutmak isterse...


Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim
uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık
etmiş olmasalardı eğer!!
Can Yücel





Suzim 09.09.2015 01:31

Cevap: Günün Şiiri
 
ŞEHİDİMİN YAVRUSU




Gel yavrum koklayayım,gülümün yüzü solmasın
Teröre kurban giden,babandan sen hatırasın
Sen şehit evladısın,grur duy,göğsün kabarsın
Atatürk’ün izinde Cumhuriyet ilken olsun
Şehidimin yavrusu, ananı sen iyi dinle


Ülkene yararlı ol, gurur duyayım seninle
Baban hep yaşayacak,kalplerde sevgi ile
Atatürk’ün izinde Cumhuriyet ilken olsun
Bizi üzüp ağlatıp, yuvamızı dağıtanlar
Vatanıma göz dikip, Türk’lere kurşun sıkanlar
Bir gün pişman olarak, cezasını bulacaklar


Atatürk’ün izinde Cumhuriyet ilken olsun
Ülkene sahip çıkıp, sonsuza dek koruyarak
Bayrağımız elinde, marşımızı okuyarak
Vatanını sev oğlum,toprağına sarılarak
Atatürk’ün izinde Cumhuriyet ilken olsun


Bu vatan hepimizin, bölünerek parçalanmaz
Türk ulusu cesurdur, hiç kimseler korkutamaz
Babana kıyan eller, amacına ulaşamaz
Atatürk’ün izinde Cumhuriyet ilken olsun



Alıntı

Suzim 11.09.2015 01:26

Cevap: Günün Şiiri
 
Konuşamıyorum




Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sesin
Ürkek şaşkın kararsız duyuyorum
Ve sen bir gökkusağı kadar güzelsin
Rengarenk ve az sonra gidecek görüyorum
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu
Islak yorgun tutkulu yürüyorum
Sensiz ben yolumu bulamam
Haykırmak istiyorum
Konuşamıyorum konuşamıyorum konuşamıyorum
Konuşursam gözyaşlarım beni boğacak
Biliyorum duyuyorum görüyorum konuşamıyorum

Bu ayrılık akşamında sen sustuğuma bakma
Konuşmaya gücüm yok beni anla
Söyleyemediklerimi bak gözlerimden anla
Herzaman yanımda kal hiç bırakma
Sensiz ben yolumu bulamam
Haykırmak istiyorum
Konuşamıyorum konuşamıyorum konuşamıyorum
Konuşursam gözyaşlarım beni boğacak
Biliyorum duyuyorum görüyorum konuşamıyorum



İlhan İrem

Suzim 11.09.2015 01:27

Cevap: Günün Şiiri
 
İnci Dakikaları








Sen bana yeni yılsın her dakika


Her dakika bir yaşıma daha giriyorum

Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni
Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın
Ben bin parçaya bölündüm her parçasında
Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın
Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın
Erkek ağlar mı diyeceksin
Hayberin kapısı ağlar mı erkek ağlar mı
Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum
Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında
Daha gözlerimin gerçek yaşları belirmeden
Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey
Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya
Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde
Hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya
Sen benim ağlamamı erkekliğime
Uyanan ölmeyen yenilenen
Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan
Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say
Bütün bir yıl bütün bir yaşama boyu
Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say
Ben otomobilleri böylesine yankısız sağır komam
Öyle bir isyan şiiri var ki ben onu yakalayacağım
Bu yunan şehrinin düzenini öper ve yalvarırım
Şehrin ölümünü yanlış anlama
Gözleri kör oldu doğrudur ama o kadar
Ve şehrin gözlerini geri verme dakikalarıdır bu yılgın çanlar
Senin odan gün ışığı en güzel müzik bana
Farklılıklar odası
Giden tren buharları içinde örümcek ağı
Sen güzel örümcek ağı yaşamakla yaşamamak
Doğduğumuz şüpheyle öldüğümüz şüphe arasına gerilmiş
Garip bulut farklı müzik güzel örümcek ağı
Ben bir yabancı buğunun kokusunu alıyorum
Bu kokuyu alıyorsam onulmaz kıskançlık yaramdandır
Benim garipliğime bakma benim kıskançlığıma bakma benim
İncilerin ilk gerçek ve yeni yorumunu bulur gibi oluyorum
Bu inciler denizlerin en karanlık noktalarında bile yoktur
Benim ak ve kara kayalar içinde bulduğum inciler
Bu inciler sen olmasan bende bile yoktur
Oldukları yerde bile
1959 yılbaşı gecesi
Sezai Karakoç

Suzim 11.09.2015 01:29

Cevap: Günün Şiiri
 
Vuslat





Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Görmezler ufuklarda, şafak söktügü anı...
Gördükleri rü'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka.
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?
Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir şevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
Dört atlı o gerdüne, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zaferle;
Gök, her tarafından, donanır meş'alerle!
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, her yer kesilir kapkara, zindan...
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...
Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana mal oldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsuna ram et!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!

Yahya Kemal Beyatlı

Suzim 15.09.2015 01:09

Cevap: Günün Şiiri
 
BEN DEĞİLDİM




Bir aksam-üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebebsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim.


Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..

Özdemir Asaf

Suzim 15.09.2015 01:10

Cevap: Günün Şiiri
 
Dost var; uğrunda ölünür...
Dost var; uğrunda can vermek bile 'ucuz' kalır..
Dost var; sevdiği insana bir zarar gelecek endişesiyle,
Akrep, çıyan yuvalarını topuğuyla kapar...
Bunu yapmak yetmez dost için...
Sevdiği insan uğruna ömrünü verir.
Verilen bir ömürdür...
Bir yılını, iki yılını, on yılını, yirmi yılını değil, 'ömrünü' vermiştir...
Dost var; Sevdiği insanın uğruna ölmeye hazırdır.
Düşmanlar gelecek,
katletmek istedikleri Nebi'nin yatağında vefalı bir genç, delikanlıyı bulacaktır...
Bu delikanlı dosttur... Ve hep 'dost' kalmıştır.
Dost var; güle benzer...
O kadar güzel kokar ki, dikenlerinin verdiği acı hissedilmez...
Bir de dost var ki, dikenlerinin yol açtığı kan ve yara korkusundan,
gül rayihasını almak mümkün değildir.
Dost var; hazmedemez...
Sindirim sistemi bozuktur...
Dost var; fırına girmeyi sevmez... Ama, ekmeği herkesten önce böler...
Dost var; sözü itibarsız senettir... Güvenirseniz müflis olursunuz...
Dost var; yollarda bırakır...
Böylesiyle adım bile atılmaz.
Yola beraber çıkmak, neticeyi kabullenmektir.
Dost var; düşmandan tek farkı, biraz daha mütebessimdir.
Ama bir düşmeye gör; düşmanın 'kahkahaları',
O'nun 'tebessümünün' yanında 'sessiz' kalır.
Dost var; Iyiliğini istemez... Düşman için önüne bir taş da o kayar.
Sonra bu da yetmez 'dost' için! ..
'Belki benim koyduğum taşla düşmez' diye, senin düşmanına da,
'şuraya ip germeyi unutma' diye tembihte bulunur.
Dost var sadece yüzüne güler...
Arkandan vurmak, hançerlemek için 'malzeme' arar. Hiçbir fırsatı kaçırmaz.
Lakin bunlar da 'dosttur'! ..
'Düşmanım' diyemeyeceğimiz dostlar! ...
Böylelerini görünce oturur bir köşede ağlar; 'Dostların eline düşürme Allah'ım' dersiniz.
Ah! Hz.Ebu Bekir..., Ah! Hz.Ali... Müslümanlığı sizlerden öğrendik.
Keşke dostluğu ve vefayı da sizlerden öğrenebilseydik...




Suzim 17.09.2015 01:26

Cevap: Günün Şiiri
 
Bu Sevgidir




Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir.
Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir.
Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir.
Yalnız ben biliyorsam bu aşktır.
Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır.

Özdemir Asaf

Suzim 18.09.2015 01:26

Cevap: Günün Şiiri
 
Yumdum Gözlerimi




Yumdum gözlerimi
Karanlıkta sen varsın
Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun
Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin

Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
Şimdi orda herşey seninle başlıyor
Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait
Ve sana ait olmayan...

Nazım Hikmet Ran

Suzim 20.09.2015 00:48

Cevap: Günün Şiiri
 
http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif





Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini



http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif



Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu



http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif


Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim


http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif


Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde




Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni

Ü.Yaşar Oğuzcan

Suzim 23.09.2015 02:10

Cevap: Günün Şiiri
 
Bazı şeyler, kötü sonlara rağmen yaşanacak kadar güzeldir.
Yüzyıllardır oynanmasına rağmen, hiçbir seyirci sahneye fırlayıp, Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır.
Sonunda geminin batacağı bilindiği halde, Titanic filmi defalarca izlenmiştir.
''Bitecektir'' korkusuyla aşktan kaçanlar, eğer dünyaya gelmeden önce kendilerine danışılsaydı, sonunda öleceklerini bildikleri için, hiç doğmamayı seçerlerdi.
Böyle yaşanmaz...
Romeo ölmeli! Titanic batmalı!
Ve aşk; herşeye rağmen yaşanmalı.





Asena 23.09.2015 15:14

Cevap: Günün Şiiri
 
Çekilmez Bir Adam




Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil
Seni kıskanıyorum.
(Beni Affet!)

Nazim Hikmet


Suzim 24.09.2015 02:28

Cevap: Günün Şiiri
 
Yine ben topladım kalbimin kırıklarını






Yere düşenler sadece cam kırıkları değildi anne!

Kalbimin kırıkları da vardı aralarında..
Süpürseydin,yok etseydin ya onları da!
Ama yap(a)madın..

Yine ben topladım yerden kalbimin kırıklarını
Sırf ayaklarına batmasın diye..

Susmamın sebebi gurur değil
Söyleyeceklerim var elbet..
Sırf seni üzmemek için,kalbini kırmamak için konuşmadım..
Karşılık vermedim ilk defa sana anne!
Bu kadar dolu değildim önceleri
Kırmıyordum kalbini küçükken..
Ama artık büyüyorum ben anne!
Sus! deyince susan küçük kızın değilim artık..

Gitmek istiyorum artık..
Her şeyi , kendimi göze alıp ; bu şehri bırakıp gitmek..
Şunu unutma anne;
Şuan gidecek olsam kalacağım bir çok yerim,
Beni burda tutmak için ise hiç bir nedenim yok..




Alıntı

Suzim 04.10.2015 01:58

Cevap: Günün Şiiri
 
Tıkanıp KaLdığında Hayat..,







Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,
Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarınıDağlara dönmeli yüzünü insan.
Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak;
Yeni insanlarla ‘tanışmalı, yeni keşifler yapacak….
Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, Gerçekleştirmeyi denemeli!


http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif




Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir,
Kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.
Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler,
Her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa,
Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri;
Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip
Servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini;
Gördüğünü hissedebilmeli!
Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce,
Değerli olabilmeli hayat!
İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için!



http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif



Başkasının yerine koyabilmeli kendini;
Ağlayan birine “gül”, inleyen birine “sus” dememeli!
Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli!
Şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; Sevgisiz, soysuz kalarak!
Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden,
Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine…
Güneşin doğuşunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını…



http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif



Karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; Öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın!
Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği;
Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu Olmayı beklememeli!
Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; Bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı!



http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif



Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç Çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, Neşesizdir kahkahaların;
Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların…
Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi unutmamalı!
Bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için…


http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif




Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil,
Söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli!
Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere…
Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için!
Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak!
Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi;
Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin;



http://i.hizliresim.com/5kdra5.gif



Zaman bulabilsin; Bir teşekkür, bir elveda için…
Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten;
Ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan!
Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi…
Zamanın ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı…






alıntı

Suzim 17.10.2015 01:48

Cevap: Günün Şiiri
 
Zehirli bir ihanet aktı yanaklardan
Atılan bir imzayla onaylandı unutulduğum
Gelinlik bir kız gibiydi
düşlerim oysa, kaçırıldı
Kimlerin yatağında nergis kokusuysa, orada kalsın

Çocuk kalan yanım!
. Sen sakın üzülme
..
Seni yeniden güldürebilmek için arınacağım bu lekeli acılardan..



Alıntı

Suzim 21.10.2015 01:34

Cevap: Günün Şiiri
 
Aşk...


Gitmek ve kalmak arasında sıkıştırıyor,


Hep bulmamak için aratıyordu.


Sefersiz gemilerden bilet alıyor, şehrin titreyen iskelelerinde bekliyor,


Uykusuz banklarına yaslanıyordu.


Hiç ummadığımız anda geliyor, umduğumuz anda gitmiyordu.


Zira umduğumuz an, hiç olmuyordu.




Ve öğretiyordu


Aşk: Keşkesiz kaldıkça yaşanıyordu.



Suzim 27.10.2015 01:43

Cevap: Günün Şiiri
 




Geçti vakit
Yolun sonu birden göründü
Çoluk çocuk meşgale
Gündem hep boş idi boş kaldı
Ne yana baktımsa karanlık
Geçip giden karanlık
Ne yapsam nafile
Unuttumsa da seni
Unutma bizi Allah'ım
Af dilerim

Şah damarımdan yakın olan Allah
Tövbeleri kabul eden Allah
Rahman ve rahîm olan Allah
Kötülükleri iyiliklere çeviren Allah
Göklerin ve yerin nuru Allah
Nur üstüne nur olan Allah
Dilediğini nura ileten Allah
Şefaat dilerim

Göklerin ve yerin tasarruf sahibisin
Sorgu gününün hakimisin
Gücümün yetmeyeceğini vermeyensin
Her şeyi mümkün kılansın
Unutanları unutturansın
Bizzat hakikatin anlamısın
Rahmeti her şeyi kuşatansın
Rahmet dilerim

Görülmeyeni gören Allah'ım
Esirgeyen bağışlayan Allah'ım
Esenlik, güvenlik veren
Gözetip koruyan Allah'ım
Var edip şekil veren
Münezzehsin Allah'ım
En güzel isimler senin Allah'ım
Selamet dilerim

Kainatın işaret ettiğisin
Kainatla işaret edensin
Rahmet etmeyi üstüne yazansın
Rahmeti her şeyi kuşatansın
Unuttumsa da seni
Unutma bizi Allah'ım
A f d i l e r i m

Suzim 10.11.2015 02:48

Cevap: Günün Şiiri
 
MUSTAFA KEMAL’LER TÜKENMEZ





http://www.isgeschiedenis.nl/wp-cont...at%C3%BCrk.jpg




Tükenir elbet
Gökte yıldızlar denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez ..

Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün göçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez ..

Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez ..

Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona her şeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın kasımlarda
Fatihler, Kanuniler ölmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez ..



Halim YAĞCIOĞLU

http://www.neguzelsozler.com


Suzim 10.11.2015 02:51

Cevap: Günün Şiiri
 
ATATÜRK













ATATÜRK vatanın yılmaz rehberi,
ATATÜRK Türklüğün ölmez önderi.
ATATÜRK milletin en son lideri,
ATATÜRK dünyada gurur kaynağım.
ATATÜRK ‘Ne mutlu türküm’ diyendir,
ATATÜRK düşmana dersin verendir.
ATATÜRK ilimdir, Atatürk fendir,
ATATÜRK tekniktir, irfan kaynağım.
ATATÜRK mazlumun hakkın aradı,
ATATÜRK zalime kılıç salladı,
ATATÜRK düşmanın kolun bağladı,
ATATÜRK bayraktır, hürdür kaynağım.
ATATÜRK devrimci, yenilik yolu,
ATATÜRK insandı o hakkın kulu,
ATATÜRK açtırdı türkçe okulu,
ATATÜRK gösterdi ilim kaynağım.
ATATÜRK dünyaya doğmuş bir arslan,
ATATÜRK bir dağdır, sen ona yaslan.
ATATÜRK düşmana azgın bir kaplan,
ATATÜRK İNCE’ye ilham kaynağım.


Sabit İNCE



Suzim 30.12.2015 01:23

Cevap: Günün Şiiri
 
Dönemem terk ettiğim hiç bir yere
Dolaşıp duruyorum sokaklarda
Dilimde o son duam
Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki
Sonsuzluk gibi çıkıyordu
Bu söz içimden
Umutsuz bir yakarış gibi
Hiç bitmeyecek bir hasret gibi
Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki


Cezmi Ersöz...


WEZ Format +3. Şuan Saat: 16:11.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.